Euroleague'de sezonu yarılarken Anadolu Efes için kritik bir mücadeleydi. Maç öncesi Shane Larkin sakatlanmış, Miçiç ve Clyburn de sakat olmalarına rağmen sahaya çıkmıştı. Asvel de Alex Tyus, Leuvergne ve Jonas Matheews'in yokluğunda 10 kişilik rotasyonla sahadaydı. Bu tip maçlar hep tehlikelidir. Rakip zayıf göründüğü için yeterli motivasyon sağlanamaz. Nitekim Efes de ilk 3 periyodu bu şekilde oynadı. Asvel dar rotasyonu çok iyi kullandı, herkesten verim aldı.

Devreyi 36- 29, 3. periyodu da 58-52 önde bitiren Fransız ekibi 22. dakikaya da 66-58 önde girdi. O ana kadar saha içi isabeti bulamayan Clyburn önderliğinde kararlı bir basketbol oynamaya başladı. M'Baye ve Polonara'dan katkı alamayan Ergin Ataman, Clyburn'ü 4 numaraya çekip takımı kısalttı. Miçiç kritik anlarda üçlükler buldu ve yavaş yavaş farkı kapayan Lacivert- Beyazlılar 18-2'lik seriyle 76-68 öne geçti. 6 dakikalık basketbol Asvel'i devirmeye yetti. Barcelona, Baskonia, Monaco gibi takımların kaybettiği haftada yukarıya bir adım daha yaklaşmak adına çok değerli bir galibiyet oldu.

Pozisyonları yetersiz

Geçen haftanın da kopyası bir maç yaşandı. 3 periyod oyunu önde götüren ve son bölümde 20'ye 2'lik seriyle maçı Maccabi'ye veren Efes, bu kez aynı hikayeyi Asvel karşısında kendisi yazdı. Yeni transfer Chris Singleton'a bu takımın çok ihtiyacı vardı. M'Baye ve Polonara fizik olarak pozisyonları için yetersiz. Singleton tecrübesi, güçlü fiziği ile özellikle savunmada takıma çok katkı verecektir.

Efes çift maç haftasında Valencia ve Barcelona deplasmanlarına gidiyor. En azından alınacak bir galibiyet hedef doğrultusunda çok değerli olacaktır....

Kadınlar 28. Cumhurbaşkanlığı Kupası finalinde Fenerbahçe Alagöz'ü deviren Çukurova Basket Mersin tarihinde ilk kez zafere ulaştı. Ülkesinden dönmeyen Jones'tan yoksun olarak 2 yabancı ile mücadele eden Mersin ekibinde 19 sayı atan Grays sahanın yıldızı oldu.

Kadın basketbolunun en güçlü iki ekibi, Cumhurbaşkanlığı Kupası için Ankara'da karşı karşıya geldi. Bu yıl Euroleague için de iddialı kadrolar kuran iki takımın mücadelesi nefesleri keserken, son gülen Çukurova Basket Mersin oldu... Ülkesine giden ve dönmeyen Janquel Jones şoku yaşayan Mersin, maça 2 yabancı ile çıkmıştı. Fenerbahçe, Meeseman'ın sayıları ile 22-13 öne fırladı. Rahat bir maç bekleniyordu belki ama Mersin'de kenardan gelen Türk oyuncular maça inanılmaz katkı yaptı. Özellikle Sinem 3 üçlük atarken, Gamze, Özge, Gökşen de kritik anlarda sahne aldı. Devre 42-39 Fenerbahçe lehine sona erdikten sonra Mersin'in yeni coachu Ekrem Memnun, ikinci yarıya 4 kısa ile başladı.

Takım halinde iyi oynadılar...

Fenerbahçe de 4 kısaya dönünce Mersin'in dezavantajı kalmadı. Sahada Güney ekibinin istediği basketbol oynanmaya başladı. Chelsea Gray ve Tiffaney Hayes hücumları organize ederken tek uzun Hollingsworth de pota altında Stokes'a üstünlük sağladı. Fenerbahçe'de ise McBride harika bir maç oynadı. Mersin'in her hamlesine McBride ile karşılık veren Sarı-Lacivertliler son anlarda 69-69'la beraberliği sağladı. Ama son bölümde takım halinde oynayan ve kritik anlarda Fenerbahçeli oyuncuları top kaybına zorlayan Çukurova Basket Mersin salondan 84-78 galip ayrılıp tarihindeki ilk Cumhurbaşkanlığı Kupası'nı kazanma başarısı gösterdi...

