‘’Ses var, görüntü yok‘’
Fenerbahçe’de taşlar yerinden oynayınca işler zora giriyor. Mert Hakan ve Crespo olmayınca, İsmail Kartal tercihlerini hem Osayi hem de Nazım için kullanmıştı. Nazım geride, Osayi sağ önde oynuyor, İrfan Can da orta alana kaydırılmıştı. Oyuna sağ önde başlayan Osayi, daha sonra sola geçiyor, İrfan Can ’da sağ kanat bindirmeleri yapıyordu. Karagümrük topu rakibe vermiş, kendi alanından garanti paslarla çıkıyor, rakibinin açıklarını kovalıyordu. Borini, Pesiç’in şut denemeleri, Emre Mor’un hareketli ve adam eksilten oyunu misafir takıma da pozisyonlar kazandırıyordu.
Son vuruşlarda etkisizdi
Fenerbahçe’nin, Rossi ve Ferdi ile sol kanadı iyi kullanması ile kazanılan pozisyonlarda da Serdar Dursun’un son vuruşları etkisiz olunca, golü bulmak zorlaşıyordu. Osayi’nin kale önü cömertliğinin de altını çizmek gerekirdi. Kaleciler Altay ve Viviano’nun başarılı oyunları da gole geçit vermiyordu. İlk yarı golsüz kapandığında İsmail Kartal, kulübesine müracaat etmedi.
Gecikmiş değişiklik
Halbuki oyun Valencia’yı çağırıyordu. İkinci bölümde kıran kırana mücadele devam etti. Volkan Demirel’in takımı kolay teslim alınacak gibi değildi. İsmail Kartal hamle için son 15 dakikayı bekledi. Serdar Dursun’u dışarı alıp (Gecikmiş değişiklik) Valencia’yı, sakatlanan Nazım’ın yerine Sosa’yı sahaya sürdü. Osayi geriye çekildi, takım biraz daha ofansif oynadı ama golü bulamadı. Kadıköy yine kapalı gişeydi. Müthiş destek vardı ama sonuç alınamadı. Kısacası, "Ses var, görüntü yoktu”. Bu taraftar artık verdiği sesin görüntüsünü hak ediyor.
‘’Kazan ve işi bitir‘’
Kadıköy’de çok keyifli, çok renkli bir maç bizi bekliyor. Fenerbahçe kazanırsa, Konya maçının sonucuna bakmaksızın ikinciliği garantileyecek. İki tarafın da teknik adamları, tribünlerin sevgilisi. Fenerbahçe seyircisi ilk defa strese girmeden bir maç izleyecek. Bir tarafta İsmail Kartal diğer tarafta vazgeçemedikleri Volkan Demirel. Gerek Fenerbahçe, gerekse Karagümrük ligin göze hoş gelen futbolunu oynayan takımları. Bu maçta da iki taraf da kazanmak için sahaya çıkacak.
Fazla takımla oynamıyor
İsmail Kartal’ın 11’i belli. Karagümrük’te gözler Emre Mor üzerinde olacak. Borini ve Pesic’i de unutmamak lazım. Fenerbahçe’de ise İrfan Can, Osayi ve Ferdi Kadıoğlu maçın öne çıkan isimleri olurlar. Özetlersek 90 dakika bizlere büyük keyif verecek. En önemlisi Sarı-Lacivertli taraftarlar kazanan kim olursa alkışlayacak. Neden mi? Bir tarafta İsmail Kartal bir tarafta da Volkan Demirel var. Öyleyse buyurun futbol keyfine...
‘’Koç'un kredisi‘’
Başkan Ali Koç, göreve camianın sınırsız destek ve kredisiyle gelmişti.
4 yıl boyunca sportif başarı yakalanamayınca, Koç’un kredisi tükenme noktasına geldi.
Trabzonspor’un evinde oynadığı Antalya maçında saha içinde yaşananlar ve Karadeniz ekibinin 8‘inci şampiyonluk söylemleri, Koç’a yeni bir gündem oluşturdu.
Önce bir basın toplantısı yaptı.
