Her şeyden önce bir takımın hedefi doğrultusunda futbolculardan önce teknik direktör daha da önce yönetim, yaptığı işlerden sorumludur. Ancak Ali Koç ve Ersun Yanal, Fenerbahçe’ye geldikleri andan itibaren yaptıkları her hamle ile takımı geri götürdüler. Öncelikle Ali Koç’un sezon başı transfer döneminde gönderdiği oyuncuların kalitesi ile getirdiği oyuncuların kalitesi arasında büyük bir fark olması ile başladı sıkıntı.

Mumla arandılar

Cocu hamlesinin yanı sıra Benzia, Reyes, Frey, Slimani gibi bırakın giden oyuncuların yerini doldurmayı takıma zerre katkı yapmayan transferler gerçekleştirildi. Bu oyunculara güvenip satılan Giuliano, Fernandao, Josef ve gözden çıkarılan Soldado neredeyse mumla arandılar. Bu sıkıntıların baskısı bu kez devre arası Ersun Yanal’ın raporu doğrultusunda yeni transferler ve yeni hayal kırıklıkları getirdi. Tolgay, Serdar, Moses gibi kağıt üzerinde doğru gözüken hamleler de oyuncu performansları kötü olunca takım geri gitmeye devam etti.

Formda 3 oyuncu yok

Gençlere yöneldik kısmında Barış kiralandı, Berke forma giyemedi, Ferdi şans bulamadı. Yani sözü özü bugün Fenerbahçe’nin geldiği nokta da sorumluluk önce Ali Koç ve Ersun Yanal’ın. Ersun Yanal’ın her geçen gün gelişeceğini düşündüğümüz oyunu ise nerden tutarsan elinde kalıyor. Formda diyebileceğimiz 3 oyuncu saymak mümkün değil. Ne top rakipteyken doğru bir duruş ne de hücum ederken belirgin bir organizasyon var.

Trabzonspor'a kaybedilirse...

Hala geçtiğimiz sezonun takımından ‘Hasan Ali, Soldado ve Valbuena iş yaparsa Fenerbahçe maç kazanır’ diye konuşuyorsak burada oyunculardan önce yaptığı transferle Ali Koç, oynattığı ya da daha doğrusu oynatamadığı oyun üzerinden Ersun Yanal eleştirileri göğüslemesi gereken kişilerdir. En azından bu sezonun tek tesellisi, Kadıköy’ün büyük maç büyüsünün devam etmesi. Eğer Trabzonspor maçında bu büyü de bozulursa, sezon sonunda Ersun Yanal’ın da geleceği ciddi şekilde tartışılacak.

Yazarımız Erman Özgür, bugünkü Sivasspor-Beşiktaş maçı öncesi iki tarafı değerlendirdi.

Galatasaray kazandı, maç fazlasıyla fark yeniden 6’ya çıktı. Eğer Beşiktaş Şampiyonlar Ligi’ne gitmek istiyorsa, bundan sonra artık onlar için hataya yer yok. Genel duruma bakıldığında Kartal’ın şansı, deplasmanda da olsa Sivas’a göre çok yüksek

Beşiktaş, formda hücum hattıyla özellikle de deplasmanlarda ligin en kolay pozisyon ve gol bulan takımı. Ljajic ve Burak Yılmaz’ın saha içi liderliğini ele aldığı Beşiktaş’ta Atiba ve Gökhan Gönül de sezon sonuna doğru temposu tavan yapanlardan. Şenol Güneş’in tek sıkıntısı ise sol bekte. Caner’in, zaman zaman da Medel’in kullanılmasına rağmen bir türlü istikrarlı bir performans çıkmadı. Aynı problem yani maç maç ya da dakika dakika değişen performanslar konusunda Mirin ve Karius da nasıl oynayacakları pek tahmin edilemeyen oyuncular. Yine de takımın genel durumu, deplasman da olsa Sivas’a göre çok yüksek. Sivas tarafında ise biraz hedefsiz kalmış olmanın sıkıntısı yaşanıyor. Ligin ilk yarısına göre düşen performansın Robinho’nun gidişine bağlamak yanlış olmaz. Bu şartlara bakınca maçın favorisi Beşiktaş denebilir. Üstelik Galatasaray kazandı, fark yeniden 6’ya çıktı. Şampiyonlar Ligi biletini sonuna kadar kovalayacaklarsa, bundan sonra artık Kartal için hataya yer yok.

