‘’Antep'i bir gol kesti!‘’
Eskişehir Atatürk Stadı’nda sahaya çıkan iki takım da gergindi. Sadece futbolcular değil, teknik adamlar da büyük baskı altındaydı. Çünkü iki ekibin de sezon başında koymuş olduğu hedefler, ilk 5 haftadaki sonuçlarla örtüşmüyordu. Ev sahibi Es Es, sakatlıklardan çok dertli, Gaziantep ise iyi mücadeleyi skora yansıtamamaktan şikayetçi. İlk 45 dakikada tam 11 pozisyon golle sonuçlanabilirdi. Bunların 6’sı konuk ekibe, 5’i ise Eskişehirspor’a aitti. Ancak kıyaslama yaparsak Gaziantepspor ilk 45 dakikada maçı koparabilirdi. Futbol olarak değerlendirirsek; ilk yarı daha derli toplu olan ve ne yaptığını bilen Gaziantepspor’du. Güney ekibi orta alanda rakibine üstlünlük kurup, kanatları da iyi kullanınca ilk yarıyı önde bitirmeyi başardı. İkinci yarıda Rıza Çalımbay ağır kalan Vucko’yu çıkartıp, yerine savunmanın sağında oynayan Sezgin’i çekti. Koray’ı da defansın sağına alıp, orta sahaya taze kan Erkan’ı soktu. Bu değişiklikler ev sahibi adına oyuna olumlu yansıdı. Özellikle 70. dakikaya kadar rakip üzerinde büyük baskı kuran Eskişehirspor, her şeyi yaptı, ama golü bulamadı. Bu dakikadan sonra oyunu soğutan Gaziantepspor, sadece zaman zaman hücumu düşündü. Tolunay Kafkas’ın ‘ileriye çıkın’ baskısına rağmen, futbolcuların skoru koruma duygusu, aşırı arkaya yaslanmalarına sebep oldu. Oysa ki risk alan rakipleri karşısında kolayca farkı açabilirlerdi. Her şeye rağmen Gaziantepspor çok önemli bir deplasmanda, altın değerinde 3 puan kazandı.
‘’Disiplinin zaferi‘’
Bursaspor ligde gerçekten bir başka oynuyor. Belki sezon başından beri aldığı sonuçlara bakarsanız şöyle farklı bir skor ortada yok, zorlanıyor da diyebilirsiniz. Ama yediği tek bir gol var o da Eskişehirspor maçında Sezer’den. Kazandığı maçlar içinde en farklı skor İstanbul’da Galatasaray’a karşı: 2-0. Bütün bunları şunun için yazıyorum. Bursaspor belki farklı kazanamıyor ama gol yemiyor, skoru koruyabiliyor ve puan kaybetmiyor. Bursaspor geçen yılki şampiyon kadronun üzerine bu sezon bir çok transfer yapıp kadroyu zenginleştirdi. İşte Ertuğrul Sağlam bu kadroyu rotasyona tabi tutup bütün oyuncularından yararlanmak ve onları formda tutmak istiyor. Bucaspor karşısında da erken golle öne geçtiler. Bazen erken gol avantaj gibi gözükür ancak rakibin direnci ve gol atmak için ofansif özelliklerini öne çıkarması sizi zorlayabilir. Nitekim Bucaspor ligin yeni takımı ve yepyeni bir kadroyla mücadele etmesine rağmen son şampiyona kafa tutmak için tüm gücünü ortaya koydu. Tabii ki erken yedikleri golün etkisiyle açık oynamaları izleyenlere tempolu bir maç seyrettirdi. Karşılaşmanın başından sonuna kadar iki takımın da iki kalede ataklarını izledik. İkinci yarıda Ertuğrul Sağlam İnsua, Sercan ve Volkan Şen gibi 3 hücumcusunu oyuna sokarak oldukça etkileyici ataklar yaptırdı takımına. Ancak biraz şanssızlık biraz da beceriksizlik 2. golü bulmalarına engel oldu. Çünkü bu tür maçlarda 1-0’lık skor her zaman tehlikelidir. Nitekim Manucho’nun pasında Dady ile beraberlik golüne çok yaklaştı Bucaspor ama siyahi oyuncudan çok kötü bir final vuruşu izledik.
