‘’Sezonun ödülü Karaoğlan'a‘’
Ligin şampiyonunun bu hafta belli olma ihtimali çok yüksek. Belki de şampiyonluk maçının son düdüğünü çalmak Atilla Karaoğlan’a nasip olacak. Böyle maçlar çok özeldir ve genelde MHK’lar o sezonun en gözde ismine bu maçı vermeyi tercih ederler. Dolayısıyla başarılı bir sezon geçiren Atilla Karaoğlan’ın, bir anlamda sezonun ödülünü aldığını düşünüyorum. Fenerbahçe karşılaşmasında ise geçtiğimiz hafta başarılı bir performans gösteren Sarper Barış Saka var. Sezon performansı vasatı aşamamış olsa da son haftalarda başarılı olduğunu söyleyebilirim.
İlginç atamalar var
Kayserispor-Beşiktaş maçında görevlendirilen Erkan Özdamar’ı anlamam mümkün değil. Her yönettiği büyük takım maçını, sorunlar yumağına çeviren Özdamar’a, yine bir büyük maç verilmesini doğru bulmuyorum. Galatasaray karşılaşmasına atanan Kadir Sağlam ise devre arasında Süper Lig’e terfi etmişti. Hakemlik kumaşı iyi. MHK onu bir büyük maçında görmek istemiş. İnşallah bu tecrübesiz arkadaşımız sert bir maçla karşılaşmaz.
Geri dönüş sürüyor
Sonuç olarak bu hafta atamalarıyla hakem camiasında oluşan kaos ortamının yavaş yavaş dağıldığını görüyoruz. Geçen hafta Cüneyt Çakır’la birlikte bazı isimler, 8 Mart sonrası ilk kez maç almıştı. Bu hafta onlara Alper Ulusoy ve Abdulkadir Bitigen eklendi. Alt ligde görev verilen hakemler de var. Gözlemcilerde de dönüş başladı. Sabri Çelik ve kurulunu bu tutumlarından dolayı kutluyorum.
‘’Kenan Karaman'ın penaltısı atlandı‘’
Maçın hakemi Yasin Kol, maç içerisinde çok fazla kritik karar vermek zorunda kalmadı ama kart ve faul hataları oldu. Maç kontrolü anlamında önemli sıkıntılar yaşadı. Zaman zaman oyuncular, bir araya toplanarak gerginlikler yaşandı. Bu tür anları yönetemedi. 35. dakikada Ersin ve Muleka ile başlayan gerginliği yönetemedi. Muleka uzun süre yerde kalmasına rağmen oyunu durdurmaması ve oynatmaya çalışması gereksizdi. Sonrasında çıkan 3 sarı karta yanlış diyememiş olsam da bu sarı kartlara zemin hazırlayan hakemdi. 45+3’de Beşiktaş lehine doğru bir penaltı kararı verildi ancak öncesinde ofsayt vardı. Hakemler bu penaltıyı doğru şekilde iptal ettiler.
Cılız beklentiler...
Maç içerisinde cılız penaltı beklentileri oldu. Bu pozisyonlarda devam kararları doğruydu. Ancak maçın uzatma dakikalarında, Donk’un Kenan’a hamlesi penaltıyı gerektiriyordu. Hakem bu pozisyonda yanıldı. Penaltı verilse Donk’un ikinci sarı karttan ihracı da gerekirdi. Kenan’ın kafa seviyesindeki topa Donk ayağını uzatıyor. Topa Kenan vuruyor ve Donk’un ayağı Kenan’ın kafasına temas ediyor. Ayak, kafayla oynama mesafesine kalkar ve bu ayak rakibin kafasına temas ederse penaltı kaçınılmazdır. Maçın 90.dakikasında Ryan Aabid’in Welinton’a kramponunun vidalarıyla yaptığı yaralayıcı darbenin karşılığı sarı değil, kırmızı kart olmalıydı.
‘’Penaltı kararı hatalı‘’
Deyim yerindeyse maç penaltı ile başladı. Penaltı öncesi top taca çıkmıyor çizgi üzerinden çevriliyor. Ancak verilen penaltıya doğru demem mümkün değil. Adana Demirsporlu futbolcunun rakibinin düşmesine sebep olacak bir itmesi yok. Sadece rakibine dokunuyor diyebilirim. Bu penaltının verilmemesi gerekirdi. Sıkıntı bununla sınırlı değil. Penaltı vuruşunda topu kaleci kurtarınca, ceza sahasına erken giren Akintola, topu kornere attı. VAR gereksiz bir müdahale ile hakemi kenara çağırıp, penaltının tekrarlanmasını sağladı. Bu pozisyonda Akintola topu kornere göndermemiş olsa, kaleciden seken o topu kazanıp gol atma şansı olan Trabzonlu bir oyuncu yoktu. Kouassi o bölgedeydi ama topu kazanmak üzere bir hamlesi yoktu. Hatalı bir VAR müdahalesiyle penaltı tekrar edilmiş oldu.
