Arama

Popüler aramalar

‘’Trabzonsporlular'a birkaç kötü haber‘’

Alınırken de satılırken de planlaması sadece ‘kurtarıcı isimler’ üzerine yapılmış bir kadronuz varsa ve üzerine bir de gerçekten de ciddi sakatlık-ceza talihsizlikleri yaşıyorsanız ortaya bundan daha iyi skorların çıkması mümkün değil.

Eğer ki elinizdeki kadro, yeni dönem yapılanmasından ve hedeflerinden takım bütünlüğü için değil de tamamen bireysel anlamlar çıkartıyorsa o zaman yine ortaya mevcut durumdan daha iyi bir futbol çıkması mümkün değildir.
Tüm bu şartlar altında yeri gelir sizden daha ‘takım’ ekiplerden de kötü oynayarak puan alabilirsiniz ama bu camia ruh haliyle bunun birleştirici bir etki yaratması, iyi skorun sarıp sarmalaması asla ve asla mümkün değildir.
Fazla evelemeye-gevelemeye gerek yok; Trabzonspor için bu sezon artık bitmiştir.

Sezonun kurtulması zaten sportif olarak mümkün değildir. Tek mümkün olan durum olabildiğince puan toplamak, prestijli bir finaldi ama onun da olması artık anlattığımız sebeplerden dolayı imkansız.

Günü kurtarmak yetmez

Bu saatten sonra olabilecek tek şey Başkan Muharrem Usta ve ekibinin, bu boşvermişliğin bu sportif küskünlüğün gerçek sebeplerini araştırıp bulması ve bir an önce tedbir almasıdır. Kaybedilen puanların, dolayısıyla imajın ve hatta yaşanabilecek olan ateş hattı bunalımının tek sorumlusunu teknik direktör Hami Mandıralı ilan etmek de, hakem hatalarının popülistliğine sığınmak da maksimum günü kurtarmaya yetecek olan eylemlerdir. Fakat olası bir hoca değişikliği ve hakemlerin hatasız maç yönetmeye başlaması Bordo-Mavililer’in ilacı olmaktan çoook uzaktır.

Konya’ya ayakta alkış

Konyaspor’un futbolunu, asla taviz vermeyen, kendini bozmayan sistemini alkışlamak gerek. Skor ne olursa olsun onlar her maç belli bir standardın üzerine çıkarak bu alkışı fazlasıyla hak ediyorlar. Ancak en büyük alkışı Konya kenti, oradaki futbolu seven kardeşlerim, abilerim, ablalarım hak ediyor. Tribün fakirliği çektiğimiz dönemde bize her yeni günde yeni bir umut oluyorlar. Dün yine muhteşemdiler. Takımları belki kaybedebilir ama onlar hep kazanacak.

07 Mart 2016, Pazartesi 01:30
YAZININ DEVAMI

‘’Trabzonspor'un mini 2010-11'i!‘’

Trabzonspor’a 2010-2011’deki malum durumların ve devamındaki sürecin ne kadar zarar verdiğini camianın büyük bölümü tartışmasız kabul ediyor. Bordo-Mavililer’in bir türlü sahaya dönememesi, futbolu es geçmesi, kentin heyecanının tamamen stattan çekilmesi hala devam eden sıkıntıların en büyüğü belki de. Dünya yıldızları alınmasına, tarihi kadrolar kurulmasına rağmen taraftarlar futbol takımının etrafında kenetlenmedi.

Futbol yine unutuldu


Tabi ki etkisi de tepkileri de kıyaslanamaz ama Trabzonspor yine benzer dönemlerden geçiyor. Gerek sezon başında gerekse son dönemlerde Bordo-Mavililer’in ciddi hakem hatalarıyla karşı karşıya olduğu konusunda spor kamuoyu hemfikir. Üstelik bugüne kadar tepkinin en radikalleri de verildi, en sağduyulu mesajlarla da gerekli makamlara seslenildi. Kimi zaman sonuç alındı, kimileri uzun vadeye yayıldı. Fakat bu süreçlerde pek geçmişten ders alınmamış olsa gerek ki, hep işin sportif kısmı es geçiliyor, ikinci ve hatta 3. plana atılıyor. Bu belki şu anki Trabzonspor fotoğrafının içinde yer alanlar için pek sıkıntı yaratmıyor ama futbol takımının ve kentin futbolseverinin sadece ‘popüler anlarda’ verdiği reaksiyon Trabzonspor’un sadece bu sezonuna değil, geleceğine de maddi-manevi hasar veriyor.

