Fenerbahçe derbisini kazanarak fikstürü tamamen lehine çeviren Galatasaray, ligde üst üste 9. kez kazanarak Okan Buruk’a büyük bir rekor hediye etti. Maçın senaryosu Galatasaray adına pozitif başlayıp akarak ilerlemedi. İlk yarı Kerem ve Rashica iki kanatta fena tıkandılar. Emre Taşdemir sol bekten beklenen katkıyı veremedi, Mertens savunma arasında kayboldu. Üstüne bir de Nuri Şahin, önde Nakajima’yı gezdirerek Nelsson ile Abdülkerim’in yerleşim sorunuyla yüzleşmesini tetikledi. Her şeye rağmen İcardi kalitesi denen bir gerçek var ve Okan Buruk hemen hemen Arjantinli santrforun oynadığı her maçta bu konforu yaşıyor. Okan Buruk, Galatasaray’a kulübün eski futbolcusu kontenjanından değil, şampiyon bir teknik direktör olarak geldi. Okan hoca, üst üste 9 lig maçı kazanarak Galatasaray tarihinde bir ilki başardı.

Hamlelerde geç kaldı

Buruk, dün gece oyuna hamlelerinde biraz geç kalmış olsa da sezonun genelinde ileri seviye bir teknik direktörlük performansı gösterdi. Okan Buruk’un 79’a kadar oyuna müdahale etmemesi ilginçti. Mertens olağanüstü tecrübesi ve yetenekleriyle bu takımın her maç 11’inde yer almayı hak ediyor, buna kimsenin itirazı yok. Ne var ki, dün Mertens’in günü değildi. Geçen haftaHatay maçının yıldızı Mata’nın 90. dakikadan çok daha önce Mertens’in yerine girmesi gerekirdi. Keza Galatasaray’ın oyunu Barış Alper Yılmaz’ı da, 88’den önce çağırmaya başlamıştı.

Şenol Güneş’in Ankara deplasmanında maça başlangıç tercihleri Ömer Erdoğan ve futbolcularına rahat bir ilk yarı sundu. Sezon başından bu yana Beşiktaş’ın sorunsuz bölgelerinden birisi Saiss Tayyip Talha tandemiydi. İyi bir Dünya Kupası geçirip Fas Milli Takımı’yla yarı final oynayan Saiss’in dönüşte Şenol Güneş tarafından 6 numarada kullanılması hayli şaşırtıcı doğrusu. Emrecan-Talha tandemi soldan soldan delinince Beşiktaş top çıkarmakta zorlandı, akan oyun savunmasında duruş hatalarıyla pozisyon verdi. Akabinde de golü kalesinde gördü.

Hocanın kafası karışık

Güneş’in kadroyla ilgili kafası biraz karışık olabilir. Zira çok dalgalı performanslarla ilerliyor Beşiktaş bu sezon. Merkezde 40’ına giren Atiba’nın yedek kalması çok anlaşılır bir durum. Salih’te acayip bir düşüş var, Şenol hoca Tayfur’u kanatta düşünüyor gibi. Şenol Güneş’in Kerem Atakan Kesgin’i 90. dakikadan çok daha önce oyuna alması gerekirdi. Kerem Atakan, kumaşının kalitesini daha topa dokunduğu ilk andan itibaren hissettiriyor. Futbol zekası ve yetenekleriyle dün gece çok daha fazla dakika alması beklenirdi.

Cenk’in Aboubakar’a ihtiyacı var

Maçta ikinci yarı Cenk ve Redmond’un girişi maçın ibresini değiştirdi. Weghorst sonrası tüm yükü sırtına alan Cenk önde Muleka ile 4-4-2’nin işlerliğini artıran isimdi.Cenk yine takımını ipten alacak performansı sergiledi, hücum aksiyonlarına büyük hareket kattı, golünü de attı. Ne var ki, Cenk yanında iyi bir tamamlayıcı arıyor ama Muleka o rolü şimdilik hakkıyla oynayamıyor. O yüzden Aboubakar’a Cenk başta hemen her Beşiktaş’lının ihtiyacı var.

Mücadele dolu bir maçtı

Gedson Fernandes 120. dakikaya kadar olağanüstü bir eforla oynadı. Hiç durmadı, her topa gitti, iki yönde de büyük oynadı. Sağ bekte Rosier fazla hata yapıyor, ısrarla da yapmaya devam ediyor. Sol bekte Umut Meraş ile başlayıp Masuaku’yu ikinci yarıda sol forvet olarak oyuna atmak Güneş’in büyük bir arayışta olduğunun göstergesiydi. Oldukça eforlu geçen 120 dakikanın sonunda Atiba ve Masuaku’nun kaçırdığı penaltılarla turu Ankaragücü geçti. Genel anlamda yüksek tempolu, mücadele dolu bir maç izledik.

