Basketbolde başarının sırrı belli.
Dünyann en iyi coach’u Fener’de.
Şöhretli ve klas basketbolcular yine Fener’de.
Peki futboldaki başarısızlık neden?
O da belli...
19 yılda 19 hoca geldi.
Şampiyon yapan teknik adamlar bile gönderildi.
Yapmayanlar da...
Transferleri herkes gördü.
Basketboldaki başarıyı futbolda yakalamak o kadar zor değil.
Futbolun Obradovic’ini arayıp bulacaksın.
Kesenin ağzını açıp 3-4 üst düzey futbolcu alacaksın.
O zaman tribünler de ağzına kadar dolar.
Seyirci de basketbolu nasıl kutladıysa, futbolda da Bağdat Caddesi’ni ve tüm Türkiye’yi şölen yerine çevirir.
Bu o kadar da zor bir iş değil.

Avrupa’da ses getirdi

Fenerbahçe’nin zaferi Avrupa’da bazı gazetelerin manşeti oldu.
Bakınız;
Fenerbahçe’nin Olympiakos’u yendiği maçta en güzel görüntülerden biri de Başkan Aziz Yıldırım ile Ali Koç’un maç sonunda birbirlerine sarılarak zaferi kutlamaları idi.
Ergin Ataman’ın Fenerliler’le birlikte tribünde yan yana oturarak maçı izlemesi ayrı bir güzellikti.
Bugüne dek yapılan eleştirilerden bıkmış olacak ki Başkan Aziz Yıldırım’ın konuşmasındaki son paragraf hayli ilgimi çekti.
Başkan aynen şunları söyledi:
“Kongrede konuşacağım. Şimdi şampiyonluğun tadını çıkaralım. Aziz Yıldıım’ın istifa etmesi kolaydır ama buraya kadar getirdiği işleri silmek zordur. Bunu herkes bilsin.”
Bana göre bilmeyen yok.
Sayın Başkan;
Unutmayın, gün, birlik-beraberlik günüdür. Eskileri bırakıp yeni ufuklara yelken açma günüdür. Bunu hiç unutmayın.

Kadere bak

Fener’in eski kaptanı Emre, kupa maçında eski takımına 2’si penaltıdan 3 gol attı.
Bir de Holmen... Etti mi sana 4 gol!
Ve Fener kupadan elendi.
Yine Fener’in eski şöhreti Selçuk Şahin, Ankara’daki zorlu maçta enfes bir frikik atışı ile Volkan’ı avladı.
Maç böyle bitse Fener üçüncülük savaşında büyük bir yara alacaktı.
Acı olan ne biliyor musunuz?
Fener’in ezeli rakibi Galatasaray’la üçüncülük savaşına tutuşması.
Biraz tekrar gibi olacak ama.
Bu Selçuk da Emre de Fener’de bal gibi oynardı.

Dick Advocaat RvP’yi alır mı?

Hollanda Milli Takımı’nın yeni hocası Advocaat, Sneijder’i hazırlık maçları için kadroya davet etmişti.
Van Persie’yi ise çağırmamıştı.
Herkes, ‘Fener’de oynatıyor, milli takımın hazırlık maçlarına bile çağırmıyor, bu nasıl iş’ derken Van Persie, Gençlerbirliği’ne biri penaltıdan 2 gol atıverdi.
Şimdi merak ediliyor;
Acaba Advocaat, Van Persie’ye “Milli takıma gel” der mi?
Cevabı yine ben vereyim:
Demez. Çünkü bir maça göre karar vermez.

Şenol bir yere gitmez

Şenol Güneş Beşiktaş’tan ayrılacak mı?
Yoksa kalacak mı?
Kimi Trabzon’a gönderiyor, kimi Avrupa’ya...
Ben de diyorum ki:
Beşiktaş hocasını bir yere bırakmaz.
Şenol da ayrılmayı aklının ucundan bile geçirmez.

