‘’Adana haftası‘’
İlk yarının son virajında PTT 1.Lig’de tablo iyice karıştı. Bunda sürpriz sonuçların artmasının rolü büyük. Özellikle geride bıraktığımız hafta çok çarpıcı neticeler ortaya çıkardı. Bu periyoda damgasını ise Adana takımları vurdu. Adana Demirspor’un kendi sahasında Kartal’ı mağlup etmesi belki tahmini kolay bir durumdu ama Adanaspor haftanın en flaş işine imza attı. Genel kanı, birçok rakibinin puan kaybettiği haftada Erciyesspor’un kazanıp zirvede iyice rahatlaması yönündeydi. Ancak böyle olmadı. Ev sahibi, karşısında çok dirençli ve 1 değil, 3 puan için gelmiş bir Adanaspor buldu. Turuncu-Beyazlılar’ı ortaya koyduğu futbol ve elde ettiği galibiyet için kutlamak lazım. Çünkü bu 3 puanla Erciyes’in kopup gitmesinin de önüne geçtiler.
Rize’de kriz bitmiyor
Çaykur Rizespor’un halini anlamak gerçekten zor. Her hafta ayaklarına kadar gelen fırsatı kaçırmayı bir alışkanlık haline getirdiler. Evet, bu hafta deplasmanda yenilgi yüzü görmemiş bir Urfa’yı ağırladılar ama sonuçta artık bir ivme yakalamaları gerektiği kesin. Çünkü bu kadar hovardalığa dağlar bile dayanmaz. Bir başka Karadeniz ekibi 1461 Trabzon için de aynı olmasa da ciddi bir avantaj yitirme durumu söz konusu. Göztepe kritik maçı kazanıp yarışa tutunmayı başardı, Trabzon ekibi ise skor üretme problemi tekrarlanınca yenilgiden kurtulamadı.
Bolu bildiğiniz gibi
Sessiz ve derinden gelen Manisa, zor bir deplasmandaydı ama hiç kuşku yok ki en çok Tarzanlar bu hafta kaçırdığı 2 puana yanmıştır. Çünkü bu tip kırılma sınavlarında istediğini alabilen Manisa, bu kez geriye düştüğü 90 dakikanın son 10 dakikasında Kahe ile 1 puana sarıldı. Denizli ise anlık patlamaların takımı durumundan çıkamıyor, bu haliyle zirveye yaklaşması zor. Sıkıntılı hattaki Tavşanlı da Göztepe gibi can havliyle saldırdı, Antep’i tek golle yıktı. Bu görüntü, ligin dibinin de karışacağını gösterdi. Bolu da bildiğiniz gibiydi. Net bir baskı kuramayan, rakibi bunaltamayan bir yapıları var. Şu an için her şeyin bittiğini söylemek mümkün değil ama Yarenler’e gözle görülür bir enerji yüklemesi, heyecan şart. Yoksa bu kadar iddialı ve hatanın telafisinin zor olduğu bir maratonda tutunmaları zor.
Alkışlar Ankaragücü’ne
Bu arada tüm imkansızlıklarına ve hatta umutsuzluklara rağmen Ankaragücü’nün verdiği mücadele her geçen gün biraz daha saygı gerektiriyor. Başkent ekibi kupa yorgunu olmasına rağmen 3 puanı kaçıran taraftı, gençleriyle ışıl ışıldı. Samsun-Buca, Konya-Karşıyaka maçları ise birer kör
dövüşü şeklindeydi, 0-0’lık sonuçlardan da anlaşılacağı gibi.
‘’İki hata iki gol‘’
Tabiki bu durum Beşiktaş için bir şanstı. Nitekim Beşiktaş’ın beraberlik golü de bu uyumsuzluğun eseriydi.
