Arama

Popüler aramalar

‘’O gol var ya!‘’

-Van Persie’nin attığı gol, Fenerbahçe’ye hayat verdi.
-Galatasaray, Beşiktaş, Trabzon’un elendiği Türkiye Kupası’nda Fener’in şampiyonluk şansını yüzde 90’a yükseltti.
-Fener’in Süper Lig’de ‘kayboldu’ diye bakılan yarıştaki şansının ‘var’ olduğunu kanıtladı.
-Sarı-Lacivertli futbolcuların arkadaşlık ruhunu doruğa çıkardı.
-12. adamı yeniden heyecanlandırdı.
-Ve Bursa maçı öncesi bu galibiyet büyük moral oldu...

Advocaat’ın dönüşü

-Önce, Aatif’a yanlış yapılmıştı.
-Arkasından Emenike ve Van der Wiel’e, “Kendinize kulüp bulun” denildi.
-Mehmet Ekici’nin transferi yeni sezona kalınca ve Karavaev’in transferi ile işlerin yürümeyeceği anlaşılınca bu ikilinin kapısı yeniden çalındı.
- “Kim ‘gidin’, kim ‘dönün’ dedi” sorusunu Advocaat kısa ve öz cümlelerle cevapladı: “Yönetimle konuştum. Kararı ben verdim.”
-İyi de yaptı.
-Van der Wiel’i bilmem ama göreceksiniz Emenike ile Aatif, bu Fener’de çok büyük işlere imza atacaklar.

Olmaz olsun böyle...

Olmaz olsun böyle...
-Eğer top ‘53’ dakika oyunda kaldıysa...
-Eğer hakem 90 dakikada ‘97’ kez düdük çaldıysa...
-Ters kararlara imza attıysa...
Kusura bakmayın ama bunun adı “DERBİ” olamaz.
-Sahada futbolcular birbirine giriyor.
-Seyirci tribünden sahaya dalıyor.
-Soyunma odaları koridorlarında olaylar...
-İki eski arkadaş Oğuzhan ile Van Persie’nin dostluğunun bitişi...
-Maç öncesi ve sonrası yöneticilerden garip demeçler.
-Deliller, raporlar...
-Hasan Çetinkaya’nın kafasından akan kanlar...
-O bunu dedi, bu bunu...
Yeter yahu. Olmaz olsun böyle derbi..

Tosiç çocuk mu?

-Diyorlar ki; “Van Persie, Tosiç’i oyundan attırdı.”
-Diyorlar ki; “Tosiç, Van Persie’nin tuzağına düştü.”
Yahu Tosiç çocuk mu ?
32 yaşında. Fransa, Almanya, İngiltere, İspanya’da top koşturmuş.
Rakibi hakemin gözü önünde iterek yere düşürünce cezanın kırmızı kart olduğunu bilmiyor mu?
Ayrıca hakem, Van Persie’nin sert çıkışına faul vermiş.
Kırmızı kartı da gösterebilirdi.
Ama sen niye sinirleniyorsun?
O kart yüzünden Beşiktaş maddi ve manevi zarara uğradı. Ayrıca favori olduğu kupaya veda etti. Arena’da ilk yenilgisini aldı.
Özür diliyorsun ama özrün kabahatinden büyük bunu unutma.

Video-hakem gelecek

Her olaylı maçtan sonra konuşulanlar tek noktada odaklanıyor:
“Video-hakem gelecek. Dertler bitecek.”
Ne zaman?
Elbette yeni sezonda.
Bu da gösteriyor ki, yine her hafta aynı şeyleri yazacağız, aynı şikayetleri yapacağız.
Çaresi: Kritik maçlara yabancı hakem.
Haa... Hata olmayacak mı?
Elbette olacak ama hiç olmazsa, “Bu hakem şu takımı tutuyor”, “O hakem bu takımı tutuyor” dedikoduları sona erer.
Merak etmeyin, video-hakem uygulaması da başlasa biz yine bir kulp buluruz.

