Arama

Popüler aramalar

‘’Fazla şutun faydaları‘’

Üstelik halı gibi de bir saha olunca pozitif düşünmek en doğal hakkımızdı. Ancak bu güzel ortamın ilk yarıda sadece Kasımpaşa’yı iyi motive ettiğini gördük. Belki 2-1’lik skor çekişmeli bir ilk yarı izlediğimiz düşündürtebilir, ama öyle olmadı. Trabzonspor tek golünü tek pozisyonda buldu. Oysa Kasımpaşa alan daralttı topu geniş yelpazede kullanıp oyunu forse etti. İlk 45 dakikada şut atan kanatları kullanan taraf hep ev sahibiydi.
Bol şut atma Kasımpaşa’ya iki gol getirdi. Önce Kerem Şeras, Onur’u hazırlıksız yakaladı ve nefis bir gole imza attı. Sonrasında Scarione önce Onur’u yokladı, topu kornere çeldi başarılı kaleci. Ama Adem klasına yakışır bir golle takımını öne geçirdi. Trabzonspor ise önce savunma sonra hücumu hallederiz düşüncesinde. Ancak her ikisini de halletmiş göremedim, özellikle ilk yarıda. Savunma hattının önünde bildiğimiz Zokora, ama genç Soner’in etkisizliği düşündürücü. Zaten Mustafa Akçay’da 45 dakika dayanabildi Soner’e...
Akçay, Janko hamlesiyle hücumu zenginleştirmek istedi. Aslında bu hamleden beraberliği yakayabilirdi. Ancak kale içinde Sancak, Janko’dan önce davranıp mutlak bir golü önledi. Trabzonspor’un bu tip maçlardan puan çıkarabilmesi için Malouda, Bosingwa gibi oyuncuların daha ön plana çıkması lazım. Kasımpaşa’nın attığı 3. gol sezonun jenerikleri arasına girecek kalitedeydi.
Trabzonspor farkı bire indirdikten sonra puan şansını yakalamıştı. Ancak Aykut Demir’in gördüğü gereksiz kırmızı kartla 10 kişi kalması güçlü rakibi önünde Trebzonspor’u bitirdi. Bence Aykut haklı olsa hakemin verdiği bir karara bu kadar tepki göstermemeliydi. Çünkü Aykut’un bu hareketinin bedeli takımı adına ağır oldu. Aykut’tan sonra 3’lü savunmaya dönen Trabzonspor teslim olmadı, ama gücü buraya kadardı. Kasımpaşa aldığı 3 puanla 2. sıraya çıkıp zirvenin ortağı oldu.

29 Ekim 2013, Salı 01:30
YAZININ DEVAMI

‘’10 numara‘’

Arena'da 10 numara bir ilk yarı izledik. Galatasaray, Kopenhag karşısında 10. dakikada Melo ile golü bulunca çok rahatladı. Böyle karşılaşmalarda erken gol çok önemlidir. Çünkü evinizde oynuyorsunz ve favorisiniz. Rakip ister istemez baskı yapacağınızı bildiği için sizin direncinizi kırmak ister. O nedenle Melo'nun golü zamanlama olarak müthişti. Zaten ilk 45 dakikada Danimarka ekibi sahada yoktu.

Galatasaray maça iyi motive olmuştu. Mancini Dany'i Riera'ya tercih ederken Sağ kanatta Bruma'yı oynattı. Dany'in oynadığı sağ savunma ve önünde Burak Yılmaz etkili olamadılar. Ama sağ kanatta Ebuoe ve Bruma atılan 3 golde de vardı. Ebuoe attırdığı iki golle 45 dakikada maça damgasını vurdu. Sneijder geldiği günden beri konuşuluyor. Ama böyle bir üst kumaşa sahipseniz kıymetini bilip oynatmaya bakmalısınız. Biz napıyoruz böyle bir değeri yerden yere vuruyoruz. Ajax, Real Madrid ve İnter formalarını giymesi bile yetmiyor bize.
Neyse ilk yarıya dönersek herşeyiyle üst düzey bir takım gibi oynadık ve soyunma odasına 3-0 gibi net bir skorla girdik.

