Arama

Popüler aramalar

‘’Geri vites değil‘’

Başkan Muharrem Usta’nın Lucescu ile başlayıp Ramos ile devam eden, kendi içinde örtüşse de mevcut tabloyla fazla uyuşmayan teknik adam açılımları, Hami Mandıralı ile noktalandı. Usta’nın ancak normal ekonomik-psikolojik durumlarda kabul görebilecek yabancı hocalardaki ısrarından vazgeçmesi geri vites değil, doğruyu bulmak olarak değerlendirilebilir. Olası bir ısrar, ille de ‘isimli hoca’ takıntısı, durumu olduğundan çok daha ağırlaştırabilir, geri vites yapacak uygun alan bile kalmayabilirdi.

Mandıralı kararı mantıklı

Sadi Tekelioğlu’na güzel ve yakışan teşekkürü yapan Usta’nın Hami Mandıralı tercihi aslında kendi projeleriyle de, halkla da, kulüp hedefleriyle de örtüşüyor. Başkan, kendi kendine dönen, yetiştiren ve aynı zamanda yarışan bir model peşinde. Bunu hazır, yetişmiş ve denendiği dönemde iyi karşılık alınmış Hami Mandıralı ile bir kez daha denemek, fantastik isimlerden daha mantıklı, anlaşılır.
Sokakta, tribünde ve camianın 7’den 70’e denebilecek taraftar ağacında da Hami Mandıralı’nın önemli bir karşılığı var. ‘Bombacı Hami’ yönetim için de bir paratoner etkisi yaratır, malum yabancıların 3-5 maçta tükenecek kredisi onunla çok daha fazladır.

Tek koşul şartsız destek


Ve mevcut kadro üzerindeki ‘tartışılmayacak’ ağırlığı. Kulübün efsanesi ve yeni jenerasyonun önemli bir temsilcisi. Kişisel hedefleri ve beklentisi 50. yılda büyük hedefler koyan yönetim için şanstır.
Tüm bu avantajların dezavantaja dönüşmemesi için de yönetimin Hami Mandıralı’ya şartsız destek vermesi, onu takım içinde asla tartıştırmaması, gerekirse alacağı radikal kararlara sahip çıkması işin olmazsa olmazıdır. Bu adımı atarak tepkilere değil, inandığı işe odaklanabileceğini gösteren yönetim, asıl krediyi Hami hocaya değil, kendi hedeflerine verdiğini unutmamalıdır.

23 Ocak 2016, Cumartesi 01:30
YAZININ DEVAMI

‘’Sahada da ‘feda' ve romantizm!‘’

Sadi Tekelioğlu’ndan kimse mucizeler beklemiyordu, daha önce de belirttiğimiz gibi... Mehmet Ali Yılmaz Tesisleri’ne altyapıdaki minikler için geldiği bir günde TV’den izlediği Cardozo’nun, Mbia’nın hocası oluvermişti. Haliyle mucize yaratmadı, idare etti, tartışılacak, çok eleştirilecek işler yaptı. En basitinden dün...

Hatalar silsilesi

Muhammet’i harcamamak (!) adına fizik açıdan hazır olma Cardozo ile başlaması... 2-0’da sahaya sesi duyurup -burada genel bir sistemsizliğin problemi de var aslında- takımı kontrol altına alamaması... Deplasmanlarda -Fenerbahçe ve Kasımpaşa’da da olduğu gibi- önce kaybetmeyelim kafasıyla oynaması... Niyetinin kötü olmayacağından eminim ama her iyi niyetlinin de birkaç romantik proje uğruna çok yüksek seviyelerde olması da ne kadar doğru, tartışılır.

Yönetimin çelişkisi

Çünkü içinde bulunduğumuz cangıl fazla acımasız, her maçın değeri 1 milyon TL... Oyuncuların maçbaşları vs gibi kalemleri de koyarsanız katlanır. Bir yandan özel uçak-tarifeli uçak farkından gelecek 200-300 bin Euro’nun romantizmiyle duygulara hitap ederken, diğer taraftan değeri milyon liraları aşan sportif mücadeleyi bu kadar kaderine bırakmak gerçekten ciddi bir çelişki.

