‘’Alkışlar Ordu'ya‘’
Gerçekten de Hector Cuper’in öğrencileri önce Galatasaray’ın pas trafiğini kesip 3. bölgeye top akışını durdurdu. Ve baskıyla yakaladıkları toplarla da gol aradılar. Aslında ilk yarıda durdurup ikinci yarıda oyuna Barral’ı da sokup kazanmaktı Cuper’in hedefi. Ama dünkü Galatasaray, Cuper ve Orduspor’un işini kolaylaştırdı. Özellikle orta alandaki etkisizlik ve birkaç cılız atakta yakalanan önemli pozisyonlarda da Burak inanılmaz goller kaçırdı. İlk yarıda Hasan Kabze’nin etkili oyunu ve attığı şık gol bir anlmada Cim Bom’un hesaplarını alt üst etti.
İkici yarıda ise oyuna baskılı ve hızlı başlayan Galatasaray aradığı pozisyonları buldu, ama aradığı golü bulamadı. Gerçekten de sezon başından beri yeni transferlerle güçlenen Galatasaray’ın savunma zaafı yaşadığını her maçta görüyorduk, ama hücumdaki etkinliğiyle, bir anlamda görmezden gelindi. Braga maçı öncesi bu 90 dakikadan savunma anlamında çıkarılacak çok ders olmalı Galatasaray adına. Çünkü geçen sezon dar bir kadroyla oynamasına rağmen bu kadar savunma hatasını sezonun bütününde yapmadı Galatasaray. İkinci yarıda gelen Stancu golü savunmanın ne halde olduğunu anlatan bir goldü.
Lider açıkçası uzun maratonda ayaklarını yere değdirecek bir yenilgi aldı.
Orduspor’u tek kelimeyle kutlamak gerek. Cuper takımını iyi motive etmiş, 90 dakikayı başladığı gibi bitirdi ev sahibi ekip. Karadeniz ekibi puanını 12’ye çıkarırken buraya tesadüfen gelmediğni de oynadığı pozitif futbol ve attğı gollerle maçı kazanarak gösterdi.
‘’Ne haftaydı be!‘’
PTT 1. Lig oldukça hareketlendi... İlk haftalardaki kısırlık bitti ve gollü maçlar gerçekten yüzümüzü güldürdü. Zirve yarışında 1461 Trabzon’un hakimiyeti sürüyor. Ancak iki takipçisi, Çaykur Rizespor ve Kayseri Erciyesspor deplasmanlardan eli boş döndü. Bu haftanın en ilginç sonucu Şanlıurfa’dan geldi. Bu saptamam aslında kadro kalitesine göre. Çünkü; böyle güçlü bir kadro, bu haftaya kadar oynadığı 3 maçta da gol atamamış ve kazanamamıştı. Kartalspor karşısında Tisdell’in şık vuruşuyla bu sezonki ilk gollerini attılar ve ilk galibiyetlerini aldılar, hem de yeni hocaları Bahri Kaya ile birlikte.
İzmir’de nefesler kesildi
İzmir’de bu hafta iki maçta nefesleri kesti. Göztepe de aynı Şanlıurfaspor gibi 3 puana çok ihtiyacı olduğu karşılaşmada, Çaykur Rizespor’u son dakika golüyle devirdi. Buca’da ise gülen konuk ekip Karşıyaka oldu. Bucaspor taraftarının tribünleri doldurduğu, rakip seyircinin alnmadığı karşılaşma Fatih Şen’in füzesiyle açıldı. 7. dakikada kazanılan serbet atışı, tecrübeli oyuncu 40 metreden Bucaspor ağlarına yollarken, haftanın golüne de imzasını atmış oldu. Bu hafta güzel gollerde vardı ama çok gollü maçlara da şahit olduk. Tavşanlı’da düelloyu ev sahibi kazandı. Denizlispor karşısında pes etmeyen Tavşanlı Linyitspor, oyuna sonrada giren tecrübeli futbolcusu Abdi’nin 2 gollük katkısıyla Denizlispor’u evine eli boş yolladı.
