Arama

Popüler aramalar

‘’İsterse 1 dakika oynatır...‘’

Şu işe bakın.. Fener, Karabük’ü zor da olsa yenmiş. Moral bulmuş. İkincilik için de ümitlenmiş. Hâlâ, “Volkan neden 10 dakika sahada kaldı?”, “Hoca niye aldı?”, “Neden çıkardı?” tartışmaları yapılıyor. Beyler; Advocaat bu takımın patronu. İster 10 dakika, ister 1 dakika oynatır. Sonunda kim haklı çıktı? Advocaat. Hocaya sahada itiraz eden Volkan, soyunma odasında özür dilemiş. Özür dilenecek işi hem de binlerce kişinin önünde yapma arkadaş...

Verin gazı

Van Persie 163 gün sonra ilk 11’e girdi ya... Bir de gol atınca hemen kurtarıcı ilan edildi. “Seneye sakın göndermeyin” diyenler de çıkarsa hiç şaşırmam. Onu bir yana bırakın. Fabiano iki kurtarış yaptı, anında ‘takımda kalmalı’ yorumları başladı. Beyler, bırakın gaz vermeyi. Gerçeklere bakalım. Ve DÖRDÜNCÜ YILDIZ bu yıl nasıl kaçtı hiç ama hiç unutmayalım.

Aday olurlarsa da şaşırmayın

Galatasaray, Adana’ya gol yağdırıyor, tribünlerden yükselen ses: “Yönetim istifa.” Fenerbahçe’de de sloganlar aynı. “Yönetim istifa.” Rastlantıya bakın, Aziz Yıldırım ve Dursun Özbek’in kardeşleri yönetimde. Üstelik ikisi de futbol şubesinin yetkili isimleri. İki ezeli rakip yıllarca şampiyonluk için çekişirken, bu kez ikincilik mücadelesi yapıyor! Ve hedeften uzaklaştıkları için tribünlerinde parmakla sayılacak kadar az seyirci var. Ancak ortada bir gerçek var; o da şu: İki kulübün başkanı, yöneticisi bu görevlere kongre kararları ile geldi. Bir yere gitmezler. Boşuna bağırmayın, nefes tüketmeyin. Yeniden aday olurlarsa da şaşırmayın.

Ben de bu işi çözemedim

Başkan Aziz Yıldırım geçtiğimiz hafta Yıldırım Demirören’e mektupla sordu; “Bizim gençlerimiz neden milli takımda yok?” diye. Yıldırım Demirören’den açıklama beklerken; gazetede okudum, cevap Ümit Milli Takımı Teknik Direktörü Abdullah Ercan’dan geldi: “Biz neden Fenerbahçe’den oyuncu almayalım ki? Kim iyiyse onu alırız.” Hocanın açıklaması beni hiç de tatmin etmedi. Arkadaş; Fener U21 Takımı en yakın rakibinden 6 puan önde. Yani lider. Lider takımdan bir futbolcu bile senin kadronda yoksa, bu işte bir aksaklık var demektir.

Gelişir mi?

Fikret Orman bakın ne demiş: “Beşiktaş, Emre Mor’un gelişme yeri değil.” Ben başka bir şey merak ettim: Dortmund, Emre’yi; Fenerbahçe, Beşiktaş veya Galatasaray’a tecrübe kazansın diye verir mi? Hiç sanmıyorum. İki şeye takılıyorum. Birincisi: Emre gelirse aşama yapar mı? İkincisi: Bildiklerini de unutur mu? Fazla kafayı karıştırmayalım. Doğrusu şu: Bırakın Emre, Avrupa’da ülkemizin reklamını yapmaya devam etsin. Ve de sadece Milli Takım’da oynasın.

05 Nisan 2017, Çarşamba 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Yeter artık‘’

Kusura bakmayın ama;
Aziz Yıldırım’ı seversin veya sevmezsin.
İstersin, istemezsin.
İcraatını beğenirsin, beğenmezsin.
Edepli olmak şartı ile ‘istifa’ diye bağırmak da serbest.
Ama küfür...
Orada dur arkadaş.
Ayıptır, günahtır, haksızlıktır, hadsizliktir, çirkindir.
Kendi başkanına, her ne olursa olsun küfür eden kişi bana göre Fenerbahçeli değildir.
Olamaz da...

