‘’Devamı gelsin‘’
Son 7 maçta 6 yenilgi alan Fenerbahçe Beko’nun yarıştarn uzaklaşmaması açısından çok önemli bir maçtı. Sezonun da böylesine kritik bir döneminde coach değiştiren Sarı-Lacivertliler, Monaco gibi güçlü ve oturmuş bir kadroyu ağırladı. Tabii ki herkes Jasikevicius’lu Fenerbahçe’nin ilk maçında nasıl bir reaksiyon göstereceğini merak ediyordu. Saras daha bir gün önce geldi. Tek idman yapıp takımın başında sahaya çıktı. Tabii ki bir kaç rötüş dışında fazla bir şey yapmayacaktı. Ama son maçlarda özellikle ikinci yarılarda tıkanan, neredeyse hiç bir şey üretemen Fenerbahçe, dün set hücumlarını çok tempolu ve akıcı oynadı. Neredeyse her denemede boş ve doğru adamı buldular. Zaten atılan 86 sayı, 21 asist üzerinden geldi. Galibiyeti getiren en önemli faktör ise ribauntlar oldu. İlk çeyrekte 8 hücum ribaunda alan Kanarya, rakibin de direncini bu sayede kırdı. Toplamda 17’si hücum olmak üzere 47 ribaunt alan Fenerbahçe, sadece 28 ribaunt verdi Monaco’ya. Maç ilk yarıda da kopabilirdi ama devrenin bitimine 4 dakika kala Mike James çıldırdı, ne attıysa girdi Monaco 12 farkı kapayıp soyunma odasına başa baş gitti. Ama ikinci yarıda Mike James’in etkinliği azaltıldı. Amerikalı maçı 24 sayıda bitirdi ama takımını oyunun içine bir türlü sokamadı.
Parlayan yıldızı…
Fenerbahçe’nin parlayan yıldızı Nigel Hayes Davis yine maça damgasını vurdu. 23 sayı ve 6 ribauntla hep olması gereken hep olması gereken zamanda oradaydı. Sıralama açısından kritik bir galibiyetti. Şu ana kadar 8 deplasmana çıkan Fenerbahçe Beko, daha fazla maçı kendi evinde oynayacak. Coach değişikliklerinde takımlar her zaman reaksiyon gösterir. Dün de öyle oldu. Umarım devamı gelir...
‘’Efes küllerinden doğdu‘’
Anadolu Efes revire dönmüştü. Ziziç, Pleiss, Bryant, Beaubois, Clyburn ve Willis sakattı. Maç içinde de Erkan Yılmaz’ın köprücük kemiği kırıldı. Ama bazen eksildikçe çoğalırsınız. Sağlamlar, olmayanları aratmamak için iki kişilik performans sergilerler. Nitekim dün de öyle oldu.
Anadolu Efes 40 dakika boyunca baskı yaptı, hücum ribauntları kovaladı, savunmadan vazgeçmedi, 29 üçlüğün 24’ünü kaçmasına rağmen son dönemde formda olan Panathinaikos’u yenmeyi başardı.Normalde rotasyona fazla giremeyen Ercan Osmani, Erten Gazi ve Hollatz ciddi katkılar yaptı.
Tyrique Jones 7, takım olarak da 19 hücum ribaundu aldılar. Bu ne kadar istediklerinin bir göstergesiydi. Shane Larkin’e yine ayrı paragraf açmak gerekiyor. Bu sene gerçek bir lider gibi oynuyor. Dün onun enerjisi ve Jones’un sayıları ile Efes 30-17’lik skorla başladı maça. Şutlar girmeyince Panathinaikos oyuna ortak oldu. Nİkinci yarının başında Sloukas, Nunn devreye girince Panathinaikos geriden gelip öne geçti. Bu kritik anları çok iyi oynadı Efes. Direnci kırılabilirdi ama ayakta kaldılar.
Harika savundular
Nitekim son iki dakikada skor 65-65 berabereyken Nunn takımını 68-65 öne geçirdi. Ama Efes savunması çok kararlıydı. Özellikle son hücumda Sloukas’ı harika savundular. Kalan 2 dakikada potalarını kapadılar. Larkin ve Thompson’un serbest atışları, zaferi Lacivert-Beyazlılar’a getirdi...
Yeniler Daum ve Oturu da çabuk adapte olmuş göründüler. 6 eksik ama 2 takviye ile 9 kişilik bir rotasyon kullanabildi Erdem Can. Özellikle savunma stratejisi harikaydı. Hedef doğrultusunda çok önemli bir galibiyet geldi...
‘’Kartal pençesi!‘’
Beşiktaş Emlakjet uzun bir aradan sonra Sinan Erdem Spor Salonu’nu seçmiş tribünleri tıklım tıklım doldurmuştu. Alimpjeviç yönetiminde bam başka bir hava yakalayan Kartal, Real Madrid’in Euroleague’deki namağlup unvanına son veren Fenerbahçe Beko’yu devirdi.
