Arama

Popüler aramalar

‘’Çıkıldı ama...‘’

Malatyaspor... Dışarıda kurt, içerde kuzu. ASY gecesine de iyi başladı.
Aşık şık vurdu kafayı, olmadı.
Hemen ardından...
‘Gitti gidiyor’ denilen Aydın...
Gole gidiyor 1-0.
Gol kadar, gole geliş de güzel.
Hamzaoğlu da iyi top oynatıyor...
Ama onda Skibbe silahları yok ki!
Mustafa, Celil, Alper, Fatih...
Süper Lig deneyimli. Diğerleri?
Belki de ASY’de ilk geceleri.
Özkalfa bir avantaj oynattı...
Ordinaryus usta işi. Bravo.
Aydın’ın saçına kıllananlara!
Eğer kelaj olsaydı, yanmıştı!
Topuzu ‘hava yastığı’ işi gördü.
Ucuz kurtuldu...
Karan 45 dakika kokladı...
Sonra bir çaktı misss... 2-0.
Sivas provası başladı sanki...
İki Emre yan yana...İki de sarı!
Gün görmedi, kırmızı gördü yani!
3 stoper Sivas’ta yok.
Prova oldu... Drama.
Alper’den kafa ve 2-1
Karan asist ve Arda 3-1
Koyuncu kurt oldu. Oldu 3-2.
Yaser yerde... Penaltı.
‘Kendi yapar, kendi atar’ 4-2.
Gruptan çıkıldı ama!
Sivas’ta stoper yeri riskli...
Di mi?

18 Ocak 2009, Pazar 03:30
YAZININ DEVAMI

‘’Gizem Girişmen...‘’

Mutlaka bilirsiniz! Gizem Özdilli’yi... Hani şu manken hanımefendi canım! Peki Gizem Girişmen’i bilir misiniz?
Paraolimpik oyunları okçuluk şampiyonu.
Ya İsmail Temiz? Semiz(!) değil...Temiz.
PKK’nın hain mayını kurbanı...
Ampute Futbol Milli Takım kaptanı...
Samsun Çarşambalı kahraman gazimiz...
Ya Selim Demirdağ?
Kıtalararası Şampiyon, kariyerli...
Galatasaraylı basketbolcu...
Gizem Özdilli, Semiz’i değil...
Gizem Girişmen, İsmail Temiz...
Selim Demirdağ ve onlar gibi sporcular...
Hemen akla geldiği gün...
Anlamalıyız ki...
Sporda çağdaşlığı, doğruyu yakalamışız...
Aksi halde hava... Ve de cıva.
TSYD mükemmel bir seminer düzenledi...
Müthiş söylemler dinledik, bilgilendik...
Ama Gizem Girişmen’in bir cümlesine...
Kilitlendik...
‘Benim için önemli, altın madalya değil’
‘Çağdaş TÜRK insanını layıkıyla temsildi’
Gizem kızımız henüz 27 yaşında ve
Bedeninin üçte 2’si duyarsız...
Ama beyni, azmi yüzde 100...
Hatta fazlasıyla duyarlı ve aydınlık
Örnek alınmalı, ders olarak tanımlanmalı...
Temiz, Demirdağ ve arkadaşları...
Spor etiğinin kurtuluş reçetesidir.
Bu çocuklar, engelli beyinlerimize...
Engel atlatabilir!
Önce insan sonra spor değerleri...
Azimle, inançla, yürekle kanıtlanırmış...
Söylemediler...İspat ettiler.
Uyanmamamıza vesile olacak, çocuklarımıza...
TSYD’ye şükranlarımı sunuyorum.

