Fenerbahçe, ligin dibine demir atmış, kolay rakip görünümlü Rizespor karşısına en zor maçlarından birine çıkacak. Bunun en büyük sebebi de bugüne kadar yaptığı yanlışlıklar ve saçmalıklar ile Pereira. Tahminim Sarı-Lacivertli taraftarlar maça büyük ilgi gösterecekler. Pereira’nın sahaya süreceği 11’i yine kimse tahmin edemeyecek.

Mesut'u yedek bırakamaz

Takımın bugün bankosu Mesut Özil olacak. Pereira’nın Kadıköy’de onu yedek soyundurmaya yüreği yetmez. Diğer bankolar Berke, Tisserand, Kim ve Mert Hakan olur. Gerisi papatya falı. Rizespor maçı Fenerbahçe’nin nefes alma 90 dakikasıdır. Ya kazanacak ya kazanacak. Maçtan önce ve oyun içinde tribünler Sarı-Lacivertli futbolculara yine destek verirler.

Tazelenme adına önemli

Alınacak 3 puan ümit tazeleme adına önemlidir. Ben Fenerbahçe’nin kazanacağını, hatta zorlanmayacağını düşünüyorum. Aksine sonuçlar, ne Pereira’yı devam ne de yönetimi rahat ettirir. Kısacası Kadıköy’de ya alkış var ya da protesto...

Vitor Pereira’nın herkesi şaşırtan 11’i sahadaydı. Sosa, Szalai, Osayi, Pelkas kulübede, Meyer, Serdar Aziz, Serdar Dursun ve Crespo ise sahadaydı. İlk bölümde yaratıcılıktan uzak orta sahası yüzünden Fenerbahçe ne maça ağırlık koyabildi ne de pozisyon bulabildi. Bütün gözler İrfan Can ve Mesut Özil’in üstündeydi. Sağ kanat savunucusu Ferdi Kadıoğlu da ayakta kalan isimlerden biriydi. Devre biterken Jahoviç’in ayağından gelen gol, Fenerbahçe’yi adeta abandone etti.

Halil direğe nişanlamasa...

İnatçı Pereira ikinci yarıya takımında hamle yapmadan başladı. Bu yarının başında Halil Akbunar, kale önünde topu direğe nişanlamasa maç Fenerbahçe için bitecekti. Sonra sahneye İrfan Can çıktı. Oynadı, oynattı, Serdar Dursun’a gol attırdı. Sahanın en iyisi olunca da Pereira’nın hışımına uğradı, dışarı alındı.

İhanet ediyor

Sonra mı? Pereira’nın saçma sapan hamleleri ve kolay yoldan harcanan 2 puan. Başkan Ali Koç’a son bir not daha düşüp, yazıyı noktalayalım. Bu hoca Fenerbahçe ile kafa buluyor, ötesinde ihanet ediyor. Fenerbahçeliler’in sesini de duymuyor musunuz?

Pereira’nın hâlâ ‘Şampiyonluk’ lafını telaffuz etmesi, geçen hafta kazanılan Galatasaray derbisi yüzündendir. Ancak bu galibiyetin önem kazanması ve Fenerbahçe’nin zirve yarışına devam etmesi Göztepe maçının kayıpsız geçilmesine bağlıdır. Fenerbahçe’nin Göztepe karşısına nasıl bir sistem ve nasıl bir 11 ile çıkacağını sadece Pereira bilir. Kafalarda bazı sorular var.

İşte o sorulardan bazıları:

Takım 3’lü mü, 4’lü mü savunma yapacak?

Cezalı Tisserand ve Mert Hakan’ın yerine formayı kimler kapacak?

Sakatlıktan dönen Mesut Özil ve Gustavo maça sahada mı, kulübede mi başlar?

Sağ kanat savunmacısı Osayi mi, Ferdi mi yoksa Nazım Sangare mi olur?

Geçen hafta Galatasaray maçında galibiyet golünü atan Crespo ilk 11 çıkar mı?

Szalai, Pelkas yine yedek mi kalır?

Beraberlik yaramaz

Gördüğünüz gibi, ligin neredeyse ortası gelecek Fenerbahçe’nin ne belli bir sistemi var, ne de ideal bir 11’i. Her şey Pereira’nın iki dudağı arasında. Göztepe maçında ben Fenerbahçe’nin topu rakibe vermeyeceğini ve önde baskı yaparak sonuca gitmeye çalışacağını tahmin ediyorum. Takımda duran toplardan avantaj sağlayacak ayaklar çoğunlukta. Bu da Sarı-Lacivertli ekibin bir başka avantajı. Müthiş seyirci desteğini arkasına alacak olan Göztepe ise kontrollü oynayıp, rakibin geride bıraktığı boşlukları değerlendirmeye çalışacak. Beraberlik Fenerbahçe’nin hiç işine gelmez. “Lig uzun maraton, 3 puanlı sistemde her an her şey olur” muhabbeti Fenerbahçe için şimdilik pek konuşulamaz. Göztepe maçı bana göre hem Fenerbahçe hem de Pereira için, “Tamam mı, devam mı?” 90 dakikasıdır. Neden mi? Çünkü ne teknik direktörün ne de takımın kullanacağı kredi kalmamıştır.

