Arama

Popüler aramalar

‘’Anormal değişim!‘’

Maçın ilk 15 dakikası futbol maçından ziyade tenis maçı gibi geçti. To p bir o kaleye bir bu kaleye giderken Eto’o’nun istasyon rolü, orta saha akışkanlığını sağladı. Antalya’nın oynadığı oyunu ligde deneyen takım bulmak bile zor. Çok efor gerektiren, sahanın her yerinde baskı ve bire bir oynama esasına dayalı bu oyunu Rıza Çalımbay ’ın Galatasaray’a karşı son ana kadar sürdürebilmesi büyük başarı.

Belhanda çabuk düştü

Fernando ve Ndiaye hücum hazırlığı yaparken Maicon’un cesaretle topu istemesi ve Antalya orta sahasının göbeğindeki Belhanda’ya geçirebilmesi hücum için çok ekstra fırsatlar yarattı. Belhanda çok özellikli bir oyuncu. Genelde markajdan çıkmakta zorlansa da rakibin göbeğinde en küçük boşluğu göre bilecek kadar zeki. Rodrigez’e attığı pasla Antalya savunmasını çare siz bıraktı. Elbette Antalya stoperi Diego’nun kanıksanmış savrukluğunun rolü nü unutmayalım. Fakat Belhanda’nın temaslı oynayan Antalya’ya karşı çabuk pes etmesi belki de Galatasaray ’ı geriye ya slayan ilk unsurdu.

Solda mayın var!

Galatasaray sol kenardan neredeyse hiç top getirmedi. Linnes ile To lga ve bazen de Belhanda sol kanada krampon izi bile bıra kmadılar. Feghouli ve Latovlevici ile seviyeyi bir basamak yukarıya çekmeleri mümkün. Ama ikinci yarıda Antalya momentumu ele almışken Belhanda-Feghouli değişikliği gere kirdi, oyun bunu istiyordu. Belhanda sola To lga merkeze geçtiğinde topun hakimiye tini tamamen yitirdiler. Son yarım saat için Selçuk-Ndiaye değişimi topu geri alma hamlesi gibi görünse de takımı tamamen geri yasladı. Galatasaray kadrosunu baştan aşağı değiştirse de takımda değişmeyen tek şey duran to ptan yenen goller. Tu dor, duran top savunmasını çözemiyorsa en azından rakiplere daha az faul yapıp, korner şansı vermek zorunda. Ama Anta lya tam 10 korner atarken Galatasaray köşe göndere gitmedi bile.

Zemin kriteri şart

Karabük’ten sonra Antalya’nın zemini de feciydi. Her kulübün neredeys e yeni stadı var ama hala 3. dünya zeminlerinde futbol oy nanıyor. TFF’nin en az mali kriterler kadar keskin kuralları zemin için getirmesinin vakti geldi sanırım. Futbolu geliştirecek ve daha izlenir hale getireceksek her kulübün hibrit çime geçişini Süper Lig’e katılım kriterlerine ekleyelim. Maliye ti mi? Merak etmeyin saçma bir transferden çok daha ucuz.

11 Eylül 2017, Pazartesi 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Avcıyken av olmak!‘’

Kadıköy deplasmanında Adebayor ve arkasında ikinci forvet Napoleoni ile başlayan Avcı’ya karşılık, Aykut Kocaman’ın Giuliano’yu sağ kenara koyup Dirar’ı sağ içe çekmesi Fenerbahçe’yi ilk yarı avcıyken av yaptı. Aykut hoca muhtemelen, ‘Sağ kanadım çok güçlü, yerleşirsem ortayı Isla’ya yaptırırım. Giuliano ve Dirar da santrforu destekler.’ diye düşündü. Ama plan böyle işlemedi. Giuliano sağa her gittiğinde Clichy ve Elia onu çizgiye sürdü. Isla ile sağ kulvar oyunu oynayacakken 3 oyuncuya rağmen koridor tıkandı ve Fenerbahçe ceza sahasında eksildi. Artı ön alanda Adebayor’a atılan her topta Başakşehir santrfor kalitesiyle zaman kazanarak mesafe kat etti. Daha ilk yarıdan maçı bitirecek fırsatı buldular aslında.

Golü izah edemezler

Kornerlerde alan savunması yapan takımların en büyük handikapı koşarak gelen oyunculardır. Dirar’ın durduğu yerden sıçraması ile Attamah’ın koşarak topa gitmesi arasında minimum 20 santim yükseklik ve ciddi bir darbe farkı oluşuyor. Dirar’ın darbeyi sönümlemesi mümkün değildi o yüzden. Duran top savunmasında Fenerbahçe’nin gideceği daha çok yol olduğu kesin. Fakat bu gol Başakşehir’in beklediğinden çok kolaydı. Oyunun momentumu daha ilk dakikadan Avcı ve öğrencilerine geçti bu golle. Tabii Volkan Demirel’in formunu da sorgulamak gerek. Kalesine gelen 11 isabetli şutun 8’ini ağlardan çıkarıyorsa burada ciddi bir form sorunu vardır. Üstelik kendi kalesinden rakip kaledeki ofsaytı gördüğünü söylemesine rağmen Kerim’in 25 metreden attığı şutu görmemesi ironik bir durum olsa gerek.

