Aboubakar Türkiye’ye son dönemde gelip iz bırakmış forvetlerden biri. Beşiktaş sonrası Arabistan Ligi’nde aradığını bulduğunu söylemek zor. Fenerbahçe üç kulvarda birden hedefe gittiğinden Joao Pedro’nun yerini doldurmak zorunda. Aboubakar’ın kariyeri Batshuayi kadar parlak görünmese de oynadığı her takıma yaptığı katkı dikkat çekici.

Aboubakar açık alanda hızlı, dar alanda iş bitirici bir forvet. Yani şu anda Fenerbahçe kadrosunun ihtiyaç duyduğu bir oyuncu modeli. Stoperlerini orta yayda konumlandıran Jesus için rakip savunma arkasına inecek hızlı ve yetenekli bir forvetin forma şansı her zaman yüksek olur. Aboubakar, Valencia kadar hızlı, Batshuayi kadar güçlü. Jesus’un planını geliştirici özelliklere sahip ender forvetlerden biri.

Büyük turnuvalarda sürprize en açık olanlar Dünya Kupasıdır. İlk turda küçük sürprizler, büyük mucizeler birbirini kovalar ama tek maçlı eliminasyon sistemine geçilmesiyle favoriler neden favori olduklarını hatırlar ve hatırlatır. Brezilya, Güney Kore maçının başlama düdüğüyle Neymar ve arkadaşları neden bu turnuvanın favorisi olduklarını ilk yarıda gösterdiler. Brezilya, 2014 ve 2018’deki hayal kırıklıklarının ardından 2022’ye hayli iddialı geldi. Her ne kadar 2021 yazındaki Copa America finalinde Arjantin’e kaybetmiş olsalar da şu anda dünyanın en iyi milli takımlarından biri Brezilya. Tite, bek ve orta sahadaki rotasyon sıkıntısına rağmen turnuvaya tam 9 forvetle gelerek büyük bir cesaret örneği sergiledi. Güney Kore’ye karşı sağda Raphinha solda Vinicius, önde Richarlison’la başlayan Tite, sakatlıktan dönen Neymar’a merkezde konforlu bir oyun alanı bıraktı. Brezilya turnuvanın en renkli ve yetenekli forvetlerine sahip olmanın ekmeğini dün gece bir kez daha yedi. İlk yarıda 4 attılar bir o kadarını da kaçırdılar.

Peri masalı bitti

Brezilya stoperinden forvetine kadar turnuvanın en yetenekli kadrolarından birine sahip. Dünya futbolunun nirvana turnuvasında o kadar eğleniyor ve futbollarıyla eğlendiriyorlar ki rakipleri bile çoğunlukla sahada onları izliyor. Brezilya, güle oynaya Güney Kore’nin peri masalını bitirdi. Bakalım çok daha tecrübeli, son Dünya Kupası finalisti Hırvatistan karşısında bu kadar eğlenebilecekler mi?

Aynı anda öyle iki maç izledik ki, senaryolar her 5 dakikada bir değişti, ihtimaller sürekli karıştı. İspanyollar'ın Japonya’ya karşı bulduğu erken gole karşılık Almanların da Kosta Rika’ya erkenden golü atması iki Avrupalıyı el ele üst tura götürmeye yetiyordu. Nitekim bu durum ikinci yarı başına kadar böyle ilerledi. İspanyol stoper Rodri tek başına ilk yarıda 126 pas yaparak tüm Japon takımının toplam pas rakamından bile fazlasına imza atarken oyunu ne kadar domine ettiklerini tüm dünyaya gösterdiler. Fakat 48'de Japonlar beraberlik golünü atınca hesaplar karışmaya başladı. Peşinden gelen Kosta Rika ve Japonya golleriyle ortalık fena karıştı. Alman teknik adam Hans Flick yine klaşikleşen değişikliklerine başladığında Kosta Rika’nın işi kolaylaştı. Boşalan orta sahayı değerlendiren Kosta Rika 2-1’lik üstünlüğü yakalayınca Almanların yaşadığı hayal kırıklığı büyüdü. Çünkü bu durumda Japonlarla Kosta Rika el ele çıkarken iki Avrupalı eleniyordu. Almanya’nın reaksiyonu gecikmedi elbette. Beraberlik ve peşinden galibiyet golü tek başına bir işe yaramayınca kulaklar Japonya - İspanya maçından gelecek habere çevrildi.

Anlamı kalmadı

Sanırım son Dünya Kupaları’ndaki en ilginç gecelerden birini geride bırakmış olabiliriz. Japonya, İspanya’yı yendiği için Almanya’nın Kosta Rika’yı mağlup etmesinin bir anlamı kalmadı. Bu durumda Almanlar ve Kosta Rika evin yolunu tutarken Japonya ile İspanya bir üst tura yükseldi. Üstelik İspanya grubu 2. sırada bitirerek bir sonraki turda Fas ile eşleşti ve olası çeyrek final eşleşmesinde favori Brezilya’dan da kaçmış oldu.