İkinci yarıda ilk yarıdaki skorun rahatlığı vardı. Galatasaray çok uzun süredir böyle bir skora yakalamıştı. Hemde şampiyonlar liginde ilk oynadığın maçta 6 gollü bir yenilgi aldıktan sonra çıktığın maçta ister istemez kafalarda bir sürü soru işareti olur maç öncesi. İşte dün gece Galatasaray ilk 45 dakikadaki etkili oyunuyla bütün soru işaretlerini ortadan kaldırdı. Dün gece Galatasaray takım olarak istekliydi ve ne yaptığını biliyordu.

Böyle güzel bir akşamda bir çift sözüm Burak Yılmaz'a olacak. Sahada koştu çabaladı, ama artık bu tecrübede, bu düzeyde bir oyuncunun koordinasyonu çok daha iyi olmalı. Çünkü futbol kolektif bir oyun ve koordinasyon düzeyi çok iyi olmak zorunda Burak Yılmaz'ın.

Galibiyeti abartmadan ikinci maçı nasıl kazanırız bunun planlarını yapmalı Galatasaray. Ayağımıza gelen çok ciddi bir ikincilik şansı var ortada. Danimarka'da unutmayalım hiç de kolay bir maç beklemiyor bizi. Ama şu bir gerçek ki, kalibre olarak Kopenhag'dan üstün bir takımız ve orada da kazanabilecek gücümüz var. Yeter ki, haddimizi bilerek oynayalım. Mancini'nin rakibi iyi analiz ettiği ortada. Yalnız İtalyan hoca uzun süre aynı 11'i sahada tuttu, değişiklik yapmadı, anlayamadım. Belki ritmini yakalamış takımı bozmak istemedi, ama takımında özellikle 60'tan sonra yorgunluk göze çarptı.

Tam biz bu eleştiriyi yazarken, Mancini sürpriz değişiklik yaptı ve gecenin yıldızlarından Melo'yu alıp Ceyhun'u soktu 76 dakikada.

Maçın özeti önemli olan öncelik kazanmaktı, sonra da farka kaşmak. Maç öncesi 3-1 olsa ne derseniz sorusuna herkes süper derdi. Ama skor ilk yarıda 3-0 olunca tabii ki, ikinci yarıda fark beklentisi yükseldi. Aslında Burak biraz becerikli olsa fark da yükselirdi.

Sonuç olarak şampiyonlar liginde yola devam etmek için güzel bir skorla geceyi bitirdik tebrikler Galatasaray...

24 Ekim 2013, Perşembe 10:30
YAZININ DEVAMI

‘’Elveda Kadir Özcan‘’

Hani sözün bittiği tükendiği anlar vardır. Gerçekten Kadir Özcan’ın vefat haberini aldığım zaman, aynen o duyguyu hissettim. O, Türk futbolunun ulu bir çınarıydı... Futbolda ‘Anadolu Devrimi’ni gerçekleştiren efsane Trabzonspor kadrosunun, savunmadaki belkemiğiydi. Bu hafta Buca’da futbolcuları ona güzel futbolla, bir ‘veda sürprizi’ yaptılar. Ama bu sürprizden kendisi de dahil, hiçbirimizin haberi yoktu. Ebediyete 3 puanla veda etti, Kadir Özcan...
Uzun yıllar muhabettimiz oldu. Futbolculuğunu da izleme şansı bulanlar arasındayım. Ama daha sonra kader beni gazeteci, onu da teknik direktör olarak bir araya getirdi. Futbolculuğu sonrası çalkantılı, sıkıntılı günlerden sonra sağlığına kavuştu ve Türk futboluna saha kenarından hizmetini sürdürdü.

