Arama

Popüler aramalar

‘’Hoşgeldin Akhisar‘’

Süper Lig’e ‘hoşgeldin’ Akhisar Belediyespor... Bir Manisa takımı gitti, bir başka Manisa takımı geldi... Gerçekten de Manisaspor’un Süper Lig’den düştüğü sezonda, ilçesi Akhisar Belediyespor’un çıkması, anlamlıydı... Akhisar’ın bu başarısından öncelikle Maniaspor’un ve tüm takımlarımızın çıkaracağı dersler olmalı. Yeşil-Siyahlı ekip, uzun ince bir yoldan geldi buralara, asla tesadüfen değil... Atilla Özcan’ın attığı tohumları genç Hamza Hamzaoğlu, tecrübeli yardımcıları Yıldırım Uran ve Metin Mert ile birlikte zirveye taşıdı...
İnanılmaz istikrarlı oynadılar. Bir ara sendelediler. ‘Acaba Play-Off da tehlikeye giriyor mu’ derken, toparlandılar ve muhteşem bir sezon finali yapıp, Süper Lig’e ‘şampiyon’ olarak çıktılar. Tabi ki, bu bir takım başarısı ve aynı zamanda kulüp başarısı... Çünkü sahakiler işlerini yaparken, dışarıdakiler de üstüne düşeni harfiyen yerine getirdi. Zaten herkes işini düzgün yapınca, başarı da kendiliğinden geliyor, yeter ki sabırlı olun.

Şampiyonluğun yapı taşları

Kadroya baktığımızda: Mert Kaytankaş, Mustafa Aşan gibi, bu ligde daha önce fazla tanımadığımız isimler, kendilerini bizlere üstün performanslarıyla tanıttı. Ama yıllardır tanıdığımız isimler de, parmak ısırtan bir form grafiği ile oynadı. Geçen sezon Orduspor’u Süper Lig’e taşıyan Kürşat, Karabükspor’un çıkışında büyük katkısı olan Sertan, yine geçen sezon Tavşanlı Linyit kalesinde devleşen Oğuz Dağlaroğlu, yılların golcüsü Şehmus, adeta destan yazdı.

Maestro Anıl

Ama Akhisar Belediyespor’da bir isim var ki, kritik anlarda ortaya çıkıp, kurtarıcı oldu. Anıl’dan bahsediyorum... Akhisar Belediyespor’un orta alandaki virtüözü idi. Oynadı - oynattı, gol attı - attırdı. 24 yaşındaki genç futbolcu Hamza Hamzaoğlu ile adeta gerçek bir patlama yaptı. Pazar günü de Rize’de final resitaline çıkarken, bir attı bir de attırdı, taraflı tarafsız herkesin alkışını topladı.
Tabi ki daha önce Elazığspor için söylediklerimi, Akhisar Belediyespor için de tekrar ediyorum. Vakit kaybetmeden ellerini çabuk tutmalılar. Genel kanı: Bir ilçe takımının Süper Lig’de kolay kolay tutunamayacağı şeklinde... Bazılarının, “Geldikleri gibi giderler” demesini şimdiden duyar gibiyim... Ama ben inanıyorum ki, bu tezi çürütecek bir birliktelik var Akhisar’da... Çünkü şimdiye kadar doğru işler yaparak, buralara geldiler ve bundan sonra da yapmamaları için bir neden yok. Ancak şu uyarıyı da yapmakta yarar var: Gerçekçi olmak lazım Süper lig asla Bank Asya 1. Lig değil... O nedenle transferlerde ‘olursa olur, olmazsa olmaz’ anlayışı hakim olmamalı. Sözü fazla uzatmayalım, şampiyonluğun keyfini süren Akhisar Belediyespor’u kutlayıp, Süper Lig serüveninde bir kere daha başarı dileyelim...

Son söz Play-Off’ta

Şimdi Play-Off zamanı... Sezon başı ilk iki adayı 4 takım, kozlarını paylaşacak. 10 gün içinde Bank Asya’dan Süper Lig’e çıkacak 3. takım da belli olacak. Bank Asya 1. Ligden düşen 3. takım Girasunspor oldu. Çotanaklar, Lig’de kalmak için müthiş bir direniş gösterdi, ama bu çabaları yetmedi...

