‘’VAR damga vurdu‘’
Maça yabancı VAR damga vurdu. Hakemin açık hatalarında, yerinde müdahalelerde bulundu. Portekizli VAR hakeminin performansını övmekle birlikte, Türk hakemlerine de haksızlık etmek istemem. Hatalar o kadar açıktı ki bana göre yabancı ya da yerli kim VAR masasında otursa, bu pozisyonlar karışılmayacak gibi değildi. 45+1’de Karagümrük golü öncesi Güven’in İsmail’e yaptığı faulünü hakem atladı. İsmail’in sağ ayağına, Güven’in açık bir hamlesi var. Bu hamle İsmail’i düşürmeye yetti. Ama VAR’ın müdahale edemeyeceği bir pozisyondu. 54’te, Osayi rakip ceza sahasında iki oyuncunun arasından topu kurtardığında, solunda bulunan Rohden’den kendisini kurtaramadı. Hakemin hatalı şekilde ‘devam’ dediği pozisyonda VAR’ın yerinde bir müdahalesi ile penaltı kararı çıktı. Pozisyonda tartışan Osayi ve Ceccherini’ye çıkan sarı kartlar doğruydu.
Aldatma kararı doğru
77’de Fred’e, Ryan’ın acımasız hamlesine çıkan direk kırmızı kart doğruydu. 86’da İrfan Can yerde kalınca Numanoğlu, hatalı bir penaltı düdüğü çaldı. VAR bu açık hatayı yerinde bir müdahale ile yine düzeltti. 90+7’de Eysseric’in Mert ile ikili mücadelesinde, Karagümrüklüler penaltı beklerken, Numanoğlu’ndan aldatma kararı çıktı. Bence de pozisyonda penaltı yoktu ve Eysseric topu ayağından açtıktan sonra önüne doğru kayan oyuncunun teması gerçekleşmeden düşmeye başlıyor.
‘’Hatalı karar yoktu‘’
Maçın İsviçreli hakemi Scharer, maç boyunca kusursuz bir performans sergiledi. Çok koştu, pozisyonlara yakındı. Karar standardı, oyuncuların ona olan güvenini artırdı. Son düdüğü çaldığında akıllarda kalan olumsuz bir kararı yoktu. Maçta dört kez elini sarı kart için cebine attı. Hatalı kart kararı olmadı. 66. dakikada ceza sahasında topla buluşan Osayi, son çizgiden orta yaptıktan sonra Retsos’un kontrolsüz hamlesiyle yerde kaldı. İsviçreli hakem doğru bir penaltı düdüğü çaldı. Retsos’a gösterdiği sarı kart da doğruydu.
‘’Başarı beklemek hayal‘’
Son haftalarda bütün tartışmalar hakemler üzerinden yürüyor. Böylesi stresli, çalınan her düdüğün ardında ‘maksat’ arandığı bir ortamda, hakemlerin başarılı olmalarını beklemek tam bir hayalcilik olur. Düşme ve şampiyonluk hattında hataya tahammülün olmadığı haftalarda, 10 maça 10 hakem bulup atamak bile yıpranmış hakem kadrosunda çok kolay değil. Dolayısıyla tüm atamalar belli oranda eleştiriye açık. Bu hafta en çok dikkatimi çeken atama, Alanyaspor-Galatasaray maçına yapılan Cihan Aydın ataması. Bu sezonun çıkışta olan ismi... MHK ona güveniyor ve bunu yaptığı atamalarla da belli ediyor. Bu sezon görev aldığı maçlarda başarılı maçları, başarısız maçlarına göre daha fazla. Fakat bence Cihan Aydın’ın katetmesi gereken çok yolu var. Törpülemesi gereken yönleri var. Zorluk düzeyi artan maçlarda hataları da artıyor. Yönettiği göz önündeki maçlarda performansı vasatı aşamıyor. Umarım bu hafta şeytanın bacağını kırar.
Numanoğlu tercihi doğru
Karagümrük-Fenerbahçe maçında Tugay Kaan Numanoğlu ise son haftalarda hayli formda. Atamaya söylenecek söz yok. Düdük hak edene verilmiş görünüyor. Beşiktaş’ın Samsunspor’la oynayacağı maç için de riskli bir tercih yapılmış. Son maçında sorun yaşayan ve 3 haftadır görev verilmeyen Direnç Tonusluoğlu, umarım son maçlarının aksine gününde bir performans sergiler.
‘’Puan silme, küme düşürme mümkün değil‘’
Hukuk Kurulu’nun sevkleri yapmasının ardından Süper Kupa ile ilgili kararı PFDK verecek. Sahadan çekilen Fenerbahçe Takımı, talimatlara göre 3-0 hükmen mağlup sayılacak.
Oynanan maç kupa statüsünde bir müsabaka olduğu için cezaların ligi kapsaması söz konusu değil. Puan silme ya da küme düşme gibi bir ceza olamaz.
Bazı sosyal medya hesaplarında Disiplin Talimatı’nın 56. maddesi gündeme getirilerek ‘Müsabaka sonucunu etkileme’ suçunun işlendiği ifade edilse de bu mümkün değil. Çünkü o madde şike ve teşvik suçlarını kapsayan bir madde. Bu olayla ilgisi yok.