Deli atılmalıydı
33'te penaltı sonrası sarı kart gören Simon Deli, rakibi Cornelius’a diziyle yaptığı kontrolsüz faulde de sarı kart görmeliydi. Dolayısıyla ikinci sarı karttan atılması gerekirken, Yaşar Kemal Uğurlu kartını göstermedi. Bu kadar dağınık maç yöneten Uğurlu, zamanı da karıştırarak maçı erken bitirdi. İlk yarıda yaşananların, bu seviye bir maça yakışmayacak bir hakem yönetimi olduğunu söylemeliyim.
‘’Serdar Dursun'a kırmızı çıkmalıydı‘’
Hakemi açısından zor bir karşılaşma oldu. Halil Umut Meler, kritik kararlar vermek zorunda kaldı. Maçın henüz 33. saniyesinde Fabricio Baiano kırmızı kart gördü. Sinirlerine hakim olmayan Rizesporlu oyuncu, kendisini oradan uzaklaştırmak üzere kolundan tutan Ferdi’nin elini ittirmek üzere savurduğu kolu, Kim’in yüzüne geldi. Henüz bu dakikada çıkan böyle bir kırmızı kart elbet tartışılacaktır. Kazara mı oldu, oyuncu kasıtlı mı yaptı tamamen niyet okumaya girer. Ben de tartışmalı olan bu pozisyonda hakem kararına saygı duyuyorum.
Penaltılar doğru
21. dakikada Boyd, kayarak topla oynandıktan sonra, kontrolsüz şekilde Crespo’ya bir müdahalede bulunuyor. Bu pozisyonda Boyd sarı kart görmeliydi. 35. dakikada Fenerbahçe korner kullandığı sırada, Serdar blok halinde kolunu geriye doğru savuruyor ve savrulan o kol Holmen’in yüzüne geliyor. Baiano’nun temasından farksız. Fazlası var eksiği yok. Aynı maç içinde standart kararı arıyorsak bu pozisyonda da Serdar kırmızı kart görmeliydi. Maçın ilk yarısının uzatma dakikalarında Fenerbahçe lehine verilen iki penaltı kararı da doğruydu.
‘’Skandal‘’
8 Mart sonrası Türk hakemliği gereksiz bir çalkantının içine sokulmuştu. Dün itibarıyla normalleşmenin ilk adımı atıldı ve yeni MHK Başkanı Sayın Sabri Çelik, liste dışı kalan hakemlerle bir araya geldi. Görüşme ve seminer havasındaki kısa hatırlatmalardan sonra haftanın hakemleri açıklandı ve tam 45 günlük ara veren hakemler tekrar görevlerine dönmeye başladılar.
Önce tarih, son maç tebliği
Bu 45 günlük dönemde yaşananların etkileri tabii ki ülkemizle sınırlı kalmadı. Özellikle Cüneyt Çakır'ın durumu uluslararası düzeyde ses getirdi. FIFA ve UEFA çok önceden hakemine hangi tarihlere maçı olacağı bilgisini verir. Maç tarihi yaklaştığında da hangi maça gideceği bildirilir. 8 Mart günü itibarıyla Çakır'ın; 1 tane tarihi ve takımları bilinen, 3 tane de tarihleri bilinen, fakat takımları bilinmeyen toplam 4 maçı vardı.
Dönüş bile yapılmadı...
17 Mart'ta Avrupa Ligi son 16 turunda West Ham-Sevilla rövanş maçına konfirmeydi. Ekibiyle birlikte uçak biletleri, vize ve otelleri hazırdı. Rossetti maça 3 gün kalana kadar Türkiye'den olumlu bir haber bekledi. Gelmeyince maç, Fransız Clement Turpin ve ekibine gitti. Diğer 3 maçın bilinen tarihleri ise Şampiyonlar Ligi Çeyrek Final, Şampiyonlar Ligi Yarı Final ve Dünya Kupası elemeleri Play-Off maçlarının olduğu tarihe denk geliyordu. Yani Çakır bu 45 günlük sürede; 1 UEFA Avrupa Ligi son 16 rövanşı, 1 Şampiyonlar Ligi Çeyrek Finali, 1 Şampiyonlar Ligi Yarı Finali, 1 de Dünya Kupası elemeleri Play-Off Milli maçı kaçırmış oldu.
