‘’Penaltı kararı doğru‘’
İbrahim Toraman'ın, Olcan'ın hem kolunu tutma hem de kaleye gidişini engellemeye yönelik yaptığı hareket net penaltı. İkinci yarıda Felipe Melo'nun her ne kadar yerde olan topa kayarak, ayak tabanını normalinden fazla kaldırıp aşırı güç gösterisinde bulunması tehlikeli bir müdahale olduğu söylenebilir. Melo'ya çıkarılan sarı kart tamamen kararında ve yeterli. Volkan Bayarslan için önemli sayılabilecek bir sınav başarıyla tamamlandı. İlk defa büyük bir takımın maçını yönetiyor olmasına rağmen, hataları az da olsa vardı. Ama bu durum tamamiyle doğal. Örneğin, 6. dakikada Sivassporlu oyuncu kayarak Olcan'a sert bir harekette bulundu. Sarı kart gösterilmesi gerekiyordu. Yine Bayarslan'ın penaltıda pozisyonunda düdüğü geç çalması, ilave yardımcı hakemden haber geldiği izlenimini uyandırdı. Bunlar belki küçük detay gibi gözükebilir. Ancak sonuç olarak bakıldığında sırıtmayan bir yönetim sergiledi Volkan Bayarslan.
‘’MHK'nın kredisi bitti‘’
Yaklaşık 10 yıla yakın süredir bir iki başkan değişikliği dışında bugün bu MHK’da görev yapanlar aynı isimler. Zekeriya Alp, hakem kökenli değil. Hakemlikten gelmediği için bazı durumlarda birilerine danışmak zorunda kaldığı oluyor. 3 yıldır MHK Başkanlığı yapıyor. Şu an herkes hakem konuşmaya başladıysa kredisi bitmiş demektir. Kendisinin ve hakem camiasının büyük yaralar aldığı birtakım olayları da gördük. Halis Özkahya, Meireles olayında federasyon tarafından hakem raporunun yanlış ve uydurma yazıldığına karar verildi. Meireles’in cezası düşürüldü.
Neler gördük neler
Büyükşehir Belediyesi’nde çalışan Volkan Bayarslan Belediye’nin maçına verildi. Barış Şimşek, Kasımpaşa-Beşiktaş maçında MHK Başkanı kural hatası ‘yok’ dedi. Federasyon tersini söyleyince ‘istifa edeceğim’ deyip etmedi. Bu sezon öncesinde MHK içinde değişiklik yapmak istedi. Ancak beceremeyince bu kez 4 kişiyi ‘hakem izleme-yetitirme’ adı altında görevlendirdi. Bunun üzerine iç kavgalar yaşanmaya başladı. Hakemlere Avrupa’nın en iyi eğitimini verdiklerini söylediler. Ancak hakem hatalarının konuşulmadığı bir hafta geçmedi. Yine bu sezona başlarken, ‘Hakemlik onurunu ve otoritesini saha içerisinde sarsan kim olursa olsun müsaade edilmeyecek. Buna izin veren hakemlerle çalışmayacağımızı onlara söyledik’ şeklinde önemli ve iddialı açıklamalarda bulunuldu.
Daha 3. haftada
Daha sezonun 3. haftasında Trabzon kalecisi Onur, Cüneyt Çakır’dan sonra FIFA Listesi’nin 2 numaralı hakemi olarak düşünülen Halis Özkahya’nın yüzüne karşı hakemlik adına, kişiliğini, otoritesini dağıtıp yerle bir etmesine rağmen oyundan atılmadı. Bundan sonra Halis Özkahya, maç almaya devam edecek mi, yoksa sezon başlamadan dedikleri gibi artık ona görev vermeyecekler mi? Ben açıklamalarının gerçekliği açısından merak içerisindeyim. Eylül ayında yenilenecek FIFA Listesi’nden çıkarmayı düşündüğünüz Fırat Aydınus’la Bülent Yıldırım’ın, FIFA koşularında ‘koşamadıkları’ bahane ediliyor. Ancak bakıldığında Aydınus, Trabzon-Fenerbahçe maçına; Bülent Yıldırım’ı da zor gördüğünüz kritik maçlara gözü kapalı veriyorsunuz.
Yerlerine düşündüğünüz Tolga Özkalfa ile Ali Palabıyık’ın genel performansları bir tarafa... Uilenberg’e de izlettirdiğiniz karşılaşmalardaki pozisyonlarda Tolga Özkalfa, dışarıda olan pozisyonu içeri taşıyıp penaltı verdi. Ali Palabıyık ise pozisyonu açık ve net görmesine rağmen sorumluluğu ilave yardımcı hakemine yıkarak olmayan penaltıyı çaldı.
