‘’Final gibi maç!‘’
A Milli Basketbol Takımımız için tarihi bir macera başlıyor. Yıllardır bütün Avrupa ve Dünya Şampiyonaları’na katılıyoruz. Ama hiç Olimpiyat oynamadık. İlk kez böyle bir fırsat ayağımıza geldi. Önceki yıllara nazaran favori olmadığımız, yıldızı as, kendi kulüplerinde çok fazla süre alamayan oyuncuların ağırlıklı olduğu bir kadro ile Manila’da şansımızı deneyeceğiz. 6 takımın bulunduğu elemelerde birinci olmak şart. İlk rakibimiz Kanada... Amerika basketboluna yakın, atletik oyunculardan kurulu, 5 tane gerçek NBA yıldızı olan, ama tarihinde başarıları olmayan bir ülke Kanada.
Kanada’dan daha tecrübeliyiz
Sadece bir kez Olimpiyat oynayabilmişler, o da 1936 yılında... Kağıt üstünde daha güçlü görünseler de, biz daha tecrübeliyiz. Milwaukee Bucks’ın guardı Tyler Ennis, Toronto Raptors’dan Corey Joseph ve Anthony Benneth, Detroit Pistons’tan Joel Anthony ve son anda kadroya dahil olan şampiyon Cleveland Cavaliers’ın pivotu Triston Thompson’la beraber kağıt üstünde favori görünüyorlar. Eksikleri ise daha önce hiçbir arada oynamamış olmaları. Sadece iki haftadır beraberler ve ortaya nasıl bir takım oyunu çıkaracakları, merak konusu..
Zor ama imkansız değil
Bize gelince... Ersan İlyasova’nın gelmemesi, o pozisyonda maalesef Türk oyuncu sayısının çok az olması sıkıntı yaratacak. Samet Geyik formda ama tecrübesiz. Coach Ergin Ataman daha çok Cedi Osman’ı 4 numaraya çekecek gibi duruyor. Bobby Dixon, Sinan, Cedi ve Semih bu yılı çok iyi geçirdiler. Hazır ve formdalar. Bu dörtlüye Ender’in tecrübesi, Fenerbahçe ile 3 kupa kazanan Melih’in özgüvenle atacağı şutlar, Ömer Aşık’ın her ne kadar hazır olmasa da pota altındaki savaşçılığı, diğerlerinin de katacağı enerjinin eklenmesi gerekiyor.
Sonuna kadar mücadele...
Kısacası çok iyi savunma yapmamız, 40 dakika konsantre oynamamız, çok az top kaybı yapmamız, yani sonuna kadar mücadele etmemiz gerekiyor. Manila’da Kanada ve Fransa’yı geçip Olimpiyat bileti almamız zor ama imkansız değil.
‘’4 numara arayışları‘’
A Milli Basketbol Takımımız, sorunlu bir kadro ile Olimpiyat Elemeleri’ne hazırlanırken, coach Ergin Ataman’ın kafasındaki en büyük problem Ersan İlyasova’nın yokluğunda nasıl bir oyun sistemi ile oynayacağı.
Dünkü Filipinler maçına Cedi Osman bu pozisyonda başlarken -ki resmi maçlarda da burada önemli dakikalar alacak- zaman zaman da Oğuz-Semih ikilisi yan yana oynadı. Bu ikili gençlik yıllarından Fenerbahçe forması altında bu şekilde oynarken yıllar sonra ilk kez ikisini yan yana görme fırsatı bulduk.
Sezonun ilk yarısını oturarak geçiren, daha sonra Karşıyaka’da oynama şansı bulan Samet Geyik de, dakika aldığı anlarda 4 numaralı pozisyonda katkı yapacağını gösterdi. Kanada ve Fransa gibi güçlü takımları geçip tarihimizde ilk kez Olimpiyat oynama şansını yakalamak istiyoruz. İşimiz tabii ki zor. En büyük favori Fransa.
Elimizde formda olan ve istikrarlı oynayan Bobby Dixon, Cedi, Sinan, Semih gibi oyuncular var. Şu haliyle çok az katkı verebilecek gibi duran Ömer Aşık’ın yanı sıra diğerlerinin de maksimum performans sergilemesi gerekecek.