Son yılların belki de en çok konuşulacak, hafızalardan kolay silinmeyecek bir derbi izledikÜlker Arena'da... Euroleague'deki iki temsilcimiz, ligin zirvesini yakından ilgilendiren bir mücadeleye çıktı. Fenerbahçe Beko, 3 periyot oyunun tek hakimiydi. Taraftarı önünde 22 sayılık farka ulaştı. Efes'te Larkin ilk kez sahne alırken, başta Miçiç olmak üzere (6) takım halinde 17 top kaybı yapmaları onları oyundan düşürdü.

Fark eridikçe eridi!

Fenerbahçe, sakatlıktan çıkan Motley'i çember altında harika kullandı. Takımın tek uzunuDunston da erken faul problemine girince boyalı alanın tek hakimi SarıLacivertliler olmuştu. Fenerbahçe, her ne kadar kötü bir yüzdeyle şut atsa da sahanın yıldızı Pierre'in sırtı dönük oyunlarından çok fazla sayı buldu.Devre 50-40 bitti. 3. periyodun sonunda ise skor 71-51 olmuştu.Herkes Fenerbahçe'nin çok rahat bir derbi galibiyeti alacağını bekliyordu artık. Ama öyle olmadı.Clyburn isyan bayrağını çeken ilk isim oldu. Ergin Ataman doğru beşi buldu. Efes savunması Fenerbahçe'yi tamamen dış şutlara itti. Clyburn atmaya, Fenerbahçe Beko da serbest atışları bile kaçırmaya devam etti. Fark eridikçe eridi.

Dezavantajlı başladı

39 sayı ile kariyer rekorunu kıran Clyburn, faulden kaçıp bulduğu üçlükle maçı uzatmaya götürdü: 79-79. Salondaki herkes şoktaydı. Son periyotta sadece 8 sayı bulabilen, maç boyu tam 11 serbest atış kaçıran Fenerbahçe, uzatmaya dezavantajlı başlayan taraftı. Ama Efes'te Clyburn varsa, ev sahibinde de Pierre vardı. Kanadalı maçı almaya kafasını koymuştu ve uzatmaya çok kararlı başladı. Pierre takımın ilk 6 sayısını atıp takımın tekrar öne geçirdi. 19/19 serbest atış atan Efes, Fenerbahçe'nin çizgiden boş dönmelerinden yine iyi yararlandı, maçı tekrar uzatma şansını yakaladı ama Beaubois'in şutu girmeyince, kolay kazanabileceği maçı tehlikeye atan Kanarya salondan 93-90 galip ayrılmayı başardı...

Formda olmasına rağmen son iki maçı kendi hataları ve şanssızlık nedeniyle kaybeden Anadolu Efes, Panathinaikos karşısında hata yapmadı. Sezona çok kötü başlayan ama üst üste 4 maç kazandıktan sonra Valencia ve Barcelona deplasmanlarında son anda kaybeden Atina ekibi, son dönemde çok dirençli ve mücadeleci bir takım olarak dikkat çekiyordu. Ama Efes savunması, Panathinaikos direncini çok erken kırdı. Özellikle takımın yıldızı Bacon'a ilk yarı yapılan mükemmel savunma onların hücumda düzenden çıkmasını sağladı. Bu savunmanın baş aktörü ise yine yaşlı kurt Dunston oldu.

Dar bir rotasyonla

Kenardan gelip 30 dakika sahada kalanDunston, savunma performansının yanına 13 de sayı ekledi. Miçiç'in 19 sayı ve 8 asistlik resitali,Clyburn'ün 5 üçlükten gelen 23 sayısı farklı galibiyete yetti de arttı bile. Ergin Ataman dün Ziziç ve hafif sakatlığı bulunan Polonara'yı hiç kullanmadı.Dar bir rotasyonla oynadı. Çünkü hata yapmaya lüksleri yoktu. Sezon başında felaket sayılabilecek savunma performansının bu seviyelere gelmesi, Efes için sevindirici bir faktör...