Gecenin özeti, Şampiyonlar Ligi’nde çarşamba günü deplasmanda zorlu bir maça çıkacak Bursaspor için iyi bir test karşılaşmasıydı ve Timsahlar puanları Bucaspor’un ağzından alıp 6. haftayı da lider kapattı. Bence her maçta olduğu gibi Bursaspor’un en büyük artısı oyun disiplininin üst düzeyde olmasıydı. Bunun karşılığını da her zamanki gibi aldılar.
‘’Karadeniz'de gemiler battı!‘’
Bank Asya’nın 4. haftasında Karadeniz ekipleri hüsran yaşadı. Çaykur Rize, Samsun ve Orduspor birer puanla yetindi. Giresunspor ise ligin galibiyetsiz takımı Güngören Belediye’ye boyun eğdi.
“Burası Bank Asya 1. Lig... Burada her an her şey olabilir” diye bir klişe söz geliştirdik. Tabii ki bu sözü yıllara dayanan tecrübelerimizle söylemiştik. Nitekim bu hafta adeta bu sözün karşılığıydı. Genel olarak sonuçlara baktığımızda çok normal dediklerimiz de vardı, bizleri ve herkesi şaşırtan da... Örnek mi; İstanbul’da herkes Giresunspor’dan, henüz puanla tanışmayan rakibi Göngören karşısında rahatlıkla 3 puan bekliyordu... Sonuç; Karadeniz ekibi mağlup oldu.
Yine herkes “Orduspor, Gaziantep deplasmanından 3 puanı alır döner” diyordu, ancak konuk ekip, bir puanla dönebildi. Kağıt üzerinde maç öncesi favori olan Boluspor ve Denizlispor ise, ligin yenileri karşısında zorlanmadan kazananlardı. Sonucunu merak ettiğimiz maç ise Mersin’deydi. Geçen hafta maçı yarıda kalan ve teknik direktörü bıçaklı saldırıya uğrayan Mersin İdmanyurdu, evinde zorlu rakibi Diyarbakırspor’u yenip, aradığı morali buldu. Bu hafta zirvede, liderliği Orduspor’dan devralan Denizlispor var. Gelelim maçlara...
Akhisar Bld-Denizli
Horozlar, iyi futbollarını erken golle süsleyip, Akhisar Belediyespor deplasmanını kazasız geçtiler. Denizlispor’un dikkati çeken tarafı; tecrübesi ve bol pas yapan bir takım görüntüsü çizmesiydi. Oldukça sıcak bir havada oynanan maçta Horozlar, genç rakipleri önünde oyuna iyi başladı ve iyi de bitirip rakiplerinin takıldığı haftada, zirveyi tekrar ele geçirmenin mutluluğunu yaşadı.
Gaziantep B.B-Ordu
Gaziantep’e giderken hedefinde “3 puan” vardı Orduspor’un. Ama evdeki hesap çarşıya uymadı. Uğur Tütüneker’in öğrencileri, çok gol kaçırdı ve bir puana üzülürken, az kalsın o da elden gidiyordu. Gaziantep Büyükşehir, yakaladığı penaltı fırsatını değerlendiremeyince, 90 dakika sonunda ortaya golsüz bir beraberlik çıktı.
Ç.Rize-K.Erciyes
Rize’de aslında sürpriz bir sonuç değildi 2-2’lik beraberlik. Ama gollere baktığımızda tabii ki ev sahibi 90. dakikada vurulmanın üzüntüsünü yaşadı. İki kırmızı kartın çıktığı karşılaşmada, iki takımın tesellisi, yenilmemekti. Ama bu sonuç Erciyesspor’u mutlu, Çaykur Rizespor’u buruk bir şekilde sahadan soyunma odasına yolladı.