Seyircisi az hayranı çok

Adebayor büyük oyuncu, tıpkı Emre gibi seviyeyi yukarı çeken lider. Clichy’nin sol bek performansı, Elia’nın sağ kenar etkinliği. Bu cümleleri Temmuz ayından bu yana hemen her maç kurabiliyorsunuz. Çünkü Başakşehir doğru bir planlamayla ilerliyor ve artık tecrübeli bir takım. İlginç olan Fenerbahçe gibi bir rakibe karşı bu tecrübesiyle puan alıyor. Başakşehir’in, ligin en az seyirciye sahip takımıyken oynadığı futbolla ülkenin en çok hayranı olan kulübüne evrildiğine şüphe yok. Kadıköy’de düne kadar av olan bir takımı Abdullah hoca ‘Avcı’ yapıyorsa burada çok net bir antrenör başarısından bahsetmek gerek.

10 Eylül 2017, Pazar 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Yabancı kalmadık!‘’

Cumartesi’den Salı’ya ilk 11’de 7 değişiklik yapabiliyorsan, yani iki farklı takım çıkarabiliyorsan yabancı sayısından kaynaklı bir sorunumuz olmadığını da tasdiklemiş oluyorsun Sayın Lucescu... Şu Hırvat kadromuz neden Ukrayna’da sahaya çıkmaz diye insan hayıflanıyor doğrusu. Aklın yolu bir, gereksiz tartışmalarla koskoca ülkeyi futbola yabancılaştırmak yerine formda oyuncuları sahaya sürdüğünüzde rakip Hırvatistan bile olsa bambaşka bir performans çıkıyor ortaya.

Umut varsa hayat var

Oğuzhan, Nuri ve Hakan’ın orta üçlüde topa sahip olması Hırvatistan karşısındaki en doğru hamleydi. Belki silip süpürmedik ama topun bizde umduğumuzdan biraz fazla kalması Hırvatlar’ı düzenlerinin dışına çıkardı. Bunda duran top organizasyonlarında ikinci topa gidip Modriç ve Kovaçiç’in bağlantısını kesmenin rolü büyüktü. Grubun en hızlı takımına karşı kontrataklar versek de sağ bekteki Kaan Ayhan tercihi geri koşularda bizi hep dinamik tuttu. Şimdi İzlanda’yı içeride yenip Finlandiya’da finali kazanarak şansımızı son saniyeye kadar taşıyabiliriz. Yine bir ‘umut varsa hayat var’ dönemine hoşgeldiniz...

Basketbol örnek olsun

12 Dev Adam’ın maçlarını izlerken insanın kalbi yerinden çıkacakmış gibi oluyor. Hırs, mücadele, azim ve elbette ruh... Yenilsen de yensen de seninleyiz diyebildiğimiz bir Basketbol Milli Takımımız var. Tarihimizin en yetenekli kadrosu değiller hatta sonlara bile koyabiliriz. Ama kaybedilen bir maçtan sonra Ufuk Sarıca’dan başkan Hidayet Türkoğlu’na kadar herkes gerçekleri konuşuyor, mazeret üreten yok, yabancı kuralını ağzına alana rastlamıyorsunuz. Basketbolu doğrudan sahadan gelen, her biri efsane ve bir o kadar da kendini yetiştirmiş basketbolcular yönetiyor. Futbolu iş adamları yönettiği için son 12 yılda 8 kez yabancı kuralı değişiyor. Sorunu biraz sahadakilerle tartışmak kalıcı çözüm için iyi bir yol olabilir.

06 Eylül 2017, Çarşamba 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Umutsuz vaka değil!‘’

Fenerbahçe’nin oyununda onarılmayacak kadar vahim bir arıza yok. Valbuena, Giuliano ve Soldado bir ay içinde oyunun rengini değiştirebilecek kapasitede. Yeni transferler arasında sadece Dirar sırıtıyor. O da sürpriz değil. Dudu transferi gündeme geldiğine göre Aykut hoca da sağ kenar için yetenek takviyesi istiyor. Fakat Dirar’dan sonra Dudu ismi üzerinde iki kez düşünmek gerek. Tipik Latin karakteri. Hücuma giderken gösterdiğiiştahı savunma dönüşlerinde gösterdiği pek söylenemez. Tıpkı Giuliano gibi toplu oyunu sever. Bunun için merkezde ön libero ile Ekici’yi (ya da Alper’i) kullanarak hatta iç sahada Ekici-Alper ile oyun geçişlerini hızlandırmak şart. Bu sayede ön alana hızlı geçip zor top kaybeden bir ekip olabilirler. Fenerbahçe’nin yakın zamanda Kjaer’i satarak oyun dengesini kaybettiğini unutmamak gerek. Neto’nun katılımıyla savunmadan top çıkışları daha akıcı hale gelecektir. Ortada umutsuz vaka diyeceğimiz bir durum yok. Bunun için sadece oyun pratiğine ihtiyaç var.

