‘’Kazanmak güzeldir‘’
Kenan yıldız milli takımımızın en büyük potansiyellerinden biri. Sadece bizim için değil Dünya futbolu içinde yeni bir soluk olmaya hazırlanıyor. Milli takımımız sol kenarda Ferdi ve Kenan ile Bulgaristan sağ koridoruna büyük bir üstünlük kurarken genç yıldızımızın resitaline herkes şahit oldu.
Kenan’ın en büyük yeteneklerinden biri uzun boyuna karşın çabuk yön değiştirmesi ve birebirde rakiplerine kurduğu büyük üstünlük. Bulgaristan‘a karşı Ferdi ile arkalı önlü harika bir baskı unsuru oldular. Montella yönetimindeki A Milli takımımız santrforsuz oyunu ana plan olarak kullanmaya devam ediyor.
Montella’ya sorsanız...
Euro 2024’teki çeyrek final, öncesindeki elemeler, şimdi Dünya Kupası elemeleri bu oyunu günden güne geliştirmemize imkan sunuyor elbette. Montella‘ya sorsanız idealindeki oyun büyük ihtimalle santraforlu olandır. Ama ülke futbolu olarak Burak Yılmaz futbolu bıraktığından beri dominant bir santrfor eksiğimiz var ve İtalyan hoca bunu taktik esneklikle doldurmanın çabasında. Bulgaristan‘a karşı maçın ilk yarısında Kerem’in santrforlugunda oyunu domine etmeyi başardık tüm inisiyatifi elimizde tuttuk.
Pozisyonlar ürettik penaltıdan gol attık fazlasını da atabilirdik. Ama ikinci yarıda santrfora o kadar çok ihtiyaç duyduk ki, Bulgaristan’ın oyunu dengelemesine seyirci kaldığımızda kenarda Montella‘nın çaresizliğini endişeli gözlerle izledik. Oyunu tazelemek istediğinde sağ beki çıkarıp sağ bek ve sol beki çıkarıp sol bek aldı. Bunun sebebi ise önde top tutamadığımız için Bulgaristan’ın kenarlardan topu rahatlıkla kalemize kadar pasla getirmesiydi. Çünkü hem Kerem hem Arda topun rakip sahada ve bizde kalmasını sağlamakta zorlandılar.
Biz bu tür maçları play-off’ta da finallerde de oynayacağız. Bu kadar kısa sürede ihtiyacımızı karşılayacak santrforu bulmamız zor o yüzden bu oyunun pratiğini hakkıyla yapmalıyız. Dünya Kupası’na katılım yolunda Play-Off’u zaten garantilemiştik. Bulgaristan‘ı yenmemiz bizim için prestiji kurtarma anlamına gelen İspanya maçı öncesi moral olmanın ötesine geçmeyecekti zaten.
‘’Icardi yükü‘’
Okan hocanın fiyakalı Ajax galibiyeti sonrası Kocaelispor deplasmanına Icardi-Osimhen ile başlaması maçın senaryosunu belirleyen en önemli etkendi. Ali Sami Yen’de baskıyla başlanan maçlarda belki bu tercih işe yarayabilir ama Kocaelispor gibi iç sahada seyirci desteğiyle coşan takımlara karşı Icardi’nin varlığı bir yüke dönüştü. Daha doğrusu Selçuk İnan’ın Galatasaray’ın ön alan baskısını kırma planı bu senaryoyu doğurdu. İlkay sakatlandığından bu yana Galatasaray ön alan baskısını akılla değil, fizikle yapmayı bir şekilde başarıyordu.
Osimhen, Sane ve Yunus’un ekstra çabalarıyla Bodo’dan Ajax’a kadar tüm rakiplere karşı bu plan işe yarıyordu. Ne var ki, Kocaelispor, Galatasaray’ın bu baskılarına çok iyi çalışmış ve merkezde Keita’nın becerilerini kullanarak rakibin tüm pres kabiliyetini boşa çıkardı.
