Ligin yenisi, yeni teknik adamı Fatih Tekke ile Fenerbahçe karşısına çıkıyor. Yeni hocayla ilk maça çıkan takımların performansları hep farklı ve iyi olur. İşte Fenerbahçe’nin rakibi İstanbulspor’un durumu bu. Süper Lig'de bugüne kadar hep şaşırtıcı sonuçlar alan ev sahibinin Sarı-Lacivertli takım karşısında ortaya koyacağı görüntüyü merak edenler çoğunlukta. Rennes maçını kazanamamasına rağmen 0-3’den çeviren Fenerbahçe’nin keyfi ve morali yerinde. Jesus yapacağı beklenen rotasyonlar ile Rennes maçının yorgunluğunu asgariye indirir.

Kolay kolay sürpriz çıkmaz

Rennes maçı hariç bugüne kadar yan yana oynamayan Crespo- Zajc ikilisi bu defa ilk 11 başlarlar mı? Jesus yorulduğunu düşündüğü Crespo’yu belki dinlendirir. Ferdi ve Alioski büyük ihtimalle formayı kaparlar. Jesus’un ilk 11’de Arda Güler’e şans vermesi de sürpriz olmaz. Yine önde baskıyla maça başlayacak Fenerbahçe’nin ofsayt taktiğine bakalım Fatih Tekke ne gibi planlar yapacak? İki takımı teraziye çıkarsak, sonuç ”Banko Fenerbahçe” olur. Futbol sürprizler ve sonuç oyunu ama ben Fenerbahçe’nin ligin yenisine takılacağını düşünmüyorum. Banko Fenerbahçe demesem bile, bu 90 dakikadan kolay kolay sürpriz çıkmaz diyebilirim.

Fenerbahçe rüzgarı Maçın zorlu geçeceğini biliyorduk ama Fenerbahçe’nin ilk yarım saatte 3 gol yiyeceğini tahmin etmiyorduk. Jesus’un ani ataklarla oynayacağını bildiğimiz rakibi karşısında 3’lü savunma ile oynayıp, Lincoln’ü sol kanat savunmacısı olarak sahaya sürüşü tartışılırdı. Tecrübeli Rennes ilk 45 dakikada ani ataklarla 3 gol birden buldu. Umutlar tükenmiş gözükürken gelen Valencia'nın golü, ikinci yarı için moral oldu. Jesus ikinci devreye yine hamle yapmadan başladı. Rennes’in ikinci yarı geriye yaslanmasıyla Fenerbahçe'nin baskılı oyunu son yarım saat hamleleri ile müthiş bir geri dönüşüne imza attı.

Helal olsun

Pedro, Arao, İrfan Can ve Gustavo (sakatlandı) çıktılar, yerlerine Emre Mor, Batshuayi, Zajc (nihayet, golünü de attı) ve Alioski oyuna girdiler. Bu hamleler ile sahneye müthiş bir Fenerbahçe çıktı. Zajc’ın golü, "Bu maç kaybedilmez" mesajı oldu. Son hamle Arda Güler oldu. Ardından Emre Mor’un golü geldi. Son yarım saatte Kadıköy’de Fenerbahçe rüzgarı vardı. Bu maç aslında yazılacak değil, yaşanacak bir 90 dakika olarak tarihe geçmiştir. Terini akıtanlara helal olsun...

Fenerbahçe için Başakşehir maçı Kadıköy’deki en ciddi lig oyunlarından biriydi. Bir başka deyişle yaşlı kurt Jesus ile genç kurt Emre Belözoğlu’nun taktik savaşı idi. En çok gol atan Fenerbahçe ilk yarıda fazlaca pozisyona giremedi. En az gol yiyen Başakşehir de genelde oyunu geride kabul edip, 3’lü defanstan vazgeçmeyen, kanatları boş bırakan rakibini avlamaya çalıştı. Lincoln’un ofansif futbolu kadar defansif futbolu becerememesi, Fenerbahçe’nin sol kanadını sıkıntıya soktu. Başakşehir’in geriden başlayan, ayağa pas ve dengeli oyunu Fenerbahçe’nin önde baskı yapmasını da frenledi.

