Arama

Popüler aramalar

‘’Efes destanı!‘’

Öyle bir maç oynadı ki Anadolu Efes, yorumlamaya sayfalar yetmez belki de... Sinan Erdem’de avantajı kaybeden Lacivert- Beyazlılar, Palau Blaugrana’da Euroleague Play-Off’ta deplasmanda en farklı ikinci galibiyeti alarak destan yazdı. Barcelona evinde belki de tarihi boyunca bu kadar aciz ve çaresiz kalmamıştı. Maça müthiş başladı Efes. Her zamanki hücum organizasyonunu mükemmel uyguladı. Miçiç, son günlerin durgun ismi Beaubouis, Simon arasındaki pas trafiği sonrası gelen üçlükler ve pota altı basketleri. Barcelona ise 2. maçın da yıldızı, ligin en iyi savunmacılarından Hanga’nın şaşırtıcı hücum performansı ile ayakta kalmaya çalışıyordu. Devre biterken skor 52-39’du. Akıllara ise normal sezonda ilk yarıyı 50-39 önde bitirip, 80-65 kaybedilen maç geliyordu. Nitekim Barça 3. periyoda 8-0’la başlayınca ‘eyvah’ dediğimi hatırlıyorum. Ama başta coach Ergin Ataman, sonra Shane Larkin ve tüm takım son derece motive, kararlı ve özgüvenliydi. Endişeleri boşa çıkardılar.

Kritik sınav yarın

İstanbul’daki normal sezon maçında Barcelona’ya 37 sayı atan Larkin’in üst üste gelen 2 üçlüğü, Barça’yı bitirdi... O an darmadağın oldu evsahibi. Devamında ise Efes’in şovu vardı. Larkin 6/7 üçükle 30 sayı attı. Sakat sakat oynayan Moerman ve Miçiç 30’ar dakika sahada kalıp 27 sayı üretti. Pleis ve Dunston hiç kaçırmadan 24 sayı attı. Barcelona ise öyle bir dağıldı ki, bırakın serbest atışları, turnikeleri bile kaçırıyordu, Efes savunması topların çoğunu da daha potaya atılmadan ya çalıyor ya da blokluyordu. 25-1’lik akılalmaz bir seri geldi. Fark giderek arttı, tam 38 oldu: 62-100. Maç da 68-102 bitti. Böyle bir dayak sonrası Barcelona ayağa kalkabilir mi? Sonuçta nakavt olmadılar ama çok ağır bir yara aldılar. Haydi Efes... Dün geceyi unut ve hiçbirşey olmamış gibi 4. maça hazırlan. Hak ettiğin Final-Four seni bekliyor.

25 Nisan 2019, Perşembe 06:01
YAZININ DEVAMI

‘’Fenerbahçe büyük oynadı‘’

Fenerbahçe Beko için bir ilkti... İlk kez saha avantajını kaybetmiş olarak bir deplasmana çıkıyordu. Hem de en zorlusundan. 15 bin 517 ateşli, basketbolu çok iyi bilen seyirci önünde çok ama çok zor bir maç oynadı Kanarya... Belki de izlediğim en keyifli ve heyecanlı maçlardan biriydi, skor bu kadar düşük olmasına rağmen.

Zalgiris de Fenerbahçe Beko’yu öylesine ezberlemiş ki, bir tane bile kolay basket olmadı 40 dakika içinde. Oysa maça 12’de 2 ile şut atarak başlamasa, belki de skor bu kadar sıkıntıya girmeyecekti. Boş şutlar kaçtı, onlar attı, taraftar havaya girdi, Fenerbahçe de strese...

Ama sakin kalmayı başardılar maç boyu. Belki de bu sezonun en kötü ilk yarısını oynadılar. 6/15 ikilik, 4/16 üçlük attı Kanarya, sadece 31 sayı üretebildi. Sevindirici taraf bu kadar kötü oyuna rağmen farkın sadece 3 sayı olmasıydı.

Obra doğru 5’i aradı

İkinci yarı Vesely kendine geldi, ilk yarının en kötüsü Guduriç 2 üçlük sokunca, takım da rahatladı. Ama Zalgiris belki de en disiplinli ve karakterli takım. Hiç vazgeçmiyorlar. Geri düştüler ama Jasikevicius’un her molası sonrası dönmeyi başardılar. İkinci yarı satranç maçı gibiydi. Basket atmak, ‘deveye hendek atlatmaktan’ daha zor hale gelmişti. Obradoviç, sürekli denemeler yaptı, doğru beşi bulmaya çalıştı. Bütün takımın mücadelesi çok değerli ama Sloukas ve Ali Muhammed’in kötü günlerinde, Sinan’ın kenardan gelip en kritik anda 2 top çalması, 1 asist yapması inanılmaz faydalı oldu.