Mersin İ.Y.-Diyarbakır
Mersin’de gülen ev sahibiydi. Bank Asya 1. Lig’in en tecrübeli ve en çok gol atan oyuncularından biri olan Yunus Altun, bir kafa darbesiyle, daha önce formasını giydiği Diyarbakırspor’u yıkan isimdi. Tabii ki bu maçın atmosferi başkaydı. Çünkü bıçaklı saldırıya uğrayan ve yüz kızartıcı suçlamaya maruz kalan Mersin İdmanyurdu Teknik Direktörü Yüksel Yeşilova’nın durumunun belirsizliği, maç öncesi en çok konuşulan konuydu. Bir anlamda bu maçın sonucu da, hocanın kaderini belirleyebilirdi. Çünkü yönetimin hafta içi nötr bir tavır takınması ve ortaya çıkıp hiçbir görüş veya destek belirtememesi, kafalarda soru işareti yaratmıştı. Ama bir kırmızı kartla 10 kişi kalan Diyarbakırspor’u 1-0’la geçen Mersin İdmanyurdu’nda, şimdilik kara bulutlar dağıldı. Taraftarın hocayı tribünlere çağırması, aslında bir güvenoyu ve destekti. Tekrarlıyorum, “kriz şimdilik dondu” ve Mersin’de işler geçici olarak yoluna girdi.
Bolu-T.Linyit
Boluspor evinde, Bank Asya 1. Lig’in yeni takımı Tavşanlı linyit’i hezimete uğrattı. Ferhat Kiraz’ın hat-trick yaptığı karşılaşmada sahadan 5-0’lık bir skorla ayrılan Yarenler, ilk 2 adayı olduklarının net bir mesajını verdiler. Maç öncesi “Bir sürpriz olur mu”, “kapalı kutu bir rakip” gibi Tavşanlı Linyit değerlendirmelerimizi, Boluspor oynadığı futbol ve attığı gollerle yanıtladı açıkcası.
Altay-Karşıyaka
İzmir derbisinde yine istatistikler kazandı. Yıllardır Karşıyaka’ya karşı üstünlüğü olan Altay, bu defa da kazanan taraftı. İki takımın da sıkıntılı bir dönemine rastlayan karşılaşmada, Altay oynadığı pozitif futbol ve aldığı galibiyetle rahat bir nefes alan taraftı. Karşıyaka ise yeni teknik direktörü Kemal Kılıç ile 2 maçta sadece 1 puan almanın hüznünü yaşadı.
Kartal-Samsun
Kartal’da sahadan, beklenen sonuç çıktı. İç sahada kolay kolay bileği bükülmeyen Kartalspor, Samsunspor’a da geçit vermedi. Aslında iki takımın da ortak özelliği; savunmayı iyi yapmaları ama forvette o kadar etkili olamamalarıydı... Tribünlere gelenler, bu maçta gol göremeden evlerine döndü.
Güngören Bld-Giresun
Güngören’de olan oldu ve ev sahibi oyunun sonlarında kazandığı bir penaltıyla 3 puanı aldı. Aslında milli maç arası ve bir de bay olduğu haftayı eklersek, aşağı yukarı 20 gündür bu maça hazırlanan Giresunspor, beraberliği bile düşünmediği bir karşılaşmayı, kaybetti. İlk 3 maçını analiz ettiğimizde, Güngören Belediyespor’un içinde bulunduğu durumu, haketmediğini biliyorduk ve birine patlacaktı. Bu takım da 4. haftada Giresunspor oldu. İddialı ve tecrübeli kadrosuyla ilk 3 maçında iki yenilgi alan Giresunspor’un, bir an evvel toparlanıp, yarışa ortak olması lazım...
‘’Bu film bitmez!‘’
Samsun’da bıçak, Gaziantep’te taş. Birinde teknik direktör 6 yerinden bıçaklanıyor, diğerinde hakemin kafası yarılıyor. Samsun’da adam VİP tribününe bıçakla girip, maçı izliyor ve eylemini yapmak için sahaya atlıyor, kulübedeki teknik adamı bıçaklıyor. Gaziantep’te ise önce kola ve su şişeleri, ardından yetmezmiş gibi taş atılıyor ve hakemin kafası yarılıyor.