Alkışlar, Altay ve Ferdi’ye

Devre golsüz kapandığında hamleleri rakipten çok Jesus’tan bekledik. Ancak Portekizli hoca her zaman olduğu gibi hamlelerini sona sakladı. Maçta ikinci bölümde Fenerbahçe tempoyu biraz yükseltince rakip kale önünde gözükmeye başladı. Başakşehir’in başarılı alan savunmasını ve sıkışan oyunu çözmek için Jesus’un son 15 dakika hamleleri geldi Emre Mor, Pedro ve Rossi oyuna girdi. Bu geciken hamlelere rağmen Fenerbahçe, Rossi’nin nefis golüyle, Başakşehir duvarını yıktı ve zorlu virajı döndü. Fenerbahçe şampiyonluk yolunda şimdi daha iddialı ve umutlu. Maçın kahramanları mı? Alkışlar Ferdi Kadıoğlu ve Altay Bayındır’a...

Maça golle başlamak elbette büyük avantaj. Hele bir de maçı deplasmanda oynuyorsanız. Fenerbahçe zorlu Ankaragücü mücadelesine oyunun hemen başında Batshuayi’nin attığı golle başladı. Jesus’un 11’inde yine alıştığımız rotasyonlar vardı. Larnaca maçından 5 oyuncu dışarda kalmış, Crespo, Osayi, İrfan Can, Valencia ve Batshuayi sahaya ilk 11 çıkmışlardı.

Fenerbahçe’nin ezberlenen oyun planını rakipleri şimdilik çözemiyor.3’lü defans ile geride geniş alanlar bırakan Fenerbahçe’nin bir başka gizli silahı da, “ofsayt taktiği.” Ankaragücü’nün dünkü oyunda attığı 2 gol de bu taktiğe takıldı. İlk 25 dakika dolarken İrfan Can’ın kaleye yolladığı topu kaleci Gökhan yumurtlayınca Ankaragücü’nün gardı düştü. Fenerbahçe ise gardı düşen rakibine büyük üstünlük kuramadığı gibi kalesinde de fazlaca tehlike yaşadı.

Geç hamleler yaptı

Orta alan yükü Crespo’ya yükleniyor. Lincoln, Valencia etkisiz, Batshuayi ileride yalnız kalıyor, Osayi ve Ferdi kanatlarından hücum geliştiremiyordu. Kötü futbol görüntüsüne rağmen Jesus’un hamlelerini geç yapmasını da anlamış değiliz. Son 25 dakikayı beklemek niye? Pedro(Batshuayi), Rossi (Valencia), İsmail Yüksek (İrfan Can) hamleleri olmayan ofansif oyuna biraz renk kattı hepsi o kadar.

Evinde oynayan Ankaragücü ise etkisiz rakibi karşısında ne ofansif ne de defansif oyunda sahne alamadı. Fenerbahçe zorlu Ankara deplasmanını kendini fazla zorlamadan, “Güle oynaya” kazandı. 'Deplasmanda 3 gollü galibiyet alan bir takım, fazlaca eleştirilmez' deyip noktayı koyalım.

Fenerbahçe’de artık kimin oynadığı önemli değil. Jesus için mühim olan sahaya çıkanların onun dediklerini yapıp yapmamaları. Portekizli hoca, Karagümrük maçının yorgunlarını (Crespo, Osayi, Emre, İrfan Can, Valencia) yanına oturtup maça ArdaGüler sürprizi ile başladı.

Maçtaki performansı ile de tartışmalara noktayı koydu, 'Benilk11oynarım' dedi. Oyun planı ezberlenmiş gibiydi. 3’lüsavunma, kanatlar defans ağırlıklı Ferdi ve Alioski’ye teslim edilmişti. Önde baskı ile Larnaka ilk yarıda nefes alamadı. Kaleye attıkları tek şut vardı. Fenerbahçe maçı adeta tek kaleye çevirdi. Alioski’nin asistini, Pedro şık bir vuruşla ağlara gönderince maç çabuk kopar dedik.

