‘’Penaltı verilmemesi gerekti‘’
Dünkü maçın en çok tartışılacak yanı sahadaki hakem yönetiminden daha çok, VAR hakeminin atanma şekliydi. Bahattin Şimşek bu sezon henüz VAR masasına oturmamıştı. Belli ki ona VAR masasında güvenilmiyordu. Bu hakem yokluğunda, onu sıradan bir Anadolu maçına dahi atamayan Serdar Tatlı’nın ne de Ferhat Gündoğdu’nun eli varmamıştı. Dünkü maçta hakem ekibinin vereceği kararlar tartışılacaksa, bunun sorumluluğu MHK’dedir. Galatasaray’ın beraberlik golü öncesi Murat topa doğru hareketlenirken, arkasında kalan Halil; Murat’ın ayaklarına temas ediyor. Murat bu temastan etkileniyor ve yerde kalıyor. Bence golde net bir faul var. Altay’ın lehine verilen penaltıda, Çakır önünde gerçekleşen pozisyona devam demişti.
Esas olan hakem kararı
Kısa mesafeden, Galatasaraylı oyuncunun göğsünden seken top, sağ kolunun pazusuna temas ediyor. Yoruma muhtaç ve sana göre bana göre bir pozisyon. Esas olan hakem kararı ve hakem pozisyonu devam ettirmiş. Burada VAR müdahalesi tamamen gereksiz. Çakır pozisyonu kenarda o kadar uzun süre izledi ki, bu bile açık/bariz bir yanlış olmadığının göstergesiydi. Bence penaltı verilmemesi daha doğru olurdu.
‘’Hatalı kartlar!‘’
Maçın hakemi Mete Kalkavan, çok fazla kritik karar vermek zorunda kalmadığı, kamuoyu açısından belki tartışmalardan uzak bir maç yönetti ancak hakemlik tekniği açısından kabul edilemeyecek kart ve faul hataları yaptı. 43. dakikada Josef’in Ümit Bozok’a yaptığı harekete sarı kart çıkarttı. Pozisyonda kontrolsüz bir hamle yoktu. Faul belki ama asla kart gerektiren bir pozisyon değildi. 60. dakikada Donk, rakibi Can’ı kucaklayarak havaya kaldırdı. Sebebini anlamadım ama bu rakibe yapılmış, saygısızca bir hareketti. Mutlaka sarı kartla cezalandırılması gerekirdi ancak Kalkavan kart göstermemeyi tercih etti.
Welinton’a kırmızı...
Maçta 66. dakikada Larin, sarı kart gördüğü pozisyonda faul bile yapmamıştı. 90+3’de de Travnik de faulün bile tartışılacağı pozisyonda sarı kart gördü. 89.dakikada Welinton’un sarı kart gördüğü pozisyonda Umut, bariz gol şansından kırmızı kart itirazında bulundu. Umut’un kademesine girme ihtimali bulunan Vida hayli uzaktaydı. Hakem kararına saygı duyuyor ve eleştirmiyorum. Ancak ben kırmızı kartın daha doğru olduğu fikrindeyim.
‘’Kalkavan ile risk alınmamış‘’
Galatasaray Kulübü Başkanı Sayın Burak Elmas gazetecilerle yaptığı sohbet toplantısında: "Kulüpler Birliği 9 hakemin maç yönetmesini istemiyor. Bu hakemlerin bazıları FIFA kokartlı." diyerek, aslında tahmin edilen fakat netleştiremediğimiz gerçeği açıkladı. Bahsi geçen 9 hakem arasında; Ali Palabıyık, Abdulkadir Bitigen gibi, değil Türkiye Ligi, Avrupa’da da kalburüstü maçlara çıkan isimler bulunuyor.
‘Mümkün görünmüyor’
Kadroda, 25 Süper Lig Hakemi ve 6 tane müstakil VAR kadrosunda yer alan hakem var. Yani Süper Lig organizasyonunun sürdürülebilmesi için hakem ve VAR olarak kullanılabilecek 31 hakeme sahibiz.
Her hafta 10 hakem, 10 VAR ve belli sayıda 4. hakeme ihtiyaç oluyor. 31 kişilik kadrodan 9 kişiyi çıkarttığınızda, kalan 22 kişiyle Süper Lig organizasyonunu yönetmeniz çok mümkün görünmüyor.
Sakatlığı, hastalığı, yurt dışı maçları, özel mazereti olan hakemleri de düşündüğünüzde; organizasyonun sağlıklı yürüyemeyeceği aleni bir durum.