Bunları niçin yazıyorum... Aslında hepimizin uzun yıllardır bildiği ve izlediği manzaralar. Ama bizler izlerken, birileri de yani meclistekiler ne yapıyor? ‘Referandum referandum’ dedik, o da bitti. Artık herkes asli işine dönsün ve yasama görevini yapsın. ‘Sporda Şiddet Yasası’ ne zaman çıkacak? İlle de birilerinin ölmesi mi lazım? Stadyumlara bakıyorsunuz, bir sürü polis kameraları 90 dakika tribünleri çekiyor. Peki çekiyor da ne oluyor, kocaman bir hiç! Çünkü yasalar yeterli değil ve bir kapıdan giren, öbür kapıdan dışarı çıkıyor.
Geçen sezon yine deplasmanda oynayan Bursaspor’du. Şehir Diyarbakır’dı ve maç yarıda kalmış, Bursaspor aksiyon filmlerindeki gibi, havalimanına kaçmıştı. Şimdi de bir hafta içinde iki olay. Önce Bank Asya 1.Lig’de Samsun’daki olay, şimdi Gaziantep’te tribünlerden gelen taş nedeniyle maç yarıda kaldı.
Artık Futbol Federasyonu Başkanı Mahmut Özgener ortaya çıkıp, ‘Sporda Şiddet Yasası’nı gündeme taşımalı. Belki bu konuda çabalıyor, ama artık vakit kalmadı. Eğer kendi federasyon başkanlığı döneminde daha acı olaylar yaşamak istemiyorsa, kamuoyunu da arkasına alıp gerekli baskıyı meclis üzerinde kurmalıdır. Siyaset sporu seviyor ve kullanıyor. İşi bittiğinde de savurup bir kenara atıyor. Futbolun gücünü bilip, kullanan siyasetçiyi köşeye sıkıştırmanın tam zamanı. Medyadan da sağduyulu otoritelerden de gerekli desteği fazlasıyla alacaktır Özgener. Yeter ki ortaya çıksın, masaya yumruğunu vursun ve “Yeter artık” desin! Aksi halde bu işin faturası döner dolaşır ona kalır.
Madalyonun bir diğer yüzü ise hakem Deniz Çoban’ın kararı... Kuralları uygulamış olabilir, ama sahada centilmence mücadele eden iki takım ve teknik kadroların emeğini de dikkate almalıydı. ‘Yardımcıları yer değiştirip, maçı oynatmayı deneyemez miydi’ diye düşünmeden edemedim. Yine tekrar ediyorum, bu yasa bir an evvel çıkmazsa, bu filmi daha çok izleriz.
‘’Futbola bıçak darbesi!‘’
Üzücü bir olay Bank Asya’da 3. haftaya damgasını vurdu. Ağabeyi, Mersin’in hocası Yüksel Yeşilova’yı sahada bıçakladı. Saldırganın içeri girmesi ve özel bir kanalda olayla ilgili yapılan yayın ise tam bir skandaldı!
Bank Asya 1. Lig’de 3. haftayı pek de iyi kapatamadık. Samsun’daki saldırı haftaya damgasını vurdu. Belki de haftaya değil Türk futbolunun çok önemli bir zaafiyetini ortaya çıkardı. Konu ne olursa olsun statlarımızda eli bıçaklı adamların VIP tribününde rahatça oturabildiğini gördük. Futbol Federasyonu Başkanı Mahmut Özgener siyasilere şiddet yasasının çıkması için sitemler gönderiyor, bu iş böyle olmayacak. Bence Özgener’in Başkent’te artık ciddi bir mesai vermesi lazım. Eğer Samsun’daki saldırı ölümle bitmediyse, bu, gecenin en sevinilecek olayıdır. Ama bizde bazı şeylerin halledilmesi için mutlaka bir kurban vermemiz gerekir. Bir adam çıkıyor, ister deli deyin, ister şizofren deyin, her ne olursa olsun canlı yayındaki bir maçı seçiyor ve Türkiye’nin gündemini belirliyor. Tabii ki, burada hiçbir suçu olmayan Samsunspor kulübü ve taraftarı da bu işten derin yara aldı. Çünkü kentlerindeki bu olay ileride, hep “Samsun’daki bıçaklanma” olarak anılacak. Oysa 1-0 yenik olmalarına rağmen centilmence takımlarını desteklerken, adli bir olay yüzünden yarıda kalan bir karşılaşmanın mağduru oldular.
