Dev maçta taktiksel etkinlik öne çıktı. Beşiktaş, evinde oynamanın avantajı ile üstündü. Ancak bu durum tabelaya yansımadı. Biri penaltıdan olmak üzere, net goller kaçtı. Ismael’in sahaya sürdüğü 11 ve yaptığı hamleler tartışıldı. Öne geçip moral bulan Fenerbahçe, skoru koruma içgüdüsü ile maçı tamamlama yolunu seçti. Savunmada kalıp, sürpriz gol aradı. Kritik karşılaşma, ligin ilk yarısında olduğu gibi beraberlik ile tamamlandı.

Bir gol atıp, iki penaltı yaptırdı

Dev maça Fenerbahçe golle başladı! 6’da ofsayt diye Kartal’ın savunması seyretti. Serdar Dursun’un pasında Novak boş kaleye bıraktı: 0-1. Golün hemen ardından Novak, bu kez topu elle kesti. Batshuayi, penaltıda yan direğe takıldı. Üst üste gelen tersliklere rağmen Beşiktaş pes etmedi. Fiziki gücünü öne çıkarıp, yüklendi. Larin boş durumda topu ıskaladı. İlk yarıdaki oyuna denge geliyor derken, yine Novak sahne aldı. Kenan’a faul yaptı. ‘VAR’ incelemesi ile kazanılan penaltıda, Ghezzal 31’de kaleci ve topu farklı köşelere gönderdi: 1-1. Bu devrede Fenerbahçe kalabalık Beşiktaş savunmasını aşamadı. Kontratak denemeleri ile de pozisyon bulamadı. Final vuruşlarında etkisiz olan Ismael’in ekibi, daha iyi mücadale edip, oyunun ritmini belirledi.

Larin kaçırdıkça kaçırdı

İlk yarıda iki net pozisyonda gol atamayan Larin, ikinci devrenin hemen başında bomboş durumda topu kaleci Altay’a nişanladı. Kanadalı futbolcunun bir kafa şutu da yan direkte patladı. Tribünlerin desteği ile kontrolü iyice ele geçiren Kartal, her geçen dakika baskıyı artırdı. Fenerbahçe, savunma arkasına atılan uzun paslarda pozisyonlar arasa da etkili olamadı. Ismael’in kenar hamleleri sahaya hareketlilik getirdi. İsmail Kartal da aynı şekilde karşılık verdi. Can’ın kafa şutunda Altay iyi yer tutup, gole ‘dur’ dedi. Zaman zaman gerginleşen maçta tansiyon yükseldi!

Bir tarafta Kartal’ın yeni hocası Valerien Ismael. Diğer yanda Fenerbahçe’nin hocası İsmail Kartal. İsmail’lerin derbisinde farklı beklentiler var. Beşiktaş’ın Fransız hocası, ilk İstanbul derbisine çıkıyor. Rakibini çok iyi analiz yapıp ona göre taktik belirlemiş durumda. Hocanın takımdan istediği değil, ‘emrettiği’ şu; kaybetmek yok. Skor ne olursa olsun bitiş düdüğüne kadar en üst düzeyde mücadele. Bu yüzden kimsenin aklından yenilgi ya da beraberlik geçmiyor.

Trabzon taktiği

Dev maç öncesi Rosier, Montero ve Vida yok. Savunmada sıkıntı olmaz. Ancak tüm atakların yapıldığı sağ kanatta Rosier’in olmayışı problem. Ghezzal’ın bu kritik maçta iki kişilik oynaması gerekiyor. Teknik ekibin planı hazır. Trabzon deplasmanında ortaya konulan sistem ile sahada olunacak. 3-6-1 dizilişi ile son haftaların formda ekibi önünde, orta alan üstünlüğü kilit olarak görülüyor. Taraftar desteği de maçın Avrupa kupalarına katılım için kritik önem taşıması adına önemli. Ismael ve ekibinin derbi sınavı, gidip kalacak isimler için en belirleyici maç olması gibi birçok farklı anlam taşıyor bu akşam.

Batshuayi atmasa da olur

Beşiktaş’ın suskun golcüsü Batshuayi, bu tür maçlarda sıkıntı çekiyor. Belçikalı, skora katkı veremese de, arkadaşlarına pozisyon hazırlıyor. Özellikle ceza alanı içinde sürekli hareketli olması rakip savunmanın dengesini bozuyor. N’Koudou, Ghezzal, Larin, Güven hatta arkadan gelecek; Souza, Atiba, Alex gibi sürpriz isimlere gol yollarını açabilecek tek isim.