08 Şubat 2017, Çarşamba 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’İntihar...‘’

Kayseri yenilgisi asla ‘şanssızlık’ değildir. ‘İş kazası’ hiç değildir. ‘Facia’ da denebilir ama bana göre resmen İNTİHARDIR. Geçen hafta, “Fener ne zaman ileri gidecek?” diye sormuştum. Yazıyı da şöyle bağlamıştım: “İlk yarıdaki maçları hatırlayın. Kayseri maçını da çantada keklik görmeyin.” Amed’le kupa maçı oynandı. Aman Allahım, neler yazıldı çizildi. -İki gol atan Van Persie toparlanmış. Hollandalı, yeteneklerini göstermiş. -Bir gol atan Salih pasları ile dikkat çekmiş. Önce göklere çıkar, birkaç gün sonra eleştir. Olmuyor beyler, olmuyor. Bir düşünün, Van Persie ve Salih bugüne kadar ne yaptı? Biraz acımasızca olacak ama ikisinin de bu Fener’de yeri yok.

***

Alsaydın Başkan...

Aziz Yıldırım yine esti gürledi. Divan’da yaptığı konuşmada: “Quaresma bize gelmek istedi. Belgesi elimde” dedi. O zaman adama: “Neden almadın?” diye sormazlar mı! Başkan eleştirilerinde haklı veya haksız -ki bazılarında bana göre de haklı- ama durup dururken bu ani çıkışın yeri ve zamanı mıydı? İşte bu tartışılır. Başkan hep şikayetçi. Suç hakemlerin. federasyonun, MHK’nin, medyanın... İyi güzel de Başkan sizlerin hiç mi kusuru yok? Fenerbahçe, Kayseri’de perişanları oynadı. Transferlerin hali ortada. Lens’e bak, dökülüyor... Kaleci hariç her mevkide oynar diye reklamı yapılan Karavaev sahada var mı yok mu belli değil. Bunları kim aldı? Advocaat’ı kim getirdi? Gökhan, Caner ve Emre’yi kim gönderdi? Seyirci niye maça gelmiyor? Neden istifa diye bağırmaya başladı? Şampiyonluk şansı artık yüzde kaç? 25 milyona bunları anlatmanız lazım. Advocaat bir açıklama yaptı: “Problemin kaynağını biliyorum. Çözüm yolunu da biliyorum ama bunu basının önünde paylaşmak da çok doğru değildir.” Kayseri’den ‘4’ gol yedikten sonra bu konuşma garip değil mi?

***

Başım döndü

Galatasaray kötü oynuyor. Faturanın adresi hep aynı kişi. “Riekerink gitmeli.” -Berabere kalıyor: “Altyapıya dönmeli.” -Yeniliyor: Adaylar bir bir ortaya dökülüyor. -Galip geliyor: Göklere çıkarılıyor. Futbolcular seviyor, taraftar güveniyor, yöneticiler tutuyor. Yeter ama... Vallahi başım döndü.

***

Gitmeli mi kalmalı mı?

Podolski, “Kalacağım. Burada mutluyum” diyor. Nazifoğlu, “Kalacak” diyor. Hâlâ, “Gitmeli mi, kalmalı mı?” anketleri yapılıyor. Laga lugayı bırakın. Anketten gitmeli çıksa ne yazar çıkmasa ne yazar? Sonunda kararı verecek olan Podolski. Ve de Galatasaray Yönetimi...

01 Şubat 2017, Çarşamba 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Fener geri geldi‘’

