Fransızlar’ın ünlü hakemi Clement Turpin’le ilk turnuvası EURO 2016’nın medya gününde görüşmüştüm. 34 yaşında ve turnuvanın en genç hakemiydi. Ülkesi 2014 Dünya Kupası’na hakem gönderemedi. Fransa hakemliğinin irtifa kaybettiği dönemlerdi. Fransız lobisinin, onu turnuvaya dâhil ettiği konuşuluyordu.

2016’da 2 maç yönetti ve aralıksız 2018- 2020-2022-2024 turnuvalarındaydı. Şampiyonlar Ligi’nin gediklisi; 2021 Avrupa Ligi, 2022 Şampiyonlar Ligi finallerini yönetti. Bu kupanın açılışındaki performansı beğenilmedi. Fakat yıllara dayanan tecrübesi var. Gününde olursa, bu maçın altından rahat kalkar.

Portekizli hakem Arthur Dias'ın Avrupa’da 60’a yakın maçı var; 24’ü Şampiyonlar Ligi. Bu sezonki Konferans Ligi finalinin hakemiydi. Kariyerindeki ikinci büyük turnuvası. EURO 2020’de 2 maç yönetti. Dünya Kupası tecrübesi yok.

EURO 2024’te Polonya-Hollanda maçında yanlış oyuncuya gösterdiği kart, Danimarka-İngiltere’de kestiği bir avantaj çok konuşuldu. Maçımız için ortalama bir hakem. Tecrübe sahibi ancak, “Çok üst düzey mi?” derseniz, değil! Zorda kalınca, standardını kaybedebiliyor.

Katıldığı ilk büyük turnuvada üçüncü maçını alan Halil Umut Meler, Türk hakemliğini başarıyla temsil ediyor. Yönettiği ilk iki maçta akılda kalan bir hatası yoktu ve belli ki UEFA Hakem Kurulu’nun da gözüne girmeyi başardı. Bu yolun sonu yarı final olursa, Cüneyt Çakır’ın ilk turnuva başarısını egale etmiş olacak. Meler, turnuvada görev yapan 19 hakem arasında, en genç üç hakeminden biri. Önünde daha birçok turnuva var. Meler için buradaki kusursuz yönetimler 2026 Dünya Kupası kapısını aralayacaktır. Meler için bu akşam İngiltere gibi bir dünya devinin maçına atanmak da başlayacak tırmanışın ilk basamağı gibi. Gönlümüz Türk hakem ekibiyle birlikte olacak. Gönülden başarılar.

Maçın hakemi turnuvanın en kötü hakem performanslarından birini sergiledi. Zaman zaman kontrolü kaybetti, eli cebinden hiç çıkmadı. Bu maçtan sonra evine dönmesi muhtemel.

Rakibe çıkarttığı kırmızı kart doğruydu.

Kenan kırmızı kartın sınırından geçti. Bu kadar rahat kart çıkartan hakemin Kenan’ı ikinci sarıdan atmaması şansımızdı.

Yediğimiz golde ben faul olduğunu düşünmüyorum. Mert’e rakibin bir hamlesini göremedim.

Son 16’ya kalan Milli Takımımızı yürekten tebrik ediyorum.

Net skorla biten maçta hakemi konuşacağımız bir pozisyon olmadı. Hakemin her iki takımın lehine/aleyhine bazı faul değerlendirmelerinde hataları oldu. Bazen çok basit faul düdükleri çaldı. Ama bu kararlar maçın gidişatını etkileyecek kararlar değildi.

Önlem alacaklardır

Hakem beş kez sarı kartına başvurdu. Samet Akaydin’ın sarı kartına katılmadım. Faulün bile tartışılacağı bir pozisyondu. Zeki ise itirazdan kart gördü. Diğer kartlarında hata yapmadığını düşünüyorum. Maçta cılız penaltı beklentileri oldu. Hakemin devam kararları doğruydu. Maç oynanırken tam dört kez seyirci, sahaya girerek oyunun durmasına sebep oldu. Daha önce bu kadar sık yaşandığına şahit olduğumuz bir durum değildi. UEFA bu maç sonrası bu konuyla ilgili önlemlerini artıracaktır. 

