‘’Penaltı değil!‘’
Yeni MHK yönetimi ilk hatasıyla karşılaştı. Maçın belki de tek pozisyonu Fenerbahçe lehine verilen penaltı kararıydı. Pozisyonun içerisinde olan Mehmet Akgün, yükselmeye çalıştığı bu pozisyon esnasında havadayken dengesini kaybediyor ve yüzüstü kontrolsüz şekilde yere düşüyor. Kabul etmek gerekir ki, bu şekilde yere kapaklanan bir insan vücudunun herhangi bir yerini elini, kolunu kontrol altına alamaz. Mehmet Akgün aynen bu kriterler içerisinde yere düşerken ne topu görüyor ne de rakibi. Mehmet’in o anda aklından geçen tek şey kendisine zarar vermeden o pozisyondan kurtulmak. Şimdi Hüseyin Göçek pozisyonu bu şekilde görüyor ve devam ettiriyor. Fakat ilave yardımcı Koray Gençerler, orta hakemi yanıltıyor.
‘’Net kırmızı karttı!‘’
29. dakikada topsuz alanda Gökhan Töre ile Şenol birbirlerine çok yakın temas halinde. Şenol’un Gökhan’ı formasından hafif tutup çekmesi karşılaşma içinde normal karşılanabilir. Pozisyonun devamında Gökhan Töre dirseğiyle Şenol Can’ın göğsüne vuruyor. Bu eylemin anlamı şiddetli harekettir. Cezası da direkt kırmızı karttır. Orta hakem topa bakıyordu diyelim, 4. ve yardımcı hakem bu hareketi kesinlikle görmeliydi. Oyunun geneline baktığımız zaman hakemi zorlayacak, çok da kritik ve önemli pozisyonlar yaşanmadı. Ancak Gökhan Töre’nin ihraç edilmemesiyle, yaklaşık oyunun 1 saatlik bölümü Gaziantepspor adına son derece önemli bir dezavataja dönüştü. Yalnız şunu da söyleyelim ki; 75. dakikada Antep’in kullandığı köşe vuruşu esnasında top oyuna girdikten sonra hakemin karşılaşmayı durdurup, ceza sahası içindeki hengameyi önlemek için atışı tekrar ettirmesi bu seviyede maç yöneten bir hakem için düşündürücü.
‘’Bekir'in golü net ofsayt‘’
Mustafa İlker Coşkun, iki hafta önce oynanan Galatasaray-Trabzonspor maçında kale çizgisi üzerinde elle oynamaya kırmızı kart ve penaltı vermediği pozisyondan kendisine ders çıkartmalıydı. Kendisine ders çıkartmadığını bu maçın geneline baktığımızda berrak bir şekilde görebildik. Oyunun otoritesini sağlamada ciddi sorunu var Mustafa Coşkun’un. Mesela Musa’nın sarı kartı varken 75. dakikada Emre’ye yapmış olduğu hareket net ikinci sarıdan kırmızılıktı. Mehmet Topal’ın görmesi gereken ikinci sarı kart gibi pozisyonları atladı. Gökhan Gönül’ün 4. dakikada Bekir’in golü öncesinde topa kafayla dokunduğu an çok net ofsayt. Golün iptal edilmesi gerekiyordu. 26. dakikada skor 2-1’ken Fenerbahçe ceza alanı içerisinde Emre Belözoğlu, koluyla açık bir şekilde oynuyor. Pozisyon penaltı olmalıydı. Sonuçta Fenerbahçe’nin farklı kazandığı bu maçta, hakem hatasının, skora nasıl bir şekilde etki ettiğinin göstergesiydi.
‘’Jose Sosa'ya kırmızı nerede?‘’
Hafta içerisinde Mete Kalkavan’ın bu maçı yönetebileceği konusunda tahminimiz vardı. Aslında MHK’nın bu tip maçlara daha fazla hakem alternatifi için bu tür genç hakemlere şans vermeli ki kadrodaki rekabeti genişletmeli. Maçın geneline baktığımız zaman oyunun tamamında, başından sonuna kadar sahada hak eden ne yaptığını bilen bir Beşiktaş vardı. Trabzon’dan ciddi anlamda farklı olduğunu, maçı kazanma isteği ve arzusunu büyük ölçüde sahaya yansıtmaya çalıştığını net bir biçimde gördük. Mete Kalkavan’ın oyunun bazı bölümlerinde yapmış olduğu hatalar, Beşiktaş’ın galibiyetine etki etmez. Mesela bana göre Mete Kalkavan’ın en önemli hatası 28. dakikada Sosa’nın dikkatsiz, kontrolsüz bir biçimde Mehmet Ekici’nin kasıklarına ayak tabanı ile basmasıydı. Bu hareketin karşılığı ciddi faullü oyundan, rakibini yaralayıcı hareketten kırmızı kart olmalıydı. Ancak kariyerinde 2. kez önemli bir maç yöneten bu hakemin sahadaki genel yönetim anlayışına baktığımızda en dikkat çekici tarafı oyunu
oynatmaya yönelik tarzıydı.