En kötüsü kararsızlık

Sakın yanlış anlaşılmasın, eğer Sadi hoca değil de Ramos ya da Lucescu olsaydı, Trabzonspor fark atardı demiyorum. Sadece şunu söylemeye çalışıyorum; eğer gerçekten ama gerçekten Sadi hoca tamamlayacaksa sezonu bu güven kendisine, mesaj da takıma verilmeli. Her gün birkaç defa, “Acaba yeni hoca ne zaman gelir?” diye düşündürdüğünüz bir hocadan da, ona emanet ettiğiniz takımdan da, ortaya çıkacak sistemden ve en sonunda skordan da bir hayır gelmez. 1 ay 10 gündür görevde olan ve bu nedenle haksızlık yapmak istemediğim başkan Usta’nın da bizim kadar durumun farkında olduğunu düşünüyor, fakat çözüm geciktikçe kararsızlığın faturasının çok daha artacağını hatırlatmak istiyorum.

Sonucu değersizleştirmez

Trabzonspor adına sayabileceğimiz olumsuzluklar Bursaspor’un haklı galibiyetini asla değersizleştirmez. Stadın hakkını veren Yeşil-Beyazlı taraftarın ittiği futbolcular, yaptıkları geri dönüşle büyük bir özgüven kazandı. Sercan ve Serdar Aziz gibi 2 sürükleyici oyuncunun kattığı ruhun da bu 3 puanda büyük rolü vardı. Zaten bırakın geriye düştüğünüz maçı, hiçbir kapışmayı rakipten daha az isteyerek kazanamazsınız. Birileri öne çıkacak, diğerleri de onlara uyacak.

18 Ocak 2016, Pazartesi 01:30
YAZININ DEVAMI

‘’Luce olmuyorsa bir tek Ramos‘’

Trabzonspor şimdiden 50. yılın; yani önümüzdeki sezonun planlarını yapıyor. Hem sportif hem de ekonomik olarak bu gayet mantıklı. Lucescu temasının zaten bizzat kulüp açıkladığı ve doğruladığı için gelişmelerle ilgili bir şey demeye daha gerek yok. Belli ki en azından şimdilik olmuyor. Sezon sonuna bırakma ihtimali de son derece riskli. Çünkü burada yaşanabilecek bir zaman kaybı, Trabzonspor'a 50. yılında çok büyük zarar verir. Yönetimin önünde çok isim var. Önerilenler ve düşünülenler... Ancak genel tabloya şöyle bir baktığımızda sanki en doğru isim Juande Ramos.

Böyle bir modelin peşinde

Mevcut kariyerli futbolcuları oynatmak için de başarı için de ekonomi için de Sevilla ile üst üste kazandığı UEFA Kupası, son derece mutevazi bir kadroyla gelmişti. O kadrodan çok sayıda yıldız yetişmiş ve satılmış, yani kulüp hem kar etmiş, hem de başarılı olmuştu. Trabzonspor da zaten Başkan Muharrem Usta ile böyle bir modelin peşinde. Yani Porto gibi, Shakhtar gibi, Dortmund gibi, Sevilla gibi her sezon yarışan ve yıldız yetiştirerek para kazanan bir kulüp. Lucescu'ya neden gidildiyse, şu anda da Ramos'un kapısı bu yüzden çalınabilir.

11 Ocak 2016, Pazartesi 11:00
YAZININ DEVAMI

‘’Hekimoğlu muhalefeti‘’

Trabzonspor’da 13 oyla, hem de 3 bin barajının üzerine çıkarak seçim kaybetmek pek kolay hazmedilebilecek bir durum değil. Son kongrenin öncesinde oluşan pozitif hava ve İbrahim Hacıosmanoğlu’nun yenilgiden ders çıkaran tavrı kadar Celil Hekimoğlu’nun kaostan beslenmeyen durumu da Muharrem Usta’nın koltuğunda huzurla oturmasında en önemli etkenlerden biriydi.

Yaklaşık 1 ay geçti seçimin üzerinden.

