Arama

Popüler aramalar

‘’Sneijder şov‘’

Muhtemelen hemen herkes Wesley Sneijder’in olağanüstü yeteneklerini bu sezon nihayet sergilediğinden bahsedecek bugün. Kuşkusuz her türlü övgüyü hak eden bir şovdu sergilediği. Peki neden oldu bu? Geçtiğimiz haftalardan farklı olan neydi? Galatasaray sezonun en kompakt oyunlarından birini oynadı. 10 numarasını geniş boşluklar içinde bırakmadı. Orta saha ikilisi savunma bekleriyle birlikte hücum beşlisine yakın durdu. Dönenleri büyük oranda topaldılar. Geri koşmak zorunda kalmadılar. Ya da en azından maçın büyük bölümünde orta sahada ikili mücadeleleri kazandılar ya da faulle durduruldular veya akınları sonlandırdılar. Oyun bir git gele dönmedi. Galatasaray’ın artık standart olan 5’e 5 bölünmesi sorunu yaşanmadı.

Üçgenleri kurdular

İlk 5 dakikada durum bu değildi halbuki. Alanya 5 dakikada 3 kez rakip ceza sahasına tehlikeli girdikleri baskın akınlar yaptılar. Bundan sonra De Jong ve Selçuk hücum hattına yaklaştı, savunma bekleri ileri çıktı. Takımın boyu kendi standartlarının çok altına indi. Rakip alana da kalabalık ve birbirlerine yakın durdular. Sneijder de istediği şartlar oluşunca Bruma’yla, Eren’le, Yasin’le istediği üçgenleri kurdu. Ya akını sonlandırdılar ya dönenleri toplamak için arkasında istediği kalabalığı buldu.

Hamit girdiğinde bile...

Eren’in hareketli oyunu orta sahaya gelişi Sneijder’i öne atmak konusunda gerekli şartları sağladı. Alanya’nın attığı harika golün benzeri 3 akını, 2. yarıda yapabildiği bir gerçek, kabul. Ancak bir akın sürekliliği sağlayıp, Galatasaray’ı 5’e 5 bölmeyi sağlayabilecek bir orta saha pas trafiği oluşturamadılar. Selçuk çıkıp ağırlaşmış Hamit girdiğinde dahi bunu yapmayı başaramadılar. Hollandalı yıldızın istediği şartlar büyük oranda sağlanınca Galatasaray için sorun kalmadı. 3 asist ve 1 güzel golle iş bitirdi. Bruma gününde ve sakin olsa tarihi bir farkl da mümkün olabilirdi.

26 Aralık 2016, Pazartesi 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Volkan'la gelen 3-0‘’

Yedinci haftadan sonra kalesinde pozisyon görmeyen, bazı maçlarda rakip takımı ceza sahasına sokmayan Fenerbahçe’nin dünkü kahramanı Volkan Demirel’di. 6 net gol pozisyonunu büyük bir yetenek gösterisiyle engelleyerek Fenerbahçe’yi maçta tuttu. İrfan Can’ın direkten dönen bir şutu ve Kjaer’in çizgiden çıkardığı bir top da var. Bu kadar değil... Gençlerbirliği’nin kullandığı 13 de korner. Ve 35 kez de Fenerbahçe ceza sahasında topla oynadılar. Galatasaray bunu sadece 2 kez yapabilmişti. ..Ve Fenerbahçe gol kaçırmadan 3-0 kazandı. Böyle bir maçın da analizini yapmak kolay değil.

Özat’ın planı iyiydi

Bilinen tarafından başlayalım. Fenerbahçe topu yine rakibine vererek başladı. Ancak Ümit Özat’ın takımı kompakt kalıp Fenerbahçe’nin orta sahasına hiç alan veremeden oynayıp, oyunu Lens’e döndürmemeyi amaçlayan bir oyun oynayınca, iş Volkan’a kaldı. Şu bir gerçek ki Volkan Şen gittikçe düşüyor. Konsantrasyon olarak çok zayıf. Ofsaytta kalıyor top eziyor vs... Bu orta saha yapısından Khalili ve Selçuk Şahin’in organizasyonuyla Aydın, İrfan ve Serdar Gürler’i mükemmel kaçırdılar. Ve üst üste pozisyonlar buldular. Fenerbahçe’nin bilinen tek planının defansif yönü hiç çalışmadı. Ümit Özat hiç çalıştırmadı. Çoğu maçta yere yatmayan Volkan’ın bu ekstra performansını herhalde tahmin etmemişlerdi. Tabii Van Persie’nin erken çıkmasıyla Fenrbahçe’nin ileride top tutma şansının tamamen ortadan kalması da Gençler’in işine geldi.

