‘’Ali Şen’den Ali Koç’a‘’
Urfa’da şüphesiz tarihe geçen bir maç yaşandı. Maçın senaryosunu oyun başlayınca anladık. Film başlar başlamaz bitti. Yıllar boyu konuşulacak bu oyunda asla kimin haklı olduğu anlaşılmayacak. Çünkü hangi tarafı dinlerseniz ‘Biz haklıyız’ diyecekler. Ben de meslek hayatımda Fenerbahçe Futbol Takımı’nın sahadan ikinci defa çekildiğine şahit oldum. 11 Şubat 1998 yılında Başkan Ali Şen kupa yarı final maçında Trabzon’da takımını sahadan çekmişti. O maçın canlı şahidi idim. Sonrasında Fenerbahçe hükmen yenik sayılıp 1 yıl kupalardan men edilmişti.
Galatasaray’a hediye etti
Yıllar geçti ve 7 Nisan 2024’e geldik. Bu defa sürekli haksızlıklara uğradıklarını belirten Başkan Ali Koç, Urfa’da tarihe geçecek bir karara imza atıyordu. Süper Kupa maçında ezeli rakipleri karşısına U19 takımını süren yönetim, maçın hemen başında takımı sahadan çekti. Netice olarak Fenerbahçe tarihinde belki de bir daha yaşanmayacak şekilde ezeli rakibi Galatasaray’a elleriyle bir kupa hediye etti.
‘Hiç piman değilim’
Hediye de olsa kupa artık Galatasaray’ın müzesine gidecek. Tebrik edip yazıyı yine Fenerbahçe ile noktalıyalım. Yıllar önce takımı sahadan çeken Ali Şen, bir gün bana, ‘Kararımdan hiçbir zaman pişmanlık duymadım’ demişti. Bakalım Urfa’da tarihe geçen Süper Kupa maçından sonra Başkan Ali Koç gün gelip pişmanlık duyacak mı? Yoksa hep verdiği kararın hep arkasında mı olacak? Ne dersiniz?
‘’Çok mu sevinecek?‘’
2006 yılında Cumhurbaşkanlığı Kupası yerine hayata geçirilen Süper Kupa, futbolseverleri oldukça heyecanlandırmıştı. Kupa ligler bitince oynanacaktı. Çünkü yeni sezonda oynanması en büyük yanlıştı. Lig ve Kupa şampiyonunu karşı karşıya getiren bu oyunda, bir sezon öncesi forma giymemiş birçok oyuncu oynuyordu. Bu kupayı oynamayı hak eden bazı oyuncular ise kendilerine yeni rotalar çizmişti. Sezon bittikten sonra bu kupaya bir takvim bulamama hünerini (!) gösteren federasyonun başı tahmin etmediği kadar ağırmaya başladı. Aslında kupa Galatasaray ile Fenerbahçe arasında oynanacağı için gündemi meşgul ediyor. 18 yıldır oynanan bu kupa, bugüne kadar hiç böyle gündem oluşturmadı.
Anlamış değilim...
Gelelim bugüne. Fenerbahçe erteleme isteğinde son derece haklıydı. Ezeli rakibi buna “evet” dese hem polemikler ortadan kalkacak, hem de iki taraf arasında buzlar bir nebze eriyecekti. Galatasaray’ın oynama inadını anlamış değilim. Fenerbahçe Başkanı Ali Koç ve arkadaşları bu gelişmeler üzerine kongreden yetki alıp, radikal kararlar almaya başladılar. Fenerbahçe Süper Kupa maçına U19 takımıyla gidiyor ve gençlerle sahaya çıkıyor... Fenerbahçe’nin bu maçta sahneye koyacağı oyunun senaryosunu bilmiyoruz. Merakımız maç başlayınca giderilecek. Yönetim, ağır cezalar almamak için bu yolu seçmiştir.
Süperliği kaldı mı?
Ligimizin adından başka süperliği kalmış mıdır, tartışılır. Son gelişmelerden ve yaşananların ardından Süper Kupa’nın da tadı tuzu kalmadı. İşte bizi şimdi süperliği rafa kalkmış bir kupa maçı bekliyor. Fenerbahçe kaybetmeyi baştan kabullendiği için üzülmeyecek. Kupayı kazanması halinde Galatasaray çok mu sevinecek? Onu da hiç sanmıyorum. Ezeli rekabetin yaşanmayacağı maç Galatasaray’a da büyük keyifler vermez.