Fenerbahçe'den 12’de 0 üçlük
İki takım da birbirine fazlasıyla önlem almış, hücum silahlarını durdurmayı başarmıştı. Nitekim skordan bu durum fazlasıyla belli oluyor. Fenerbahçe ilk yarı kullandığı 12 üçlüğün hiçbirinde isabet bulamazken belki de bu alanda kulüp rekoru kırdı. Beşiktaş ise kenardan gelen Yiğit’le iki üçlük bulup skor üstünlüğünü eline aldı, devreyi de 31-24 önde kapadı.
Needham gerekeni yaptı...
İkinci yarıya 11-2’lik seri ile başlayan Kanarya, Melih’in basketi ile maçta 35-34 öne geçmeyi başardı. Bundan sonrası çok başa baş geçti. Farkı da küçük nüanslar belirledi. İki takım da potayı döverken Beşiktaş 44, Fenerbahçe Beko ise tam 47 şut kaçırdı. İnanılmaz kötü hücum performansları vardı sahada. Bireysel performanslar ön plana çıkacaktı, gerekeni Beşiktaş adına Needham yaptı. Tecrübeli oyun kurucu bu kadar kısır geçen maçta 15 sayı üretirken, bitime 2.40 kala attığı üçlükle maçı bitirme noktasına getirdi: 65-56. Fenerbahçe, geri gelmeyi başardı, Guduriç’le beraberlik şansını da yakaladı ama toplamda 25 üçlüğün sadece 3’ünde isabet bulan Kanarya da bu şut da doğal olarak girmedi.
Müsabakalardan ömür boyu men edilmeli
Kulüpteki basketbol heyecanının tekrar yanması açısından Beşiktaş için önemli bir galibiyet oldu. Ama bu heyecanı yaşamak yerine küfürler nedeniyle yapılan 3 anons neredeyse maçı seyircisiz oynatacaktı. İnsan müsvettesinin birinin de Yam Madar’ın kaşını yarması akıl alır gibi değildi. Bu kişinin belirlenip mutlaka ömür boyu spor müsabakalarından men edilmesi gerekiyor. Hakemler maçı tatil etse, kimse buna itiraz edemezdi...
‘’Muhteşem zafer‘’
İnanılmaz bir maç oldu Ülker Arena’da... Bir çok hikaye çıkar bu 40 dakikadan. Ama en önemlisi 4 haftadır kaybeden Fenerbahçe Beko’nun, namağlup lider Real Madrid’i yaşadığı bir çok olumsuzluğa rağmen kazanmasıydı. Çok kritik, hedef doğrultusunda moral ve özgüven verici bir galibiyet oldu...
Doğru bir stratejiyle başlamadık
Maça çok da doğru bir strateji ile başlamadı Fenerbahçe Beko. İtoudis, son 3 maçta rakip kısaları Nigel Hayes ile savunmayı denemişti. Bir nebze de olsa başarılı olmuştu. Dün de Campazzo’yu, Hayes’le savunarak başladı Kanarya. Campazzo, yürüyerek ilk çeyrekte 14 sayı attı, Real de periyodu 29-16 önde bitirdi. Maçın bundan sonrası Fenerbahçe’nin ekstra enerji koymak ve rakibi yakalama çabası içinde geçti. Sertaç ve Papagiannis hiç katkı veremedi. Dorsey’in faydadan çok zararı oldu. Sakatlıktan çıkan Pierre’in hiç hazır olmadığı ve üretemediği bir maç oldu.
Sahada kararlı oyuncular da vardı
Tüm bu olumsuzluklara rağmen sahada kararlı oyuncular vardı. Madar kenardan gelip savunmaya enerji getirdi. Hücumda çok ekstra işler yaptı. Keza Calathes riske edildiği anlarda cezaları kesti. Wilbekın ve Guduriç müthiş efor sarfetti ve Fenerbahçe, son şampiyon karşısında çift haneli farklarla geri düşmesine rağmen defalarca geri gelmeyi başardı. Bitime 6 dakika kala Real 78-64 öndeydi.
Wilbekin’in 3’lüğü uzatmaya götürdü
Ama vazgeçmedi Fenerbahçe. Özellikle de Wilbekın’la. Onun son hücumda attığı üçlük maçı uzatmaya götürdü. Uzatmada Hayes ile öne geçtik ama kariyer gecesi oynayan Campazzo ile Real avantajı yakaladı. Bitime 6 saniye kala takım 99-98 gerideydi. Top da Real’deydi. Ama sahanın yıldızı Campazzo’yu top kaybına zorlayan ikili sıkıştırma sonrası Guduriç’in kaptığı top ve Madar’ın zor turnikesi zaferi Fenerbahçe’ye getirdi. Mücadele anlamında sonuna kadar hak edilmiş bir zafer oldu.. Hiç bir takımın da yenilmez olmadığını bir kez daha ispatladı Sarı-Lacivertliler...