1461 Trabzon fırtınası
Tabii ki lideri unutmuş değiliz. 1461 Trabzon, güçlü rakibi Adanaspor karşısında 1-0 yenik duruma düşmesine rağmen oyuna ikinci yarıda giren yabancısı Ofoedu’nun golleriyle önemli bir galibiyet elde etti ve liderliğini sürdürdü. Bir başka gol düellosu da Gaziantep’teydi. Bu sezon Süper Lig’e göz kırpan Kayseri ekibinin kafasında en kötü beraberlik vardı. Ancak; unuttukları bu ligde yıllardır şakası olmayan Gaziantep Belediyespor’du. Nitekim; aynı Beşiktaş’ı deviren Gaziantepspor gibi, aynı kentin takımı olarak Erciyesspor’u aynı sonuçla devirdiler. Öte yandan sezona istediği gibi başlayamayan Konyaspor, aradığı morali Adana’da buldu. Adana Demirspor karşısında 2-0 öne geçen Yeşil-Beyazlılar bu skoru korumakta zorlandılar. Oyun 2-1’e geldikten sonra Adana Demirspor’un kaçırdığı mutlak fırsatları gördükten sonra, Konyaspor’un hem sevinmesi hem de savunmadaki bu zaafları iyi analiz etmesi gerek bence. Başkentte ise Ankaragücü ilk puanını aldı. Yılmaz Özlem’in öğrencileri geçen sezon beraber düştükleri Manisapor karşısında büyük bir direnç gösterdiler ve favori olan rakipleri karşısında PTT 1. Lig’deki ilk puanlarını aldılar...
‘’Bu lig bambaşka‘’
Çoşkusuyla, hayal kırıklıklarıyla, burukluklarıyla bir haftayı daha geride bıraktık PTT 1. Lig’de... Zirvede Karadeniz hakimiyetini görüyoruz: Çaykur Rizespor liderlik koltuğunda averajla otururken, takipçisi ise 1461 Trabzon... Karşıyaka ve Erciyes de aynı puanla, yarışın şimdilik ortakları. Umutlar açısından bazı takımlar için hayalkırıklığı oldu ilk haftalar. Özellikle arkasında bir holdingin olduğu Göztepe’nin, önemli isimleri kadrosuna katmasına rağmen, hala puanla tanışamaması düşündürücü.
Uche Kalu fırtınası
Averajla liderlik koltuğuna oturan Çaykur Rize, kendisinin de beklemediği gibi farklı bir galibiyet aldı. Çünkü Linyit’in kolay lokma olmadığını, herkes bilir. Ancak güçlü ve dirençli rakibini erken gollerle çökertme planı yapan teknik direktör Engin Korukır’ın, bu planı tuttu. Bu planın tutması için elinizde Kalu ve Jallow gibi silahların olması lazım. Bir de bunlara Cenk Ahmet gibi etkili bir hücumcu eklerseniz, işiniz kolaylaşır. Yönetime de bir kutlamam var: Kalu gibi bir oyuncuyu bulup getirmek, önemli bir transfer başarısı. Niye derseniz; geçen sezonun gol kralı Bikoko gittikten sonra, bu boşluğu doldurmak kolay bir iş değildi. Bence “3 haftalık Kalu performansı”, boşluğun fazlasıyla dolduğunu gösteriyor. Sezona belirsizliklerle başlayan Karşıyaka’da işler yolunda gözüküyor. Kaf Kaf, favori çıktığı maçtan, 3 puanı 2-0’la aldı ve Ankaragücü’nü puansız yolladı. Yine İzmir’de oynanan bir karşılaşmada gülen Denizlispor oldu. Horozlar, Adana Demirspor’u her iki yarıda attıkları 2 golle devirdi. Bu gollerden ikincisi gerçekten görülmeye değerdi. Sağ kanattan gelen topa Can Erdem’in bekletmeden vurduğu yarım vole, bu nefis golü getirdi.
Boluspor evinde coştu
Göztepe önünde 90 dakikaya 3 gol sığdıran Yarenler, rahat bir nefes aldı. Serhat Güller’in öğrencileri, gerçekten Cafercan’ın 2 golüyle ön plana çıktığı maçta, sahadan mutlu ayrıldı. Göztepe için tablo ve gidişat hiç hoş değil. Maç sonundaki iki kırmızı kart ise üzücüydü. Önce Boluspor’dan Agbetu gördü, ardından geçen sezon Boluspor formasını giyen Veli’nin hırçınlığı ve gördüğü kırmızı kart, Göztepe adına işin tuzu biberiydi.