Galatasaray maçının 11’i iki değişiklik ile sahadaydı. Mesut Özil’in yokluğunda Rossi formayı kapmış, rakibin hızlı oyuncusu Onyekuru’nun karşısına da Pereira hızlı Osayi’yi (Çok da iyi oynadı) koymuştu. Başta İrfan Can olmak üzere topu iyi kullanan, pas yüzdesini artıranlar (Mert Hakan, Sosa ve Zajc) oyunu ilk dakikadan itibaren kontrolleri altına aldılar. Planlarını kaybetmemek üzerine yapan Olympiakos kontrollü oynuyor, Fenerbahçe önde baskı ile rakibine göz açtırmıyordu.

Fenerbahçe hak etmiyor...

İlk bölümde İrfan Can’ın bir topu direkten dönerken, birde nefis asistini Berisha kale önünde cömertçe harcıyordu. Fenerbahçe iyi oynuyor ama bir türlü sonuç alamıyordu. İkinci bölümde ev sahibi biraz daha hareketlendi. Son 25 dakikaya girilirken Pereira’nın anlaşılmaz hamleleri geldi. Sahanın en iyileri İrfan Can ve Zajc dışarı alınıp, Meyer ve Pelkas sahaya sürüldü. Sonrasında saçma hamleler devam etti. Bu hamleler sonrasında oyunun kontrolü ev sahibine geçti. Beraberliğe razı Olimpiakos, Pereira’nın yardımıyla son dakika golüyle maçı da kazandı. Pereira’nın kumarı bu defa tutmadı. Fenerbahçe, bu teknik adamı hak etmiyor. Ne dersiniz sayın Ali Koç?

Her zaman iddia etmişimdir, ligde en kaliteli en geniş kadro Fenerbahçe’de diye. Gel gelelim Pereira bu kadroyu bugüne kadar yönetemedi. Portekizli, biraz tepkilerden, birazda patrondan (Ali Koç) yediği sert uyarılardan sonra Galatasaray karşına dersini daha çok çalışarak çıkmıştı. Doğru oyun planı(Genelde dörtlü savunma) doğru 11 (Mesut Özil, İrfan Can, Sosa, Mert Hakan ve Zajc aynı anda sahada) ile Fenerbahçe maça rakip sahada ortak oldu. Genç Berke, maçın başında Feghouli’nin sert şutunu köşeden çıkartışı, takımı moralini biraz daha yükseltti. Hazırlanış ve noktalanış açısından Kerem’le gelen gol, Fenerbahçe’yi fazlaca oyundan düşürmedi. Sonra Fenerbahçe’nin rakibe baskısı başladı. Topa teknik oyuncularıyla sahip olan Fenerbahçe rakibini zorlamaya başladı.

VAR’a takılmasa...

Galatasaray’ın ikinci golü bulmak için, defansif tedbirleri unuttuğu bir anda İrfan Can’ın müthiş uzun pasıyla buluşan Mesut’un 70 metre sürdüğü topu ağlara yollayışı tek kelime ile mükemmeldi. Golden sonra sahada şoka giren Galatasaray, cesaretlenen Fenerbahçe vardı. Ancak devre biterken Kim, kale önünde hayati bir dokunuş yapmasa Galatasaray yine öne geçecekti. İkinci bölümde teknik adamlar hamle için uzun süre beklediler. Fenerbahçe, topu İrfan Can, Sosa ve Mesut ile daha iyi kullanıyor, Galatasaray, rakibini az adamla yakalamaya çalışıyordu. Pereira, son 20 dakikaya girerken şaşırtan hamleler yaptı. İrfan Can ve Sosa’yı dışarı alıp, Crespo ile Osayi’yi sahaya sürdü. Bu değişikliklerden sonra oyunun kontrolü Galatasaray’a geçti. Son bölümde Diagne’nin golü VAR’a takılmasa Pereira yanmıştı. Portekizli hoca adeta gitti geldi.

Ali Koç güven tazeler

Maç berabere biter diyenleri Crespo’nun sert şutuyla ağlara giden müthiş top yanılttı. Bu galibiyet uzun zaman konuşulur. Maçın yıldızları önce Berke ve Kım, sonrada İrfan Can ile Mesut Özil idi. Galibiyet golünü atan Crespo’yu da unutmamak lazım. Bu galibiyetten sonra neler mi olur? Pereira sezon sonunu görür. Ali Koç kendine gelir, keyiflenir, güven tazeler. Berke tartışmaları sona erer. Fenerbahçe şampiyonluk hesapları yapar. Fatih Terim tartışmaları da başlar.

Fenerbahçe bugüne kadar kapalı oynayan takımlara karşı hep zorlandı. Bu tip oyunlara karşı ne kadar çilingirin (Mesut Özil, Sosa, Pelkas) varsa maça onlarla başlarsın. Pereira ne yapıyor?

