‘’Şampiyonluk geliyor‘’
Sezon başından bu yana devam eden şampiyonluk yürüyüşüne sadece bir adım kaldı. Fenerbahçe, bugün Türk basketbol tarihinin en önemli maçlarından birine çıkıyor. Birinci kupada finale kalıp bir ilke imza atan Sarı-Lacivertliler, şimdi o kupayı kaldırmanın planlarını yapıyor. Laboral maçında gerginlik ve stres takımı etkilemişti. O maçta favori Fenerbahçe’ydi. Ama finali daha rahat oynayacaklarını düşünüyorum. CSKA Moskova gerek bütçesi gerekse kadrodaki yıldızları ile sezon başından bu yana en büyük şampiyonluk adayı olarak gösteriliyor. Fenerbahçe ise oynadığı basketbolla en büyük şampiyonluk adayı.
Finaldeki faktörlere bir göz atalım
Taraftar farkı
Berlin’in, İstanbul’dan bir farkı yok. CSKA Moskova yıllardır Final-Four hatta final oynuyor ama kazanamıyor. Finalde kazanmak için sadece iyi takım olmak yetmiyor. Takım ruhu, taraftar desteği, büyük kulüp olmak, taraftarla bir bütün olmak fark yaratıyor. CSKA Moskova’da bu yok. Yani ruh yok. Mercedes Arena’daki atmosfer ve yaratılacak sinerji Fenerbahçe için itici faktör olacaktır.
Pota altı sorunu
CSKA’nın elinde sezonun ilk beşine seçilmiş ve MVP olan Nando De Colo ve Milos Teodosiç gibi iki skorer ve yaratıcı kısa var. Bu ikili takımın her şeyi. Freeland’in sakatlığı, Khrypa’nın iki kez elinin kırılması ve yüzde 30’larda performans göstermesi, pota altında Fenerbahçe’yi avantajlı kılıyor. Udoh’un istikrarlı katkısı, Vesely’nin sakatlıktan formda dönmesi ve Antiç’in tecrübesi ile Fenerbahçe’nin rakipten üstün olduğu bölgeyi çok iyi kullanması gerekecek. Nitekim Laboral maçında da sürekli ikili oyunlarla uzunları besleyen ve kısalar dahil her pozisyonda potaya gitmeye çalışan bir Fenerbahçe izlemiştik. Benzer bir strateji bizi avantajlı kılacaktır.
Coach faktörü
Usta, çırak karşı karşıya. 13 yıl yardımcılığını yapan İtoudis ile Obradoviç kariyerlerinde 7. kez karşı karşıya gelecek. Geriye dönüp baktığımızda 6 maçın 5’ini İtoudis kazandı. Ama o maçların hiçbiri final değildi. Kupayı en çok kazanan, en çok final oynayan Obradoviç’in, ilk finaline çıkacak olan çırağına karşı büyük bir avantajı var. Coach faktörü de Fenerbahçe’nin yanında olacak.
‘’Müthiş final‘’
Her ne kadar tecrübeli oyuncuların, en kariyerli coach’un da olsa, Final-Four stresi takımı etkiliyor. Daha çok da favori olan tarafı. Geçen yılın aksine dün Laboral karşısında favori gösterilen Fenerbahçe’ydi. Maça da çok iyi başladı Sarı-Lacivertliler. Ama erken farklar her zaman tehlikelidir. Rakip yetişir, sen baskı altına girersin.
Nitekim öyle de oldu. Laboral geriden gelip öne geçti, Fenerbahçe’de panik ve stres başladı. Erken ve acele atışlar, yanlış tercihler sonrası girmeyen şutlar.
Fenerbahçe’de işler bu kadar kötü giderken, Laboral en iyi oyunlarından birini sergiledi. Bourusis döktürdü, Adams
birebir oynadığı her pozisyonda sayıya gitti.
Ne Dixon’un, ne Bogdanoviç’in, ne Datome’nin bomboş üçlükleri girdi.
Bogdanoviç işi bitirdi
Bu kadar aksiliğe rağmen, bu kadar top kaybına, bu kadar serbest atış kaçmasına rağmen, bütün maç yapamadığını, yani sakin kalmayı son dakikalarda başaran Kanarya, zor da olsa tarihi zafere ulaştı.
Uzatmanın ilk dakikasında Bogdanoviç’in giren üçlüğünden sonra gerisi çorap söküğü gibi geldi. Fenerbahçe, Fenerbahçe gibi büyük oynadı, Laboral’in süngüsü düştü.