Manisa’dan gol sesi çıkmadı
İki kontrollü takımın maçında, kaybetmemek ağır bastı. Az gol atan ve az gol yiyen Manisa ile hiç gol atamayan ve bir gol yiyen Şanlıurfaspor’un karşılaşmasından çıkan sonuç, bana göre normaldi. Üstteki maçın bir benzeri de Adana’da oynandı. Ev sahibi favori gözükse de, Bucaspor’un, zamanın lehine işlediği bir kadro yapısına sahip olduğunu biliyoruz. İzmir ekibi, bir puan için geldiği Adana’dan istediğini alıp döndü. Adana ise kazansa, zirvenin ortağı olacaktı... Kartal’da ise Samsun, 2-0 öne geçtiği karşılaşmada, son dakikalarda yediği 2 golle, 3 puanı kaçırdı.
‘’Karadeniz haftası‘’
PTT 1. Lig’de 2. haftaya dış saha galibiyetleri damgasını vurdu. Aslında maçlara geçmeden önce bir kaç konuyu sezon başı olması itibarıyla gündeme getirelim. En azından daha sonraya bırakmayalım, ‘Şimdiye kadar aklın neredeydi?, yeni mi farkına vardın?’ gibi eleştirilerden de kendimizi soyutlamış olalım. Maç günlerine ve saatlerine dikkat ediyorum. İlk örnek Şanlıurfa’dan. Ev sahibi ekip tarihinde ilk defa 1. Lig maçı oynayacak evinde. Bilenler bilir, bilmeyenler için söyleyeyim. Şanlıurfa’da bu mevsimde sıcaklık gündüz en az 35 derece ve üstüdür. Bu haftada Şanlıurfa’nın Karşıyaka ile oynadığı karşılaşamada sıcaklık 40 dereceye yakındı. Bunu maçı anlatan TRT spikeri Cüneyt Kıran söyledi. Efendim, gece için ışıklar yetersizmiş, o nedenle bu saatte oynanıyor diye bir mazeret var ortada. Şanlıurfa’ya 30 bin kişilik bir stat yapacaksın, o statta Fenerbahçe- Trabzonspor gibi takımlara kupa finali oynatacaksın ve gece ışıkları olmayacak. Ondan sonra da, ‘Türk futbolu niye bir yerlere gelmiyor?’, ‘neden Avrupa kupasında takımımız kalmadı?’ diye hayıflanacaksın. Deplasman masraflarının ödenmesi gibi yardımlar güzel şeyler, ancak önemli olan futbolun güzel oynanacağı ortamlar yaratmaktır. Bir başka örnek de Gaziantep’ten vereyim. Denizli ile ev sahibi Gaziantep Belediye pazartesi gecesi kozarını paylaştı. Ev sahibi takım zaten bir belediye takımı, taraftar da pek ilgi göstermiyor. Siz bir de bu maçı pazartesi gecesine verirseniz 12 tane Denizlili ve biraz Gaziantepli’yle, sanki seyircisiz oynama cezası almış bir takımın maçını izlemiş gibi oluyorsunuz.
Fırtına 1. Lig’de esiyor
Bu kadar eleştiri sezon başı için yeter diyelim ve maçlara geçelim; Trabzon’da işler Süper Lig’de iyi değil ama PTT 1. Lig’de mükemmel. Bordo-Mavililer’in pilot takımı lige ikide iki yaparak başladı. Mustafa Reşit Akçay’ın öğrencileri sezona şampiyonluk adayı olarak başlayan Hüsnü Özkara’nın Torku Konya’sını 3-0’la geçmeyi başardı. Aslında ev sahibinin teknik direktörüne baktığmızda; sürpriz değil, çünkü Tavşanlı Linyitspor’da da başarıyı yakalamış bir isimdi. Asıl şaşırtan Konya oldu bence. Hüsnü Özkara gibi bu ligi iyi bilen bir teknik adamın Konyaspor’unun ilk iki maçtan da puansız ayrılması herkes için beklenmedik bir sonuçtu.
Erciyes iddiasını ortaya koydu
İlk maçında zorlanarak kazanan Erciyes, İzmir’de Buca’yı yenip kadrosunun gücünü kanıtladı. Kayseri ekibi yeni fakat önemli isimlerle donatılan kadrosuyla birlikte, bu ligde başarılı işler yapmış teknik patronu Osman Özköylü ile görünen o ki, sezonun en iddialı ekiplerinden biri olacak. Buca ise geçen sezonki gibi artı ve eksileriye şaşırtmaya devam edecek.