Cor Pot bizimle dalga mı geçiyor!

Eğer, Cor Pot -ki kendisi Advocaat’ın yardımcısı olur- Hollanda televizyonunda, “Van Persie takımın en iyisi” dediyse...
Ve eğer, “Medyada birçok haber yer alıyor. Ancak bunlara inanmamak lazım” şeklinde bir ifade kullanmışsa...
Benim de yardımcı hocaya birkaç sorum var :
Mesela:
-Van Persie kaç maçta yıldızlaştı?
-Kaç maçı tek başına aldı?
-Fener 2 yıldır puan cetvelinde nerelerde?
Önce bizlere bunların cevabının verilmesi lazım.
Az daha unutuyordum, Van Persie gitmek istemiyormuş.
Ben de olsam bir yere kıpırdamazdım!

Mesut Fener’e nasıl gelecekmiş

İngiltere’de çıkan gazeteler maşallah haber konusunda bizi de solladılar.
The Telegraph, Mirror ve The Sun, 2018’de Arsenal ile sözleşmesi bitecek Mesut Özil’in Fenerbahçe ile dirsek temasında olduğunu yazmışlar.
-Yahu adamın bonservis bedeli 35 milyon Euro.
-Yıllık ücreti, primleri başlı başına bir servet.
-Gelmek için kaç para ister o meçhul.
-Alman Milli Takımı’nın gözdesi.
Keşke Fenerbahçe alabilse.
UEFA kriterlerine göre Fenerbahçe’nin yeni sezonda harcayacağı para da kısıtlı.
O zaman:
Nasıl gelecek çok merak ediyorum...

Bakalım kim kiralayacak?

Emre Mor, Moldova ile yapılan hazırlık maçında harika oynayıp bir de enfes gol atınca transferin gündeminde ilk sıraya oturuverdi.
Borussia Dortmund Kulübü bırakmayacağını ancak gelişmesi için bir yıl kiraya verileceğini açıkladı.
Bizde gelişir mi gelişmez mi?
İşte bu tartışılır.
Beşiktaş’a devre arasında dendi.
Arkasından Fener’in, futbolcunun menaceri ile pazarlığa oturacağı söylentileri yayıldı.
Yazılıyor , çiziliyor.
Peki Emre ne diyor?
Ona, “Arkadaş niyetin ne?” diye soran yok.
Sadece okuyoruz o kadar.

İyi ki Gümüşdağ noktayı koydu

Fatih Terim, yabancı futbolcu kontenjanının 14’e yükseltilmesi kararının arkasında durduğunu söyledi.
Federasyon başkanımız, “Kulüpler Birliği isterse, yabancı kuralını değiştiririz” dedi.
Allah’tan Göksel Gümüşdağ anında noktayı koydu, “14 yabancı ile devam” dedi.
Yoksa iş uzayacaktı.
Karşılıklı demeçler, makaleler, açık oturumlar... Bilen bilmeyen, anlayan anlamayanların görüşleri ile ortalık toz duman olacaktı.
Sözün kısası ‘boş lafları’ dinlemekten kurtulduk.

29 Mart 2017, Çarşamba 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Ya istifa etmeli ya da...‘’

Advocaat baktı ki verdiği kararı yönetim açıklamıyor, sezon sonunda Fenerbahçe’yi bırakacağını söyledi. Ve arkasından ekledi: “Hocalık kariyerime de nokta koyuyorum.” Aslında Advocaat kartlarını daha önce açmış ve yönetime, “Benden daha iyisi varsa getirsinler” diyerek resmen rest çekmişti. O gün Advocaat’ın bu restinin görülmesi lazımdı. Nedendir bilinmez, kimseden ‘çıt’ çıkmadı. Eğri oturalım doğru konuşalım. Liglerin bitmesine 9 hafta varken ve kupa şansı kaybolmamışken, Hollandalı hocanın bu çıkışı yersiz ve zamansız oldu. İşte bu yüzden yönetimin acilen toplanıp Advocaat konusunu masaya yatırması şarttır. Advocaat ya istifa etmelidir ya da yönetim kendisini teşekkürle uğurlamalıdır. Kalırsa bu saatten sonra Fener’de dikiş zor tutar.

Bu günleri de mi görecektik!