O yüzdendir ki, aynı hakem aynı hafta içinde birden fazla görev alıyor; o yüzdendir ki fahiş hatalara imza atan hakemler değil sonraki hafta hemen ertesi gün görev alıyor. Bunun başka yolu şu an için görünmüyor.
‘Gerçekçi durmuyor’
Böylesi bir ortamda "Bu hakem bu maça nasıl atanır?" şeklinde bir değerlendirme yapmak da çok gerçekçi bir yaklaşım gibi durmuyor. Merkez Hakem Kurulu maç verebileceği isimleri; performans, tecrübe, kriterlerine bakmadan, elinden geldiği kadar maçlara dağıtmaya çalışmış. Lider’in maçına Aydınus, Galatasaray’ın maçına Çakır, Beşiktaş’ın maçına da Kalkavan gibi en tecrübeli isimler verilerek risk alınmamış. Bence son zamanlardaki performansı tatminkâr olmayan Zorbay Küçük Fenerbahçe maçı için tercih edilirken, önemli bir risk satın alınmış.
‘’Daha fazla oynanmalıydı!‘’
Dün akşam oynanan maç her ne kadar hakem açısından kritik pozisyonlara sahne olmasa da ikili mücadelelerin çoğunlukta olduğu, hakem açısından zor ve çekişmeli bir maç oldu. Kalkavan’ın bazı faul ve sarı kart hataları oldu ancak bu hatalar maçın kaderini etkileyecek hatalar değildi.
Son düdüğü çaldığında Kalkavan açısından akıllarda kalan önemli bir hata yoktu. 59. dakikada Novak topsuz alanda Halil’i çekerek düşürdü. Faul ve sarı kart kararı doğruydu. 88. dakikada Novak bu kez Soner’e faul yaptı ve bu faul de sarı kartı gerektiriyordu.
Mete Kalkavan doğru bir ikinci sarı kartla oyundan ihraç etti. Bu maçta Kalkavan’ı eleştireceğim tek husus maçın sonuna eklediği 4 dakikalık uzatma süresiydi. Daha fazlasını eklemesi gerekirdi.
‘’Galatasaray'ın penaltısını atladı‘’
Dün akşam oynan maçta hakem açısından iki kritik pozisyon vardı. Maçın 34. dakikasında Sadık ceza sahası içinde risk alarak, kayarak topa doğru bir hamle yapıyor ve topa dokunmayı başarıyor. Sadık’ın temasından sonra Galatasaraylı oyuncudan seken top önüne doğru sekiyor. Galatasaraylı oyuncunun topa doğru hamle yapma şansı varken, dikkatsiz şekilde kayan Sadık, rakibinin hamle şansını bitiriyor. Bu pozisyonda ben penaltı verilmesinin daha doğru olduğunu düşünüyorum. 88. dakikada ise Galatasaray’ın golü faul gerekçesiyle iptal edildi. Bence de Diagne’nin Sadık’a müdahalesi faulü gerektiriyordu. İtmemiş olsa bile, uzaktan koşarak gelip, sabit şekilde bekleyen Sadık’a çarparak düşmesine sebep olmuştu.
‘’Göçek'i VAR kurtardı‘’
Maçın hakemi Hüseyin Göçek dün gününde değildi ama şansı yanındaydı. Zorda kaldığı anlarda; önce VAR, sonra devre arası, en sonunda da skor imdadına yetişti. Göremediği pozisyonlarda VAR devreye girdi. İlk yarının sonlarına doğru oyun gerginleşmeye başladı, devre arası oyundaki tansiyonu düşürdü. İkinci yarıda Giresunspor skoru yakalayınca da işi hayli kolaylaştı. Maçın 17. dakikasında Serginho’nun kafa vuruşunda top, Rosier’in koluna çarptı. Hakem ‘devam’ deyince, VAR devreye girdi ve doğru bir penaltı kararı verildi. Rosier topa hamle yaparken risk almış ve vücudunu genişletmişti. 35. dakikada Necip’in hareketine sarı kart çıkartan Göçek’in kararını yine VAR düzeltmek zorunda kaldı.