‘’Amansız takip‘’
Fenerbahçe için Osayi, Fred ve İsmail’in yokluğu elbetteki dezavantajdı. Mert Hakan’da olmayınca orta alanda Zajc jve Kruniç( kendine gelmiş) formayı kapmıştı. Beklediğimiz gibi Fenerbahçe maça önde baskıyla müthiş başladı. İlk 15 dakikada girilen pozisyonlarda toplar çerçeveyi bulsa, direkler engel olmasa maç çok çabuk kopacaktı. Ev sahibi baskılı oyunu sonunda golü Djiku ile yine bir duran top sonrasında buldu. Golden sonra Fenerbahçe farkı arttırır derken, sahneye fazla havalanmış(!) İrfan Can Eğribayat çıktı (bu kafayla bir numaralı kaleci olamaz) Ayağındaki topu Balotelli’ye ikram etti, o da ikramı geri çevirmeyip golünü attı. Hesapta olmayan gol, Fenerbahçe’yi sıkıntıya soktu. Kulübede çok stoper (Becau, Çağlar, Bonucci) var ama, hamle oyuncusu yoktu.
İşi bitirdi
Adana Demirspor’da sakatlanan başarılı kaleci Magomedaliev devre arası yerini tecrübesiz Vedat Karakuş’a bıraktı. Bu yarıda da Fenerbahçe atak oynadı. Usta oyuncular Dzeko ve Tadiç’in rakip kaleciyi avlayan vuruşları ile fark çabucak ikiye çıktı. Son 10 dakikaya girilirken Baresi’nin attığı gol, kafalarda acabalara yol açtı ama Serdar Dursun’nun (nöbetçi golcü) golü işi bitirdi. Fenerbahçe bu galibiyeti ile amansız takibini sürdürüyor. Şimdi hedef kalan maçları kazanmak. Kazanır mı derseniz, cevabım neden olmasın olur..
‘’Kadıköy'de futbola dönüş‘’
Fenerbahçe, olaylı Trabzonspor maçı ve tarihi kongre sonrasında, havası çok farklı bir lig müsabakasına çıkmaya hazırlanıyor. Ligden çekilme konuları gündeme geldiği için Adana Demirspor mücadelesinin biletleri, ben bu satırları yazdığım sırada hâlâ satışa çıkmamıştı. Muhtemelen bugün satışa sunulur, kısa sürede hepsi tükenir. Kadıköy, hafta arası olmasına rağmen yine kapalı gişe olacaktır. Tribünlerden büyük desteğin yanı sıra protesto sesleri de yükselecek.
Demir, eski formundan uzak
Sarı-Lacivertli futbolcuların maça çok iyi konsantre olacağı kesin. Rakip Adana Demirspor eski formundan uzak. Oyun planı belli. Kapanacak ve ani ataklar kovalayacak. İsmail Kartal’ın 11‘ini tahmin edebiliriz. Osayi cezalı olduğuna göre defansın sağında Mert Müldür oynar. Ferdi sakat değilse solda oynar, riske edilmezse formayı Oosterwolde alır. Stoperler, Djiku ve Becao olabilir. Fred’in sakatlığı ciddi ise orta alan İsmail Yüksek, hazırsa Mert Hakan ve Szymanski’den kurulur.
Önde baskı, hızlı sonuç
İrfan Can Kahveci, Tadiç ve Dzeko da 11’i tamamlar. Fenerbahçe’nin oyun planında da değişiklik olmaz. Önde baskı, rakibi hataya zorlama ve bir an önce sonuca gitme... Seyircisinin büyük desteğiyle maça hırslı ve arzulu başlayacak Fenerbahçe rakibine göre bir adım önde. Sarı-Lacivertli takımın berabere kalması bile bana göre sürpriz olur. Maçın favorisi olan Sarı-Lacivertliler, 3 puana çok yakın.
‘’Ligden çekilmez finale çıkmaz!‘’
Fenerbahçe’de muhabirlik dönemimden başlayarak 11 başkan ve onların yönettiği dönemleri gördüm.
Bu dönemler içinde en renkli ve hareketli Ali Şen yönetimi olmuştu. Kendi yönettiği dönemlerde, yabancı sayısını artırmadığı için federasyon başkanı Şenes Erzik’i istifaya zorlamış ve hedefine ulaşmıştı.
Başkan Ali Şen, Galatasaraylı olduğunu söyleyen dönemin MHK Başkanı Ahmet Güvener’i de istifa ettirmişti. Rahmetli Tahsin Kaya ise her ne kadar futbola uzak, kulübe yabancı olsa da tarihe geçen bir takım yaratıp, şampiyonluklar yaşatmıştı.
20 yıla yakın başkanlık koltuğunda oturan Aziz Yıldırım dönemi ise kelimeler ile kısa ve kolay anlatılacak gibi değildi.