-Süper Lig’de gülemedi.
-Avrupa kupalarında nal topladı.
-Penaltılarla kaybedilen Başakşehir maçı resmen faciaydı.
-Ve bu yüzden 12. adam stadyumlardan salonlara kaydı.
-Çünkü;
-Aradığı heyecanı, coşkuyu, mücadeleyi...
-Kazanma hırsı ile bir saniye bile yerinde duramayan oyuncuları...
-Unuttuğu galibiyetleri hep basketbolda gördü.
-Başarının mimarı kuşkusuz Obradoviç.
-O’nu anlatmaya sayfalar yetmez.
-“8” oyuncuya şans verdi, 8’i de potayı salladı.
-Hepsi parkede harikalar yarattılar.
-Ama ben en çok Ekpe Udoh ile Bogdanoviç’e hayran kaldım.
-Bu kupa iki yıl önce Madrid’te, geçen yıl da Berlin’de elimizden uçup gitmişti. Bugün bizim olacak.

Kalmak istiyormuş!

-Van Persie Fener’de kalmak istiyormuş.
-Gidecek yeri var mı?
-Yok.
-Ya transfer teklifi?
-O da yok.
-Yılda 4 milyon 900 bin Euro garanti para.
-Maç başına 20 bin Euro.
-Sen olsan bir yere gider misin!
-Baksanıza Advocaat, Hollanda Milli Takımı’na Sneijder’i çağırmış.
-Van Persie’yi ‘es’ geçmiş.

Emre’yi gönderenlere...

-İki yıldır kendi kendime hep şunu sormuşumdur:
-Bu Emre’yi Fener’den kim veya kimler yolladı?
-Niçin gönderdi?
-O’nu izlerken hiç mi içiniz ‘cız’ etmedi.
-O Fener’e golü atınca ağlarken ‘biz ne yaptık’ diye pişmanlık duyanınız oldu mu?
-Hiç sanmıyorum.
-Ama taktım birader.
-Alınan futbolcuların hiç biri O’nun yerini doldurdu mu?
-Şu anda Fener’de Emre ayarında kaç futbolcu var?
-Yok, yok, yok!
-Öyle sanıyorum ki; transferleri Aykut hoca yapar.
-Satılacakları o belirler.
-İşine de karışılmazsa, Aykut Kocaman Kanarya’yı havaya uçurur.
-Tıpkı Obradoviç gibi.

Önce ibra, sonra kongre

Şansal Büyüka’nın Bein Sports’da Dursun Özbek ile yaptığı söyleşide Başkan bir şikayetini dile getirdi...
-Adam golü atamıyor: Yönetim istifa.
-Kaleci topu tutamıyor: Yönetim istifa.
-Antrenör hata yapıyor: Yönetim istifa.
-İyi de Sayın Özbek...
-Onları transfer eden sizler.
-Milyonlarca Euro’lar ödeyen yine sizler.
-Elbette fatura size kesilecek.
-Az kalsın unutuyordum.
-Olağanüstü kongre için imza toplanıyor.
-Sayıları 700’ü de aşmış.
-İmzacılara bir sorum var:
-Bir ay önce bu yönetimi ibra ettiniz, şimdi de bırak diyorsunuz.
-Oldu mu ya...

Sıkma canını Fikret Başkan

Fikret Orman ‘Geçen sene herkes bizim şampiyonluğumuzu istiyordu .Bu yıl ise herkes birlik olmuş bizim karşımızda” demiş.
-Sevgili Başkan:
-Fener’li Galatasaray’lı, Beşiktaş’ın şampiyon olmasını ister mi?
-Beşiktaş’lılar da onların şampiyonluğunu istemez.
-Takmayın kafaya.
-Canınızı da sıkmayın.
-Bu saatten sonra bir şey değişmez.