‘’Beşiktaş'ın iki penaltısı verilmedi‘’
Uzun bir süredir Beşiktaş maçlarına çıkmayan Hüseyin Göçek MHK’nın ‘kolay geçer’ düşüncesiyle bir anlamda ‘barıştırmak’ için atandı bu karşılaşmaya. Ancak düşündükleri gibi geçmeyen ve Göçek adına zor bir karşılaşma oldu. Maç boyunca üzerindeki tedirginliği net bir şekilde görebildik. Bence verdiği en doğru karar Kerim’e aldatmadan dolayı gösterdiği sarı karttı. Ancak Beşiktaş adına tartışılacak çok önemli iki pozisyon da vardı. 14. dakikada Töre topa dokunduğu an Ali Adnan ayağına net darbede bulundu. Yine 66’da Giray topla ilgisi olmadan Töre’nin üstüne sıçrıyor, topa da müdahalesi olmuyor. Bence bu iki pozisyon da kritikti ve bana göre penaltıydı.
‘’Aydınus iyi yönetti‘’
Oyunun ne kadar zor olduğunu sanırım maç öncesinde herkes tarafından ön görüldüğü bir mücadeleydi. Tabii hakem için düşündüğümüzde tablo bu şekildeydi. Oyunun geneline baktığımızda belki bir kaç sezondur yaşadığımız seyirci taşkınlığı ve baskısının saha içerisine yansımadığı bir karşılaşma oldu. Böyle olunca oyunun kontrolünü maçın sonuna kadar Fırat Aydınus elinde bulundurmayı başardı. Zaman zaman kart gösterilmesi gereken bazı pozisyonlar da sözlü ikazlarda bulunmasına rağmen bu maça istinaden tolere edilebilecek bir yaklaşımı kabul edebiliriz.
Halilodzic’e izin vermedi...
Dünya Kupası'ndaki Halilhodzic'in hakemlere yönelik tavırlarını hatırladığımızda, yardımcı hakem Serkan Oka da o tarz bir itirazda bulundu. Ancak Fırat Aydınus'un buna izin vermeyeceğini net biçimde gösterince saha içerisinde olabilecek itirazların ve sert oyunun da önüne geçmiş oldu. Çok fazla pozisyon gelişmedi. Buna rağmen 6. dakikada Musa Nizam, Emenike mücadelesinde yine 23. dakikada Diego'nun penaltı beklediği pozisyonlarda devam kararı doğruydu.
‘’En doğru tercih‘’
"En isabetli karar. Önceki yıllarda gerginliğiyle öne çıkan bu karşılaşmaları daha önce de çok iyi yönetti. Disiplini mutlaka elinde bulundurmalı. Ancak futbolcularla iletişim kurarken, pozisyonları anlatma gereksiniminden ve aşırı gülümsemeden uzak durmalı"
Bu maça Fırat Aydınus'un atanacağı belliydi. Süper Kupa Finali'nde FIFA listesi dışında hakem ataması yapan Merkez Hakem Kurulu, Mustafa Kamil Abitoğlu'nun maçın kontrolünü elinde bulunduramamasıyla da eleştiri oklarının hedefindeydi. Bu da, Trabzonspor-Fenerbahçe mücadelesine FIFA kokartlı bir hakem atanacağının garantisiydi. Şu an için bakıldığında en doğru ve isabetli karar olduğunu söyleyebiliriz.
Neden Fırat Aydınus?
Cüneyt Çakır'ın ilk haftada düdük çalmasının yanı sıra Avrupa Şampiyonası Grup Elemeleri'nde maçı vardı. Halis Özkahya ilk hafta Bursa-Galatasaray karşılaşmasını yönetti. Barış Şimşek, Trabzonlu fakat MHK, İstanbul ve Ankara'da görev yapan FIFA hakemlerine o ilin karşılaşmalarını veriyor. Bu illerin dışındaki FIFA kokartlı hakemleri kendi illerindeki takımların maçlarına görevlendirmiyor. Mete Kalkavan, deneyim açısından eksik kalabilirdi. Bu yüzden atamanın dışında kaldı. Bülent Yıldırım, en son Trabzon'da yarıda kalan maçın hakemiydi. Geriye Hüseyin Göçek ile Fırat Aydınus kalıyordu.
O işi abartmamalı!
Fırat Aydınus'un daha tecrübeli olması MHK tarafından görevlendirilmesine neden oldu. İki takım arasındaki husumet de göz önüne alındığında Fırat gibi tecrübeli bir hakemin bu 90 dakikada düdük çalması önemli. Yanlış bir atama olarak gözükmüyor. Bundan sonrası Fırat Aydınus'a kalmış. Bu tip maçları çok yöneten, Avrupa deneyimi olan bir hakem, mücadeleye iyi hazırlanmalı. Abartmadan ama çok da gereksiz olmamak şartıyla oyunun disiplinini mutlaka elinde bulundurmalı. Oyunculara bazı pozisyonları anlatma gereksinimi hissediyor. Bunu abartılı yapmamalı. Oyunculara iletişim kurarken, bazen aşırı gülümsüyor. Bu dışarıdan çok da hoş görünmüyor.
