Arama

Popüler aramalar

‘’Utanç verici‘’

Tarihimizde elbette kötü maçlar oynadık, bir çok turnuvada sıfır çektik, yeri geldi en kritik maçları kaybettik, ama hiç biri 3 gol yendiğimiz son Lüksemburg ve dün geceki Faroe Adaları maçı kadar utanç verici değildi. En başta Stefan Kuntz formsuz ve isteksizdi. Sonra sahadaki her bir futbolcumuz. Kuntz’un ayarları belli ki dedikodulardan fena halde bozulmuş, konsantrasyonu dağılmış. Seçtiği aday kadroda aldığı ve almadığı isimlerin çokça tartışılması, sahaya çıkardığı 11’ler, oyuna müdahaleleri ve maç planları… Tam anlamıyla bir faciaydı.

Berkan Kutlu Galatasaray’da bu sezon sadece bir maça ilk 11 başladı ama Faroe Adaları’na karşı sahadaydı. Sezona en iyi giriş yapan yerlilerden Salih Uçan aday kadroda bile düşünülmezken bu durumdaki bir orta sahanın ilk 11 başlaması Milli Takım seçicisinin adalet terazisini sorgulatır maalesef. Hele hele Lüksemburg maçını kurtaran İsmail Yüksek gibi formda ve genç bir orta saha kulübede otururken.

Harika performans

Lüksemburg maçına 4-4-2’nin orta sahasında başlayan Ferdi Kadıoğlu dün gece Faroe Adaları’na karşı da merkezde başladığı maçı sol bek olarak tamamladı. TFF’nin Milli Takım Teknik Direktörlük koltuğuyla ilgili bir karar alıp almayacağını bilmiyorum. Ama bunun söylentisinin bile Kuntz’u bu kadar dağıtması normal değil. Oysa Kuntz, daha 1 yıl önce Şenol Güneş’ten devraldığı tükenmişlik sendromu yaşayan Milli Takımı Dünya Kupası Play-off’una taşımış, Haziran’da Uluslar Ligi’nde harika bir performans sergilemişti.

26 Eylül 2022, Pazartesi 06:58
YAZININ DEVAMI

‘’Jesus farkı‘’

Fenerbahçe’nin Rennes maçında 2- 0’dan dönmesi, Alanyaspor’a karşı bunaltıcı bir baskıyla 5-0 kazanması Jorge Jesus’un yarattığı farkı görmek adına önemli detaylar barındırıyor. Bu sezon yukarıya oynayan takımların neredeyse tamamı iyi ve alternatifli bir kadro kurdu. Fenerbahçe’yi bir adım öne çıkaran ise her pozisyonun rotasyonunda yer alan futbolcuların kalite ve formlarının birbirine yakın olması.

Gole o kadar yakınlar ki!

Jesus, Fenerbahçe’de oyunun merkezini rakip yarı sahaya kurmayı başardı. Bunun için forvetlerinden insan üstü bir baskı talep ediyor. Pedro’dan Valencia’ya hatta son Alanya maçında Rossi’den Emre Mor’a kadar tüm forvetlerinden yüksek şiddetli baskı almayı başararak presi bunaltıcı seviyelere çıkarttı. Bu sayede Süper Lig’de ilk 7 hafta sonunda 22 rakamına ulaşarak en fazla gol fırsatı (XG) yaratan takım oldu. Hatta Avrupa’nın 5 büyük ligiyle kıyas yapıldığında PSG’nin son hafta Lyon'u 1-0 yenmesinin ardından Fenerbahçe maç başına 3.3 gol ortalamasıyla en çok gol atan takım olmayı başardı. Bu, Jesus takımlarında görmeye alışık olduğumuz bir durum olsa da Fenerbahçe’nin ilk 6 haftada çıtayı bu seviyelere çıkarması dikkate değer bir durum.

Her 4 günde bir maça rağmen

Sezonu 20 Temmuz’daDinamo Kiev maçıyla açan Fenerbahçe tam 14 resmi maç oynamasına rağmen çok nadir yıpranma emaresi gösterdi. Elbette bunda Jesus’un geniş kadrosunu verimli kullanmasının payı çok büyük. Rennes maçında İsmail Yüksek ile oynayıp Alanya maçındaCrespo-Arao’ya dönmesine rağmen oyun standardında bir sapma olmadığı gibi iyiye gidiş gözlemleniyor. Ortalama 4.2 günde bir resmi maça çıkan Fenerbahçe yoğun takvimde yorulmak bir yana ritmini yükselterek devam ediyor. Jesus’un elindeki futbolcu grubunda hücum setlerindeki rollerin homojen dağılımları da dikkat çekici. 14 resmi maçta Jesus tam 18 futbolcusundan gol katkısı almayı başardı.