Türkiye Futbol Federasyonu’nu, Trabzonspor’u topa tuttu.
Ardından Divan toplantısında Şenol Güneş’e, İBB Başkanı İmamoğlu’na, bazı siyasilere göndermeler yaptı.
Bunlar çabuk unutulur
Başkanın bu sert çıkışı ve çarpıcı açıklamaları camiada ses getirdi.
Birlik beraberlik mesajları verildi, başkana kulüp içi muhalefet bile destek olacağını açıkladı.
Sarı-Lacivertli taraftarlar, bırakın maçları takımının statta yaptığı idmanda bile tribünleri doldurdular.
Şimdi şunu anlatmaya çalışıyorum.
Fenerbahçe cephesinde yaşananların başkan Koç’a artı olarak döndüğü kesin.
Üstüne üstlük başkan kaybetmek üzere olduğu krediyi şimdilik yeniden fazlasıyla kazandı.
Ancak bunlar çabuk unutulur.
Camia kupalara ve şampiyonluğa susadı, önümüzdeki sezon mutlaka sportif başarı ister.
Acele kararlar almalı
Başkan Koç’un işi şimdi daha zor.
Mesela teknik direktör konusunda hâlâ kararsız.
Diyelim ki getirdi Jesus’u, iki maç kötü gitti. “İsmail hocayı niye gönderdin?” derler.
İsmail Kartal ile yola devam ettin, sonuç alamadın, “Löw’le, Jesus ile yola çıkacaktın, bunu bize niye yaptın?” diye eleştiri bombardımanı başlar.
Görüldüğü gibi başkanın şu anda hem çok büyük kredisi hem de çok acele alması gereken kararlar var.
Bunların başında hoca ve beklenen önemli transferler geliyor.
‘’Avrupa aşkına‘’
Fenerbahçe’nin banko stoperleri Kim ve Serdar Aziz olmayınca, takımın defans kurgusu bozulmuştu. İlk defa yan yana oynayan Tisserand ve Novak (2 penaltı yaptırdı) oyun boyunca arkadaşlarını arattılar. Osayi de olmayınca, defansın en kritik hamlelerini yapmak Ferdi’ye kalmıştı. Fenerbahçe maça golle başlayınca oyun erken elektriklendi. Fenerbahçe orta sahası etkisiz, İrfan Can ve Mert Hakan top kullanmada becerilerini rafa kaldırmışlardı. Beşiktaş’ın baskısı arka arkaya onlara 2 penaltı kazandırdı. Batshuayi’nin karavanasından sonra Ghezzal’ın golü skora denge, oyuna Beşiktaş üstünlüğü getirdi.
Ghezzal mükemmeldi...
Fenerbahçe rakibinin baskısından kurtulmayı beceremiyor, top kayıpları zirve yapıyordu. Rossi ve Serdar Dursun’da etkisiz kalınca pozisyon bulmak şans toplarına kalıyordu. Beşiktaş oyunun ikinci bölümünde de üstün gözüktü. Ghezzal takımını mükemmel yönetiyor, pozisyonlar hazırlıyordu. İsmail Kartal son 20 dakikada hamlelerini yapıyor, İrfan Can ve Serdar Dursun’u dışarı alıp, Osayi ve Valencia’yı sahaya sürüyordu. Bu bölümde Ghezzal’ın dışarı alınışıyla Fenerbahçe hemrahatlıyor, hem de rakip kaleye gitmeyi başarıyordu. İki takımın da 90 dakika boyunca kale önü becerisizlikleri skorun değişmesine engel oluyordu. Maç bittiğinde kaybetmeyen Fenerbahçe, Avrupa hedefine çok yaklaşırken, Beşiktaş ise bu hedefinden biraz daha uzaklaşıyordu.