Takdir-i ilahi


Zaman zaman bizlere serzenişleri oldu. Sitemler ederdi ama hep Karadeniz insanın açık sözlülüğüyle... Gerçekten bomboş bir dünyada yaşıyoruz, birbirimizi kırıyoruz. Sonra kaybettiğimizde de, ahlar vahlar edebiyatı. Allah’tan hocamla güzel bir samimiyetimiz, içten bir dostluğumuz oldu, ne mutlu bana... Şöyle yakın geçmişe dönüp bakıyorum; Tevfik Lav, Nejat Biyediç, Erdoğan Arıca, Arif Peçenek ve son olarak da Kadir Özcan aramızdan ayrıldı. Hepsi de güzel insanlardı ama ‘takdiri ilahi’ demekten başka çaremiz yok. Onlar, bizim kalbimizde tabii ki ‘ölümsüz insanlar’ her zaman saygıyla anılacaklar. Çünkü başarılarıyla, davranışlarıyla, insanlıklarıyla onlar daima örnek oldular. Kadir Hoca’yı, 70’li yıllarda Türk futbolunu yakından takip eden herkes iyi bilir. Hani Şenol, Turgay, Necati, Kadir, Cemil diye başlayan, meşhur ‘Trabzonspor Savunması’nın değişmez oyuncusuydu. Koca bir sezonu kalesinde tek haneli rakamla kapatan, o duvar gibi savunmanın elemanıydı. Trabzon’da Liverpool’u yenerken, üst üste
3 şampiyonluk yaşarken, hep kadroda vardı. Şimdi o savunmadan ikisi yok. Önce sol bek Cemil Usta’yı kaybettik, şimdi de Kadir Özcan’ı.
Hakkını helal et hocam
Allah geride kalan arkadaşlarına uzun ömür versin. Sözü fazla uzatmak istemiyorum. Çünkü böyle günlerde konuşmak, yazmak çok çok zordur. Ama gerçek bir Trabzonlu’ydu Kadir Özcan... Ve 61 plakalı kentinde 61 yaşında aramızdan ayrıldı. Türk futbolunun, Trabzonspor camiasının başı sağolsun, kederli ailesine sabırlar diliyorum. Nur içinde yat hocam, hakkını helal et...

24 Ekim 2013, Perşembe 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Bursa artık rahat‘’

Ev sahibi Bursaspor son haftalarda toparlansa da istediği ritmi bulmakta zorlanıyor. Kayserispor ise ilk 11’de oynayan isimlerin sakatlıkları nedeniyle forma giyemeyişinin büyük darbesini yedi. Tabii ki kötü sonuçlar yılların başkanı Recep Mamur’un istifasını getirdi. Açıkçası maça çıkmadan önce iki takımın da tadı yoktu.

İlk yarıda kaybetme, gol yeme korkusu özellikle Kayserispor’u kontrollü ve savunma ağırlıklı futbola itti. Bursaspor ise Belluschi ve Batalla ile etkili olmaya çalıştı. Bu ikiliye Kazım da çabalarıyla katkıda bulundu. Zaten tribünleri heyecanlandıran pozisyonlar bu isimlerden geldi. Ama Kayserispor rakibine oranla az ama etkili pozisyonlar buldu. Birinde Bursaspor kalecisi Frey, diğerinde de Ferhat konuk ekibin gol atmasına engel olan isimlerdi. İkinci yarıda takımların 3 puan isteği karşılaşmayı zevkli hale getirdi. İkinci yarıda Kayserispor, Simiç ve Ömer Bayram ile gole çok yaklaştı. Bursaspor’da ise Daum, Tuncay ve Enes’i aynı anda oyuna alıp ofansif gücünü iyice yükseltmeyi denedi. Tuncay, Kazım’ın sağ kanattan yaptığı ortaya uygun durumda olmasına rağmen kötü bir vuruş yaptı.

Bursaspor adına olumlu söylenecek söz, savunma yapmasını öğrendiler ve bu kurgu oturdu. Daum’un şimdi hücumda daha etkili olan bir takım yaratması lazım. Kayserispor için bu şartlarda fazla eleştiri yapmamız haksızlık olur. Artık herkesin bir puana razı olduğu düşünülürken, Batalla sahneye çıktı. Çok konuşulacak bir gol oldu. Çünkü gol sırasında Kayserisporlu bir futbolcu faul nedeniyle ceza alanı içinde yerde yatıyordu. Maçın hakemi Ali Palabıyık yerde oyuncu olmasına rağmen ‘devam’ dedi ve Batalla da takımını öne geçirdi. Son sözü ise genç Enes söyledi ve Bursaspor 3 puanı uzatmalarda attığı 2 golle aldı.

