Sonuç ne olursa olsun İsmail Kartal, aynen Jesus’un yaptığı gibi Fenerbahçe’nin ilk 45 dakikalarını çöpe atıyor. İlk 11’e bakın komedi. Rotasyon yaparsın da bir önceki maçın 8 oyuncusunu dışarda bırakmanın mantığı ne? Kasımpaşa maçında sahaya çıkan 11’den sadece 3’ü (Tadiç, Cengiz Ünder, Kruniç) oynuyor. Hadi oyuncuları dinlendirdin, kulübede 2 sol bek (Ferdi, Oosterwolde) varken sahada niye 2 sağbek (Mert, Osayi) var. Geri dörtlü neden ilk defa bir arada oynayanlardan kurulu? Osayi oyuna sol bek başlıyor, Ankaragücü farkı 2’ye çıkartınca sağ beke geçiyor. Yani İsmail Kartal diyor ki, ‘Ben büyük yanlış yaptım’. Orta saha iki gamsız ve formsuza (Kruniç, Zajc) teslim. Cengiz sağda Tadiç solda yalnızları oynuyor, Batshuayi, ‘Ben banko santrafor’ değilim diyor. Maça çok iyi konsantre olan ev sahibinde Emre Belezoğlu, bu defa Tolga Ciğerci ve Morutan’ı (Galatasaray maçında yedektiler) ilk 11’de sahaya sürmüştü. Morutan ilk yarıda attığı şık golle maça damga vuran isim oluyordu. Devre iki farkla kapanınca İsmail Kartal hamleler ile baştan yaptığı hataları telafiye gitti.

Tarihi farktan kurtuldu

Zajc, Kruniç, Osayi, daha sonra Szymanski dışarı, İsmail Yüksek, Ferdi, Serdar Dursun ve Mert Hakan dışarı. Maçı döndürecek ayaklar Mert Hakan ve Serdar Dursun! İkinci yarıda belli bir oyun planı olmayan Fenerbahçe bırakın maçı döndürmeyi tarihi farktan kurtuldu. Emre Belözoğlu ve Ankaragücü yarı finali sonuna kadar haketti. Yola 3 kulvarda çıkan Sarı-Lacivertliler, artık kupada yoklar. Takımda çok formsuz oyuncu var kabul. Ama esas formsuz olan İsmail Kartal. Fenerbahçe için bu da şimdilik en büyük problem.

Kasımpaşa karşısında son dakika golüyle 3 puan alan Fenerbahçe adeta ipten döndü. Olası puan kaybı takımda büyük kaos yaratacak ve hedef İsmail Kartal olacaktı. 3 kulvarda mücadele eden Fenerbahçe’yi zorlu dönemeçler bekliyor. Kupada Ankaragücü, ligde Hatayspor ve Konferans Ligi’nde Union St.Gilloise deplasmanları peş peşe oynanacak. Takımın dinamosu Fred’in olmayışına İrfan Can Kahveci de eklenince, hesaplar karıştı. Bu iki futbolcu Fenerbahçe’nin bilhassa hücum organizasyonlarını yönlendiriyor. Fred’in artık dönüş hazırlığında olması güzel haber. İsmail Kartal’ın defans konusunda sıkıntısı yok. Ancak orta sahada Kruniç ve İsmail Yüksek’in düşük performansları takımın dengesini bozuyor. Şimdi gözler Szymanski, Cengiz Ünder, Tadiç ve Dzeko’ya çevrilecek. Kaliteleri yüksek bu oyuncular, bu zorlu dönemin kolay geçilmesine ön ayak olabilirler. Kaliteleri ve kapasiteleri buna yeter. Aksi takdirde işler arapsaçına döner. Bu arada elinde geniş bir kadro bulunan İsmail Kartal’ın ilk 11 yaparken papatya falı açmasına gerek yok.