Rize galibiyeti kaçırdı
Karadeniz ekibi Çaykur Rize, Adana’dan 3 puanı kaçıran takım olarak döndü. Yıllar sonra PTT 1. Lig’e dönen Adana Demir karşısında iyi bir futbol oynayan Yeşil-Mavililer, içeride 3, dışarıda 1 puan parolasıyla mücadele edecek bir strateji çiziyor. Ev sahibi ise 3 puan özlemiyle çıktığı maçtan bir anlamda beraberliği kurtarmanın buruk sevincini yaşadı.
Urfa’da sürpriz
Haftanın sürpriz sonuçlarından biri de Şanlıurfa’dan geldi. Ligin ilk maçında evinde Manisa karşısında beraberliği son saniyelerde kurtaran Karşıyaka, Şanlıurfa’da adeta altın buldu. Kaf-Kaf, sıcak havada güçlü rakibini, Bolu’dan transferi Caner Ağca’nın tek golüyle yenip, müthiş bir moral aldı.
Düşenler kazandı
Süper Lig’den düştükten sonra yönetim değişikliğine giden Manisa, yeni sezona istikrarlı başladı. Tarzanlar dışarıda bir puan, içeride 3 puan parolasını tutturup, bu hafta evinde Kartal karşısında 1-0’lık bir skorla galip gelerek, sahadan mutlu ayrıldılar. Bir başka Süper Lig’den düşen ekip Samsun, kendilerini Süper Lig’e taşıyan ve şimdi Göztepe’nin başında olan Hüseyin Kalpar’ın takımını son dakikada attığı golle yenmeyi başardı. Konuk ekip ilk galibiyetini dış sahada almanın mutluluğunu yaşarken tam olarak özgüven kazandılar. Göztepe ise ilk iki maçını puansız geçirmenin moralsizliğni yaşıyor.
Horoz attı kaçtı
Lige çok iyi başlayamayan Denizli ise aradığı morali Gaziantep’te buldu. Engin İpekoğlu’nun öğrencileri güçlü rakipleri karşısında önce kalelerini savundular, sonra da hücumu düşündüler. Önemli pozisyonlar yakalan Yeşil-Siyahlılar, ancak birini değerlendirdi ve o gol de 3 puan almalarını sağladı. Gaziantep Belediye ise ikinci maçından da puansız ayrılırken bir de kırmızı kart görerek sezona darbeli başladı.
Toros Kaplanı yanıltmadı
Adana ise favori çıktğı maçtan galibiyetle ayrıldı. Başkent’te Ankaragücü karşısında 3 puan hiç de kolay olmadı. Sarı-Lacivertli Başkent ekibi, gerçekten tüm yetersizliğne rağmen ruhuyla mücadele ediyor ama bir yere kadar. Nitekim; Adana kadro kalitesiyle zorlansa da kazanmasını bildi. Tavşanlı’da ilginiç bir 90 dakika izledik. Sonunda iki takım da 2’şer gol attı ve beraberliğe razı oldu. Tavşanlı Linyit rakibin hatasından iyi yararlandı ve Ümit Tütünci’yle öne geçti. Ardından Bolu beraberliği Cafercan’la yakaladı. Eser Yağmur ev sahibi takımı tekrar öne geçirse de Boluspor pes etmedi ve sahadan iki takım da birer puan
alarak ayrıldı.
‘’Olmadı Bursa‘’
İkinci yarıya biz moralli, rakip ise endişeli başlamıştı. Üst üste çok önemli gol pozisyonlarını kolayca harcadık. Ancak orta alanda N’Diaye tel tel dökülünce bütün yük Musa Çağıran’a kaldı. Rakibin özelllikle kanatlardan ofsayt taktiğini bozup yaptığı etkili hücumlarla zor anlar yaşamaya başladık. Ancak yediğmiz goller hiç de bize yakışmadı. Orta alanda N’Diaye’nin acemice hatasında gelen basit bir gol ve yenik duruma düştük. Tam bu golün şokundan kurtulamadan açıkçası ikinciden daha beter bir golü kalemizde gördük. Maçın uzatmaya gideceği her halinden belliydi. Birden işler kötü giderken İtalyan hakemin ağır bir kararla Bursaspor’un dün gece en etkili isimlerinden bir olan Basser’i ikinci sarı karttan atması tuzu biberi oldu işin. Bu arada karara sert tepki gösteren teknik direktör Ertuğrul Sağlam da hakem tarafından tribüne gönderildi.