Saldırgan VIP’e nasıl girdi?
Bu olaya sadece bu boyutta bakamayız. Bir de Yüksel Yeşilova’nın mesleki kariyeri açısından ne duruma düştüğü var. Yeşilova, canlı yayında TRT 1’de Bank Asya 1. Lig Günlüğü programına bağlandığında olayın saldırganın söylediği gibi bir namus meselesi yüzünden gerçekleşmediğini söyledi. Ve 7 yıldır aile içi bir problem yüzünden ciddi sorunlar yaşadıklarını, birçok kez şikayette bulunmasına rağmen bir sonuç alamamasından dert yandı. Yani sadece güvenlik zaafiyeti değil, bir anlamda hukuki bir zaafiyetin ürünü olduğunu da söylebiliriz bu saldırının.
Bu konu çok konuşulacak ve savcılar belki de ellerini biraz daha çabuk tutup, olayın üzerine gidecekler ve hukuki bir karar ortaya çıkacak. Ancak gerçek olan şu ki, eli bıçaklı bir adam aramızda rahatlıkla maç izlerken dolaşabiliyor, belki de yanı başımızda aynı Samsun’da VIP tribününde olduğu gibi oturabiliyor.
Böyle yayıncılık olmaz!
Madalyonun bir başka yüzü ise daha acı... O da bu olay konusunda bilip bilmeden reyting uğruna yapılan yayıncılık anlayışı. Biz nasıl ki, bir hakimin ve savcının yorumculuk, yazarlık yapmasını eleştiriyorsak, maalesef bizim de savcı ve hakimliğe soyunmak ve kamuoyunu elimizde bir delil olmadan yanlış yönlendirmemiz çok ama çok yanlış... Ama bir televizyon kanalı, canlı yayında cahil insanları telefonla bağlayarak, bir suçu işleyip işlemediği kesinleşmemiş bir kişiyi resmen kamuoyu önünde infaz etti. Hem de bunu anlı şanlı bir şekilde gerçekleştirdi! Starlarımız vasıtasıyla... Peki bir gün, biri çıkıp aynı suçlamaları kendileri hakkında yapsa, ne diyecekler... Ben de Yüksel Yeşilova için söylenen taciz söylentilerini duydum, ama bizlerin medeni insanlar olarak ve gazeteceliğin verdiği refleksle her söylenene balıklama atlamamamız gerekiyor. “Hiç mi insafımız yok ya kardeşim bunlar böyle söylüyor ama işin aslı astarı var mı, bir soruşturalım” demeyecek miyiz? Eğer söylenen doğruysa, hep beraber en ağır eleştiriyi yapalım ama doğruluğu kanıtladıktan sonra... Daha adam hastanede kanı kurumamış bir şekilde yatarken, suçlu ifade verirken, bilip bilmeden kulaktan dolma bilgilerle ve yine söylüyorum reyting uğruna itibar edip yayıncılık yapmak çok çirkin... Kimse kusura bakmasın mesleğim adına çok utandım.
Artık top federasyon ve adalette
Türk futbolu adına kötü bir geceydi Samsun’daki olay. Umarım yasanın hızlanması için şerden bir hayır çıkar. Yarıda kalan bir maçın ne olacağını herkes soruyor. Ben de yıllardır böyle bir olayla karşılaşmadım için yanlış yorumda bulunmak istemem. Tek temennim iki takımı da mağdur etmeyecek bir kararın çıkması. Çünkü iki kulübün de bu olayda bir suçu yok. Münferit bir olay ve hakem de haklı olarak maçı tatil etti, artık top federasyon ve adalette... Sevgili okuyucular, yaşanan bu olaydan dolayı 3. haftanın diğer maçlarını yazmak hiç içimden gelmiyor ve bunun için sizin affınıza sığınıyorum...