‘’Tatsız prova‘’
Eksik bir kadro ile Olimpiyat Elemeleri’ne hazırlanan A Milli Basketbol Takımımız, Filipinler yolculuğu öncesi son hazırlık maçında Yunanistan karşısına çıktı. Maça 7-0 geride başlayan ekibimiz, Cedi ile toparlanmasına rağmen ilk periyodu 19-17 yenik tamamladı. Ender’in iki üçlüğü ile 23-21 öne geçen milliler, bu oyuncunun sakatlanıp kenara gelmesiyle hücumda yine tıkandı. Özellikle set oyunlarında skor bulmakta çok zorluk çeken Ay-Yıldızlılar, hızlı hücumlardan ürettiği sayılarla oyunun içinde kaldı ve Yunanistan devreyi 38-34 galip bitirdi.
Ömer Aşık formsuzdu
Eski günlerinden eser olmayan Ömer Aşık yine pota altında etkili olamazken, formda bir dönem yaşayan Semih’e de çok fazla top indiremeyince, tamamen dış şutlara dayalı bir oyun sergilemeye başladık. Bobby ve Cedi’nin üçlükleriyle 27. dakika 49-49 geçilse de, konuk ekip son periyoda 56-52 üstün girdi. 4. çeyrekte Birkan 2, Melih de 3 üçlük bulunca Ay-Yıldızlılar 35. dakikada 67-64 öne geçip umutlandı. Ama Kalathes ve Bourusis gibi tecrübeli oyuncuları ile 8-0’lık bir seri yakalayan Yunanistan üstünlüğü tekrar ele alıp salondan da 75-70 galip ayrıldı.
‘’Devlerden farklı prova‘’
Tarihinde ilk kez Olimpiyat Elemesi oynayacak olan A Milli Basketbol Takımımız, bu kapsamda oynadığı hazırlık maçında Filipinler’i 103-68 mağlup etti. Eleme Grubu’na evsahipliği yapacak olan Filipinler karşısında özellikle hücumda çok iyi bir performans sergileyen 12 Dev Adam, oyunun başında Samet ve Cedi’yle üçlükler bulurken, Semih’i de pota altında çok iyi kullandı.
Filipinler, Blatche ile skor üretmeye çalıştıysa da savunmada hiçbir varlık gösteremedi ve Ay-Yıldızlılar, ilk çeyreği 30-19 önde tamamladı.
Fark giderek açıldı
Milliler, ikinci çeyrekte de farkı açmaya devam etti. Alan savunması yapan Filipinler karşısında, Melih ve Barış Hersek ile üçlükler bulan 12 Dev Adam, 15. dakikada farkı 20 sayıya çıkardı: 44-24. Kenan da üçlük furyasına uyunca devre 57-32 sona erdi.
Coach Ergin Ataman ikinci yarıya Bobby Dixon’la başlarken, yıldız oyun kurucunun sayıları ile 22. dakikada skor 61-32’ye geldi. Ömer Aşık dışında forma giyen tüm oyuncular skor üretirken, 3. periyot 81-53 tamamlandı.
A Milliler, 4. periyotta da oyunu bırakmadı. Can Maxim Mutaf’ın yanı sıra Barış Hersek ve Samet Geyik de atmaya devam edince fark 30’un üzerine çıktı. Türkiye salondan tam 35 sayı farkla (103-68) galip ayrılıp moral buldu. Milliler bugün Atina’ya gidecek ve yarın Yunanistan’la bir hazırlık maçı daha oynayacak.
‘’Hakedilmiş şampiyonluk‘’
Coach Obradoviç, bütün oyuncular, teknikidari kadro ve takıma bütün bir sezon boyunca destek veren taraftarla beraber sonuna kadar hak etmişti Fenerbahçe bu şampiyonluğu...
Finali de harika yaptılar.
Anadolu Efes, belki de 5. maçı kazandığına pişman olmuştur.
O kadar istekli, arzulu, agresif bir basketbol oynadı ki Sarı-Lacivertliler, belki de lig tarihinde bir finalde elde edilen en büyük farka ulaştılar.
3. periyodun sonuna doğru skor 78-38 olmuş, fark 40 sayıya kadar çıkmıştı.
Datome’nin MVP seçilen performansı, Bobby Dixon’un 3’ü üst üste Heurtel’den olmak üzere tam 5 top çalması, Play-Off’u durgun geçiren Bogdanoviç’in finale damga vurması gecenin akıllarda kalan anlarıydı. Sarı-Lacivertliler için de en güzel anlardan biri de kupayı kendi evlerinde taraftarı önünde kaldırmalarıydı.