Aslında bizim için güzel bir geceydi ve güzel başlamıştı. Zafer Bayramı’nda Bursaspor’dan da bir zafer bekliyorduk. Timsah üzerine gidilse çok rahat gol atabileceğimiz bir takım karşısında bu durumlara düşmemeliydi. Transfer derken bunu söylemek istemiştim. Sağlam bir savunma hattımız olsaydı bence işimiz bu kadar zor olmazdı. Ama takım savunmasının çökmesi rakibin de fizik gücü ile birleşince 10 kişi kalmanın da etkisiyle rakibe bir anlamda teslim olduk... O son golün de geleceği belliydi, geldi. En büyük üzüntü 3-1’lik skor avantajının böyle harcanmasıydı.
‘’İlk haftanın günahı yok‘’
Ptt 1. Lig sürprizlerle başladı. Eski yıllarda olduğu gibi bu ligde değişen bir şey yok anlaşılan. İlk hafta maçları zordur. Bir çok takım yeni kurulmuştur, iddialarına göre değişik ruh halleri içinde olabilrler. Herşeyden önemlisi sezonun ilk maçlarından her takım puanla çıkmak ister. Yani kaybetmemek ön plandadır ve sonuçlarda beraberlikler ağırlıkta olur. Aşağı yukarı bu tezleri doğrulayan bir haftaydı. Hem sürprizler hem de beraberlikler vardı. Bucaspor eskisiyle yenisiyle sezonun ilk haftasına damgasını vurdu. Biraz daha açarsak; Ege ekibi en kaliteli isimlerini büyük takımlara kaptırdı, golcülerini kaybetti ve soru işaretleriyle gitti Konya deplasmanına. Ancak, eski golcüsü Mehmet Batdal Konya’da sahneye çıktı ve bıraktığı yerden devam dedi. Takımını öne geçiren ilk golün sahibiydi. Sonrasında Mehmet İncebacak ile 2-0’lık zafer ve 3 puan geldi. İlk hafta Buca’nın haftası dememin bir başka sebebi de, 1461 Trabzonspor’un Denizli’de aldığı galibiyet. Sercan Kaya’nın attığı 2 gol ön plana çıktı. Sercan Kaya Bucaspor’dan Trabzonspor’a gelmiş bir oyuncu ve bu sezon 1461 Trabzonspor formasıyla mücadele ediyor. Eski Bucalı Sercan, Ege’de, Denizlispor karşısında eski günlerini hatırladı ve maça damgasını vurdu.
Bolu’da skoru Eser belirledi
PTT 1. Lig Bolu’da start aldı. Boluspor ve Adana Demirspor 35 derece sıcak altında, saat 16.00’da kozlarını paylaştı. 90 dakikaya baktığımızda; yeni bir takım olmasına rağmen Adana Demirspor’un göz doldurduğunu söyleyebiliriz. Boluspor yıllardır iç saha sıkıntısı olan bir takım ve önemli bir kadro sirkülasyonu yaşadı. Bu maçta ev sahibi adına bunu gözlemledik. Aslında şu an için normal olarak kabul etmek lazım. Henüz ilk maçlar bunlar. Boluspor’un kadrosunda iyi isimler olsa da zamana ihtiyaçları olduğu kesin. Adana Demirspor ise önemli pozisyonlar yakaladı ama karşılarında Boluspor kalecisi Eser’i buldular. Tecrübeli kaleci gerçekten çok kritik kurtarışlar yaparak takımına bir puanı hediye etti adeta.
Sürpriz olmadan olmaz
Sürprizler de vardı. Bucaspor’un kazanması önemliydi ve ev sahibi şampiyonluk adayı bir takım olarak şok yaşadı. Ancak, sürprizin büyüğü Kayseri’den geliyordu... Ankaragücü genç kadrosuyla transfer şampiyonu Erciyesspor’a kök söktürdü. Başkent ekibi 1-0 öne geçti, 10 kişi kaldı ama sonuna kadar dirense de rakibin kalitesine boyun eğdi. Aşırı favori gösterilen takımlar böyle maçlarda zorlanırlar. Erciyesspor bir anlamda bunu yaşadı, ancak ilk maçından 3 puanla çıkmayı başardı.