15 Mayıs 2012, Salı 12:00
YAZININ DEVAMI

‘’Son gülen Akhisar...‘’

İster il, ister ilçe, ister belde takımı olun, doğru işler yapınca, karşılığını mutlaka alıyorsunuz. Önemli olan çok para değil, önemli olan bütçeyi doğru kullanmak. Akhisar Belediyespor, Bank Asya 1. Lig’de, 2. sezonunda Süper lig’e, bu doğruları yaparak çıktı. Önce teknik direktör istikrarı sağlandı. Hamza Hamzaoğlu ilk sezonunda takımını tanıdı, ikinci sezonunda da şampiyonluğu yaşadı. Dün Rize Yenişehir Stadı’nda Süper Lig’e çıkması için ev sahibinin kazanması gereken bir maç oynandı. Bu nedenle Giray Bulak’ın öğrencileri biraz gergindi. Üstelik Anıl’la erken gelen şok gol, bir anda Rizespor adına dengeleri altüst etti. Yine de ev sahibi ekip çabuk toparlandı. Penaltı ile beraberliği yakalayıp, umutlandı. İkinci yarı beklenildiği gibi geçti. Konuk ekip, skoru korumak, Rize ise risk alıp, galibiyet golünü bulmak amacındaydı. Ama Bank Asya 1. Lig’in dış sahada en başarılı iki takımının karşılaşmasında, deplasmanda oynayan Akhisar, bu kozunu iyi kullandı ve sahanın yıldızı Anıl asisti yaptı, sonradan oyuna giren Lima, noktayı koyup, skoru ilan etti. Akhisar Belediye’yi tebrik ediyor, Süper Lig’de başarılar diliyorum.

14 Mayıs 2012, Pazartesi 12:00
YAZININ DEVAMI

‘’Bir zaferin öyküsü‘’

8 yıl aradan sonra çok özlediği Süper Lig’e geri döndü Elazığspor. Gerçekten inanılmaz bir başarı öyküsü var ortada. Perde arkasını çok iyi bildiğim için ‘inanılmaz’ diyorum... Genelde böyle başarılar; iyi bir kulüp yapısı, iyi bir yönetim ve teknik direktör istikrarıyla gelir. Ama Elazığspor 2. Lig’den TFF 1. Lig’e çıktığı ilk sezonunda ipi göğüsledi, hem de bitime bir hafta kala... Daha önce de bu başarı hikayesinin ip uçlarını yazmıştım...

Şampiyonluğun öyküsü
Bir kulüp düşünün ki, sezona çok ciddi mali sıkıntılarla başlıyor, futbolcular dağılma noktasına geliyor ve bir takım sözlerle işe başlanıyor. Ancak vaatler yerine getirilmiyor ve bu sefer teknik kadro bu vaatlerle ilgili verdiği demeçten ötürü görevinden alınıyor... Tabii ki, deniz bitince bu defa yönetim de gitmek zorunda kalıyor ve giden yönetimin içinden birisi, sözünün eri Selçuk Öztürk, başkanlığa geliyor. Belki de Elazığspor için dönüm noktası: Öztürk’ün başkanlığa gelip krizi çözmesiydi...

Tabii ki bu arada takımın oyuncularının yaşadığı travmalar ve tek taraflı mukavele fesihlerine kadar gidebilecek boyuttaki olaylar zinciri... Bütün bunlar yaşanırken, takım yoluna devam ediyor. Ancak bir ara sendeliyor ve de artık “Bu teknik adamla da gitmez” denilip, üçüncü bir teknik direktörle anlaşılıyor. “İşler düzeliyor” derken, içeride alınan Erciyesspor beraberliği ve ardından Tavşanlı Linyitspor karşısında yaşanan deplasman yenilgisi, tabloyu karartmış ve kader ağlarını örmeye başlamıştı Elazığspor için. Ancak unuttukları bir şey vardı Elazığsporlular’ın... O da bu ligin “bir ikram ligi” olmasıydı, özellikle bu sezon bu durum daha da çok yaşandı... Nitekim Kasımpaşa, “Ben istemiyorum siz buyurun” ikramında bulundu ve 33. haftada Elazığspor, Bucaspor karşısında aldığı 3 puanla, Süper Lig’e ‘merhaba’ dedi.

Futbolcular haketti
Bu başarıda bir sıralama yaparsak; öncelik futbolcuların... Sonrasında görevi devralmasının ardından krizi çözen ve gemiyi yüzdüren başkan Selçuk Öztürk’ün... Başarının son ortakları ise; bu takımı 1. Lig’e çıkaran ve sezona başlatan teknik direktör Osman Özköylü, ardından gelen Hüsnü Özkara ve son noktayı koyan Bülent Uygun...