16 Ocak 2009, Cuma 03:30
YAZININ DEVAMI

‘’Bugün bari!‘’

Galatasaray bugün bari, tam kadro oynasa. Son vaziyet ne? Görmek lazım.
Hani şu kritik 5 aylık dönem adına.
Doğru kadrolarla, kupa değil...
Kupalar kaldırılabilir.
Karan’ın karalar bağlaması sonlanıp...
Büyük Kaptan Bülent Korkmaz sonrası...
UEFA Kupası maliki, bir büyük kaptan daha.
Yakışmaz mı? Yakışır.
Karan gol vuruşunda, dünya çapında.
Ehhh... Böylesi Allah vergisini...
UEFA tacı takıp süslemek, yakışmaz mı?
Ümit de davranacak ama! Yırtacak kefeni.
Hani şu gereksiz transfer işlerine de...
Kulak asmayacak, işine bakacak...
Gol imalatı işi canım! İsterse yapar.
Kralını da atar.
Biliyorum, biliyorsun, biliyorlar.
Ümit...
O halde ne bekliyorsun? Haydi gole...
Arda soldan, Lincoln ortadan...
Sabri sağdan, Kewell her taraftan...
Barış topu süslemeyecek, hemen salacak...
Ya Baros ya da Ümit filelere bırakacak.
İtalyan tutar, Meira, Emre, Hakan kollar..
Servet yetişir... Yetişmezse takımın da...
Kapsülü patlar... Sırf omuz değil!
Gol yenilmeyecek, bolca atılacak.
Buradan kolay gözüküyor!
Oradan da zor... Biliyorum.
Ama zaten o yüzden ben burada.
Siz de orada.
Arda’ya da mahsus selam ederim.
Eski havasını bulmuş... Sevindim.
Radyospor Cup’ta bugün bari...
Parazit olmasa. Ona da sevinirim.

13 Ocak 2009, Salı 03:30
YAZININ DEVAMI

‘’Nonda fonda!‘’

Radyospor Cup organizasyonunda da anlaşıldı ki... Nonda’dan ses yok. Ancak fonda bulunuyor ve obje olmayı beceremiyor. Belki de istemiyor. Sözleşmesi uzatıldı, bitene kadar garantide ya! Fonda kalacak, idare edecek. Ne zamana kadar? Yeni sözleşme günleri yaklaşana kadar. Bu değerlendirmenin kaçırdığı penaltıyla ilgisi yoktur. Futbol bu, kaçar ama futbolun emeğinden kaçmayacaksın.
Galatasaray’ın önünde yeniden tarih yazabileceği beş aylık bir dönem var. Doğru seçimlerle, başarabilecek bir kadro yapısı da var. O halde davranmalı Skibbe de, yönetim de. Dün oynayan gençlerden Aydın, Mehmet Güven, Yaser her 90 dakikada iş yapar. Katkı sağlar. Nonda park halinde beklerken, onların çabaları saygı uyandırdı. Ferdi’de malzeme var ama bulunduğu yer de Galatasaray! Bekleyecek vakit yok yani. Kurtuluş da yarınların çözüm reçetesidir. Şu dönemin değil ama.
Galatasaray’ın ‘ofsayt yutturması yapayım’ derken yediği goller için ne demeli? Tek kelimeyle ‘ayıp.’ Hele hele Almanlar’a bunu yapmaya kalkışmak, intiharla eş değerli. Adamlar ‘milimin değeri nedir?’ hesaplayan bir millet. Babalar gibi de uygulayan bir millet. Sen saçma sapan organizasyonunla maliye müfettişi titizliğindeki Alman sporculara yutturmaya kalkıyor ve 3 golü kalende görüyorsun.
Ümit Karan penaltıdan, menaltıdan attı mı? Attı. Bence bu çocuk transfer sofralarına meze edilmemeli. Yönetim çanak tutmamalı ve şu kritik dönemde, gol ustalığından, özel vuruşlarından mutlaka yararlanılmalı. Başka hesaplara dalınmamalı! Tamam mı?