EURO 2024’de ikinci maçımızı yönetecek 43 yaşındaki Alman hakem Felix Zwayer, ilk kez büyük bir turnuvada boy gösteriyor. 2012 yılından beri FIFA kokarttı taşıyan isim, özel yaşamında emlak komisyonculuğu yapıyor. Almanya’da ve Avrupa’da çok fazla sayıda maçı var. Üst düzey tecrübe sahibi. Milli Takımımız için son derece önemli olan Portekiz maçımız ayarında birçok maçı başarıyla tamamlamış, Almanlar’ın sayılı hakemlerinden birisi. Ne var ki geçmişinde, bir şike soruşturmasında aldığı 6 aylık men cezası, tüm kariyeri boyunca onunla birlikte geliyor.

Meler’e güveniyorlar

Tartışmalı her maçından sonra onu eleştirenler, şike soruşturmasında aldığı cezayı gündeme getiriyor. 2005 yılında hakem Robert Hoyzer’in bir maçta şike yapacağını öğrenmesine rağmen bunu yetkililere bildirmemekle suçlanmış ve ceza almıştı. Bakalım yarınki yönetimi, nasıl olacak... Bu arada ilk maçın altından başarıyla kalkan Halil Umut Meler, EURO’da ikinci tebligatını da aldı. Kendisi ve Türk hakemliği adına onur verici... Henüz ilk düdüğünü çalmayan hakemler varken, ikinci kez sahaya çıkmak, UEFA Hakem Kurulu’nun ona olan güvenini gösteriyor.

Millilerimiz’in turnuvaya üç puanla başlaması önemliydi. Milliler’i tebrik ediyorum. İyi başladık, umarım sonu da iyi olur. Turnuvanın en çekişmeli maçlarından biri oynanmasına rağmen, Arjantinli hakem Tello’ya neredeyse hiç iş düşmedi. Ne seyirci ne de oynayan oyuncular maç boyu hakemi aradı. Tüm odak sahada oynanan futboldaydı. Tartışılabilecek bir ceza sahası pozisyonu ya da bir kritik kart kararı yaşanmadı. Sahadaki tüm oyuncular, birbirlerine karşı saygılı oynadılar. En ufak bir sertlik veya gerginlik yaşatmadılar. Neredeyse hakem için tüm koşullar, dikensiz gül bahçesi gibiydi.

Arkasını temiz bıraktı

Hakemin varlığı ile yokluğu belli olmadı. Elini üç kez kart için cebine attı. Üçü de çok net kartlık ihlallerdi. Bu pozisyonlar dışında başka kart beklentisi de olmadı. 55’te Kvara’nın sarı kart gördüğü pozisyonda hakemin önce avantajı beklemesi, sonrasında faul ve kart kararı yerindeydi. Pozisyonda topla ceza sahasına giren Arda yerde kalmıştı ancak pozisyonda penaltı yoktu. Hakem yanılmadı. Arjantinli son düdüğü çaldığında arkasında tartışılacak herhangi bir pozisyon kalmadı.

Uzun bir lig maratonu geride kaldı. Takımlar kadar hakemler de yoruldu ve mental olarak yıprandı. Bana göre son yılların hakem performansı olarak en başarısız sezonlarından birisiydi, belki de en başarısız sezondu.

Fakat hatırlatmam gerekir ki hiç bir dönem hakem camiası bu kadar baskı altına alınıp, bu kadar hedef tahtasına oturtulmamıştı. Hakemlerin başarılı olabilmeleri için uygun koşullar olmadığı gibi tüm koşullar zorlayıcıydı. Böyle ortamda ligin sonunu bu şekilde getirmemin de başarı olduğu fikrindeydim. Çok daha kötüsü olabilirdi.

Özellikle ayakta kalmayı başaran 4-5 hakem son haftaları sırtladı. Elbette hatalar yaptılar ama söylediğim gibi futbol ortamımız sağlıklı yönetime fırsat verecek durumda değildi ve bu ortamda maçları tamamlayabilmek bile bazen başarı için yeterliydi.