İlk 45 dakikkada Fernandes’in eksikliğini fazlasıyla hissetti Beşiktaş. Orta alanda Oğuzhan’ın bu işe soyunabulmesi için ciddi bir zamana ihtiyacı var. Tabikii burada Oğuzhan’ı suçlamıyorum. Ancak Oğuzhan’ı bu kadar çabuk sıçratmaya kalkarsak çabuk düşer ve çok erken kaybederiz. Genç yetenek yine de Fernandes’in yanında bir şeyler kaptığnı attğı şık golle gösterdi. Çünkü yokluğundan bahsettiğimiz adıyla sanıyla Fernandes. Portekizli yıldız geçen sezon 9 maçta yer almamış ve takım 18 puan kayıp yaşamış.
Maçın kalitesi düşüktü
Hector Cuper, Beşiktaş gibi çok golcü ve hücum düşünen bir ekip karşısında puan alabilmenin ancak mücadele ile olacağını biliyordu. Maça başlama felesefesi buydu Cuper’in ve rakibin hatasınıdan da Hasan Kabze ile öne geçti. Şu bir gerçek ki Orduspor öne geçmesine rağmen tribünde bize bu takım bu sonucu korur duygusun vermedi. Peki Beşiktaş çok mu iyi oynadı 2 gol atıp öne geçti derseniz, hayır. Atılan iki golde de cidd bir savunma zaafı vardı Orduspor’un.
Dün akşamın özeti kalite olarak çok kötü bir maç izledik. Bu sezon Beşiktaş maçlarından eser yoktu. Kara Kartal Ordu’da oynamadan kazandı diyebiliriz. Orduspor için tehlike çanları çalıyor. Henüz vakti varken devre arası bu takımın ciddi bir takviyeye ihtiyacı olduğu kesin.
‘’Adım adım Süper Lig‘’
PTT 1. Lig’de zirvenin sahibi Erciyes istikrarlı bir şekilde yarışı sürdürüyor. Süper Lig’deki Kayseri’nin aksine aynı kentin takımı Erciyes taraftarın yüzünü güldürmeye devam ediyor. Burada Ziya başkan ve teknik direktör Osman Özköylü’ye de bir parantez açmamız lazım. Başkan gerçekten üzerine düşen fedakarlığı maddi manevi yapıyor. Başkanın bu fedakarlığı yıllardır vardı ama bir türlü istenilen başarı gelmiyordu. Osman Özköylü’nün buradaki etkisi çok önemli. Elazığspor’u alt liglerden alıp Süper Lig’e getiren Özköylü, geçen sezon da yerlerde olan Denizlispor’u ayağa kaldırmayı başarmıştı. Şimdi de Erciyes’le Süper Lig için yola çıktı. Süper Lig yarışında Ege temsilcisi Manisa sessiz sedasız 2.’lik koltuğuna oturdu. Rize’yi 2-0’la geçen Ege ekibi 13 haftada tek yenilgisi olan tek takım olarak dikkat çekiyor.
Çaykur Rize’ye neler oluyor!
Peki Rize’de neler oluyor! Şöyle bir geçmişe dönelim isterseniz. 2. Lig, Türk Telekom Lig A, Bank Asya 1. Lig ve şimdi de PTT 1. Lig. Evet bütün bu dönemlere baktığımızda, bu ligle ilgili bir deyim oluşturacağız: Rize sendromu... Bir takımın her sezon lige iyi başlamasının ve ilk yarı biterken düşüşe geçip, zirveden kopmasının en güzel örneği Rize. Karadeniz ekibi kaç sezondur bunu yaşıyor! Taraftar da artık bu olayı kanıksamış ve ‘Bu sezon da bizden bir şey olmaz’ düşüncesi hakim olmuş. Rizespor’un artık bu hastalığa bir çare bulması ve elindeki imkanları çok daha efektif bir hale getirmesi, bunu da sonuca yansıtması gerekli.
Boluspor ayağa kalktı
Boluspor içeride kaybettiklerini dışarıda toplamaya devam ediyor. Şanlıurfa’da yeni teknik direktörü Oğuz Çetin’in de tribünden izlediği Yarenler, evinde iyi sonuçlar alamayan Urfa’yı devirip, önemli bir 3 puan aldı. Oğuz Çetin’in takıma bir hava getireceği kesin. Ama bu ligle ilgili hocaya iyi bir danışman ekibi oluşturulmalı bence. Şanlıurfa ise kaliteli kadrosuna rağmen bir takım olamadı maalesef.