12 Ocak 2009, Pazartesi 03:30
YAZININ DEVAMI

‘’D-SMART‘’

1. Lig futbolunu ‘gazoz’ zannetmeyecek...D-SMART alacaksınız. Her hafta birbirinden güzel 3 maç. Galatasaraylı futbolcular almış olsaydı...
Dekoder sayesinde... Lig ve...
Altay kalitesini görür...
Yasin ve Şehmuz’u koyvermez.
O şahane Şehmuz golünü yemezlerdi.
Bu kadar basit.
Fizik kalite, taktik mücadele...
Ne istersen var. Orada da var.
Dün gece de vardı. Nefes kesti.
Altay ilk yarının galibi...
Galatasaray mı? Havalardaki hovarda.
Kriz teğet geçmemiş, harbiden delmiş.
Farkında değil, harcıyorlar.
Top Altay kalesini...
Cadı kazanı mı zannetti? Kaçtı da kaçtı!
Mehmet Ayaz, Baros’tan bir top çaldı...
Çek’i ayazda bıraktı.
Erdi, Yasin ve Onur da iyiydi.
Gökhan, anaokulu öğrencisinin hallicesi!
Çok genç ama kapısını iyi bekledi.
82’den sonra da, sevinç nedeniyle gitti!
Top Arda’ya aşık. Nereye gitse peşinde...
Eee, hem çok hem de güzel sevince!
Barış, Zagor’un ‘Made in Turkey’ olanı.
Hindi gibi kabardı, doluya daldı!
Seni sen yapan, topu çabuk kullanman...
Macera değil, iş araman.
Aramadın dün gece.
Altay ‘kazanıyor mu?’ derken...
80. dakikadan sonra, tekledi ve stop!
MHK ‘forma çekilmeyecek’ dedi.
Duymadın mı Onur? Penaltı.
Gökhan anaokulundan ‘master’ a atladı, kurtardı.
Bir başka eski 1. Ligli... Yaser...
Kafa vuruşu ve beraberlik.
Sonra da Baros etti 2 ve galibiyet...

09 Ocak 2009, Cuma 03:30
YAZININ DEVAMI

‘’Ba'ad harab Al-Sakaryaspor!‘’

Hakan Şükür’e çağrı yaptım, ‘Tık’ yok... Duymadı belki!
Zirveden, aşağısı duyulmaz da!
Ama meslektaşız artık.
O da yorumcu benim gibi.
Aynı hizadan seslenelim o zaman.
Sayın meslektaşım ‘huuu’. Duydun mu?
Ba’ad harap Al-Sakaryaspor!
Türkçe anlamadın... Al sana Arapça.
Sakaryaspor harap olduktan sonra.
Duydun, ne fayda? Yolcu yahu!
Topu topu 4 ay...
Amatörce oyna... Damardan yani.
Kısa dönem askerlik gibi.
İhtiyaç var birader! Hayde memlekete.
Aziz Duran... Durma artık!
Yavuz Köprülüoğlu’nun önerisi müthiş.
İkinci yarı maç biletlerini alıyor.
Bir trilyonu kulübe veriyorsun...
Transfere destek... Şehrine kan.
Biletleri ister sat...
İstersen makarnayla beraber, halka at.
Sen bilirsin... Ama al şu biletleri...
Allahını seversen al!
Ba’ad harab Al-Sakaryaspor!
What are you doing Saint?
Gratitude and Stable, understand to me?
Bu İngilizceyle Cenevre’yi ikna ettim.
Belki sizi de ederim... I hope...
Yüksel Okçuoğlu bilir.
Yüksel dedim... Ufuk geldi aklıma!
Ne yaptın Ufuk? ‘Aslan yesin seni’
Denir mi? Yaktın şimdi Galatasaray’ı...
Hiç olmazsa ‘Lion yesin’ deseydin...
Aslan rakip yedikçe... Dinle şimdi...
Ağlakları... Mağlakları v.s. v.s.
Ba’ad harap Al-referee mi, sen de?