Rize öldü öldü dirildi
Bir başka favorinin maçı da Rize’deydi. Ev sahibi Çaykur Rizespor, kadrosunu büyük ölçüde yenileyen Gaziantep Belediyespor önünde öldü öldü dirildi. Konuk ekip önemli isimleri kaybetmiş ancak gücünden pek birşey kaybetmemiş gibi göründü. Takım oyunları, disiplinleri ve ortaya koydukları futbolla bu sezonda ses getirdiler. Rizespor önünde 1-0 öne geçen Mehmet Şahan’ın öğrencileri 1 puanı santrası bile yapılmayan bir golle kaçırdı. Aslında Rizespor açısından baktığımızda; iç sahalarda yıllardır yakaladıkları manzaralardan biriydi bu karşılaşma. Teknik direkör Engin Korukır’ın Rizespor’daki ilk maçına 3 puanla başlaması önemliydi. Çünkü Yeşil-Mavililer’in özellikle içerde kazanma alışkanlığını elde etmesi gerekiyor.
Kartal’dan gözdağı
İstanbul’da ilginç bir 90 dakika izledik. Bu sezon da Kartalspor kolay lokma olmayacak onu gördük. Besim Durmuş takımı iyi motive eden bir teknik adam. Gerçekten de iddialı rakibi Göztepe karşısında yenik duruma düşmelerine rağmen oynadıkları pozitif futbolla göz doldurdular, ilerleyen haftalarda karşılaşacakları rakiplerine gözdağı verdiler. Göztepe tek tek iyi isimlere sahip ama sahada takım olarak rakibi sürklase edecek bir ekip görünümünde değildiler. Kartalspor ise mücadeleci ve maça asılan bir takım olarak rakibini devirmeyi başardı. Özellikle oyunun son anlarında her iki takım adına kaçan yüzde yüzlük pozisyonlar, saç baş yoldurtacak cinstendi.
Güney’de ne şiş ne kebap...
Güney’de bir derbi vardı ama 90 dakikadan gol sesi çıkmadı. Adanaspor’un iyi bir kadrosu var ve üzerine de nokta takviyeler yaptılar. Şanlıurfaspor ise PTT 1. Lig’e çıkan güçlü kadroyu daha da güçlendirdiler. Maç öncesi her sonuca gebe bir karşılaşmaydı. Ancak derbiye yakışan bir sonuç çıktı. Ne şiş yandı ne de kebap... Süper Lig’den bu sezon düşen Samsunspor ise 3 puanı son saniyelerde kaçırdı. Erhan Altın yeni oluşturduğu Samsunspor’la ilk maçında 1-0 öne geçti. Ancak, Levent Devrim’in öğrencileri pes etmedi ve tecrübeli golcü Ümit Tütünci son saniyede attğı golle takımına bir puan getiren golü kaydetti.
Ege derbisinde gülen yok
İzmir’de ilk haftanın son maçı oynandı. Süper Lig’den düştükten sonra kadrosunu büyük ölçüde yenileyen Manisaspor ile Karşıyaka kozlarını paylaştı. Aslında yönetimden başlayarak tümden yenilenen bir Karşıyaka çıktı sahaya. Tribünlerin desteğine rağmen evinde bir puanı son saniyelerde attğı golle aldı ev sahibi ekip. İçeride de olsa yenilgiden beraberilği kurtarmak, Kaf Kaf’ı mutlu etti. Manisaspor ise 3 puanı kaçırmanın burukluğunu yaşadı maç sonunda.
‘’Gol var, futbol yok‘’
Recep Tayyip Erdoğan Stadı’nda 2. haftanın ilk maçında tat tuz yoktu. Kardemir Karabükspor tam bir beraberlik takımı hüviyetinde göründü. Skibbe, Alman disiplinini takımına aşılayıp, futbolcularına söylediklerini harfiyen uygulatmak istiyor. Konuk ekip bu anlayışı savunma anlamında başarıyla yaptı. Kasımpaşa ise ilk maçta Galatasaray’a yenilmesine rağmen oynadığı pozitif futbolla sükse yapmıştı, ancak rakibe göre konsantre olmak, Türk futbolunun en büyük sıkıntısı. Dün gece Kasımpaşa büyük ölçüde bunu yaşadı.