‘’Karabük'ün golü güme gitti‘’
Maça baktığımızda aslında hakemleri zorlayan bir mücadele olmadı. Buna rağmen belki de karşılaşma içerisinde yaşanabilecek bir iki pozisyon gelişti ki bunlarda bile hakem kararlarının maçın skoruna ve gidişatına ne kadar tesir ettiğini gördük. 64. dakikada Karabük’ün ofsayt gerekçesiyle iptal edilen golünde, pozisyonun ofsayt olmadığını kenarda ısınan yedek oyuncular bile çok net bir biçimde görmesine rağmen gol iptali, maçın kırılma anıydı. 90+4’te Mustafa Pektemek’in gördüğü direkt kırmızı kart doğru, ancak öncesinde Emre Güngör ile Pektemek arasındaki tartışmada Emre’nin hareketini kartsız geçiştirmesi ofsayt gerekçesiyle iptal edilen Karabük golünün, hakem üzerinde oluşturmuş olduğu baskının göstergesiydi.
‘’Eyyamcı Tolga Özkalfa‘’
Emre’nin kırmızı kartı doğru ya da yanlış mı bilmem! Ama bildiğim tek şey, Emre’nin daha önce atılması gerektiği! Penaltı kararı ise yanlış. Volkan’ın da 12. dakikada kırmızı kart görmesi gerekiyordu.
Jaap Uilenberg ile Zekeriya Alp, Ocak ayında tekrar FIFA kokartı takacak olan Tolga Özkalfa’nın dün akşamki yönetiminden dolayı sanırım çok mutlu olmuşlardır. Son 7 yılda, hakemlerde eyyamcı bir kişilik ve karakter yapısının ne kadar hızlı geliştiğini bu noktada çok net görmeye başladık. Yarın MHK Başkanı Zekeriya Alp, yanına Tolga Özkalfa’yı da alıp basının önüne çıksın! Çıksın ki, 12. dakikada
Mori’nin Fenerbahçe kalesine ilerlerken Volkan Demirel’in ceza alanı dışında topa eliyle müdahale etmesine neden kırmızı kart gösteremediğini anlatsın.
Daha önce atılmalıydı
Emre’nin oyunun her alanında kendisine yönelik yaptığı hareketleri görmemek için ondan kaçtığını ancak yardımcısı Ekrem Kan’dan kaçamadığını anlatsın. 70. dakikada Sow’un kafasında Sezgin, kolunu yana doğru açıp topla oynamasına yüzde 100 net penaltıyı Fener lehine çalmadığını anlatsın. Berkay, üzerine gelen toptan kaçmak isterken, kolları vücuduna yapışık olduğu halde omzuna çarpan topta neden penaltı vermediğini belirtsin. Özkalfa’nın Sow’un atışı sırasında penaltı ihlalinden vuruş tekrarı yaptırmamasını anlatsın. Oyunda çok ciddi duraklamalar, sakatlıklar yaşanmamasına rağmen 7 dakikalık
ek sürenin nereden kaynaklandığını söylesin.
Korkaklık izledik
Maçın genelinde bir takım lehine ne kadar eyyam yapıldığını da izledik. Daha doğrusu futbol oyunundan çok, hakemin saha içerisindeki korkaklığını izledik.
‘’Medjani'nin atılması doğru‘’
Kural açık... Futbolcu, topa hamle veya müdahale yaparken rakibine olan temasına dikkat etmeli.
UEFA, özellikle bu tür pozisyonlarda hassas davranıyor. Medjani’nin, Jaja’yla yaşadığı pozisyona da dikkat edildiğinde Cezayirli futbolcunun kollarının açık olduğu ve gereksiz şekilde rakibinin yüzüne sert müdahalade bulunduğu net biçimde görülüyor. İlk bakışta ağır bir karar olarak nitelendirilmesini anlayışla karşılıyorum. Ancak şunu net bir dille ifade etmeliyim ki, hakemin verdiği karar doğruydu.
Genel anlamda mücadeleyi yöneten hakemin performansını değerlendirdiğimizde skora etki edecek, tartışmaya açık bir kararı olduğunu söyleyemem.
‘’Tanıştıralım: Penaltı‘’
Beşiktaş dünkü maçta bu sezon ilk kez penaltı kazandı. 27. dakikada Mert’in Ersan’a yaptığı müdahalede Özgür Yankaya beyaz noktayı gösterdi. Demba Ba atışı gole çevirdi. Beşiktaş son penaltısını geçen sezonun 34. haftasında konuk ettiği Gençlerbirliği maçında kazanmış atışı Almeida gole çevirememişti. Hakem hocamız Serdar Tatlı dünkü pozisyonları değerlendirdi: 6. dakikada Sosa’nın penaltı beklediği pozisyonda Kasımpaşalı oyuncu Mert Kula, topa ayağını uzatıyor, Sosa sağ ayağıyla topa dokunduktan sonra sol ayağıyla da Mert’e takılıyor. Bence Mert’in Sosa’yı engellemeye yönelik bir hareketi yok. Dolayısıyla da hakemin ‘devam’ kararına katılıyorum. Ancak aynı Mert 26. dakikada yine kendi ceza alanı içerisinde Ersan Gülüm’le çıkmış olduğu hava topu mücadelesinde elini kontrolsüz biçimde kullanarak Ersan’ın yüzüne darbede bulunuyor. Hakemin penaltı ve gösterdiği sarı kart bence de doğru karardı. Şunu da belirtelim; Debma Ba’nın 45+1. dakikada attığı ikinci golde ofsayt yoktu.
Daha iyi ama...
Özgür Yankaya’nın son maçlarına göre bu maçtaki performansı daha iyi gibi göründü. Ancak yine de zaman zaman otorite zaafiyeti yaşadığı da oldu. Örneğin, ilk yarım saatte arka arkaya çıkarmış olduğu sarı kartlar ve daha önceden sarı kartı olan Motta’ya 12. dakikada göstermediği ikinci sarı kart.