Evet, Fener geri geldi.
Ama taraftar merak ediyor:
Ne zaman ileri çıkacak?
Fener’in 26 maçtır yenilgi yüzü görmeyen Başakşehir’i devirmesi sadece şampiyonluk yarışından kopmamasına yaradı.
Yani puan cetvelindeki yeri değişmedi.
Bu galibiyetle, Başakşehir zirveden indi, koltuğa, Fener’in ezeli rakibi Beşiktaş oturdu.
İki hafta önce Adana’ya kaptırılan 2 puan ve ligin dibindeki takımlara cömertçe dağıtılan puanlar aklına gelmiş olacak ki, Advocaat bile, “Kendi sahamızda kaybettiğimiz puanlar gerçekten inanılmaz. Anlaşılabilir değil” diye konuştu.
Bakınız Josef de Souza da Advocaat ile aynı görüşte.
O da diyor ki:
“Üst sıralardaki takımlara karşı sorun yaşamıyoruz.”
İyi mi oynadı?
Sadece bütün gücü ile savaştı, o kadar.
Başakşehir galibiyetini bu kadar büyütmek bana göre doğru değil.
Şunu hiç unutmayın, ligin ikinci yarısı başlarken Fener’de hedef ilk 3 maçta 9 puandı.
Ne oldu, 2 maçta 4 puan kazanıldı.
İlk yarıdaki maçları hatırlayın, Kayseri maçını da çantada keklik görmeyin.

Van Persie ne yapıyor?

Advocaat, 83. dakikada Fernandao’yu çıkardı, Van Persie’yi oyuna aldı.
Keşke almasaydı.
Fener seyircisi O’nu seviyor. 90 dakika doya doya izlemek istiyor ama o, bir türlü istenileni, kendinden bekleneni veremiyor.
Ya sakat, ya formsuz.
Her hafta aynı şeyleri söylüyoruz, yazıyoruz.
Durum apaçık ortada:
Fener’in 10 numaraya ihtiyacı var.
Gerideki adamlar süper; Kjaer, Skrtel, Hasan Ali ve Şener’e laf yok. Josef de öyle.
Ancak Josef de Souza’nın;
“Mehmet Topal’la birlikte oynadığımız zaman defansif anlamda takım halinde kendimizi güvende hissediyorum” demesi de bana çok ilginç geldi.
Lens, son Başakşehir maçında bir varlık gösteremedi.
Transfer edilirken göklere çıkarılan Karavaev de öyle. İnanılmaz bir gol kaçırdı.
Fernandao, eskiye oranla daha diri. Mücadele gücü artmış ancak biraz şanssız.
Sow’un yokluğu hissedilmedi dersek yalan söylemiş oluruz.
Golü atan Ozan, uzun bir sakatlık geçirmişti. Henüz tam olarak hazır olmadığı görüldü ve yine sakatlandı.
Ya Salih?
Bu sezon ligde sadece 2. kez Fener formasını giydi. Oysa, şimdiye kadar Advocaat’ın değişmezi olması gerekirdi. Başakşehir maçında taraftarları umutlandırdı. İnşallah devamı gelir.

Kimseyi dinlemeyecek santraya yürüyecektin...

Yasin’in eli topa değdi mi?
Değmedi mi?
Yasin, gazetelerde çıkan konuşmasında olayı şöyle anlatmış:
“Cüneyt Çakır pozisyonu sordu. Ben de ‘el yok hocam’ dedim”.
Bana sorarsanız Karabük tribünlerinden gelen aleyhte tezahürat, futbolcuların yoğun itirazları, ‘topu elle aldı’ iddiaları hocanın da kafasını karıştırdı.
Ve herhalde sorma ihtiyacını doğurdu.
Doğru mu yaptı?
Hayır.
Yardımcın ‘gol’ demiş.
Sen de öyle...
Dünyanın sayılı hakemlerinden birisin. Kimseye aldırmayacak ve uygun adım santranın yolunu tutacaktın.
***
Bu olayın bir başka versiyonu Kasımpaşa-Trabzon maçında yaşandı.
Koita kafayı vuruyor. Top, köşede, Onur önlüyor.
Kimi, “Onur içerden çevirdi” diyor.
Kimi, topun tamamının çizgiyi geçmediği kanısında.
Bereket imdada PİERO yetişti.
Gol olmadığı ortaya çıktı.
Ama hâlâ tartışmalar devam ediyor.

Stat çok ama...

-Ülkemizde 10 yılda 18 stat yapılmış.
-Avrupa’da birinci.
-Dünya’da ABD’den sonra ikinci durumdaymışız.
-Merak bu ya, acaba futbolda dünyada kaçıncı sıradayız?