Şampiyonluk kutlamaları erken başlayınca oyuncuların da konsantrasyonu bozuldu. Son periyot 6.5 dakika basket atamadılar ama ceplerinde çok büyük kredi vardı.
Fark 40 sayı olduktan sonra, Anadolu Efes’in maçı bırakmaması, basketbola gösterdikleri saygı açısından takdire değerdi. Tam 20-0’lık seriyle maçı makul sayılacak bir farka indirdiler. Gösterdikleri bu mücadele de tribünlerden fazlasıyla alkış aldı.
Sonuçta, bütün bir sezon en iyi basketbolu oynayan, oyununu sürekli geliştiren Fenerbahçe, ligin en büyüğü oldu.
Sarı-Lacivertliler’de şimdi en büyük hedef sözleşmeleri biten oyuncuları kadroda tutabilmek olacak. Bunu başarırlarsa gelecek yıl da yine 3 kupanın en önemli favorisi olur, uzatmada kaybedilen Euroleague şampiyonluğu da gelebilir.
‘’Efes teslim olmadı‘’
Maç öyle bir başladı ki, Anadolu Efes sanki yenilgiyi peşinen kabul etmiş, Fenerbahçe de şampiyonluğa çok rahat ulaşacak gibiydi. Efes’in ilk periyotta 6.30 dakika skor üretemeyip sadece 6 sayıda kalması,
Fenerbahçe’nin yakaladığı 18-0’lık inanılmaz bir seri ve 15. dakikada ulaşılan 17 sayılık fark. Her şey Sarı-Lacivertliler’in istediği gibi gidiyordu üç sayılık atışlar hariç. Bu farka 8’de 0 üçlük atarak ulaşmıştı Fenerbahçe. Pota altını kullanıp ve hücum ribauntları alarak oyunu kontrol ediyordu.
Ama Efes, devrenin son 5 dakikasında Heurtel’in çabalarıyla başlayıp, Sariç’le devam eden 15-2’lik bir seri yakalayınca maçın bütün rengi değişti.
Lacivert-Beyazlılar, Fenerbahçe’nin aksine üç sayı çizgisinin gerisinden fazlasıyla skor çıkarırken (21’de 11) Sarı-Lacivertliler 20 denemenin 14’ünde isabet bulamadı.
O hamle...
Geriden gelmenin avantajını çok iyi kullanan Efes, düşen Fenerbahçe savunmasına Granger’la da turnike basketler buldu. İlk çeyrekte sadece 6 sayı atabilen ev sahibi kalan periyotlarda sırasıyla 24-22 ve 28 sayı üretti. Kritik anlarda Kaliniç kaçan şutların takibini yapıp 3 hücum ribaundundan 6 sayı üretip takımını oyunun içinde tutarken, ki takım olarak tam 15 hücum ribaundu almalarına rağmen sadece çember altını kullanabilmeleri galibiyet için yeterli olmadı.
Ahmet Çakı’nın Brown’u tribüne göndermesi maç öncesi yaptığı en önemli hamlelerden biri oldu. Dönem dönem 4 kısaya dönmesi, Fenerbahçe’yi zor durumlara soktu. Heurtel gününde olunca, rakip savunma ne yaparsa yapsın durdurulamıyor. İstikrar sorunu olan Fransız yıldız, dün teslim olmamaya karar vermişti. Takımını da sırtlayan isim oldu.
Özgüvenleri geldi
Fenerbahçe halen çok avantajlı durumda. İç sahada rakibe büyük üstünlük kuruyorlar. Efes şu ana kadar Ülker Arena’da psikolojik direnç gösteremedi. Ama en azından dün 17 sayı geriden gelip kazanmaları onlar için moral oldu. Tekrar özgüven kazandıklarını düşünüyorum.
‘’Şampiyon gibi‘’
Serinin 4. maçı Fenerbahçe açısından en rahat kazanılanı oldu. Sarı-Lacivertliler’in müthiş hücum performansı, bu yılın en iyi oyunların biri, onları iyice şampiyonluk havasına soktu.