8 yabancı yeterli
Necip; kramponunun vidalarıyla, rakibine yaralayıcı bir müdahalede bulunmuştu. Ayağı dizden gergindi. VAR müdahalesiyle çıkan kırmızı kart doğruydu. Ancak öncesinde Josef faul beklentisinde haklıydı. Giresunsporlu Balde, Josef’i itmişti. Maçta Necip kırmızı kart görünce, Beşiktaş iki Türk oyuncuyla devam etti. İki Türk oyuncuyla oynamak talimata aykırı değil. Talimat, sahada en fazla 8 yabancı bulunması gerektiğini emrediyor. Yerli ile ilgili bir alt sınır yok. Beşiktaş’ın diğer iki yerli oyuncusu da kırmızı kart görse ve Beşiktaş sahada sadece 8 yabancı ile kalsaydı bile sorun yoktu.
Kural hatası tartışması
Beşiktaş’ta Necip kırmızı kart gördükten sonra sahada 2 yerli oyuncu kaldı: Mert Günok ve Umut Meraş. Özellikle sosyal medyada Siyah-Beyazlılar’ın 3 yerli ile devam etmediği için kural hatası yaptığı iddia edilse de, TFF’nin talimatlarına göre sahada maksimum 8 yabancı olması yeterli. Yani, bir takımın 3 yerli oyuncusu dahi kırmızı kart görse, sahada 8 yabancı yer aldığı sürece kurala aykırı bir durum yok.
‘’Atamalarda kusur yok‘’
Deniz Çoban, Süper Lig’de 14. haftanın hakemlerini değerlendirdi:
Bu hafta da Abdulkadir Bitigen, Ali Palabıyık ve Özgür Yankaya gibi yasaklı (!) hakemlere yine maç verilmemiş. Anlaşılanoki, VAR kadrosundaki yasaklı (!) hakemlerin de bu hafta maçları olmayacak. Halis Özkahya da yakın zamanda hakemliği bırakmıştı. Sınırlı sayıda olan hakem kadrosundan bu isimleri çıkarttığınızda, elinizde kalan isimler, kalan maçlara ancak sayı olarak yetişebilir. Performans değerlendirmesi yaparak, birkaç hakemi dinlendirme şansı yok denecek kadar az. Kamuoyunda yarış haline dönen ‘hakem düdüğü astırma’ arzusu ve yarışı son bulmadığı müddetçe, ‘Yaşanan hakem tartışmalarından daha fazlasına hazır olun!’ derim. Her geçen gün elimizde olan hakemleri kaybediyoruz. Sakın aşağıdan yenileri gelir demeyin. Aşağının hali, yukarıdan beter!
Büyüklere doğru isimler
Bu değerlendirmelerden hareketle şunu ifade edebilirim. Lider Trabzonspor’un maçında Cüneyt Çakır, Fenerbahçe’nin maçında Mete Kalkavan, Beşiktaş maçında Hüseyin Göçek tercihleri, ligin tecrübeli isimlerinin büyük maçlara görevlendirildiğini gösteriyor. Keza Galatasaray maçına atanan Atilla Karaoğlan, her ne kadar diğer üç isim kadar tecrübeli olmasa da artık bu maçların gediklisi durumuna gelmiş genç jenerasyonun kalburüstü ismi.
Sadece Göçek riskli
Şu ortamda atamalara kusur bulmak istemiyorum. MHK’nın tecrübeli hakem tercihleri, biri hariç genelde yerli yerinde görünüyor. Ancak bu isimlerin genel hakemlik performansına bakarak şunu söylemeden geçemeyeceğim: ‘Beşiktaş-Giresunspor maçındaki Hüseyin Göçek ataması çok fazla risk barındırıyor!’
‘’VAR'a rağmen‘’
Trabzonspor-Gaziantep FK maçının iki kritik anı vardı. İlki Dicko-Hugo mücadelesinde, Gaziantepliler’in faul ve kırmızı kart istediği pozisyondu. Dicko avantajı elde etmiş, rakibini arkasında bırakmış gole giderken, Hugo tarafından düşürülüyor. Karar faul ve kırmızı kart olmalıydı.
İkinci kritik an ise Trabzonspor’un üçüncü golünden önce yaşandı. Trabzonspor ceza sahasında yine Hugo, dikkatsiz kayarak Dicko’yu düşürdü. Gol iptal edilerek, Gaziantep FK lehine penaltı kararı verilmesi gerekirdi diye düşünüyorum.
Asıl düşündürücü olan ise tüm bu hatalı kararların VAR uygulamasının olduğu bir maçta yaşanmasıydı. MHK açısından sorun ise liderin maçına Mert Güzenge gibi tecrübesiz bir ismin VAR olarak tercih edilmesiydi.









