Adaletine güven var

Jorge Jesus, Rennes deplasmanında İsmail Yüksek ve İrfan Can ile başlayıp Alanya’ya karşı Crespo-Arao’ya dönüp Emre Mor ile Rossi’yi kullandığında futbolcularını kaybetmiyor. Fenerbahçeli futbolcular Jesus’un forma adaletine inanıyor. Bir futbol takımında büyük krizlerin çıkış noktalarının bu olduğu düşünüldüğünde en azından 14 resmi maçlık periyotta Jesus’un forma adaletinin sorgulanmaması takım kimyası adına büyük bir artı. Tüm bu pozitif detaylar ışığında Fenerbahçe taraftarı gönül rahatlığıyla maç izliyor ve Milli maç arasına gidildiği için üzülüyordur.

21 Eylül 2022, Çarşamba 06:51
YAZININ DEVAMI

‘’Satranç oyunu‘’

Başakşehir sezona öyle bir başladı ki, üst üste oynadığı 8 Avrupa Kupası, 6 lig maçının ardından yorulma emareleri göstermesi doğaldı. Nitekim öyle de oldu. Emre Belözoğlu ve futbolcuları Fatih Karagümrük karşısında topun hakimiyetini aldılar, ne var ki istedikleri pas hızına ulaşmakta zorlandılar. Belözoğlu, Karagümrük’e karşı tıpkı Beşiktaş deplasmanında olduğu gibi santrforda Kenny ile başlayarak rakibin ön alan baskısını uzun ve yüksek toplarla kırmayı hedefledi. Diagne’nin bile istekli şekilde baskı yapmasına rağmen kaleci Volkan Babacan, Duarte ve Biglia üzerinden rahat top çıkardı. Kenny ise gelenleri topladı ve topun Başakşehir’de kalmasına destek oldu. Başakşehir top çıkarmada sorun yaşamadı. Ama rakip ceza sahasında pozisyon üretmekte kendi standardını yakalayamadı. Oysa ki, Fiorentina maçında oyuna sonradan alıp 8 numarada kullandığı Deniz’i bu kez 11’de forvet arkasında başlatan Emre hoca özellikle ilk yarıda takımının topu rakip kaleye taşımasını sağlayamadı.

Keyifli maç...

İkinci yarı 58. dakikadan itibaren Serdar Gürler, Berkay ve sonrasında Szysz hamleleriyle topun kontrolünü istediği şekilde ele geçiren Başakşehir’e karşı Karagümrük Kouassi ile şapkadan tavşan çıkarmanın yollarını aradı. İlginçtir, buldu da. Eski Trabzonsporlu forvet rakip savunma arkasında buluştuğu her topta tehlike yaratmayı başardı. Bu da maçın ikinci yarısını domine etmesine rağmen Başakşehir’e oyunun momentumunu ağız tadıyla eline geçirme fırsatını engelledi. Emre Belözoğlu ile Pirlo arasında bir satranç oyunu vardı. Taktiksel açıdan yine Başakşehir’in doğruları daha çok yaptığı ama Karagümrük’ün doğru saha paylaşımı sayesinde rakibinin pas hızını düşürdüğü keyifli bir maç izledik

19 Eylül 2022, Pazartesi 06:58
YAZININ DEVAMI

‘’Yanlış okuma yapılıyor!‘’

Valerien İsmael, geçen hafta Başakşehir yenilgisini Necip’in pas hatası üzerinden okuduğu sürece doğru oyunu bulamayacak gibi görünüyor. Beşiktaş topa nitelikli sahip olamıyor, topsuz çıktığı tempolara top ayağındayken erişemiyor. Beşiktaş, dün İstanbulspor’a karşı o kadar temposuzdu ki, iki gol atmasına rağmen ağır çekimde oynuyormuş hissi uyandırdı. N’Koudou’nun çift vuruşta bulduğu golde, barajın arasından vurduğu topta oyunun kurallarını kim biliyor kim bilmiyor belli değil. Nkodou baraja vurdurmak istemiş olabilir. İstanbulspor kalecisinin, üzerine gelen topa müdahale etmesi ve ağlara giden topta İstanbulspor’lu futbolcuların gole itirazlarına bakılırsa kimse kuralı bilmiyor. Sezon öncesi kulüplere MHK’den uzmanlar gidip talimatlarla ilgili bilgi veriyorlar, demek ki bundan sonra futbolcuların eğitmenleri daha dikkatli dinlemeleri gerekecek.

Bu alanda lider!