Kısa mesaj

Sezonun ilk yarısında bu seride Beşiktaş ve Başakşehir’i deplasmanda yenen Sivasspor büyük iş başarmıştı. Yani bu tip maçların oynama pratiğine sahip bir takım olarak üstelik kendi sahasında Beşiktaş’ı zorlayabilirler.

Ön plana kim çıkar?

Beşiktaş tarafında Ljajic ve Burak Yılmaz ile kulüben de gelse Kagawa takımlarının keyif veren, kaderini değiştiren oyuncular. Özellikle son Rize deplasmanında sezonun en iyi performansını sergileyen Ljajic’in Sivas’taki yaratıcılığı takım için çok önemli.

Beşiktaş’ta son dakika

Siyah-Beyazlılar’da cezalı olan Caner Erkin’in yanı sıra sakatlıkları bulunan Quaresma ve Adriano, Sivas’a götürülmedi. Şenol Güneş, Mustafa Pektemek’i de kadroya dahil etmedi.

Bu istatistiğe dikkat!

Ligde son 4 maçını kazanan Beşiktaş, bu sezonki en iyi serisini yakaladı. Kartal bu süreçte tam 13 gol atarken, 4 karşılaşmada kalesinde toplam 5 gol gördü.

Bir Adana derbisi için tempo düşük, oyun vasat olsa da maçın ilk yarısını daha derli toplu oynayan taraf Adana Demirspor’du. Adanaspor’un savunma göbeğindeki eksikliği değerlendirebilmek için Pote’yi kullanma çabaları olumlu sonuç vermedi. Yine de pozisyona girme konusunda Adanaspor’a göre daha becerikliydiler. Kaan Kanak, Erdal ve çok müsait pozisyonda Legear ile fırsatları kaçırdılar. Adanaspor ise sadece duran toplarda etkili olmaya çalıştı. Hakan Barış’ın frikiği ile gole yaklaştılar, olmadı. Hücum hattının bitiriciliğinden memnun olmayan Ümit Özat soyunma odasından hücum hattında yaptığı iki değişiklikle geldi. Ümit hoca en güçlü silahı Pote ve Legear’ı çıkarıp Levent ve Vedat Bora’yı aldı. Taze kan devrenin ilk 15 dakikasında Levent’le pozisyonlar getirmesine rağmen Adana’da puanın kahramanı Karacic kalesini gole kapamayı başardı.

Gecenin kazananı Toros Kaplanı

Aslında fiziksel yorgunluklar ortaya çıkmaya başladığında Pote son 15-20 dakika sahada olabilirdi. Dengeli geçen son 20 dakikada iki takım da pozisyon üretemezken Adana Demirspor, Ümraniye’nin puan kaybettiği haftada kısıtlı kadrosu ile mücadele eden Adanaspor’a karşı oynadığı oyun ile de hayal kırıklığı yaşattı. Adanaspor ise sezonun ilk yarısındaki derbide olduğu gibi mütevazi kadrosuyla güçlü rakibine rövanşı da vermeyerek gecenin kazananı oldu.

İlk yarı 30-35 dakikada Kayserispor hücum planı tutan taraftı. Kazandığı toplarla en çabuk yoldan Galatasaray kalesine gittiler. 1 gol 3-4 tane de net fırsat çıkardılar. Ancak işin savunma kısmında Feghouli, Belhanda, Emre Akbaba gibi oyuncular dikine oynayarak Kayserispor’lu oyuncuları zorlayınca kartlar gelmeye başladı. Fernando’nun dönen topunda Diagne golü atmasına rağmen işler iyi gitmezken Tiago Lopez maçın kaderini belirleyen hatayı yaptı. Hem 2. sarı kartı görüp atıldı hem de penaltı yaparak maçın ibresini bir daha dönmemek üzere Galatasaray’ın lehine çevirdi. Diagne ve ilk yarının son saniyesinde Nagatomo bu hikayenin bitirici kahramanları oldular. Galatasaray 1 kişi fazla oynamasına rağmen 2. yarıda tempoyu düşük tuttu. Galatasaray Ndiaye, Kayserispor Kravets ile 1’er net fırsatı kaçırınca skor değişmedi. Galatasaray şampiyonluk yolunda hata yapmadı.

Gecenin sorusu

Galatasaray gecenin en önemli ayrıntısı neydi? Bundan sonra kalan fikstür için Nagatomo ve Mariano’nun birlikte oynayacak olması Galatasaray adına çok önemli. Özellikle de derbilerde.