Senegal’in grubun final maçında Ekvador’u yenerek Son 16 Turu'na kalması tam bir peri masalı senaryosu. Afrika temsilcisinin grubun ilk maçındaHollanda’ya karşı ortaya koyduğu futbol, son derece tatmin edici olmasına rağmen son dakikalarda yediği iki golle maçı kaybetmesi şaşırtıcıydı.Ne var ki, Sadio Mane'siz Senegal sonrasında hem Katar’ı hem de son maçta Ekvador’u yenerek grubun aslında neden en renkli takımı olduğunu herkese gösterdi.

İlk yarı çok kötüydüler

Ekvador’a karşı maça iyi başlayan Senegal, o kadar kolay rakip kaleye gitti ki bir ara dakika başına şut denediğini düşünmeye başlayacaktık. Enner Valencia ve arkadaşları çok kötü bir ilk yarı performansı sergilerken, devre bitimine doğru İsmaila Sarr penaltıyı gole çevirince, Senegal öne geçti. İkinci yarıya başlarken risklerini artıran Ekvador hocası iki oyuncu değişikliğiyle topun ve oyunun hakimiyetini ele almak istedi, başarılı da oldu.

Hata yapan taraftı

Ekvador, 67’de Caicedo ile kolay bir duran top golü attı. Zira Senegal savunması direk dibine bir oyuncu yerleştirerek artık demode denecek bir duran top savunması yapmaya çalışınca golü ağlarında gördü. Bu golle baskısını artırmayı deneyen Ekvador, bir başka duran topta bu kez hata yapan taraftı veChelsea’nin stoperiCoulibaly’nin golüyle Senegal turu cebine koydu.

Total futbolun mucidiHollandalılar olsa da geliştiricilerinin İspanyol oluşları dikkatinizi çekmiştir. Efsane Teknik Direktör Rinus Michels’in önderliğinde Johan Cruyff ile dünya futboluna armağan edilen topa sahip olmaya dayalı pas oyununu 21. yüzyılın ikinci 10 yılında geliştiren Pep Guardiola’ydı. Pep’in eski takım arkadaşı Luis Enrique, 2014-17 arasındaki Barcelona deneyiminde yarım bıraktığı total futbol derslerini İspanyol Milli Takımı’nda başka bir seviyeye taşımaya kararlı. Almanlara karşı yine santrforsuz başlayan Enrique, Barcelona orta üçlüsünden yine maksimum pas verimi almanın konforunu yaşadı. Orta saha kalitesini forvette yakalamak önemli olsa da İspanyollar iki turnuvadır bundan yoksunlar doğrusu. Ne var ki, Enrique için skoru bulsun ya da bulması oyunun ikinci yarı senaryosunda santrforlu oyuna geçiş var. Torres’i oyundan çıkış dakikası ilk karşılaşmaya oranla 3 dakika erken olsa da giren yine Morata’ydı. Ülkesinde hep tartışılan Morata girdikten 8 dakika sonra golünü attı.

Umutlarını taşıdı

Hans Flick ise ilk maçta Japonya’ya kaybetmenin tedirginliğinden olsa gerek bu kez Kehrer’i sağ beke alıp, merkeze de Goretzka’yı yerleştirdi. İsviçre çakısı Thomas Müller’in santrforluğunda başlayan maç Füllkrug girene kadar bu senaryoyla iyi kötü ilerledi. Musiala’nın harcadığı pozisyonlar düşünüldüğünde Almanlar topa daha az sahip olsalar da maçı çevirecek bir kaç pozisyon ürettiler. Ama bir türlü bitiriciliğe çözüm bulamadılar. Aslında Almanlar, İspanyollar ile aynı sorunlara ve benzer oyun planına sahipler. İki tarafından ciddi bir santrfor sorunu var ve hocalar bu sorunu gidermek için bin bir türlü oyun deniyorlar. İspanyolların çözüm yollarının daha erken hayata geçtiğini söylemek gerek. Almanlar beraberlikle en azından umutlarını son Kosta Rika maçına taşımış oldu.

Kabul etmek gerekir ki, Dünya Kupası’nda geride kalan 4 günde futbol kalitesinin yüksek seyrettiğini söylemek zordu. İngiltere’nin İran karşısındaki dominasyonu, Suudi Arabistan’ın Arjantin karşısındaki dev sürprizi, biraz da Fransız forvetlerin heyecan verici parlamaları. Almanya-Japonya maçı Dünya Kupası’nın başladığının habercisiydi doğrusu. Kupanın en keyifli ve futbol kalitesi en yüksek maçını izledik. İlk yarıda Almanlar maçı öylesine domine ettiler ki, bir ara Barcelona-Celtic maçının istatistikleriyle karşı karşıya kaldık. Hans Flick’in tercihini İlkay ve Thomas Müller’den yapması Almanlar'ı topa nitelikli sahip olma konusunda yardımcı oldu. Nitekim ilk yarı her şey Almanlar'ın istediği gibi ilerledi. İlkay’ın penaltı golü de bunun sağlaması gibiydi.