Yeni şeyler söylemek lazım

Oyuncular gündemin bambaşka olduğunu düşünür, kendi önceliklerini de bunların üzerine kurarsa onları tekrar sahaya çekmek en az 2010-11 sonrası kadar zor olacaktır. Ve kriz ya da popüler süreç atlatıldığında kentin ruh hali... Sportif olarak ligden kopmuş, hedefsiz kalmış bir Trabzonspor’a kentin de yine ilgisiz kalacağını tahmin etmek hiç de zor değil. Her ne olursa olsun, büyük vakalar dışında kentin en büyük öznesinin Trabzonspor’un futbol takımı olduğunu hatırlatmak ve ispatı için uğraşmak, gelecek sezon konulan şampiyonluğun en büyük temelidir. Yani Trabzonspor, böyle vakalar yaşamadan da gazetelerde manşet olmak, TV’lerde süre alabilmek için strateji geliştirmelidir. Futbola dönemeyen, kenti günlük heyecanlara hapseden bir Trabzonspor’un çözüm formülünü başka yerlerde aramak kimseye bir şey kazandırmaz.

Sürpriz olmayan bir sonuç

Tuhaf gecenin futbol laflarına gelince... Bu kadar eksikli, birlikte çok az oynamış bir Trabzonspor’un düzenli, büyük maçlarda ekstra gayretli bir Osmanlı’ya karşı çok zorlanacağı belliydi. Öyle de oldu. Bireysel hatalar belki skorda belirleyiciydi ama bu kesinlikle Mustafa Akçay’ın ve öğrencilerinin emeklerini küçültmez. Şu mevcut kadro sıkıntıları içinde de Hami Mandıralı’yı ne eleştirmek ne de değerlendirmek hala mümkün değil.

28 Şubat 2016, Pazar 01:30
YAZININ DEVAMI

‘’Şanslı insanlarız!‘’

Ne Galatasaraylı ne Trabzonsporlu ne de başka takımlara gönül vermiş hiçbir futbolsever dün geceye dair sıradan olayları hatırlamayacak...
Yani; ne Erkan Zengin, Marko Marin ve Trabzonsporlu stoperlerin oyununu ne de Onur Kıvrak’ın muhteşem kurtarışları akıllarda kalmayacak.
Yani; eskiden çıldırttığı Trabzonsporlular’a karşı dün gece rakip olan ve bu kez farklı renklerin sevenlerin aklını yerinden oynatan Umut Bulut’un istikrardan (!) taviz vermeyen oyunu, dünmüş gibi zihinlerde belirmeyecek.
Yani; bir umut diye göreve gelen Mustafa Denizli için Arena’da başlayan ve giderek yükselen protestolar hemen olmasa bile birkaç yıl sonra hafızaların geri dönüşüm kutusuna gidecek.
Hatta 2-1’lik skoru anımsayanların sayısı bile büyük olasılıkla her gün azalacak.
Ancak...
Galatasaray-Trabzonspor maçındaki ‘hakemli’ olaylar tarih boyuncu futbol izleyenlerinin hep aklında kalacak.
Tamam çok yaşlı sayılmam ama saha içinde böyle hareketliliklerin yaşandığı bir büyük maç hiç hatırlamıyorum. Benden önce izleyip bana hatırlatan da pek olmadı! Şanslı insanlarız yani maçı izleyenler olarak.
İpin ucunu kaçıran ve bu nedenle her iki takımın oyuncularının da saygısını yitiren karşılaşmanın hakeminin verdiği-vermediği-veremediği kararlar geceyi bambaşka bir boyuta taşıdı.
Saygının ve adalet duygusunun olmadığı birçok alanda olabileceği gibi ortam gerildi, gerilimin dozu ortaya tuhaf işler çıkardı.
Penaltılar, kartlar ve hatta hakemin gördüğü kart!
Bunu da görmemiz gerekiyormuş demek ki, gördük!
Tablodan en büyük zararı prosedür olarak Trabzonspor görecek belki ama dün geceyle ilgili başka muhasebelerin gerektiği de kesin...