Kartal, sezonun son derbisine her şeye rağmen favori olarak çıkıyor. Ismael ve ekibi kritik sınav için hazır. Parola: Kaybetmek yok!

Beşiktaş için Kayseri deplasmanı çok farklı duygular taşıyordu. Ismael’in ekibi, farklı Kasımpaşa yenilgisini unutturmak, Fenerbahçe derbisine moralli çıkmak, ayrıca Avrupa kupalarına gidebilme yolunu açık tutmak için, mutlaka kazanmalıydı. ‘Tamam’ ya da ‘devam’ niteliği taşıyan kritik sınavın ilk yarısını yenik kapatan Kartal, ikinci yarı coştu. Son bölümde oyuna giren N’Koudou; attığı iki golle yıldızlaşıp galibiyeti getirin isim oldu. Ev sahibi Kayseri’nin mücadelesi puan için yeterli olmadı.

İkramın böylesi

Beşiktaş, gol falan kaçırmıyor, resmen ikram ediyor. Hele bir de penaltı yaptı ki, olacak gibi değil. Önce Larin bomboş durumda, koca kaleye atmayıp topu kaleciye nişanladı. Ardından Welinton, rakibinin pozisyon kaybettiği anda elle oynayıp, “Biz atamadık, siz atın” dercesine, penaltı yaptırdı. Thiam da bunu geri çevirmeyip, 23’te penaltıdan ağları gördü: 1-0. İlk yarıda sürekli atak deneyen Kartal’da Rıdvan uygun durumda dışarı attı. Ghezzal’ın serbest vuruşu direği sıyırdı. Son dakikalar içinde ise Emirhan’ın şutunu kaleci Lung çıkardı. Bunca hengame içinde Beşiktaş 3-4 farklı önde kapatabileceği devreyi, geride bitirip içeri girdi. Kayserispor, önde olmanın avantajı ile skoru koruyup, kontratak denemeleri yapmak ile yetindi.

Ismael’in hamleleri

Beşiktaş ikinci yarıya gol ile başladı! 50’de Ghezzal’ın serbest atışından gelen topu Atiba aşırdı, Serdar uçarak kafayı vurdu: 1-1. Skora denge gelen karşılaşmada, Ghezzal ve Batshuayi kaçırdı. Maçın kırılma anı Valerian Ismael’in; Alex, Kenan ve N’Koudou hamleleri oldu. Nitekim, 75’te Atiba’nın pasında N’Koudou takımını öne geçiren golü attı: 1-2. Bu golden sadece üç dakika sonra aynı futbolcu kendisine yapılan penaltıda, kaleci Lung ve topu farklı köşelere gönderdi: 1-3.

Maçta çift sarıdan atılan Montero derbide cezalı duruma düştü. Kayseri’nin son bölümdeki yoğun baskısı, 90+6’da Cardoso’nun kafası ile gole dönüştü: 2-3. Üç puan alan Beşiktaş derbiye kilitlendi.

Beşiktaş’ın teknik patronu Valerien Ismael, “Vizyonumuz Avrupa. Haftada üç maç oynamayıp sadece içeridekilere bakalım mantığında hiç olmadık. Mutlaka kupalarda olmak istiyoruz” diyerek durumunu apaçık ortaya koydu. Ligi ilk beş içinde tamamlama adına kalan maçların kayıpsız geçilmesi gerektiği ortada. Kayseri sınavı bu anlamda bir final. Farklı bir karşılığı daha var. O da; derbiye moralli çıkmak. Kasımpaşa yenilgisi ile bozulan morallerin düzelmesi herkesin beklentisi. Beşiktaş için Kayseri deplasmanı gerçek anlamda bir maçtan çok daha fazlası. Alınacak üç puan, takımı çok farklı yerlere taşır. Aksi durum da öyle!