Hacıosmanoğlu verdiği sözü tuttu, kongre sonrasında seçilenlerle değil kendisiyle hesaplaşıyor. Seçim kaybetmenin dünyanın da, yeni seçim ortamlarının da sonu olmadığını en iyi kendi geçmişinden bilerek...

Hekimoğlu ise muhalefet yapıyor. Kendisine oy veren 3 bin delegeden aldığı hakla... Soruyor, işaret ediyor, ‘ben olsam’ diyerek fikirler veriyor, testi kırılmadan uyarıyor. Trabzonspor adına yeni bir muhalefet şekli geliştiriyor yani. Bu işin böyle medeni şekilde de yapılabileceğini gösteriyor. Üstelik sadece diğer muhaliflere de değil. Kente bile... Yanında duramadığından ölesiye nefret eden, her yolu mübah sayan herkese. Önce seçimde aldığı ciddi oyla kazanmıştı aslında, şimdi de bu tavrıyla kazanımlarını sürdürüyor Hekimoğlu.

Tekelioğlu’na açık mektup

Hocam, seninle bu konuları çok konuştuğumuz için gönül rahatlığıyla söylüyorum; senin Trabzonspor’daki misyonun sadece galibiyetler olamaz.

Hocam, sen de biliyorsun ki seni tatmin edecek şey 3 puanlar olamaz. O yüzden bazen sistemini, tercihlerini eleştirsek bile sen de biliyorsun ki, amacın bu olsaydı böyle bir zamanda o ateşten gömleği sırtına geçirmezdin.

Hocam, bir kardeşin, bir gazeteci dostun... Sen her nasıl görüyorsan o sıfatla devam et okumaya...

Bana sorarsan senin en büyük misyonun bu takıma ışık gördüğün kaç isim varsa çıkarmaktır.

Bana sorarsan senin en büyük mutluluğun yetiştirdiğin bir kardelenle, maçı kulübede değil evde bile izlesen gurur duymaktır.

Hocam, her açıdan en uygun en doğru zaman. Ayıpladıkların, kızdıkların gibi olmamak için hala süren var.

Lucescu olmazsa ne olur?

- Belki daha hayırlı olur...

- Trabzonspor güçlü kulüptür illa ki eşdeğer bir hoca bulur...

- Türkiye’deki büyük takımların ‘imdat çekici’ Luce, “Artık Türkiye’ye dönmem” demiş olur.

- Muharrem Usta için bir yenilgi sayılmaz...

- Lucescu, Trabzonspor’da yaşayacağı ve her kula nasip olmayacak bir deneyimi ıskalamış olur.

50. yıl projesi

Muharrem Usta’nın belki de en çok heyecan yaratan projesiydi 50. yılda, yani 2016-2017’de şampiyonluk. Çünkü 2010-2011 travmasından en çok etkilenen Trabzonspor’a yeni bir heyecan getirmek, takımı ve kenti tekrar sahaya çekmek demekti bu iddia. Çünkü taraftar bir yere kadar ilgilenir kulübün kasasıyla. “Biletimi alır, formamı giyer maça giderim. Borcu da ben düşüneceksem başkan olurum” kafasındadır, çok da haksız sayılmazlar. 50. yıl projesinin olmazsa olması ligin 2. yarısının iyi planlanması. Hocadan transfere kadar. Çöpsüz üzüm tadında bir kadro sunmazsanız hocanın adının hiçbir önemi olmaz. Bakınız yakın gelecekte kurulmuş olan tarihin en iyi kadrolarına. Camianın tamamının her türlü desteğini arkanıza almazsanız olmaz. Bakınız muhalefet yapacağım derken kulübe verilen zararlara. Yani en çok heyecan verdiği şüphesiz 50. yıl projesi için Başkan Muharrem Usta’nın yükü sandığından da ağır olacak.

03 Ocak 2016, Pazar 01:30
YAZININ DEVAMI

‘’Trabzonspor'un kendiyle imtihanı‘’

Fenerbahçe maçında da benzer bir kurgusu, öngörüsü vardı Sadi hocanın. Önce tutalım, kaybetmeyelim, sonrası Allah kerim...