Egeliler’in zirve yürüyüşü
İzmir’de Kaf Kaf ayağına gelen ikincilik şansını tepti. Denizli ile evinde golsüz berabere kalan Karşıyaka ‘haftayı buruk kapattı’ diyebiliriz. Son iki maçından mağlup ayrılan Adana Demir komşu kent Antep’ten 3 puanı alıp yarışa geri dönerken, bir başka Adana takımı Adanaspor evinde Konya’yı 2-1’le geçmeyi başardı. PTT 1. Lig’de sessiz sedasız zirveyi kovalayan bir takım da Buca. Ege derbisinde kötü günler geçiren Göztepe’yi 3-0 gibi net bir skorla geçip, Süper Lig’e dönme planlarını güçlendirirler.
‘’Biraz tempo yapınca...‘’
Bir kere rakibe pozisyon verdiği gibi, rakip kalede pozisyon bulmakta zorlanıyor. İlk 45 dakikada Şampiyonlar Ligi oynayan bir takımın, lig sonuncusu bir takım karşısında sadece Melo ile tek bir gol girişimi oluyorsa düşünmek lazım. Yorgunluk bahane olamaz ve olmamalı. Ayrıca Fatih Terim için ‘Mersin’de rotasyon yapmalıydı’ dedik eleştirdik. Terim, Elazığ’da yaptı ama değişen ne oldu? Demek ki kulübe yetersiz görünüyor. Elazığspor özellikle sağ kanattan etkili ataklar yaptı ama üçüncü bölgede Zaki ve Tum’un yetersizliği nedeniyle aradağı golü bulamadı. Kısaca ilk 45 dakika Yılmaz Vural’ın istediği gibi geçti. Köksal’ın performansına ayak uydurabilen birkaç oyuncu ihtiyacı vardı sahada. İyi ve hazır bir Sinan Kaloğlu ile soyunma odasına önde bile gidebilirdi Gakgoşlar. Galatasaray için ilk yarı yorumum ise, ilk 11 de yer alan 4 oyuncunun yer değişmesi bu maçta bu kadar sırıtmamalıydı.
İkinci yarı Galatasaray oynaması gerektiği gibi oynadı. Rakip ceza alanına çok rahat girdi ve etkili de oldu. Sarı-Kırmızılılar’ın etkili ismi Yekta mücadelesinin meyvesi olan bir golle takımını öne geçirdi. Golün ardından rahatlayan Galatasaray, Elazığspor orta alanının adeta çökmesiyle rakip ceza alanı içinde farkı artırabilirdi, ancak son vuruşlarda beceriksizdiler. Yılmaz Vural, hamelesini hemen golü yedikten sonra yaptı ve Sinan Kaloğlu’nu oyuna soktu. Aslında dün Elazığspor ilk yarıda Tum ve Zaki’nin etkisiz futbolları nedeniyle 9 kişi oynadı. Zaten Vural da bir yere kadar sabretti ve sonunda bu ikiliyi dışarı aldı. Son dakikada penaltıyı değerelendiremeyen Elazığspor ayağına gelen bir puan fırsatını tepti.
Sonuç olarak Galatasary ikinci yarı gerçek kimliğini biraz olsun sahaya yansıtınca istediği 3 puanı aldı ve liderlik koltuğunu korudu.
‘’Elazığ küçümsenmemeli‘’
Ancak Elazığspor’un Fenerbahçe ve Bursaspor gibi üst sıralardaki takımlardan puan aldığı unutulmasın. Elazığspor’un en büyük sıkıntısı dışarıdan çok içeride. Evinde kazanamayan bir takım ve üzerlerinde ciddi bir taraftar baskısı hissediyorlar. Ama Galatasaray’ın son iki maçına bakarsak puan şansı açısından ‘neden olmasın’ diyebiliriz. Kısacası Mersin ve Karabükspor ne yaptıysa Elazığspor da ayn taktikle oynayacaktır.