Samsun-Mersin İ.Y maçı ertelendi
Samsunspor ile Mersin İdmanyurdu arasında oynanan Bank Asya 1.Lig 3. hafta karşılaşması, Mersin Teknik Direktörü Yüksel Yeşilova’nın maçın 40. dakikada bıçaklı saldırıya uğramasından dolayı tatil edildi. Türkiye Futbol Federasyonu’ndan yapılan açıklamada karşılaşmanın ileri bir tarihte oynanacağı ifade edildi.
Giresun bay geçti
Türkiye Futbol Federasyonu’nun kararı doğrultusunda liglerden ihraç edilen Ankaraspor nedeniyle Bank Asya 1.Lig 17 takımla oynanıyor. Fikstür gereği Ankaraspor ile eşleşen Giresunspor, haftayı maç oynamadan kapattı.
‘’İtirazım futbola‘’
Bursa dün akşamı tabii ki unutmayacak. Çünkü Şampiyonlar Ligi’nde ilk maçına çıktığı bir gün olarak tarihe geçti bile şimdiden. Futbol adına her şey çok güzeldi dün gece. Ancak ilk yarıda Bursaspor’un havası hemen hemen hiç yoktu. Timsahlar’ı sahada göremedik. Volkan Şen haricinde kaleci İvankov dahil herkes uykudaydı. Bu kadar acz kabul edilebilir gibi değil. Adeta rakibi 45 dakika seyretti Yeşil-Beyazlılar ve kalelerinde iki de gol gördü. Aslında bu futbola göre bence ilk yarıdaki sonuç iyidir diyorum. En azından skora bakıp bir umut soyunma odasına gittik. Valencia o kadar iyi anlaşan, top rakipteyken o kadar iyi alanı daraltan bir takım ki, Bursaspor bir anlamda yetersiz ve çaresiz kaldı. İkinci yarıda oyuna normal olarak baskılı başladık. Ben dün gece Sağlam’ın Sercan ve Turgay gibi iki etkili oyuncusunu ilk 11 oynatmayışına pek akıl sır erdiremedim. Hocanın bir Sercan takıntısı epeydir var zaten. Nedense Sercan gibi rakip savunmanın dengesini bozacak bir oyuncuyu ısrarla kenarda tutması anlaşılabilir gibi değil. Bu iş Nunez’le İnsua ile olmaz. Yabancı alındı diye de oynatmak zorunda değilsiniz. Nitekim Turgay ve Sercan oyuna girdikten sonra golle burun buruna gelebildi Yeşil-Beyazlılar.
Ama tam işler yoluna girdi bir gol atıp beraberlik umutlarını yeşertmek isterken öyle bir 3. gol yedik ki anlaşılır gibi değil. Son yıllarda bu kadar acemice bir gol yememiştir Bursaspor. Bu dakikadan sonra ne moral kaldı ne ruh... Dün gecenin özeti; tecrübe kaliteyle birleşince aradaki fark aleyhimize fazlasıyla büyüdü ve Devler Ligi’ne çok kötü bir başlangıç yaptık her yönüyle. Açıkçası skordan öte bu futbol hiç yakışmadı Bursaspor’a bence...
‘’Eskişehir sakata geldi‘’
‘Son Şampiyon’ evinde öldü öldü dirildi. Maç öncesi favori olmanın sıkıntısını yaşadı Timsahlar. Eskişehirspor ilk yarıda ne yaptığını bilen bir takımdı. Orta alandaki organizasyon Bursaspor’u dumura uğrattı.
