Aslında Trabzonspor maçın başlangıç senaryosunda hayli problemli gözüktü. Pozisyon almada, rakibi karşılamada kısacası takım savunmasında üst üste hatalar yapıldı. Antalyaspor çok rahat pozisyon fırsatı buluyordu ki, 15. dakikadan sonra her şey değişti. Sihirli bir el değmiş gibiydi... 21. dakikada da Visca’nın yoktan var ettiği pozisyonda Banza ile golü buldu Fırtına. Devreye kadar Trabzonspor’un tek eksiği 2’yi atamamasıydı. Hakemin Cham’a yapılan harekete çalmadığı penaltıyı da es geçmemek gerek. Cihan Aydın teması görmedi diyelim, VAR’dakiler nereye bakıyordu acaba! Cham’ın kabahati yerde kaldıktan hemen sonra ayağa kalkıp, devam etmeye çalışması mıydı?

Özgüven patlaması

İkinci yarı Trabzonspor kusursuz oynadı dersek, abartmış olmayız. Atılan 4 gol, Visca’nın toplamda yaptığı 3 asist, Cham’ın ağlara giden şık vuruşu ve elbette günün adamı Pedro Malheiro’nun hat-tricki... Bordo Mavililer bu sezonki en iyi 45 dakikalık sekansı izletti. Gerçek bir büyük takım gibi rakibini adeta ezdi, geçti. Visca istekli, ön bölgede hareketli ve sonuç odaklığı oynadığında bu ligin hala en kıymetli kanat oyuncularından biri olduğunu gösterdi dün. Pedro’nun ise bir sağ beke göre bitirici vuruşlardaki ayak kalitesi ve hatta kafa golündeki timingi muazzamdı. Sadece gol atanlar değil; Batagov, Umut Güneş, Mendy gibi görevini çok iyi uygulayan gizli kahramanları da vardı Trabzonspor’un. Kupadaki 3-0’lık galibiyetin hemen ardından ligde de 5-0 gibi sükseli bir skorla kazanmanın takımda yaratacağı özgüven patlaması bence en önemlisi.

Ve hep ısrarla söylediğim; Pedro (23), Batagov (21), Cham (24), Mendy (25) gibi çok yüksek potansiyelli genç oyuncuları var Trabzonspor’un. Doğru saha içi organizasyonuna ulaşmak ve Nwakaeme, Visca, Banza gibi takım liderlerinin performans istikrarı, kısa-orta vadede bu gençleri daha da değerli hale getirecektir

Maçın genel özetini; basit top kayıpları ve devamında yakalanan fırsatlar üzerinden yapmak çok mümkün. Sadece ilk 10 dakikada Trabzonspor bu şekilde 3 pozisyon yakaladı. Alanyaspor’un da aynı şekilde golü kokladığı anlar vardı. Birinde de Serdar Dursun’la direğe takıldılar. 20. dakikakadan sonra ise maç adeta uyku moduna geçti! Pozisyon kalitesini veya mücadeleyi geçtim, oyuna dair hiçbir şey yoktu. İkinci yarıya Nwakaeme-Ozan Tufan değişikliğiyle başladı Şenol hoca. Ön taraftaki formasyon karışıklığı bu hamleyle çözüldü. Gol de hemen geldi. Pedro’nun merkeze girip, pas istasyonu olduğu pozisyonda Cham asisti yaptı, Visca ağları havalandırdı. 7 dakika sonra da Banza, inatçılığıyla ikiyi attı. Alanyaspor’da üst üste yapılan değişikliklere rağmen orta alandaki kopuk görüntü devam edince, 69. dakikada cezayı Nwakaeme kesti. Visca’nın pasında, patenti kendine ait bir vuruşla fişi çekti.

Transfer ihtiyacı belli

Ligde sezon başından beri bu kadar dalgalı bir performans gösterirken, kupa kulvarına dört elle sarılmak adına dünkü galibiyet kıymetliydi. Ancak ilk yarıdaki oyunun izah edilebilir bir tarafı yok. Sadece Nwakaeme’nin girişi, bu denli bir değişimi yaratıyorsa, 35 yaşındaki yıldızı Şenol Güneş’in pamuklara sarması gerekiyor. Diğer yandan ara transferdeki hamlelerin de ‘lider oyuncu ihtiyacına’ yönelik olması şart gözüküyor. Yoksa hepimiz biliyoruz ki; koca sezon Nwakaeme’nin ayağına bakarak geçmez!