03 Eylül 2017, Pazar 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’İzah edemedikleri için affettiler‘’

Lucescu’nun Oğuzhan’ı Milli Takıma almamasına anlam verememiştim. Hatta onun U17 Hollanda Takımının kaptanı olduğunu hatırladığı için oynayamayacağını filan düşünüyor zannetmiştim. Oğuzhan’ı yoğun kamuoyu baskısından sonra kadroya çağırmak, tam bizim futbol iklimimize uygun bir davranış.

Lucescu bizden biriydi de aradan geçen yıllarda değişmiştir diye düşünmüştüm, yanılmışım. O hala içimizden biri! Hatta bizden bile fazla yerli. Şimdi akla iki soru geliyor. Oğuzhan’ı taktik düzene uymuyor gibi bir gerekçeyle almamışlarsa şimdi o taktik mi değişti acaba? Ya da Oğuzhan’ın Türkiye Milli Takımı için oynama uygunluğunun mu farkında değillerdi.

İzah edemedikleri için affetmek zorunda kaldılar. Oğuzhan yetenekli ve Milli Takım havuzunda olması gereken bir oyuncu. Yanlıştan dönmeleri iyi oldu ama sanki bunu Ukrayna ve Hırvat maçlarının sonundaki basın toplantısını düşünerek yapmışlar gibi geliyor.

29 Ağustos 2017, Salı 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Yanlış teşhis kurbanı‘’

Aykut hoca artık teşhisi doğru koymalı. Ozan’ın attığı gol Fenerbahçe’nin Gençlerbirliği kalesine gönderdiği ilk isabetli şuttu. Belki bundan sonrası için Dirar’ı oturtup Aatif ile başlamak iyi bir seçenek olabilir. Dirar; maç çözmez, inisiyatif almaz. Aatif’a haksızlık oluyor Fenerbahçe’nin Gençlerbirliği kadrosunda 11’de 5 yeni oyuncu vardı. Ön dörtlünün tamamı transfer, bir de sağ bek. Aykut hocaya katılmadığım bir nokta var. Öncelikle tüm bu transferlere rağmen oynanan oyundan da anlaşılacağı üzere ligin en kaliteli kadrosu Fenerbahçe’de değil. Takımın tek sorunu Mehmet Topal ile Josef’in birlikte oynaması değil elbette. Ama sadece ‘hücum üretemiyor’ fikri de teşhisin yanlış yapıldığının kanıtı. Bu takımın savunmadan çıkışları hala çözüm bekliyor, orta saha geçişkenliği sınırlı ve sol beki aksıyor.

Tek suçlu santrfor mu?

Fenerbahçe’nin bu sezon oynadığı 7 resmi maçta golcülerine ve pozisyon yapılarına iyi bakmak gerek. Graz serisinde Neustadter, Dirar, (Maresiç KK), Vardar eşleşmesinde Neustadter, Göztepe’de Alper, Skrtel, Trabzon maçında Alper, Valbuena. Dikkatinizi çekmiştir. 3 stoper golüne karşılık santrfordan tek gol yok. Bunun birden çok nedeni olabilir. İlki, santrforsuz oynuyorsundur. Trabzon maçındaki 45 ile 65 arası hariç, hayır. İkincisi santrforların yetersizdir. Soldado, Van Persie, Fernandao... Ya da santrfor odaklı oynamıyorsundur. Soldado koşu kalitesi üzerinden maç çözen bir santrfor fakat Fenerbahçe defansın arkasına santrforu koşturacak topları atmıyor. Gençlerbirliği eksildikten sonra alanı iyice daraltıp savunma hattını kalesine yaklaştırınca Soldado’ya alan kalmadı.

Giuliano, Ozan’a muhtaç!