Mercedes Benz Arena’nın, Ülker Arena’dan hiçbir farkı yoktu. Salonda 10 bin Fenerbahçeli, sahada kötü de oynasa asla pes etmeyen, geri adım atmayan, mücadele eden, şampiyon olmaya kararlı bir Fenerbahçe vardı.
Kupa Türkiye’ye gelecek
Real Madrid maçından sonra yazdığım gibi Fenerbahçe’nin şampiyonluk yürüyüşü devam ediyor. Kötü oynama hakkını da kullandı Sarı-Lacivertliler. Final-Four stresini de üzerinden attı. Yarın CSKA Moskova karşısında herşey çok daha güzel olacak, o şampiyonluk kupası Türkiye’ye gelecek.
Fark kapanırken Vesely’nin inadı, Datome’nin kritik üçlüğü, Sloukas’ın soğukkanlılıkla çembere gitmesi, Antiç’in savaşçılığı, Datome’nin hem savunma hem de hücumdaki katkısı, Kaliniç’in kovaladığı hücum ribauntları, Bodganoviç’in uzatmalara damgasını vurması, Obradoviç’in son anlarda Bobby Dixon’a olan inancını yitirmemesi ve iki oyun kurucuya dönmesi ve tabii ki tribünlerin coşkusu, müthiş finali getirdi. Şimdi sıra şampiyonlukta...
‘’Fener bir adım önde‘’
15 yıllık hasretin ardından üst üste ikinci kez Final-Four heyecanı yaşıyoruz Fenerbahçe ve coach Obradoviç’le... Normal sezonu, Top 16’yı lider bitiren, ligi domine eden Fenerbahçe, şimdi bugün de kazanırsa tarihinde ilk kez finale çıkma başarısı gösterecek. Geçen yılki yarı finalin aksine bu kez favori gösterilen taraf Sarı-Lacivertliler.
Laboral hak etti
Ölüm grubunda Barcelona ve Real Madrid’i 2 kez yenen, CSKA dahil bütün takımları en az bir kez mağlup edip çeyrek finale kalan, ardından Panathinaikos gibi bir rakibi 3-0’la geçip Final-Four’a kalan Laboral, bunu kesinlikle hak etti. İki formda, iki iyi basketbol oynayan, Final-Four’u sonuna kadar hak eden 2 takım, bugün finalist olabilmek için kozlarını paylaşacak.
3 kilit isim
Laboral’e genel olarak bakacak olursak, adeta Birleşmiş Milletler gibi. Kadrosunda sadece bir İspanyol bulunan (Carbacho. O da çok az oynuyor), Hırvat coach Perasovic yönetiminde birbirleriyle pek de benzemeyen bir oyuncu grubundan harika bir takım yarattı. İki skorer oyun kurucusu Mike James ve Darius Adams’ın performansları, takımı direkt etkiliyor. Bu iki isme yapılacak baskı, onların hücumlarını bozacaktır. Bir de yıllanmış şarap Bourousis takımın kilit isimlerinden biri. Fenerbahçe’nin Laboral’e istediği açık alanları vermemesi, tempoyu mutlaka kendi belirlemesi gerekecek. Dixon ve Sloukas oyunun iki yönünü de çok iyi oynayabiliyor. Bogdanoviç ve Datome forvetten istikrarlı skor katkısı yapıyor. Udoh, çeyrek final serisini MVP gibi oynadı. Vesely sakatlıktan iyi döndü. Melih gibi oyunun sıkıştığı anlarda kilidi açacak keskin bir şutörü de var Fenerbahçe’nin.
Obradovic farkı
En önemlisi de Euroleague’i en çok kazanan bir coach var kenarda. Obradovic yine çok motive, konsantre ve şampiyonluğu herkesten çok istiyor. Takımı, Laboral için en iyi şekilde hazırlamıştır. Oyuncular da Berlin’e ayak bastıkları ilk dakikadan itibaren çok ciddi ve konsantre göründü. Maç konsantrasyonu sağlanır, Fenerbahçe sezon boyunca gösterdiği performansı tekrarlar, kısacası bir aksilik olmazsa, finale adımızı yazdırırız.
