Arama

Popüler aramalar

‘’Sıklet farkı‘’

Zorluk derecesi yüksek bir 90 dakika sonrası Avrupa’dan dönüşünde, belki de ligde bulabileceği en iyi rakiple karşılaştı Galatasaray.. Fatih Terim de bunun bilincinde bu fırsatı rotasyonla değerlendirdi. Tabii ki rakibi küçümsemeden. Sakatlıkları bulunan Umut-Semih ve Hakan’ı bakıma aldı. Bu değişim dün gece full ithal bir savunma ve yerli forvet görüntüsü sundu bize. Rotasyonun en önemli parçaları ise Riera ve Sercan Yıldırım’dı. Her iki oyuncu da bana göre şansını kötü değerlendirmedi. Tamamen yabancılardan oluşan defansa 90 dakika boyunca hiç iş düşmedi desek yeridir. Ne Cris zorlandı, ne Riera.. Muslera belki de yere bile yatmadı. Dün gece kağıt üstünde garanti gibi gözüken maçların klasik sıkıntısı da yaşanmadı değil. Sarı-Kırmızılı ekip golü buluncaya kadar ilk yarım saat futbol keyif vermekten uzak kaldı. Sonrasında Burak’ın attığı ve attırdığı gol maçı belirledi. 35. dakikada 2-0’a gelen skor, Arena’ya güven ve rahatlığı getirmeye yetti. Sonrasında Sarı-Kırmızılı ekip maça son dakikaya kadar hükmetti. Akhisar’ın gücü bu kaliteye,bu oyuna ve bu taraftara yetecek kapasitede değildi. 90 artı da bile Galatasaray forvetleri gol kaçırmaya devam ediyordu.

Burak Yılmaz ilk golde golcülüğünü ikinci G.Saray golünde ise vericiliğini kanıtladı. Kendini onardığını belgeledi. Ödülünü de Hamit’ten aldı. Her iki pozisyon ise 3. golden bir dakika öncesinde solundaki Riera yerine kaleyi tercih eden Emre’ye paylaşımcılık dersi niteliğindeydi. Hamit demişken, bu kardeşimiz gerçekten de oyun içinde her topa ayağını sokan, mücadeleden kaçmayan ve bir joker gibi sağda, bekte, ortada Fatih hoca nerede derse herşeyini o bölgede ortaya koyan bir yapıya sahip görüntü sunuyor ve takdiri hakediyor doğrusu. Galatasaray ligin 5. haftasında adeta antrenman havasında geçen bir karşılaşma sonrasında 3 puanı artı hanesine yazdırmayı ve liderliğini korumasını bildi.

24 Eylül 2012, Pazartesi 12:00
YAZININ DEVAMI

‘’Küçük ayrıntılar‘’

Manchester United kusursuza yakın bir makine. Tıkır tıkır işleyen, kurgusu çok ince hesaplar sonucu çalıştırılan, bakımı aksatmadan yapılan bir makine. Dişlileri gerçekten kıymetli parçalardan oluşmuş bir düzenin grubu. Bu makinenin sistemi ise futbolun beşiğinde uzun yıllar öncesine dayanan bir anlayışın; üzerine sürekli koyularak günümüze kadar gelen olgunlaşmış hali. İşte böyle bir oluşumun karşısına çıktı Galatasaray dün gece. Ama farkı anlık konsantrasyon eksiklikleri (ki buna hakem de dahil) ve tecrübe belirledi.

7. dakikada kalemizde golü gördük. Defansımız da TV başındakiler gibi pozisyonu sadece izledi. 71. dakikada ise iki dev fırsattan yararlanamadık. Önce Burak sonra Emre acele ettiler ve kariyer şanslarını teptiler. Bu iki pozisyonda da eksi hanesini biz doldurduk ne yazık ki. Galatasaray, yediği gol dışında oyuna daha fazla hakim olan bir tablo çizdi maç boyunca. Ama rakip daha çabuk ve bitirici idi topa hakim olduğunda. Orta sahada kaptığımız toplarla yarattığımız fırsatlar, Burak ile Elmander’in orta sahaya destek verdiği süreçlerdeki dinamizm, Eboue ve Amrabat’ın kanat bindirmeleri umutlarımızı sürekli diri tutan hamlelerdi.