Jesus, derbi kadrosundan tam 5 oyuncuyu değiştirmekle kalmadı, savunmasını da dörtlüye çevirdi Gaziantep deplasmanında. 4-1-3- 2’de Valencia yine denge bozucu rol oynadı. Fenerbahçe, savunma çizgisini belirsiz kuran Gaziantep’i, Crespo’nun stoper arkasına indirdiği topla cezalandırdı. Golde Ertuğrul ile kaleci Günay’ın ortaklaşa hatası olabilir ama Valencia bu koşularla oynadığı her rakibe karşı denge bozuyor. Golden sonra sevinmemesi belki alamadığı dakikaların sitemi belki de rakibin golü hediye etmesine bir göndermeydi. Valencia, Fenerbahçe kadrosundaki en yetenekli forvetlerin başında. Gaziantep’e karşı öylesine net pozisyonları kaçırdı ki, ikinci golünü atana kadar defalarca çok daha kolaylarını kaçırdı. Valencia dün gece Fenerbahçe’yi ipten aldı, rüzgarın karşı yönden esmesini şimdilik engelledi. Sanırım bundan sonra Jesus’un kendisiyle ilgili kafasındaki tüm soru işaretlerini de silmiştir.

Jesus'tan şaşırtıcı hamle

‘Bir stoper duran top organizasyonda topu nereye uzaklaştırmaz?’ Sorusunun cevabı çok basit ve nettir; ceza yayının üstüne. Hem de rakip orada şuta kurulmuş beklerken. Szalai, bu sezon Fenerbahçe’nin en çok dakika alan futbolcusu olsa da hata yapmaya devam ediyor. Gaziantep'li, Kitsiou’nun attığı golde Szalai en temel stoper öğretisini boşa çıkardı. Sagal’ın gördüğü yüzde yüzlük ikinci sarı karta şaşırması çok şaşırtıcıydı. Ama en az onun kadar şaşırtıcı olan, Jesus’un rakip 10 kişiyken bile Arao veCrespo’lu orta sahadan vazgeçmeyip, 83. dakikaya kadar Arda’yı düşünmemesiydi.

Beşiktaş, Konya’da maça öylesine büyük bir kaleci hatasıyla başladı ki, kaleci Mert ayağının altından kaçırdığı topla 58. saniyede takımını 1-0 geri düşürdü. Adeta bir kamera şakası gibiydi. Şenol Güneş ise maça başlangıç planında büyük bir değişiklik yaparak Saiss’i Josef’in yanına 6 numaraya konumlandırırken Wellinton ile Tayyip Talha’yı stoper tandeminde kullandı. Acaba Güneş 3’lü mü oynayacak diye düşünürken Saiss’i orta sahada görmek sanırım en başta Faslı stoper için büyük bir sürprizdi. Mert’e geri pası veren Rosier de sanki golde en büyük hatayı kendi yapmış gibi bir ruh haline büründü. Zira Fransız sağ bek maçın içine bir türlü giremedi. Beşiktaş’ın sahada en çalışkan ismi yine Gedson Fernandes’ti. Konya deplasmanında bir an olsun geri adım atmadı, top kazandı sahanın yerinde arı gibi çalıştı. Güneş’in ligin ikinci yarısında sahada bir tane Gedson’a ihtiyacı var.

Cenk’e partner gerek

Cenk Tosun, Weghorst’tan sonra hücumun sorumluluğunu almak için çok çaba sarf ediyor. Bazen eforunu boşa harcıyor, bazen yoğrulup toptan fazla uzak kalıyor ama fırsat geldiğinde hâlâ ilk günkü heyecanla değerlendiriyor. Cenk, iyi bir forvet. Hücumun her bölgesine uygun davranabiliyor. Ona sahada iyi bir partner gerek. Sanırım Cenk, Aboubakar gibi patlayıcı gücü yüksek bir santrforla partner olmayı Weghorst’a tercih eder.