Sayın Başkan:
Yerden göğe kadar haklı olabilirsiniz ama şunu hiç unutmayın,
Ne kadar öfkeli olursanız olun,
Şekeriniz tavan yapsa da Fener’in başkanı tokat atmaz.
Atmamalı da...
İşin üzücü yanı tokat yiyenin eski bir yönetim kurulu üyesi olması.
Bugüne kadar Fener’e yaptığınız tesislerle, kazanılan başarılarla gelmiş geçmiş en iyi başkanlar arasında yer aldınız.
Ancak o tokat her şeyi yerle bir etti.
Olaydan sonra yaptığınız açıklamalar hiç pişmanlık yaşamadığınızı gösterdi.
Adınızın önünde ‘Fenerbahçe Başkanı’ ünvanı var.
Tokat atarken, konuşurken bir hatırlayın lütfen.

Advocaat’a kulak verin..

Advocaat hep şikayet etti.
“Fener takımı 8-10 bin kişiye oynamaz” dedi.
Şampiyonluk iddiasının bu yüzden yok olduğunu ima etti.
Yalan mı?
Sapına kadar doğru.
12. adamı sadece bazı kötü sonuçlar mı küstürdü?
Geçiniz...
-Yönetimi protesto ediyorlar diye bazı tribünlere seyirci almayanların...
-Gruplaşmalara seyirci kalanların hiç mi suçu yok?
Hep söyledim yine söyleyeceğim.
Bu Advocaat sezon başında gelse, transferleri kendisi yapsa; Fener bugün zirvede Beşiktaş’la çekişirdi.
Advocaat derbilerde hep başarılı oldu. Fener yenilmedi.
Kupayı alacağına inancım tam.
Şu son Beşiktaş beraberliğinde atılan goldeki sevincini hep hatırlayacağım.

Ekşimiş tweet...

Taraflı tarafsız herkes Fener ve Galatasaraylı kızların çektirdikleri fotoğraf için:
“İşte dostluk bu”, “Helal olsun kızlara” dedi.
Ve bu güzel tabloyu gerçekleştirenler Fair-Play ödülüne aday gösterildi.
Bazıları da ‘gıdıklasan gülünmez’ cinsinden tweet’ler attılar.
Akılları sıra dalga geçmeye kalktılar.
Ama anında tepki görünce o tweet’leri geri çektiler.
Yahu arkadaş...
Niye yazdın?
Neden geri çektin?
Biraz cesur ol be!

Boş yere çene yormayın

Mesut Özil’e, “Bize gel” diye servet öneriliyor.
Türkiye’ye gelir mi?
Bakın biri formülü bulmuş
Yazmış da. Diyor ki:
-Az para isterse Fener’e gelir!
Adam İngiltere’de Arsenal’in yıldızı.
Alman Milli Takımı’nın değişmezi.
Löw’ün gözdesi.
Keşke gelse derim ben.
Ama gelmez, gelemez.
Onun için insanları kandırmayalım.

Dursun Başkan’ın resti...

Şu işe bakın;
-Seyirci, “Başkan istifa”, “Yönetim istifa” diye bağırıyor.
-O seyirci önce Riekerink’i ‘bey’ yaptı. Sonra istemedi.
-Tudor için yönetime bastırdı. Hırvat hoca alındı.
-Şimdi O’nu da futbolcuların bazıları beğenmiyor.
-Hatta daha da ileri gidenler oldu.
-De Jong, Dursun başkana, “Fatura Tudor’a çıkarılmalı” demiş.
-Sneijder ve O’nunla birlikte hareket edenler izinleri iptal eden Tudor’a tepki koydu.
Dursun Özbek herhalde iş hayatının hiçbir döneminde böyle zor durumda kalmamıştır.
Dursun başkanın, De Jong’a, “25’iniz de gidersiniz Tudor kalır” resti hoşuma gitti.
Kısacası, Galatasaray’da futbolcuya dayalı düzene noktayı koydu.
Ancak hepsini yollayamayacağına göre...
İlk etapta başta Sneijder, De Jong, Cavanda ve Chedjou’nun bileti kesilmeli.
Son sözüm şu:
Galatasaray’da herkes sadece konuşuyor. Lafla peynir gemisi yürümez.
“Başkan istifa” diyenlere bir çift sözüm var:
İşler sarpa sarmışken sadece Dursun başkanın elini taşın altına koyduğunu unutmayın.