22 Ekim 2013, Salı 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Patinaj yapan milli takım!‘’

Hollanda hepimizin malumu üst kalitede bir ekip ve çokta rahatlar Brezilya’ya gitmeyi garantilemiş hedefleri grupta birinci sırada olmak için mücadale ettiler. Aslında iyi motive olduk ama tipik bir Roben golüyle yenik duruma düştük. Böyle maçlarda sabır futbolu önplana çıkar. Ama hiçte hesabınızda olmayan bir gol yerseniz ister istemez demoralize olursunuz. Yinede oyunun 20. dakikasından sonra devre bitimine kadar istediğimiz baskıyı kurduk ve aradığımız pozisyonları da bulduk ama golü bulamadık maalesef. Tabii ki bu tür kader maçlarında sahneye çıkması gereken oyuncularımız olmalı. Bunların başında da Arda geliyor tabii ki. Ancak İspanya’da harikalar yaratan yıldızımızın milli takımda doğru dürüst maçı yok. Çünkü bu tür oyunlarda güçlü rakipler karşısında dengeyi bozabilmek için adam eksilten asist yapan gol atan isimleriniz olmalı. Dün gece mücadele vardı ama hücumda ekstra yapan, sürpriz yapan bir ismi göremedik.

2. yarıya hızlı başladık ve önce beraberlik sonrada ikinci golü bulma umuduyla. Ancak 46’da gelen Sneijder golüyle yıkıldık adeta. Fatih Terim işlerin kötü gittiği dakikalarda Olcan ve Burak Yılmaz’ın yerine Gökhan Töre ile Olcay’ı alıp riski yükseltti. Oyunun 71. dakikasında Hollanda’ya karşı 11. kornerimizi kullandık. Bu istatistik hiçte kötü bir istatistik değildi ama önemli olan efektif olabilmek. Gerçeği söylemek gerekirse bu maç öncesi Play-Off’a daha yakın olan taraf Romanya’ydı. Dün gecede de Hollanda’nın farkı kalitesiydi ve kaybettik. Biz bu turnuvaya Avcı ile başladık ve Terim’le bitirdik. Bu saatten sonra ah vah edebiyatı yapma yerine elimiz çabuk tutup

16 Ekim 2013, Çarşamba 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Süper 'bir lig'‘’

PTT 1. Lig’de bir haftayı daha geride bıraktık. Bu hafta deplasman takımları açısından oldukça verimliydi. Şöyle maç maç bakalım isterseniz; İstanbul’da ev sahibi, Karşıyaka önünde çok iyi oynamadı ama kazandı. Nasıl kazandığı maç sonrası konuşan Büyükşehir’in hocası Cihat Arslan’ın sözlerinde saklı. Cihat hoca, “İyi oynamadık. Kalitemizle kazandık” dedi. Karşıyaka önünde iki kez yenik duruma düşmelerine rağmen 24 kişilik kadro zenginliğinin meyvesiydi bu 3 puan.

Leoparlar’a yan bakılmıyor!

Bolu’da gülen konuk ekipti. Ankaraspor 3 puan serisini çok iyi oynamasa da sürdürmeyi başardı. Boluspor için işler iyi gitmiyor. Yarenler bir türlü istedikleri havayı bulamadılar. Tabii ki; en büyük sıkıntıları forvet hattındaki yetersizlik. PTT 1. Lig’in en az gol atan takımlarından biri olan Bolu, bu maçta 2 gol atsa da kalesinde 3 gol görünce haftayı puansız kapattı. Ankaraspor ise Osman Özköylü’nün güvendiği isimlerle galibiyete gitti. Her aldığı takımda ‘olmazsa olmazı’ olan Göksu Bolu’da yine skoru tayin eden golü atıp takımını Başkent’e mutlu döndürdü.