Sosa’yı oynatmıyor, Mesut Özil’i son 20 dakika oyuna alıyor! Kazanan takım bozulmaz derler. Ama bu Pereira’yı hiç bağlamıyor. Antwerp maçının öne çıkan ismi Sosa, yine yedek kulübesinde. Portekizli, Fenerbahçe ile eğlenmeye devam ediyor. Bir B Planı yok, hep bildiğini okuyor, hep kadro ile oynuyor. Fenerbahçe bir yerde de şansız bir takım, Kayserispor maçında biri penaltı olmak üzere 4 topları direkten döndü. Ancak takımın en büyük şansızlığı Pereira. Adam, tekere çomak sokmaya bayılıyor. Fenerbahçe bugüne kadar kapalı oynayan takımlara karşı hep zorlandı. Kayserispor’da Kadıköy’e dersini çalışıp gelmiş. Bu tip oyunlara karşı ne kadar çilingirin (Mesut Özil, Sosa, Pelkas) varsa maça onlarla başlarsın.

Yönetim nasıl karar alacak!

Pereira ne yapıyor? Sosa’yı oynatmıyor, Mesut Özil’i son 20 dakika oyuna alıyor. Neyse yine de son 5 dakikada yakalanan beraberlik, futbola mücadeleye hele hele Pereira gibi bir teknik direktöre rağmen yabana atılmasın. Bakalım mili maç arası, istifaya davet edilen yönetim nasıl bir karar alacak? Şampiyonluk hedefini hâlâ Pereira ile mi sürdürecekler, bekleyip göreceğiz.

Kadrolar açıklandığında elbetteki akla gelen ilk sorular, 'Szalai neden kulübede?', 'Meyer neden sahada?' oldu. Pereira kim ne derse desin, bildiğini okuyan bir teknik adam. Ne sisteminden vazgeçiyor, ne de kadroda oynamaktan. Her maçta sahaya sürpriz 11’ler çıkarıyor. Antwerp, Kadıköy’deki skordan cesaretlenip maça ofansif başlayınca kendi ipini kendi çekiverdi. Çünkü Fenerbahçe'nin kapanan rakiplere karşı zorlandığını öğrenmemişlerdi.

Nefis paslaşmalar

"Her işte bir hayır vardır" derler. Fenerbahçe’d e sakatlıklar olmasa Pereira belki de bugüne kadar yan yana oynatmadığı Sosa, Mert Hakan ve İrfan Can’ı aynı anda sahaya sürmeyecek, Berisha’yı da ileri uçta oynatmayacaktı. İlk 45 dakikada Fenerbahçe’nin saydığımız ustaları sahne alınca, nefis paslaşmalar, mükemmel asistler ve Mert Hakan, Meyer ve Berisha’dan şahane goller izledik. Ferdi’nin sağda, Osayi’nin solda oynaması bile göze çarpmadı.

Hafta sonunu düşündü

Forma şansı bulan Meyer bile istekli oyununu golle süslüyordu. Maç ilk yarıda gelen 3 golle kopunca, ikinci yarıda tempo da ister istemez düştü. Pereira’nın son 25 dakikada Mert Hakan, İrfan Can, Ferdi ve Sosa'yı kenara almasını, hafta sonunu düşünerek yaptığı hamleler olarak tahmin edebiliriz. Sonuç şu: Pereira ne düşünür bilmem ama Antwerp deplasman galibiyetiyle Fenerbahçe 'Avrupa’da devam' dedi.

Bir teknik adam bir takımın kaderiyle nasıl oynar derseniz, bu isim tartışmasız Pereira derim. Elinde çok kaliteli oyuncular var ama Pereira adeta Fenerbahçe’yi sabote ediyor. Senin kadronda İrfan Can Kahveci gibi maçın gidişatını değiştirecek bir futbolcu varsa, sen ilk 11’e önce onu yazarsın, Rossi’yi değil. Mesut Özil’i harcıyorsun, Sosa’yı, Pelkas’ı bitiriyorsun, Serdar Dursun ile maç kazanmaya çalışıyorsun. Konyaspor’un hakkını yemiyelim. Taş gibi takım. Maça fırtına gibi başlayıp ilk 10 dakikada 2 nefis golle öne geçtiler. Sahaya çıkardığı kadronun yanlış olduğunu anlayan Pereira adeta kendini tekzip edercesine devre bitimini beklemeden, Rossi, Pelkas ve Nazım’ı dışarı alıp, İrfan Can, Novak ve Serdar Dursun’u sahaya sürdü.

Pereira ile olmaz

İlk bölümde duran Fenerbahçe, ikinci bölümde maça ağırlığını koydu. Sonra şansızlıklar başladı. Altay sakatlandı, Valencia sakatlandı. Pereira daha önce oyuna Mert Hakan’ı aldığı için, değişiklik hakkını da bitirdi. Geçen haftaya kadar hamle için 70 dakika bekleyen Pereira erken değişiklikler ile takımını son bölümde 10 kişi oynattı. (Valencia çıktığında 5 değişiklik yapmıştı) Lafı fazla uzatmaya gerek yok. Pereira adeta eğleniyor. Bu takım, yine şampiyonluğa oynar. Ama asla Pereira ile değil. Şimdi hem yönetime hemde Pereira’ya soralım: Mesut musunuz?