‘’Şovu ferdi başlattı‘’
Fenerbahçe kazanmanın ötesinde fark yapması gereken bir 90 dakikaya şartlanmıştı. Rakip Spartak Trnava grubun en zayıf halkası olduğundan maçta bulunacak erken bir golle fark kolay gelir diye düşündük. İsmail Kartal’ın 11’nde tek değişiklik kalede Livakoviç ‘in yerine İrfan Can’ın oluşuydu.
Maç başladı, rakip önde baskıyla Fenerbahçe’yi frenlemeye çalıştı, bu işi fazlaca beceremedi. Fenerbahçe’nin top cambazları (Tadic, Fred, Szymanski, Dzeko, Ferdi, İrfan Can Kahveci) sahaya ağırlıklarını koyunca pozisyonlarda gelmeye başladı. İlk yarıda Dzeko’nun, Osayi’nin, Szymanski kale önünden kaçırdıkları gol olsa, farklı skor daha çabuk gelecekti. Maçın şüphesiz öne çıkan ismi yine Ferdi Kadıoğlu oluyordu. Devre bitimine yakın Tadic’in asistiyle topla buluşması, rakiplerini ekarte edip, topu ağlara yollaması mükemmeldi. Fenerbahçe ilk yarıdaki cömertliğini ikinci yarıda yapmadı.
Alkışı hak ediyorlar
Kaptan Dzeko’nun kazandırdığı penaltı ve arkasından attığı goller kadar, pozisyon yaratıcıları İrfan Can Kahveci ve Ferdi alkışı hak ediyorlardı. Her zaman söylediğim gibi Fenerbahçe’nin en büyük şansı İrfan Can, Ferdi, İsmail gibi kaliteli Milli Takım oyuncuları. Maçtan önce galibiyet ve beraberinde fark bekliyorduk, öyle de oldu. Stada gelenler ve maçı izleyenler Fenerbahçe’nin futbol şovuna şahit oldular. Şovun startını ise Ferdi Kadıoğlu verdi. Beklentimiz bu şovun Avrupa arenasında da devam etmesi.
‘’Fenerbahçe'yi yenmek zor ‘’
Farklı Beşiktaş galibiyeti Fenerbahçe’yi inanılmaz havaya soktu. Taraftarlar ve camia artık şampiyonluğun geleceğine fazlasıyla inanıyorlar. Sarı-Lacivertli takımın ezeli rakibi karşısında aldığı net galibiyetin yanı sıra ortaya koyduğu mükemmel futbol, taraflı-tarafsız tüm yorumculardan büyük beğeni aldı. Fenerbahçe’nin iyi oyunu tesadüf değil. Yönetim uzun bir zaman sonra ilk defa yabancı transferlerde (Dzeko, Tadic, Fred, Szymanski, Djiku, Becao, Livakoviç) nokta atışı yaptı. Bu oyuncular tartışmasız, takımın bankoları oldular. Her zaman söylediğim gibi en kaliteli yerli oyuncular (Ferdi, İrfan Can, İsmail) İsmail Kartal’ın elinde. Kartal ilk 11’i yaparken 8+3 kuralına hiç kafa yormuyor.
Sonunda ‘takım’ oldu
Ferdi Kadıoğlu ve İrfan Can Kahveci müthiş formdalar ve oyuna pozitif yönde çok katkı sağlıyorlar. Düşünün, bugün büyükler dahil her takımın ilk 11’inde oynayabilecek olan Cengiz Ünder, Emre Mor, Ryan Kent, Mert Müldür ve Miha Zajc gibi isimler kulübede bekliyorlar. Fenerbahçe uzun bir aradan sonra ‘takım’ oldu. Ben bu takımın kolay kolay maç kaybedeceğine inanmıyorum (Birçok eksikle yakalandığı Nordsjaelland maçı ölçü değil). Bu takım Konferans Ligi’nde de gruptan çıkar ve Avrupa’da da yoluna devam eder. Kısacası Fenerbahçe’yi yenmek kolay değil...