Harita değişti
Süper Lig coğrafyasına baktığımızda, Sivas’ta bitiyordu harita. Şimdi Elazığspor ile dağılımda bir denge oluştu. Daha çok yazıp çizeceğiz ama benim tavsiyem; Süper Lig’e çıkışın keyfi sürülürken vakit kaybetmeden hazırlıklar başlanmalı. Çünkü bu süreci iyi kullanamayan bir çok kulüp gördük ve sezon sonunda hüsran yaşadılar. Elazığspor’u tekrar tebrik ediyor ve Süper Lig’de başarılar diliyorum...

Müthiş final Rize’de
Haftanın diğer maçlarına gelince; 34. haftada bizi müthiş bir final bekliyor. Kazanırsa Rizespor, Süper Lig’e çıkacak ama “Akhisar Belediyespor’a beraberliğin bile yetmesinin de büyük bir avantaj” olduğunu söylemeliyim. Ancak maçın Rize’de olacağının da altını çizelim... Kısaca Rize’de tarihi bir karşılaşma olacak. Play-Off adaylarından 3 tanesi kesinleşti. Adanaspor, Konyaspor ve Kasımpaşa, 4. takım da Rize’deki maçın sonucunun ardından belli olacak.

Tavşanlı’ya tebrikler
Düşme hattına gelince; geçen sezonun Play-Off oynayan ekibi Tavşanlı Linyitspor müthiş bir sezon sonu yaşıyor. Son iki maçında Elağzıspor’u evinde Kasımpaşa’yı ise deplasmanda deviren Levent Devrim’in öğrencileri, işi son maça bırakmadılar. Devrim ve öğrencilerini de bir kere daha kutluyorum, bu zorlu fikstüre rağmen ligde kaldıkları için...

Umutlar son haftaya kaldı
Her şeye rağmen bir tebrik de Erhan Altın ve öğrencilerine... Giresunspor uzak bir ihtimal de olsa, ligde kalma şansını son maça taşıdı. Çok başarılı bir iç saha performansı çizen Giresunspor, eğer ligden düşerse, herhalde Tavşanlı Linyitspor karşısında aldığı yenilgiye çok üzülecektir. Artık Giresunspor son hafta kendine lazım olan farklı sonuçla kazanıp, Karşıyaka’nın takılmasını bekleyecek. Bu biraz zor bir ihtimal ama futbolda ‘olmaz’ diye bir şey yok. Ancak burada trajik olan Karşıyaka’nın durumu... 100. yıllarında neler hayal ediyorlardı ve son maçta çok uzak da olsa, düşecek konumda olmaları bile düşündürücü...

Gelecek hafta sonu ilk ikiden çıkacak 2. takım, düşecek 3. takım ve Play-Off adayı 4. takım da belli olacak...
Haydi hayırlısı...

08 Mayıs 2012, Salı 12:00
YAZININ DEVAMI

‘’İşte Süper Final‘’

Aslında FANATİK Gazetesi’nin dünkü manşeti herşeyi anlatmak için yeterli: Yanıyor... Gerçekten öyle bir final yaşıyoruz ki, nefesler tutuldu. Süper Lig Süper Final’de az çok her şey belli oldu gibi... Ziraat Türkiye Kupası’nda finale çıkan takım bile Avrupa’ya gitmeyi garantilemiş durumda. Oysa TFF 1. Lig’de bitime 180 dakika var, ilk ikiden Süper Lig’e çıkacak iki takım hala belli değil. Aslında geçmiş sezonlara baktığımızda, en azından bir takım bu dönemlerde Süper Lig’i garantilemiş olurdu.

Bu ligde her şey olabilir!
Geride kalan 32 hafta sonunda hala lider Elazığspor ama fikstüre bakıyorsunuz, son dönemdeki maçlarına bakıyorsunuz, yine de “en kötü 2. olarak çıkar” diyemiyorsunuz, daha doğrusu takımların durumu, bunu bize dedirtmiyor. Yani, her an her şey olabilir. 32. hafta maçları öncesi fikstüre bakıp, tecrübelerimize dayanarak tahminler yaptık. Ancak bu tahminleri yaparken şunu da asla gözden kaçırmadık. Bir kere bu ligden sadece Süper Lig’e 3 takım çıkmayacak aynı zamanda 3 takım da 1. Lig’den bir alt lige düşecek.