Ali Şen sahadan çekti
Fenerbahçe, tarihinde, şüphesiz birçok kez haksızlıklara uğradı. Ama genelde futbol şubesinin kapatılması, ligden çekilme konuları pek gündeme gelmedi.
Sadece 11 Şubat 1998 yılında Trabzon Avni Aker’de oynanan kupa çeyrek final maçı, Fenerbahçe tarihinde önemli bir yer aldı. Maçın son bölümünde Teknik Direktör Otto Bariç’in sırtına tribünlerden gelen bir taş isabet etti. O maçın canlı şahitlerinden biriydim. Bariç’in yere düşmesiyle ortalık karıştı.
Karşılaşmayı tribünden izleyen Başkan Ali Şen ve as başkan Vefa Küçük ani bir kararla takımı sahadan çektiler.
Haluk Ulusoy federasyonu, Fenerbahçe’yi hükmen mağlup sayıp, 1 yıl kupalardan men etti.
Şimdi Ali Koç yönetimi, genel kurulu olağanüstü toplantıya çağırıyor.
Fenerbahçe’de tarihi günlerden biri yaşanacak.
Asla tasvip etmiyorlar
Kongre üyeleri çok kızgın. Çoğunluk sağlanır, oylama yapılırsa Ali Koç yönetimine ligden çekilme dahil her türlü yetki verilecek.
Peki yönetim alacağı yetkiyi nasıl kullanacak?
Kulübün tecrübeli eski yöneticileri çekilmeyi asla tasvip etmiyorlar.
Zaten Ali Koç da kulübün tarihine takımı ligden çeken başkan olarak geçmek istemez. Ancak Fenerbahçe’nin çok sert protestolar yapacağı kesin.
Bana kalırsa Fenerbahçe hafta sonunda oynanacak Süper Kupa maçına çıkmayarak, futbol federasyonu ve MHK’nın istifasını isteyecek.
‘’Fenerbahçe Cumhuriyeti‘’
Fenerbahçe Başkanı Ali Koç, bu hafta eski başkan ve yöneticileri, daha sonra da Yüksek Divan Kurulu üyelerini kulübe davet etti. Başkan Koç, 2 Nisan’da yapılacak Olağanüstü Genel Kurul öncesi, kulübün ileri gelenlerinin fikirlerini alacak. Öncelikle şunu belirteyim, eski başkanlardan Tahsin Kaya geçtiğimiz hafta vefat etti. Bodrum’da yaşayan ve sağlık problemleri olan Ali Şen başkan da bu toplantıya katılmayacak. Ali Koç’la bugüne kadar bir araya gelmeyen son başkan Aziz Yıldırım’ın ise bu çağrıya ‘evet’ demesi mümkün değil. Eski deneyimli yöneticilerin bir çoğunun Aziz Yıldırım’ın yönetimlerinde yer aldığını düşünürsek, onlar da bu toplantılara sıcak bakmazlar. Fenerbahçe’nin eski genel sekreteri, yılların yöneticisi Orhan Keçeli ile konuştum ve ona ligden çekilme konusunu sordum.
‘Gücümüzü göstermeliyiz’
Bakın bana neler dedi: “Başkan Ali Koç haklı olarak çok kızgın. Bu kızgınlığının sonucunda böyle açıklamalar yaptı. Biz Fenerbahçe Cumhuriyetiyiz. Ligden çekilmeyiz, güçlü olduğumuzu ve herkesi yenebileceğimizi göstermeliyiz. İster saha içinde, ister saha dışında. Ali Koç başkan görevine devam etmeli. Fenerbahçe’yi bugün değil, her zaman durdurmaya çalıştılar. Durdurabildiler mi? Müzemiz kupalarla dolu. Bu sezon da şampiyonluk kupası gelecek, bundan şüphem yok.” Orhan Keçeli dışında Fenerbahçe 2000 Derneği Başkanı Şevket Yılmaz ve konuştuğum bir çok eski yönetici çekilmeye karşı. Ancak hepsinin ortak görüşü de şu: Türkiye Futbol Federasyonu ve MHK’ye verilen tepki yeterli değil. Bakalım Genel Kurul’da kongre üyelerinin tepkileri ve istekleri neler olacak. Görünen o ki, tepki çok ama çekilme olmayacak gibi.