İrfan Can Kahveci ve Osayi gibi iki banko oyuncunun son dakika sakatlıkları İsmail Kartal’ı sürpriz bir 11 yapmaya zorlamıştı. Her zaman söylüyorum, İrfan Can Kahveci Fenerbahçe’nin itici gücü. O olmayınca takımın ofansif gücü tamamen düşüyor. Cengiz Ünder onun yaptıklarını yapamıyor. Eleştiri aldı diye Szymanski, kulübede (Neden?) Kruniç ve Mert Hakan sahadaydı. Kasımpaşa’nın önde baskısı, Fenerbahçe’nin yaratıcı ayaklara sahip olmayan (Kruniç, İsmail Yüksek, Mert Hakan) orta sahasının oyuna ağırlık ve yön vermesini zorlaştırdı. Tadiç’in ilk yarıda tek asisti var. Dzeko çabalıyor iyi niyetli ama istediği topları alamıyor. Devre golsüz bittiğinde merakla İsmail Kartal’ın hamlelerini bekledik. Yine şaşırdık, çünkü hamle gelmemişti. İkinci bölümde Fenerbahçe bir duran toptan golü yiyince kafalar, ayaklar iyice karıştı. Son 30 dakika hamleler geldi. Cengiz, Kruniç dışarı Szymanski ve kurtarıcı(!) Serdar Dursun içeri. Fenerbahçe’nin golü ancak bir duran toptan kazanacağını düşünüyorduk, yanılmadık. Ceza sahası dışından kazanılan frikiği Mert Hakan harika bir vuruşla gole çevirince Kadıköy’e hayat geldi. Golden sonra tempoyu artıran Fenerbahçe kale önünde gol kaçırma yarışına başladı.

Böyle her zaman kazanamaz

Maç gitti, gidiyor derken son 15 dakikada oyuna giren Batshuayi, tartışılacak bir penaltıyı ilk vuruşta değil, ikinci vuruşta gole çevirip, takımın ipten aldı. Ligin sonlarına yaklaşırken görüyoruz ki, maçlar evinde oynasan bile çok zorlu. Çünkü oynanmadan hiçbir maç kazanılmıyor. Bu zorlu 90 dakikayı kazanmayı beceren Fenerbahçe zirve yarışını sürdürüyor. Futbol elbetteki sonuç oyunu. Ama unutmasınlar ki, bu futbolla her zaman maç kazanılmaz.

Rizespor deplasman galibiyetiyle keyiflenen ve morallenen Fenerbahçe 3 puan parolasıyla Kasımpaşa karşısına çıkıyor. Evinde oynadığı maçlarda, skor ve sonuç avantajını yakalayamadığı zaman Sarı-Lacivertli takımın stres yaşadığı biliniyor. Rakipleri, Fenerbahçe’nin önde baskılı oyun sistemini ezberlediler. Ofansif oyun, Fenerbahçe’nin geride geniş alanlar bırakmasına ve rakiplerinin ani ataklarında büyük tehlikeler yaşamasına yol açıyor. Rakip Kasımpaşa ligin süratli atağa kalkan takımlarından biri. Fenerbahçe’yi zorlayacağı kesin. Ancak ben müthiş seyirci desteğini arkasına alacak, moralli Fenerbahçe’nin Kadıköy’de fire vereceğini düşünmüyorum. Son Rizespor maçı, ilk 11 için İsmail Kartal’ın kafasını mutlaka karıştırmıştır.

Kazan ve bekle

Osayi-Samuel döndüğüne göre artık formayı kapar. Ferdi de sola geçeceğine göre, Mert Müldür ve Oosterwolde kulübeye döner. Kartal bakalım 6 stoper (Oosterwolde’yi de sayabiliriz) arasında bu defa kimlere görev verecek. Becao hazırsa, Çağlar yedek mi soyunacak? Kruniç, Szymanski ve İsmail’in performansları iyi değil. Mert Hakan’a forma şansı doğar mı? Orta saha kurgusunu merak eden çok. İrfan Can Kahveci ilk 11 soyunmazsa, tribünler tepki koyar. Dzeko ve Tadiç sahada olurlar. Görüldüğü gibi geniş ve alternatifli kadro da zaman zaman akıl karıştırıyor. Şüphesiz her Fenerbahçeli ve teknik heyet Fred’in dönmesini bekliyorlar. Sonuçta kapalı gişe oyunda Fenerbahçe’nin önceliği kazanmak ve sonra beklemek.

Rizespor maçının ilk yarısı yenik bittiğinde İsmail Kartal’ın nasıl hamleler yapacağını merak etmeyen yoktu. Oyuncu değişiklikleri, yani hamleler belli olduğunda da bu defa şaşırmayan yoktu. İsmail Kartal oyuna uzun zamandır oynatmadığı Mert Hakan ile ara transferde alınan, yeniden kıymete binen Serdar Dursun’u alıyordu. Maç, bu arkadaşların da katkısıyla (Serdar Dursun gol attı, Mert Hakan asist yaptı) kazanıldı. İsmail Kartal’ın cesareti alkışlandı. Maç kaybedilseydi, neler yazılıp çizilirdi, bilinmez.