Adaletin bu mu Dünya?

-PFDK, Fener’e çimleri talimatlara aykırı sulama nedeniyle 15 bin Lira,
-Gazetecileri döven Başakşehirli 3 futbolcuya 13’er bin Lira ayrıca “5” maç da oynamama cezası verdi.
-Arkasından tahkim cezaları 3’e indirdi.
Bu işte bir tuhaflık yok mu?
-Var, hem de çok.

Başkan Aziz Yıldırım 2-3 hoca ile ilgilendiklerini söyledi.
Peki Fenerli kimi istiyor?
Büyük çoğunluk Obradoviç’i tarif etti:
-Onun gibi kararlı, otoriter...
-Tatlı-sert...
-Rakiplerinin oyun sistemini ezbere bilen...
-Duruşuna, bilgisine, birikimine saygı duyulan...
-Taraftarlarla bütünleşen...
-Oyuncularını saha kenarında ateşleyen...
-Haksızlıklara tepki koyan...
-Maç sırasında talebeleri kadar efor sarfeden...
Var mı böyle bir hoca?
O benim işim değil.
Söyleyeceğim tek şey var o da şu:
Denenmişleri bırakın.
Artık Fener’i uçuracak birini bulun.

Başkanın sözü...

Yine Başkan Aziz Yıldırım’dan iddialı laflar:
“Seneye mali kongrede şampiyon bir Fenerbahçe olarak huzurlarınıza geleceğim. Bunun sözünü veriyorum.”
Konuşmasının devamı da hayret verici:
“Bunu bazı yüzsüzlere karşı yapacağım.”
Koca bir yıl hep karşılıklı atışmalarla geçti.
Bırakalım artık bu tip konuşmaları.
Algı operasyonları laflarına şimdi de yüzsüzler eklendi.
Kim bunlar? Lütfen açıkla.
Başkan, seyirci azlığını ekonomik nedenlere bağlıyor.
Külliyen yanlış.
Rize maçına 8 bin seyirci mi gelir?
14 bin kombine bilet sahibinin tamamı nerede?
Fenerliler artık barış istiyor, sevgi ve saygı istiyor.
Siz önce bu ortamı yaratın.
Gerisi kolay.

Advocaat’a bir çift sözüm var...

Fener’in hocası, “2-1’lik yenilgi bile iyi sonuç” demez.
Diyemez.
Dememeli.
Başakşehir’in muhteşem 2 golünü hatırlayın.
Hollandalı teknik adam; Fener’in biri şans, diğeri ‘atamayanı döverler’ cinsinden iki golle beraberliği kurtardığına şükretsin.
Sonra da Volkan ile Skrtel’e teşekkür etsin.
Advocaat kötü hoca mı?
Hayır.
Ama bana göre yıl boyunca Van Persie, Fernandao, Stoch ve Emenike tercihlerinde yanlışlar yaptı.
Hepsi bir yana, Emenike’yi Rize maçına kadar kadroya almaması hata idi.
Transfer parasını almış. Aylıkları tıkır tıkır ödeniyor. Sonra da adama ‘sen kenarda otur’ deniyor.
Ver para cezasını, bak o zaman nasıl sahaya çıkar.
Kim karar verdi bilmiyorum ama Emenike, Rize maçında oynadığı kısa süre içinde hem golün asistini yaptı hem de çoğundan iyi oynadı.
Stoch ve Fernandao’ya ve de Emenike’ye Van Persie’nin yarısı kadar ilgi gösterilseydi bugün Fenerbahçe bambaşka yerlerde olurdu.

Sakın Alex deme..

Alex De Souza’nın Galatasaray’a attığı gol hâlâ dillerde...
Jozef De Souza bakın ne demiş:
“Alex’in yaptıklarının üçte birini yapsam mutlu olurum. Bu yolda ilerliyorum.”
Alex’i 8 yılda göklere çıkardık.
Kaptan yaptık.
Heykelini bile diktik.
O sadece Fenerliler’in değil, tüm sporseverlerin hayranlık ve saygı duyduğu bir isimdi.
Nasıl gittiğini herhalde bilmiyorsun.
Onun için sen sen ol, bir daha Alex’i hatırlatacak laflar etme.