Jesus her zaman olduğu gibi devre arası hamle yapmadı. Çünkü maçta bir tehlike görmemişti. Ama hoca ikinci yarı başında Altay’ın, Karagümrük maçında Borini’ye yaptığı kopya penaltıyı hesaba katmamıştı. Rakip auta çıkarken, Altay yine yere yatıp penaltıya sebebiyet verince, atış sonrası gelen gol moralleri bozdu, oyun ister istemez sıkıntıya girdi.

Geciken hamleler

Gol atacak halleri yokken gelen gol rakibi ümitlendirdi. Maç zora girinceson20dakikaJesus’un gecikmiş hamleleri geldi. Arda, Alioski, Pedro dışarı, Osayi, Valencia ve Batshuayi içeri... Sonrada ihtiyaçtan Crespo oyuna dahil oldu. Hamleler sonrasında Osayi’nin yarattığı penaltıyı Batshuayi gole çevirince Fenerbahçe derin bir 'Oh' çekti. Ardından kazanılan ve kaçan penaltıyı neden moralli Batshuayi atmadı oda tartışılır. Larnaka deplasman galibiyeti hem grup hem de ülke puanı açısından önemli. Ancak 'Kolay bir maç nasıl zora sokulur' diye soran olursa bu 90dakikayı izlesinler derim.

Devre 2-2bitmiş, Fenerbahçe’de sahada işler istenildiği gibi gitmiyor. Böyle olunca Jesus arada hamle yapar diye düşünenler yine yanılıyor. Çünkü Portekizli hoca hamlelerini son 20 dakikaya saklıyor. Peki neydi ilk 45 dakikada yaşanan sıkıntılar? Öncelikle şunu belirteyim; Fenerbahçe 3’lüdeğil 2’li defans (Gustavo-Szalai) ile oynuyor. Bu ikiliye sağ kanattan Osayi, sol kanattan da Lincoln destek veriyor. Böyle olunca da rakipler her hızlı çıkışlarında, her defans arkasına atılan toplarda tehlike yaratıyorlar. Hele hele oyunda Szalai ve Gustavo da sürekli pas hatası yapıp, rakiplerine markaj yapamıyorsa işler daha da zorlaşıyor.

Hamleler gecikti

90 dakika boyunca ofansif oyunda organize olamayan Fenerbahçe’nin dün imdadına tartışmasız penaltılar yetişti. Yoksa ummadık taş, baş yaracaktı. Jesus’un geciken hamleri ise son 15 dakikada geldi.

Bu kadar oynanmaz!

Rossi,(Emre Mor), Lincoln (Alioski) değişiklikleri çok önceden yapılmalıydı. Pedro, Szalai, Gustavo “Oyundan çıkmaz“ diye kural mı var? Batshuayi ve Serdar Dursun niye bitime 5 dakika kala oyuna girer? Karagümrük maçı Jesus ve Fenerbahçe için büyük uyarı oldu. Bir takımın 11 ile bu kadar oynanmaz. Bu defans anlayışıyla her maç mutlu sonla bitmez. Dua etsin uzatmalarda galibiyet golünü atan Batshuayi’ye. Öyle değil mi Mösyö Jesus?

Jesus takımını yine rotasyon yaparak sahaya sürmüştü. Beşiktaş maçının yorgunları(Serdar Aziz, Valencia, Pedro, İrfan Can, Ferdi) kulübede, Arao dışarda kalmış, İsmail Yüksek, Emre Mor, Alioski, Osayi, Batshuayi ilk 11’de yerlerini almışlardı. Fenerbahçe’de kim forma şansı bulursa bulsun, sahada koşmadan, pres yapmadan hocalarından geçer not alamayacaklarını artık biliyorlar. Sarı-Lacivertli futbolcular Larnaca karşısında da öyle baskılı ve agresif oynadılar ki rakip nefes bile alamadı. Rakip genelde çok adamla defans yaptı ama, baskıdan kurtulup ofansif futbolu beceremedi. Jesus defans emniyetini Szalai ve Gustavo’ya teslim etmiş, rakibin ani ataklarında da sağda Osayi’yi, solda Alioski’yi zaman zamanda İsmail’i devreye sokuyordu. İsmail demişken devam edelim. Forma şansını bulduğu her maçta kusursuz oynuyor. Maçın öne çıkan isimlerinden olan İsmail Yüksek, Jesus’un ona olan güvenini hiç boşa çıkartmıyor. Rossi’nin nefis asistinde, Batshuayi’nin golle sonuçlanan vuruşu da kalite göstergesiydi. Adam geçme ustası Emre Mor ve Lincoln’de maça renk katan isimlerdi. İlk yarının tek golle bitmesi, biraz şansızlık biraz da rakip kaleci Piric’in başarılı kurtarışlarının sonucu idi.