Şampiyonluğu bırak. İkincilik tehlikede. Hatta üçüncülük de zor... Çünkü Ersun Yanal, “Bu Trabzon’dan bir şey olmaz” diyenlere resmen ders verdi. Trabzonspor gerilerden atağa kalktı. Şu anda Fener ve Galatasaray’ın ensesinde. Bir de Fener’i sollarsa o zaman seyredin gümbürtüyü. Laf ebeleri sakız çiğner gibi aynı lafları söylüyorlar ve faturayı bugüne kadar hep hocalara çıkardılar. Yanlış transferlerden bahseden yok. Son maçta 9321 kişi stada gelmiş, nedenlerini araştıran yok. Bu seyirci neden ‘istifa’ diye bağırıyor diye inceleyen yok. Herkes başını kuma gömmüş, beğenmedikleri kupaya odaklanmış. Sanki kupa gelirse başarısızlıklara ilaç olacak. En can acıtıcı lafı da bir Fenerli söyledi: Bu günleri de mi görecektik!

Özbek’den başka aday mı var?

Taraftar bağırıyor, “Yönetim istifa”, “Dursun Özbek istifa”... Muhalefetten de aynı sesler ayyuka çıktı. Peki başkan adayı kim? İşte o yok. Özbek’i destekleyenler, adam, “20 milyon Dolar kasa kolaylığı sağladı. Galatasaray rahat nefes aldı” diye kendisine arka çıkıyor ve şu anda alınacak bir seçim kararının camiada rahatsızlık yaratacağını söylüyorlar. Dursun Özbek’in, “Yönetimler bütçeyi aşan harcamalar yaparsa, aradaki farkı öderler” şeklinde tüzüğe yeni bir madde eklemek için çalıştığını bilenler, “Eğer bu gerçekleşirse Galatasaray ve Türk futbolunda yeni bir çağ açılır, devrim gibi karar olur” diyorlar. Kolay gelsin Dursun Başkan...

Kendine gel Aboubakar..

Aboubakar, Olympiakos maçında bir kırmızı kart gördü; Beşiktaşlılar’ın yüreği ağzına geldi. Sahada 10 kişi kalan arkadaşları olağanüstü çaba harcadılar ve destan yazdılar. Moralleri bozulsa bir anda her şey berbat olurdu. Beşiktaş maddi-manevi büyük bir zarar görürdü. Aklı başına gelmiştir diye düşünürken, Şenol Güneş, onu Antalya önünde sahaya sürdü. İki kart gördü. Biri tamam, ikincisi yanlış. Ama hakem kırmızıyı çıkarmıştı bir kere. Beşiktaş zorlu anlar yaşadı ve beraberliği güçlükle kurtardı. Şampiyonlık yarışında 2 puan güme gitti. Aboubakar’ın yaptığı resmen sorumsuzluktur. Birileri ona bu formanın kutsallığını anlatmalıdır.

22 Mart 2017, Çarşamba 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Büyük lokma ye büyük konuşma‘’

Aykut hoca Fenerbahçe’nin başına gelecek deniyor.
Çok iyi olur.
Ama...
Hafızam beni yanıltmıyorsa, Aziz Yıldırım, “Ben olduğum sürece Yanal ve Kocaman gelemez” dememiş miydi?
Ve ayrıca Aykut hoca için:
“Benden sonra gelir” şeklinde bir ifadesi olmamış mıydı?
Aykut Kocaman futbolcu iken Fener’de şampiyonluklar yaşadı. Unutulmaz goller attı, ‘efsane’ oldu.
Takımı şampiyon yaptı, şöhreti doruğa çıktı.
Fener’den ayrılışında bana göre bir ‘acaiplik’ vardı.
Yoruldu, sıkıldı gibi gerekçelere hiç inanmadım.
Merak ettiğim bir şey var.
O da şu:
Ne değişti de, “Gelemez” denilen Aykut hoca Fener’de gündemin ilk maddesi.
Ayrıca, “Teklif almadım” diyen Aykut hoca, “Gel” denirse ne diyecek?
Eğer ‘tamam’ derse, ‘gelemez’ diyenlere söyleyeceğim tek şey:
“Büyük lokma ye, büyük söz söyleme” olur.