Öyle ki oyuncuların maç bitimi tekrar salona dönüp taraftarı selamlamaları, taraftarın da onları Abdi İpekçi’ye şampiyon gibi uğurlaması, bu sezon için bir- vedalaşma gibiydi sanki. Tabii ki her iki taraf için Efes’in son şampiyonluğunda Fenerbahçe’yi 3-1 geriden gelip geçmesi de unutulmaması gereken bir gerçek. Dünkü maça iyi başlayan taraf Anadolu Efes’ti. Hücum potansiyeli zayıf diye riske edilen Doğuş, aynı basketten üst üste 4-5 kere atınca Lacivert-Beyazlılar skoru önde götürdü.
Dixon, Datome ve...
Taa ki, Heurtel’in, Vesely’i kızdırıp rakibi ve taraftarı ateşlemesine kadar. Bobby Dixon ve Datome başta olmak üzere bir anda vitesi 5’e takan Sarı-Lacivertliler, 17-4’lük bir seri yakaladı. İkinci ve üçüncü periyotlarda da aynı tempo devam edince, farkı kademeli olarak açan Fenerbahçe, hem skor olarak, hem de mental olarak rakibe ezici bir darbe vurdu. Anadolu Efes’te istikrarlı bir şekilde oynayan yegane isim Dario Sariç. Ondan sonra takımın en skorerinin Doğuş olması, hücum düzenlerinin çok fazla işlemediğinin de bir göstergesi.
Fenerbahçe savunması...
Sezon başından bu yana hiçbir şey oynamayan Brown, final serisinde tamamen kayboldu. Fenerbahçe savunması, dün Heurtel ile Granger’ı da devreye sokmayınca, hücumda tamamen çaresiz kaldı Lacivert- Beyazlılar. Kullandıkları ilk 12 üçlüğün 11’i kaçtı, atamayınca moralleri bozuldu, bu durumdan savunma da etkilendi. Fenerbahçe çok iyi hücum etti belki ama Efes savunması da en ufak bir direnç gösteremedi. 7 yıl önceki gibi mucize dönüşleri basketbolda çok fazla görmüyoruz. Artık Fenerbahçe şampiyonluğa çok yakın.
‘’Fenerbahçe son çeyrekte‘’
Çok fazla değişkenin olduğu, iki takımın da iniş-çıkışlar yaşadığı bir maç izledik. Obradovic, dün Datome’yi sahaya sürüp, Antiç’i tribüne yollamıştı. Datome ilk periyotta faul problemine girince dün de fazla işin içinde olamadı. Taa ki 4. periyoda kadar. Maçın karar anında, İtalyan yıldız ilk 5 sayıyı attı, Vesely 4 sayıyla devam etti, 4.5 dakikada gelen 9-0’lık seri geriden gelip şans yakalayan Efes’in de tüm umutlarını bitirdi.
3. çeyrekte 2.5 dakikada Sariç ve Heurtel’le 12-0’lık seri yakalayıp 10 sayı mağlubiyetten 2 sayı öne geçen Efes, ivme de yakalamıştı ama panik yapmayan ve müthiş bir özgüvenle oynayan Sarı- Lacivertliler, iç sahadaki yenilmezlik unvanını sürdürüp, şampiyonluk yolunda da bir adım öne geçti.
İhtiyaç olduğu anlarda...
Oyun kuruculara baskı yapıp Dixon ve Sloukas’ı çok fazla oyuna sokmayan, savunmada da sürekli adam değiştirip rakibin ritim bulmasını engellemeye çalışan Efes, belli süreler amacına ulaştı ama Cedi gibi skorer forvetlerden gereken katkıyı alamayınca seride geri düştü.
Bogdanovic, Final-Four sonrası çok fazla ortalarda gözükmüyordu. Dizliği attıktan sonra kendine gelmiş göründü. Dün 17 sayıyla takımın en skoreri olan Sırp forvetin birçok basketi tam da ihtiyaç olduğu anlarda geldi.
Vesely enerji doluydu
Maça 6/6 serbest atış ile başlayıp 8/12 ile bitirip istatistikleri alt üst eden! Vesely yine fazlasıyla enerji doluydu. Udoh da ona 10 sayı ve 9 ribauntla katkı verdi.
Her ikisinin savunma gayreti ile Efes’i son çeyrekte 15 sayıda tutan Sarı-Lacivertliler için galibiyetin anahtarı bu bölümde müdafada gösterdikleri inanılmaz mücadele oldu.









