Osimhen ve arkadaşları baskıyı sağ bek kademesine doğru kaydırdıkça Keita iç koridora gelip Ahmet Oğuz’a pas opsiyonu sundu. Keita topu aldığında sırtında gördüğü tek baskı Icardi’nin temassız yalancı presleri olunca Kocaelispor rakip sahaya rahat çıktı. Serdar Dursun, Tayfur Bingöl ikilisinin Lemina ve Torreira’ya yaptıkları ekstra baskılar Galatasaray’ın arka bölgesiyle forvet hattının iletişimini kopardı ama bitirici vuruş Jakobs’a üstünlük kuran sağ forvet Agyei’den geldi. Agyei’nin Serdar Dursun’un indirdiği topu alıp önce Abdülkerim’i, peşinden Torreira’yi geçip Davinson’a rağmen attığı gol sadece jeneriklik değil Galatasaray‘ın sahadaki zaaflarının fotoğrafı gibiydi.
Tercihlerin bedeli
Okan hoca sorunun Icardi’nin kaleden uzak kaldığında bir yüke dönüşmesinde değil sağ bek Singo’da gördüğü için ikinci yarıya Sallai’yi alarak başladı. Sallai’nin sağ beke geçişiyle topu öne doğru daha rahat oynadılar ama hücumda çoğalma sorununa Osimhen tek başına bir yere kadar direnebildi. Oyunun son bölümünde Icardi’yi iyice ceza sahasına sokmak bile çözüm olmadı. Okan hoca sezonun ilk lig yenilgisine uğrarken tercihlerinin bedelini ödedi. Icardi, ceza sahasında iyi olabilir ama onu kaleden bu kadar uzak tutup bir 10 numara yapma fikri
Okan hocanın büyük yanılgısı oldu.
‘’İkna turu başladı‘’
Beşiktaş, Antalyaspor deplasmanında sezonun en istekli, coşkulu ve doğru ilk yarısını çıkarmış olabilir. Geçen hafta Dolmabahçe’deki Fenerbahçe derbisinin ilk 22 dakikasındaki fırtınanın ardından Antalya’daki bu başlangıç ileriye dönük Sergen Yalçın’ı biraz olsun umutlandırmıştır. Derbiyi kaybedip şampiyonluk yarışında hayli geri düştükten sonra mental olarak ayakta kalmak ve şartlar ne olursa olsun yarışa devam etmek kolay değil elbette.
Üstelik Beşiktaş 2021 şampiyonluğunun ardından Şenol Güneş’le tamamlanan sezon hariç tüm sezonlara kasımda havlu atmışken ister istemez camiada bir umutsuzluk fırtınası esebiliyor. Bu fırtınayı dindirip, taraftarı ikna edecek olan ise Sergen Yalçın ve futbolcuları. Rafa Silva’nın yokluğunda Cerny forvet arkasında, Cengiz sağda ve Bilal Toure solda oynadı. Cerny bir Rafa Silva değil ama dün faydalı oynadığını söylemek gerek. 10 numarada oynadığında çevre görüşü daha derinleşti, pas kalitesi yükseldi.
Dripling üzerine gitmek yerine pasla arkadaşlarını savunma arkasına indirmekte pek zorlanmadı. Beşiktaş’ın ilk yarıda fark yarattığı bir başka konu ise ön alandaki bire bir baskı kalitesiydi. Normalde Beşiktaş bu baskıyı yapabilen bir takım değil ama dün Orkun’un yerine oynayan Salih’in enerjisi bu baskının seviyesini yükseltti. Şayet sakatlanıp çıkmasa ve Beşiktaş bu baskıyı 70. dakikalara kadar taşıyabilse daha rahat bir bitiriş yapabilirdi.
Oyuna katılımı sınırlı
Beşiktaş takımını öndekilerin kalitesi, arkadakilerin vasatlığı diye ikiyi ayırmak zorunda kalıyor insan. Sergen Yalçın’ın elinde bek rotasyonu çok yetersiz. Dün yine Rıdvan’ın Antalyaspor sahasından iki stoperinin arasına verdiği geri pas Ersin’in koruduğu Beşiktaş kalesine golle sonuçlandı. Beklerin oyuna katılımı zaten sınırlıyken böylesi bariz hatalar tüm takımı çaresiz bırakıyor.