Serdar Tatlı
‘’Onur'a faul yok!‘’
İzlanda Takımı mütevazı bir ekip. Sadece sahada futbol oynamaya çalışan bir takım olduklarını gösterdiler. Yardımlaşma, topu kullanma, oyuna konsantrasyon olarak bizden ne kadar iyi olduklarını, net biçimde maçın her anında izledik. Aslında takım olarak da oyun olarak da fert olarak da sahada kötü bir milli takım vardı. Birinci ve ikinci golde, kaleci Onur Kıvrak’ın ciddi hataları oldu. Hemen şunu belirtelim ki, yediğimiz birinci golde İzlanda adına herhangi bir faul sözkonusu değil. Onur hem iyi yükselemedi hem de Ersan’ın bir teması vardı kendi kalecisine.
Voleybolcu gibi!
Ömer Toprak, 4 dakika önce sarı kart gördüğü pozisyon sonrasında anlaşılmaz bir hareket yaptı. Oyundan o kadar kopuk ki, anlamsız bir biçimde topa eliyle net biçimde voleybol oynar gibi dokundu. Anlaşılmayan şu; hakemin, doğru olarak ikinci sarı kart ve kırmızı kart göstermesinden sonra diğer oyuncularımızın itiraz etmeleri sarı kart görmeleri. Yeri gelmişken hemen söyleyelim, İvan Bebek’i maçın genelinde çok beğendim. Bir defa oyunun başında, gereksiz şekilde yere düşüp faul beklentisi içerisinde olan oyunculara taviz vermeyeceğini ortaya koydu. Oyunun kontrolünü, elinde bulundurdu. Disiplin uygulamalarında da doğru kararlar verdi. İlk yarının son anlarındaki bizim adımız olan penaltı beklentisi kol doğal konumdaydı. Çarpma olarak değerlendirdi ki, doğru karardı.
Serdar Tatlı
‘’Kırmızı kart nerede?‘’
Enteresan olan şu: Karabük beraberlik golünü bulduktan sonra Erkan Kaş, Kuyt’a kayarak sert bir darbede bulunuyor. Hakem de sarı kart gösteriyor. Bir defa bu hareketin karşılığının direkt kırmızı kart olduğunu söylemeliyim. Hem Mustafa İlker Coşkun’a gösterdiği sarı karta hem de Erkan Kaş’a yapmış olduğu bu hareket nedeniyle şaşırıyorum. Maçın geneline baktığımızda 5 golün tamamı defansif hatalardan kaynaklandığını gördük. MHK Başkanı, sezon başında altını çizerek şunu söyledi: “Kesinlikle hakemlere talimatımız var. El-kol hareketi yapan oyuncuları cezalandırınız.” Şimdi, bu kadar yetki almış olmasına rağmen ilker Coşkun’a soruyorum, “Sen karakter ve kişilik olarak düzgün bir hakemsin. Önün açık. Ama kardeşim 61. dakikada Caner, yardımcı hakeme dönüyor eliyle, koluyla itirazda bulunuyor. Neden yaptırım uygulamıyor gerekli cezayı vermiyorsun. Sen doğruyu yap, biz de senin arkanda olalım.
‘’Abitoğlu sınıfta kaldı‘’
Buna rağmen maçın 21. dakikasında Alex Teles, Emre'nin Galatasaray'ın ceza alanı önünde çok net bileğine bastı. Abitoğlu, avantaj uyguladı. Aslında serbest vuruş ve sarı kart gösterilmeliydi Telles'e. Bunun üzerine Emre de alışagelen tepkilerini tekrarladı. Aynı Abitoğlu, bu kez Emre'ye sarı kart gösterdi. Ancak, Burak'ın ayağındaki topa kayarak yapılan nizami, faul olmayan bir hareket sonrasında. Bu iki pozisyonda Abitoğlu'nun yorumlama hatası maçı bir anda kendisi adına zora da sokmuş oldu. Özellikle en kritik kararlardan biri, 26. dakikada kaleci Volkan'ın Yasin'in önünden, ceza alanı dışında topa eliyle müdahale ettiği pozisyondu. Abitoğlu fakat korner kararı verdi. Ancak ceza alanı dışında gelişen pozisyon için Galatasaray lehine serbest vuruş kararı verilmesi gerekirdi. Volkan'a da sarı kart gösterilmeliydi. Bir başka önemli maç esnasında yaşanan olay ise 76. dakikada yaşandı. Yardımcı hakem Serkan Ok sakatlanınca yerine Ali Palabıyık girdi. Şunu belirtmekte fayda var. UEFA, 6 hakem uygulaması yaparken 4.
hakemleri yardımcı hakem kadrosunda görevlendiriyor. Zaten 2 tane ilave yardımcı hakem bir alternatif oluşturmakta. Maçın yardımcı hakemlerinden biri sakatlandığında ise 4. hakem, yardımcı hakem için opsiyon oluşturmalı. Ali Palabıyık hata mı yaptı? Hayır. Ancak, bunu da göz ardı etmemek gerekir.