‘’Seyir zevki‘’
Fenerbahçe eski teknik direktörü Erol Bulut’un Kadıköy’e rakip takımın başında çıkışı, oyunu meraklı bir 90 dakikaya çevirmişti. Sarı-Lacivertli takımın bankoları (Kim, Osayi,Crespo) bu maçta yoktu. Onların olmayışı takımın futbolunu nasıl etkileyecekti, bu da bir başka merak konusuydu. Gaziantep takımı, açık futbolu tercih etmişti. Öyle ki, ilk 5 dakika dolmadan gelen Rossi'nin (çıkışını sürdürüyor) golünde defansları tek savunmacıyla yakalandı. Gol erken gelince, Fenerbahçe daha da havalandı. Kulübenin kıdemlileri Tisserand, Gustavo veNazım (ilk golün asistini yaptı), ilk 11'in gediklilerini hiç aratmadılar. Mert Hakan ve İrfan Can (hakemlerle ve rakiplerle fazla muhabbet onlara zarar veriyor) kalitelerini konuşturdular.
Ne dersiniz, Jesus gelsin mi?
Serdar Dursun kale önünde yakaladıklarını atsa, oyunun ikinci bölümü idman maçına dönerdi. Serdar Dursun ikinci yarı başında takımına bir penaltı kazandırdı ama atışı yine karavana oldu. Sonra Mert Hakan’ın asistiyle şeytanın bacağını kırıp golünü attı. Misafir takımın Sagal ile gelen golü ve Valencia ile Arda Güler’in son bölümde oyuna girişleri, tribünlere heyecan getirdi, hepsi bu. Dinamo Zajc’ın attığı gole de şapka çıkartılır. İsmail Kartal yönetimindeki Fenerbahçe kazanmaya, en önemlisi de seyir zevki vermeye devam ediyor. Ne dersiniz, Jesus gelsin mi?
‘’Siz Ali Koç olsaydınız...‘’
Fenerbahçeli’nin şu günlerde en çok merak ettiği konu şüphesiz teknik direktör meselesi. Kimi İsmail Kartal devam etsin diyor, kimi yeni bir teknik adam istiyor. Yeni teknik adam isteyenlerin içinde yabancı olsun diyen de var yerli olsun diyenler de... Yerli isteyenler, Ersun Yanal’ın, Aykut Kocaman‘ın isimlerini telaffuz ediyorlar. ‘Peki Fenerbahçe Başkanı Ali Koç ne düşünüyor?’ derseniz, konuyu biraz açalım. Göreve geldiği günden beri kulübe inanılmaz maddi destek sağlayan başkanın bana göre aklı yine karışık. 4 senedir teknik direktör konusunda ‘karavana’ atan başkan, karar vermekte yine zorlanıyor.
İki kulvardan elendi
Başkan, İsmail Kartal’ı göreve getirirken inanıyorum ki futbol takımın büyük bir çıkış yakalayacağını beklemiyordu. Belki göreve gelen İsmail hoca bile takımın ilk 4’e girmesinin başarı olacağını düşünüyordu. Fenerbahçe, büyük futbol sürprizleri olmazsa bu ligi ikinci bitirir ve Şampiyonlar Ligi ön elemeleri oynar. Bu başarı mı, derseniz hiç yoktan iyi derim. Ancak hemen bir hatırlatma yapayım. Fenerbahçe, İsmail Kartal yönetiminde önce Türkiye Kupası’ndan ardından da Konferans Ligi’nden elendi. Daha önce defalarca önümüzdeki sene takımın başına yabancı bir hoca getireceğini açıklayan başkan bu konuda ısrarcı. Tabi yine her zaman olduğu gibi, tribünlerin sesine ve sosyal medyaya takılıyor.
İşler kötü giderse...