Bu salonda 2 sene önce 4/4 üçlükle oynayan Melih, en kritik anda attığı üçlükle maçı bitiren isim oldu. Keza Melli ve Datome’nin iş bitiriciliği ve Guduriç’in büyük oyuncu performansı sergilemesi. Kötü hücum gününde alınan 14 hücum ribaundu, galibiyetin kilit noktalarından biriydi. Fenerbahçe’nin ne kadar savaştığının da bir göstergesiydi. Zor olacağını biliyorduk ama Fenerbahçe’ye ve Obradoviç’e de güveniyorduk. Sonuçta beklediğimiz gibi bir maç oldu. Tabii ki herşey bitmedi ama Fenerbahçe verdiği avansı geri aldı. Yarın da benzer bir maç izleyeceğiz. Fenerbahçe daha rahat olacaktır ve hücumda bu kadar kötü şut atmayacaktır...

24 Nisan 2019, Çarşamba 05:52
YAZININ DEVAMI

‘’Sürprizler sürüyor‘’

Play-Off’ta deplasman takımı kazanma serisi dün de devam etti. Baskonia ve Zalgiris’ten sonra Barcelona da saha avantajını kaptı.

İlk maça benzer bir oyun seyrettik aslında. Ama Efes savunması, özellikle ilk üç çeyrek ilk maçta yemediği sayıları yedi. Tomiç birebirde pota altında çok sayı atarken, 10 üçlükten 30 sayı ürettiler.

Hanga’nın ekstra performansı, aldıkları 8 hücum ribaundu bu kadar yakın geçen maçta farkı yaratan faktörlerdi. Anadolu Efes, bu kez geriden gelen taraftı. İki kez çift hanelere yakın farkı kapayıp öne de geçtiler. Özellikle ikinci yarının başında Larkin’in üst üste iki top atıp kaptığı turnikeler sonrası 7 farka da ulaştılar. Tribünler coşmuş, takım ivmeyi yakalamıştı. Ama burası Play-Off... Barcelona da son derece tecrübeli bir takım. Burada panik yapmayıp, sakin kaldılar. Kenardan gelen Smits bile üçlük attı.

Efes, sezon içinde de çoğu maçta bazen durdu. 4. periyodun başı da böyleydi. Sahada üç oyun kurucu olmasına rağmen 5 dakika sıfır pas yaptılar, birebirle sayı bulmaya çalıştılar. Bulamadılar da. Sadece serbest atış çizgisinden üretebildiler. Barça yine 7 farkı yakaladı. Ataman, Doğuş ve Anderson’u alıp savunma beşine dönünce işin rengi yine değişti. Miçiç’le maç bize gelmişti. 8-0’la 72- 71 öne geçti Efes ama sonunu getiremedi.

İlk gün de 34’te 12 gibi çok kötü bir üçlük yüzdesiyle oynamalarına rağmen kazanmışlardı. Dün de 27’de 9 attılar. Yüzde 33. Oysa normal sezonda yüzde 42 ile ligin en iyi ikinci üçlük atan takımı onlardı.

Play-Off stresi mi diyelim, şanssızlık mı, yoksa beceriksizlik mi?

Şu ana kadar oynanan üç seride de durum 1-1. Efes’in kesinlikle moralini bozmayıp ayakta kalması gerekiyor. Görüldü ki Barcelona da iyi oyunculardan kurulu olmasına rağmen, iyi bir basketbol oynamıyor. Anadolu Efes’i bu seride hala şanslı görüyorum. Motum da iyileşir, bütün maçı oynayan Moerman’ın yükünü biraz hafifletirse, Efes Fransız oyuncudan daha fazla verim alabilir.

20 Nisan 2019, Cumartesi 06:31
YAZININ DEVAMI

‘’Obradoviç işi çözer!‘’

Fenerbahçe Beko’nun Obradoviç döneminde, ilk kez evinde bir Play-Off maçında yenilmesi ve ilk kez saha avantajını kaybetmesi, Kaunas’ta oynanacak iki maç öncesi kafalarda soru işaretleri yarattı. Çok fazla endişe havası yok ama ‘acaba’ mı denmeden edilmiyor. Play-Off serilerinin en tehlikelileri 2. maçlardır. Hele ki ilk maçta büyük fark olduysa. 6 maç üst üste kazanıp hem formda hem de özgüvenli olarak Fenerbahçe’nin karşısına çıkan Zalgiris Kaunas’ın, ilk günkü hali fazlasıyla yanıltıcı oldu. 43 sayıda kalmaları, 33 farkla yenilmeleri, herkesin serinin rahat geçileceğini düşünmesine neden oldu. İkinci maçta ise Jasikevicius bazı hücum planlarını değiştirdi. Hücum ribauntlarını kovaladılar. Topu içeriye indirmeyi başardılar ve tam 2 katı sayı attılar.