Halen FIFA'nın gözdesi
Çakır, iki gün önce Polonya'da Dünya Kupası aday hakemlerinin katıldığı son atletik teste katıldı ve başarıyla tamamladı. Ayağının tozuyla Türkiye'ye gelerek TFF Beylerbeyi Tesisleri'nde yapılan seminere de katıldı. Bu 45 günlük süreç, elbette Çakır'ın Dünya Kupası yolunda rakiplerinin gerisinde kalmasına sebep oldu. Şansını yitirmedi ancak zora soktu. Rus hakem Sergey Karasev'in savaş sebebi ile şansının azalması ve Rumen hakem Ovidiu Hategan'ın sağlık problemleri yaşıyor olması da Çakır için artı bir gelişme kabul edilebilir. 20 gün içinde Dünya Kupası'nda maç yönetecek hakemlerin isimleri açıklanacak. Umarım bu 45 günün acısını liste açıklandığında çekmeyiz.
‘’Devam kararı doğruydu‘’
Maçın hakemi Atilla Karaoğlan son oynanan Fenerbahçe-Galatasaray maçının da hakemiydi. Derbideki yönetimiyle sınıfı geçen Karaoğlan’ın, o maçın moraliyle bu maçı da başarılı yönettiğini düşünüyorum. Hakem açısından maçın en çok tartışılan anı 35. dakikaydı.
Top ceza sahasında Onur’un koluna temas edince Trabzonsporlular penaltı beklediler. Bence penaltı beklentileri gereksizdi. Hakemin devam kararı doğruydu. Çünkü Trabzonlu Kouassi’nin ayağından seken top, kısa mesafeden Onur’un doğal pozisyonda bulunan koluna çarpmıştı. Bu bir oynama değildi.
‘’Her şey 8 Mart öncesine dönüyor!‘’
Sabri Çelik başkanlığındaki MHK, Türk hakemliğinde sert rüzgârların estiği bir dönemde göreve başladı. Önlerinde sadece ve sadece 5 haftalık bir görev süreleri var. Zaman kısa, sorunlar büyük! Türk hakemliğinin ve Türk futbolunun toplumsal bir uzlaşmaya ihtiyacı var. Çelik ve kurulu gemiyi limana salimen yanaştırabilirse, seçilecek yeni TFF başkanından teveccüh görerek, görevlerine devam edebilirler. Bu da geçerli bir ihtimal. Çelik’in, 8 Mart kararlarını benimsemediği çok iyi biliniyor. Tahmin ediyorum ki Çelik’in; kısa süreliğine bu görevi kabul ederken koyduğu tek şart, liste dışındaki hakemlerin tekrar maç almaya başlamalarıydı.
TFF yumuşadı
Ulaştığım bilgiye göre TFF yönetim kurulu tavrını yumuşatmış görünüyor. Liste dışı kalan hakemlerle ilgili Tahkim Kurulu kararı uygulanacak! Ve bu görüş Sabri Çelik ile de paylaşıldı. Hazırlıklar tamam. Karar alındı. Perşembe günü liste dışında kalan isimler Riva’ya seminere davet edilecekler. Tekrar maçlarda hakem ve gözlemci olarak görev almaya başlayacaklar. Kısaca her şey 8 Mart öncesine dönecek. Cüneyt Çakır’a Dünya Kupası’nın yolu tekrar açılacak.
Gündoğdu bilinçli yaptı!
Yaşanan süreç Cüneyt Çakır’ın “çantada keklik” olan Dünya Kupası’na katılma ihtimalini biraz zora soktu! Gündoğdu Kurulu, bilinçli bir şekilde, hem Tahkim Kurulu kararını yok sayarak hem de İsviçre’den gelen davete cevap vermeyerek, Çakır’ın rakiplerinin onu geçmesi için ortam hazırladı. Rakipleri maçtan maça koşarken, Çakır tebligatı yapılmış, uçak biletleri dahi alınmış, konfirme olan bir maçını kaybetti. Avrupa’da bir çeyrek final ve bir de yarı final maçını yitirdi. Dünya Kupası elemeleri Play-Off maçlarında yöneteceği milli maçını da elinden aldılar.