Advocaat’tan doğru hamle

Defansif taraf işlemezken Şener, Lens ve Sow’la oluşturulan direkt akından gol çıkması bu sene için bir klasik. İşin bu tarafı yürüdü. Özat’ın ikinci yarıda üst üste aldığı risklerde Volkan’ın başarılı performansının yanı sıra Advocaat’ın değişikliklerinin de payı var. Ozan ve Fernandao’nun oyuna girişi biraz olsun orta saha direncini artırdı ve topu ileride tutmak mümkün oldu. Her ne kadar takımın şekli fazla kaysa da Gençler bu oluşan boşluktan yararlanamadı. Ve kontratlarla maçı 3-0 getiren Fenerbahçe oldu.

20 Aralık 2016, Salı 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Mükemmel bir puan‘’

Osmanlıspor ilk yarıda rakip ceza sahasına 15 orta yaptı. Bunların büyük çoğunluğu takım arkadaşlarına ulaştı. Yediği 15 golün 8’ini kafa vuruşlarından kalesinde görmüş bir takıma karşı fazla orta girişimi mantıklı olabilir. Ancak bu kadar rahat inerken bölgeye orta yapmak yerine pas atmak çok daha mantıklı olabilirdi. Belki de zemin onları buna zorladı.

Galatasaray psikoloji olarak yıkılmış bir şekilde oyuna başlayabilirdi.

30. saniyede Webo’nun yarım metreden içeri atamadığı pozisyon konuk ekibi baştan yıkabilecek bir psikoloji yaratabilirdi. Aziz Nando maçın 28. saniyesinde bile bu kadar konsantre olabildiği için Galatasaray puan durumunda bu durumda. Onsuz bu savunmayla iş çok zor olurdu.

Orta yerine pas atsalar...

Ev sahibinin özellikle sağ beki Vrsajeviç’i oyunun sürekli içinde tutarak yaptığı hücumlarda Galatasaray orta sahasının herhangi bir direnç gösterememesi ilginç bir durum ortaya çıkardı. Hemen her seferinde Osmanlı, Galatasaray ceza şahsı içine girdi. Son pasları yapacak alan ve imkan da buldular. Ancak merkezden geldiklerinde acele
top kullandılar, kenardan geldiklerinde ise pas yerine orta yapmayı tercih edince, oyunu skora yansıtamadılar. Dediğim gibi zemin onları zorlamış olabilir.

Riekerink üzülmemiştir

Herhalde Riekerink bu skordan bu oyun sonrasında mutsuz olmamıştır. Burada Riekerink gibi Galatasaray’ın sahadan etkilendiğini iddia edenler olacaktır. Ancak Osmanlı’nın daha dinamik, daha paslı ve daha hızlı oyununun bu zeminlerden çok daha fazla etkilendiği kesin. Galatasaray’ın geçen haftalarda orta saha ve savunmasında verdiği açıklar göz önüne alındığında Osmanlı’nın normal bir zeminde yapabilecekleri çok daha korkutucu olabilirdi. Bu 1 puan Galatasaray için bu oyundan sonra mükemmel.

19 Aralık 2016, Pazartesi 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Başakşehir zirveyi hak ediyor‘’

Başakşehir en iyi durumunda değil. Erken açılan sezon onları bu aylarda biraz geri düşürecekti. Art arda gelen beraberlikler ve dünkü oyun da bunun göstergesi. İstedikleri, alıştırdıkları tempoda değiller. Zaten Trabzonspor eleştirisini de bu çerçeveden yapmak lazım.

