‘’Klasik Avrupa dönüşleri‘’
Roma gibi zorlu ve yüksek efor isteyen bir maçın dönüşünde elbette sıkıntılı olacağı bekleniyordu. Bu beklentiye sakatlıklarında eklenmesiyle dün gece ki performansın makul karşılanması Trabzonspor cephesinden bir nebze daha artıyor. Öte yandan dün gece Trabzonspor’un diğer resmi maçlarında çok net bir şekilde görülen; 'yerli bekler' sorunu ve Bakasetas dışında rakibi rahatsız etmeme ve oynamasına izin verme sorunu görülmüş oldu…
Kazanmak alışkanlık oldu
Trabzonspor, futbolseverlere dün gece sıkıcı ve kötü bir futbol izletmiş olabilir fakat buna rağmen durumu idare etti, eksikleri, yorgunlukları ile kazanma odaklı bir oyun oynadı ve sonucunda 3 puanı aldı. Trabzonspor’u tebrik etmek gerekir zira kazanmayı alışkanlık haline getirmiş oldu.
‘’Mourinho'nun tuzağına düştük‘’
Cornelius’un sakatlanıp çıkmasına kadar her şey Trabzonspor için kontrol altında gidiyordu. Yine Trabzon’dakine benzer bir saha dizilişiyle adeta kendi yarı alanında bekleyen, topla oynama yüzdesi gibi bir derdi olmayan Roma takımı vardı. Uzmanı olduğu savunma futbolunda Morinho, tuzaklarını da yine bekleyerek kurgulamış gibiydi. Belki de ilk gelişlerinde golü bulmaları, ilk maçın da skoru düşünüldüğünde Trabzonspor’un gardını düşürmeye yetti.
Ömür’den dönüş sinyalleri
Özellikle oyunun ikinci yarısına, bizim lig için kısa süreli de olsa işini icra etmekte zorlanmayacak ama Avrupa ritmi için artık hayli düşük görüntü veren Gervinho’nun yerine Abdülkadir Ömür’le çıktı Abdullah Avcı. Ömür, Kasımpaşa maçında sakatlanana kadarki bölümde verdiği güçlü görüntüye yeniden dönüşün sinyallerini verdi. Bu tercih pas trafiğinde, hücum organizasyonlarında ‘dönemsel’ hareketlilik getirse de yeterli olmadı. Özellikle Patricio ki, maç sonunda saha ortasında hocası Morinho’nun özel tebriğiyle ödüllenen performansıyla sahanın en iyisiydi...
Lig performansını
etkilemez Patricio’nun karşılaşmada ön plana çıkışı, Trabzonspor adına bir teselli midir bilemem ama dün gece Trabzonspor için ‘bizim lige dönüşü nasıl olacak?’ soruları sorulmuştur zihinlerde. Cevabının çok olumsuz olduğunu düşünmüyorum. Dün gece Trabzonspor, kura talihsizliğiyle başladığı işi; turu kaybetmekten çok sakatlıklar nedeniyle üzülerek bitirmiş oldu. Güçlü bir imtihandan, güçlü derslerle dönüyor Trabzonspor. Bu anlamda galip sayılır bu yolda mağlup demek ve mücadeleyi alkışlamak gerekir...
‘’Yükün mükemmelliği‘’
Trabzonspor, Roma maçı öncesi son karşılaşmasını Sivasspor’la korakor oynamanın artılarını da eksilerini de bugün elbette yaşayacaktır. Dinlenme koşulları gerçekleştiğinde mücadele gücü yüksek, heyecanı hiç düşmeyen karşılaşmalar oynamanın sakıncası yok, katkısı da bir o kadar çok... Ancak seyahatler, maç trafiğinde yoğunluklar kısmına bir de son maçın yüksek enerjili oynanması faktörü eklendiğinde; bugünkü maça dair bir çok değerlendirme için Sivas maçına atıflar yapacağız gibi. Roma karşısında bugün benzer büyüklükte bir mücadele seviyesi yakalanacağı için Trabzonspor şimdi ilk Roma maçına göre daha hazır diyebiliriz. Ve tabii artık Siopis var, üstelik yerli yabancı kritersiz bir mecrada... Enerji kelimesinin bugüne kadar kullanılmamış bir diğer adı da ‘Siopis’ olabilir mi? Onun yabancı kuralına takılmayacağı düşünülürse Trabzonspor lehine bir büyük pozitiflikten daha söz edebiliriz.