Collina güveniyor
Tüm bu olumsuzluklara rağmen her şey bitmiş değil. Çakır önümüzdeki günlerde Polonya yolcusu. Dünya Kupası aday hakemlerine uygulanacak atletik teste katılacak. Atletik testi takip eden 1 aylık sürede de Dünya Kupası hakem listesi açıklanacak.
Bir gerçek var ki, Collina’nın Çakır’a güveni halen devam ediyor. Collina, 8 Mart sonrası, Çakır’ın en ufak bir kabahati olduğu fikrine kapılsaydı, “Koşuya gelme!” derdi! Demediğine göre, Dünya Kupası şansı devam ediyor demektir!
‘’Tarihi sorumluluk‘’
Göreve gelen isimler için “yeni” sıfatını kullanmak çok mantıklı değil. Son 20 yılda göreve gelen 16. Merkez Hakem Kurulu ancak içlerinde ilk kez görev yapacak üç kişi var. Diğerleri başarısız bulunup gönderilmelerine müteakip, tekrar göreve çağırılan isimler.
Seçime kadar
Kurul, hakem camiasının neredeyse en tecrübeli isimlerinden oluşuyor. Eleştirecek olsam, birçok yönüyle bu kurulu eleştirebilirim. Ancak bu bir “geçiş” MHK’si. Bugünden itibaren tam 59 gün görev yapabilecekler. 17 Haziran’daki TFF başkanlık seçiminin olduğu gün görev süreleri TFF statüsüne göre son bulacak.
13 hakem dönecek
8 Mart kararları sonrası yaşanılan kaotik bir dönemin ardından göreve gelen bu MHK, tarihi bir sorumluluk üstlenmiş durumda. Ferhat Gündoğdu döneminde karpuz gibi ortadan bölünen hakem camiasını kısa sürede toparlamak zorundalar. Başkan dahil kurulda yer alan en az 7 üyenin, 8 Mart kararları karşı olduklarını ve desteklemediklerini biliyorum. Dolayısıyla bu değişimle birlikte Tahkim Kurulu kararının uygulanacağını ve görev alamayan hakemlerin, görevlerine döneceğini tahmin ediyorum.
Sabri Çelik (63 Yaşında-5. Kez)
Asıl mesleği öğretmenlik olan Sabri Çelik, daha önce Bülent Yavuz ve Hilmi Ok başkanlığındaki kurullarda üye olarak görev yapmıştı. 3. Kez Başkanlık görevine getirilen Çelik, 2018-2019 sezonunun son dört ayı için yine bir geçiş MHK başkanı olarak göreve getirilmişti. Uzun yıllara dayanan yönetici tecrübesine sahip Çelik’in, 8 Mart hakem kararlarını kabul etmediği ve desteklemediği biliniyor. Tecrübesini ve camianın kendisini olan güvenini kullanarak, yaşanılan çalkantılı süreçten hakem camiasını çıkartması en büyük başarısı olacaktır. Görev süresi çok kısa olduğu için Ondan plan/proje geliştirmesini beklemek yersiz olur.
Muhittin Boşat (61 Yaşında-3.Kez)
Üçüncü kez başkanlık koltuğuna oturan Sabri Çelik’in, vazgeçemediği isimlerden. Tüm başkanlık dönemlerinde birlikte çalıştığı bir isim. Memuriyeti devam ediyor. 2003 yılı sonunda hakemliği bıraktı. Geçmişte FIFA hakemliği, gözlemcilik, mentörlük gibi görevlerde bulunan Boşat, bir dönem basında da yer aldı. Olimpiyat stadında yönettiği Galatasaray-Fenerbahçe maçında Luciano’nun eline gelen topta penaltı vermediği için hayli eleştirilen Boşat, o sürecin devamında hakemliği bırakmıştı. Kurulda Sabri Çelik’in en yakınındaki isimlerden birisi olması bekleniyor.
Murat Ilgaz (63.Yaşında-4.Kez)
Emekli Binbaşı olan Murat Ilgaz Süper Lig’de ve FIFA’da gözlemcilik görevini sürdürürken bu göreve getirildi. Gelmiş geçmiş Türk futbolunun en kariyerli gözlemcisi durumunda. Avrupa Ligi ve Şampiyonlar Ligi’nde yarı final maçlarında gözlemcilik yapan Murat Ilgaz, kıtalararası Play-Off Dünya Kupası eleme maçında da (Honduras-Avustralya) görev yaptı. 2020 Avrupa Şampiyonasında da üç grup maçında ve bir çeyrek final maçında hakem gözlemcisi olarak görev yaparak Türk hakemlik tarihine geçti.