Batshuayi atarsa

Valerien Ismael, yine Pjanic ile Alex arasında kararsız. İki ilk 11 takıntılı futbolcu ile ne yapacağına karar vermiş değil. İkisi birlikte olmuyor. Teker teker de verimleri yok. Geriye bir seçenek daha kalıyor. İkisini de oynatmama. Bu radikal kararı göze alması da zor. Bu kaotik ortamda yine Batshuayi öne çıkıyor. Belçikalı, gol kaçırma değil de atma moduna girerse arkası çorap söküğü gibi gelir.

Savunma öne çıkmalı

Kartal’ın orta sahası dinamik değil. Tam aksi kırılgan. Bu da, rakibin hızlı ve kolay şekilde geriye gelmesini sağlıyor. Geride görev yapanlar, ‘Dalton Kardeşler’ gibiler!. İkram için adeta birbirleri ile yarışıyorlar. Ersin de zaman zaman eşlik ediyor. Genç kalecinin pozisyon almasında eksiklikleri var. Yüksek toplara çıkıp-çıkmama konusunda zamanlama ve pozisyon hataları direkt skora yansıyor.

Sağ kanat da olmasa

Kartal’ın saat gibi işleyen tek yönü; sağ taraf. Önlü arkalı oynayan Ghezzal ve Rosier takımı atağa kaldıran ikili. Son maçta, Rosier kayış attı! Ghezzal yalnız kaldı. Bu kez durumu terse çevirme şansları var. Kalabalık orta saha, savunma güvenliğini sağlar, forvet hattı skor üretirse Güneş yeniden açar.

Aynı sezonda üçüncü hoca ile çalışan Beşiktaş’ta yeni teknik patron ve sisteminin ateşi çabuk söndü. Avrupa hedefi için kilitlenen camia, son dört maçta 7 puan ikram etti. Valerien Ismael ile kazanılan ivme, Trabzon maçı ile başlayıp zirve yaptı. İçeride alınan farklı Kasımpaşa yenilgisi ile dibe vuruldu! Bu kadar git gellerin yaşandığı takımda asıl sorun ne ona bakalım. Nerede ise yeni yıl ile birlikte hedefsiz kalındı. Beşiktaş, yıllar sonra ilk kez bu kadar erken koptu lig ve kupadan... Ayrıca da trajik olarak Avrupa’dan... Bunun en büyük sorumlusu futbolcular. Oğuzhan, Gökhan, Mehmet gibi isimleri yazmaya gerek yok. Diğerlerinin de yok aslında birbirlerinden farkları. Bu kaotik ortamda, hangi hoca gelirse gelsin durum değişmez.

Bilinmeyenleriyle son durum...

Fransız hoca, bu açıdan bir şans. Kayıp sezonda takımı içten görüyor. Kapasiteleri tartıya koyuyor. Gidip-gelecek isimleri belirliyor. Özel sistemine uygun transferler planlıyor. En azından bir sistem adamı. Buna bağlı kadro yapılanması ile yeni sezonda zirveye oynayan, şampiyonluk kovalayan bir ekip yaratacaktır. Mevcut durum içinde Jose Mourinho gelse bir şey farketmez. İşte bilinmeyen yönleri ile takımı bu hale getirenlerin durumu!

Miralem Pjaniç:

Bosnalı futbolcu, yıllık 3.2 milyon Euro alıyor. Golü geçtik, ligde üç asisti yok. Eğer nargile içmeye gösterdiği özeni, ilgi ve ayrıcalığı futbola yansıtsaydı çok farklı olurdu. Ama o, yan gelip yattı!

Josef de Souza:

Sezon başı yanına Atiba’yı da alıp Sergen hocanın karşısına dikildi. “Kondisyoner Stefano’yu istemiyoruz” dedi. Elbette Sergen hoca dik durup kapıyı gösterdi. İyi oynuyor gibi gözükse de geçen yılın çok gerisinde kaldı.

Alex Teixeira:

Futbolda dün yok. Ukrayna’daki kariyeriyle ün yapmıştı. Çin sonrasında Beşiktaş’a, geçmişi sebebiyle alındı. Katkısı yok. Üstelik 11’de olmayınca tepkisi çok. Maça başlamadığı zaman olay adam haline geliyor.

Cyle Larin

Money Man (para adam) lakabı haksız yere takılmadı. Serbest kalacak olması üzerine futbolu bıraktı! Kanadalı önce nerden, nasıl daha çok kazanırım derdine düştü. Kulüp ile anlaşamayınca da işi komple saldı.