‘’Dağ fare doğurdu‘’
Fırat Aydınus haklı veya haksız ancak televizyon programları için çok tartışılacak iki kararla 45 dakikayı noktaladı. Caner’e gösterdiği kırmızı kart ancak 4. hakemin açıklamasından sonra kamuoyu tatmin olabilir. Penaltı kararı doğru da olsa 45 artı 4 dakikayı geçtikten sonra verildiği için yine çok konuşulur. Peki hiç mi futbol yoktu! İlk yarı adına ev sahibi ekipte Alper’in hırsı ve kazanma isteği ile Dede’nin sol kanattan yaptığı tehlikeli ortaları izledik. Fenerbahçe 10 kişi kaldıktan sonra ister istemez savunmaya çekildi. Ersun Yanal da rakibin bu eksikliğinden sonra 3’lü savunma ile hücum gücünü artırdı. Özetle tribünde futboldan çok tartışma içinde bir ilk yarı izledik.
İkinci yarı maç başı beklentimize cevap verir kaliteydi. İki takımda ilk yarıdaki sinirlerini yumuşatmış ve futbolu düşünür hale gelince bol pozisyon izledik. Fenerbahçe forvetsiz, 10 kişi nasıl oynanır bunu çok iyi uyguladı. Eskişehirspor ise iyi hücumlar yaptı ancak son vuruşlardaki beceriksizliği üst düzeydeydi. Farkı ikiye çıkartma peşindeyken Fenerbahçe nefis bir Sow golüyle beraberliği yakaladı. Bu golde aslan payı Kuyt’ındı. Hollandalı önce topu Dede’den söküp aldı, ardından da nefis bir orta yaptı. Bu ortaya ancak bir tek vuruşla gol atılabilirdi. Sow da kalitesine yakışır bir vuruşla rakip ağları havalandırdı. Golden sonra Fenerbahçe’nin daha moralli ve rakibe daha az pozisyon verdiğini gördük. Bence gecenin özeti 10 kişi kalmasına rağmen diri ve ne yaptığın bilen bir Fenerbehçe vardı sahada. Eskişehirspor ise avanatjını kullanamadı. Bunun en büyük nedeni ceza alanındaki kısırlığıydı.
‘’Büyük yarış‘’
PTT 1. Lig’e hoş geldin Göztepe. Evet İzmir’in Sarı- Kırımızılı ekibi 12. hafta ligimize teşrif etti. Gerçekten; Şanlıurfa’da ‘Şimdiye kadar nerelerdeydiniz?’ dedirtecek bir performansla ev sahibini devirdi Kemal Kılıç’ın öğrencileri. Bu maça kadar rakip filelere sadece 2 gol atabilen Göztepe’nin 3 puanı 2 golle alması anlamlıydı. Üstelik bu 3 puan ve 2 golün haricinde oyunu baştan sona kadar kontrol altında tutan ve hep oyunun içinde olan bir takım izledik. Bu sadece bir galibiyet, önemli olan bunun devamının gelmesi. Teknik direktör Kemal Kılıç’ın bu başarıda payı büyük. Kılıç; PTT 1. Lig’e çıkarttığı Şanlıurfa’yı yeni sezona da hazırlayan ve belli bir süre de başında olan bir hoca olarak sahaya avantajlı çıktı. Rakibin etkili silahlarını etkisiz hale getirip, takımını da iyi motive edince ortaya bu başarı çıktı.
Kısır hafta
Diğer taraftan birbirinden ilginç maçlar izledik, ancak haftaya damgasını vuran faktör gol kısırlığıydı. Bir hafta evvel 36 golden sonra bu hafta atılan 11 gol PTT 1. Lig’e hiç yakışmadı. Zirve yarışı Süper Lig’den pek farklı değil. İyi giden takımlar bir anda irtifa kaybedebiliyor. Rize lider geldiği Adana’dan eli boş döndü. Karadeniz ekibinin Güney deplasmanında belki önemli eksikleri vardı ama yine de sahada daha kimlikli ve bulunduğu yere yakışan bir Çaykur Rize olmalıydı. Adana ise bu maça iyi hazırlanmıştı. İyi oynadı, güzel goller attı ve hak ettiği bir galibiyet aldı.