Sabah altyapı koordinatörü, öğleden sonra Trabzonspor’un hocası olmuş, ne kadar kalacağı ise belirsiz bir hocadan müthiş atılımlar beklemek zaten fazla iyimser, durumu idare ediyor diyebilirsiniz.
Ancak hocadan şunu beklemek de sanırım her Trabzonsporlu’nun hakkı; kadronun hakkını vermek. Yani dünkü gibi yapıp bir maça forvetsiz başlamamak.

Üstelik kulübede Muhammet gibi kendi büyüttüğü, geliştirdiği, vitrine koyduğu bir genç yetenek varken.
Üstelik her açıdan en iyi zaman söz konusuyken.

Kasımpaşa karşısına forvetsiz -ki forveti varken bile sistemi olmadığı için zorlanıyorken- çıkmak, oyunu rakibe bırakmaktır, 1 puanı kar saymaktır. Bu karar Trabzonspor’u neredeyse 90 dakika boyunca sahada ezdirdi, duran toplar dışında pozisyon bulamamasına sebep oldu. Resmen Trabzonspor’un rakibi de, el freni de kendisi, oyun görüşü oldu.

Sadi hocanın iyi niyetine kimsenin sözü olmaz ama belli ki çok fazla o da kendi geleceğini Trabzonspor’da görmüyor, riske etmiyor, kötü anılmak istemiyor. Ancak kötü anılmamayı sadece yenilgi sayısıyla ölçmek doğru bir matematik sayılmaz bu seviyede. En yakın örnek camianın genç değeri Hami Mandıralı’dır. O da her maç öncesi hoca arandığını bile bile riskler aldı, kendi bildiği, inandığı oyunu oynattı, hafızalarda iyi izler bıraktı.

Hoca kararı verildi!


Tüm bu yaşananların neticesinde sanırım Başkan Usta da teknik direktör konusunda kararını netleştirmiş, arada bir gündeme gelen ‘sezonu böyle tamamlayalım’ düşünceleri tamamen aklından silinmiştir. Trabzonspor eğer 2017’de büyük yatırım yapacak, şampiyonluk kararlılığı ile yola çıkacaksa o zaman ligin ikinci yarısı sanılandan daha kıymetli.

Başkanın işi zor

Başkan Muharrem Usta’nın işi gerçekten zor. Evet, kolaya talip olmadı ama sahadaki durum kulübün ekonomisinden daha zor çözümlemeler gerektiriyor. Şimdi bu kadroyu, yıldızları neye göre, hangi maça göre, hangi performansa göre değerlendireceksiniz! Orta sahanıza, kanatlara nasıl kızacaksınız! Sistemsiz, sürekli değişen kadrolar için sağlıklı bir tercih yapmanız her geçen gün biraz daha zorlaşıyor. Kağıt üzerindeki kadro gerçekten de iştah kabartacak, gelecek için umutlanacak kadar iyi ama ortadaki ürün her geçen gün heyecanını yitiriyor.

Aykut ve Mustafa...

Genel olarak ikisi için de fikrim hep şu şekildeydi; Trabzonspor’un ilk 11 oyuncusu gibi değiller.
Çünkü çok istikrarsızlardı, rotasyonlardan kötü dönüyor, rekabetten olumsuz etkileniyor, zor konsantre oluyorlardı. Fakat inanılmaz bir değişim içinde ikisi de. Sakarlıklarından kurtuldular, yardımlaşmayı adeta yeniden öğrendiler. Aykut çok itici gelen itirazlarından arındı, sakinleşti. Mustafa’nın da bunu başarması lazım. Ve bu ikili böyle oynamaya devam ederse onları kimse kolay kolay kesemez.

27 Aralık 2015, Pazar 01:30
YAZININ DEVAMI

‘’Usta'nın şifreleri‘’

Seçim öncesi buluşmamızda özellikle ve defalarca altını çizmişti, ‘plan’ ve ‘proje’ insanı olduğunun. Kurumsal bir yapının yöneticisi olduğu için bunu ‘normal’ karşılamış, futbol cangılı içinde hayata dönüşmesinin ise zor olduğunu düşünmüştüm. Zira ne plan, proje yaparsanız yapın bu alemde top direklerin arasından geçmediği sürece hikaye.