‘’Duvara karşı‘’
Tedesco, Plzen deplasmanında Asensio, Nene gibi önde top tutacak isimleri kulübede tutup Szymanski, Oğuz ve Talisca ile başlayarak oyun ezberinin dışına çıkacağını gösterdi. Fenerbahçe öne doğru giderken zorlandı, rakip sahadaki pas yüzdesi düşüktü. Daha da önemlisi En Nesyri, Szymanski, Oğuz Aydın ve Talisca dörtlüsü neredeyse önde hiç tutamadıkları için Plzen topu çok çabuk Fenerbahçe kalesine getirdi. Ederson kalesinde yine çok iyiydi ve bir kaç pozisyonda kurtardıklarıyla takımını ayakta tuttu. Szymanski oynadığında Fenerbahçe sahada daha dinamik görünüyor olabilir ama topu rakip kaleye akıcı götüremiyor. Polonyalı futbolcu dün sağ kenarda oynadı ama onun ayağında tutamadığı toplar yüzünden tüm takım geri koşmak zorunda kaldı.
Asensio konforu...
Nitekim solda oynayan Oğuz Aydın ile En Nesyri’nin arkasındaki Talisca için de farklı şeyler söylemek mümkün değil. Nesyri ve arkasındaki üçlü o kadar kötü bir maç çıkardılar ki, orta saha çizgisini geçtikleri her pozisyonda tüm takım duvara karşı hücum ediyormuş gibi hissetti. Asensio ve Duran girince, Szymanski sola, Asensio sağa geçti ve Fenerbahçe çok daha üretken bir takıma dönüştü. Fenerbahçe takımı sahada Asensio konforuna çok alıştı; Fenerbahçe için artık vazgeçilmez bir konfor unsuru gibi. Tedesco, onu oynatmadığı her dakika fazladan stres yaşar, Fenerbahçeli her bir futbolcu ise takımın önde top tutma süresi azaldığı için ekstra geri koşmak zorunda kalır
‘’Fenomen farkı‘’
Galatasaray, Amsterdam’daki maça Ali Sami Yen coşkusuyla başladı. İlk 20 dakikada Osimhen’in tetiklediği ön alan baskısında Ajax top yapamadı, top ve oyunun kontrolü hep Galatasaray’da kaldı. Okan Buruk ve futbolcuları başlangıç senaryosunu kusursuz icra ederek Osimhen ile 2 net gol pozisyonu ürettiler. Ne var ki, 41 yaşındaki Ajax kalecisi Pasveer iki topu da mucizevi şekilde çıkararak takımını oyunda tuttu. Ön alan baskısı yüksek eforla birlikte sıfır hata ister. Baskıya giden her bir futbolcu zinciri oluşturan halka gibidir. Hata yapan, rakibini ve topu kaçıran futbolcu tüm zinciri bozar. Galatasaray’da en fazla mesafe kat eden futbolcu Sara olsa da 20. dakikadan sonra baskıyı bozan adamdı Brezilyalı. Nitekim Okan hocanın devre arasında onu çıkarıp Barış’ı alması bu yüzdendi. Barış girdikten sonra Osimhen’in arkasında konumlanarak Ajax’a 4-4-2 karşılama yapılmasını sağladı. Barış Alper son haftalarda formunu yitiriyordu, o yüzden Okan hoca onu Ajax’a karşı yedek soyundurdu. Ama o oyuna girdiği andan itibaren maçın gidişatını değiştirmeyi başardı.
Kusursuz performans
Sallai ile yer değiştirerek sol kenara çıktığında da sağ bek arkasına istediği toplarla büyük fark yarattı. Sanırım Galatasaray taraftarıyla barıştılar artık. Osimhen Ajax’a yaptığı hat-trick ile kariyerinde bir ilki gerçekleştirmiş olabilir ama daha önemlisi aklıyla, atletizmiyle, bitiriciliğiyle gerçek bir futbol fenomeni. Liverpool ve Bodo’yu içeride yendikten sonra Ajax’ı deplasmanda hezimete uğratmak büyük iş. Osimhen mükemmeldi, Barış maçı çevirdi, Singo harika oynadı, Sane’yi hep öne itti. Özetle Okan Buruk ve futbolcuları kusursuz bir performans sergilediler. Galatasaray Kasım sonunda US Gillouse’yi Ali Sami Yen’de yenerse ilk 8 şansını yüksek sesle konuşmaya başlar.