Maçın starı

Çok daha iyisini yapabileceğini düşünmeme rağmen yine de maçın yıldızı Diagne oldu. İlk goldeki takipçiliğinin yanında penaltı konusundaki ustalığı ile Galatasaray’da günün iyisi oldu.

Maçın olayı

Belhanda, Feghouli ve Emre Akbaba’nın aynı anda sahada olmaları performans olarak vasat kalsalar bile maç kazandırmak için yeterli olabilir. Örneği de Kayseri maçı oldu.

Kısa mesaj

Mağlubiyete rağmen Chery’nin ilk yarıdaki performansı dikkat çekiciydi. Özel bir yetenek ve hücum organizatörü.

Trabzonspor iyi kapanan almak üzerine takımlara karşı oyunu dikine oynama şansını bulmakta zaman zaman zorlansa da özellikle fiziksel yorgunluklar başladığı andan itibaren boş sahayı iyi değerlendirebilecek kadar da dayanıklılığı iyi olan bir takım. Yeni Malatya’nın ligde bulunduğu yerin rahat oluşu ve hafta içinde avantajlı olduğu kupa maçının rövanşını oynayacak olması bu maç için Malatya’da konsantrasyon eksikliği yaratabilir. Sezonun 2. yarısında biraz düşüşe geçmeleri, kolay gol yiyen bir takım haline gelmeleri, kazanma alışkanlığını kazanmaya başlayan Trabzonspor için şans. Özellikle hücum hattında Ünal hocanın alternatiflerinin çoğalması da gol bulma konusunda hiç sıkıntı yaşamayan bir takım çıkardı ortaya. İyi ya da kötü oynar diyemem. Ancak sahaya çıktığı an oyuna yüreğini koyarak oynamayı alışkanlık haline getiren ve yaptığı işten keyif alan oyunculardan kurulu Trabzonspor’un maçın favorisi olduğunu düşünüyorum.

Ön plana kim çıkar?

Trabzonspor’da bu konuda aday çok. Ama özellikle top Sosa, Yusuf ve Abdülkadir Ömür’ün ayağına gelince skor her an değişebilir. Malatya’da ise Donald ve Adem Büyük performansları çok değerli.

Bu istatistiğe dikkat!

Bireysel yeteneği yüksek oyuncularıyla öne çıkan Trabzonspor, bu sezon Süper Lig’de 276 kezle en fazla başarılı çalım atan takım.

Kısa mesaj

Ünal hocanın takdiri hak eden duruşunu oyuncularına da taşıyabildiği Trabzonspor’u izlemek için bu neden bile yeterli.

Trabzonspor için 3.’lük şansı ve Avrupa’da oynayabilmek tabii ki çok önemli bir hedef. Ancak asıl önemli olan büyük resmi görebilmek. Gençlik aşısı tutmuş, devre arasında transferi kapalı olmasına rağmen oyun anlamında iyi maçlar oynamış Trabzonspor için şampiyonluk yarışında olabilme hazırlığı şimdiden başlamalı. Bugün forma giyen genç oyuncuların gelişimlerine bakınca; hem Süper Lig hem de Milli Takım’da uzun yıllar forma giyebilecek potansiyele sahipler.

En önemlisi gençler

Eğer Trabzonspor yönetimi yeni sezon transfer döneminde yeterince kaynak yaratabilir, Sosa gibi lider 2 oyuncu daha transfer edebilirse hem bu gençlere yenilerini ekler hem de gelişimleri daha doğru olur. Futbol ve ekonominin gidişine bakınca bugünün şampiyonluk adayları güç kaybetmeye devam edecekken, Trabzonspor yetiştirdiği gençleri ile önümüzdeki sezonu fırsata çevirebilir.

Tek bir hedef olmalı

Bu genç oyuncuların Ünal Karaman ile yakaladığı uyum, karakterlerinin düzgünlüğü Trabzon altyapısındaki birçok oyuncu için de ekstra motivasyon demek. Tarihindeki tüm şampiyonlukları kendi içinden yetiştirdiği değerler sayesinde yakalanan Trabzonspor için İstanbul takımlarının yaşadığı sıkıntıyı değerlendirmek biraz ana bir hedef seçmekten geçiyor. Yani hem Avrupa hem lig beraber götürebilmek yerine ligin ön planda tutulması da yıllar süren hasretin bitirilebilmesi açısından çok önemli.