Ancak sportif açıdan devraldığı tablo Usta’nın şansı oldu. Trabzonsporlular, kupa galibiyetine bile sevinir hale geldi. Bu da Usta’ya ihtiyacı olan zamanı da, plan-proje şansını da tanıdı.

Usta gerçek bir doktor edasıyla nabız ölçüyor. Bir durum ortaya atıyor, tartıştırıyor.

Önce Lucescu, sonra Ersun Yanal... Usta’nın 2 projesi.

Tartışılıyor, tartışılacak. Gündem olmaksa gündemin kralı. Kimsenin ‘Ne alaka’ demeyeceği isimler. Bir yandan da kendi gizli gündemi var sanki Usta’nın. Sakladığı, tartıştırmadığı, yaklaştığı. Vakit en büyük şansı, ancak bu futbol cangılında her canlının hep daha hep daha fazla istediğini de unutmaması gerekir başkanın. Çünkü kimse bu sezonun gerçekçi hedefine bakmaz.

Ekonomik açıdan da Usta’nın yakın vadede sıradışı açılımlar yapacağını düşünüyorum. Hem takıma dair hem kurumsal kimlik bazında. Takıma dair olanlar risk içerecektir ama kurumsal açıdan atılacak adımlar yakın gelecek için kaçınılmaz.

Muhammet Beşir...

Yetişmiyor değil Trabzonspor altyapısından oyuncu. Çok var. Ligdeki 61 numaraları düşünseniz, Trabzonspor’dan yolu geçenleri bir aklınıza getirseniz ortaya çıkar. Sıkıntı o çocuklara kentin ne kadar sahip çıktığı, şans tanıdığı aslında. Önce hep böyle oluyor, Muhammet gibi el üstünde tutuluyor, bir yıldız doğuyor! Sonra... En kolay nüfus kağıdında ‘Doğum yeri: Trabzon’ yazanlar ıslıklanıyor. En kolay onlara dokunuluyor. Yıllarca sadece ‘sempatikliğinden’ para kazananlar, kral gibi yaşayanlar unutuluyor.
Bakalım Trabzon şehri Muhammet’e ne zaman dokunacak!

Transfer çıtası

Kim ne derse desin, Trabzonspor’da İbrahim Hacıosmanoğlu transfer çıtasını çok farklı bir noktaya taşımıştır. Bugün ‘Trabzon’a gelmez’ algısını kırmış, Malouda, Bosingwa, Cardozo, Mbia, Ekici, Erkan, Cavanda, N’Doye, Marko Marin gibi isimlere Trabzonspor formasını giydirmiştir.
Maliyet-fayda ilişkisi tartışılır, ancak ‘yıldız’ denilince hep bu dönemler akla gelecektir yenisi yapılana kadar.
Yenisi yapılana kadar...
Yani şimdi Muharrem Usta ve ekibinin transferle imtihanı söz konusu olacak. Hacıosmanoğlu’nu çok ağır eleştirenler yakında Usta için de ‘Hacıosmanoğlu kadar yapamadı’ derse şaşırır mıyız!,

Tolga Zengin karakterdir

Hata yaptı mı, yaptı. Formsuz günler geçirdi mi, geçirdi.
Ancak Tolga Zengin için bir maçtan kaçtığını söylemek, düşünmek, ona oradan vurmak ayıptır. Beşiktaş kaleci arayabilir, alabilir.
Yine ancak, mevzu sadece kaleci mevzusu değildir. Tolga Zengin, idol olduğu Trabzon’dan gelip, Beşiktaş’ta kaptan olmuş, önemli bir karakterdir.
Ve size bazen en az kaleci kadar karakter gerekir. Tolga’nın şansı, bunu en iyi anlayacak, Şenol Güneş gibi bir isimle çalışıyor olmasıdır.
Daha önce de yazmıştım diye hatırlıyorum ama Tolga Zengin, futbol sonrası Trabzonspor’un vitrini olmalıdır. En az saha içinde olduğu kadar camiaya hizmeti dokunacaktır.