Aklı başka yerde

Fenerbahçe Beko, Play-Off’lara her zaman en hazır haliyle çıkardı. Bu kez Lauvergne sakattı. Vesely ise sakatlıktan yeni çıkmış, fizik ve mental olarak hiç hazır değildi. İlk maçtan sonra da yazdım. Bütün konsantrasyonu, rakiple didişme üzerine. ‘İki tane ucuz hücum faul nasıl yaptırırım, çaktırmadan nasıl faul yaparım’ hep bunları düşünüyor ve oyuna motive olamıyor. Bu tip işleri İspanyollar çok iyi yapıyor ama aynı zamanda basketbol da oynuyorlar. Vesely’nin bir an önce sadece oyuna konsantre olması, bu işlerden uzak durması gerekiyor.

3 kere yenmek zor

​Sarı-Lacivertliler, sakin kalır, kendi oyunlarını oynarsa deplasmanda iki kez kazanıp Final-Four’a Kaunas’ta kalacaklarını düşünüyorum. Oyuncularda bir panik havası olsa da Obradoviç buna izin vermeyecek ve takımı en iyi şekilde hazırlayacaktır. Oyuncuların tecrübesi, o atmosferden etkilenmeyecek kadar büyük. Zalgiris son derece disiplinli, düzen basketbolu oynayan, asla pes etmeyen, çok karakterli bir takım. Kesinlikle çok zevkli ve çekişmeli maçlar izleyeceğiz. Ama Obradoviç’i ve Fenerbahçe’yi bir hafta içinde 3 kere yenebilecek bir takım olduğunu sanmıyorum.

Tecrübe ve kalite farkı var

Lauvergne’in sakatlığı çok uzadı. Başka bir sorunu yok. Obradoviç de ondan Play-Off’ta faydalanamayacaklarını açıkladı. Belki sezonu da kapayabilir. Sarı-Lacivertliler’in, artık o yokmuş gibi planlarını yapması gerekiyor. Şimdi Fenerbahçe, Kaunas’taki iki maçta neler yapabilir. Burada en güvenilecek unsur takımın başında Obradoviç’in olması. Jasikevicius da en onun kadar zeki ve kurnaz. Ama arada tecrübe farkı var. Ayrıca oyuncu kalite farkı... Geçmişe baktığımızda Sarı-Lacivertliler, Play-Off’larda Real Madrid, Maccabi, Panathinaikos ve Baskonia’yı deplasmanda mağlup etmişti. Zalgiris’ten en az bir galibiyet çalmaları hiç sürpriz olmaz.

En kötü günde bile...

İlk maçta Obradoviç, içeriyi çok iyi kapatıp rakibin en efektif ismi Davies’i sahadan silmişti. İkinci maçta Jasikevicius hamlesi geldi. Şimdi bambaşka hikayeler yazılacak, bambaşka stratejiler hazırlanacak. Sarı-Lacivertliler’in ilk yapması gereken iş ribauntları vermemek. Bu yıl 4 kez karşılaştılar, 3 maçta ribauntlarda yenildiler, birinde aynı sayıda ribaunt aldılar. Özellikle Ülker Arena’ya benzer bir atmosferde, coşkulu taraftar önünde oynayan Zalgiris’e hücum ribauntlarından ikinci şans sayıları verip onları havaya sokmamak gerekiyor. Fenerbahçe, sezonun belki de en kötü 3 çeyreğini oynadığı maçta bile Zalgiris’e son topta yenildi. Bu da aradaki kalite farkını da gösteriyor aslında.

20 Nisan 2019, Cumartesi 06:01
YAZININ DEVAMI

‘’Her şeyin bir ilki var‘’

En tehlikeli maçlardır farklı kazanılan Play-Off'ların ikincisi. 33 sayılık farktan sonra kazanan rehavete kapılabilir, kaybeden de reaksiyon gösterir.

Dün de öyle oldu.

Zalgiris Kaunas üst üste 6 maç kazanarak Play-Off'a kalan bir takım. En önemlisi karakterli bir takım. İlk maç sonrası Olympiakos'a 48 farkla kaybettikten sonra ayağa kalkan Siena örneğini vermiştim.