Yerli hoca şart

Aykut Kocaman olmazsa da Fenerbahçe‘yi mutlaka bir yerli hoca çalıştırmalıdır.
Bakınız; Mustafa Denizli, Aykut Kocaman ve Ersun Yanal, Fenerbahçe’yi şampiyon yaptılar.
Ancak üçünün de kıymeti bilinmedi.
Gördünüz, Pereira gitti, Advocaat geldi.
İyi adam...
Mahmut Uslu’nun da dediği gibi ‘adam gibi adam’.
Başarılı mı?
Bana göre değil.
Fener’in transfer politikası da yanlış.
Artık alınacak oyuncuları, onları çalıştıracak hoca tespit etmeli.
Ayrıca Van Persie, Emenike, Souza, Van der Wiel mutlaka satılmalı.
Bir hafta önceki yazımda da vurguladım. Lens, neye mal olursa olsun alınmalıdır.

Ya Barcelona da ‘gel’ derse

Tudor’un açıklamasına güldüm.
Karabük’ü bırakıp, Galatasaray’a gelen ve hayli eleştiri alan Tudor bakınız ne demiş:
“İdeal bir zaman değildi ama Galatasaray sizi teknik direktör olarak görmek istiyorsa hayır diyemezsiniz. Büyük antrenörler de reddedemez.”
Merak ettim:
Şu anda Barcelona teklif yapsa acaba cevabı ne olurdu?

Sergen devrim yaptı

Sergen’in başarısını ‘mucize’ diye adlandırmayın.
Hele hele hiç ‘şans’ demeyin.
Bunun adı resmen ‘devrim’dir.
16. haftada ‘küme düşer’ deniyordu.
Şimdi Kayseri’nin futboluna övgüler yağıyor.
Bugün ‘yoktan var eden’ iki teknik direktör var.
Biri Abdullah Avcı.
Diğeri Sergen Yalçın.
Bir de ‘vardan yok edenler’ var.
Kimler mi?
Onları da siz bulun.

Terim’le gururlandık

Fatih Terim 16 yıl önce Fiorentina’nın başında idi.
Geçtiğimiz hafta İtalyan kulübü 90. kuruluş yıldönümünü kutladı.
Davetliler arasında Fatih Terim ve eşi Fulya Terim de vardı.
İtalyanlar, O’nun hizmetlerini unutmamışlardı.
Ödül verdiler. Taraftarlara forma imzaladı.
Seyirci, o, ödül alırken, “İmparator” diye tribünlerde sevgi gösterilerinde bulundu.
Bizler de gururlandık.
Unutulmamak, aranmak ne güzel şey değil mi?

15 Mart 2017, Çarşamba 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Kim baskı yapıyor?‘’

Aziz Yıldırım, kulüp dergisinde baskı ile seçime gitmeyeceğini açıklamış.
Merak ettim:
-Fener’de muhalefet mi var?
-Olağanüstü kongre için imza mı toplanıyor ?
-Veya karşısına aday mı çıktı?
Hiçbiri yok.
Başkan ayrıca, “Yönetim kurulu demokratik olmayan yöntemlerle olağanüstü genel kurula gitmeyi asla kabul etmeyecektir” diye de bir ifade kullanıyor.
Şunu hatırlatırım:
Başarı olmazsa, olağanüstü kongre istenebilir.
Böyle bir durumda olağanüstü kongre antidemokratik değil, tam tersi demokratik olur.
Bir değil, iki değil, bu üçüncü yıl... Süper Lig’de şampiyonluk şansı ‘sıfır’.
Avrupa kupaları ‘hayal’ oldu.
Tek umut Türkiye Kupası. O da kazaya uğrarsa ne söylenecek çok merak ediyorum.
Onun için ‘istifa’ diyenlere kızmayınız.

Tribünlerde neler oluyor?

Protesto da olacak, alkış da...
Bu, insanların en doğal demokratik hakkı.
Yeter ki küfür olmasın.
Görünen şu:
O, ünü dünyalara yayılmış 12. adam ikiye ayrılmış.
Bir grup; takım kötü oynuyor, yeniliyor diye ‘istifa’ çığlıkları atıyor.
Bir başka grup da ‘alkış’ tutuyor.
Karşılıklı sözlü atışmalar, kavgaya dönüşmeye başladı.
Farklı düşünceler olabilir.
Ama şunu hiç unutmayın, bu kötü gidişat kavga ile çözülmez.
Önemli olan Fenerbahçe.
Bunun için ‘barış’ şart.
Yönetimin buna el koymasının vakti geldi de geçiyor bile.