25 Ocak 2017, Çarşamba 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Daha önceleri neredeydiniz?‘’

Tamam, hakem Serkan Çınar gözünün önünde Didi’nin, Souza’yı yere indirmesine seyirci kaldı ve penaltı düdüğünü çalmadı.
Çınar, akşam ekranda bu pozisyonu izlediği zaman ne yaptı çok merak ediyorum.
Bazıları diyor ki, “Hakemler konuşmalı.”
Konuşsa ne diyecek?
“Görmedim.”
Cezası ne?
Birkaç maç yönetmez, sonra yine sahada.
Bu kadar basit işte.
Şimdi gelelim maça:
Olay kaçıncı dakikada oldu?
Saatime baktım, 16.
Geriye kaldı 74 dakika...
6 dakika uzatmaları da ekle tam tamına 80 dakika.
Eee... 80 dakikada ligin sonunda debelenen Adanaspor’u yenecek golleri atamazsan senin de konuşma hakkın yoktur arkadaş.
Ozan özür diliyor.
Volkan, “Hakemi de yenmemiz lazım” diyor.
O zaman adama sormazlar mı?
Ligin ilk maçında Başakşehir’e 3 puan kaptırdınız. Kayseri’ye 2, arkasından Bursa’ya 3 puan verdiniz. Bitmedi, Osmanlı, Alanya’ya hediye edilen 2’şer puan. Antalya yenilgisi...
O zaman sormazlar mı, “Daha önceleri neredeydiniz?” diye.
Bakınız; lider Başakşehir kendi evinde 5 gol attı.
Beşiktaş, Osmanlı’yı Ankara’da 2 golle geçti. Üstelik 1 golleri, 1 de penaltıları verilmemesine rağmen!
Galatasaray, zorlu Konya deplasmanından galip ayrıldı, aradaki puan farkını açtı.
Başakşehir’i yenemezsen adama ‘geçmiş olsun’ derler.
Bu iş özürle filan olmaz.
50 bin kişilik stadyumda 10 bin kişi vardı.
Neden gelmiyorlar hiç düşündünüz mü?

‘Yok’lar bahane olamaz

Deniyor ki:
-Sow yok.
-Kjaer sakat.
-Volkan Şen de öyle.
İyi de o zaman soruyorum:
-VAR’lar ne yaptı?
-Biri çıksın da ‘haksızlık ediyorsun’ desin.
Bizde akıl veren çok.
Efendim, Mehmet Topal çıkınca yerine Karavaev değil, Alper alınmalıymış.
Van Persie, oyuna geç girmiş.
Bu beraberliğin, bu başarısızlığın faturasını sadece hakemler değil herkes ödemeli.

Niye Aatif?

Aatif alınırken eleştiriler başladı.
UEFA kadrosuna konmadı.
Bir oynadı, bir oynamadı.
“Trabzon’a git” dendi, gitmedi.
Antalya’ya götürülmedi.
Sonra “gel” dendi.
Advocaat, Aatif geldiği zaman Faslı için, “Yanlış bir iş yapmadı ki” dedi.
Bu yüzden, kim gönderdi, kim çağırdı belli değil.
Adam şaşkın.
Ve ilk 11’de...
Bir, iki yanlış hareket yaptı, tribünden protestolar başladı.
‘Yuh’lar, ıslıklar.
Benim bildiğim, seyirci aksayan futbolcusuna moral verir. Oysa tam tersi yapıldı.
O protestolar yalnız Aatif’ı değil tüm takımı etkiledi.

Ekici kurtarıcı mı?

Ortalık yıkılıyor:
“Fener’e gelecek, söz verdi”.
Bir grup da sezon sonunda Beşiktaş formasını giyeceğini söylüyor.
Trabzonspor’un gönlü Kartal’dan yana.
Kime giderse gitsin, ‘Hayırlı olsun’.
Ekici, iyi futbolcu. Bundan kimsenin şüphesi yok.
Ancak merakım şu:
-Ekici gelirse Fener’in 10 numarası olabilir mi?
-Tek başına maç çevirebilir mi?
-İki yıldır Trabzon’da ne yaptı?
Gidenlere şöyle bir bakın:
Gökhan, Caner, Emre...
Gökhan, Beşiktaş’ın değişmezi. Emre, lider Başakşehir’in maestrosu. Caner sakat olmasa Kartal’da forması hazır.
Ve ne acıdır hâlâ yerleri dolmadı.