İlk 45 dakikada ne kanatlar, ne de orta alanı iyi çalışan bir Bursaspor izledik. Şampiyonlar Ligi’nde Valencia ile oynayacakları maçın da kafalarda olduğu bir 90 dakikaydı. Belki de kendimizi fazla yıpratmadan kazanalım duygusu bir anlamada temposuzluk yarattı. Ancak benim gördüğüm kadarıyla dün gece Eskişehirspor bu futbol anlayışıyla Bursa’dan en kötü bir puanla dönebilirdi. Ancak üst üste gelen Doğa, Sezer ve oyuna sonradan giren Burhan’ın sakatlıkları bir anlamda kaderlerini çizdi. Bir de Pele’nin insiyatif kullanayım derken abartılı futbolu Eskişehirspor’un iyi başladığı oyunu kötü bitirmesine sebep oldu.
‘Bursaspor nasıl kazandı’ derseniz onun yanıtı bana göre doğru oyuncu değişiklikleriydi. Bir de rakibin önemli ve etkili oyuncularının sakatlıklar nedeniyle oyunu terk etmesi Bursaspor için avantaj oldu. Ancak ilk 11’de oynayan İnsua’nın Bursaspor’un bilinen temposuna ayak uyduramaması takım ahengini bozdu. Sonrasında Ertuğrul Sağlam gerekli değişiklikleri yapınca Eskişehirspor’un direnci kırıldı.
Maçın özeti; dün geceki Eskişehirspor’u kaybetmesine rağmen beğendim. Çünkü kaybetmesinin nedenleri biraz da şanssızlıktı. Burasspor ise böyle zorlu bir maçı geriye düşmesine rağmen çevirmesi gecenin en büyük artısıydı ve Valencia maçı öncesi zirveyi bu haftada bırakmadılar.
‘’Karadeniz Ateşi‘’
Bank Asya 1. Lig’de 2. haftada zirveye averajla Çaykur Rizespor yerleşti. Bazı maçlarda sıcak havanın tempoyu etkilediğini gördük. Örnek mi: Mersin... Gerçekten bu kentte bu mevsimde bir gündüz maçı oynamak, inanılmaz bir şey. Mersin İdmanyurdu kalecisi Kerem İnan’ın ‘doktorlar bile bu saatte dışarda dolaşmayın, diyor. Biz maç yapıyoruz’ sözüne, katılmamak mümkün değil. Bence TFF’nin bu bölgedeki takımların ışıklandırması yoksa, en azından ilk 4 haftasını dışarda oynatması, daha makul bir çözüm gibi. Karadeniz derbisinde gülen Orduspor olurken, 2. haftada da İzmirliler’in neşesi yoktu. Altay içeride, Karşıyaka da dışarıda yenilerek, taraftarını üzdü. Ligin yenilerine baktığımızda ise; Güngören ilk iki maçı puansız kapatıp, kötü bir başlangıç yaptı. Akhisar Belediyespor ise iki maçta iki puanla ısınma turlarında... Bir başka yeni Tavşanlı Linyit, pek oynadığının karşılığını alamıyor gibi... Gelelim Bank Asya 1. Lig’de haftanın maçlarına.
Çaykur Rizespor-Karşıyaka
Rize’de ‘ev sahibi şov’ vardı. Karşıyaka’nın, beklentilerin altındaki performansı, kaleci ve savunma hatalarıyla birleşince, ev sahibi oldukça rahat bir galibiyet aldı. Tabii ki, Rizespor’un aldığı 3 puanı, sadece rakibin zaafına bağlamamak lazım. Ümit Kayıhan’ın öğrencileri, gerçekten istekli bir oyun sergileyip, hakettikleri bir maçı, kazanmayı bildi.
Gaziantep Bld.-Denizlispor
Gaziantep’te ilginç bir 90 dakika yaşandı. Deplasmanda 3-0 öne geçtikten sonra rehavete kapılması Denizlispor’a az kalsın pahalıya mal oluyordu. 5 golün de önemli defansif hatalardan kaynaklanması, iki teknik adamın da bu konuda çalışma yapmasını gerektiriyor. Ama Denizlispor’un 3-0’ı yakaladıktan sonra, oyunu 3-2’ye getirmesi, soru işareti. Ev sahibine gelince; basit hatalar yaptılar, belki de puanla kapatacakları bir maçı, puansız kapattılar.