Hamit çok top taşıdı, çok çalıştı ama final vuruşu ve paslarda zayıf kaldı. Düşler sahnesinde bu kadar fırsat bulunca mutlaka bir-ikisini değerlendirmenin mutlak gerekliliği dün gece bilgiler hanemize yine yazıldı. 35. saniyede son kullanma tarihinin sonuna yaklaşmış Stark, Umut’un ayağına basan Vidic’i süzemedi. Çizgideki arkadaşı da onu uyarmadı. Belli ki ısınmamışlardı. Ama Rafael’in düşüşünde aynı eküri beyaz noktayı kolayca gösterdi. Bence iki karar da yanlıştı. Rafael’e çalan anlayış, Aydın Yılmaz’ı görmemezlikten gelmemeliydi. Umut’un erken sakatlığı bana göre takımın handikapı oldu. Hücumda onu aradık. Dany tercihinin doğruluğunu bu oyuncunun performansı kanıtladı. Daha bu grupta Cim-Bom’un 5 maçı daha var. Ama dün gece Ada’dan puan çıkarmamız işten bile değildi. Küçük ayrıntılar sonucu belirledi.

20 Eylül 2012, Perşembe 12:00
YAZININ DEVAMI

‘’Güle oynaya‘’

Bu sıcak gecede klimayı çalıştıran Amrabat oldu. 10. dakikada uyuklayan Antalya defansının zaafından mükemmel yararlandı. Taçtan defansın arkasına yolladığı topla Elmander’i N’djock’la karşı karşıya bıraktı. İlk yarının uzatma dakikalarında ise bireysel koşusu sonunda devreyi noktalayan golü buldu. Yoktan 2 gol var etti, hocasını mahcup etmedi. Ardından Isaac’e gelen kırmızı kart rakibi 10 kişi bırakınca, Galatasaray bu sıcak Akdeniz akşamında havayı kendi lehine değiştirmiş oldu.

Milli maç arasının büyük takımlara getirdiği dezavantaj, Antalya kâbusu, 4 maçtır rakibini yenemeyen Galatasaray; istatistiğe ait ne varsa çöpe gitti. İkinci yarının başında gelen Burak Yılmaz’ın müthiş frikiği maçın kalan bölümüne Old Trafford rahatlığını sundu. Bu dakikadan sonra karşılaşma tamamen antrenman maçı havasına girdi. Antalyaspor, Sarı-Kırmızılı ekibi zorlamaktan uzaktı. Maçın en merak edilen ismi Cris güven verdi. Riske girmedi, aklını kullandı. Zamanlama ustası olduğunu kademede doğru ve yerinde müdahalelerle kanıtladı. Tecrübesini gösterdi. Selçuk yine Aslan Kral’dı. Umut Bulut tükenmeyen takipçiliği, çalışkanlığı, defansından bile gelip top çıkaran profesyonellik anlayışı ile takdiri hak eden görüntüsünü sürdürdü. Emeğinin karşılığını 4. golle aldı. Hakan Balta’ya kaptanlık yakıştı. Galatasaray zorlu geçmesi beklenen Antalya deplasmanını elini kolunu sallayarak aştı. M.United maçı öncesi 3 puanı ve morali kaptı.

16 Eylül 2012, Pazar 12:00
YAZININ DEVAMI

‘’Hatalar düellosu!‘’

Onun devrimci kimliği ve armaya kattıkları sonsuza dek yaşayacak kuşkusuz.

Maç öncesinde Fatih Terim altını kalın çizdi: “Kolay maç yok.” Nitekim Galatasaray golü bulana kadar hafta içinde Hollanda’dan dönen taraf gibiydi. Özellikle ikinci bölge oyunda ürün vermekte sıkıntı içindeydi. Savunma bloğu Selçuk-Melo ikilisine topu aktarıyor ama Emre ile Hamit bu köprüyü Bursa ceza alanı içine aktarırken tıkanıklığa neden oluyordu. Devrenin son saniyelerinde Eboue-Hamit işbirliği ile Umut’un Carson’un refleksine takılan şutunu yaratan kombinasyon aslında olması gereken Galatasaray şablonunun en güzel örneğiydi. Ujfalusi gerçekten önemli bır eksik. Özellikle de Şampiyonlar Ligi’nde. Semih de Dany de o olmayınca partnersiz gibiydi. Hamit’in hayal kırıklığı yaratan oyunu ve top kayıpları da gecenin eksi hanesine yazıldı.

2. yarı nefesleri kesti. Maça damgasını adeta hatalar vurdu. Semih’in Musa’ya seyirci kaldığı top, Musa’nın kalesine çivilediği top, maçın iyilerinden Carson’un zamanlama hatasından gelen Burak’ın attığı gol ve Eboue’nin ofsaytı bozması gollere davetiye çıkarırken maçın heyecan-coşku ve ritmini ise en üst seviyeye çıkardı. Özgür Yankaya ise bu heyecana ortak olan yönetim katkısıyla alkışı hak etti. Sonuçta Galatasaray mücadelesi, arzusu ile maçı hep istedi ve sonuçta da istediğini aldı.

03 Eylül 2012, Pazartesi 12:00
YAZININ DEVAMI