Dele Alli futbolu bırakmamış gibi davranıyor, bedeni sahada ama ruhu çoktan sahaları terk etmiş. Futbol, Dele’yi bırakmış haberi yok. Son pozisyonda Nkodou’nun dibine kadar sokulup olmayacak pas istedi ama Nkodou risk alarak zoru denedi ezbere bir pasla ceza sahasına topu gönderdi. Dele Alli’ye verse basit olanı yapacak muhtemelen top rakibe geçecekken bu riskli pasın ardından Souza topu son dakikada ağlara göndererek Beşiktaş’a hayat öpücüğü verdi.

Juan Mata maça başlayan 11’lere bakıldığında fiziksel açıdan en zayıflardan biri gibi görünse de devre biterken attığı 2 golle maçı Galatasaray adına rahatlatan isim oldu. Mertens cezalı olduğundan forma şansı bulan tecrübeli İspanyol’un bu performansı Okan Buruk’un kafasını pozitif manada fazlasıyla karıştırmış olabilir. Her antrenörün rüyası böyle karışıklıklar olsa da Okan hocanın bundan sonrası için Mata’yı Mertens’e tercih etmesini beklemek fazla romantik bir yaklaşım olur. Galatasaray maçın ilk yarısında kendini çok sıkmadan maçı öylesine domine etti ki, rakip ceza sahasında tam 43 kez topla buluşarak bu alanda bir rekora imza attı. Rüzgar geçen hafta Fenerbahçe zaferiyle tamamen Galatasaray’ın yelkenlerine doluyor.

4-4-2'nin meyvesi

Hatay maçı dahil derbi sonrası ligdeki 5 maçın 4’ünü Ali Sami Yen’de oynamak Okan Buruk ve futbolcuları için büyük avantajdı. Nitekim dün gece bu serinin ilk maçını çok net, hiç zorlanmadan, domine ederek kazandılar. Torreira, dün gece çok yüksek bir konsantrasyonla 11'e döndü. 70’ten sonra 4 değişiklik yapıp Gomis ile Icardi’nin birlikte oynadığı 4-4-2’ye geçen Okan Buruk’un bu değişimi meyvesini ilk 6 dakika içinde verdi. Golü Gomis attı ama Icardi’nin rakibin dengesini bozucu koşuları, bu tercihin en iyi geri bildirimlerinden biriydi.

Okan Buruk’un, Icardi dahil tüm santrforlarını kulübede tutup Barış Alper Yılmaz ve Mertens’in en önde konumlandığı santrforsuz planı beklentilerin çok ötesinde işe yaradı. Fenerbahçe’nin üç ağır stoperine karşı 4 hızlı forvetle yerden ve savunma arkasına hücum etmek Okan Buruk’un Jesus’a attığı en büyük farktı. Bu sayede merkezde Oliviera akıl dolu pasları ve duran top setindeki golüyle kusursuza yakın bir performans gösterdi, Barış Alper Yılmaz ise savunma arkası koşularla Fenerbahçe’yi geri itti. Hatta Barış, merkezdeki Henrique’nin üzerinden hücum etmeyi sık sık deneyerek önce rakibine sarı kartlık bir faul yaptırdı, peşinden Fenerbahçe savunmasını diken üstünde tuttu.

Planı bozan hamleler

İlk yarıda Barış, Oliviera, Mertens ve Muslera çok iyi performanslara çıkarken Jorge Jesus koca bir ilk yarıyı 3’lü savunma tercihiyle çöpe attı. Aslında Henrique erken sarı kartla hocasını hatadan dönmesi için uyardı sayılır ama Jesus büyük bir riskle devre bitimine kadar planında ısrarcı oldu. Soyunma odası çıkışında Henrique-Lincoln değişimiyle Lincoln sola, Rossi sağa geçti ve Fenerbahçe 4-4-2 ile başladı ikinci yarıya. Peşinden üç değişiklik daha geldi. Ne var ki, Buruk’un tek bir Icardi hamlesi Jesus’un tüm planını tuzla buz etti. 3'lüyle devam mı edecek! Sezon başlangıcına bakarak Jesus’un derbi galibiyeti göremeden ilk yarıyı tamamladığını görmek şaşırtıcı gelebilir. Ama bunu tamamen Portekizli hocanın tercihleri belirledi. Ligde 4’lü savunmayla ritim yakaladığı maçların ardından Beşiktaş, Trabzon ve Galatasaray’a karşı 3’lüyle çıkmanın işe yaramadığını anlaması için Jesus’un daha kaç tane derbi feda etmesi gerekecek acaba?

*Jesus'un nasıl bir anlayışla sahaya çıkmasını bekliyorsunuz?