İlk 45 dakikaya baktığımızda; iki takımdan da iki futbolcu birer şut birer de gol attı. Önce Hakan Özmert kaleyi yokladı, olmadı. Ardından ikinci denemesinde golü buldu ve takımını öne geçirdi. Bu defa takım mağlup duruma düşünce sahne alma sırası Cernat’a gelmişti. Rumen yıldız önce bir füze yolladı Kasımpaşa kalesine, top az farkla dışarı çıktı, ancak artık ilk yarı bitiyor derken İlhan Parlak ile başlayan atakta Abdurrahman’ın kafa ile istemeden de olsa Cernat’a yaptığı asisti, tecrübeli orta saha oyuncusu şık bir vuruşla Kasımpaşa kalesinin yan direğine çarptırarak, Kardemir Karabükspor’u beraberliğe taşıdı.
İkinci yarıda ise Kasımpaşa 3 puanı daha çok isteyen, Karabükspor ise dış sahada ‘bir puan iyidir’ anlayışındaydı. Sezon başı iki takımı da fazla eleştirmek istemiyorum. Çünkü kendilerine göre eksikleri var ve hazır değiller.
Maçı özetlersek, önce savunma anlayışı öne çıkınca ortaya zevksiz bir karşılaşma çıktı. Özellikle yetenekli yabancıları hazır hale gelirse, forvet etkili olur ev sahibi adına. Ancak geç gelen oyuncuların hazır olma dönemi biraz zaman alacak gibi. Karabükspor’u ise özellikle hücumda çok yetersiz gördüm. Aslında iki takımın da 90 dakikaya bu kadar az gol pozisyon sığdırabilen bir maç izlettirmeleri düşündürücüydü. Neyse ki Hüseyin Kala net bir vuruşla takımını öne geçirdi ve geceye renk katan isim oldu.
‘’Tebrikler Bursaspor‘’
Yeşil-Beyazlılar, güçlü rakipleri karşısında oyuna kontrollü başlar diye düşündük, ancak o kadar yüksek tempoda başladılar ki, rakip bir anlamda şaşkın şaşkın gol pozisyonlarını izledi.
Notlarıma baktığımda; şut vardı, ara pasla ceza alanı içinde girilen gol pozisyonları vardı. Bütün bunlara karşı bir türlü aradığımız golü bulamadık. Rakip ise tempomuzu düşürmek için bol bol geri pas yapıp uzun toplarla tehlike aradı. Zaten ilk 45 dakikaya baktığımızda; 5. dakikada Serdar Aziz sakatlanma pahasına Costaignos’un ayağından topa dokunup mutlak bir golü engelledi. Oyunun bu kadar hakimi olup da beklemediğimiz bir anda kalemizde golü gördük. Yan topla başlayan atakta, ceza alanı içinde tecrübemize yakışmayacak şekilde Chadli’nin golüne engel olamadık. Yine de moralimizi bozmadık ve üst üste rakibe baskı yapıp, önemli ataklar geliştirdik. Devre böyle biter derken Ozan İpek nefis ortalarından birini yaptı. Batalla da muhteşem bir voleyle topu filelere gönderdi.
İkinci yarıda da değişen bir şey yoktu. Tam tribünler, ‘Ertuğrul Hoca, Sestak’ı çıkar’ diye homurdanırken, Slovak oyuncu, Batalla’nın pasıyla Bursaspor’u 2-1 öne geçirdi.
60. dakikadan sonra aşırı motivasyon ve skoru koruma duygusu Bursaspor’da temponun düşmesine neden oldu, ancak maçın sonunda gecenin iki yıldızı Ozan İpek ve Batalla ikilisinin ortak yapımıyla skor
3-1’e geldi.
Bursaspor ne olursa olsun, alkışı hak eden bir futbol ortaya koydu. Tek vücut olmuş 25 bin taraftar takımlarını ölesiye destekledi. Ertuğrul Sağlam soru işaretlerini ortadan kaldırmış, ne yaptığını bilen iyi bir 11 var sahada. Yine de uzun sezon için alternatifler gerekebilir.
Dün gece şunu gördük, Bursaspor bulduğu fırsatların çok azını gole çevirdi. Bu nedenle Hollanda’ya tur için umutlu gitmemiz için çok sebep var. Yeter ki inançlı futbolumuzu ortaya koyalım. Tebrikler Bursaspor, galibiyeti hakettiler. Tribünlere de desteğinden dolayı ayrıca tebrikler...