Bir dayağın 6 satır özeti

-Milyonlar şaşkınlıkla izledi.
-Dayak atanlar belli.
-Dayak yiyenler de...
-Özür-çiçek-yemek.
-Bir de röportaj.
-Şikayetler geri alındı.
Peki görüntüler ne olacak?

Öyle veya böyle Fenerbahçe, ezeli rakibini büyük bir taraftar kitlesinin önünde hem de evinde yenerken bakın neler kazandı:
-İkincilik, dolayısıyla Şampiyonlar Ligi şansı arttı.
-Avrupa Ligi’nde oynama ihtimali kuvvetlendi.
-Bu galibiyet, Türkiye Kupası’nda Başakşehir ile yapacağı maç öncesi büyük moral oldu.
Fener’in bu iki hedefi yakalaması çok basit:
Birincisi: Küskünlükler bitmeli.
İkincisi: Taraftarlar arasında gruplaşma sona ermeli.
12. adam tekrar basketbolda olduğu gibi tribünleri doldurmalı.
“Başkan istifa”, “Yönetim istifa” sesleri kesilmeli.
Allah aşkına çok mu zor bunları yapmak?
Yeter artık.
Geçmişi unutun. Geleceğe bakın.

Hak etmedi diyenlere...

Eleştirilere bakıyorum.
Fenerbahçe kazanmayı hak etmemiş.
İyi de kardeşim Galatasaray hak etti mi?
İstatistikler ortaya dökülüyor.
Top hakimiyeti çoğunlukla Galatasaray’da.
Fener hiç korner atamamış.
Ama 3 puanı alan taraf olmuş.
O zaman eleştirilerin odağındaki takım Fenerbahçe’den çok, Galatasaray olmalı derim ben.

Bravo kaptan

Bu galibiyetin mimarı sadece tek golü atan Souza değildir.
Aynı zamanda kaptan Volkan Demirel’dir.
İlk yarıda Yasin ve Sneijder’in gollük şutlarını önlemiştir.
İkinci devrede de Rodriques ve Sabri’ye geçit vermemiştir.
Ayrıca O’na yapılanlar herkesi üzmüştür.
Yahu arkadaşlar, Volkan Demirel Türkiye’nin ve Fenerbahçe’nin gururu.
Yıllarca Milli Takım’ın kalesini korudu.
Niye küfür ediyorsunuz?
Neden pet şişe, çakmak hatta cep telefonu bile atıyorsunuz.
Hakem “durun“ diyor, devam ediyorsunuz.
Kaptan Selçuk, Sabri ve diğerleri ikaz ediyor, aldırmıyorsunuz.
Birlik-beraberliğe muhtaç olduğumuz bu günlerde bu öfkenin sebebi nedir?
Farkında mısınız bilmem; yaptıklarınız sahadaki futbolcuları etkiledi.
Arkasından ceza da gelirse hiç şaşırmayın.
Lütfen biraz sakin olun.

Tartışılan adam Tudor

İşte kulislerde konuşulanlar:
-Tudor kendisi gider mi?
-Kalır mı?
-Yoksa gönderilir mi?
Çoğunluk bu yükü taşıyamayacağı görüşünde.
Ondan çok şey bekleyenler şu anda Riekerink’i mumla arıyor olmalı.
“Keşke kalsaydı” diyorlar.
Gönderenlere kızıyorlar..
Haklılar da...
Çünkü Galatasaray bir arpa boyu yol alamadı.
Büyük takımlarda oynamak ne kadar zorsa, hocalık yapmak da o kadar zordur.
Bu böyle biline...

Sen ne yaptın Podolski?