‘’Tarihi fark kaçtı‘’
Fenerbahçe ideal 11’ ile sahada. Djiku dönmüş, Samet yanında, Crespo orta alanda, İsmail Yüksek kulübede. Rıza Çalımbay sakatlıklardan sahaya sıkıntılı bir 11 sürmüş. Nedendir bilinmez, Aboubakar’a son bölümde oyuna girdi, sahada gezindi) formayı vermemiş. Kadro yapılarına baktığımızda Fenerbahçe’nin ağır bastığı göze çarpıyor. İlk 10 dakika dolarken, Ferdi’nin(takımın en iysiydi) soldan getirdiği topla buluşan Tadic kale önüne öyle bir asist yapıyor ki, Dzeko’ya dokunmak kaldı. Fenerbahçe öne geçince, Beşiktaş’ın saha içi sıkıntıları daha da arttı. Ev sahibi ilk ciddi atağında bir penaltı kazanıp Chamberlain ile golü bulunca, maçın gidişatı değişir diye düşündük, yanıldık. Eşitlikten sonra da sahanın tek hakimi Fenerbahçe oluyordu. Beşiktaş defansı ayakta duramıyor, sürekli hata yapıyor, orta alan direnç gösteremiyordu. İrfan Can ve Fred bu yarıda net pozisyonlardan faydalansalar, maç devre olmadan bitecekti.
Sonuca razıydılar!
Oyunun ikinci bölümünde de maçı kazanmak isteyen, sürekli golü düşünen bir Fenerbahçe seyrettik. Eski gücünden çok uzakta olan Beşiktaş sadece savunmada kalıyor, beraberliğe razı bir görüntü sergiliyordu. (Onur Bulut, Bailly, Amartey, Muleka bu takımın oyuncuları olamaz) Sadece golü düşünen ve atak oynayan Fenerbahçe, sonunda Tadic’in penaltısıyla öne geçiyordu. Beşiktaş geriye düşmesine rağmen, reaksiyon göstermiyor, sonuca razı oluyordu. Beşiktaş karşısında attığından fazlasını cömertçe harcayan (biri de penaltı) Fenerbahçe tarihi farkı kaçırdı. Zirve artık Fenerbahçe ve Galatasaray’a kaldı. Beşiktaş’ın yeni yönetiminin de Allah yardımcısı olsun.
‘’Fenerbahçe kaybetmez‘’
Rodrigo Becao dışında ciddi eksiği bulunmayan Fenerbahçe, önemli oyuncularından mahrum (Arthur Masuaku, Valentine Rosier, Milot Rashica) Beşiktaş karşısına çıkıyor. Ligdeki performanslarına ve kadro yapılarına baktığımızda Sarı-Lacivertliler’in, ezeli rakibine göre bir adım önde olduğu aşikar. 3 büyüklerin aralarında yaptığı maçların genelde favorisi olmuyor. Ancak Rıza Çalımbay’ın elindeki dar ve hamle şansı yapmaya zorlandığı kadro kendisi için büyük bir dezavantaj. Beşiktaş’ın en büyük avantajı ise tabi ki sahasında oynaması ve müthiş seyirci desteği olacak.
İsmail Kartal’ın mazereti yok
Yeni seçilen Hasan Arat ve yönetimiyle birlikte göreve gelen Samet Aybaba ile Feyyaz Uçar’ın moral ve motivasyon olarak takıma katkısı olsa da sonuçta son sözü sahadaki ayaklar söyleyecek. İsmail Kartal’ın elinde, mazeret üretemeyeceği kadar geniş bir kadro var. Takımın sahaya çıkacağı 11 ise hemen hemen belli. Sadece savunmada Alexander Djiku’nun yanında Samet mi görev yapar yoksa Oosterwolde mi kesin değil. Deplasmanda oynamasına rağmen Fenerbahçe’nin kazanmaya gideceği kesin.