Ordu’nun affı yok

Orduspor ise içeride kaybettiği Büyükşehir maçının travmasını Tavşanlı’da sildi. Karadeniz ekibi tek golle evine mutlu döndü. Tavşanlı ise bu ligin dirençli bir takımı ama bir türlü skora yansıtamıyor bunu. Kahramanmaraş’ta başkan değişikliği hoca değişikliği yaşandı. Ancak işler bir türlü istedikleri gibi gitmiyor. Yılmaz Özlem’in takıma bir hava getirdiği kesin ama Manisaspor karşısında karşılarında Volkan Babacan’ı buldular. Tarzanlar sakatlıktan yeni kurtulan tecrübeli kalecisinin başarılı oyunu ve Bekir’in nefis golüyle kazanıp iddasını ortaya koydu. Adana’da bol gollü ama iki takımın da bir puan razı olduğu bir 90 dakika izledik. Demirspor ilk defa taraftarıyla buluştuğu karşılaşmaya coşkulu başladı.

Demir iyiydi ama...

Sıkıştırılmış 4 golün haricinde oyunun özellikle ikinci yarısında iyi bir Demirspor vardı sahada, ancak 3 puan alamayınca buruk ayrıldı. Buca’ya ise ‘bravo’ diyorum. Teknik direktörü cezalı, başkanı görevinden ayrılmış. Bunca belirsizlik içinde futbolcuları hem sonuç hem de oynadıkları futboldan ötürü kutluyorum....

10 Ekim 2013, Perşembe 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Hoca dayanmıyor!‘’

PTT 1. Lig’de yenilgisiz tek takım Ankaraspor. Orduspor’un evinde İstanbul Büyükşehir’e yenilmesinden sonra Başkent ekibi bu unvana sahip tek ekip oldu. Ama zirvede Balıkesirspor rüzgarı devam ediyor. İsmail Ertekin’in öğrencileri için önceki hafta, ‘Gaziantep’te aldıkları yenilgiden sonra takım rahatladı, baskı bitti’ diye yorum yapmıştım. Çünkü yeni bir takım olarak uzun süre mağlubiyet almamak, aşırı kontrollü bir futbola sebep olur. Yavaş yavaş beraberlikler takımı haline gelirsiniz. Balıkesir, 1461 Trabzon karşısında oyunun büyük bölümünde zorlandı ama ilk golü attıktan sonra da farka koştu. Muhammet’in şık golü bir anlamda 1461 Trabzon’un çok çabuk gardını düşürdü. Oysa konuk ekip o dakikaya kadar başa baş bir mücadele sürdürmüştü.

Ordulular nerede!


Ordu’da ise sonuçtan çok boş tribünler düşündürücüydü. Mor-Beyazlılar, bu maça çıkmadan önce yenilgisizdi. Rakip de son iki hafta kötü olmasına rağmen ciddi bir Süper Lig adayı. Yıllardır takip ettiğim, bildiğim Ordu; bir futbol kentidir. Bu zayıf destek bende soru işareti yarattı. Büyükşehir ise Mustafa Sarp’ın kişisel becerisiyle attığı golle 3 puanı almayı başardı. Başkent’te ise gülen taraf ev sahibi; oyuna iyi başlayan ama kötü bitiren ise Adana Demirspor oldu. Maçın başında mutlak bir penaltısı verilmeyen Şimşekler karşısında Ankaraspor, rakibin kaleci hatasından yararlanıp öne geçti. Yenik duruma düştükten sonra Yücel İldiz’in hamleleri boş çıktı. Osman Özköylü ise rakibinin savunma bölgesindeki zafiyetini sonradan oyuna soktuğu oyuncularla iyi değerlendirdi. Başkent ekibi net bir skorla sahadan ayrılırken haftanın en kazançlı takımlarından birisi oldu. Adana Demirspor iyi isimlerden oluşsa da bu oyuncuların içlerinin doldurulması lazım. Bu konuda da iş Yücel İldiz’e düşüyor.