Sezona harika başlayan ve 14. haftaya kadar liderliğini sürdüren Fenerbahçe Beko, sakatlıklar sonrası ritmini kaybetti. Arka arkaya Telekom, Olympiakos, Baskonia ve Merkezefendi'ye kaybeden Sarı-Lacivertliler, dün silbaştan yapmak istiyordu. Takımın ana unsurları Motley dışında sahadaydı. Tribünlerde Obradoviç'in ayrıldıktan sonra ilk kez bir resmi maçta rakip olarak Ülker Arena'ya ayak basması nedeniyle duygusal anlar yaşanıyordu. Takım iyi savunma yaparak, Partizan'ı düşük skorda tutmayı başardı. Ama hücumlar çok kopuk kopuk oynandı. Özellikle üç sayı yüzdesinin düşük olması, Partizan'ın skor anlamında her oyunun içinde kalmasını sağladı. Nitekim 3. periyotta fark 10 sayıya kadar çıkmasına rağmen hücum verimsizliği maçın kopmasına engel oldu. Özellikle Guduriç'in felaket bir günde olması. Sürekli skorunu bulmak için zorlaması ve 8'de 0 üçlük atması bu duruma etken oldu. Takım olarak da 24 üçlüğün 18'ini kaçırdı Fenerbahçe Beko...

Kolay ve hatalı...

Son periyotta atılan sadece 15 sayının 7'sinin Calathes'ten gelmesi, Booker'ın serbest atışları dışında birşey üretilmemesi yenilginin faktörleriydi. Bir de Partizan 34 kez çizgiye gitti. 73 sayının 23'ünü serbest atışlardan buldular. Son saniyede Avramoviç'e çalınan düdük dahil maç içinde kolay ve hatalı fauller çalındı. Bu kadar başa baş giden bir maçta hem de evbahibi aleyhine çalınan ucuz düdükler de kabul edilebilir gibi değildi...

Fenerbahçe Beko, eksik oyuncularla çıktığı maçta Baskonia karşısında 21 sayı geri düştü. Farkı iki kez 4 sayıya kadar indirmesine rağmen hücumda yaptığı tercih hataları nedeniyle bu sezonki 4. mağlubiyetini aldı.

Fenerbahçe Beko, Olympiakos deplasmanında bıraktığı yerden başladı maça. Atina'da çok kötü oynayan, konsantrasyon sorunları yaşayan Kanarya, Baskonia maçına da 7 top kaybı ile başladı. Hücumda organize olamadı, yine geri koşamadı, çarşamba günü Avrupa yakasında Anadolu Efes'i deviren Bask ekibi Asya kıtasında eski Fenerbahçeli Henry'nin de etkili oyunuyla farkı 21 sayıya kadar çıkardı: 48-27. Ama ikinci yarıda Fenerbahçe Beko bambaşka bir ruh haliyle geri döndü. Savunma sertleşti, hücumlar acele atışlar yerine doğru tercihlere evrildi, fark da giderek eridi. Melih, Edwards ve Guduriç'in üçlükleriyle ivmeyi yakalayan Sarı-Lacivertliler, 27. dakikada 23-8'lik seriyle skoru 60-56'ya getirdi. Artık her şey Fenerbahçe Beko lehine görünüyordu. Tribünler de havaya girmişti. Ama Baskonia, maç boyunca olduğu gibi Fenerbahçe'nin yaptığı her hamleye karşılık vermeye devam etti.

Wilbekin ve Motley...

Kritik anlarda Howard ve Castello ile basketler bulan konuk takım, tekrar avantaj yakaladı. Ama son ana kadar maçı kazanma şansı vardı Fenerbahçe Beko'nun. Bazen kolay atışları kaçırdılar, bazen yanlış tercihlerde bulunup acele ettiler. İşin savunma tarafında hiç sorun yoktu. İlk yarı 52 sayı yedikten sonra ikinci devre rakibi sadece 24 sayıda tuttular. Bu inanılmaz bir efor ve savunma başarısıydı. Ama ne yazık ki, kendileri de son çeyrekte 14 sayıda kaçınca bu kadar mücadele boşa gitti. Kaybedilen bir şey yok. Wilbekin ve Motley haftaya dönebilir. Fenerbahçe o zaman bambaşka bir çehreye bürünecek.