Lens’in tapusunu alın

Lens’in son hareketi, içindeki Fener aşkının ne denli büyük olduğunun kanıtıdır.
Babası vefat etmiş (toprağı bol olsun) bir günlüğüne Hollanda’ya gitti geldi ve Osmanlı maçında sahaya çıktı.
Taraftarlar Tweet atmış.
Bunların içinde en beğendiğim şu oldu:
“Seneye kadronun tamamı Lens gibi oyunculardan olmalı.”
Onun için; Lens’in tapusunu alın.
Ama neye mal olursa olsun alın!

Topal’a yapılanlar ayıp

Sezon başından beri hakemlerden en çok canı yanan Fenerbahçe.
Bunu kimse inkar edemez.
Mehmet, Alper Ulusoy pozisyonu sorduğu zaman , “Elim kapalıydı, top çarptı” demiş.
“Hayır” da diyebilirdi.
Dürüstüğü ve saygın kişiliği ile ün salmış Mehmet ayrıca dobra dobra konuştu ve “Hakem olsam o golü vermezdim” dedi.
İnkar da edebilirdi.
Benim merak ettiğim, Ulusoy madem ki şüphelenmiş, niye Mehmet’ten önce yardımcılarına sormamış?
Bugüne dek Fenerbahçe lehine verilmeyen penaltılar, iptal edilen goller, fauller ofsayt kararları... Kısacası yanlış düdükler...
Hiç birinde böylesine kıyamet kopmamıştı.
Eleştirilere kimse bir şey söyleyemez.
Herkesin görüşü ayrıdır.
Ama yakıştırmalar son derecede çirkin.
Şunu da söylemeden geçemeyeceğim, Maher yerde yatan Hasan Ali’ye tokat atıyor.
Karşılığı kırmızı kart olması lazım, hakem Ulusoy ikisine de sarı çıkarıyor.
Buyurun buradan yakın...

Şu işe bakın...

Diego Ribas, Fener’den gönderildi.
Ülkesi Brezilya’da Flamengo takımına imza attı.
Öylesine başarılı oldu ki, Brezilya Milli Takımı’na seçildi.
Fener’den kim gidiyorsa, yıldızı bir kat daha parlıyor.
Örnek mi istiyorsunuz:
Emre Belözoğlu, Gökhan Gönül, Caner Erkin ve şu anda Gençlerbirliği’nin kaptanı olan Selçuk Şahin...

09 Mart 2017, Perşembe 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Acı olan‘’

Evet, acı olan ne biliyor musunuz? Şampiyonluk hesapları yapılan Fenerbahçe’de artık, “Üçüncü mü yoksa dördüncü mü oluruz?” konuşmaları yapılıyor. Başarısızlığın faturası yine tek kişiye, Advocaat’a çıkarılıyor. Teknik direktörlüğü bırakan, Hollanda Milli Takımı’nın danışmanlığına getirilen Advocaat’ı Fener’in başına getiren kim? Aziz Yıldırım. Hollandalı eleştirilince, “Adam gibi adam” diyen kim? Mahmut Uslu. “Bir yıl daha kal” teklifini yapan kim?. Aziz Yıldırım. Advocaat bugün veya yarın gider, o ayrı mesele. Hollandalı’ya, “İstifa edecek misin?” diye soruyorlar. Sanırsınız ki Advocaat giderse her şey bir anda süt liman olacak. Bu sorunun adresi yalnız Advocaat mı? Doğru adres belli. Niçin aynı soruyu muhatabına sormuyorsunuz? Veya soramıyorsunuz...

Nerden nereye?

Hatırladığım kadarı ile yıllar önce Aziz Yıldırım, Show TV’de canlı yayında kendisi ile yapılan söyleşi sırasında başkanlığı bırakacağını açıklamıştı. Bina dışında biriken kalabalık bir grup, “Bizi bırakma” diye ortalığı inletiyordu. Fenerbahçe alt yapısından da bir grup, başkanı kararından caydırmak için orada idi. Sonunda, taraftarın sevgi gösterileri, gözyaşları arasında sonuç verdi ve Aziz Yıldırım ‘devam’ kararı aldı. Kadere bak... Bugün aynı taraftar, “Aziz Yıldırım istifa” diye bağırıyor. “Git” diyor. Bakınız, daha önceleri yazmıştım. “Aziz Yıldırım’ın hizmetlerini inkar eden taş olur” demiştim. Fenerbahçe’ye büyük hizmetleri oldu. Ama Fenerbahçe’de artık işler eskisi gibi yürümez oldu. Transferler hatalı. Hoca seçimleri de öyle... Üstelik peş peşe gelen kötü sonuçlar da cabası.