Eli ayağı düzgün 5 pas yapan ya da topla bir adam eksiltip takımını ayağı kaldıran bir taraf yoktu derbide. Yapılan presi bozabilecek bir tarafta Belhanda ve Feghouli, diğer tarafta Valbuena kötü seçimler yaptılar. Pozisyon adına hiçbir şeyin olmadığı ilk yarıda tek hayat belirtisi devrenin sonunda Hasan Ali’nin atılmasıydı. Galatasaray böylece Kadıköy’ün büyüsünü bitirebileceği, tarihi değiştirebileceği bir fırsatla soyunma odasına gitti. Geriye Fatih Terim sarı kartlı Belhanda’nın yerine Emre Akbaba’yı alarak döndü. Topa daha fazla hakim olan Galatasaray, Mariano ve Linnes ile girdiklerini kaçırsa da Feghouli’nin ortasında Onyekuru ile golü buldu. Bu sezon oynanan tüm derbilerin gerçeği Fenerbahçe’nin derbilerde asla pes etmediğiydi. Maçın en iyisi Dirar önce kazandı, sonra hazırladı ve Eljif’in golü geri dönmeyi başardılar. Alınan 1 puan Fenerbahçe tarafı için iyi, Galatasaray taraf için Başakşehir’in kaybettiği haftada büyük bir kayıp oldu.

Gecenin sorusu

Galatasaray’ın şampiyonluk şansı ne kadar? Başakşehir kalan haftalarda 2 kez berabere bile kalsa ipi göğüslüyor. Yani sezon sonu şampiyonluk kaçarsa en çok Kadıköy fobisi bunun nedeni kabul edilebilir.

Maçın starı

Dirar takımının en faydalı oyuncusuydu. Hem savunmada hem de belki de takımının yaptığı tek organize atakta kilit isimdi. Alınan puanın kahramanı oldu.

Maçın olayı

Galatasaray’da Fatih Terim son dakikalarda Sinan, Diagne ve Mitrolou ile oynayarak maçı ne kadar istediğini gösterdi. Ancak Galatasaraylı oyuncuların maçı kazanacaklarına inancının Fatih Terim kadar olmadığı oynanan oyundan belliydi.

Kısa mesaj

Bir gün önceki derbiden sonra bu maç güzel bir yemekten sonra gelen bayat çaya benziyordu.

Hoca değişikliği yapmış, özgüveni eksik ama stresi çok olan Bursa maça baskı ile başlayıp Trabzonspor’a oyun kurdurtmadı maçın başında. Ancak Yusuf haricinde hücumda iş yapacak kimse olmayınca hücum etmekte de zorlandı. Dakikalar geçtikçe 2 takım da hem duran toplardan hem de kenar ortalarından pozisyon bulmaya başladı. Trabzon daha fazla ve net pozisyon yakaladı. Fakat bitirici vuruş kalitesi iki taraf için de eksik kaldı. Devre arasında hamleler geldi. Bi tarafta topu önde tutmak adına Abdülkadir Ömür, diğer tarafta ise hücumda topu kaleye çabuk götürebilmek için Lima. Hamlesi tutan taraf ise Trabzon ve Ünal hoca. Fiziksel yorgunlukların artması ve Abdülkadir ile topa daha fazla hakim olan, alan bulan, dikine oynayan Trabzon; Abdülkadir’in enfes golü ile stresli rakibinin direncini kırdı. Sosa penaltıyı kaçırmasa maçı da koparabilirdi. Yine de 2. yarısını daha derli toplu oynadığı maçı zor da olsa kazanarak 3.lük yarışında sonuna kadar ‘varım’ dedi.

Gecenin sorusu?

İlk 3 şansı ne kadar? Tabii ki Beşiktaş’ı geçmek kolay değil. Ancak Trabzonspor’un kazanma alışkanlığını elde etmeye başlaması bu konuda büyük avantaj olabilir.

Maçın starı

Ortada giden oyunu takımına çeviren hamleyi devre arasında yaparak maçın kaderini belirleyen Ünal Karaman bana göre maçın kader adamıydı.

Maçın olayı!

Can derdine düşmüş Bursa gibi takımlara karşı oynanan maçlar stresli ve zor geçer. Trabzon’un gerginliğe ayak uydurmadan, çok iyi oynamasa da maçı kazanması gecenin olayıydı. Yani Trabzon’un gençleri bir sınavı daha geçmeyi başardı.

Kısa mesaj

Mesut hoca çok takım kurtardı. Fakat bu kez işi hepsinden daha zor gözüküyor. Bursaspor’da kalite, özgüven ve dayanıklılık gibi futbolun olmazsa olmazı denebilecek birçok özellik eksik.