Balıkesirsporlu Sercan Yıldırım, ceza alanına girdiği an ilave yardımcı hakemin görev yaptığı bölgeye yaklaşık 1 metre mesafedeydi. Trabzonsporlu Musa Nizam ise onu takipteydi. Musa’nın fiziki olarak
Sercan’ın ne ayaklarına ne de diğer bölgelerine teması var. Gecikmeli bir penaltı kararı geldi. Pozisyonun penaltıyla uzaktan yakından alakası yok. İlginç olan başka bir durum da yaklaşık 5 haftalık cezadan sonra Tolga Özkalfa’nın yine skandal sayılabilecek kararla dönüşünü izledik.

Derbide Cüneyt Çakır, maçın genelini hep kontrol altında yönetti. Ancak Veli’nin, Sneijder’e yaptığı hareketteki kırmızı kart ağır karardı. Burada sarı verilseydi, çok da yanlış bir karar olmazdı.

Saha şartlarının, zeminin ağırlığı bir gerçek. Ancak buna rağmen zirveyi hedefleyen iki takımın daha göze hoş görünen bir futbol ortaya koyması gerekirdi. Galatasaray, oyunun tamamında sakinliğini yansıtarak Beşiktaş’ın özellikle bu sezon gösterdiği kırılgan yapısını fevkalade şekilde kendi avantajına dönüştürmeyi başardı. Melo’nun Beşiktaş’ın Atiba’nın yokluğunda orta sahasında en önemli oyuncusu sayılan Veli’yi sinirlendirerek oyundan düşürüşünü 62. dakikadaki duran bir topta Sneijder’e yapmış olduğu el hareketiyle de eksik bıraktırdı. Yeri gelmişken bu pozisyonu değerlendirmek gerekirse Veli’nin Sneijder’inyüzüne parmaklarını kullanarak yapmış olduğu bir hareket var.

Agresif hareketler...

Cüneyt Çakır bu hareketi, yüzü tırmalama gibi değerlendirdi ve direkt kırmızı kart gösterdi. Her ne kadar yüze karşı yapılan şiddetli hareketlerde hakemlerden kırmızı kart gösterilmesi isteniyorsa da bu pozisyonda hakem, kartının rengini sarı olarak kullanmış olsaydı, çok da yanlış olmayacaktı diye düşünüyorum. Çünkü Veli’nin Senijder’in yüzünü tırmalamanın dışında, itmesi var. Beşiktaşlı oyuncuların son maçlarda ve özellikle de bu tip finallerde mücadeleleri eksik tamamlamasının ciddi anlamda sorgulanması da gerekiyor. Bence Beşiktaş’ın berabere ve de geriden geldiği maçlarda Bilic’in saha kenarında agresif hareketlerinin bu tip pozisyonlara meydan verdiğini de belirtmek lazım. Sonuçta Çakır, maçın genelini hep kontrol altında yönetmeye çalıştı. Ancak buna rağmen Veli pozisyonundaki göstermiş olduğu kırmızı kart, bence en sorgulanacak karar olarak akıllarda kaldı.

Fırat Aydınus, FIFA kokartsız çıktığı ilk maçta, tıpkı sahadaki Fenerbahçe gibiydi. Çok iyi bir performans sergiledi, göz doldurdu. Ancak kendisine çok önemli bir öneri yapmadan geçemeyeceğim...

Fenerbahçe, bu sezonun en iyi oyununu oynadı. Özellikle Başakşehir takımının genel görüntüsüne bakıldığında, Fenerbahçeli futbolcuların gerek dayanışma gerek ayağa olumlu paslarda son derece kolektif bir ruh yansıttıkları görüldü. Ve bunu maç boyunca sürdürdüklerinin, fizik ve kondisyon açısından oyundan hiç düşmediklerinin de altını çizmek lazım. Maçın hakemi Fırat Aydnus’a gelince, dünkü Fenerbahçe gibiydi.

Çok iyi bir performans sergiledi. FIFA kokartsız yönettiği ilk maç olmasına rağmen doğrusu olumsuz bir tablo oluşturmadan gayet rahat, kendinden emin, cesaretli ve kararlarındaki doğruluk göz doldurdu.
Hemen şunu da söylemekte fayda var. 19. dakikada Kuyt’ın golü öncesinde Gökhan Gönül’ün kafasından top çıktığı an Başakşehir’de Uğur Uçar ofsaytı bozan isim. Kuyt’ın golü sırasında arka planda Sow
şeklen ofsayt. Senegalli ne oyuna ne de kaleci Volkan Babacan’a bir müdahalesi yok.