‘’Kaptan terk edince‘’
Ligdeki genel form durumuna bakınca Fenerbahçe Dolmabahçe’ye bir adım önde gelmiş olabilir ama Beşiktaş’ın maç başlangıcı tüm senaryoyu değiştirecek cinstendi. Sergen Yalçın, Bilal Toure’yi santrfor oynatıp son haftaların formsuzu Abraham’ın kulübede tutunca Beşiktaş’ın geçişleri hızlandı, bitiriciliği bir üst seviyeye çıktı. Rıdvan Yılmaz’ın merkezde kazandığı topla çıkışı ve peşinden derin pası sonrası Toure golü Dolmabahçe’deki coşkuyu yükseltmeye yetti.
Nitekim Emirhan’ın ön alanda Alvarez’i yaptığı baskıyla kazandığı top ve akabinde gelen golü Fenerbahçe’yi abondone etmeye yetebilirdi. Ta ki, Orkun Kökçü, Alvarez’e yaptığı sert faul sonrası kırmızı kartı görene kadar. Orkun’un rakibinin baldırına basması sonrası gelen kırmızı kart maçın tüm senaryosunu değiştirdi, zira Sergen Yalçın da itirazdan tribüne gönderildi. Beşiktaş için kabus dakikaları başlarken Fenerbahçe tüm inisiyatifi eline geçirdi.
Güven tazeledi
Orkun Kökçü Beşiktaş’ın kaptanı, taraftarın büyük umutlar bağladığı kulüp tarihinin en pahalı transferi. Zaten bonservisi altında eziliyorken böylesi büyük bir maçta acemice kırmızı görmesi muhtemelen sezonun kalan bölümünde üzerindeki baskıyı iyice artıracağa benziyor. Beşiktaş’ın 10 kişi kalmasının ardından Fenerbahçe Asensio ve İsmail Yüksek’in ekstra çabalarıyla baskıyı o kadar arttırdı ki, 26. dakikadan devrenin bitiş düdüğü çalana kadar hem skoru eşitledi hem de tüm momentumu ele geçirdi.
Nene çıkıp Talisca girdikten sonra Fenerbahçe için ikinci yarı çok iyi başlamadı. Talisca’nın ezdiği toplar, kullandığı yanlış şutlar, En Nesyri’nin etkisizliği Tedesco’yu Jhon Duran’a yönlendirdi. Duran da ekmeğini taştan çıkardı ve bireysel baskıyla yoktan bir pozisyon yarattı ve golünü attı. Fenerbahçe sadece bir derbiyi kazanmadı, yarışta umutlarını taze tuttu, Tedesco güven tazeledi ve elbette Duran hayata döndü.
‘’Trabzon’un istediği oldu‘’
Süper Lig’de 2.02’lik Onuachu’yu tutma potansiyeli en yüksek stoper Davinson Sanchez cezalı olduğu için Okan Buruk Lemina’yı onun yerine kullandı. Oysa herkes Kaan Ayhan’ı beklerken orta sahadan Lemina’yı stopere kaydırmak savunma adına beklenenden fazla işe yaradı. Lemina, Onuachu’yla fiziksel mücadeleden geri durmadı, top kazandı ve iyi savunma yaptı. Ne var ki, Torreira, Sara ve Yunus’tan oluşan Galatasaray merkez üçlüsü topu öne taşıyıp üretmekte çok zorlandılar. Trabzonspor doğru bir orta saha kurgusuyla Ali Sami Yen’de Galatasaray’a karşı oyunu tuttu. Oulai, Trabzonspor’un bu sezonki piyango transferi. 2006 doğumlu orta saha, güçlü oyun zekasını yetenekli ayaklarıyla buluşturmayı yine başardı. Oulai, Trabzonspor’un oyun kurulumunda rol almakla kalmadı rakibi karşılarken Folcarelli ile hep doğru pozisyon aldı. Trabzonspor belki de uzun süredir aradığı orta sahasını bulmuşa benziyor. Oulai ve Folcarelli sahada bu kadar doğruyu yaparken Muçi ve Felipe Augusto geçişlerde topla fazla oyalandılar. Bu Trabzonspor’a sadece top kaybettirmedi Galatasaray savunmasını eksik yakalama fırsatından da etti.