Jesus bu sezon teknik direktörlük mesleğinin inceliklerini gösterdiği için ülke futbol kamuoyunda takdir topladı.Ne var ki, her verdiği karar tam isabet olmadı. Takım ideal formasyonunu yakaladı diye düşünülürken derbilerde nedense hep 3’lü savunmaya dönüşler ve kaybedilen oyunlar görüyoruz. Jesus’un iyi tarafı, Pereira gibi yanlışta ısrarcı olmaması. Zira Trabzon yenilgisinin ardındanHatay ve Antalya maçlarındaki 4’lü savunma tercihi Fenerbahçe’yi yeniden zirve yarışına ortak etti. Galatasaray’a açık alanda yakalanmamak adına 4’lü savunmayla başlaması mantıklı gözüküyor. Jesus’un ters köşe seven bir hoca oluşu gerçeğiyle ise formasyon tercihinde tahmin yapmak hayli güç.

*Fenerbahçe'de derbinin kilit oyuncuları kimler olur?

Jesus, bu sezon oynadığı 2 büyük derbide de Arao-Crespo merkezinden vazgeçmedi. Galatasaray derbisinde de vazgeçmesini beklemiyorum. Galatasaray’a karşı stoperleri orta yayda konumlandırmak kolay olmayacağından Arao ile Crespo’nun (İsmail Yüksek de olsa fark etmez) merkezi almaları maçın senaryosunu belirler. Ama büyük maçları büyük oyuncular kazanır mottosunu unutmamak gerek. Batshuayi’nin performansının daha belirleyici olacağı bir derbi izleyebiliriz. Batshuayi’nin sol stoper Abdülkerim üzerine yapacağı baskı Galatasaray’ın oyun kurulumunu zorlaştırmak adına büyük önem taşıyacak.

*Maçın sonucu Sarı-Lacivertliler'i nasıl etkiler?

Galatasaray’ın gelecek 5 maç fikstürü Fenerbahçe’ye oranla çok daha kolay görünüyor. Okan Buruk ve öğrencileri derbiden sonra 5 maçın 4’ünü Ali Sami Yen’de oynayacak. Fenerbahçe ise derbi sonrası 4 maçın 3’ünü deplasmanda oynayacak. Bugün Galatasaray 1 puan önde. Beraberlik Galatasaray’ın işine daha çok yarar. Cumhuriyetimizin 100. yılında şampiyonluk parolasıyla yola çıkan Fenerbahçe için bu derbi hayati önem taşıyor.

Ankaragücü’nü yenen Galatasaray, Alanya beraberliğinden bu yana oynadığı 6 lig maçını da üst üste kazandı. Ankaragücü karşısında Okan Buruk’un 11 tercihinde bazı mecburiyetler etkili olsa da sağda Rashica solda ise Barış Alper Yılmaz’ı kullanıp Kerem’i yedek soyundurması önemli bir tercihti. Buruk’un mecburiyeti anneannesini kaybeden Torreira’nın yerine Berkan ile kart cezalıları Oliviera ve Boey’un yerlerine muadillerinin kullanılması olarak görülebilir. Berkan Kutlu, Sivas deplasmanında olduğu gibi dün de en çok ikili mücadele kazanan, sahipsiz topları toplayan ve rakip atağı kesen oyuncuydu. Sanırım Buruk’u en mutlu eden mecburiyet Berkan’dı.

Ali Sami Yen’de ilginç bir maç başlangıcına imza attı Ankaragücü. Ömer Erdoğan 40 bini aşkın taraftarın önünde hiç geri adım atmadan, oldukça tehditkar bir futbol oynattı. Karşılığında ilk golü Taylan’ın röveşatamsı golüyle bulan Ankaragücü geri koşularda Rashica ile Barış Alper’i fazla riske ederek aşırı cüretkar oynadı.

Barış, denge bozuyor

Ne var ki, Galatasaray’ın son dönem kazandığı maçların altında imzası olan Barış Alper Yılmaz ve Rashica’nın uyumu Galatasaray’ı kaostan kurtaran en önemli detaydı. Kerem ile kıyaslandığında sahada daha yardımsever olan, fiziken güçlü, yere sağlam basan Barış Alper, rakip savunmalar için ikinci direk koşularıyla denge bozmayı başarıyor. Görünen o ki, henüz transfer sezonu açılmamış olsa da Galatasaray Barış Alper ve Berkan Kutlu’dan yeni transfer katkısı alıyor.