‘’Muhalefet rafa kalktı‘’
Trabzon’da yaşanan olaylardan sonra gördüğüm, Fenerbahçe’de muhalefetin rafa kalkışı oldu. Kısacası camia adeta kenetlendi. Başkan Ali Koç’un, “Gerekirse ligden çekiliriz” açıklamaları, spor kamuoyunun bir numaralı malzemesi. Fenerbahçe ligden çekilir mi? Meslek hayatımda muhabirlik dönemimden bugüne 11 başkanla çalıştım. Bazıları buna inanmıyor. Şunu hatırlatayım. Aziz Yıldırım’a gelene kadar Fenerbahçe’de neredeyse 1 bilemedin 2 yılda bir seçim olurdu. Benim dönemimdeki başkanların çoğu rahmetli oldu. En son Tahsin Kaya başkanı kaybettik. Allah uzun ömürler versin, hayattaki başkanlardan Ali Şen’i aradım, telefon sohbeti yaptık. Efsane başkan özetle, “Bu işler yeni değil, sürpriz değil. 1996 yılında kazandığımız şampiyonluğun Trabzon’daki hayal kırıklığı maalesef devam ediyor. Kinle, kavgayla bu işleri çözemezsin” diyor ve Fenerbahçe camiasını itidalli olmaya davet ediyor. Fenerbahçe’de uzun yıllar başkanlık yapan Aziz Yıldırım ise, “Trabzon’da maçın tatil edilmesi gerekirdi” dedi.
SPK ayağı unutulmasın
Fenerbahçe Yönetim Kurulu şimdi Olağanüstü Genel Kurul kararı aldı. 2 Nisan’da, çoğunluk sağlanamazsa 9 Nisan’da üyeler ligden çekilip çekilmemeyi oylayacaklar. İki gündür Fenerbahçe’nin önde gelen isimleriyle, kongre üyeleriyle görüşüyorum. Edindiğim izlenim şu: Ligden çekilmeye fazlaca sıcak bakmıyorlar. Ama şu da bir gerçek ki, en koyu muhalifler bile Ali Koç’çu olmuşlar. Dediğim gibi Fenerbahçe taraftarıyla, yöneticisiyle, sporcusuyla ‘tek vücut’ olmuş durumda. Öte yandan bu çekilme işinin bir de borsa ve SPK ayağı var, o da unutulmasın.
‘’Fred başladı, Bats bitirdi‘’
Şampiyon olmak istiyorsan, büyük maçları kazanacaksın. Trabzonspor maçı Fenerbahçe için böyle bir 90 dakikaydı. İsmail Kartal’ın sahaya sürdüğü 11’de tek sürpriz, Oosterwolde’nin yerine Serdar Aziz’in formayı kapışıydı.İkinci yarıda da bu oyuncular rolleri değiştiler. Maçtan önce tahmin ettiğimiz gibi Fenerbahçe oyuna önde baskıyla başladı. Ev sahibinin gereksiz yere geriye yaslanışı, temassız oyunu tercih etmeyişi, hücumu az adamla düşünmesi Fenerbahçe’nin ekmeğine yağ sürdü. İlk 15 dakika dolmadan sahanın en iyisi Fred’in yaklaşık 30 metreden kaleye yolladığı füze gol olunca, Fenerbahçe rahatlıyordu. Golden sonra Trabzonspor’un üretken olmayan oyunu devam etti. Devre biterken ilk golün asistini yapan Tadiç’in yine Fred’e “alda at” pasını bu oyuncu gole çevirince, sahadaki ve tribündeki Trabzonlular büyük bir şoka girdiler.
Sportmenlik ne zaman!
İlk 45 dakika 2 farkla kapanınca devre arası yorumlar maçın dönmeyeceği yönündeydi. Trabzonspor ikinci yarıya biraz hareketli başladı. Bardhi’nin serbest vuruştan attığı golle maça ve tribünlere yeniden hareket geldi. Ardından Djiku’nun sebebiyet verdiği penaltıyı Trezeguet gole çevirince bu defa şoka giren Fenerbahçe oluyordu. Eşitlikten sonra İsmail Kartal’ın değişik ve cesaretli hamleleri geldi. Dzeko ve Szymanski dışarı alıp Serdar Dursun ve Batshuayi’yi sahaya sürdü. Batshuayi ilginç bir golcü. Ayağının tozuyla kale önünde ilk buluştuğu topu ağlara yollayınca takımını da ipten alıyordu. Kısacası Fred’in başlattığı işi Batshuayi noktalıyordu. Çok zor bir 90 dakikayı galibiyetle kapatan Fenerbahçe, şampiyonluk yolunda hem moral buldu hem de avantaj yakaladı. Olaylar mı? Yazsam bu sayfa yetmez. Bu kin niye? Bu kavga niye? Ne zaman adam, ne zaman sportmen olacağız? Bilen var mı? Kupayı kovalayan Trabzonspor’un sahası kapansa mutlu mu olacaksınız?