Yani gol temiz. Fırat Aydınus’a bir öneriyi de yapmadan geçmeyelim. İnce detaylarla uğraşmayı bırakmalı. Örneğin, bir pozisyon açıklaması sırasında hareketlerinin abartıya kaçması gibi...

Avni Aker’de çarpıcı bir skorun ortaya çıkması, Özgür Yankaya’nın adına önemli bir şans oldu. Eğer 32. dakikada Mori’nin atmış olduğu gol öncesinde Yusuf Erdoğan’a arkadan yapılan net faulü yaklaşık 6-7 metre mesafe uzaklıkta olmasına rağmen görmeyen Özgür Yankaya, önemli ve ciddi bir hataya neden oldu. Hakemin oyunun geri kalan kısımlarında özellikle ikili mücadelelerde karşılaşmanın seyrine direkt etki eden hataları da verdı. Yankaya’nın yardımcılarının doğru kararlar vermesi çok önemliydi. Çünkü Cardozo’nun gol iptalı olan pozisyonunda yardımcı hakemler, Yankaya’nın buradaki açığını kapattı.

Tolga Zengin’in kaygan zeminin azizliğine uğrayarak topla ceza sahası dışına çıkıyor. Burada serbest vuruş kararı tek başına yeterli. Her topa elle müdahalenin karşılığı zaten sarı kart değil. 18’de İsmail ile Djalma’nın ikili mücadelesi sonrasında Beşiktaşlı futbolcunun yerde kalması sonrası verilen faul kararı doğru değil. Belki Halis Özkahya pozisyonu devam ettirseydi Konya’nın golü gelecekti. 82’de Konyalı futbolcu Torje, Serdar Kurtuluş’un koşu yoluna doğru gidiyor. Torje, ayağını Serdar’a takarak kendisini kasıtlı bir şekilde yere atıyor. Penaltıyla uzaktan yakından alakası yok. Hakem normalde penaltı atışı öncesi bütün oyuncuları ceza sahasının dışına çıksın diye bir uyarı yapar. Bunu yaparken Atiba’nın ayağı yaklaşık 1 adım ceza alanı içerisindeydi. Ancak Atiba ısrarla anlaşılmaz bir nedenle ayağını dışarı almadı, almamakta zorlayınca hakem ikinci sarı ve kırmızıyı göstermekte haklıydı. Burada sorgulanması gereken tek şey Atiba’nın bir hafta sonraki Galatasaray maçı öncesi, ayağını neden bir adım geriye almamak isteyişi.

Halis bombalar!

- 18. dakikada İsmail Köybaşı’nın Djalma’yla Beşiktaş ceza alanında girdiği ikili mücadelenin ardından yerde kalmasına faul kararı verdi. Bu pozisyon sonrasındaki atakta Beşiktaş golü buldu.

- 23. dakikada Konyaspor ceza alanında Yeşil-Beyazlılar’ın kalecisi Vid Belec, İsmail Köybaşı’nın yaptığı ortayı yumruklarıyla uzaklaştırdı. Pozisyonun devamında Demba Ba’ya müdahalede bulundu,
pozisyon atlandı.

- 83’te Torje’nin Serdar Kurtuluş’la Beşiktaş ceza alanında girdiği ikili mücadele sonrasında yerde kalmasına penaltı kararı verdi. Atiba’nın ikinci sarı kartı da tartışma yarattı.

52’de Egemen kendi ceza alanı içerisinde, görüntülere bakıldığında doğal konumdaymış gibi fakat kolunu topa doğru götürüyor. Mersin lehine penaltı kararı verilmeliydi. 54’te Efe Halil, topu bilerek, isteyerek eliyle net biçimde oynadı ve yüzde 100 penaltıydı. Penaltı verilse, bu oyuncu da ikinci sarı karttan oyun dışı kalacak. Herhalde Egemen’in pozisyonunda etkilenen Bülent Yıldırım ve o alandaki ilave yardımcı Alper Ulusoy, penaltıyı atladılar. Bu penaltıyı atlayan Ulusoy, Diego’nun kazandığı penaltıyı veren isimdi. Yıldırım’ın bu maça gelene kadar son birkaç performansını beğenmiştim. Ancak bu maçtaki yönetimini başarısız buldum. Ancak bu seviyeye gelmiş bir hakeme, 80’de Volkan’ın yere düştükten sonra ceza alanı çizgisi üzerinde yerdeki topa eliyle basarak kontrolü altına aldıktan sonra rakip oyuncunun bu topa vurmasını faul olduğuna karar vermemesini yakıştıramıyorum. Caner’e sarı kartı kolay biçimde gösteriyorsun ancak 67. dakikada Caner yere düştükten sonra iki eliyle sportmenlik dışı otoriteyi sarsacak harekette bulunup hatta ağzında bir takım laflar da sarfediyor. Yaptırım uygulamıyorsan, kararlar da dolayısıyla hep tartışılır hale gelir.