Elazığ strese girdi
Sadece Elazığspor örneğinden hareket edip, fikir cimnastiği yapalım... Lider Elazığspor, ligin son 3 içinde bulunan iki takımından 1 beraberlik 1 de yenilgi aldı. Gakgoşlar, Sakaryaspor ile Adapazarı’nda 3-1 önde olduğu ve kazanmasına kesin gözüyle bakılan maçı 3-3 berabere bitirdi. Ardından takipçisi Kasımpaşa’yı İstanbul’da yenerek büyük bir avantaj yakaladı. Ama Bordo-Beyazlılar, bu avantajlarını içeride Kayseri Erciyesspor beraberliği ve son sınavında Tavşanlı Linyitspor karşısında aldıkları 1-0’lık yenilgiyle bir anda dezavantaja çevirdi.

Rizespor fırsat tepti
Pazar günü maçlar oynanırken, zirve mücadelesi veren Kasımpaşa ile Çaykur Rizespor’un alacakları sonuçlar, ilk iki yarışını çok yakından ilgilendiriyordu. Kasımpaşa, kendisine lazım olan 3 puanı Kayseri Erciyesspor önünde almayı başardı. Ancak Çaykur Rizespor, ayağına gelen büyük bir fırsatı resmen ‘elinin tersiyle’ itti... Karadeniz ekibi, bir başka Karadeniz temsilcisi Giresunspor karşısında, oyunu uzun süre önde götürmesine rağmen avantajını koruyamadı ve berabere kaldı. Oysa Çaykur Rizespor kazansaydı, önemli bir ilk iki şansı yakalamış olacaktı. Bu kez zirvede Süper Lig’i çok isteyen 3 takımın puanları eşitlenecekti... Bu da nefeslerin tutulacağı son iki haftaya daha büyük bir heyecan katacaktı.

Alttakiler ortalığı karıştırdı!
Ancak bir de karşılaşmaya diğer taraftan bakarsak, rakip Giresunspor’un da ligde kalmak için olağanüstü bir mücadele vermesi, takdire değer... 32. haftaya “alttakilerin üstü karıştırdığı bir hafta” da diyebiliriz... Tavşanlı Linyitspor ve Giresunspor üst taraftaki dengeleri sarsarken, Play-Off mücadelesi de iyice kızıştı. Akhisar Belediyespor ise inatçı kimliğini güçlü rakibi Denizlispor karşısında tekrar diriltti.

Akhisar’ın haftası...
Hamza Hamzaoğlu’nun öğrencileri müthiş bir iş başardı, ikinci yarının en başarılı ekiplerinden Denizlispor’u, önemli eksikleri olmasına rağmen devirmeyi başardı. Akhisar Belediyespor bu galibiyetle rakiplerinin de takıldığı bir haftada ilk iki için tekrar ümit tazeledi. Sezon sonuna doğru müthiş bir form yakalayan Adanaspor, galibiyet serisini Konya’da sürdürdü. Toros Kaplanları, zorlu mücadelede 10 kişi kalmalarına rağmen güçlü rakipleri Konyaspor’u deplasmanda devirip, ilk 6 içindeki yerini korumasını bildi. Konyaspor ise ilk iki için bile önemli bir fikstür avantajına sahipken, özellikle iç sahada kaybettiği puanlarla, artık sadece ‘Play-Off mücadelesine yelken açtı’ diyebiliriz...

Kaf-Kaf’tan hayal kırıklığı
Boluspor için söylenecek fazla bir söz yok. Yarenler, gerçekten kadrolarının hakkını verse, bugün çok farklı noktada olurlardı. Ancak onlar da Konyaspor gibi ‘o kadar çok anlamsız puan kayıpları’ yaşadılar ki, bugün Play-Off için bile ‘acaba’ noktasındalar. Karşıyaka önünde İzmir’de aldıkları galibiyet, tabi ki çok önemli... Adanaspor’un dış sahada kazandığı bir haftada son iki maça girerken, İzmir’de alınan 3 puan önemliydi. Bu maçın bir de Karşıyaka tarafı var. Kaf-Kaf 100. yılında yine büyük bir hayal kırıklığı yaşattı taraftarına... Kalan 2 maçta ‘düşme ihtimallerinin olması’ bile Karşıyaka taraftarını çok incitiyor. Son söz: Kalan 2 haftada da bu yangın sürer ve ondan sonra da ‘ver elini’ Play-Off...