Guiness Rekorlar Kitabı’na girer

Aziz Yıldırım’ın 19 yıllık başkanlığında tam 18 hoca gitmişgelmiş. Bu bir rekordur. Guinness Rekorlar Kitabı’na girer. Yine aday olur-olmaz tartışmaları yapılıyor. “Yorgun” deniyor, “Bıktı” deniyor. Doğruysa: Nöbeti yine kendisi gibi Fenerbahçe sevdalısı birine bırakması Fenerbahçe’ye hizmetlerin en büyüğü olur. Yanlışsa sessizliğini bozup ‘adayım’ demesi lazımdır.

Sow’a ve Volkan’a ayıp edildi

Kaptan Volkan’ı protesto etmek ayıpların en büyüğüdür. Kazanılan zaferlerde, kupaların çoğunda O’nun imzasının olduğu unutulmamalıdır. 15 yıl o formayı en iyi şekilde temsil etmiştir. En koyu Fenerli’den daha Fenerli’dir. Musa için, “Evine dön” mesajı atanları da kınıyorum. Golleri ile tribünleri ‘Musaaa, Musaaa” diye coşturan, efendiliği ile herkesin gönlünde taht kuran bir kişiye bu yapılmaz yapılmamalı da... Protesto bir haktır ama küfürsüz olması da şarttır.

01 Mart 2017, Çarşamba 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Çiviler yerinden oynadı‘’

Eğer Fenerbahçeli yöneticiler Advocaat’a, “Bir yıl daha bizimle çalış” diye teklifte bulunduysa -ki bulundu- o da, “Düşüneyim” diye cevap verdiyse... Ve buna rağmen; Kasımpaşa beraberliğinden sonra, “Benden daha iyisi varsa getirsinler” diye alışılmadık bir çıkış yaptıysa... Durun bitmedi: “Şu an için şampiyonluk çok zor gözüküyor” şeklinde bir ifade kullandıysa... Bu işin çivisi çıkmıştır arkadaş.

Yönetim istifa!

Seyirci gelmiyor. Gelenler de, “Yönetim istifa” diye bağırıyor. Çünkü... -Transferler fiyasko. -Emenike ve Van der Wiel’i satmak istiyorlar, müşteri yok. -Aatif’a, “Trabzon’a git” diyorlar, cevabı ‘hayır’ oluyor. -Van Persie’nin hâlâ ‘fit’ olması bekleniyor. -Futbolcuların gitgellerden başı dönüyor. -Ara transferde kurtarıcı diye sadece Karavaev alınıyor. Kısacası her şey birbirine girmiş. Verilen şampiyonluk sözleri iki yıldır gerçekleşmedi. Üçüncüsü 13 hafta sonra bitecek. Şampiyonluk artık hayal gibi. Hoca eleştiriliyor. Futbolcular yerden yere vuruluyor. Yönetim kiminin görevine son veriyor, kimini satıyor. Kusura bakmayın ama onları göreve getirenler de artık şapkalarını önüne koymalı. ‘İstifa’ diye bir müessesenin varlığını -biraz geç de olsahatırlamaları lazım.

Bu tur geçilmeli

Krasnodar sıradan bir takım. Fener ilk maçta bedavadan yenildi. Fener taraftarı biraz olsun gülmek istiyor. Bu travma bir galibiyetle aşılır. Bugün kırgınlık, kızgınlık günü değildir. Tribünlere koşun. 12. adamın gücünü gösterin.

O maddeyi koyarsan...

Bırakın, “Etik mi-değil mi” tartışmalarını. “Şık mı-Nasıl gider?” diye karşılıklı atışmaları. “Galatasaray’ı hedefe taşır mı-taşımaz mı?” konuşmalarını. Sözleşmesine “150 bin Euro’ya serbest kalır” yerine “1 milyon Euro” yazılsaydı, Galatasaray o parayı zor verirdi. Tudor da Karabük’de kalırdı. Bilmem anlatabildim mi?