22 Şubat 2016, Pazartesi 01:30
YAZININ DEVAMI

‘’Hocasının topçuları‘’

Futbolcular kadrodan bile mesaj alır, illa, “Bu maçta önce 1 puan, sonra olursa galibiyet” demenize gerek yoktur... Hocasının ne istediğini, puan hedefini şıp diye çözer tahtaya yazılan 11’den. Tabii, bundan da önemlisi hafta içindeki vücut dilidir, verilen mesajlardır, biraz da çekilen kulaklardır.

İdeale yaklaşınca...

Hami Mandıralı, çok daha vasat bir kadroyla ilk görev süresinde ‘dikine futbol’ diye dilde şekil alan oyunundan her ne şart olursa olsun vazgeçmeyeceğini en az 6-7 ası yokken bile gösterdi. Olmadı, kazanamadı o zamanlar. Fakat mevcut kadro biraz ideale yaklaştığında ve o, kağıt üzerindeki iyi kadro, takım olma adına da küçük adımlar atınca ortaya dünkü görüntü çıktı.

Sezonun en etkilisi

Kondisyon açısından yaşanan problemli düşüş dakikalarını ve o anlardaki Kayserispor etkinliklerini çıkartırsanız, skor üstünlüğüne aldırış etmeden, kendi bildiğinden vazgeçmeden oynayan ve tartışmasız sezonun en etkili işini yapan bir Trabzonspor izledik. Belki izlemeyenler Kayseri’nin penaltı kaçırdığı maçın 2-1’lik skoruna bakıp, abarttığımızı düşünebilir ama izleyenlerle hemfikir olmak yeterli. Trabzonsporlu taraftarların istediği bir yol bu, skordan bağımsız. Statta hem rakibi hem de taraftarı yoran, 90 dakika sahaya bağlayan bir takım beklentisi ancak bu şekilde karşılanabilir. Ve ben eminim ki, bu oyunla Trabzon puan kaybetse bile taraftarı, sahadaki oyuncuları alkışlayabilir.

16 Şubat 2016, Salı 01:30
YAZININ DEVAMI

‘’Doktor Muharrem Usta... Doktor Muharrem Usta...‘’

Trabzonspor’da bir türlü her şey aynı anda yolunda gitmiyor, gidemiyor. Ekonomik olarak tablo düzeliyor, Mbia ve Burak Yılmaz gibi sürpriz gelirler kasaya giriyor, futbolculara paralar ödeniyor... Artık sportif başarı da bunu izler öngörüsü yaptığınız anda sahada takım dökülüyor, birbirinden kötü, özgüven zedeleyici işler oluyor.

Makas daralıyor

Tarihi revizyon sonrasında Hami Mandıralı’nın elinde kalan kadronun bir anda oturması, harikalar yaratması zaten fazla beklenti üstüydü. Ancak bir de o sıkıntılı tabloya ideal kadronun önemli isimlerinin yokluğu eklenince kriz katlandı. Mandıralı’nın çalıştığı, aklında kurguladığı ve “Altından kalkarım” dediği kadro daha hiç beraber oynayamadı. Ancak bir yandan müthiş bir mücadelenin yaşandığı Süper Lig’de süre kadar puan makası da daralıyor.

Asla hedefe taşımaz

Asıl mesleğine sık sık vurgu yapan ve bir proje insanı olarak tanıdığımız, işleri de şu ana kadar beklediğinden fazla yolunda giden Başkan Muharrem Usta’nın dünkü tabloyu canlı canlı, tribünde görmesi belki en iyisiydi. Çünkü gelecek sezona koyduğu 50. yılda şampiyonluk hedefiyle ne Fatihler, ne Sefalar, ne Musalar asla örtüşmüyor. Trabzonspor’da bir şekilde memuriyeti kabullenmiş, asla mesafe almamış, takımını bir vites yukarı taşımamış bu tip oyuncuları Trabzonspor’un daha fazla taşıması, en büyük ağırlıktır. O nedenle Başkan Usta’nın gördüğünden emin olduğum tabloya en kısa zamanda gelecek dönem için şimdiden bir müdahalede bulunması şarttır.