‘’Larkin, Larkin, Larkin‘’
Anadolu Efes sezona sorunlu başladı. Miçiç ve diğerlerinin yeri dolmamıştı belki ama Erdem Can yönetiminde yavaş yavaş gelişme kaydetmeye başladı. Her ne kadar net galibiyetler alamıyor, kazandıkları halde bazı defoları gün yüzüne çıkıyor olsa da, gösterdikleri mücadele saygıya değer. Özellikle de Shane Larkin’in... İki kez Euroleague MVP’si olan Miçiç’le beraber harika sezonlar geçiren Larkin, bu yıl takımın liderliğine soyunmuş. Sakatlığı vardı ama oynadı. Hem de ne oynamak. Çok kararlı ve konsantre gözüktü. Zaten karar vermiş bir Larkin’in neler yapabileceğini daha önce defalarca gördük. Dün de öyle kritik anlarda öyle kritik savunma hamleleri yaptı ki, galibiyetin mimarı oldu. Attığı 27 sayıyı, yaptığı 8 asisti bir kenara koyuyorum. Burada dikkat çekilmesi gereken nokta Larkin gibi bir hücum oyuncusundan daha önce hiç görmediğimiz savunma hamleleri oldu. Hele ki felaket geçen ve 29-14’le kaybedilen bir üçüncü çeyrek sonrası, 10 sayı geriden girilen son periyottaki tüm takımın savunma gayreti inanılmazdı. 3 periyot ortalarda gözükmeyen, savunma yapma zahmeti bile göstermeyen Clyburn’ün ilk kez oynadığı tepe oyunları sonrası 12-2’lik seriyle skor 76-76 ile berabere oldu. 83-83’ken ise Larkin, Jaramaz’dan çaldığı top sonrası centilmenlik dışı faul aldı.
Çok değerli
Efes geriden gelip öne geçti, bir daha da arkasına bakmadı. Rakibe 15 fazla ribaunt, 12 hücum ribaundu verilmesine rağmen gelen bu galibiyet çok değerli. Toplamda sadece 16 ribaunt aldı Efes ama kazandı. Çok ekstra çaba sarfetmek zorunda kaldılar. Çok mücadele ettiler. Normalde bu hücum performansının hakkı 15-20 farktı... Kazanmak güzel ve değerli. Ama her zaman böyle atamazsın. Ribaunt sorunu bir an önce çözüme kavuşturulmalı...
‘’Efes nihayet‘’
Anadolu Efes, yavaş yavaş ritmini buluyor. Geçen hafta Zalgiris karşısında farklı öndeyken ancak uzatmada kazanabilmişlerdi. Ama bu maçta takımın yenileri Thompson ve Willis ilk kez ciddi katkılar vermişti. Nitekim Thompson, geçen yılki Baskonia performansına yaklaşmaya başladı. Doğru şutları yüksek yüzdeyle attı. Willis 8 sayı atarken, takımın ribaunt sorunu yaşadığı anlarda 5 hava topu almayı başardı. Ve en önemlisi Shane Larkin gerçek bir lider gibi oynadı. 25 sayı ve 4 asistlik performansı ile maçın adamı oldu. Beabouis sezonun en istikrarlı oyuncularından biri. O da çok yüksek yüzdeyle 21 sayıya ulaştı.
Geçen yıl Final-Four oynayan, son 5 maçını kazanan Monaco deplasmanında bütün maçı domine etti Efes. 40 dakika boyunca skoru önde götürdüler. Harika hücum performansı, savunmaya çok yansımadı belki. En önemlisi ribauntlarda 37’ye 27 yenildiler. Rakibe tam 14 hücum ribaundu verdiler. Bologna deplasmanına benzer bir senaryo yaşandı belki ama yüksek yüzde rakibin hücum ribauntları nedeniye çok daha fazla topu potamıza atmasına rağmen Efes’in kazanmasını sağladı. Clyburn çok fazla top kullanmadı ama takımın en çok ihtiyacı olan ribauntlara 6 ile katkı verdi.
İyi durumdalar
Efes gelişiyor. Sezon başına oranla çok daha iyi durumdalar. Bu galibiyet takıma özgüven de getirecektir. Hele iyi günler geçirmeyen Milano’yu da İtalya’da yenebilirlerse sezon başındaki kayıpları telafi ederler. Bu arada sıkıntılar devam ediyor. Jones bu seviyeler için halen yetersiz ve tecrübesiz. Willis katkı veriyor ama büyük maçlarda sırıtacaktır. 4-5 oynayabilen, ribauntçu bir uzuna acil ihtiyaç var...