Haftanın en karlı takımı ise şüphesiz Baskonia oldu. Çarşamba-Cuma Anadolu Efes ve Fenerbahçe Beko deplasmanlarında kazanacaklarını uçağa binerken kendileri bile düşünmüyordu...

Euroleague'de bir anlık konsantrasyon kaybı pahalıya malolabiliyor. Dün de Efes, onca tecrübesine rağmen benzer bir hataya düştü. 3.çeyrekteki 28- 12'lik seri, yapılan top kayıpları her ne kadar geri dönüş için enerji ortaya konulsa da yenilgi kaçınılmaz oldu. Son 5 maçını kazanan ve kötü gidişi sonlandıran Anadolu Efes, maça da çok iyi başladı. Baskonia karşısında özellikle hücumda kusursuza yakın oynayan, 3 blok, 3 top kaybı yapan Beaubois'in önderliğinde savunmayı müthiş uygulayan temsilcimiz devreyi 46-36 önde bitirdi. 3. çeyrekler genelde maçın kaderini belirleyen bölümler oluyor. Bu bölümü bu kez iyi oynayan taraf Baskonia oldu. Soyunma odasından kararlı döndüler. İkinci yarı sadece 2 top kaybı yaptılar. Efes ise 10... Her top kaybı potamızda sayı olarak geri döndü. 28-12'lik seri ile 4. periyoda 64-58 önde giren Bask ekibi daha sonra farkı 10 sayıya çıkardı: 58-68.

Uzun bir maraton

Micic kenardayden Dunston'ın savnuma gayreti, Clyburn'ün sayıları ile 73-72 öne geçen Efes, taraftar desteği ile müthiş bir geri dönüş gerçekleştiriyordu. Ama yine olmayacak işler oldu. Bu kez son iki yılın MVP'si Micic, üst üste 2 basit top kaybı yaptı. İkisi de basket olunca Baskonia tekrar avantajı yakaladı. Beaubois'in üçlüğü ile umutlar tekrar yeşerdi ama Giedraitis'in 24 saniye sona ererken neredeyse arkası dönük olarak attığı üçlük skoru belirledi... Euroleague uzun bir maraton. Neredeyse bütün takımlar bu tip hesapta olmayan yenilgiler alabiliyorlar. Önemli olan istikrarlı basketbol oynayıp sezon sonu bir şekilde kendini ilk sekize atmak...

Fenerbahçe Beko için zor bir deplasmandı. Olympiakos son dönemde çok formda. Geçen hafta Virtus Bologna karşısında yüzde 75 ile iki sayılık atıp, 18 de üçlük bulup kulüp rekoru kırarak 117-71'lik bir galibiyet alan Olympikos, benzer bir tarifeyi Fenerbahçe Beko'ya uyguladı. Fenerbahçe'te Wilbekın ve Pierre'den sonra takımın yıldızı Jonathan Motley de sakattı. Bu eksikler belki fiziksel olarak bu kadar fark yaratmayacaktı ama mental olarak büyük yara açmış göründü ekibimizde.

Belki de 'kazanamayız' mantığı ile oyuna başlayan Kanarya hiç motive olamamış göründü. İlk çeyrekte 8 top kaybı yapan, neredeyse her topu potasında görüp 31 sayı yiyen Fenerbahçe, sadece 11 sayı atınca çok erken havlu attı. Bundan sonra Fenerbahçe zaman zaman ataklar yaptı ama bu hamleler çok cılız kaldı. Olympiakos, devreyi 58-31 önde kapadı. İkinci yarı fark 30 sayıya kadar çıktı ve SarıLacivertliler Atina'da ağır bir yenilgi aldı.

Prestij dışında...

Olympiakos 29 iki sayılık denemenin tam 21'inde isabet buldu. Bu kez 11 üçlük isabet buldular. Fenerbahçe eksikti belki ama gereken mücadeleyi, enerjiyi ortaya koyamadı. Euroleague'de böyle kazalar olur. Bazen bu tip ağır yenilgiler takıma ilerisi için fayda bile sağlar. Bakalım cuma günü Baskonia karşısında nasıl bir reaksiyon gösterecekler. Yoksa prestij dışında kaybedilen hiçbir şey yok