‘’Play-Off savaşları‘’
İspanya ile birlikte Avrupa’nın en güçlü ve kaliteli liginde sona yaklaşılıyor. Dünkü sonuçlardan sonra Konya’yla beraber, Galatasaray’a karşı tarihi bir maç oynayıp kaybeden Türk Telekom küme düştü. 2 yıl önce bu sezon için Euroleague’de Final-Four hedefi ile yola çıktığını varsayan, milyon Dolar’lar harcayıp, bir o kadar reklam yapan köklü Ankara ekibinin ikinci ligin yolunu tutması da Türk basketbolu açısından üzüntü verici. Gerçi bizden çok, takımı bu duruma düşürenlerin üzülmesi gerekiyor ama ne kadar üzüldüler, orası merak konusu?
İlk 4 belli ama...
Gelelim son hafta öncesi yaşanan Play-Off heyecanına. İlk dört şekillendi ama kimin hangi sırada olacağı henüz net değil. Anadolu Efes son hafta Darüşşafaka’yı yenerse normal sezonu lider bitirecek. Kaybederse, maçını kazandığı takdirde Fenerbahçe lider olacak. Efes kazanır, Galatasaray da Karşıyaka ile oynayacağı erteleme maçını ve İBB karşılaşmasını alırsa Cim Bom normal sezonu 3. sırada tamamlayacak.
Saha avantajı çok önemli
Son 4 yılda 4 değişik şampiyonun çıktığı bu ligde, saha avantajı artık çok daha büyük önem taşıyor. Fenerbahçe ve Galatasaray’ın son 20 maçtır birbirini deplasmanda yenemediğini gözönüne aldığımızda, Efes ve Fenerbahçe avantaj yakalamış görünüyor. İlk 4 ve küme düşenler belli oldu ama ya Play-Off için kalan 4 bilet kimin olacak? Karşıyaka hâlâ garantileyemedi Banvit’in yeri garanti. Kalan 3 sıra için Uşak, Karşıyaka, Beşiktaş, Büyükçekmece ve Gaziantep savaşıyor. Uşak ve Karşıyaka birer galibiyet avantajlı gibi gözükse 3’lü-4’lü averajlar söz konusu. Kim dışarıda kalırsa yazık olacak. Özellikle de son şampiyon Karşıyaka’nın halen Play-Off’u garantilememiş olması, ligimizin ne kadar zorlu olduğunun bir göstergesi.
Beşiktaş’ın işi mucizelere kaldı
Keza sezon başında Euroleague ayarında bir takım kuran, Barcelona’dan Lampe, Olympiakos’tan Darden, Laboral’dan Hamilton, NBA’den Walters gibi oyuncuları alıp şampiyonluk parolası ile yola çıkan Beşiktaş’ın şansının mucizelere kalması da bu ligin cilvelerinden biri. Henüz Play-Off’a kalan takımlar belli değil. Galatasaray, Eurocup finalinin ardından seri yenilgiler aldı. Fenerbahçe’nin Final- Four’dan nasıl döneceği merak konusu. Bizi yine sürpriz bir şampiyon mu bekliyor yoksa favori gösterilen 4 takımdan biri mi mutlu sona ulaşacak? Hep birlikte bekleyip göreceğiz.
‘’Ne de olsa şampiyon‘’
Galatasaray’ın hafta içi Eurocup şampiyonu olmasının ardından bu maça yeteri konsantrasyonu gösteremeyeceği düşünülüyordu. Rakip ise Brown geldikten sonra 4’te 4 yapıp Play-Off için umutlanan ezeli rakip Beşiktaş’tı. Üstüne üstlük Micov, Green ve Amerika’da bulunan James forma giyemeyecekti. Jerrels yabancı kontenjanından dışarıdaydı.
Lasme serumla, McCollum da iğneyle oynuyordu. Tüm göstergeler, istim üstündeki Beşiktaş’ı işaret ediyordu. Nitekim maçın büyük bölümü de Siyah-Beyazlı ekibin kontrolünde oynandı. İyi savunma yapan Kartal, Göksenin’in ablukasındaki Brown’dan yeteri katkıyı alamasa da Cenk ve Hamilton’un üçlükleri ile skoru hep önde götürdü. Devre 35-30 biterken, 27’de fark 10’a kadar çıktı: 54-44. Sinan Erdem tribünlerini ilk kez bu kadar çok dolduran Beşiktaş taraftarı da takıma büyük destek veriyordu. Ama son çeyrekte, Eurocup’ın MVP’si ‘bu maç böyle gitmez’ dedi.