Şenol Birol’a...

Rize denince aklıma iki şey gelir. Birincisi Şenol-Birol. İkincisi ‘çay’dır. Şenol Birol rahmetli Birol Pekel ile Beşiktaş’tan Fener’e geldiği gün yer yerinden oynamıştı. O müthiş ikili yıllarca Beşiktaş ve Fener taraftarlarını golleri peş peşe sıralayarak coşturdular. “Şenol-Birol goooll” tezahüratları slogan oldu. İşittim, Şenol rahatsızmış. Geçmiş olsun. Umarım Futbol Federasyonu, Kulüpler Birliği Vakfı, Profesyonel Futbolcular Derneği ve Rize Belediyesi gereken ilgiyi gösterirler.

22 Şubat 2017, Çarşamba 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Kendine kız sayın hocam‘’

Advocaat, Bursa beraberliğinden sonra futbolcularına sinirlenmiş. Bak hocam... Aatif’la oyuna başlarsan, Bursa’yı senden çok iyi tanıyan Volkan ile Ozan’ı bitime dakikalar kala sahaya sürersen, Yine Bursa’da oynarken 22 golle kral olan Fernandao’yu kenarda bekletirsen, Takım 1-0 önde iken beraberlik golüne kadar oyuncularının sahada al gülümver gülüm top çevirmesini, sessizce izlersen, 55 dakika sahada 10 kişi ile mücadele eden rakibini çözemezsen, Bağıra bağıra giden 2 puan için önce kendine sinirlen...

***

Uyaran yok lider de yok

Kim derdi ki Beşiktaş, Karabük’de puan kaybedecek, Galatasaray evinde Kayseri’ye boyun eğecek ve de Başakşehir, Kasımpaşa önünde bozguna uğrayacak. İşte bu yüzden Fener, büyük bir fırsat tepti. Geçen yıl Pereira takımı çalıştırırken 20. haftada Fener 46 puanla ikinci sırada idi. Bu sene ise 20. haftada 36 puanla dördüncü durumda. Fener’in en büyük eksiği, bocalama anında arkadaşlarını konuşmasıyla, motive edici hareketleri ile hırslandıracak, atağa kaldıracak birinin olmaması. Her zaman söylüyorum: Ben Emre’yi arıyorum. Gökhan’ın, Caner’in eksikliğini hissediyorum. Eğri oturalım doğru konuşalım: Kabul, yığınla hakem hatası oldu. Ama Fener iyi mi oynuyor? Biri bana lütfen söylesin.

***

Hangisi doğru?

Allah aşkına: Fener’in 2 puan kaybının nedeni sadece o garip penaltı kararı mı? Kjaer’in vücuduna yapışık kolu ile Sivok’un eline çarpan top olayını ‘aynı kefeye’ koyanlara şaşırıyorum. Kime inanalım arkadaş? Yorumculuk yapan eski hakemlerimiz bu konuda hayli ilginç ve iddialı çeşitli görüşler ortaya attılar. İşte bazıları: -İkisi de penaltı değil. -İkisi de penaltı. -Kjaer’in elleri vücuduna yapışıktı, penaltı kararı yanlış. -Sivok’un eline çarpan top penaltı. Bakınız geçen hafta bu köşede ‘video-hakem uygulaması başlar, biz yine bir kulp buluruz’ diye yazmıştım. Hakemlerin bir yanlışında kıyametler kopuyor. Yer yerinden oynuyor. Yöneticisi, futbolcusu, seyircisi birbirine giriyor. Nihayetinde, itiraz edilen veya şüphe duyulan bir pozisyonda raconu yine ekran başındaki başka bir hakem kesecek. Hiç temenni etmem ama göreceksiniz itirazlar aynen devam edecek.

***

Oğuzhan’a haksızlık yapılıyor

Beşiktaş 2 yenilgi aldı ya... Fatura neredeyse Oğuzhan’a çıkacak.. Kimi ‘lider değil’ dedi. Kimi ‘kaptanlığı kaldıramıyor’... Kimi de, “Oğuzhan’ın kaptanlığı tartışılmamalı” görüşünde. Bana sorarsanız, üçüncüsü doğru.

15 Şubat 2017, Çarşamba 02:30
YAZININ DEVAMI