Kaleci Ersin Destanoğlu iki hafta aranın ardından tekrar 11’deydi. Sözleşme uzatma konusunda görüşmeler tıkandığında yedek bırak, anlaşma olunca 11’e al mantığı yönetimi memnun eder belki ama sahada takımın ritmini bozar. Nitekim bozuyor. Beşiktaş’ın bu sezon ciddi bir kaleci sorunsalı var ve kalesine en az şut gelen takımlardan biri olmasına rağmen oransal açıdan yediği gol sayısında lider. Ersin dün rakibin attığı 2 isabetli şutu da yerken Beşiktaş’ın kaleci departmanı 15 şutun 10’unu ağlardan çıkararak bu alanda ligin lideri oldu.

Değişen olmadı!

Muleka iyi bir bitirici olabilir, ne var ki Beşiktaş’ın hücumdaki pas örgüsüne ve yerleşik düzenine çok katkı sunmuyor. İstanbulspor’a karşı Beşiktaş ilk yarının neredeyse tüm hücumlarını soldan Nkodou üzerinden yaparken Muleka topun yörüngesinde yoktu. Nkodou çıkıp Redmond girdiğinde de değişen bir durum olmadı. Beşiktaş yine Muleka’nın ters kanadından gitti.

18 Eylül 2022, Pazar 06:58
YAZININ DEVAMI

‘’Antitez kaybetti‘’

Beşiktaş’ın oyun planı Başakşehir’in antitezi aslında. EmreBelözoğlu, kaleden başlayarak pasla ayağa çıkma üzerine bir oyun kurulumu üzerine kariyer inşa ederken Valerien Ismael bu tip planları ön alan baskısıyla kırmak üzerine taktik zincirler üretiyor. İlk 20 dakikada Weghorst önderliğinde öyle bir Beşiktaş baskısı izledik ki, Başakşehir kalecisi Volkan Babacan sahanın en stresli futbolcusu haline geldi. Fakat Başakşehir’in oyun donanımı kalecisini bu tip baskılardan kurtarma üzerine pas opsiyonları barındırıyor. Ndaishimiye, Duarte ve Biglia’nın oluşturduğu pas seçenekleri sayesinde Başakşehir, Beşiktaş baskısını kırmayı başardı.

En büyük açığı...

Necip’in pas hatasıyla sebep olduğu Başakşehir golü aslında Valerien İsmael sisteminin en büyük açıklarından biri. Başakşehir maçın ikinci yarısında topu çok doğru dolaştırdı, Beşiktaşlı futbolcular A planına sadık kalmak için topun peşinden koşular yaptı. Doğal olarak eforlu oyundan yoruldular ve hücuma çıkarken pas açılarında yer alamadılar. Beşiktaş stoperinden çıkan toplar pas hatalarıyla Başakşehir atağına dönüştü. Beşiktaş’ın yediği golü Necip’in hatası olarak okumak hata olur. Sistemin aşırı yıpranmaktan ürettiği ana bir sorun bu. Sistemin açığını büyüten ise 1-0geride oynamaktı. Beşiktaş çok baskı kurdu, rakibi geri yasladı. Ama hızlı oynamakla telaşlı oynamayı karıştırdığı için beraberlik golü gelmedi.

13 Eylül 2022, Salı 06:58
YAZININ DEVAMI

‘’Hızlı ve akıllı!‘’

Fransa Ligue 1, Avrupa’nın atletizm açısından en güçlü liglerinden biridir. Son yıllarda ligde çalışan kariyerli, tecrübeli antrenörlerin de katkısıyla gözle görülür bir taktiksel gelişim söz konusu. Yıllardır ligin baş altı takımı olan Rennes, Lyon’un eski hocası Bruno Genesio ile Fransa Ligi’nin tam tarifi gibi; iyi atletlerden kurulu çalışkan bir takım. Geçen yılın lig dördüncüsü Rennes, sezona 1-0’lık Lorient mağlubiyetiyle başlayınca ister istemez Genesio’yu bir endişe sardı. Nice’in forveti, Lyon’dan eski öğrencisi Amine Gouiri’yi birkaç hafta önce takıma dahil eden Genesio; Terrier, Sulemana ve Kalimuendo ile zengin bir forvet hattı oluşturdu.

4-2-4’lü hücum

Auxerre karşısında maça Terrier-Gouiri ikilisiyle başlayan Rennes, iç sahanın psikolojik üstünlüğünü erken dakikalardan itibaren pozitif kullanarak 4-2- 4’lü hücum etti. Sezonun en iyi başlangıç yapanlarından Santamaria’nın erken sakatlığına rağmen düzenini bozmayan Genesio, ilk yarının ardından Sulemana-Tait değişimiyle orta sahaya ekstra önlem almak istedi. Buna rağmen 45-60 arasında Auxerre topa sahip olurken Gouiri’nin baskıyla rakip stoperden kazandığı topu gol yapması maçın kırılma anı oldu. Auxerre’in tüm direnci bu golden sonra kırıldı. Sonrasında Terrier’in golünü de hazırlayan 2000 doğumlu Gouiri temposu, yetenekleri ve bitiriciliğiyle dikkat çekici bir performansa imza attı. İlginçtir, Rennes kalecisi Mandanda Tait’e öyle bir asist yaptı ki tam bir tecrübe gösterisiydi.