Fenerbahçe’nin takımı sahadan çeken sorumlu yöneticisine 90 günün üzerinde hak mahrumiyeti cezasıyla birlikte, PFDK’nın ön gördüğü oranda kulübe ve ilgililere para cezası da verilecektir. Açıklanan cezalar sonunda, ceza alanlar için Tahkim Kurulu yolu açık olacaktır.
‘’6 kişi kalırsa...‘’
“Futbol Müsabaka Statüsü “Sahaya, 9 kisiden az bir kadro ile çıkmak ya da müsabaka esnasinda herhangi bir sebeple takımın futbolcu sayısının 6 kişiye inmesini” hükmen yenik sayılmayı gerektiren hallerden birisi olarak gösterir.”
“Güvenlik nedeniyle yarıda kalan maçlarda hükmen mağlubiyet kararını vermeye TFF Yönetim Kurulu, diğer sebeplerle tamamlanamayan maçlarda ise bu kararı vermeye Disiplin Kurulları yetkilidir.” der.
“Fenerbahçe sahaya 9 kişi ile çıkarsa, maçın başlama koşulları sağlanmış olur ve hakem maçı başlatır. Maç sırasında değişik nedenlerle Fenerbahçeli oyuncuların sayısı 7 kişinin altına düşerse (Kırmızı kart görme ya da sakatlanma), hakem oyunu devam ettirmez ve bitirir.”
Hakem raporuna yazar
“Hakem, yazacağı raporda, Fenerbahçe takımının 7 kişiden daha az sayıda oyuncusunun kaldığı için maçın tamamlanamadığını yazar.”
“Süreç sonunda, “hükmen mağlubiyet kararını” hakem raporuna göre PFDK verir. Karara Tahkim yolu açık olur.”
‘’Kusursuza yakın!‘’
Maçın hakemi Zorbay Küçük, son haftaların formda isimlerinden. Uzun süredir, üç büyük takım maçında görev almıyordu. Neredeyse 15 hafta sonra çıktığı büyük takım maçında sorunsuz bir maç tamamladı diyebilirim. Maç boyu dikkatliydi, konsantrasyonunu doksan dakika boyunca korudu. Oyuncular da iyi niyetliydi, hakemin işini kolaylaştırdı.
Problemsiz...
Bir iki faul ve bir iki sarı kart hatası dışında, problemsiz kararlar verdi. Maç içerisinde cılız penaltı beklentilerinde devam kararları doğruydu. Son düdüğü çaldığında tartışılacak bir kritik kararı yoktu.
‘’Cezalar kalkarsa şaşırmam!‘’
Sevkler açıklandığında ‘az kişi, az ceza’ başlığıyla bu sütunlarda bir değerlendirme yazısı yazmış ve ‘Cezaların alt sınırdan verilme ihtimali yüksek, 1 maçı geçen ceza olmayacak!’ demiştim. Hatta, ‘Ceza tayinine yer yoktur!’ şeklinde bir karar da ihtimal dahilinde diye eklemiştim. Tam da dediğim gibi oldu. ‘Perşembenin gelişi çarşambadan belliydi.’ Yapılan sevklerde, sevk edilenlerin sayısının sınırlı tutulması, TFF’nin yaklaşımı konusunda fikir vermişti. Muhtemeldir ki, cezalar ‘haksız tahrik’ indirimi uygulanarak inebilecek en alt düzeye indirildi. Cezaların bu kadar gerçeklikten uzak olması, yarınlarda bugünkünden daha büyük problem doğuracaktır. Denge kurma adına ‘az kişi, az ceza’ yaklaşımıyla verilen cezalar, kayıtlarda yerini almış oldu. Ve yarınlarda yaşanan olaylara referans olarak kullanılacaktır. Bu ve buna benzer olaylarda, hatta daha hafif eylemlerde, bu cezaların üzerinde çıkıldığında ayrı bir tartışma yaşanacak, kendini mağdur görenler bu cezaları örnek gösterecektir.
Ender doğrulardan biri
Diğer yandan Trabzonspor’a 5 maç seyircisiz oynama cezası öngörmeme rağmen, 6 maç ceza açıklandı. Kendimi yanılmış kabul etmiyorum. Tahkim süreci sonucunu, ceza o seviyeye, belki de daha aşağıya düşer tahminindeyim. Her şey o kadar dar zamana sıkıştırıldı ki Tahkim sürecine vakit kalmadı. Dolayısıyla İrfan Can Eğribayat ve Oosterwolde’nin oynamasına müsade etmek hukukun gereğiydi. Bunca yaşanan içinde elle tutulan ender doğrulardan birisi diyebilirim.
‘’Bu ortamda başarılıydı‘’
Ülkemizin içinde bulunduğu futbol ortamı belli. Bu ortamda Ali Şansalan, bazı hatalarına rağmen, başarılı bir yönetim sergiledi. Bazı hatalı faul ve kart değerlendirmeleri oldu. 22’de ve 44’te Mertens’in sarı kartlık faullerine sarı kart çıkartmaması en önemli yanlışlarıydı. 22’de Rivas/Barış Alper pozisyonunda Hataylılar; 65’te Zaha/Kerim Alıcı mücadelesinde Galatasaraylılar penaltı beklediler. Her iki pozisyonda da hakemin devam kararları doğruydu. 57’de Hatayspor golünün ofsayt gerekçesiyle iptali de doğruydu.