Önde baskı
Sarı-Lacivertli takımın önde yapacağı baskıya Beşiktaş izin verecek mi göreceğiz. Oyunun kaderini Fenerbahçe adına çözecek ayaklar ise Ferdi, Szymanski, Fred, Tadic, İrfan Can ve Dzeko olur. Görüldüğü gibi Sarı-Lacivertli ekibin çok fazla silahı var. Bu takım kazanamasa da kaybetmez. Peki bu kadar eksiği olan Beşiktaş karşısında kaybetmemek taraftarı ve camiayı mutlu eder mi? İşte o tartışılır...
‘’Güle oynaya..‘’
Fenerbahçe’nin sahaya çıkan 11’inde tek sürpriz İsmail Yüksek’in yerine Crespo’nun yer almasıydı. Fred ve Ferdi takıma dönmüş, sahadaki futbol renklenmiş ve hareketlenmişti. Maçtan önce Sivasspor’un rakibini zorlayacağını düşünmüyorduk. Kadıköy’e gelmişsin, maça niye geriye yaslanarak başlıyorsun. Yenik duruma düşünce öne çıkıyorsun, pozisyonlarda buluyorsun golü de, bunu baştan niye yapmıyorsun? Fenerbahçe’de Tadic asistlerle işi idare ediyor. Dzeko eski görüntüsünden uzak ama, yine maçı golsüz geçmiyor. Takımı sırtlayanların başında İrfan Can, Fred, Ferdi ve Szymanski geliyor.
Ustaca bir gol
İrfan Can’ın ilk yarı biterken, ustaca attığı ve alkışlanacak golüyle fark 2’ye çıkınca maç kopar dedik. İkinci 45 dakikaya atak başlayan ve golü bulan Sivasspor olunca, maça biraz heyecan geldi. İsmail Kartal ilk hamlesini mecburiyetten yaptı. Sakatlanan Crespo yerini İsmail Yüksek’e bıraktı. Rakibin defansif tedbirleri rafa kaldırmasından sonra, geride geniş alanlar bulan Fenerbahçe için maç kolaya döndü ve goller geldi. 90 dakika “güle oynaya” bitiverdi. Sivasspor maçında gördük ki, Fenerbahçe için Fred ve Ferdi takımın olmazsa olmazları. Yükselen formu ile de İrfan Can’ı unutmamak lazım. Farklı Sivasspor galibiyeti şüphesiz Fenerbahçe için büyük moral oldu. Bakalım bu moral ve motivasyon Beşiktaş maçında işe yarayacak mı?
‘’Kadıköy'de zor maç‘’
Fenerbahçe’yi Kadıköy’de zor bir 90 dakika bekliyor. Bu zorluk aslında pek rakipten kaynaklanmıyor. Zorluk, Sarı-Lacivertli taraftarların bir türlü kabullenemediği 6-1’lik Nordsjaelland hezimetinden dolayı. Kırgın ve kızgın olan 12. adam, Sivasspor karşısında arzuladığı takımı görmek isteyecek. Son maçtan sonra ağır eleştirilere uğrayan İsmail Kartal’ın stoper bölgesinde yine sıkıntıları olacak. Mecburiyetten Samet ve Oosterwolde oynama ihtimali yüksek. Sakatlıktan çıkan Fred’in (oynarsa) performansını merak edenlerdenim.
Sivas eski gücünde değil
Defansif ve ofansif oyundaki hırsı ve arzusuyla Ferdi’nin dönüşü takımın şansı. İsmail Kartal’ın diğer bankoları, İsmail Yüksek, Szymanski, İrfan Can, Tadic ve Dzeko olacak. Son formayı kime verir, tartışılır. Sivasspor’un eski gücünde olmadığı bir gerçek. Kalecisi Ali Şaşal’ın günü gününe uymuyor, defansı aksıyor, hücumda çok etkili olamıyorlar. Yiğido, rakip baskılı oynadığı zaman oyun kurmakta zorlanıyor.
Başta zorlansa da...