Emre tüm planları bozdu

Oyunu sadece rakibin orta sahasında yapacağı pas hatalarından baskın çıkarmak üzerine planlamıştı Ersun Yanal. Ancak görece düşük tempolu rakibi hataya zorlamadan bunu yapmak zor. Emre’ye çok rahat oyun kurdurdular. Hep markajdan kaçmayı başardı. Mehmet Ekici’yle oyunu yönlendirmek yerine ondan bir savunmacı orta saha çıkarmaya çalışmanın sonucu bu.
Belki Yanal, Emre’nin 90 dakika sahada kalamayacağını düşündü ve o çıkana kadar idare etmeye çalıştı. Ancak Emre 90 dakika oyunda kalınca planın biraz da olsa yürümesi şansa kaldı. İlk yarıda 4 kez net gol pozisyonuna girdiler. Emre, Mossoro, Visca üçlüsünü kontrol edemediler. Bunda Batdal’ın son derece kafa karıştırıcı oyununun da rolü büyük.

Trabzon edilgen kaldı

Orta sahaya gelip pasa istasyonu sayısını artırıyor ve rakip için kontrol edilmesi gereken oyuncu sayısını başa çıkılmaz hale getiriyor. Bu yapıda Visca ve Cengiz’in sürpriz çıkışları her seferinde sıkıntı yaratıyor.

Ekici’nin Emre karşısındaki durumu Onazi-Mossoro’nun ilişkisinde de vardı. Onazi, Mossoro’nun hep bir adım gerisinde sonuçsuz bir markaj çabasındaydı. İş yürümedi. Trabzon hep edilgen kaldı.

Değişiklikler Trabzon’a yaradı ancak...

Ve Başakşehir’in kendi alıştığı ritmimde olmamasına rağmen maça ruhunu onlar verdi. Tabii Mossoro sakatlanıp çıkana kadar. Emre’nin çıkmasıyla orta sahayı ele geçirmeyi amaçlayan Trabzonspor orta sahada geçişlerin vazgeçilmezi Mossoro’nun yerini Holmen’e bırakmasıyla biraz olsun istediği oyuna yaklaştı. Topu ve oyunu rakip alana taşıdı. Ekici’yle gole de yaklaştı. Son 15 dakikadaki oyundan 1 puan çıkarmaları da mümkündü. Ancak konu o değil. Konu Trabzonnpor’un maçların büyük çoğunluğunda rakibin oyununa uyum sağlamaya çalışması. Bu kabul edilemez. Başakşehir ise ne kadar övünse azdır. Tempoları istenen seviyede olmasa da her seferinde oyuna karakter veren onlar oluyor. Bu hak edilmiş bir zirve.

18 Aralık 2016, Pazar 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Yanlış pozisyona itiraz ettiler‘’

Kural ‘Hakemin görüşüne göre, rakibe tehlikeli olmamak şartıyla, makas ve bisiklet vuruşuna izin verilir’ diyor.

Bu, röveşatanın aslında yasak olduğunu ancak rakip için tehlike oluşturacak bir durum yoksa izin verileceğini söylüyor. Sow’un röveşata serisinin kesilmesine duyulan kızgınlığı paylaşmakla birlikte Çakır’ın kararı kural doğrultusunda.

Öte yandan özellikle Alper Potuk’un çekilerek düşürülüşünde ve ikinci yarıda Diego’nun Sow’un sol dizine yaptığı darbeyle pozisyonunu bozmasında yoruma yer bırakmayacak 2 penaltı var. Diego topa dokunamıyor. Dokunsa bile önce temas Sow’a. İlk yarıda kalçasıyla Sow’a yaptığı darbe de penaltı olarak yorumlanmalı.

Ancak burada aslolan hakemin yorumu. Fenerbahçe’nin bu net penaltılara değil de net röveşata kuralına itiraz etmesi anlaşılmaz.

