İş zamanı!

Haberin Devamı ›
Gaziantep yenilgisi Sivasspor için dünyanın sonu değil ve olmamalı da. Çünkü karşısında Türkiye’nin en iyi organize olan bir ekibi vardı. O nedenle bu yenilgiye takılıp kalmamalı, Sivas... ‘Hava sıcakmış, maç saati şöyleşmiş-böyleymiş’ bence hepsi hikaye. Sivasspor istedi mi kazanır, bunu Trabzonspor karşısında iki hafta evvel gösterdi.
Bence Bülent Uygun şimdiye kadar çok konuştu ve sorulan her soruya da büyük bir özveri göstererek yanıtladı. Artık son 4 haftaya girdik şimdi konuşma değil işi bitirme zamanı. Gaziantep maçı sonrasında taktiksel hata yaptığını kendisi de söyledi. Bu bir erdemdir ama artık hataya tahammülleri yok. Çünkü Beşiktaş’ın Bursa beraberliğinden sonra Fenerbahçe’ye de kaybetmesi sayesinde liderlik sürüyor. Ama Uygun’un özellikle orta alanda risk alarak 3 puana oynaması biraz pahalıya patlıyor. Şöyle 3-4 maç geriye dönelim. Denizli deplasmanında ilk yarı 2-0 önde ve ikinci yarı iyi kapanan ve skoru koruyan bir Sivasspor izledik. Ama içerde Antalya ve dışardaki Konya maçlarında gol gecikince orta alanı tek adamla bırakan ve hücüm hattını dörtleyen bir Sivasspor, kalesinde gol yemedi ama bunda rakiplerini beceriksizliğinin büyük payı vardı. Süper Lig’in en gol yiyen savunması bu maçlarda oldukça çaresiz kaldı. Gelelim son Gaziantep maçına; bence ilk yarı tam bir deplasman takımı gibi oynadılar. Orta alanda rakibin organize ataklarını başarıyla kestiler. Ama ikinci yarıda Kamanan, Balili ve Mohamed değişikliği sonucunda orta alanda tek kalan Sezer’le bir anda oyun tersine döndü. Bu takımı başarıyla yönetmiş ve buralara getirmiş bir teknik adama işini öğretecek değilim, haddime de düşmez. Ancak kişisel görüşümü paylaşmak isterim. Eğer Gaziantep’te 1-0’ı yakalamış bir Sivas, ikinci yarı biraz çirkin gözükse de kalabalık bir savunma anlayışıyla oynasaydı, bu maçı en azından yenilmeden bitirebilirdi. Savunmaya bir Murat Sözgelmez takviyesi olurdu. Çünkü Gaziantepspor sert ve mücadeleci rakiplerden hoşlanmaz. Sivas’ın orta alandaki en etkili ismi İbrahim’in cezalı olması da kayıptı.
Türk futbol tarihini değiştirmeye ramak kalmışken, Bülent Uygun’un kalan maçlarda daha rasyonel hareket edeceğini düşünüyorum.