18 Ocak 2017, Çarşamba 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Fernandao nihayet...‘’

İşte Fernandao bu!
Gerçi, bazıları Menemen ve Denizli’ye attığı 6 golün ölçü olamayacağını söylüyor ama ortada bir gerçek var o da şu:
Brezilyalı artık Fener’de, formanın aslanın ağzında olduğunu anladı. Büyük bir özveriyle çalıştı ve hocasının gözüne girdi.
Sow, Adanaspor ve Başakşehir maçlarında yok.
Volkan Şen, 1 ay kadar sahalardan uzak kalacak.
Bu yüzden Fernandao, Advoocat’ın en büyük kozlarından biri olacak.
Fernandao’dan beklenen:
“Bursa’da 22 golle kral oldun. Aynı başarıyı Fener’de de tekrarla.”
Çok mu zor?
Bana göre daha kolay.
Fener’e geldiği zaman eleştirilerin odağında olan Advoocat’ı, kaptan Volkan’ın dediği gibi futbolcular seviyor. Ona inanıyor. Arkadadaşlık ortamı da iyi olduğuna göre, Fener artık havaya girdi demektir.
Bekleyeceğiz, göreceğiz.

Aatif’ın çilesi

Aatif, Sivas’ın en iyisiydi...
Nedendir bilinmez, Fener’e alındığı zaman yadırgayanlar da oldu.
Lig başladı...
Oynadı-oynamadı, kulübede oturdu.
UEFA kadrosuna alınmadı...
Kadro dışı kaldığı oldu...
Kulübede oturduğu günler de...
Bir gün olsun ağzından şikayet sözcüğü çıkmadı.
Ve olağanüstü çalıştı.
Sonunda ilk 11’e girdi.
Hatta ligde 3 golü var. Asistleri de...
Ve tam formayı kaptığı anda, Mehmet Ekici olayı patladı.
Aatif’a “Trabzon’a git” dediler.
Sonra da Antalya’ya götürmediler.
Dereağzı’nda çalışırken, kampa davet ettiler ama gözden çıkardılar bir defa...
Ya gidecek... Ya gidecek...
Doğru bir karar mı?
İşte onu zaman gösterecek.

Duyum ve iddia üzerine

Son Avrupa Şampiyonası öncesinde yazıldı: Fatih Terim, Galatasaray’a gidiyor!
Gördünüz...
Gitmedi, yerinde duruyor.
Haberin kaynağı var mıydı?
Soruldu-soruşturuldu, yok.
Şimdi yine hortladı:
Galatasaray, Terim ile el sıkıştı. Terim, önümüzdeki sezon Galatasaray’ı çalıştıracak. Milli Takım’ın başına Şenol Güneş veya Aykut Kocaman geçecek.
Kaynak?
Yine yok.
Sadece ‘Duyum ve iddia’üzerine kurgulanmış.
Varsayalım gerçek oldu.
Bu defa, “Ben söylemiştim” denilecek...
Olmazsa bir başka bahara kaldı.
Not: Madem böyle bir şey duydunuz. Niye Fatih Terim’e telefon açıp doğrusunu öğrenmiyorsunuz?