Aslan 6 dakikada 20 attı
Uzun süredir dakika almayan Ege’nin katkılarıyla oyunda kalmayı başaran Cim Bom, 33. dakikada skor 63-56 Beşiktaş lehineyken inanılmaz bir seri yakaladı. McCollum önderliğinde, Schilb ve Davis’le 6 dakika içinde tam 20 sayı atıp, sadece 2 sayı yinen Galatasaray Odeabank 7 sayı geriden gelip, 11 sayı öne geçti: 75-66. Salondan da 76-71 galip ayrılan Sarı-Kırmızılılar, sıralama açısından kritik bir galibiyet alırken, rakibine de Play-Off yolunda ağır bir darbe vurdu.
Gökhan German
‘’İnancın zaferi‘’
Galatasaray, Euroleague’e alınmayınca coach Ergin Ataman, “Biz de Eurocup’ı kazanırız. Bakalım o zaman da almasınlar” demişti temmuz ayında. Hedefi 10 ay önce koymuştu, dün de o kupayı havaya kaldırdılar. Önce kendi inandı, sonra takımı ve taraftarı inandırdı. İnancın zaferiydi dünkü şampiyonluk. Tarihte ilk kez bir Türk takımı bu onuru yaşadı. Final kaybetmeye alışık bir ülkeydik, şimdi kazandık. Mutlu ve gururluyuz...
İkinci yarı mcCollum...
4 sayılık farkın rövanşında Galatasaray’ın şampiyon olacağına inanıyorduk. Ama Strasbourg, beklediğimizden çetin ceviz çıktı. Ortamdan çok fazla etkilenmemiş gözüktü. Oysa ilk maçın aksine ilk 4 üçlüğü sokarak başladı Cim Bom maça. Skor bir anda 15-2 olmuştu. Tribünler de coşmuştu. Kolay bir galibiyet olacak gibi görünüyordu ama Fransızlar her seferinde geri gelmeyi başardı. İlk maçta ve dün ilk yarı çok kötü oynayan ligin MVP’si McCollum ikinci yarıda sahne aldı. Onun üçlüğüyle 35. dakikada skor 73-60 oldu. İlk yarı 2 sayı atan McCollum ikinci yarıya 14 sayı sığdırırken, görmeye alışık olmadığımız işler de yaptı. Top çaldı, gitti Collins’e inanılmaz bir blok yaptı. Kenarda beklerken inanılmaz konsantre olmuş. Tamam şimdi bitti dediğimiz anda Collins’le bir kez daha yaklaştı Strasbourg. Cim Bom tam 4.5 dakika sayı atamadı. Fark 6’ya indi ama potasını çok iyi savunan Galatasaray, rakibin daha fazla yaklaşmasına izin vermedi, maçın startını yapan Sinan, son noktayı koydu ve Galatasaray sonuna kadar hak ettiği şampiyonluğa ulaştı.. Lasme rakip uzunlarla yine tek başına boğuştu, Göksenin savunma görevinin yanı sıra 2 kritik üçlük atıp yine gereken katkıyı verdi. Böyle zaferlere çok alışık değiliz ama umarız devamı gelir, Türk takımlarını hep finallerde, kupalarla görmeye devam ederiz.
‘’Kupa Cim Bom'a yakın‘’
Galatasaray sezonun belki de en kötü hücum performanslarından birini çıkarmasına rağmen deplasmanda sadece 4 farkla yenildi. Cim Bom, standart oyununa yakın bir maç çıkarırsa çift haneli farkla kazanıp şampiyonluğa ulaşır.
Galatasaray Odeabank, Türk basketbolu için tarihi bir maça çıkıyor. Eurocup’ta finale kalan ilk Türk takımı olan Cim Bom, bugün Strasbourg’u 5 farkla yenerse şampiyonluk kupasını kaldıracak. Aslında Galatasaray işi Fransa’da bitirebilirdi... Belki de bu sezonki en kötü hücum performansını sergiledi Sarı-Kırmızılılar. 18’te 3 üçlük isabeti, hücumdaki durağanlık ve hiçbir şey üretememelerine rağmen sadece 4 sayıyla kaybetmeleri aradaki güç farkının da göstergesiydi.
Final stresi olmazsa...
Galatasaray’ın finale gelene kadar gösterdiği iç saha performansına baktığımız zaman, Strasbourg’u da çift haneli farkla yenmesi hiç de sürpriz olmaz. Tabii ki bir final maçı oynayacaklar. Final stresi denen birşey var. Bu da genellikle favorileri daha çok etkiler. Strasbourg nispeten daha rahat olan taraf olacak. Ama Lasme, Davis, Sinan, Micov, Schilb gibi oyuncular çok tecrübeli ve bu stresin üzerinden gelecek kapasitede.