01 Mayıs 2012, Salı 12:00
YAZININ DEVAMI

‘’Orta alan üstünlüğüyle‘’

Kupada ikinci finalisti belirleyecek karşılaşmada, Ankara 19 Mayıs Stadı uzun süredir özlediği doluluktaydı. Bir tarafta 4 büyükler içinde iki kulvarda da ayakta kalan tek takım olan Fenerbahçe, diğer tarafta ise ligde müthiş bir ikinci yarı yaşayıp Süper Lig’de kalmayı başaran bir Karabükspor vardı.
Oyunun başında blöf yapan, hızlı ve istekli bir Karabükspor izledik sahada. Ancak bu anlayış fazla uzun sürmedi. Oysa Fenerbahçe klasik 11’inden aşağı yukarı 7-8 oyuncusundan yoksun, farklı bir kadroyla sahaya çıkmıştı. Aslında bu, şu demekti; birbirleriyle uzun süredir bir arada oynamayan oyuncularla mücadele edecekti Fenerbahçe. Bence Karabükspor bir anlamda rakibin bu zaafından yararlanabilirdi. Fakat orta alanda üstünlüğü ele alan Sarı-Lacivertliler, oyunu kenarlara yayarak bol pasla Karabükspor’u etkisiz hale getirdi. Doğal olarak bu üstünlük aynı zamanda Karabükspor kalesinde tehlikeli gol pozisyonları yaratmasını da sağladı. Ama Fenerbahçe’nin aradığı gol bir serbest atıştan geldi. Seriç’in sebebiyet verdiği faulden doğan serbest atışı Semih nefis bir plaseyle Karabükspor ağlarına yolladı. Ancak bu faulle ilgili bir çift sözüm de hakem Tolga Özkalfa’ya olacak. Yıllardır Süper Lig’de maç idare eden bir hakem bu kadar kolay faul çalmamalı. Bunu, bu faul golle sonuçlandı diye söylemiyorum. Maalesef hakemlerimiz, büyüklerin lehine çok kolay düdükler çalıyor. Nitekim ikinci yarıda Dia’nın, Seriç’in kaval kemiğine basması kırmızı kartlıktı, sarıyla geçiştirdi. Yine Karabüksporlu Mabiala ve Anıl Karaer’in topa elle dokunmasına ceza alanı içinde devam kararı verdi. Yani kısacası, bu kadar rahat bir maçı rahatsız edici bir şekilde yönetti. Maça dönersek ikinci yarıda da Karabükspor, Mehmet Yıldız’ın pozisyonu haricinde etkisizdi. Cernat’ı oyundan çıkarken farkettik. Kaleci Bora’nın hatasıyla Dia’dan gelen golle Fenerbahçe favori olduğu maçı kazanıp finale adını yazdırdı.

27 Nisan 2012, Cuma 12:00
YAZININ DEVAMI

‘’Bursa için iyi oldu!‘’

Gerçekten tek maç olmasından mı nedir bilinmez iki ekip de abartılı temkinli bir futbolu tercih ettiler. Aslında Eskişehirspor ofansif gücünü hemen hemen gol yiyene kadar hiç kullanmadı. Orta alan savaşı had safhadaydı. Önde basmak ve pres yapmak bir anlamda maçın futbol adına zevkini kaçırdı ve bol bol pas hatası izledik. Zaten tek organize pozisyonda top doğru isimlere gelince Bursaspor’un golü de geldi. Batalla ile başlayan atakta son vuruş ustası Pinto klasını gösterdi ve
takımını öne geçirdi.

İkinci yarıya hızlı başlayan yine Bursaspor’du. Sivasspor karşısında da olduğu gibi bir anda farka koştu. O maçın tek farkı ilk yarıda etkiliydiler ve sonuca gitmişlerdi. Pinto ve Batalla üst üste gelen gollerle 3-0’ı yakaladı ve finale adını beklenenden kolay yazdırdı. Bu maçta Bursaspor adına şunu söyleyebilirim; eğer iyi motive olurlarsa her maça iddialı çıkıyorlar. Şu bir gerçek ki, Pinto bu takıma dahil olduktan sonra Bursaspor gol yollarında çok rahatladı. Timsah şimdiye kadar ne çektiyse golcüden çekmişti. O nedenle Pinto, Bursaspor’un başarısı açısından stratejik bir isim oldu.