Saha değil, zemin avantajı

Peşinen söylemek isterim, Akhisar’ın bu sezonki başarısına kesinlikle gölge düşürmek için söylemiyorum... Ancak Akigolar’ın stat değil ama çok ciddi bir zemin avantajı var! Tabi o örtüye zemin derseniz. Rezalet, felaket. Federasyonun ceketli beyleri ne zaman popülist işleri bırakacak da şu sporcu sağlığı ve bahsi geçen marka değerine katkı için birşey yapacak merak ediyorum. Antrenör, futbolcu alacakları nasıl ki TFF’ye devrolup bu şekilde çözüm getirildiyse kulüp alacaklarından da zemin işleri artık TFF tarafından çözülmeli.

08 Şubat 2016, Pazartesi 01:30
YAZININ DEVAMI

‘’Hami hoca bu işi yapamaz!‘’

Çünkü Trabzon insanıdır, semtin adamıdır, dokunulması kolaydır.
Çünkü onca insana soyadıyla bile seslenmek yetmezken ona Hami diyebilirsiniz.
Çünkü çok fazlaca Avni Aker macerası yaşamış çook goller atmış, her kuşağa çook sevinç yaşatmıştır.
Çünkü soyunma odasını da bilir, sahanın içini de, futbolcunun ruh halini de, özelini de, anlar yani o havadan.
Çünkü ılımlıdır kapısı herkese açıktır, çabuk ulaşılır.
Çünkü gençtir, denenen ve hâlâ adı geçebilen sözde karizmatik heyecansızlar kadar bu işi yapma ihtimali vardır.
Çünkü ilk döneminde çok daha vasat bir kadroyla iyi işler başarmıştır.
Çünkü ön şart sunmaz, rakamsal anlamda ucuzdur, tazminat için işi TFF’ye değil zamana bırakır.
Çünkü efsanedir, sadece Trabzonsporlular değil herkes için.
Çünkü kredisi her zaman yüksektir, o forma ne demek en iyi anlatacak isimlerdendir.
Hami hocam... Düşündüm de bu kadar sebep varken olmaz gerçekten bence de!

Mbia için şimdi ne demek lazım?

Bazen bazı durumlarda birkaç kez yutkunduktan sonra konuşmakta fayda var.
Sonra mahcup olmak, konuştuğunuz insana ayıp etmek gibi sıkıntılar söz konusu olabilir.
Örneğin alınan değerli bir oyuncu için henüz o futbolcu sahada konuşmadan veya oynamasa bile yeni talipleri ortaya çıkmadan, alanlara beddua ederseniz yanlış olur.
Bahsettiğimiz oyuncunun Mbia olduğunu söylemek dışında hiçbir isme girmeyeceğim.
Ancak 2.2 milyon Euro
imza parası ile alınan bir futbolcunun şimdi resmen açıklanan 6 milyon Euro karşılığında bir başka takıma transfer olması kâr mıdır, zarar mıdır bunu sanki bir kez daha tartışmak, kısa süre öncesinin ‘hainlerine’ bir kez daha böyle bakmak gerekir sanki.
Yoksa pek adil olamayız...

05 Şubat 2016, Cuma 01:30
YAZININ DEVAMI

‘’Uzatmadan yazalım: Bu maç oynanmaz‘’

Trabzon'a erken gelmiş olduğum en için en azından uçuş sorunu yaşamadım. Ancak dün geceden itibaren kentteki yağış bize İstanbul'daki tabloyu hiç aratmadı. Tabi biraz farklı olarak... Belediyecilik deneyim işi, bunu bir kez daha anladık. Trabzon belki bu tip kar yağışlarına en azından merkezde pek alışık olmayabilir ama bu kadar hazırlıksız olmak da tuhaf. Sokakları geçtim sitemizde göreceğiniz kent meydanı fotoğrafları da anlatıyor, her yerde kar var! Ancak ben dükkanlarının önünü temizlemeye çalışanlar dışında bir hareket göremedim. O yüzden İstanbul'un karla olan sınavına yüksek not vermemiz gerektiğini anladım.