14 Aralık 2016, Çarşamba 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Mucize olur!‘’

Fenerbahçe’nin ilk yarısı tam bir kayıp. Bunun sebebi perşembe yorgunluğu değil. Advocaat’ın alternatifsiz planının Rıza Çalımbay’ın doğru analiziyle bertaraf edilmesi. Lens ve Volkan’a hiçbir koridor bırakmayıp top kaybına zorlayışı Fenerbahçe orta sahasının oyuna katılmasını engelledi. Hızlı çıkmanın yegane plan olduğu Sarı- Lacivertliler, orta saha ve savunma beklerini oyun katamadı. Takım ikinci topları alacak bir orta saha hücum yakınlaşması sağlayamadı.

Antalya, orta sahasını kalabalık tutunca özellikle Yekta’nın iyi oyunuyla daha soğukkanlı kaldılar. İkinci topları her seferinde aldılar ve hızla rakip kaleye giden onlar oldu. Fenerbahçe’nin takım boyu uzadı.

İkinci yarı 4-3-3

İlk yarı tamamen Antalya’nın istediği gibi geçti. İkinci yarıda Advocaat önce 4-3-3’e döndü. Alper’le oyunu demlendirip Topal ve Souza’yı bekleriyle birlikte oyuna dahil etmekte zorluk devam edince Fernandao’yu oyuna sürüp ona uzun toplar atmaya başladılar. Aatıf girdikten sonraysa dönen topları almak ve biraz olsun takım boyunu kısaltıp ikinci topları almak mümkün oldu.

Gol iptali doğru

Etkili bir baskı kuramasalar da Antalya’nın 1-0 öne geçmesiyle oyunu rakip ceza sahasında oynamayı başardılar. Ancak bundan çıkan, Souza’nın bir volesiyle ve Sow’un gol değeri kazanamayan vuruşu oldu. Tabii ki bir Soweşata’ydı vuruş. Ve bu güzel gole yazık oldu. Peki iptal doğru muydu? 1.90 yükseklikte topa vururken rakibin kafasına da vuruyorsanız bu fauldür. Estetik ve Soweşata sürekliliği rekoru açısında yazık olsa da Çakır’ın kararı doğru. Advocaat 7. haftadan sonra bir plan buldu ve bundan yarışa ortaklık çıkardı. Ancak şampiyonluk yarışı 7 haftada 12 puan kaybetmiş bir takım için neredeyse imkansız bir görev. Hele de elinde sadece tek plan varsa. Lens ve Volkan’ı Çalımbay durdurunca bu görev daha da zorlaştı. Artık Fenerbahçe’nin 20 puan kayıp şansı var. Bu dönüş olursa küçük çaplı bir mucize olur.

13 Aralık 2016, Salı 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Bir teşekkür borcumuz var‘’

İnsanın böğründe böyle bir acıyla futbol oynaması da, seyretmesi de, üzerine konuşup yazıp yorum yapması da çok zor. Bunu hepimiz biliyoruz. Maalesef çok iyi biliyoruz... 35 yıldır bunun içinde debelenip duruyoruz. Neyse ki hala alışmadık. Neyse ki yüreğimiz katılaşmadı hala. Nesiller kaybettik. 35 yılda bir insanımızı, onun çocuğu olabilecek başka bir insanımızı ve şimdi de onun torunu olabilecek başka bir yavrumuzun canını bu belaya verdik. Bitmedi. Bitmiyor. Ama bitmeli. Artık bitmeli. Alışmamalıyız... Yüreğimiz katılaşmamalı. Yeniden yaşamı hatırlmalıyız. Artık yeter.

Beni uyarın, utandırın

Futboldan bahsetmek zor. Yasin’e bir teşekkür borcumuz var. Ancak bu kadar doğru anlatılabilirdi halimiz... O sarılış kariyerinde sergileyebileceği en mükemmel tabloydu. Hat-trick yapıp çok iyi oynadığı. Daha önce de çok iyi oynadığı maçlar vardı. Daha sonra da olacak. Ama o resim hepsine bedel. Bundan sonra onun hakkında kötü bir şey söylersem beni uyarın, beni utandırın... Galatasaray’ın sayısız pozisyonu ve orta sahasızlığı bir tezat. Maç 2-1’e geldiğinde maçın adamı bir çok gollük şutu çıkaran, ligin kurtarış rekorunu kıran kaleci Göhkan’dı. Bruma ve Yasin’le çok kolay akın yaptılar. Ancak %70 topa sahip olmalarına rağmen Antep’e tam 8 korner ve 5 net gollük şans verdiler.