İzmir’de nefesler kesildi
İzmir’de iki önemli karşılaşma vardı. Son 5 maçını kazanan Adana Demir, Buca karşısında golcüleri suskun kalınca kaybetti. Buca zorlu maçları iyi oynayan bir takım. En büyük ihtiyaçları istikrar. Karşıyaka ise Bolu’yu tek golle
geçip, zirveden vazgeçmeyeceğini gösterdi. Karşıyaka’nın ortalama kadrosuyla gösterdiği başarı önemli. Ancak Cihat Arslan’ın takım üzerindeki katkısını da unutmayalım. Lige iddialı başlayan 1461 Trabzon’da ise kan kaybı sürüyor. İçeride, dışarıda kazanamayan ev sahibi ekip, bu hafta da Gaziantep Belediye ile 1-1 berabere kaldı. Alt sıraları ilgilendiren maçta ise gülen Tavşanlı oldu. Başkent’te Ankaragücü’nü tek gollle deviren Tavşanlı bir nefes aldı diyebiliriz. İki beraberlik takımının; Manisa ve Samsun’un mücadelesinden ise golsüz bir 90 dakika çıktı.
‘’Asıl heyecan burada‘’
Belki ‘çok erken’ diyebilirsiniz ama görünen o ki; ilk iki için şimdiden bir ön grup oluştu sayılır. Mutlaka, sürprizler olacak. Mutlaka bazı takımlar seri galibiyetler alarak yarışın içinde olacaktır. 34 haftanın 10 haftası geride kaldı. Önümüzde 24 maç ve 72 puan var. Ama bazı veriler ister istemez bazı takımların olsa olsa bu performanslarıyla ancak ilk 6’yı yakalayabileceğini gösteriyor. Benim bu görüşlerim sadece ilk iki için. Play-Off için ligin son maçına kadar herkesin şansı devam eder. PTT 1. Lig’in en çok gol atan ve en az gol yiyen takımları zirveyi paylaşıyor. Az gol yiyenlere baktığımızda; ortalama olarak birçok takım görüyoruz. Puan cetvelinde ortalamayı bozan takım Tavşanlı Linyitspor (24) ve Ankaragücü (23). Bugün biraz rakamlara takılacağım.
Samsunspor aldığı 7 beraberlikle peşine Adanaspor’u (5) almış gidiyor. Tek yenilgili iki takım lider Çaykur Rizespor ve Manisaspor. Şimdiye kadar en çok yenilgi alan iki takım Göztepe ve Ankaragücü (8).
Göz Göz’ün durum vahim
Ancak burada bir ayrıntıya dikkat çekmek istiyorum. Ankaragücü’nün içinde bulunduğu zor şartlara göre bu durum kabul edilebilir. Ama Göztepe’nin durumu gerçekten çok düşündürücü ve vahim. Bir holding takımı olarak kadroya baktığımızda bu durum pek anlaşılabilir gibi değil. Sarı-Kırmızılı ekip 10 haftada sadece 2 gol atabilmiş ve 12 gol yemiş. Herhalde Türk futbol tarihinde içinde bulunduğu şartları da göz önüne alarak bakarsak böyle bir istatistik çok az görülür. Hüseyin Kalpar’dan görevi devralan Kemal Kılıç da takımının başında çıktığı iki maçta bir hareket getiremedi İzmir ekibine.
Kartal’a dikkat
Kısaca maçlara bakarsak; Boluspor dışarıdan aldığını içeride bitiriyor. Adanaspor bir türlü istediği ritmi yakalayamazken, Konyaspor’un da yavaş yavaş üst sıralardan uzaklaştığını görüyorum. Karşıyaka, Manisaspor ve Şanlıurfaspor’un bu yarıştan kopmaya niyetleri olmadığı bir gerçek. Adana Demirspor ise Mustafa Uğur’un yönetiminde 5’te 5 yapmayı başardı. Teknik direktör değişikliği ile ayağa kalkan Kartalspor’a da bundan sonra rakipleri dikkat etsin diyorum...