Michy Batshuayi

Belçikalı, ligde toplamda 4’ü penaltıdan 14 gol attı. Yüz dört kaçırdı(!) Beşiktaş ile kimyası bir türlü uyuşmadı. Yeni sezonda yeni takımı için şimdiden kendini göstermek istese de finallerde hep eksik kaldı.

Domagoj Vida

Senelerdir takımın en çok kazanan ismi. Hiçbir resmi teklif gelmemesine rağmen, “Avrupa’dan taliplerim var” diyerek kendisine adeta pazar yaptı. Transfer pazarlıkları sürerken motivasyonu kaybetti.

Ersin Destanoğlu

Rüştü Reçber, “Eğer idmanda üstüne bir şey daha koyayım diye çalışmazsam, bırakma zamanım gelmiştir” demişti. Genç kaleci, menacer ve medyanın abartısı sonrası, “Ben oldum” der gibi. Oysa daha yolun başında. Bu da pozisyon hatalarına yol açtı.

Rıdvan Yılmaz

Gençleri vitrine koyup pazarlayan temsilcileri var. Rıdvan mesela. “Lyon istiyor. Almanlar, İngilizler peşinde. İspanyollar, İtalyanlar kanca attı” türünden aslı olmayan durumlar ortaya atılıyor. Bu haliyle Beşiktaş’ın sol taraf oyuncusu olamaz.

Ghezzal&Rosier

Kara Kartal’ın sağ hattında önlü-arkalı oynayan bu ikili, geçen sezona göre ortaya koydukları performansla istikrarsız bir görüntü içerisindeler. Aslında her maç aynı tempo beklemek haksızlık. Ancak daha iyisini yapma kapasiteleri var.

Güven Yalçın

Genç golcü, yeni sözleşme peşinde. “İmza atarım ama oynama garantisi isterim” diye tutturmuş. Oysa burası Beşiktaş. Kimseye forma verilmez. Çalışıp alınır. Bu kafa yapısı sahaya da yansıyınca sonuç ortada.

Valerien Ismael ile yeni ivme yakalayan Beşiktaş, eldeki son hedef olan Avrupa kupaları için umutlanmıştı. Değişimsonrası esen ılımlı rüzgarlar dün gece yerini kasırgaya bıraktı. İlk yarı dökülen Kartal, iki farklı geri düştü. İkinci yarı toparlanmasına rağmen gol atamadı. Beşiktaş farklı yenilip taraftarını üzdü. Ligin flaş takımı Kasımpaşa, üç puanı 3 gol ile alıp çıkışın tesadüf olmadığını göstermiş oldu. Ancak futbolcuların her pozisyonda kendilerini yere bırakmaları, tribünlerin haklı tepkisine yol açtı.

Sistem çöktü

Beşiktaş maça tutuk başladı. Yeni sistem içinde kritik bölgelerde görev yapan isimler, etkili olamadılar. Rosier sağ, Rıdvan sol kanatta silik kaldı. Pjanic orta alanda kayıpları oynadı. Güven ile Batshuayi birbirlerinden kopuk kaldılar. Souza ve Ghezzal’ın bireysel çıkışları da, durumu terse çevirmeye yetmedi. Savunma kademe hataları yaptı. Vida, yenilen gollerde seyirci kaldı. İlk yarıda sistemi çöken Kartal, devreyi yenik kapadı. Kasımpaşa rakibini çok iyi analiz etmiş. Gücü ölçüsünde kontrollü oynadı. Kontra denemeleri yaptı. Savunma arkasına atılan uzun paslarda skor üretmeyi denedi. Önce yan direğe takıldı. Devamında Muleka, Vida’nın önünde ayak koyup golünü attı: 0-1. Beşiktaş, 28’de yendiği gole karşılık vermek için yüklendi. Ancak şuursuz baskı gol getirmedi. Uzatmada, Ben Ouanes savunma arkasına sarktı. Ersin tereddütte kalınca top ağlarında gördü: 0-2..

Hamle üstüne hamle

İkinci yarıya Umut ve Emirhan hamlesi yaparak başlayan Ismael, maça hareketlilik getirdi. Her iki futbolcu oyunu karşı alana taşıyan isimler oldular. Kasımpaşa bu yarı tamamen savunmada kalıp skoru koruma yoluna gitti. Kenar yönetimin Kenan hamlesi ise takıma katkı vereceğine, forvet hattını daha da geri itti. Gol için yüklenen Beşiktaş; savunmayı ihmal etti. 82’de Umut’un kaptırdığı topta maçın yıldızı Muleka skora belirleyen golü attı: 0-3.