Tarihi fark kaçtı

Fenerbahçe’nin ikinci yarıdaki tek kale oyununda skor 1-0’a takılı kalınca, Jesus son 20 dakikada hamlelerine başladı. İrfan Can (Emre Mor), Valencia (Lincoln) ve Ferdi’yi (Osayi) sahaya sürdü. Hamleler sonucu 2. gol çabuk gelince maçta sürprizlere kapandı. Son dakikalarda Fenerbahçe’nin gol kaçırma yarışı devam etmese 90 dakika tarihi farkla kapanırdı. Her şeye rağmen Fenerbahçe’nin Avrupa hedefi iddialı şekilde sürüyor. Bu takım bu görüntüsü, bu arzusu ve bu taraftar desteğiyle grubu lider bitirirse kimse şaşırmasın.

Yazıya Jesus’un geçtiğimiz haftalarda yaptığı bir açıklamasını hatırlatarak girelim. Portekizli hoca, ”Büyük takımlar haftada 2 maç yapmaya alışmalı” demişti. Bunu söylerken, kendi takımını ön plana alarak, rakiplerine gönderme yapmıştı.

Bu sene öncelikli olarak Süper Lig şampiyonluğunu hedefleyen Fenerbahçe, şanslı sayılabilecek bir kura ile Avrupa Ligi’nde de kendine grup liderliği hedefini seçti. Fenerbahçe’nin bu hedefe ulaşması çok zor değil. En büyük rakibi Rennes ile deplasmanda alınan beraberlik şansını yükseltiyor. Rennes ile Kadıköy’de final oynamak için diğer 3 maçı kayıpsız geçmek şart. Bu maçların ilki Kadıköy’deki AEK Larnaca maçı. Rakibin toplam değeri 15 milyon Euro. En değerli oyuncusu 2.5 milyon Euro ile yeni transferleri İspanyol Pere Pons. Piyasa değerine bakarak küçümsenecek bir takım değil. Çok koşan mücadeleci bir takım. Genelde kapanıp ani ataklar kovalıyorlar. Dinamo Kiev’i deplasmanda bu oyun planıyla yendiler. Fenerbahçe karşısında da kapanarak oynayacaklar ve kazanmaktan çok kaybetmemeyi planlayacaklar. Her maça değişik 11’ler düşünen Jesus’u bu maçta (8+3) kuralı zorlamayacak. Jesus’un 3 bankosu (Altay, Szalai, Gustavo) dışında yine sahaya süreceği 11’i maç saatinde öğreneceğiz.

12. adam belirleyici olur

Ama oyun planında bir değişiklik olmayacak. 3’lü defans, önde baskı, duran top ustalarıyla Fenerbahçe bir an önce sonuca gitmek isteyecek. Tek dikkat edilmesi gereken ise ligde uygulanan 'Ofsayt taktiği'. Rakip defans arkasına atılacak toplarda sıkıntı yaratabilir. Maç yine kapalı gişe oynanacak. Larnaca’nın tribün baskısından etkileneceği kesin. Yani maçı yönlendirecek kesinlikle 12’nci adam. Fenerbahçe maçın favorisi. Güney Kıbrıs Rum temsilcisinin Kadıköy’de istediklerini elde etmesi çok zor. Fenerbahçe’nin bu maçtaki parolası çok net: Ligi unut, Avrupa’yı tut.