Şimdi Kadıköy’de Kasımpaşa maçı var. Fenerbahçe evinde strese giriyor. İsmail Kartal bakalım ilk 11’i yaparken, Rize’de ona maç kazandıranları yazacak mı? Hiç sanmam. Becao hazır ve dönüyorsa Çağlar Söyüncü yine banko oynar mı? Yoksa bu defa Djiku mu kulübeye döner?

Cengiz 11 başlamamalı

Kruniç’i kim transfer etti, Crespo’yu ve Lincoln Henrique’yi kim yolladı merak ediyorum. Kruniç şimdilik hayal kırıklığı. Ne hikmetse büyük paralar verilerek alınan bu oyuncuya sadece Fenerbahçe ciddi teklif yaptı. Neyse geçelim... Kasımpaşa maçında İsmail hoca maça Cengiz Ünder’le başlayamaz. Çünkü bu takımın ofansif gücü, İrfan Can Kahveci ile tartışmasız artıyor. Tabii bir de kulübe mahkumu Bonucci ve Serdar Aziz var.

Görüldüğü gibi ara transferler Fenerbahçe’ye fazlaca ilaç olamadı. Bu takım şampiyon olacaksa kaderini belirleyecek ayaklar Dzeko, Tadiç, Szymanski, Fred, Ferdi, Osayi ve İrfan Can Kahveci olur. Bekleyelim ve görelim.

İsmail Kartal da aynen Jesus gibi ilk 11’ler ile oynamaya başladı. Rizespor karşısında haftalar sonra Ferdi sağ beke, Oosterwolde sol beke geçmişti. Ferdi ağır sahada hem yerini yadırgadı, hem yenilen golde ofsaytı bozdu, hem de Tadic ile sol kanat bindirmelerini yapamadı. Çağlar yine stoperde görev aldı. Herhalde mukavelesinde ‘Hep oynarım’ maddesi var. İrfan Can Kahveci yok, Cengiz Ünder var. Bir sürü nedenlere, ilk yarıda Szymanski, Krunic, İsmail Yüksek ve Tadic’in etkisiz oyunları da eklenince, Fenerbahçe pozisyon bulamadan (Sadece Dzeko’nun şutu var) yarıyı kapattı. Dersini çalışan Rizespor, rakibine baskı yaptı, kanatları kapattı, uzun toplarla çıktı, golü buldu ve ilk 45 dakikanın skor ve futbol galibi oldu. İsmail Kartal’ın ikinci yarıya başlarken hamleleri şaşırtıcıydı. Szymanski, Kruniç ve Cengiz Ünder’i dışarı alıp, İrfan Can Kahveci, Mert Hakan ve Serdar Dursun’u (Büyük cesaret) sahaya sürdü. Bu yarının hemen başında İrfan Can Kahveci’nin sağ kanattan altıpasa gönderdiği topu Serdar Dursun içeri yuvarlayınca sahadakiler ve kulübedekiler rahatladı.

Yiğidi öldür hakkını ver!

Morallenen Fenerbahçe bu yarıda önde baskıyı kurarak oyunu rakip alana yığdı, pozisyon ve goller buldu. Şunu bir defa daha gördük ki, İrfan Can Kahveci oynarsa, takımın ofansif gücü artıyor. Tadic bile ikinci yarı futbola, asistlerine döndü. Genelde tarlayı andıran, top sürmenin zor olduğu bir zeminde yenik duruma düştükten sonra bir 45 dakikada maçı çeviren Fenerbahçe büyük iş yaptı. Geçen haftaki Alanyaspor beraberliği İsmail Kartal’a yazar demiştik. “Yiğidi öldür hakkını ver” derler. Cesaretli değişiklikler ile maçı döndüren de şüphesiz teknik direktör İsmail Kartal idi. Bu galibiyet de ona yazar.

Alanyaspor beraberliği ile puan hesapları şaşan, morali bozulan Fenerbahçe’yi zorlu bir 90 dakika bekliyor. İlhan Palut yönetimindeki Rizespor bu yıl başarılı bir performans sergiliyor. Ligin ilk yarısında Kadıköy’de rakibine farklı bir skor ile yenilen ev sahibi rövanşı almak isteyecek. Fenerbahçe ise sadece ve sadece galibiyeti düşünüyor. Çünkü olası puan kayıpları camiayı yeni bir kaosun içine iter. Son maçtaki oyun planı, takım tertibi ve yaptığı değişiklikler ile eleştiri yağmuruna tutulan İsmail Kartal’ın kafası karışık. Şimdi merakla Rize’de sahaya süreceği 11 bekleniyor.