25 Aralık 2015, Cuma 01:30
YAZININ DEVAMI

‘’Konsantre edilirse...‘’

Muharrem Usta, kendi deyimiyle ‘plan-proje’ adamı olduğunu gösteriyor. Kısaca bakalım...

Kongre öncesi ılımlı tavrı, tansiyonu düşürmesi, hatalarından ders alıp sahaya inip seçimi kazanması.

Seçim sonrası teknik adam olarak Luce hamlesi, gündem belirlemesi.

Taraftara yönelik adımlar, eski başkanlarla yarattığı ‘büyük aile fotoğrafı’.

Ve son olarak, “Luce olmuyorsa, takılıp kalmayız, ağzımızdan çıkanın esiri olmak yerine, yeni laflar söyler onları destekleriz” hamlesi. Yani Ersun Yanal ismi.

Yanal, avantajı çok bir hoca Trabzonspor için. Tanışıklığından tutun, eski kazanımlarının yarattığı krediye kadar.

Olabilecek en iyi yerlilerden. Ancak tek dezavantaj var. Usta’nın eski başkanlardan aldığı yanıtın altındaki sırrın harflere bürünmüş hali gibi; KONSANTRE EDİLİRSE!

Hedefi 2017’de şampiyonluk olarak koymak zaten başlı başına bir motivasyon kaynağı ama yetmez. Yanal sosyal açıdan çok kolay bir insan değil. İletişimde ve çalışma düzeninde mutlaka otoriterlik de içeren bir destek verilmeli.

Her açıdan, ilk dönemindeki gibi motive, hırslı ve takımı bu kadar erken devralıp gelecek sezon hedefiyle yola çıkacak bir Ersun Yanal, Trabzonspor’a ekstra hava kadar.

21 Aralık 2015, Pazartesi 01:30
YAZININ DEVAMI

‘’Her şeyden daha önemli‘’

Maç bambaşka skorlarla bitebilir, Antalya da kazanabilir, puan cetvelinde birkaç basamak oynama olabilirdi. Böyle maçlar daha önce de oynandı, bundan sonra da oynanacak. Ancak dün gece protokol tribünündeki görüntü bir daha yaşanır mı bilmem ama bundan önce hiç yaşanmamıştı.

Büyük fotoğraf

Kongre öncesinde 3 başkan adayının birlikte verdiği poz ve mesajlar nasıl kongre salonuna da yansımış, Trabzonspor gerçekten de kavga-gürültü beklenen seçimini çok medeni bir şekilde tamamlamışsa, bu görüntünün de yansımaları mutlaka olacaktır.Burada Başkan Muharrem Usta’nın davetinden tutun, o davete icabet edenlere kadar herkesin gösterdiği olgunluk çok kıymetlidir.

En önemli güç

Belki sandıktan başka bir sonuç çıksa böyle olmayabilirdi diyeceksiniz ama sonuçta olanın üzerinden, niyet okumadan, beyanı ve eylemi esas kabul ederek davranmanın daha doğru olacağı kesin. O doğru da diyor ki, bu tablo eğer kente, tribünlere, bu isimlerin vereceği desteğe ve sinerjiye yansırsa o zaman Trabzonspor gerçekten de arkasına büyük bir güç almış olur. O güç Cardozo’yu da oynatır, yeni Cardozolar da getirir, konulan büyük hedeflere yürürken arkadan itecek en önemli rüzgar olur.

Şehir uyuyor

Trabzon’da bir iddia vardı, eski yönetim var diye, kulübede şunlar bunlar oturuyor diye taraftar takıma küsmüştü. O iddianın da öyle bir iddianın peşine takılmanın da ne kadar gereksiz olduğu dün yine ortaya çıktı. Muharrem Usta’nın şehri stada taşıması görünen o ki eski başkanlarla buluşmaktan daha zor olacak. İlk yarının son, daha da önemlisi Avni Aker’in son sezonunda bu ilgisizliği her şeyi bir kenara bırakın skorlarla bile açıklamak imkansız. Bu şifreyi de çözerse Usta, en az 2 transfer etkisi yapar takıma.

20 Aralık 2015, Pazar 01:30
YAZININ DEVAMI