İlginç bir tanım farkındayım ama Giuliano’yu etkin hale getirecek oyuncu Ozan, yani 8 numara. Top rakipteyken Giuliano’dan ikili mücadele kazanmasını bekleyen varsa yanılır. Ama yaratıcı ve klas bir oyuncu. Ozan ile arasındaki iletişimi geliştirmesi şart. Ozan’ın attığı golde dip koşusuyla savunmayı öne çeken ve Ozan’ı da gelmeye zorlayan Giuliano. Ozan’ın onu tamamlaması şart. Aykut hoca artık teşhisi doğru koymalı. Ozan’ın attığı gol Fenerbahçe’nin Gençlerbirliği kalesine gönderdiği ilk isabetli şuttu. Belki bundan sonrası için Dirar’ı oturtup Aatif ile başlamak iyi bir seçenek olabilir. Dirar, topla vedalaşma zamanı hep sorunlu bir oyuncu olmuştur. Limitli bir yetenek, maç çözmez, inisiyatif almaz. Aatif’a haksızlık oluyor bence.

28 Ağustos 2017, Pazartesi 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Çok yazık‘’

Vardar Fenerbahçe ceza sahasına koşuyla bile girmeyi düşünmemesine rağmen ilk 20 dakika içerisinde isabetli tek şutu olması doğal bir istatistik. Doğal olmayan turu geçmek için 3 gole ihtiyacı olan Fenerbahçe’nin aynı süre içerisinde sadece 1 isabetli şut atmış olması. Dün akşam Vardar karşısındaki takımın teknik kapasitesi çok sınırlıydı. Tek yaratıcı oyuncu Valbuena. Herkes onun ayağına bakıyor. Bu sahneler yabancı gelmiyor kimseye. Zira geçen sezon da Lens’in eline bakan bir takımdı Fenerbahçe. Vardar beklenenden daha korkak çıkmışken sahaya önde basmak ilk seçenek olmalıydı. Bunun için Alper sakatlandığında Soldado’yu oyuna alabilmek, bekleri son 30 metrede oynatmak gerekiyordu.

Futbol RvP’yi bırakmış

Robin Van Persie’nin futbol oynayacağına dair en küçük bir emareye muhtaç vaziyette bekliyor Fenerbahçe taraftarı. Ama nafile. Her geçen gün biraz daha eriyor Van Persie. İkinci yarıya baskılı başlayan Fenerbahçe için maçın kırılma anı çok ilginçti. Dirar ortayı yaptığında en uçta hareketlenen oyuncu Topal ve kafayı vuran Ozan. Van Persie kadrajda bile yoktu. Robin Van Persie eve gittiğinde eşine, işten geliyorum diyorsa oturup iki kere düşünmeli. Zira o bırakmasa da futbol onu çoktan bırakmış haberi olsun...

Dönen top hastalığı

Fenerbahçe’nin tüm sorunu elbette sadece Topal ile Souza’nın birlikte oynaması değil, kabul. En az onlar kadar büyük bir sorunu daha var, o da son 2 sezonu çöpe atan ve korkarım kronik hale gelen şu 2. top meselesi. Kapanan takımları açmanın en önemli anahtarlarından biridir duran top. Fenerbahçe için bu duran top organizasyonunun en önemli ayağı eksik kalıyor. Valbuena orta kalitesini çok yükseltti. Fakat vuranı ve toplayanı vasatın altında seyrediyor Fenerbahçe’nin.

Sorunun büyüğü kalede

Çerçeveye vurulamayan her duran topta atağın devam etmesi için ribauntlara mecburlar. Ama Ozan, İsmail ve Isla bu topları alamadığı için atak sürekliliği yakalanamıyor. Sorunun büyüğü ise kalede duruyor. Volkan formsuz Kameni ondan formsuz. Yazık koca bir Avrupa sezonu hem de böyle bir rakibe karşı çöpe gidiyorsa oturup düşünmek gerek.

25 Ağustos 2017, Cuma 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Giuliano'ya bağlı!‘’

Fenerbahçe oldukça zor bir fikstürde yol alıyor. Göztepe ve Vardar deplasmanı, peşinden Trabzon, Başakşehir (4), Beşiktaş (6) maçları. Bu sert kayaların sezon başına gelmesi, yeni 10 numarasını ilk kez bugün oynatacak Fenerbahçe için büyük handikap. Fenerbahçe çok uzunca bir süre sonra Trabzonspor’a karşı net favori değil. Ortada bir maç doğrusu. Fenerbahçe’nin iç saha coşkusu en önemli avantajı.

Santrforu oyuna sokar

Giuliano, Fenerbahçe için tahmin edilenden çok daha önemli. Takımını 3. bölgede tutacak, asisti kovalayacak, skor yapacak ve en önemlisi santrforu oyuna sokacak bir figür. Van Persie, Göztepe maçında sadece 14 kez topla buluştuysa bunda Giuliano tarzı bir oyuncunun yokluğunun payı büyük. Sağlıklıysa Trabzon’a karşı ilk 11’de Van Persie’nin başlaması işe yarayabilir. Giuliano ile ikili oyunları becerebilirse Fenerbahçe üç yıl aradan sonra 3. bölge konforuna kavuşur.

20 Ağustos 2017, Pazar 02:30
YAZININ DEVAMI