Bülent Yıldırım’ın ocak ayında FIFA listesi dışında kalacağı kesinleşince belli ki kafası da rahatlamış. Fatih Öztürk’ün müdahalesine dünyanın hiçbir yerinde penaltı çalınmaz. Fernandao’nun golünde ise ofsayt bayrağı kalkmaz. Maç öncesinde yağan yağmura hafif kar da eklenince karmakarışık bir maç oldu. Çünkü, bu havada tempolu, mücadele gücü yüksek, maçın uzatma dakikalarında bile maçın bir tarafa gidebileceği ve bu sezon pozisyonu en fazla olan bir oyun izleyip keyif aldığımızı söyleyebilirim. Yalnız Trabzon defansının arkasına bu kadar top sarkıtmasına Ersun Yanal'ın ciddi anlamda müdahale etmesi lazım. Bülent Yıldırım'ın, Ocak ayında FIFA listesi dışında kalacağı kesinleşince belli ki kafası da rahatlamış. Bu hava şartlarında ve maç boyunca yağan yağmura rağmen oyundan bir an dahi kopmadı. Otoriter ve özgüven duygusunu hissettiren bir yaklaşım içerisinde oldu.

Yakın ve kararlı

Özellikle bir önceki yönetmiş olduğu maçtaki performansının üzerinde bir hakemlik sergiledi. Birkaç hatası yok muydu? Bunları kabul edilebilir kararlar olarak düşünebiliriz. En tartışmalı iki karardan biri Trabzon aleyhine verilen penaltı kararıydı. Kaleci Fatih topu kontrolünden kaçırdıktan sonra rakibine eliyle bir temasta bulunuyor. Bu temasın şiddeti tartışılabilir. Ancak pozisyona yakın ve kararlı biçimde penaltı noktasını göstermesine saygı duyulması lazım. Yalnız, Bursaspor'un ofsayt gerekçesiyle iptal edilen Fernandao'nun golünde yardımcı Serkan Gencerler'in bana göre ciddi bir hatası oldu, pozisyonda Fernandao ofsayt değil.

İlk yarıda Servet Çetin’in sol kolu doğal konumda ve vücuduna bitişik. Üzerine doğru gelen toptan da kolunu kaçırmaya çalışıyor. Yine Serkan Balcı, kendisine doğru gelen topta aynı şekilde kolunu kaçırmaya çalışıyor. Bu 2 pozisyonda da Fırat Aydınus’un oyunu devam ettirmesi doğru tercih. Daha sonra 77. dakikada Burak Yılmaz, Mitrovic’i havaya yükseldiği anda eliyle itiyor. Ardından top Mitrovic’in eline çarpıyor. Bu pozisyon da penaltı değil.

Burak’ın penaltısı doğru

54. dakikada topa çıkmakta tereddüt yaşayan kaleci Nihat, atağın devamında Burak’a darbede bulunuyor. Penaltı kararı kesinlikle yerinde. Fakat 65. dakikada Chedjou topa kafa vurmak isterken önündeki Servet, kolunu açarak topla oynuyor. Ve top da bu elle oynamada dolayı hızını kaybediyor, süratini yitirince top direkten kaleci Nihat’ın ellerine geliyor. Bana göre bu pozisyon net penaltı olmalıydı.

Selçuk’a kart gerekiyordu

Bir de Selçuk’un orta alanda Fırat Aydınus’un tam önünde Murat Ceylan’ın ayağına basıyor. Bu pozisyonu gören Aydınus, bir an herhalde ‘sarı mı, kırmızı mı?’ diyerek kararsız kalmış olmalı ki oyunu devam ettirdi. Karşılaşmanın akışı içinde Fırat Aydınus’un bolca tartışmalı pozisyonlara maruz kaldığı, bunların çoğunda doğru kararlar verdiğini söyleyebiliriz.