Diyelim ki başkan, İsmail Kartal ile devam etmeye karar verdi. Yeni sezon başladı, bir iki kötü sonuç alındı. Camianın eleştirileri şimdiden hazır: Löw, Jesus, Kovac ile yola çıktın, neden Kartal’a döndün? Ya da başkan yabancı bir hoca ile yeni sezona girdi ve işler iyi gitmedi. O zaman da, “İsmail hoca başarılıyken bu maceraya ne gerek vardı? Aykut Kocaman’a da Ersun Yanal’a da aynısını yaptın” diyecekler. Kısacası başkan işler kötü giderse, kimi getirirse getirsin yine topa tutulur. Onun için karar vermesi çok zor. Bırakın başkanı sizlere soralım: Ali Koç olsaydınız kimi seçerdiniz? Gördünüz mü, sorunun cevabı hiç de kolay değil
‘’Başlarken biten maç‘’
Maç başladı, Baiano'nun ihaneti, oyunun finalini bize çabuk gösterdi. Orta alanda Kim’e dirseği yapıştıran Baiano, takımının teslim bayrağını çekiverdi. Fenerbahçe maçın mutlak favorisiydi, rakip ilk dakikada eksik kalınca da güle oynaya, fazla terlemeden maçı farklı kazandı. 90 dakikanın fazlaca teknik analizini yapmaya gerek yok. Formda, istekli ve hedefi belli Fenerbahçe ilk 10 dakika dolmadan Rossi ile golü bulunca oyun tek kale maça döndü.
Gündem: Gitsin mi kalsın mı?
Fenerbahçe gibi güçlü silahları olan bir takıma karşı bir kişi eksik oynamak elbette ki kolay değildi. Rizespor da sahada hiçbir varlık gösteremeden maçı farklı kaybedip, Süper Lige el sallamaya başladı. Fenerbahçe'de ikisi penaltıdan olmak üzere hat-trick yapan Serdar Dursun maçın öne çıkan ismi oldu. Devre 3 farkla bitince, Arda Güler de kulübede fazla beklemeyip, ikinci yarı sahaya sürüldü. Genç Arda sahada yine kalitesini gösterip, adrese teslim ortayla, Valencia’ya (Serdar Dursun'un yerine girdi)5. golü attırdı. Farklı skora rağmen Fenerbahçe’nin 90 dakika maça asılışı da hanesine artı olarak yazıldı. İsmail Kartal yönetimindeki Fenerbahçe içeride dışarıda kazanmaya devam ediyor. Büyük futbol sürprizleri olmazsa bu takım ligi ikinci bitirir. Önümüzdeki haftanın gündemi de belli;"İsmail Kartal gitsin mi, kalsın mı?" Sizce?
‘’Kadıköy 'Kapalı gişe'‘’
Rakip Süper Lig'de vedaya hazırlanan Göztepe. Fenerbahçe için maç görünüşte, 'Çantada keklik' ancak hemen hatırlatalım, futbolda oynanmadan hiçbir maç kazanılmaz. İsmail Kartal cezalı İrfan Can’ın yerine Pelkas’ı koymuş, bilinen 11 ile fazla oynamamıştı. Oyun başladı, maç hemen tek kaleye döndü. İlk 4 dakika dolmadan Serdar Aziz’in kafa golü de gelince, tribünler fark beklemeye başladı. Fenerbahçe 2. golü bulamadan Pelkas sakatlandı. İsmail Kartal, Szalai'yi oyuna alıp sol beke, Ferdi’yi de sol öne attı. Bu hamleler, sahaya olumlu yansımadı. 'Kaybedecek bir şeyim yok' diyen Göztepe, kendini göstermeye başladı, pozisyonlar buldu, sonuç alamadı. Oyunun ikinci bölümünde İsmail Kartal‘ın tek hamlesi, saha içinde oldu. Rossi sağa, Ferdi sola geçti. Fenerbahçe orta sahası maça ağırlık koyamayınca, oyun başabaş devam etti. Son 20 dakika İsmail Kartal’ın hamleleri geldi.
Penaltı ile çözdüler
Serdarlar ve Mert Hakan yerlerini Valencia, Arda Güler, Berisha’ya bıraktı. Maç, VAR’dan gelen uyarı ve kazanılan penaltı ile çözüldü. Penaltıyı Arda’ya attıran, zihniyeti de kutlamayı unutmayalım. Fenerbahçe seriye devam ederken, tribünlerde 'Burası Kadıköy burdan çıkış yok' sloganı yeniden gündeme getirmenin mutluluğunu yaşıyorlardı.