Beşiktaş, elde kalan tek hedef olan Avrupa kupalarının hayalini kuruyor. Ligin formda ekibi Kasımpaşa’yı ağırlamak için hazırlıklarını tamamlayan Kartal, üç puan için tüm planları yaptı. 3-4-3 sistemi ile sahaya çıkılsa da, diziliş; 3-6-1 olarak yansıyor. Ismael’in fark yaratan yeni sistemi, rakibi bozup topa sahip olma üstüne kurulu. Pres, mücadele, skora bakmaksızın yüksek motivasyon ve takım oyununu öne çıkarıyor.

Kadro istikrarı yakalandı

Her maça aynı 11 ile başlayıp iskelet kadro oluşturuldu. Yeni sistem ile daha çok pozisyona girilmesine rağmen gol zor atılıyor. Buna rağmen, yenilen basit gollerde tam tersi durum söz konusu. Bu akşamki maç yine dolu tribünler önünde oynanacak. Taraftar desteği ile erken gol farklı skor getirir. Batshuayi girdiği pozisyonlarda sayı üretirse uçup uçurur!

3 puana yakın duruyor

Rosier ve Ghezzal en formda isimler. Sağ tarafta, önlü arkalı etkili oynuyorlar. Rakibin de handikaplı bölgesi sağ yanı. Kartal, Kasımpaşa’nın bu handikabını artıya çevirirse işi daha da kolaylaşır. Nereden bakarsak bakalım üç puan Beşiktaş’a yakın duruyor.

Beşiktaş, Valerien Ismael rüzgarını arkasına alıp, gündem oldu. Fransız hoca kısa sürede Kartal’ın havasını değiştirmeyi bilmişti. Avrupa kupaları için yarış içinde olduğu Alanyaspor ve Adana Demirspor’un puan kayıpları, ayrı motivasyon yarattı. Ancak, bütün bunlara rağmen Giresun deplasmanından üç puan çıkmadı. İlk yarıda evinde yenilen Siyah-Beyazlılar; bu kez de 1 puan ile yetinip, Avrupa yolunda sıkıntılı sürece girdi.

Şut çok, gol yok

Beşiktaş, orta alanı kalabalık tutup, önde baskı yaptı. Deplasmanda oynamasına rağmen, golü düşündü. Rakibi bozup, oyun kurmasına engel oldu. Buna rağmen Giresunspor da tehlikeli kontra denemeleri yaptı. Ancak Ersin’in kalesine şut atamadı. Kartal’da ise adeta şut bombardımanı vardı. Batshuayi, Ghezzal, Rıdvan ve Alex’in denemeleri boşa çıktı! Final vuruşlarında etkisizlik vardı. Ev sahibi takımın kalecisi Okan, iki net gol vuruşuna, iyi yer tutarak, geçit vermedi. Rosier ve Rıdvan’ın ataklara katılma isteği ve iştahı uygulamaya yeterince yansımadı.

Taktikler çakışınca

Her iki hoca karşılıklı iyi analiz yapmışlar. Öyle ki, ‘ikiz’ taktik gibi oynadılar. Önceliği birbirlerini bozmaya verdiler. Bu da kör düğüm oluşturdu. Giresunspor, kapasitesi ölçüsünde mücadele etti. Açılıp saçılmadı. Ayağını yorganına göre uzattı. Bir puan olsun, bizim olsun. Bir de sürpriz gol bulursam, üstüne yatarım (!) mantığı ile oynadı. Kartal’da; Batshuayi kaçırdıkça, düştü. Alex etkisiz kaldı. Pjanic ve N’Koudou hamleleri işe yaramadı. Rosier, tehlikeli çıkışları yapamadı. Ortada Souza dinamik kaldı. Güven, oyuna hareketlilik kattı. Bir türlü gelmeyen gol, stres yarattı. Kayıp iki puan, Avrupa hedefinde sapma yarattı.. Ligde kötü rüya görmek istemeyen Giresunspor, bir puanı kazanç olarak hanesine yazdırmasını bildi.