Galatasaray’ın temposunu zaman zaman da pasla kırmaya çalıştılar. Fakat 9. dakikada Yunus’un müthiş asistinde defansta 4 kişi oyundan düştü ve Mertens de tek vuruşta kalitesini gösterdi. Normalde bu tip erken geriye düştükten sonra özellikle de deplasmanda ekstra kırılganlığıyla dikkat çeken Trabzonspor, bu kez reaksiyon gösterdi ve Nwakaeme liderliğinde oyunu dengeledi. 17. dakikada da Nwakaeme’nin başlattığı atakta Cham’ın ortasında Ozan Tufan ceza sahasında sürpriz adam olarak kafayı vurdu ve skoru dengeledi.

Oyun çokça duruyor, senaryo Trabzonspor’un istediği gibi gidiyordu ki günün adamlarından Yunus Akgün bu kez ceza sahası dışından müthiş bir vuruşla Galatasaray’ı öne geçirdi. Devamında Galatasaray’ın yakaladığı 2 net pozisyon ve Uğurcan’ın kurtarışları vardı. Hakem mi? Kadir Sağlam ilk yarıda sahanın en kötü ismiydi! Uğurcan’ın direnişi yetmedi İkinci yarı çok hızlı başladı...

51. dakikada Abdülkerim’in büyük hatasında Banza cezayı kesti. 4 dakika sonra ise ‘çıktı mı çıkmadı mı’ tartışmaları arasında Eren’in çevirdiği topun devamında Banza asisti yaptı, Ozan Tufan Trabzonspor’u öne geçirdi. Bu golden sonra da Kadir Sağlam kontrolü tamamen kaybetti! Hakem 63’te VAR müdahalesiyle penaltı noktasını gösterdi. Batshuayi skoru eşitledi: 3-3.

Fakat dakikalar geçtikçe Galatasaray strese girdi, Trabzonspor ise sakin kalıp arkada verdikleri boşlukları değerlendirmeye çalıştı. O fırsat 90 artı 1’de geldi. Penaltıdan kolay pozisyonda Draguş golü atamadı. Sarı-Kırmızılılar ise son ana kadar zorladı, Uğurcan direndi fakat 90 artı 8’de Galatasaray’ın kazandığı serbest vuruşta Sara’nın ortasında genç stoper Ali Şahin, Batshuayi ile girdiği mücadelede topu kendi ağlarına gönderdi. Trabzonspor, Fenerbahçe derbisinde olduğu gibi Galatasaray karşısında da oyun olarak iyiydi, avantajı da yakaladı fakat son saniyede yıkıldı. Okan Buruk’un takımı ise şampiyonluk yolunda çok zorlu ve çok kritik bir virajı daha kayıpsız döndü.

Başlangıç senaryosunda Trabzonspor ön bölgede hareketli gibi gözükse de, orta alanda büyük boşluklar verdi Kasımpaşa’ya. Basit top kayıpları da cabasıydı. İlk yarım saat geride kaldığında Bordo-Mavililer’in net bir hücum akını yoktu. Sonrasında Visca’nın direkten dönen vuruşu, Draguş’un uzaklardan denemesi vardı. 35. dakikada ise Pedro’nun hatalı geri pasında Uğurcan penaltı yaptırdı, Cafu beyaz noktadan golü attı. Organize atak üretmekte bu kadar başarısız olup, işin savunma tarafından da böylesine kritik yanlışlar yapınca skoru olarak geriye düşmek kaçınılmaz oluyor!

Maç gitti geldi...

İkinci yarıya Şenol hoca hemen hamlelerle başladı ve Enis Destan ile Nwakaeme’yi soktu. Oyun ise tam anlamıyla Kasımpaşa’nın istediği gibi gidiyordu. Trabzonspor risk aldı, konuk ekip hızlı hücumlarla ikiyi aradı. 72’de Banza’nın kaçırdığı yüzde yüzlük bir gol vardı. Kırılma anı ise penaltı kararıydı. Ceza sahasında topsuz alanda Rodrigues’in Enis’in göğsüne doğru yaptığı şiddetli itme hareketine hakem VAR aracılığıyla penaltı verdi. Bana göre karar ağırdı. Bu tip gri pozisyonlarda empati yapmak lazım. Benzer durumda Trabzonspor aleyhine penaltı kararı çıksa ne olurdu mesela? Gerçi geçen hafta Alanya’da izlediklerimizden sonra hiçbir şey garip gelmiyor! 1-1 sonrası Trabzonspor özgüven yakaladı, 2 dakika geçmeden maçın kaderini değiştiren adam olan Nwakaeme golü attı. Fakat Bordo-Mavililer skoru tutamadı. 90 artı 1’de, halı sahalarda görebileceğimiz bir basitlikte gol yedi Trabzon. 90 artı 3’te kontradan Kasımpaşa 3’ü attı. Fakat pozisyonda ofsayt vardı. Son saniyelerde Banza’nın kale dibinden kaçırdığı gol ise şaka gibiydi! Dün için bu 1 puanı kimileri kazanç, kimileri kayıp olarak görecektir. Fakat gerçek şu ki; Trabzonspor bu sezon acı çekiyor ve acı veriyor. Ara transfere kadar da bu durum pek değişecek gibi durmuyor