Taraftar için de imkansız

Hadi çok uğraşıldı, maç oynandı. Fakat 'büyük maç' havasındaki Beşiktaş karşılaşmasının seyircisiz oynanacağını da tahmin etmek güç değil. Kent merkezinde çay içerken birkaç arkadaşla sohbet ettik. Bir macera ve son bir Avni Aker anısı kaydetmek, karlı selfi çektirmek istemeyenler dışında genel kanı şu: Abi stadın üstü açık, ısıtma yok. Oynanmama, oynanırken durma ihtimali var. Televizyon başında oluruz ama hasta olmaya niyetimiz yok!

Avni Aker sezonu kapattı!

Halkın, "Bayağıdır böylesi yağmadı" dediği kar, Avni Aker'i felaket bir duruma sokmuş durumda. Eski ve sürekli tadilatla ömrünü tamamlamış Avni Aker'in zemini zaten problemliydi. Isıtmayı hiç sormayın bile. Zemin daha önce komple değiştiği için altyapıyla da örtüşme sıkıntıları vardı. Şimdi böyle bir Avni Aker'in çimlerine düşen bu ölçüdeki kar stadın zeminine de sezonu bile kapattırmış olabilir.

Giderek artış bekleniyor

Zemin üzerindeki karı temizleme çalışmaları saat 15.00 gibi başlayacak. Ancak görüştüğüm kulüp yetkilileri de umutsuz. Meteoroloji ile temas kurduklarını belirten idareciler, "Saat 18,00 gibi çok ciddi bir yağış bekleniyor. Çalışma yapılacak elbette ama pek umutlu değiliz" demekten kendini alamadı.

Yarın da çok zor

Maç artık hakemin iki dudağı arasında kalacak gibi görünüyor. O zaman da 2 ihtimal var malum. Ya yarına ya sonraya. Yarın için de pek hava şartları parlak değil. Bu geceden itibaren yarını da etkisi altında tutacak tipiden bahsediliyor. Bu da yarın ihtimalini zora sokuyor. Genel hedefler itibariyle Trabzonspor'u çok sarsmaz ama Beşiktaş için üst üste 2 erteleme hiç kuşku yok ki büyük sıkıntı.

24 Ocak 2016, Pazar 11:00
YAZININ DEVAMI

‘’Yaptı, yine yapabilir (mi)?‘’

Olimpiyat’ta sezonun hemen başında oynanan maçta Beşiktaş kağıt üzerinde favori olarak öngörülüyor. Daha uzun zamandır beraber oynamanın, ev sahibi olmanın avantajlarıyla... Ancak Trabzonspor, kağıt üzerindeki dengeleri yeşil zemindeki uyumu, yardımlaşması ve iyi finalleriyle bozdu. Bugün için ise durum hayli farklı. Beşiktaş deplasmanda bile olsa favori. Üstelik öngörüden de öte verilerle. Temposu, oyun üzerindeki çok çeşitli çözüm yolları ve yüksek sonuç alma iştahıyla. Yani bugün Trabzonspor’un kağıt üzerinde yazanları bozması için çok daha fazla şey yapması lazım. Hami Mandıralı’nın 3 günde tüm tabloyu değiştirmesi, şapkadan tavşan değil, slim fit kotun cebinden fil çıkarmak olur. Bunu beklemek doğru olmaz. Fakat en önemlisi futbolcuların isteği, arzusu olacak. Bu maçın kent ve kendi gelecekleri için ne demek olduğunu bilmeleri, Trabzonspor için işin olmazsa olmazı. Yoksa genel kalite konusunda bu futbolcuların çok büyük bir bölümü işlerinin ‘en iyileri’ arasında olduğu için Trabzonspor’dadır. Ara pas, kademe, yardımlaşma, doğru zamanlama yeni öğrenecekleri bir şey asla değildir. Öğrenmeleri, bilmeleri gereken tek şey kentin ve kariyer geleceklerinin kendilerinden ne beklediğidir.

24 Ocak 2016, Pazar 01:30
YAZININ DEVAMI