Genç ve dinamikler
Fatih Tekke genç ve dinamik bir takım yaratma yolunda ilerliyor. Trabzon için Ali Sami Yen’de alınan 1 puan tatmin edici. Galatasaray ise kendi vasatına bile ulaşmakta zorlandığı bir maçta puan kaybetti. Maçın ismine, kadroların gücüne oranla yüksek tempo ve pozisyondan yana fakir bir maç izledik. Galatasaray, Ali Sami Yen’de Beşiktaş’tan sonra Trabzonspor’a da puan kaybetti. Okan Buruk’un, üst üste 3 şampiyonluk döneminde derbilerde fark yarattığı düşünüldüğünde bu iki büyük maçta kaybedilen puanlar sezonun ikinci yarısında başına dert açabilir.
‘’Osimhen ve Torreira’nın derbisi‘’
Galatasaray hali hazırda ligin en formda takımı. Tabii bunu sağlarken geniş ve kaliteli kadro avantajını, antrenör istikrarıyla buluşturmanın konforunu yaşıyor. Okan Buruk üst üste 3 şampiyonluğun ardından bu sezona da kafasında bazı oyun yenilikleri ile başladı. Leroy Sane’nin katılımıyla set hücumuna yeni bir yorum katmak niyetindeydi. Haftalarca bunun için sabretti, hatta bu sabır eleştiri oklarını hayli sertleştirmiş olmasına rağmen devam etti. Başakşehir maçıyla birlikte set oyununda İlkay ile Sara’nın beyin-ayak uyumuyla Sane’yi nihayet topla buluşturup skor üretimine başladı. Sanırım bu sezon Buruk’u en memnun eden oyun detaylarından biri buydu. Diğeri de İlkay ve Sara’sız oynadığı Bodo maçındaki ön alan baskı kalitesinin tüm takıma yayılması. O yüzden şu anda ligin en formda takımı Galatasaray. Takımından istediğini alan hoca ise Okan Buruk.
Beşiktaş maçındaki gibi
Trabzonspor, topa sahip olma oyunu oynamıyor. Dolayısıyla Ali Sami Yen’deki bu büyük maçta Okan Buruk’un seçeceği oyun Beşiktaş derbisi ve Başakşehir maçlarından esintiler sunacaktır. Trabzonspor’da Fatih Tekke hoca topa sahip olma konusunda takıntılı değil. Çünkü Oulai gibi 19 yaşında, yetenekli bir bağlantı oyuncusu buldu ve Onuachu ile tüm takımı doğru bir hat üzerinden bağlıyor. Dolayısıyla Okan Buruk’un bu maçtaki en kritik oyuncusu Torreira olacaktır. Uruguaylı orta saha Oulai ile forvet hattı arasındaki bağlantıyı kesme görevini yerine getirebilirse Sanchez’in stoperdeki eksikliği nispeten az hissedilebilir.
Bire birde durdurmak zor
Onuachu’yu ligimizde bire birde savunabilecek belki de tek stoper Sanchez’in yokluğunda Galatasaray’ın işi kolay olmayacaktır elbette. 2.02’lik bir santrforu durdurmak için Okan hocanın elinde başka futbolcu yok. Dolayısıyla Galatasaray, tıpkı Beşiktaş derbisinde olduğu gibi topu Trabzonspor’a bırakmayacaktır. Trabzonspor stoperleri baskıyı gördüklerinde liberoları (!) Onana’ya oynayıp Onuachu’ya isabetli uzun top gönderiyorlar, sonrası ‘One man show’a dönüşebiliyor. Okan Buruk’un rakibin en güçlü olduğu bu cephede gedik açmak için Osimhen’in atletizmine her zamankinden daha çok ihtiyaç duyacağa benziyor.
Hocaya o konforu sunuyor
Galatasaray haftalar ilerledikçe oyun portföyünü çeşitlendirdi. Şu an sadece topla değil, topsuz oyunda da ligin en iyi bire bir baskılara giden takımı Galatasaray. Osimhen’in golcülüğünün yanında atletizm kalitesi Okan hocaya bu konforu sunuyor doğrusu. Elinde bu kadar kaliteli bir futbolcu grubu varken Okan Buruk’un önceliği makro planda Beşiktaş maçında olduğu gibi rakibe topla baskıya gitmek olacaktır. Mikro planda ise Torreira ile Osimhen’in atletizm ve oyun zekalarına güvenmek zorunda.









