En büyük sınav haftaya

İlk yarım saat boyunca sadece Antep akınları vardı. Çünkü orta sahada De Jong savunmanın bir parçası gibi oynuyordu. Selçuk’tan itibaren öndeki 5’li ise başka bir takımdı. Koptular. Antep pas yapmadan Galatasaray orta sahasını geçebildi. Ancak onlar da bir hücum planları olmadığı için ceza sahasına aynı etkinlikte giremediler.

Özetle hücumunun gücü kadar orta saha savunmasının döküldüğü bir maç izledik. Bu orta sahanın vereceği en büyük sınav da bu haftasonu Osmanlı karşısında olacak. Galatasaray’ın şampiyonluk iddiasının ne kadar gerçek olduğunu da burada göreceğiz.

12 Aralık 2016, Pazartesi 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Reaksiyon‘’

Gökhan Gönül’ün sadece bu sene değil, belki de son 3 senedir oynadığı en iyi oyunu izledik. Bu Kadıköy’deki protestoya bir reaksiyon mu yoksa yeniden doğuş mu? Bunu zaman gösterecek.

Ancak Beşiktaş’ın, Kiev’deki hakem rezaletli oyun/sonuca, doğru reaksiyonu gösterdiğinde herhangi bir kuşku yok. Bursa’dan, özellikle maçın 20. dakikasından sonra hep daha hızlı olup topa sahip olmayı başardılar.

İlk yarıda sağ kanattaki boşluk ve Gökhan’ın yalnız kalmasının yarattığı eksikliği Şenol Hoca ikinci yarıda Tolgay’ı oyuna alarak net bir şekilde çözdü. 4-4-2’ye yakın bir oyuna döndüler. Orta sahadaki pas istasyonu sayısını artırdılar. Bursa’nın Merter ve Jorquera’nın merkezini oluşturduğu baskı oyunu için pas trafiği fazla komplike hale geldi. Tolgay kumandaya geçti. Driplingleri ve pas trafiğine yaptığı katkıyla işi çözen öğe oldu. Böylece baskıyı zirveye çıkardılar.

Tolgay oyuna girince...

Önde Oğuzhan’ın zaman zaman devreye girmesi aldığı penaltı da dahil olmak üzere Beşiktaş’ın oyunda zenginlik yaratmasına yol açtı. Ancak gol vuruşu eksikliği baki kaldı. Beşiktaş ancak iki penaltı ile skor bulabildi. Bu kadar oyunu öne yıkabilmiş bir takımın gol pozisyonları bulmak ve bunları gole çevirmek konusunda eksik kalışı ise net bir sorun. Beşikaş bunu belli ki kadrosu içinde çözmekte zorlanacak. Eğer arada Demba Ba, Sosa ve Gomez gibi oyuncular bulamazsa. Ancak Tolgay’ın oyuna girişi sonrası kurduğu baskı da ligde herhangi bir takımın yapabileceği bir iş değil.

Hücumda sorun var

Bursa orta saha merkezini, hem de Beşiktaş sağ kanadından sadece Gökhan’la geldiği bölümlerde ceza sahasının içine kadar çekmek zorunda kaldı. Bu büyük bir gücü işaret ediyor. Tabi bunda Hamza Hoca’nın Necid ve Emre’yi almakta gecikmesi, Batalla’nın oyunu ileri taşımakta geç kalmasının da rolü büyük.

Beşiktaş Kiev rezaleti sonrası müthiş tribün desteğiyle ayakta kalmayı, reaksiyon göstermeyi başardı. Bu Kartal’ların zirvede kalmak konusundaki inancınızın bir işareti. Fakat hem Kiev’de hem dün can sıkan bir de gerçek var. İki senedir gole gitmekte hiç zorlanmayan takım her şey istediği gibiyken bile çok zorlanıyor. Bunu çözmek lazım.

11 Aralık 2016, Pazar 02:30
YAZININ DEVAMI