Eto’o 200 sayfalık kitap olurdu

Tam 154 gündür Eto’o’yla yattık Eto’o’yla kalktık.
Varsa yoksa Eto’o.
Manşetlerde Eto’o.
Ekranlarda Eto’o.
Şu gazetelerde yazılanları bir araya toplasak... Konuşulanları bir kenara not etsek inanın “A4” kağıdı ebadında 200 sayfalık kitap çıkardı ortaya.
Yok efendim Eto’o’nun gönlünde Beşiktaş varmış.
Eto’o, Beşiktaş antrenmanını izlemiş.
Eto’o masada, Dudu yoldaymış.
Kısacası Beşiktaş’a geldi-geliyor derken:
Antalya Başkanı Ali Şafak Öztürk, elinde mikrofon Eto’o’ya soruyor: “Antalyaspor’da kalıyor musun?”
Eto’o gülerek cevap veriyor:
“Kalıyorum.”
Başkan devam ediyor:
“Biz kimiz?”
Kamerunlu bağırıyor:
“Antalyaspor’uz”
Anlamadığım bir nokta var o da şu: Madem Eto’o, Antalya’da kalacaktı... Madem Antalya yönetimi bırakmayacaktı... Neden son güne kadar kimseden ‘çıt’ çıkmadı?
Bana sorarsanız:
Beşiktaş’ın da 36’lık Eto’o’ya hiç ihtiyacı yoktu.

11 Ocak 2017, Çarşamba 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Bizim de sana ihtiyacımız var!‘’

Van Persie taraftarlara seslenmiş:

-Lütfen stada gelin, size ihtiyacımız var.
-Şampiyonluk yolunda çalışalım.
-Bu yolda birlikte mücadele edelim.
-Ve rakipleri korkutalım.

Ben de diyorum ki:

-Bizim de senin gollerine, asistlerine ihtiyacımız var.
-Seni arada bir de olsa tribünde veya kulübede görmek istemiyoruz.
-Hep sahada takımın başında olmanı arzu ediyoruz.
-Dikkatli ol, sık sık sakatlanma.

Göreceksin o zaman Fener şampiyon olacak. Hem de uzak ara...

Merak bu ya...

Karavaev için yazılanlara şöyle bir baktım.

-Hızlı, yetenekli, zeki.
-Sağ bek, sağ açık. İcabında solda da oynar.
-Hem atar hem asist yapar.
-O bir joker.

İyi de arkadaş:
-O zaman Lucescu niye Zorya’ya kiraya verdi?
-Zorya niçin 6 aylığına sudan ucuz bir para ile Fener’e yolladı?
-Sormakta haklı değil miyim?

NOT: Karavaev, Fener’in UEFA maçlarında oynayamayacak.

Ha gayret Cenk

Son 3 yılın gol kralları yabancı. Sırası ile Gomez 26, Fernandao 22, Aatif 17 golle krallık tahtına oturmuş. İlk yarıda atılan gol sayısı 355. Yerli futbolcular 133, yabancılar 211 kez fileleri havalandırmış. 11 golü de yerlisi-yabancısı kendi kalelerine göndermiş. Şu anki tabloda ilk 5 sıraya bir bakalım: Beşiktaşlı Cenk 10 golle başta gidiyor. Onu Konyalı Bajiç 8, Karabüklü Traore, Galatasaraylı Eren ve Fenerli Sow 7’şer golle izliyor. Bunu niye yazdım? Gönlüm, bu yıl da hangi takımdan olursa olsun fark etmez, bir yerli futbolcunun gol kralı olmasını istiyor.

Galatasaray’da doğrular-yanlışlar

Fenerbahçe, Beşiktaş ve diğer kulüplerde transferde hareketli günler yaşanıyor. Galatasaray’da ise hava şimdilik biraz durgun. Şu andaki durumu şöyle bir masaya yatırırsak:

-Sigthorsson’un sözleşmesi nihayet sonlandırıldı. Aslında bu tarihe kadar beklenmesi, yönetimin büyük hatası idi.

-Yasin’in kadro dışı kalması yanlış. Niye yanlış? Verirsin ağır bir para cezasını bakalım bir daha disiplinsiz davranışlarda bulunur mu?

-Hamit zaten devamlı oynamıyordu. Ayrılığı iki taraf için de iyi oldu. Bakarsın Hamit’i başka bir kulüpte oynarken izleriz.

-Antalya’ya kiralık giden Salih Dursun için de aynı şeyleri söyleyebiliriz.

-Podolski de Çin rüzgarına kendini kaptırmış. Gitti, gider.