Sezon sonu Galatasaray’dan gidecek olan Podolski bakın neler demiş:
“Karşımızda kazanmak için oynamayan bir takım vardı. Açıkçası 2. ve 3. Lig takımlarıyla da oynadık. Onlar bile böyle değildi. Bu daha da acı.”
O zaman adama sorarlar;
Sen ne yaptın?
Fener kalesine gollük bir şut mu attın?
Tudor ‘şanssızlık’ der.
Muslera ise ‘futbolda şans yok’ der.
Hayret; bu yenilgiye hiç ‘beceriksizlik’ diyene rastlamadım.

Başarılar Tankaya

Galatasaray Kulübü Başkanı Dursun Özbek, gazeteci arkadaşımız Hasan Tankaya’yı iletişim departmanının başına getirdi.
Bilindiği gibi Hasan Tankaya, Galatasaray TV’yi kurmuş ve başarılı işlere imza atmıştı.
Yıllarca birlikte çalıştığım Tankaya’ya başarılar diliyorum.

Kimse kusura bakmasın:
Ucunda şampiyonluk olmayan iki ezeli rakibin karşılaşmasına ‘DERBİ’ demeye bir türlü dilim varmıyor.
Bakınız,
Eski heyecan var mı?
Yok.
Seyirci maça gidiyor mu?
Hayır.
Kısacası bu maç hem Fener hem de Galatasaray için ‘zayıf bir ikincilik ışığı’dır.
Fenerbahçe kazanırsa, “Başkan istifa”, “Yönetim istifa” sesleri kısılır.
Türkiye Kupası maçı öncesi moraller doruğa çıkar.
Hem ikincilik hem de kupa, hocalık hayatına nokta koyacağını açıklayan Advocaat için süper emekli ikramiyesi olur.
İçimde kalmasın:
Eğer bu Advocaat, sezon başında Fener’e gelseydi, transferleri kendisi yapsaydı; Fener bugün zirvede şampiyonluk mücadelesini sürdürürdü.
İnşallah yeni sezonda alınacakları-gönderilecekleri bu işleri bilene, yani hocalarına bırakırlar.

Galatasaray’a gelince...

Maçın Galatasaray ayağına bakarsak...
Tudor, Başakşehir faciasında son 15 dakikaya kadar şans vermediği Sneijder ve Podolski için ağır eleştiriler alınca ani dönüş yaptı.
Doğrusu da bu.
Şimdi harıl harıl ikisini Fener’e hazırlıyor.
Aslında Tudor’un işi hiç de kolay değil.
Büyük umutlarla geldiği Galatasaray’da 7 maçta 3 galibiyet, 3 yenilgi ve 1 de beraberlik alınca kulislerde, “Acaba yeni sezonda bu işi götürür mü?” konuşmaları başladı.
Arkasından Melo’nun, başarı için, Fatih Terim-Abdürrahim Albayrak’ı işaret eden tweet’i...
Durun daha bitmedi:
Hagi’nin, yeniden Galatasaray’a dönmek için yeterli tecrübeye sahip olduğunu açıklaması...
İşte bu yüzden Tudor zorda.
Kazanırsa koltuğu sağlama alır.Kaybederse sıkıntılı günler başlar.
Başkan Dursun Özbek ve yönetimi de Aziz Yıldırım gibi ‘istifa’ seslerinden bıktı.
Galibiyet, Tudor kadar O’nu da rahatlatacak.
İşte bu yüzden bir garip derbi dedim.

Eveleme-geveleme

Lens, “Fenerbahçe’de kalacak mısın” sorusuna karşılık menacerini adres göstermiş ve:
“Buna bağlı” demiş.
Sonra da:
“Bu sezon Fenerbahçe’de oynuyorum. Gelecekte de oynamak isterim ama ileride ne olur bilemiyorum” diye de bir ekleme yapmış.
Ben derim ki:
Eveleme gevelemeyi bırak.
Var mısın yok musun, onu söyle.

Nerelerdesin Salih?