Düşük bütçeli Almanya!

Ne var ki ikinci yarıda Japonya’nın ayağa kalkış hikayesi yazılacaktı. Japon’lar zaten düşük bütçeli bir Almanya gibiydi. Japonya’nın ilk 11’inde 5 Bundesliga futbolcusu vardı. Oyuna ikinci yarıda giren ve iki golü atan futbolcuların Bundesliga’da forma giyiyor oluşları sanırım Almanları ekstra üzmüştür. Japon Teknik DirektörHajime Moriyasu öyle bir ikinci yarı yönetti ki, doğrusu dün Arabistan’ın hocasıHerve Renard’ın pabucunu dama atacak kadar klas hamleler izletti tüm dünyaya. İlk yarı kaleye gidemeyen Japonya, ikinci yarıda topu Almanya’dan tam olarak alamasa da kazandığı toplarla yaptığı kontra set hücumları göz kamaştırıcıydı. Oyuna sonradan girenDoan ve Asano hücum setlerini hareketlendirirken attıkları iki golleDünya Kupası’na bir başka büyük sürprizin gerçekleşmesine yardımcı oldular

Maç, ‘Futbol asla sadece futbol değildir’ deyişinin sahaya yansıdığı en anlamlı protestolardan biriyle başladı. İran’lı futbolcuların, ülkelerindeki eylemlerden dolayı milli marşlarını okumama kararı, sanırım bu Dünya Kupası’na damga vuracaktır. İngiltere sadece grubun değil turnuvanın favorilerinden. EURO 2020 finalinin ardından son 1 yılda Uluslar Ligi’nde küme düşen Southgate’in İngiltere’si, İran’a karşı 4’lü bir savunmayla başladı. Maç İngiltere dominasyonunda başlamışken İran kalecisi Beiranvand’ın, kendi stoperi Hosseini ile çarpışması sonucu burnu kırılınca, maç 13 dakika kadar durdu. Bu soğuma İngiltere’nin hızını yine de kesmedi, goller peş peşe geldi.

Kane atamadı ama...

2003'lü Bellingham, bu turnuvada İngiltere’nin büyük yıldız adaylarından biri... İran’ı kendi sahasına hapseden İngiltere, oyunu öylesine domine etti ki, devre bitene kadar 10 dakikaya 2 gol daha sığdırmayı başardılar. İngilizler ikinci yarıda da topa çok nitelikli sahip oldular. Arsenal’de harikalar yaratan Bukayo Saka’nın 2, Sterling’in 1 golüne Rashford oyuna girdikten 49 saniye sonra golle destek verdi. Ne var ki, 2018 Dünya Kupası’nın gol kralı Harry Kane’in gol atamamasına rağmen iki nefis asistle oyuna yaptığı katkı alkışa değerdi.

Diyarbakır’daki İskoçya maçının ardından dün gece Gaziantep’te Çekya’ya karşı güçlü bir oyun başlangıcı yapmak önemliydi. Kuntz, yine 3-4-3’ü tercih etti fakat bazı isimleri değiştirdi. Sağ stoperde Samet Akaydın oynarken, Çağlar merkezde kaldı, Ozan Kabak ise sol stoper oldu. Onu rBulut’un sağ kanat beki olarak göz doldurur bir performansa çıkması dikkat çekiciydi. Çünkü o bölgede Zeki’ye yakın standartlara yaklaşmamız gerekiyordu. Keza Eren Elmalı’nın sol bek rolünü yine doğru oynadığı söylenebilir. Merkezde Hakan Çalhanoğlu ve Salih Özcan’ın oyunumuza pozitif katkıları oldu. Kaptan Hakan, en iyi milli maçlarından birini oynamış olabilir. Hakan'ın, kulüp standardına çıkması hepimizi olduğu gibi Kuntz’u da gelecek adına umutlandırmıştır. Enes Ünal’ın son 1 yıldaki gelişimi göz kamaştırıcı doğrusu.

Enes'i ikna etmek gerekiyor

Kuntz’un göreve geldiği gün kadrodan çıkardığı Enes’in Getafe’de teknik direktör Sanchez Flores’le yaşadığı dönüşüm milli takımda da devam ediyor. Cengiz Ünder’in pası akıl doluydu ama o pası asiste çevirmek için çok usta bir santrfor vuruşu gerekiyordu. Enes de onu yaptı. Şimdi sırada önce Kuntz’u sonra hepimizi EURO2 024 yolunda bu takımın birinci santrforu olacağına ikna etmesi lazım. Peşinen söyleyeyim futbol kamuoyunun önemli bir bölümü Enes Ünal’ın saha duruşu, gelişimi ve yeteneklerine bakarak ikna olmaya dünden razı. Son olarak; Arda Güler’in tezahüratlar eşliğinde oyunu girişi, ilk kez A Milli Takım formasını Gaziantep’te giymesi gecenin en özel anlarından biri olarak tarihe not düşüldü.