5-0’lık Adana Demir galibiyetinin getirdiği moralle, Trabzonspor’un bu kez deplasmanda daha özgüvenli şekilde maça başladığını gördük. Henüz 8. dakikada 1-0’ı bulmak da önemliydi. Golde Umut Güneş’in kazandığı top, devamında Cham’ın asisti ve Draguş’un tam da sezon başından beri beklenen bitiriciliği vardı. Öne geçtikten sonra her ne kadar set hücumuna geçmekte Trabzonspor zorlansa da skoru bir şekilde tutmasını bildi. Banza’nın net durumda Draguş’a pas vermeyip şutu denediği pozisyon, kırılma anlarından biriydi. 44. dakikada ise basit bir penaltı kararı geldi hakemden. Öncesinde Cihan’a yapılan faulü görmedikleri gibi ceza sahasındaki çok hafif temasta tereddütsüz beyaz noktayı gösterdi Burak Pakkan! Hadergjonaj’ın penaltısıyla devreye moralli giren Alanyaspor’du. İkinci yarıya bir o kadar moralli çıkan da onlar oldu. 50’de Augusto ile öne geçtikten sonra 10-15 dakika Trabzonspor kalesini ablukaya aldılar. Tabii bu aralıkta Draguş ve Banza ile yine fırsatlar yakaladı Bordo-Mavililer ama kullanamadı.

30 dakika 1 kişi fazla

70’te Alanyaspor’un 10 kişi kalmasıyla Trabzonspor ön bölgede daha baskılı olur diye bekledik ancak o üretkenliği göremedik. Şenol hocanın tüm hücum hamlelerine rağmen sonuç değişmedi. Uzatmalar da hesaba katıldığında 30 dakika 1 kişi fazla oynadığı periyottan 1 gol çıkartamamak ve daha önemlisi fiziksel üstünlük de kuramamak Trabzonspor adına düşündürücü. Kısacası sezon başından bu yana deplasmandaki kırılganlık aynen devam ediyor. Oyun istikrarı yakalanmadığı sürece seri galibiyetler elde etmek hayal gibi duruyor. Bu maçı hakemden bağımsız konuşmak da mümkün değil elbette. Rezalet bir yönetim gösterdi Burak Pakkan. İlk yarıda verdiği penaltı, ikinci yarıda Richard’ın Hüseyin’in bacağına basmasına vermediği kırmızı kart, Visca ile Yusuf’un mücadelesinde basan oyuncu Visca olmasına rağmen Alanyasporlu oyuncuya gösterdiği ikinci sarı ve son anlarda iptal ettiği Trabzonspor golü... Dün akşam sanki VAR devre dışı gibiydi! Maçın yıldızı sahadaki hakemdi!

Trabzonspor’un ilk yarıdaki görüntüsünün de sahaya çıkan 11’in de pek izahı yok! Bu orta saha ile Şenol hoca nasıl üretmeyi düşündü anlamak güç. Dikine giden, hücumu düşünen kimse yok. Ozan geriye oynuyor, Okay geriye oynuyor, Lundtram da öyle... Yana veya geriye! Sol kenara Enis Destan’ı koyarak, daha önce Cenk Tosun, Burak Yılmaz hatta Bakambu’dan aldığı verimi belki alırım dedi herhalde Güneş. Ancak Enis etkisizdi. Banza ileride hiç top tutamadı. Denswil ile Eren Elmalı’nın savunma performansı zaten malum! Her şeye rağmen bu kötü oyundan 1 gol çıktı. Visca kolayı atamayıp, daha zorunu ağlara yolladı. Devre biterken Rizespor’un duran top sonrası attığı gol, 6.5 dakikalık VAR incelemesi ve iptal kararı derken; 45 artı 10’da Hadziahmetovic ile ev sahibi 1-1’i yakaladı. Pozisyonda defans evlere şenlik, topa giden yok, vuruşu yapan adama giden yok.

Herkes izliyor!

İbretlik savunma... İkinci yarı Trabzonspor’un facia görüntüsü devam etti. Bu kez Rizespor da çok daha etkiliydi. 80. dakikada 3. golü atana kadar 5-6 tane yakaladıkları önemli fırsat vardı. Bordo-Mavililer’in gollerde yaptığı savunma hataları ve top kayıpları ise zaten ibretlik! Bir önceki milli araya sıkıntılı giden Trabzonspor, bu milli araya çok daha problemli giriyor. Üst üste 3 haftadır kaybeden BordoMavililer’in küme düşme potasındaki Bodrum ile arasındaki puan farkı sadece 1! Ve işin en acı tarafı; tarihinin en kötü lig başlangıçlarından birine imza atan işte bu Trabzonspor, 1 Aralık’taki başkanlık seçimine tek adayla gidiyor!