06 Ocak 2009, Salı 03:30
YAZININ DEVAMI

‘’Vizyoner & eyyamer‘’

Polat’tan ‘vizyoner’ bakış umdum. ‘Eyyamer’ duruş buldum.
Eeee... umduğunla değil.
Bulduğunla yetin devri.
Ya Galatasaray camiası?
Acaba yetindi mi? Bilemem!
Bekleyelim, görelim.
‘Kalli ihanet etti’ diyen kim?
Galatasaraylılar...
Haksızlar mı? Hayır.
Orta yerde kalan kim?
Galatasaray.
Orta yerde bırakan adamı...
Şimdi baş tacı eden kim?
Polat...
Başka Polat..
Başkan Polat değişmiş.
Ya da dönüşmüş!
Kulüp mali sıkıntıda ama.
200 bin Euro prim nereye?
Şampiyon yaptı diye Sezgin’e.
O zaman Kalli’nin hakkı yenmedi mi?
Bal gibi yendi...
Üstelik topu topu, 5 hafta için.
Adnan II’ye şampiyonluk primi.
Kalli’ye de ihanetin bedeli!
Sonra?
İhanetin primi mi?
Herr Florya’da ya!
Arada Şampiyonlar Ligi gitti.
Milyonlarca Euro da gitti.
Kongre alkışlıyor.
Aktar ve Divan alkışlıyor.
Medya da dinliyor...
‘Herkese ihtiyacımız var!’
Fetullah Hoca konusu!
Polat diyemedi...
‘Dua elbette şart’
‘Ama çalışmak da şart’
‘Duayla olsa’ Hoca...
‘Utah Light Eagles adıyla’
‘Futbol takımı kurar’
‘Dünyaya da tepeden bakar!’
‘Şeyh uçmaz ama mürit uçurur!’
Demiyor... Diyemiyor.
Polat’tan...
Vizyonerlik beklerken.
Eyyamerlik ürüyor.
Hayırlara vesile olsun...

30 Aralık 2008, Salı 03:30
YAZININ DEVAMI

‘’Psikolojik!‘’

Ülke sıkıntılarının adı kondu... Psikolojik! Doğalgaz kullanılamaması, astronomik fiatından... İşten atılmalar, iş yokluğundan... Ay başının bulunamaması, maaş azlığından... Kredi kartı felaketleri, para yokluğundan... Futbol hüsranları da, beceriksizlikten... Kaynaklanmıyor... Ana sebep psikolojik! Kaynak bilgi ; Başbakan Recep Tayyip Erdoğan. Bakan Unakıtan; Yastıkaltı doğalgaz, istihdam, para... Ne varsa ortaya çıkarılmasını... Kulüplerin de önlem paketi hazırlamasını önerdi... Fenerbahçe hariç... Kendi işini kendi görüyormuş, El classico EU! Herkes kukla... Onlar dev... İkonbahçe be. Fenerbahçeli arkadaşa zeplin fotoğrafı gösterilmiş... ‘İşte dev Fenerbahçe’ demiş arkadaş... Sonra bulutlar arasında, bir zeplin fotoğrafı... ‘En büyük Fenerbahçe, işte gökler hakimi’ çığlığı... Sonra yere düşüp parçalanmış bir zeplin... ‘Kahrolsun Fenerbahçe düşmanları’ diye, basmış feryadı,
Siz gördüğünüz her şeyi Fenerbahçe’ye bağlıyorsunuz... Ama her seferinde, siz de Fenerbahçe’mi gösteriyorsunuz...
Bu olayın da nedeni psikolojik... Yıllardır su, gaz, benzin,elektrik faturası gördüğünü...
Zannetmediğim Erdoğan’ın, halkın sıkıntısını yorumu... Veeee bazı Fenerbahçeli kardeşlerimin durumu...
Psikolojik.

26 Aralık 2008, Cuma 03:30
YAZININ DEVAMI