İrfan Can banko

Stoper olarak Djiku’nun yanında Bonucci’yi görebiliriz. Orta alanda Krunic kulübeye dönerse, hoca kendini inkar etmiş sayılır. Ben ‘O zaman bu oyuncu niye alındı?’ diye sorarım. Formsuz Tadiç ve Szymanski ilk 11 çıkarlar mı? Bana göre hoca bu oyuncularla maça başlar. İrfan Can Kahveci banko oynar. Dzeko yine sahada, Batshuayi kulübede olur. Kazanmaktan başka alternatifi olmayan Fenerbahçe’nin önde yapacağı baskıyı bakalım İlhan Palut hangi planla kıracak.

Fener bir adım önde

Rizespor’un hocası, Kadıköy’deki maçtan sonra, “Fenerbahçe’ye direnmek çok zor” demişti. Bakalım bu düşüncesi ne kadar değişti. Ev sahibi puan kaybederse, yankısı gelip geçici olur. Fenerbahçe için durum çok farklı. Ya 3 puan alacak ya da kaosa hazırlıklı olacak. Noktayı koymadan Fenerbahçe’nin yine de bir adım önde olduğunu söyleyebilirim.

Futbolda mühim olan sonuçtur. Sonuç alamazsan, top iki direğin arasından içeri girmezse, eleştiriler hemen başlar. Düne kadar hakkında övgü ile bahsedilen İsmail Kartal’ın şimdi eleştiri yağmuruna tutulduğu gibi. Fenerbahçe Başkanı Ali Koç, başarısız geçen sezonların ardından, bu yıl kesenin ağzını açıp, nokta atışı transferler ile süper denilecek bir takım kurdu. İsmail Kartal ile sezona iyi başlayan Fenerbahçe’nin en belirgin özelliği takım iskeletinin belli oluşuydu. Geçen sezon elindeki malzeme ile her hafta değişik 11’ler ile Fenerbahçe’yi sahaya süren Jesus çok eleştirilmişti. Yönetime çok transfer yaptıran (Bruma, Luan Peres, Gustavo Henrique, Alioski, Arao, Oosterwolde, Lincoln Henrique, Samet Akaydın, Pedro, Batshuayi) Jesus bu malzeme ile her hafta papatya falı açıp, eline kadar gelen şampiyonluk şansını Galatasaray’a teslim etmişti (Küme düşen Ümraniye ve Giresunspor’a 7 puan verdi).

Ezberlenen değişiklikler

Jesus’tan sonra İsmail Kartal’ın performansı baştan iyi bulunmuştu. Ancak son haftalardaki takım tertipleri, ezberlenen oyun planı, oyuncu tercihleri ve değişiklikleri ile o da adeta ‘İsmail Jesus’ oldu. İşler iyi giderken, ara transferde yanlışlıklar yapıldı. Krunuç’i İsmail Kartal mı aldırdı, yoksa Dzeko mu? Lincoln Henrique ve Crespo varken, Kruniç’e gerek var mıydı? Çağlar Söyüncü, kendini mi kurtaracak, yoksa Fenerbahçe’yi mi? Becao dönünce kimler stoper oynayacak? Cengiz Ünder mi oynasın, İrfan Can mı diye her hafta papatya falı mı açılacak? Tadic, Szymanski kulübeye çekilecek mi? Batshuayi hep hamle oyuncusu mu, olacak?

‘İsmail Kartal’ olmalı

Neden geri alındığını çözemediğimiz Serdar Dursun, son dakikalarda vakit kazanmak için mi oyuna alınacak? Görüldüğü gibi İsmail Kartal’ın bundan sonra işi daha zor. Unutmamak gerekir ki Alanyaspor beraberliği dünyanın sonu değil. Galatasaray’ın da Ankaragücü ve Beşiktaş deplasmanlarından kayıpsız çıkması çok zor. Fenerbahçe yine bu ligin en büyük şampiyonluk adaylarından biridir. Yalnızca takımın başında kafa olarak ‘İsmail Jesus’ değil, ‘İsmail Kartal’ olmalıdır. Ryan Kent mi? Yorum yok...