Yüksek enerjiyle ve önde baskıyla başladı Trabzonspor maça. İlk 15 dakikalık pozisyon da yakaladılar fakat bu bölümden gol çıkaramamaları, tribün desteğini tam olarak arkasına almasını engelledi Bordo Mavili takımın. 20. dakikadan itibaren Fenerbahçe dengeyi kurdu. İlk net fırsatını da 24’te En Nesyri ile buldu. Uğurcan gole izin vermedi. 35’te ise Trabzonspor maçtaki en ciddi fırsatı yakaladı. Ozan Tufan karşı karşıya pozisyonda vurmak yerine topu içeriye çıkartmaya çalıştı! 36. dakikaya ise 3 korner sığdı. İlkinde Livakovic’e takılan Okay, diğerinde golü attı. Bu kez de hakeme takıldı! Faul olmayan pozisyonda düdüğünü erken çalan Oğuzhan Çakır, VAR ihtimalinin de önüne geçti! 42’de ise Visca’nın kaybettiği topun devamında Denswil, En Nesyri’ye adeta refakatçilik yaptı. Onun pasında Fred golü attı. Tabi Brezilyalı oyuncuya gölge markaj yapan iki Trabzonsporlu da oradaydı!

Sakin kaldı, akıllı oynadı

İkinci devrenin başında bu kez Fenerbahçe’nin yüksek oyun iştahı, kaçırdığı pozisyonlar vardı. Golleri ise üst üste 2 penaltıyla Trabzonspor attı. Önce Okay, ardından Banza’ya yapılan müdahaleleri VAR’da izleyip beyaz noktayı gösterdi hakem. Banza ikisini de gole çevirdi. Ancak Mourinho’nun üst üste hamleleri hemen geldi. 75’te de Dzeko skoru eşitledi. Sonrasındaki görüntü, iki tarafın da beraberliği hiç istemediğini anlatır gibiydi. Hem Fenerbahçe hem de Trabzonspor gol için riskler aldı fakat uzatma bölümlerini daha akıllı ve sakin oynayan konuk takım, son saniyelerde Ambarat’la galibiyete uzandı. Fenerbahçe, Galatasaray’ın BAY geçtiği haftada çok kritik bir virajı zorlanarak kayıpsız dönerken; Trabzonspor ise 2-1 öne geçtiği maçı kaybederek etkisi kolay geçmeyecek bir kırılma sürecine girdi.

0 şut, 0 korner, 0.00 gol beklentisi... Bunlar Trabzonspor için ilk yarının istatistikleri. Sanki hiç sahaya çıkmamışlar gibi! Stoperde 2 orta saha oyuncusunun olması, Bardhi ile Visca’nın sıfır katkısı, Draguş’un etkisizliği falan hiçbirini anlatmaya gerek yok.

Koskoca Trabzonspor, üstelik de 10 kişi kalmış rakibi karşısında 45 dakika boyunca nasıl 1 kez rakip ceza sahasında topla buluşabilir mesela! Uğurcan Çakır olmasa bambaşka bir skor ortaya çıkacaktı. İkinci yarıya 3 değişiklik yaparak başladı Şenol Güneş. Bir şeyler değişir gibi oldu fakat golü Göztepe buldu. Günün en çok isteyen adamı Isaac Solet bu kez ağları havalandırdı. 63. dakikada ise Bordo-Mavililer organize bir atak geliştirdi, Lundstram’ın şutunda rakibin eline çarpan top sonrası kazanılan penaltıyı Banza gole çevirdi.

Enerji takviyesi...

1-1 sonrası Göztepe’nin hocası Stoilov, 2 forvetini de çıkardı. Temel sebep, 1 kişi eksik oynayan ve yorulan takıma kenardan enerji takviyesi yapmaktı. Şenol Güneş ise Umut Bozok hamlesiyle forveti ikiledi. O Umut, 81’de önemli bir fırsatı harcadı. 84’te de Okay’ın kaybettiği topta Tjanic’in şutu direkten dışarı çıktı. 86’da Banza’nın kafasını Göztepe kalecisi Lis 90’dan kurtardı. Artık riskler maksimum seviyede alınmıştı ki, Göztepe maç boyunca yaptığı gibi 90 artı 2’de yine hızlı çıktı ve Tijanic’in golüyle 3 puanı aldı. Mücadelesiyle, pes etmeyen futboluyla, sahadaki duruşuyla ev sahibi sonuna kadar hakettiği maçı kazandı. Bordo-Mavililer ise ne yapması gerektiğine dair örneği çok uzakta aramamalı, dünkü Göztepe’ye baksın yeter!