Gelelim Ahmet Çalık olayına: Transfer ücretinde İlhan Cavcav’ın isteği olmayınca, Cavcav resti çekti ve, “Artık 4 milyon Euro da verseler, Çalık’ı Galatasaray’a vermem” diye tavrını ortaya koydu. Oysa herkes Ahmet Çalık’a artık Galatasaraylı oldu gözü ile bakıyordu. Yönetimin bana göre 22 yaşındaki Ahmet’i ne yapıp edip kadroya alması gerekirdi. Çünkü Serdar Aziz sezonu kapadı. Semih eski günlerin çok uzağında. Chedjou 3 maç cezalı...

05 Ocak 2017, Perşembe 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Lens'in tapusunu alın‘’

Trabzon maçında görüldü ki;
Bu Lens başlı başına bir takım.
Bir defa müthiş zeki.
Yaratıcı.
Atıyor, attırıyor.
Adrese teslim ortalarıyla tribünlere heyecan aşılıyor.
İşte bu nedenle Fener yönetimi şimdiden kolları sıvamalı ve Sunderland’tan kiraladığı bu yeteneğin neye mal olursa olsun tapusunu almalıdır.
Lens ile sahada yan yana olmak büyük şans.
Fener’in golcüsü Sow’un dediği gibi;
“Lens ile oynamak süper.”
Böylesine bir klas futbolcuyu aldırdığı için tüm Fenerliler, Advocaat’a teşekkür etmelidir.

Ben Arfa da gelirse

Fener’in tek eksiği ne?
Elbette klas bir 10 numara.
Alex’den bu yana ne yazık ki Fener bu boşluğu kapatacak bir transfer yapamadı.
Paris Saint Germain’den Hatem Ben Arfa, transfer listesinde ilk sırada imiş.
Keşke gelse.
Bu arada Emre’nin de devre arasında tekrar eski yuvası Fener’e döneceği haberleri ortalığa yayıldı.
Eğri oturalım doğru konuşalım, Emre de eksikliği hissedilenlerden biri.
Bu transferler gerçekleşse inanın tribünler şenlenir.

Fernandao bu değil

Advocaat, her türlü riski göze alarak Fernandao’ya Trabzon maçında şans verdi.
O, golcülüğünü sadece penaltı vuruşunda gösterdi.
Oysa kale ağzında öyle iki topa vuramadı ki evlere şenlik.
Brezilyalı, Fenerbahçe’de olmaktan mutlu.
Ama çoğunluk O’nun gibi düşünmüyor. Çünkü tüm Fenerliler’in ondan beklentisi çok.
Şimdi gelelim lige;
Fenerbahçe’nin farklı galibiyetini Yusuf’un kırmızı kartla çıkarılışına bağlayanlara bir çift lafım var;
Belki 3 olmazdı 2 olurdu. Ve ayrıca bu Trabzon 10 defa karşı karşıya gelse, Fener’i yenemezdi.
O’nun için, Ersun Yanal’ın belki hocalık kariyerinde böylesine başarısızlık yoktur, şapkasını önüne alıp düşünmesi lazımdır.
Tabii kalırsa...
Fenerbahçe’nin artık ligde Başakşehir, Beşiktaş, Galatasaray kadar şansı vardır.
Eğer Advocaat’ın istekleri de karşılanırsa belki hepsini sollar geçer ve şampiyonluk tahtına oturur.

Bilin bakalım kim?

-Sakatlandı.
-İyileşti.
-Ağrıları arttı.
-Ağrıları hafifledi.
-Kadroya alınmadı.
-Alındı.
-Hoca riske etmek istemediği için deplasmana götürülmedi.
Ben kim olduğunu biliyorum.
Ya siz?

İyi de Şenol hoca...

Şenol hoca tahtaya yazmış, hem de çift değil tek isim:
Penaltıyı CENK atacak!
Hakem penaltı noktasını gösterince, Oğuzhan “Ben atacağım” dedi.
Kaleci penaltıyı kurtarınca, spekülasyonlar başladı.
“Ya maç berabere bitseydi.”
Merak ediyorum, gol olsa ne denecekti.
İşin ilginç yönü, Şenol hocanın maç sonrası görüşleri:
“Bu pozisyonda hata Cenk’in. Atamayacağını hissediyorsa topu başkasına verebilir. Burada yanlış yapıldı.”
O zaman da adama sorarlar:
Birincisi: Cenk, kaptanı Oğuzhan’a, “Ben atacağım” diyebilir miydi?
İkincisi: Olayı saha kenarından siz de gördünüz, neden uyarmadınız?