Orduspor-Giresunspor
Ordu’da önce maç öncesi olaylara değinelim. Gerçekten hafta içi verilen dostluk mesajlarından sonra, maç öncesi konuk ekip Giresunspor’a yapılan taşkınlıklar, Ordulular’a yakışmadı. Kimse kusura bakmasın; ikinci maçta yani rövanşta da aksi olursa, en ağır şekilde bu sütunlarda karşılığını bulur. Maça baktığımızda; beklentimizin altında bir 90 dakika izledik. Bunda kötü zeminin etkisi olsa da, yine de iki takımın kadro kalitesi, maçın kalitesini artırmalıydı. Ama maçın sonucu bize, “Daha çok isteyen kazandı” dedirtti. Evet, Orduspor daha istekliydi ve 2-1’le rakibini devirdi.
M. İdmanyurdu-T. Linyitspor
Mersin’de futbol adına fazla bir şey söylemek zor. Çünkü gündüz aşırı sıcakta oynanan karşılaşmada ilginçtir, ev sahibi alışık olmasına rağmen daha çok zorlandı. Oyuna sonradan giren Veysel, attığı şık golle, takımına 3 puanı getirirken, sahanın yıldızlarından biri de Mersin İdmanyurdu kalecisi Kerem’di... Bir maçta ev sahibinin kalecisi yıldızlaşıyorsa, fazla söze gerek yok. Tavşanlı Linyit son vuruşlardaki sıkıntısını hallederse, sanırım ligde tutunur. Çünkü futbol adına her şeyi yapıyorlar, ama gol atamıyorlar.
Altay-Samsunspor
İzmir’de ilk yarı ev sahibi üstündü. Ancak iyi oynamak yetmiyor, futbolda gol de atacaksın. İşte Samsunspor bunu yaptı ve ikinci yarıda öne geçmenin morali ile İzmir’de 3 puanı alıp, evine mutlu döndü. Maç sonrası Altay taraftarının alkışlı protestosu önemliydi. Altay’ın bence gol yollarında çözüm bulması lazım.
Kartalspor-Adanaspor
İstanbul’da sezonun ilk maçına çıkan Kartalspor, bir de penaltı atışından yaralanmadığı karşılamadan golsüz beraberlikle ayrıldı. Olaylı Mersin maçının yarasını sarmaya çalışan Adanaspor ise ikinci maçından da gol atamadan ve galip gelemeden ayrılmanın hüznüyle evine döndü. Kartal’da, Erhan Şentürk’ün ceza alanı içinde Koray tarafından düşürülmesiyle kazanılan penaltıyı, Serkan Özsoy değerlendiremedi. Aslında Adanaspor kalecisi Tolgahan, başarılı bir kurtarışla golü önledi. Ayrıca bu penaltı kararının biraz ağır olduğunu düşünüyorum.
Akhisar Bld.-Diyarbakırspor
Akhisar’da Diyarbakırspor, 3 puana çok yaklaştı. Lisans sorularını halletmesine rağmen, sezonu geç açtığı için fizik olarak yetersiz olan Diyarbakırspor için ligin yeni ekibi önünde, bu şartlarda aldığı 1 puanın, iyi olduğunu söyleyebiliriz. Akhisar ise taraftarı önünde, ilk defa çıktığı bir Bank Asya 1. Lig maçında, sahadan en azından sonlarda attığı golle, kaybetmeden soyunma odasına gitti.
Güngören Bld. - K. Erciyes
İstanbul’da erken gol, bir anlamda Erciyespor’un işini kolaylaştırdı. Bir de bunun üstüne 17. dakikada Şenol’un kırmızı kartıyla, Güngören Belediyespor’un 10 kişi kalması, ev sahibinin direncini hepten kırdı. “Maç böyle biter” deniyordu ki, 90. dakikada Bikoko hem penaltı yaptırdı hem de penaltıyı atarak, maçın skorunu ilan etti.