6-1’lik yenilgiyi unutturmak, taraftarının gönlünü alıp barışmak ve liderliğini sürdürmek isteyecek olan Fenerbahçe maçın bana göre favorisi. Moral ve motivasyon açısından başta zorlansa da 90 dakikanın sonunda gülen taraf ev sahibi olur diye düşünüyorum.
‘’Yara büyük‘’
Günlük yaşamaya bayılıyoruz. Bir Nordsjaelland hezimeti geldi şemsiye tersine döndü. Yere göğe sığdırılamayanlar topa tutulmaya başlandı. Kimler mi? Başta tabi ki İsmail Kartal. Hep söylerim, kadron iyiyse, teknik direktörün işi kolaylaşır. Becao, Djiku, Fred sakatlandı, Fenerbahçe’nin çehresi değişti. Son maçtaki eksiklikler önemli ama bir takım bu kadar kolay yoldan teslim bayrağı çeker mi? Tadic ve Dzeko’nun fizik güçlerinde düşüş var. Tadic’in son maçlarda ayaklarından çok kolları çalışıyor. Tribünlerin nabzını tutmada usta. Dzeko oyuna girdi, top neredeyse ayağına değmedi. Ferdi Kadıoğlu’nun Fenerbahçe için ne kadar önemli olduğunu da anladık.
‘Ne işin var tribünlerle’
Gelelim İrfan Can Kahveci’ye... Bu sezona süper başladın. 6 gol yiyen bir takımın taraftarının psikolojisi normal olur mu? Ne işin var tribünlerle. Mert Hakan ile birlikte gereksiz yere antipatik oluyorsunuz. Dönüp bir geriye bakın. Fenerbahçe tarihinden kimler geldi, kimler geçti. 6-1’lik hezimete rağmen Fenerbahçe’nin en büyük şansı grupta son maçını Trnava ile oynaması. Diğer 2 rakip de birbirleriyle oynayacaklar. Bu bakımdan Danimarka takımı deplasmanda kazanamazsa, Sarı-Lacivertliler grubu lider kapatabilir. Fenerbahçe dua etsin Nordsjaelland iki hafta önce sahasında Spartak Trnava’yı yenemedi. Sonuç, yara büyük. ‘Kapanır mı?’ derseniz, kolay değil ama imkansız da değil derim.
‘’Utanç verici skor‘’
Maçı izlemesek ilk 30 dakika bittiğinde Nordsjaelland’ın iki golle öne geçtiğine inanamazdık. İsmail Kartal, stopersizlikten o bölgeye İsmail Yüksek ve genç Yusuf’u çekmiş, Kent , Batshuayi ve Cengiz Ünder’i hücumcu olarak sahaya sürmüştü. İlk 45 dakika sahadaki Fenerbahçe’nin ne yaptığını biz anlıyamadık. Hücumda çoğalamıyor, pozisyon bulamıyor, rakibin her atağı kalesinde tehlike yaratıyordu. Uzun süre sonra formayı kapan Cengiz Ünder’in etkisiz oyunu düşündürücü idi. Kent ve gol atmasına rağmen Batshuayi ,görüntüleriyle daha çok kulübede kalışlarına şaşırmasınlar.
Futbol dersi...
İkinci yarının başında ev sahibi 3 golü bulunca İsmail Kartal’ın hamle yapma aklına geldi. Cengiz Ünder’in yerine İrfan Can’ı, Batshuayi’nin yerine de Dzeko’yu sahaya sürdü. Sürdü ama, golü yine ev sahibi buldu. Kısacası Danimarka ekibi Fenerbahçe’ye 90 dakikalık futbol dersi verdi. İsmail Kartal, yatsın kalksın, as oyuncularının bir an önce takıma dönmelerine dua etsin. Yoksa dün ilk 11’de şans verdikleri ile büyük hedefler kovalanmaz. Unutmadan, lider oyuncu denilen Tadic’i biz oyunda göremedik. Defansın olmayınca da seni Livakoviç’de (hatalı goller yedi) kurtaramıyor. Skor Fenerbahçe adına utanç verici oldu. Bu yara çabuk kapanmaz...