Taraftar faktörü
Sarı-Kırmızılılar’ın finale gelmesindeki en büyük etkenlerden biri de taraftar faktörü. İlk turda Karşıyaka, çeyrek finalde Bayern Münih, yarı finaldeki Gran Canaria maçları 28, 13 ve 14 farkla kazanılırken, salonda yaratılan atmosferin de rolü büyüktü. Bugün de Abdi İpekçi tamamen dolu olacak. Strasbourg da finale gelene kadar atladığı üç turda hep deplasmanda kazandı. Ama ne Novgorod’da, ne Oldenburg’da ne de Trento’da, İstanbul’daki gibi rakibi baskı altına alan bir ortam yoktu. Bu nedenle Strasbourg’lu oyuncuların da atmosferden etkileneceğini düşünüyorum.
Panik yapmamalı
Galatasaray’a şampiyonluk için sadece 5 sayılık fark yeterli olacak. İşler kötü de gitse, maç son ana kadar kafa kafaya da gitse, 30 saniye içinde elde edilebilecek bir skor. Bu nedenle Galatasaraylı oyuncuların sakin kalıp, maçın gidişatı ne olursa olsun paniklemeyip kendi düzeni içinde kalması gerekli. Cim Bom, standart performansına yakın bir oyun ortaya koyarsa, istediği sonucu alacaktır.
Coach farkı
Cim Bom, ilk maçta her ne kadar kötü hücum ettiyse de savunmaya çok konsantreydi. Rakibin önemli silahlarına konsantre olup onları durdurmayı başaran Galatasaray, Lelloup’tan hiç hesapta olmayan 3 üçlük yedi. Bugün bütün hikaye baştan yazılacak. İki coach farklı şeyler deneyip, hücumda daha aktif olmaya çalışacak. Ergin Ataman’ın bu konuda daha öne çıkacağını düşünüyorum. Ataman’ın takımın başında olması, coaching avantajını da Galatasaray’dan yana olmasını sağlıyor.
‘’Şampiyonluk Cim Bom'a yakın‘’
İki ayaklı bir final için, Galatasaray şampiyonluk umuduyla dönüyor İstanbul’a... Evindeki maçları ortalama çift haneli farklarla kazanan Sarı- Kırmızılılar, kaybetti belki ama istediğini aldı Fransa’dan... Dün de maçı alabilecek noktalara getirdi ama bardağın dolu tarafından bakacak olursak, son bölümde bir iki top bizim istediğimiz gibi olmasa fark daha da büyüyebilirdi. 18 üçlüğün 15’inin kaçtığı, hücumların doğru dürüst işlemediği bir maçta 4 sayılık yenilgi bence kabul edilebilir bir sonuç. Oyunun büyük bölümünü kontrol etti Sarı-Kırmızılılar. Özellikle ilk yarıdaki savunma performansı inanılmazdı. Çok fiziksel bir mücadele oldu. Bu durum en çok McCollum’un işine gelmedi. Sezonun MVP’si seçilen Amerikalı, temasa çok izin verilen bu sert maç için zayıf kaldı. Nitekim o biraz normal istatistiklerine yaklaşsa iş ilk maçta bile bitebilirdi.
İkinci yarıda Strasbourg savunmaya çözüm buldu. Dış atışları savunamayan ekibimiz, potasında çok fazla üçlük görürken buna aynı karşılığı veremedi. Ama potaya gidip faul almayı başarabilen Cim Bom’da Micov ve Davis’in yüksek yüzdeyle attıkları 28 sayı, kısır maçta çok önemliydi.
Üç sayılık atışlar dışında aslında Coach Ergin Ataman’ın tüm planları işledi diyebiliriz. Bu kadar üçlük yüzdesiyle şut atılacağını o dahil kimse tahmin etmemiştir sanırım. Strasbourglu oyuncular, maçtan sonra kazandıkları için tabii ki galibiyeti kutladılar ama tribünlerde şampiyon olunmuş gibi bir hava vardı. Ya da, Galatasaray’ı en azından bir kere yenebileceğiz, onun keyfini çıkaralım diye düşündüler.
Strasbourg finale gelirken 3 turu deplasmanda kazanarak atladı ama 3 maçta da Abdi İpekçi’deki gibi bir atmosferle karşılaşmadı. Eğer final stresi olmazsa, üç sayılık atışların da normal seviyeye yakın olacağını düşündüğümüzde Eurocup şampiyonluğu Galatasaray’a artık çok yaklaştı diyebiliriz.









