‘’Efes ucuz kurtuldu‘’
Anadolu Efes için işler gitmiyor.. 4 maç kaybeden, İstanbul’da 2 kez kazanabilen Lacivert-Beyazlılar’ın galip geleceği maçlardan biriydi. Nitekim 18 sayı da öne geçtiler ama neredeyse böyle bir karşılaşmayı bile kazanamıyorlardı.
Deplasmanda galip gelmeleri zor görünüyor
Bu takım kimyası ile deplasmanda galip gelmeleri zor görünüyor. İçeride ise Zalgiris gibi takımları yeneceksin. 18 sayı da öne geçmişsin. Litvanya ekibi o farktan geri dönüp öne bile geçti. Peki bunu yaparken neyi farklı yaptılar?.. Hiç bir şeyi. Zaten maç çok düşük tempoda geçiyordu. Yürüyerek geldiler, bir iki şut soktular o kadar.
Ortalarda görülmeyen bazı isimler kıpırdandı
Son anlarda önce Clyburn’ün, ardından da Larkin’in kararlılığı olmasa hedef doğrulusunda büyük yara alacakı Anadolu Efes takımı. Bu maçta bireysel olarak sezon başından bu yana ortalarda görülmeyen bazı isimler kıpırdandı. Thompson, Clyburn ve Jones sezonun en iyi performanslarından birini çıkardılar. Willis de özellikle ilk yarı ribaunt ve savunmada ciddi katkılar verdi. İkinci yarıda da kritik iki üçlük attı.
Larkin lider gibi oynaması gerekiyor
Takım olarak Zalgiris’in 18 sayıdan geri gelmelerine izin vermemeleri gerekiyor. Sonuçta galibiyet, galibiyettir. Larkin’in de artık takımın lideri gibi oynaması gerekiyor. Yani uzatmada oynadığı gibi. Sorumluluktan kaçmamalı.
‘’Zor ama güzel oldu‘’
Fenerbahçe Beko, 16 sayı öne geçtiği maçta son finalist Olympiakos’a yakalandı ama eski Panathinaikoslu Papagiannis’in kritik üçlükleri sürprize izin vermedi, 6. maçta 5. galibiyetini elde edip zirve yarışını sürdürdü.
Sezona iyi başlayan Fenerbahçe Beko, geçen yıl Play-Off’ta elendiği Olympiakos’u Ülker Arena’da ağırladı. Geçen yılın finalisti Olympiakos, Vezenkov ve Sloukas’ı kaybedince sezona sorunlu başladı. Özellikle de hücumda. Vezenkov’un yerine gelen Sikma da sakattı. Ama yıllardır aynı basketbolu oynayan, sistemi oturmuş ve çok iyi savunma yapan bir takım. Ama Fenerbahçe öyle bir hücum performansı ile başladı ki maça, bu mükemmel savunma takımı darmadağın oldu. Pierre neredeyse bir dakikada 14 sayı attı. Periyot 29-14 bitti. Fark bir ara 16 sayıya çıktı. Ama Pierre’in sakatlığı sonrası İtoudis’in tercihi ritmin tamamen Olympiakos’a geçmesini sağladı. Daha önce de çok yazdık. Sestina bu seviyelerin oyuncusu değil. Hele ki Olympiakos gibi bir takıma karşı sahaya atılmaz. Davis 4 numara oynamaya devam eder, Guduriç 3 numaraya geçer. Hatta Biberoviç bu maçta 12 kişilik kadro dışında kalmaz. Biberoviç olsa belki bu sıkıntıların hiç biri yaşanmazdı. Nitekim Sestina oyundayken, maça felaket başlayan Olympiakos kendi basketbolunu oynamaya başladı. Savunmada adam değiştiler. Hücumalar hep birebire kaldı. Pire ekibi de yavaş yavaş geldi ve skorda eşitliği yakaladı. İtoudis ısrarla oyunu açabilecek olan Guduriç’i 37. dakikaya kadar kenarda tuttu.
İyi niyetli olmadıkları...
Guduriç girdi, Papagiannis iki kritik üçlük attı, bir de top çaldı ve hakemlerin 3-4 bariz hatasına rağmen Sarı- Lacivertliler son topu iyi savunup maçı 79-77 kazanmayı başardı. Özellikle son saniyelerdeki ribaunt pozisyonunda 6 kolun topa değdiği, dakikalarca izlenmesine rağmen son müdaheleyi kimin yaptığının belirlenmesi imkansız olmasına rağmen karar değiştirip hücumu Olympiakos’a vermeleri beni iyi niyetli olmadıklarını düşündürdü. Hemen akabinde Goss’un Madar’a yaptığı bariz hücum faulü çalmalaları da bu düşüncemi pekiştirdi...