Sezon başında Salih’i göklere çıkaranlar,
Ona güvenenler,
“İlk 11’de banko oynar” yorumunu yapanlar,
Şimdi de soruyorlar:
Salih nerede?
Sahi Salih nerede?
“Sampdoria’dan teklif var” diyorlar.
El insaf beyler.
Fener’de forma bulamıyor. Sampdoria’da nasıl oynayacak?

Beşiktaş, Lyon’u eler

“Yaktı bizi” diye çığırtkanlık yapan oldu mu?
Hayır.
“Çalım atacağına topu taca yollasaydı” diyen:
Yooo...
Beşiktaş taraftarı ne yaptı?
Fabri’yi tribünlere çağırdı.
Alkışladı, “Sana güveniyoruz” diye tempo tuttu.
Yerlisi-yabancısı arka çıktı.
Hele hele Atiba’nın daha da ileri giderek, “O’nu ben zorda bıraktım” demesi...
İşte bu yüzden Beşiktaş, Lyon’u burada yenecektir.

Fener’de 15 bin kombine bilet sahibi var. 64 de loca. Stadın kapasitesi 52 bin. Buna karşın Akhisar maçına gelen seyirci sayısı 7 bin 541! Çok değil, 3-4 ay önce Fenerbahçe’nin maçı olduğu zaman Bağdat Caddesi’nde kadınerkek- çoluk-çocuk Çubuklu formaları ile dolaşırlar, “Fener Fener” diye ortalığı inletirlerdi. Bakınız: Basketbol maçına giden Lens, Fener tribünündeki kalabalığı görünce sormuş: “Bu seyirci neden stadyumda yok” diye. Cevabı basit: -Fener, Şampiyonlar Ligi’nden elendi. -Avrupa Ligi’ne havlu attı. -Lig şampiyonluğu hayal oldu. -İkincilik belki. -Türkiye Kupası’nın garantisi yok. O zaman ben de Lens’e sormak isterim: Sen taraftar olsan maça gelir misin?

Dolu-boş

Maç yazılarında tribünlerdeki seyirciler gündeme gelince: “Tribünlerde yer yer boşluklar var” tanımlaması yapılırdı. Şimdi ise Fenerbahçe tribünleri anlatılırken, “Tribünlerde yer yer doluluklar var” deniyormuş. Şakası bile üzücü. Çünkü Fenerbahçe’nin en büyük övünç kaynağı 12. adamı idi. Onları küstürenler utansın.

Futbol mu O’nu bıraktı, yoksa...

Bir, dünyalar ödenen Emenike’ye bak... Bir de gönderilen Webo’ya... Webo, Osmanlıspor’da 8 gol atmış. 7 de asisti var. Emenike kadroda yok, kendine kulüp arıyor. Ya Van Persie? Futbol mu O’nu bıraktı? Yoksa O mu futbolu? İşte bu belirsiz. Sayın hocam, Van Persie’yi formsuz olduğu halde oynatmaya devam et. Bakarsın Karabük maçında olduğu gibi Galatasaray’a da bir gol atar. Hemen kral ilan ederiz.

Frikikleri talisca atsın

Beşiktaş ne zaman frikik kazansa topun başında Quaresma. Yanında da Talisca. Portekizli’nin vuruşları ya üstten ya yandan dışarda. Talisca frkikten 3 enfes gol attı. Galatasaray’dan sonra Gençlerbirliği. Son olarak da Trabzon filelerine gönderdiği toplarla Kartal’a hayat verdi. Karar elbette Şenol hocanın ama bana göre frikikleri hep Talisca atmalı.