Siopis faktörü
Elbette rakibin gücü, ilk maçın skoru, saha ve seyirci avantajları Roma tarafında. Ancak deplasman golü diye bir şey kalmadı, saha seyirci konusu da deneyimli oyuncularının fazlalığı ile Trabzonspor adına sorun teşkil etmez. Geriye kalan tek şey hücum gücüne herkesin şapka çıkardığı Trabzonspor’un Siopis destekli yeni haliyle mutlak kazanma konsantrasyonunu uygulamaya dökmesi. Kazanmak, Roma’yı elemek, Konferans Ligi’ne kalmak, ülke puanı kazanımları düşünüldüğünde ‘yükün mükemmelliği’ bile ekstra motivasyon kaynağı olabilir.
‘’Müthiş mücadele‘’
Sezonun ortalarına doğru görülmesi beklenen müthiş mücadeleler vardır ya... Tam da öyle bir karşılaşma oldu... Bir tarafta Trabzonspor, diğer tarafta Sivasspor heyecanı hiç düşmeyen bir oyunun iki aktörü oldular. Maçın türlü bölümlerinden alınacak her 4-5 dakikalık kesitler karşılaşmayı fevkalade özetler gibiydi. İlk dört dakika içinde etkili başlayan bir Trabzonspor, yine o ilk dördün içinde bekleyip, doğru kapanıp hızlı geçişlerle pozisyon bulacağını gösteren Sivasspor izledik. Ne kazanan Trabzonspor için kolay maç oldu, ne de kaybeden Sivasspor için oyundan düşüş. Trabzonspor’un özellikle transfer döneminde yaptığı nokta hamlelere aynı şekilde ‘Sol bek’ ekleyememiş olması transfer dönemi bitene kadar çözülmesi gereken en önemli konu olduğunu bir kez daha gösterdi. Ki İsmail Köybaşı tüm iyi niyetine rağmen, iki kez kurtarılmış bir penaltının Trabzonspor kalesinde gol olma sebebi olması, aksamanın ayyuka çıkması haliydi.
Siopis’in önemi...
Tam da Sivasspor’un eşitlik için geldiği anlarda Siopis hamlesi, takıma ciğer takviyesi yapıldı sözünü doğrular gibiydi. Siopis, ligimizde 6 numaraların ne kadar önemli olduğunun, bir değil bir kaç kişilik oynanabileceğinin de delili gibiydi aldığı süre boyunca. Trabzonspor da, Sivasspor da perşembe günü ülkemizi temsil etme adına iki çok ciddi sınava çıkacaklar. Dilerim ki dün gece enerjilerini sahada harcamış olmasınlar. İşte öyle bir büyük mücadele izledik Trabzon’da.
‘’Roma öncesi moral maçı‘’
Avrupa’da benzer skorlarla sahadan ayrılan iki temsilcimizin maçında, perşembe gününe havale edilmiş stres gözükebilir. Trabzonspor içinde bulunduğu iki kulvarın da hakkını verecek kadro kurdu. Aksilik, karşısına Roma gibi bir dev çıktı. Avrupa’da rövanş düşünülerek bugün kadroda bir değişim yaşanabilir. Yerli-yabancı kuralının oluşturduğu kafa karışıklığı ve mağduriyet nedeniyle Abdullah Avcı denklemlerini Roma ve Sivas odaklı kuracak ve saygı bekleyecektir. Bizim ligimiz için mükemmele yakın bir kadro ve özellikle de hücum hattı ile Trabzonspor rakip ceza sahası içinde sezon boyunca sıklıkla göreceğimiz bir takım. Sivasspor’un da doğru kapanıp, Trabzonspor’a karşı bir antitezle sahada olacağı aşikâr durum... Yine hücum organizasyonlarında kanat ve merkezden çeşitliliği bol, pozisyonları zengin, skoru elde eden bir Trabzonspor izleyeceğiz gibi.
Sivas zaafları kullanabilir
Ancak azalan zaaf olarak görülen dönüşler ve takım savunması konusunda ki hücumculara bağlı sorunlar; Sivasspor’un kenar ve merkez geçişlerinde lehine kullanacağı argümanlar da olabilir pekala. Trabzonspor’da Hamsik ve Bakasetas öne çıkan oyuncular olmaya yakın. Cornelius’un gollerine devam edeceğini düşünüyorum. Fırtına, 3 gün sonra oynanacak Roma rövanşı öncesi kazanıp, İtalya’ya moralli gitmek isteyecektir.