Altlarda işler karışık


Süper Lig yarışında olmak isteyen takımlardan biri de Şanlıurfaspor. Güneydoğu ekibi Raşit Çetiner’in ayrılmasından sonra iki maçını da kazandı ama yeni patron daha belli olmadı. Bu konuda yönetim ince eleyip sık dokuyor. Alt sıralardaki ekipler arasında şu anda en sıkıntılı takım Denizlispor. Kahramanmaraş ve Fethiye dış sahada aldıkları puanlarla evlerine moralli döndü. Bu arada Adanaspor ikinci teknik direktörüyle de yollarını ayırdı. Ekrem Al’dan sonra Ercan Albay’ın da, görev süresi çok kısa sürdü. Anlaşılan bu ligde, teknik direktör kıyımı bu sezon çok daha fazla olacak... Şimdiden Kahramanmaraş, Denizli, Şanlıurfa ve Adana’da hoca değişikliğine gidildi.

02 Ekim 2013, Çarşamba 12:00
YAZININ DEVAMI

‘’Bu ligin şakası yok!‘’

Gol rekorunun kırıldığı bir haftayı geride bıraktık; tam tamına 40 gol. Gerçekten çok şık serbest atışlar, çok şık tek vuruşlar izledik. Belki defansif anlamda eleştirebiliriz bu haftayı ama ofansif anlamda tadı damağımızda kaldı. Hayal kırıklıkları da vardı. En başta İstanbul Belediye... Süper Lig’den şok bir şekilde düşen İstanbul temsilcisi sanırım güçlü kadroya güvenip ligi hafife aldı. Aslında daha ligin ilk maçında uyarıyı almalıydılar. Samsun’da atılan son dakika golü, Buca karşısındaki kötü futbol ve alınan 3 puan biraz aldattı Büyükşehir’i ve bu kadro son iki maçında tam 7 gol yedi. PTT 1. Lig’den Süper Lig’e gelişini hatırlamalı Cihat Aslan’ın öğriencileri. Bu lig başka bir lig. Çok para ile çok iyi takım kurulmayacağını en iyi bilen kulüplerden biridir İstanbul ekibi. Ama Süper Lig’in havası onları değiştirmiş ve geçmişi unutturmuş olmalı ki, bu formülü uygulamadan kaldırdılar. Mersin İdmanyurdu rakibin 10 kişi kalmasını iyi değerlendirip güzel bir galibiyet çalımı attı.

Adana’da gol yağmuru

Adana’daki gol düellosu ise hem güzeldi hem de düşündürücü. Erçağ’ın müthiş performansı olmasa Adana Demirspor bugün çarmıha gerilmişti. Yücel İldiz’in takımları sağlam savunmalıdır ve kompakt oyunlarıyla dikkat çekmiştir. Sanırım İldiz’in Güney ekibinde bu anlayışı oturtması biraz zaman alacak.

22 yıllık hasret bitti

Ege derbisinde ise 22 yıl sonra kazanan Karşıyaka’ydı. Manisaspor gibi güçlü bir kadro karşısında kazanmak Karşıyaka adına lige yarışa tekrar dönüş demekti. Yarışa katılan ekiplerden biri de Adanaspor. Toros Kaplanları ilk 3 maçta sıfır çektikten sonra son 3 maçta topladıkları 7 puanla kendilerine geldiler. Ligin yeni takımı Balıkesir ise ilk golünü yedi, ilk yenilgisini aldı. Gaziantep Belediyespor karşısında öne geçen Balkes skoru koruyamadı, sahadan boynu bükük ayrıldı. Bu sezon Süper Lig’den düşen Orduspor’un, PTT 1. Lig’de durmaya niyeti yok. Mor-Beyazlılar bu hafta da Kahramanmaraş’tan altın değerinde 3 puanla dönüp iddiasını gösterdi. Erkan Sözeri istikrarlı bir kadro ve tecrübeli isimlerle yarışta en avantajlı takımlardan birini oluşturdu. Bir başka Karadeniz takımı Samsunspor ise Bolu’dan puansız döndü. Penaltı golüyle kaybeden Hüseyin Kalpar’ın öğrencileri bir anlamda Boluspor’a da hayat verdiler... Özet olarak bu haftanın tadı damağımızda kaldı. Bir haftada 3 maç peşpeşe oynayan takımları kutlamak gerek...

25 Eylül 2013, Çarşamba 12:00
YAZININ DEVAMI