Fenerbahçe'nin ise rehavete kapılmayacağını düşündüğümü söylemiştim.

Nitekim Fenerbahçe de büyük bir karakter örneği sergiledi.

Evinde 3. periyot sonunda 17 sayı geri düşmüştü. 4. periyotta taraftarın müthiş desteği, inanılmaz savunma konsantrasyonu ve 22-7'lik seriyle gelen 80-80'lik skor. Sonunda sahanın yıldızı Ulanovas attı, Guduriç çizgiye bastı...

Bu yıl evinde 16 maç kazanan, Play-Off'ta Obradoviç'le beraber burada hiç yenilmeyen Fenerbahçe Beko, ilk mağlubiyetini aldı.

Her şeyin bir ilki vardır. Bu yenilgi de hayatın sonu değil.

Sarı-Lacivertliler, Tel Aviv'de Maccabi'yi, Madrid'de Real'i, Atina'da iki kez Panathinakos'u, Vitoria'da Baskonia'yı yenip Final-Four'a kalmış bir takım.

Kaunas'ta bir değil, 2 galibiyet alıp işi bitirirlerse hiç şaşırmam.

Ama kolay olmayacak.

Jasikevicius, takımını çok iyi hazırlamış. İlk maçta 43 sayıda kalmışlardı. Dün 17. dakikada 43 sayıya ulaştılar. Ulanovas başta olmak üzere, kısa oyuncularını sırtı dönük oynattılar, sürekli potaya gittiler. Savunma konsantrasyonları da harikaydı. Sonuçta haklı bir galibiyet aldıklarını söyleyebilirim.

Şimdi yolculuk Kaunas'a... Obradoviç de gereken önlemleri alacaktır. Fenerbahçe, geride kalan 4 seriyi de kolay geçmişti. Bu kez biraz heyecan olacak!!!!

19 Nisan 2019, Cuma 06:04
YAZININ DEVAMI

‘’Efes harika başladı‘’

Sezonu harika oynayan ve saha avantajını eline geçiren Anadolu Efes, Play-Off ilk maçında hata yapmadı. Buradaki son maçta 37 sayı üreten Larkin’in resitali ile Barcelona’yı 22 farkla yenen Lacivert-Beyazlılar, maça öyle bir başladı ki, acaba bir farklı galibiyet daha geliyor mu diye düşündük.

Simon, Miçiç, Moerman arka akaya üçlükler atarken, Dunston da pota altını domine ediyordu. İlk periyotta 8 asistin yanında, hiç top kaybı yapmayan Anadolu Efes, 13 sayı farka ulaşıp kusursuz bir hücum performansı sergiledi. Ardından Barcelona, iki oyun kurucusu Heurtel ve Pangos’la dengeyi kurdu. İkili oyun savunmasında Tomiç’i kontrol etmeye çalışan Efes, oyun kuruculara baskı yapmıyordu. Bu savunma stratejisi maçın genelinde işe yaradı aslında.

Ribauntlarda denge sağlandı

Lacivert-Beyazlılar’ın rakibe oranla en dezavantajlı tarafı ribauntlardı çünkü. Ama dün bütün oyuncular ribauntlara konsantreydi ve burada denge sağlandı. Simon ve Miçiç’in 5’er ribaunt almaları bunun göstergesiydi. İkinci yarıda da oyunun tek hakimi Efes’ti aslında. Maçın erken kopmamasının nedeni ise üçlük isabet oranının yüzde 35’te kalmasıydı. Barcelona zaman zaman 1-3-1 alan savunması denedi, Miçiç, Larkin, Simon, Beaubouis gibi oyuna yön veren oyuncularla her seferinde boş şutu buldu Efes.

Ama 34 üçlüğün tam 22 tanesi kaçtı. Yoksa oyunun sonunda skor bu kadar sıkışmazdı. Larkin 4. çeyrekte kritik anlarda yine görevinin başındaydı. Noktayı ise maçın kahramanı Miçiç koydu. Barcelona, 2. maçta bazı şeyleri değiştirmek zorunda. Efes’in savunma konsantrasyonu harikaydı. Hücumda zaten ligin en iyilerinden biriler. Yarın da bir kaza olmazsa, 18 yıllık hasretin son bulma ihtimali çok ama çok artar

18 Nisan 2019, Perşembe 05:55
YAZININ DEVAMI

‘’18 yıllık hasret‘’

Anadolu Efes, beklentilerin çok üzerinde bir normal sezon geçirdi. Neredeyse takımı baştan kuran Lacivert-Beyazlılar, kimyayı çabuk oturttu, sürekli gelişerek 20 galibiyet alıp saha avantajını eline geçirdi. Tabii ki Play-Off oynamak, normal sezona göre farklı ama gerek coach Ergin Ataman’ın, gerekse oyuncuların tecrübe ve kalitesi kazanmak için fazlasıyla yeterli. Takım istatistiklerine baktığımız zaman, Anadolu Efes, Fenerbahçe’den sonra en iyi iki sayı ve üç sayı yüzdesine sahip takım. Real Madrid’den sonra en çok asist yapan ikinci takım. Yani işin hücum yönünü fazlasıyla iyi yapan bir takım.