Eskişehirspor’a gelince... Kırmızı- Siyahlılar, Ersun Yanal’ın oyun karakterini sahaya yansıtamadı. Kolay goller yediler ve hücumda da kalitelerine yakışır bir tablo çizemediler. Eskişehirspor’un artık tek hedefi; Süper Final’den Avrupa Ligi’ni yakalamak olacak.

26 Nisan 2012, Perşembe 12:00
YAZININ DEVAMI

‘’Yürek dayanmaz!‘’

Bitime 270 dakika kaldı. Bu süre sonunda sınıfı geçenler de olacak, sınıfta kalanlar da... 31. hafta karşılaşmalarına baktığımda ‘bol keseden yiyen’ de vardı, ‘yarışa dört elle sarılan’ da... Bu hafta isterseniz liderden değil de, ilginç bir karşılaşmadan başlayalım. Boluspor-Denizlispor maçına gitmek istiyorum. Denizlispor’u izlerken, ‘gerçekten yazık oldu’ diyorum.

Denizli’ye yazık oluyor!

1.Lig’in en çok gol atan takımlarından biri haline geldiler, Osman Özköylü ile birlikte... Hem güzel futbol oynuyorlar, izleyenlere zevk veriyorlar hem de sonuç almasını biliyorlar. Bolu’da, ev sahibi için çok kritik bir karşılaşmaydı Play-Off açısından. Her şey iyi başlamıştı Bolu Beyi adına... 2-0’ı daha maçın başında yakalayan Boluspor, ‘tamam, bu iş bitti’ dedi ama Denizlispor, ‘hayır bitmedi’ diyerek, önce Ragıp ile golü buldu ve sinyali o dakikada verdi. Ardından Dilaver’in bir sağ bir de sol ayakla gelen iki nefis golü, bu ligin güzelliğiydi.

Adana’da skor aldatmasın

Bu hafta sadece bu maça takılıp kalmayalım... Her haliyle ilginç bir maç da Adana’da oynandı. Skora bakılarak, ‘kolay bir maç’ olarak değerlendirilebilir. Ama gol dakikalarına baktığınızda, şaşırmamak mümkün değil. Oyunun 80. dakikasına 1-0 önde giren Adanaspor, Bucaspor’un bu dönemde 10 kişi kalkmasıyla, adeta patladı. Önce Mbilla skoru 2-0’a taşıdı ama daha da ilginci, oyuna son 5 dakikada giren Yaser, 2 gol birden atıp, adeta tarih yazdı. Bu skoru ve Adanaspor’un başarısını küçümsemiyorum, sadece maçın kırılma anını ve ardından ne kadar ilginç gelişmeler yaşandığını gündeme taşımak istedim. Adanaspor için önemli bir 3 puandı. Çünkü bu galibiyetle Güney temsilcisi bir anlamda Play-Off yolunda çok ciddi bir adım atmış oldu.

Elazığ’nın işi zor

Zirveye bakarsak, kalan 3 haftada işler çok karışacak gibi görünüyor. Çünkü fikstürde şöyle bir göz gezdirin, anlarsınız ne demek istediğimi... Lider Elazığspor’un ‘iç sahada kaybettiği puanlar’ başına iş açabilir. Çünkü kalan 3 maçtan ikisi, oldukça zorlu. Gakgoşlar, Erciyesspor karşısında kazansa, Süper Lig yolunda işleri çok kolay olacaktı, çünkü maçlar başlamadan 4 puanlık bir avantajları vardı. Artık fark 2 puan, ama ipler yine de kendi ellerinde...

Rize’nin gözü zirvede

Kasımpaşa, Adapazarı’nda kazandı. İstanbul ekibi önünde kolay gözüken fikstürü iyi kullanırsa, Süper Lig’e rahatlıkla ‘merhaba’ diyebilir. Fakat ligden düşmesi kesinleşen Sakarya önünde 1-0 geriye düşmeleri ve son 15 dakikada buldukları gollerle kazanmaları düşündürücü.
Giray Bulak’la atağa kalkan Rizespor da, Süper Lig için ciddi bir aday haline geldi. Küme düşen rakibi Güngörenspor’u İstanbul’da deviren Rizespor, eğer rakipleri de geçit verirse, ilk ikiye göz kırpabilir. Karadeniz ekibi son haftalarda yakaladığı çıkışı, bundan sonra 3’te 3 yaparak taçlandırmak istiyor.