Vay be şu işe bak

Tamam Tudor, Galatasaray’ın ayarları ile oynadı. Sneijder ile Podolski’yi iş işten geçtikten sonra aldı. Takım tertibi, sahadaki dizilişi yanlıştı. Galatasaray’ın, Başakşehir’den 4 gol yemesi ‘facia’ idi. Hepsi kabul. Ama Hırvat hocayı daha düne kadar yere göğe sığdıramayanlar... Cesaretini, sahadaki ateşli tavırlarını övenler... Tek maçta hemen biletini kesiverdiler! Olaya biraz da serinkanlı bakmak lazım. Tek suçlu Tudor mu? Adamı Karabük’de çalışırken tazminatını ödeyip ‘kurtarıcı’ diye getirenlerin başarısızlıkta hiç mi payı yok? İşin tuhafı, Tudor’la bu işin olmayacağını söyleyenler yine hoca isimleri ortaya atmaya başladılar. “Fatih Terim gelmeli”, “Abdullah Avcı olmalı”... Günlük yaşıyoruz beyler. Bir günde baş tacı ettiğimiz kişileri yine bir günde yerin dibine batırıyoruz. Hakaret edici cümlelerle eleştirmeyi de bir marifet sayıyoruz. İşte bu yüzden de futbolda bir adım ileri gidemiyoruz.

Sakaryaspor’un, Bayrampaşa maçı öncesi çalışmasını izlerken dalmışım... Gözümün önünden bir anda Aykut Kocaman, İmparator Oğuz, Tuncay, Nezihi, Turan ve bu sütunlara sığmayacak bir sürü insan film şeridi gibi geçti. “Nereden nereye?” dedim içimden... Adapazarı’nda başarıya inanmış insanlarla tanıştım. Mesela Büyükşehir Belediye Başkanı Zeki Toçoğlu. Sakaryaspor’un en büyük şansı. Sadece futbol değil başta basketbol olmak üzere sporun diğer branşları için elinden geleni yapıyor. Ama bu yetmez.

İş adamları da destek olmalı

Türkiye’nin ihracatta 7. büyük kentindeki iş adamlarının da Sakaryaspor’a maddi-manevi destek atması şart. Sakaryaspor ne kadar kısa süre içinde bir üst kümeye atlarsa; hele hele 2-3 yıl içinde Süper Lig’e çıkarsa ki ben konuştuğum yöneticilerin gözlerinde bu ışığı gördüm- Sakarya’da iş hacmi de doruğa çıkar. ™ehire hareket gelir. Bereket gelir..

Hedef Play-off

Sakaryaspor son 10 maçta 9 galibiyet ve bir beraberlikle yenilmezliğini sürdürüyor. 31 maçta attığı gol sayısı 62. Bu sayıya Süper Lig’de Beşiktaş, Galatasaray ve Fenerbahçe dahil ulaşan başka bir takım yok. Sezon başında bazı aksaklıklar olmasa bu ekip şimdi açık ara ilk sırada bir üst ligde oynamayı garanti altına alacaktı. Sakaryaspor şimdi Play-Off’ta mücadele edecek. Çok merak ediyorum: “Arkadaş, yıllarca Türkiye liginde Fener’e, Galatasaray’a, Beşiktaş’a kök söktüren Sakaryaspor nasıl oldu da 3. Lig’e düştü ?” Bakınız; bugün, Süper Ligde oynanan Galatasaray ve Fenerbahçe derbi dışında bazı maçları 3-5 bin kişiye oynarken Sakarya’nın maçlarını izleyenlerin sayısı 10 binden aşağı düşmüyor. Yani taraftar, gücünün yettiğince desteği veriyor. Bu yeterli mi?. Elbette hayır.

Özdemir başta gelseydi

Yazımın başında da belirttiğim gibi Sakarya’da her kesimin elini taşın altına atması şart. Genç iş adamları Akif Köse basketbolun başında. Akgün Altuğ ile Tolga Ballık ile basketbolu zirveye taşımak için var güçleri ile çalışıyor. Başkan İsmail Gürses ve yönetimindeki tüm arkadaşları... Bunların arasında konuşma olanağı bulduğum Erkan Pizrenli, Cihan Yıldıran, Şerafettin Özgüllü ve Divan kurulundan Sıtkı Sakallıoğlu Sakaryaspor’un başarısına kendilerini adamışlar. Son sözüm şu: Keşke Osman hoca sezon başında göreve getirilseydi. İnanın, Sakarya bugün puan cetvelinde erişilmez bir noktada olurdu.