‘’Tur gitmedi‘’
Mourinho’nun da ifade ettiği gibi oldu... Adeta bir Şampiyonlar Ligi mücadelesi izledik gün gece... Roma, bugün Şampiyonlar Ligi kuraları çekilse puanı ikinci torba seviyesinde ve Konferans Ligi’nde bu seviye takım yok... Trabzonspor böylesi bir eşleşmenin ilk maçında futbol adına en az rakibi kadar doğruları olan taraftı. Baştan ifade edelim. Deplasman golü uygulamasının olmadığı düşünülürse tur henüz gitmiş değil. Lig ve Molde maçları düşünüldüğünde Trabzonspor’un her geçen gün oyununu geliştirdiği de ortada.
Geri dönüş hızı harika
Özellikle en büyük problemi olarak gördüğümüz geri dönüş hızı, rakibin gücü de düşünüldüğünde şu ana kadar ki “kendi en iyisi” idi. Kalesinde gol gören, doğru hamleler yapabilen, pozisyon bulan, rakip kim olursa olsun skor da üreten bir Trabzonspor var. İzleyen herkesin kafasında “Bu Trabzonspor bizim ligde ne yapar?” sorusu var. Lig için harikulade seviyede, Konferans Ligi için ise Mourinho’nun Roma öncesi turu garantileyemeyeceği bir organizasyon takımı izlemiş olduk.
‘’Mükemmel başlangıç...‘’
Hücum gücünün yüksekliğini Molde maçlarında gördüğümüz Trabzonspor lige mükemmel bir sonuçla başlamış oldu. Takım savunması konusunda eksiklerini de yine Molde maçları üzerinden okuduğumuz Trabzonspor, bu konuda skora rağmen zamana ihtiyaç duyduğunu da göstermiş oldu. Bakasetas, Hamsik, Nwakaeme, Gervinho ve sanki Cornelius’un gelişiyle işin ciddiyetini daha da kavramış bir Djaniny performansı izledik.
Eğitim maçı!
Bu futbolcu grubu ve oyuncuların yetenekleri düşünüldüğünde oyunun savunma tarafında aksaklıklar son derece normal. Kadroya takviye ile bu konuda çözüm üretilebilir. Ancak mevcutla düzeltilmesi gereken en önemli şey çıkışlarda pas hatalarını minimize etmek ya da atak sonlandırma konusu… Abdullah Avcı’nın kenardan 'pas' temalı uyarılarını sıklıkla yapması, maçı aynı zamanda bir 'eğitim' maçına çevirdi diyebiliriz.
Kazanımların en büyüğü...
Dün akşam Trabzonspor perşembe gününü de düşünerek, zemini ve nemi de dikkate alıp zaman zaman "Enerjimi ekonomik kullanayım" da demiş ve atak yemiş de olabilir pekâlâ. İlk haftalar kazanmak önemlidir… Kazanırken de dersler almak, hataları görmek kazanımların en büyüğüdür. Malatya’dan dönüşün kazanımları bu anlamda sezonluk kazanımlar oldu Trabzonspor adına…
‘’Etkili başlar!‘’
Yazarımız Olcay Çakır, Trabzonspor'un, Yeni Malatyaspor'la oynayacağı maçı değerlendirdi.
Molde maçlarında yaşananlar ve oluşan fikirler bizim ligimiz için çok önemliydi. Büyük bir hazırlık organizasyonu gibiydi bu maçlar. O gözle izlendiğinde ve düşünüldüğünde Trabzonspor hazır bir takıma karşı her iki maçı da etkili oynayarak hem turu hem de sınıfı geçmişti.
Dersler devreye girecek
Hücumda etkili olunmasına rağmen, bitiricilik eksikliği işi penaltılara götürmüştü. Bu durum Trabzonspor için sezon başı düşünüldüğünde sonuca yansıtma konusunda eksiklikler olduğu kanaati oluşturmuştu. Hücum gücü çok yüksek bir Trabzonspor var şimdi. Bu güç, defansif melekeleri nispeten zayıflatan durum gibi gözükse dahi dersler tam da bu aşamada devreye girecek gibi.
Forvetler yıldızlaşır
Cornelius’un süre alması halinde bu hücum zenginliğinde sezona etkili başlamaması için bir neden yok. Trabzonspor’da Nwakaeme, Gervinho, Bakasetas ve Hamsik gibi oyuncular birbirleriyle oynadıkça rakip ceza sahası içinde topla buluşma sayısı belli düzeyin altına düşmez. Bu durum Djaniny ve oynarsa Cornelius’u yıldızlaştırır…