Son maç final olabilir

Konyaspor’un deplasmandaki başarıları sürüyor. İçeride kaybettiklerini dışarıda telafi eden Konyaspor, zorlu Gaziantep Büyükşehir Belediyespor deplasmanından, altın değerinde bir 3 puanla dönüyor. Osman Özdemir’in öğrencileri, Play-Off için avantajlı ama ‘neden ilk iki olmasın’ı gerçekleştirmeye çalışıyor. Son maçlarında Elazığspor ile evinde bir final oynama ihtimalleri yüksek gözüküyor bu şartlarda. Tabii bunun için 2 maçı kayıpsız geçmeleri şart.

Giresun umut veriyor

1.Lig’de küme düşme hattında büyük bir kızışma yaşanıyor. ‘3. takım kim olacak’ sorusunun cevabı, belki de son haftaya kalabilir. Niye derseniz, iki takımın veda ettiği 1.Lig’den düşecek 3. takım olmamak için, 3 takım büyük bir mücadele veriyor. Giresunspor içeride kazanarak, ligde kalma savaşında önemli bir şans yakaladı. Hala 16. sıradalar, ancak son 3 haftalık fikstürleri umut verici. Çünkü iki maçın düşen iki takımla olması, bir şans gibi görünüyor. Üstelik psikolojik olarak da teknik direktör Erhan Altın takımını zorlu periyoda çok iyi hazırlamış durumda.

Üçünden biri düşecek

Ancak Tavşanlı Linyitspor ile aralarındaki 2 puanlık farkın kapanması, rakibinin kaybetmesine bağlı açıkcası. Ama Tavşanlı Linyitspor’un bu hafta evinde Elazığspor, ardından deplasmanda Kasımpaşa ile oynayacağı karşılaşmalar, kendi kaderlerini belirler. Göztepe ise ligde kalma yolunda olağanüstü kötü bir pefrformans göstermezse, korkulu rüya görür...
Acı-tatlı, 31 hafta geride kaldı ve önümüzde müthiş bir 3 hafta ve hemen ardından da Süper Lig’e çıkacak 3. takımı belirleyecek Play-Off’lar var. Hani bir reklamdaki gibi ‘kalbi olan izlemesin’ diyorum bu heyecanı!

24 Nisan 2012, Salı 12:00
YAZININ DEVAMI

‘’'Süper Elazığ'‘’

TFF 1.Lig’de Gakgoşlar, Süper Lig’e doğru emin adımlarla yol alıyor. Gerçekten futbol tarihinde az rastlanır bir başarı öyküsü Elazığspor’unki. Niye derseniz, biraz daha açayım. Bir çok sürpriz yapan takım izledik ve başarıları parmak ısırtmıştır. Ama daha lig bitmedi, 4 maç var önlerinde. Ancak bu hafta Kasımpaşa önünde aldıkları galibiyet, deyim yerindeyse 56 puanın da üzerindeydi. Bir takım düşününki, bu sezon 2.Lig’den 1.Lig’e çıkmış ve ilk sezonunda yarışı başladığı gibi sürdürüyor. Ama bu süreçte öyle krizler yaşamasına rağmen, etkilenmiyor.

İşte başarı öyküsü
İsterseniz sezon başından bugüne gelişi kısaca özetleyelim. Osman Özköylü bu takımı TFF 1.Lig’e çıkarmış teknik adam ve şimdi Denizlispor’un başında. Başarısız mı, hayır... Ama gönderildi. Niye derseniz, kulübün mali vecibelerini yerine getirememesi sonucu yayıncı kuruluşa verdiği demeçten ötürü bileti kesildi. Özköylü’ye o zamanki yönetim ‘sezonbaşı alacaklar’ konusunda söz vermişti, hoca da haklı olarak sitemini bildirmişti ve haksız duruma düşürülüp, yollandı. Sonrasında nefesi tükenen ve sözlerini yerine getiremeyen yönetimin içinden, verilen sözleri yerine getirebilecek tek isim olan Selçuk Öztürk başkan oldu. Öztürk, gelir gelmez takımı rahatlattı. Özköylü’den boşalan teknik direktörlüğe de bu ligin deneyimli ve başarılı bir ismi olan Hüsnü Özkara getirildi. Özkara bayrağı düşürmedi, aldığı yerden devam ettirdi, ta ki, üst üste yaşanan Gaziantep Büyükşehir Belediye ve Adanaspor yenilgilerine kadar. Burada yönetim bir risk daha aldı ve takım lider olmasına rağmen bu kez de Özkara ile yollarını ayırdı. Yerine Süper Lig’de başarılı olmuş ve sezon başı Eskişehirspor’da yaşadığı mahkeme süreci nedeniyle görevden ayrılmış Bülent Uygun’u uygun buldu.