Genesio’nun becerisi

Rennes, Auxerre karşısında ilk yarıyı rölantide geçirip, 45-60 arası baskı yemesine rağmen hızı ve taktiğe sadık yetenekli futbolcu grubu sayesinde 5 farklı bir galibiyete imza attı. Elbette tüm bunlar teknik direktör Bruno Genesio’nun taktiksel becerileri ışığında gerçekleşti.

12 Eylül 2022, Pazartesi 12:17
YAZININ DEVAMI

‘’Akılcı fırsat transferleri‘’

Icardi, Mata, Yusuf, Ross ve Rashica transferlerini son gün bitiren Galatasaray akılcı fırsat transferleriyle tüm açıklarını kapattı. 34 yaşındaki Mata’yı saymazsak Icardi dahil tüm transferler 30 yaş altında. Icardi ihtişamlı İnter sezonlarının ardından 2019/20 sezonununda Neymar, Mbappe, Cavani, Sarabia, Moting, Di Maria’nın olduğu PSG’ye giderek büyük bir meydan okumaya kalkıştı. İlk sezonunda Tuchel’in 26 maça 11 başlattığı Arjantinli forvet, Messi’nin de gelmesiyle dakikalarını kaybetti.

Galatasaray’da rekabeti sağlamak adına müthiş bir transfer. Yıllardır United’ta olan ama son iki sezondur büyük bir düşüş yaşayan Mata, tecrübe transferi olabilir. Yusuf, yabancı statüsünde oynayacağından yerli aritmetiği Okan Buruk’u zorlayacak gibi görünüyor. Henüz 21 yaşında olmasına rağmen yeterli tecrübe ve fizik güce sahip Ross ise stoperlere iyi bir alternatif. Rashica ise varlığıyla Yunus ve Kerem’i rekabete çekecek kadar iyi bir forvet.

09 Eylül 2022, Cuma 06:58
YAZININ DEVAMI

‘’Bunaltıcı baskı‘’

Jesus, kaybettiği Konya maçından tam 6 oyuncuyu (Valencia cezalıydı) değiştirip, Kadıköy’de çok yüksek şiddette baskı yapacak bir 11 tercih etti. Pedro ile King’in ön alan baskısı o kadar bunaltıcıydı ki, topa sahip olmayı seven Kayserispor, meşin yuvarlağı Fenerbahçe ceza sahasına getirecek fırsatı bile bulamadı. İlk yarıda Joao Pedro topuk pasları, topa dokunuşları, yeteneği ve golüyle büyük fark yarattı. Pedro ile King’in ön alan baskısı Crespo’yu, Kayserispor ceza yayına yaklaştırdı, ikinci toplara koşturdu. Portekizli orta saha, bu sayede oyunda kaldığı süre içerisinde neredeyse tüm hücum aksiyonlarının içinde yer aldı.

Jesus maçı o kadar iyi yaşıyordu ki kenarda bir ara taç atışını yapsın diye Alioski’yi itecek noktaya kadar geldi. Jesus’un enerjisi tüm takıma yansıdı desek abartmış olmayız. Jesus, takımından öyle şiddetli bir baskı istedi ki Kayserispor ilk yarıda Fenerbahçe ceza sahasına bile giremediği gibi tek bir şut deneyemedi. Bu bunaltıcı baskının arttığı 50. dakikada Ferdi orta sahada kazandığı ikili mücadeleyle geçiş atağını başlattı ve King de o atağı bir Premier Lig golüyle bitirerek maçın fişini çekti.

Son dönemin en rahat maçı

Fenerbahçe o kadar yüksek vitesle baskı yaptı ki Kayserispor ilk kez 73. dakikada rakip ceza sahasında topla buluştu ve ilk şutunu kaleye gönderebildi. Rakip kaleye doğru hücum koşuları yapmak kolaydır, Fenerbahçeli futbolcular hücumda o kadar doğru ve yüksek şiddetli savunma koşuları yaptılar ki Kayserispor’u orta çizginin ötesine geçirmediler. Sanırım Fenerbahçe taraftarı son dönemin en rahat maçını dün gece Kayserispor karşısında izlemiş olabilir.

04 Eylül 2022, Pazar 06:58
YAZININ DEVAMI