Erol Ersoy (60 Yaşında-4.Kez)
Emekli Astsubay olan ve şimdilerde ticaret de yapan Erol Ersoy, Süper Lig ve FIFA gözlemcisi. İstifa eden Serdar Tatlı komitesinde de yer alan Ersoy, 175 gün sonra tekrar kurula dönmüş oldu. Türkiye onu, 10 Mart 2001 tarihinde Galatasaray ile Gençlerbirliği arasında oynanan ve Hagi’ye gösterdiği kırmızı kartla hatırlıyor. Ersoy bu maçın ardından Galatasaraylı Hagi’yi, kendisine hakaret ettiği, tükürdüğü ve vurduğunu iddia ederek mahkemeye vermişti. Mahkeme sonunda Hagi, 17 ay hapis cezası almıştı. Bu cezası ertelenen ünlü futbolcu Hagi ile yaşadığı bu süreç Ersoy’un, hakemliğinin sekteye uğramasına sebep olmuştu.
Orhan Erdemir (58 Yaşında-2.Kez)
Eski FIFA hakemi olan Orhan Erdemir, Süper Lig gözlemcisi ve FIFA gözlemcisi olarak görev yapıyordu. Ticaretle uğraşan Erdemir, 2006 yılının başında henüz önünde üç yılı varken Levent Bıçakçı federasyonuyla ters düşerek hakemliği bıraktı. Avrupa Şampiyonasında düdük çalma hayali kurarken 2002’de FIFA listesinden çıkartılmıştı. 2000 senesinde oynanan Fiorentina-Tirol UEFA Kupası maçında İtalyan ekibini çalıştıran Fatih Terim’i oyundan atarak tribüne gönderen Orhan Erdemir, sonraki yıllarda: “Fatih Terim senin hakemliğini bitireceğim dedi bana ve bitti hakemliğim…” diye açıklama yapmıştı.
Hikmet Öksüzoğlu (64 Yaşında-6.Kez)
Trabzon Bölgesi eski hakemlerinden Öksüzoğlu 6.kez MHK üyesi olarak göreve getirildi. Yakın zamanda istifa eden, Serdar Tatlı ve Ferhat Gündoğdu MHK’lerinde de yer alan Öksüzoğlu, 3 başkanla da üst üste çalışmış olacak. Emekli öğretmen olan Öksüzoğlu’nun yazdığı kitaplar, Millî Eğitim Bakanlığı’nda ders kitabı olarak okutuluyor. Bir dönem Trabzonspor kongre üyesi de olan Öksüzoğlu, kurullarda en çok görev alan üye konumunda.
İsmet Arzuman (57 Yaşında-1.Kez)
Kurulda ilk kez görev yapacak olan İsmet Arzuman, daha önce FIFA hakemliği yapmıştı. 2008 yılında hakemliği bıraktıktan sonra ilk kez camiaya dönüyor. Hasan Doğan federasyonu zamanında düdüğü astırılan hakemlerdendi. Yönettiği Fenerbahçe-Beşiktaş derbisinde yaşadıklarıyla hatırlanıyor. Maçın son saniyelerinde Bobo-Gökhan Gönül mücadelesinde faul düdüğü çalmış, düdüğü duymayan oyuncular maça devam etmiş ve Beşiktaş gol atmıştı. Arzuman’ın bu golü iptal etmesiyle başlayan tartışmalar, Arzuman’a düdüğü astırılana kadar devam etmişti.
Dursun Cumali Sucu (63 Yaş-1.Kez)
Daha önce Temsilciler Kurulu üyeliği de yapmış olan Dursun Cumali Sucu’nun ilk MHK deneyimi olacak. Süper Lig hakemliği tecrübesi bulunmayan Sucu, TFFHGD yönetimlerinde de bulundu. Bir dönem Malatya’da Yeşilyurt Belediye Spor Klübü başkanlığı da yapan Sucu, Malatya bölgesi gözlemcisiydi.
İbrahim Çınar (…Yaş-1.Kez)
2000’li yıllarda kısa bir süre Süper Lig hakemliği yapan Çınar, o dönem asker hakemlerin ligden çekilmesiyle hakemliği bırakmak zorunda kalmıştı. Bölgesel Hakem Kurulu üyeliği görevinde bulunan ve alt liglerde gözlemcilik yapan Çınar, istifa eden Ferhat Gündoğdu ile hakemlikte devre arkadaşıydı.