28 Aralık 2016, Çarşamba 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Demir yumruk Advocaat‘’

Advocaat açık yüreklilikle konuşuyor.
Doğruları söylüyor.
Bu yüzden de herkes seviyor.
3 gollü galibiyete rağmen “Kötü oynadık” diyor.
O’nun için disiplin ön planda.
Emenike gibi bir klasa ve de büyük ümitlerle transfer edilen Van der Wiel’e; ligin yarısında şampiyonlukta iddialı olduğu bir yarışta kurallara uymadıkları için yol vermek her babayiğidin harcı değildir.
Hollandalı haklı mı?
Hem de yerden göğe kadar.
Gerekçe olarak kurallara uymadıklarını gösteriyor.
Ve sonra da;
“Bu kurallar herkes için geçerlidir” diyor.
Bir anlamda, diğerlerine, “Kim olursanız olun, formda olmazsanız bu takımda yeriniz yok” mesajını veriyor.
İşte bu yüzden:
Sakatlığı geçen Ozan’ın artık kendine bir çeki düzen vermesi...
Şu ana kadar ligde bir golü olan Fernandao’nun, ‘gol kralı’ olduğu için Bursa’dan alındığını hatırlaması...
Stoch’un, yedeklikten kurtulması için üstün çaba göstermesi...
Volkan Şen’in topla daha az oynaması, çalım sevdasından vazgeçmesi şarttır.

Biraz geç olmadı mı?

Webo, Galatasaray ağlarını iki kez havalandırınca birden günün adamı oluverdi.
Ve anında tweet’ler yağmaya başladı.
En ilginci de:
“Şu Webo’yu gönderenler bir ayağa kalksın bakalım” oldu.
O zaman ben de soruyorum:
İyi de arkadaş giderken çıtınız çıkmadı, 2 gol atınca mı aklınıza geldi?

Niye Musa değil de Van Persie?

Maç öncesi sorsalar:
“Van Persie mi yoksa Sow mu?” diye, cevabım:
“Sow” olurdu.
Baktım ilk 11’de Robin van Persie var, Musa yok.
Robin, Antalya’ya sakat diye gitmedi. Amed’le yapılan maçta da aynı nedenle yer almadı.
Oysa Musa formunun zirvesinde idi.
İşte bu yüzden Musa’nın kulübede oturması hataydı.
Orada Van Persie’nin olması gerekirdi.
Hollandalı’nın sakatlığının tekrarlaması...
Oyundan 11. dakikada çıkması, Fener’in ve Musa’nın şansı oldu.
Kim ne derse desin, Musa, ilk 11’in değişmezi olmalıdır.
Bunu ben değil, herkes söylüyor.

Gitsin de kim gelsin?

Hamza geldi. 3 kupa aldıktan sonra, yönetimle anlaşamadı ve yollar ayrıldı.
353 gün görevde kaldı.
Yerine Mustafa Denizli getirildi.
O da 100. günde işi bıraktı.
Görev Bülent Korkmaz’a teklif edildi.
Şartlarda anlaşma olmadı.
Çaresiz kalan Galatasaray Yönetimi, alt yapı hocası Riekerink’le yola devam kararı aldı.
Hollandalı, Galatasaray’ı Ziraat Türkiye Kupası ve Süper Kupa şampiyonu yaptı.
‘Bey’ oldu ‘Bay’ oldu.
Şimdi, Galatasaray kötü oynuyor diye tüm fatura O’na çıkarılıyor.
Sahada dolaşan futbolcular O’nun kadar gündemde değil.
“Gitsin” diyenlere ben de soruyorum:
Kim gelsin?
Bari bir zahmet onu da söyleyin...

21 Aralık 2016, Çarşamba 02:30
YAZININ DEVAMI