Rotasyonları geniş

Barcelona da sezonu 18 galibiyetle 5. sırada tamamladı. Çok inişli-çıkışlı bir sezon geçirdiler. Seri yenilgiler, seri galibiyetler aldılar. Efes gibi geniş, her pozisyonda 2-3 kişinin bulunduğu bir rotasyona sahipler. Efes’ten daha az sayı yiyorlar, daha çok ribaunt alıyorlar. Lacivert-Beyazlılar, sıralamayı belirleyecek maçta Barcelona’yı İstanbul’da Shane Larkin’in 37 sayısıyla 92-70 gibi bir skorla mağlup etmişti. Bunu tekrarlamaması için hiçbir neden yok.

İlk maçlar önemli

Yapmaları gereken, hangi doğruları uyguladıklarını hatırlamaları. Bu serilerde ilk maçlar çok önemli. Barcelona da ilk maça fazlasıyla asılacaktır. Seri çevirmek istiyorlarsa onlar da ilk maça çok konsantre olacak. Sonuçta zevkli ve çekişmeli bir seri bizi bekliyoru. Efes’in saha avantajını kullanıp, 18 yıllık hasrete son vermesi dileğiyle...

17 Nisan 2019, Çarşamba 06:19
YAZININ DEVAMI

‘’Elde var bir...‘’

Zalgiris Kaunas tam bir coaching takımı. Jasikevicius, atılan her pası, her şutu, her savunma hamlesini kontrol etmek istiyor. Hücumda en doğru şutu bulana kadar top çeviriyorlar. Zaten ligin en az üçlük deneyen takımı onlardı.

Fenerbahçe Beko’ya benzer bir oyun disiplinini andırıyorlar ama elindeki kaliteli oyuncu sayısı fazla değilse, böyle maçlarda duvara tosluyorlar.

Obradoviç, maç öncesi ‘sabırlı olmalıyız’ demişti. Maç da satranç oyunu gibi başladı. İki takım da en doğru şutu seçmeye çalışıyordu ama savunmalar o kadar konsantreydi ki, hep zorlama atışlara kaldılar.

Sinir ve taktik savaşı

Zalgiris’in taktiğiydi. Sabırla top çevirip, rakibi yıldırmak. Ama karşılarında Fenerbahçe Beko vardı. Onlardan daha sabırlılardı. 24 saniye biterken en çok basket bulan takımdı Fenerbahçe, Euroleague’de... Bu sinir ve taktik savaşını tabii ki Sarı-Lacivertliler kazandı.

Yılan, bıkan, sıkılan, maçı bırakmak zorunda kalan takım Zalgiris oldu. Sadece 43 sayı atabildiler. Fenerbahçe, tam 21 kez top kaybına zorladı Zalgiris’i...

1. saniyede nasıl maça başladılarsa, o savunma konsantrasyonu ile 40. dakikayı bitirdiler. Belki normal hücum düzenlerini oynayamadılar ama 33 sayılık bir fark attılar.

Olympiakos’un, Siena’yı 89-41 yendiği Play-Off maçından sonra, 2. en iyi sonucu aldılar. O seriyi, Siena kazanmıştı gerçi ama Fenerbahçe’nin rehavete gireceğini sanmıyorum.

Başka bir hikaye olacak

Zalgiris de pes etmeyecektir. 2. maçta bambaşka bir hikaye yazılacak. Obradoviç ve öğrencileri de bu savaşa bir kez daha hazır olacak.

Vesely’nin konsantrasyonu diplerde. Sezon içinde de bu işleri yapıyordu ama basketbol da oynuyordu. Sakatlık döneminden bu yana, rakiple didişmekten başka bir şey yapmıyor. Dün aldığı 4 faul de topsuz alandaydı. Bir an önce kendini toparlamalı ve oyuna konsantre olmalı. Bu kafa yapısıyla, faydalı olması çok zor.

17 Nisan 2019, Çarşamba 06:19
YAZININ DEVAMI