Motivasyon ustası Uygun
Uygun, bu ligi çok iyi bilen bir teknik adam değil. Ama çalıştırdığı kulüplerde başarılı olmuş bir isimdi. Göreve gelir gelmez, bir ‘motivasyon ustası’ olarak farkını ortaya koydu ve kritik denilebilecek iki maçını da kazanıp, takımını Süper Lig’e oldukça yaklaştırdı. Lig daha bitmedi ve önemli maçları var Elazığspor’un. Son maçı Konya’da oynayacaklar, belki de bu maça 1.Lig’in misafiri olarak gidecekler ya da burada kader maçına çıkacaklar. Tüm bunları zaman gösterecek. Ancak her ne olursa olsun, Elazığspor’un 30 haftalık performansı, alkışı hakediyor.

Tabi ki, “Bu başarının mimarları, 3 teknik adam ve futbolcular. Bir de sonradan göreve gelen başkan Selçuk Öztürk” diyebiliriz. Elazığspor örneği; bir uç örnek bana göre. Takım liderken, 3 teknik direkörle hedefe gitmek, pek alışık olduğumuz bir durum değil. Şu bir gerçek ki, Elazığpor ekip olarak iyi bir takım ki, bu değişikliklere ve olumsuzluklara rağmen zirvede. Bence işin özeti de bu...

Paşa çıkmak istemiyor!
Madalyonun diğer yüzüne gelince, Elazığspor maçını kazansa, Kasımpaşa haftayı lider kapatacaktı. Ancak bu kadar iyi ve tecrübeli kadronun, ligin ikinci yarısında bu kadar inanılmaz inişler çıkışlar yaşaması, pek anlaşılır gibi değil. Sanki bu kadro, Süper Lig’e çıkmak istemiyor! Tabi ki, böyle bir düşünce içinde olmaları mümkün değil. Ama ayaklarına kadar gelen Süper Lig fırsatını, ellerinin tersiyle kenara itmeleri gibi bir durum var ortada. Belki “daha önce play-off’lardan çıkmış olmanın deneyimine güveniyorlar” diyebilirsiniz. Ama play-off, gergin bir süreçtir ve Kasımpaşa’nın ciddi bir ‘ilk iki’ şansı varken ki, halen var, bu şansını play-off’a taşıması, büyük bir risktir.

Bazıları için lig bitti
TFF 1.Lig’e baktımız zaman, ilk 9 sıranın içinden ilk iki ve play-off grubu çıkacak gibi görünüyor. Yani “42 puanlı Bucaspor’a kadar olan takımların içinden 3’ünü önümüzdeki sezon Süper Ligde izleriz” diye düşünüyorum. Bazı takımlar için lig bitmiş gibi. Orta sıralardaki Gaziantep Büyükşehir Belediye, Karşıyaka, Denizlispor ve Kartalspor için bir önem taşımıyor bundan sonraki dönem. Son iki takım Güngören Belediyespor ve Sakaryaspor, 2. Lig’e düştü. Kalan 4 haftada ise “3. takım kim olacak?” sorunun cevabı belirlenecek. Görünen manzara; bu yarışın Giresunspor, Tavşanlı Linyit ve Göztepe arasında geçeceği... Şu anda Giresunspor 16. sırada, rakiplerinin alacağı sonuçlara bakarak ‘Kurtuluş Savaşı’ veriyor. Ancak rakiplerinin de zorlu fikstürleri var, aradaki puan farkı aldatıcı olabilir.

Rize ilk ikiyi zorluyor
İlk iki ve düşme hattından bahsettik. Play-off Grubu’na gelince; Rizespor, Giray Bulak ile önemli bir çıkış yaptı. İçeride dışarıda aldığı puanlarla, ilk iki iddiası da doğan Rizespor’un, fikstür de şansını güçlendiriyor. Karadeniz ekibi en azından play-off’u garantilemiş gözüküyor. Diğer 3 takım arasında olmak içinse, bu sayının iki katı takım mücadele verecek...

18 Nisan 2012, Çarşamba 12:00
YAZININ DEVAMI