Umarım bu sezondan her kesim çıkartması gereken dersleri çıkartır ve futbolun güzelliklerinin konuşulduğu sezonlar yaşarız.

Benim bu sezon en başarılı bulduğum ve “sezonun hakemi” diyeceğim isim Ali Şansalan’dı. Önemli maçlarda düdük çaldı. Sezon başarısını, Türkiye Kupası finalindeki yönetimiyle taçlandırdı. Bence sezonun en az hata yapan ismiydi.

Haftanın Hakemi: Bahattin Şimşek

Haftanın Hayal Kırıklığı : Direnç Tonusluoğlu

Sezonun Hakemi : Ali Şansalan

Alanyaspor - Antalyaspor: Halil Umut Meler

Halil umut Meler, Türkiye liglerinde en kötü performans sergilediği sezonu geride bıraktı. Ancak bu kötü sezonuna rağmen Avrupa’daki başarılı yönetimleriyle EURO 2024 vizesi aldı ve milli takımımızla birlikte Almanya’da olacak.

Sıralama açısından önemi olmayan bu maçtaki yönetimi de bence yine sınıfı geçemedi. Antrenman yapsın diye verilen bu maçta da kritik yanlışlara düştü. 6’da Antalyaspor hücumunda Adam Buksa Alanyaspor kalecisi tarafından ceza sahası dışında düşürüldü. Meler “devam” dedi ancak burada karar faul ve Alanyaspor kalecisine kırmızı kart olmalıydı.

Fatih Karagümrük - Samsunspor: Mehmet Türkmen

Lige devre arasında terfi etti ancak daha çok yol kat etmesi gerekiyor. Yer almayla ilgili önemli sıkıntıları var. Faul ve kart standardı yok. Bu seviyede maç yönetmesi için çok daha fazla çalışması gerekiyor.

69’da Yunus’un Eysseric’e müdahalesi net bir kırmızı karttı. Hakem bu kartı atladı ancak VAR yerinde müdahaleyle hakemin bu hatasını düzeltti.

Sivasspor - Kayserispor: Murat Erdoğan

Lige iyi başlayan ama sonunu iyi getiremeyen isimlerdendi. Sıralamayı etkileyen bu maçta çok fazla hatası olmasa da Sivasspor’lu Uğur Çiftçi’ye göstermediği kırmızı kart hanesine olumsuzluk olarak yazıldı. 62’de sarı kartla oynayan Uğur Çiftçi, Bourabia’nın ayağına basınca ikinci sarı kartı hak etmişti. Bu pozisyona haklı isyanda bulunan Kayserispor hocası Burak Yılmaz sarı kart gördü. 

Fenerbahçe - İstanbulspor: Volkan Bayarslan

Farklı biten maçta Bayarslan’ın hataları vardı ama göze gelmedi. Henüz 5.dakikada Serdar’ın şutunda savunma topu eliyle kesti. Hakem bu açık penaltıyı atladı ancak VAR yerinde bir müdahaleyle penaltı kararı verdirdi.

İlk yarının uzatma dakikalarında Dzejo’nun kaleci Mücahit tarafından düşürülmesi de açık penaltıydı. Hakem Bayarslan bu penaltıyı yine atladı. Bu kez VAR’da oralı olmayınca bir penaltı kaçmış oldu.

Konyaspor - Galatasaray: Tugay Kaan Numanoğlu

Maç genelinde sıkıntı yaşamayan Numanoğlu, maç 0-0 devam ederken Galatasaray hücumunda Hadebe’nin Barış Alper’e yaptığı açık penaltıyı atladı. Maçtaki tek önemli hatası buydu. Kalan dakikalarda faul ve kart standardı yerinde bir maç yönetti.

Pendikspor - Gaziantep FK: Direnç Tonusluoğlu

Haftanın bence en kötü yönetimini sergiledi. Kart ve faul hataları çok fazlaydı. Hiç bir standardı yoktu.

Henüz 20.dakikaya gelindiğinde göstermesi gereken 5 sarı kartı göstermedi. Bu karların üçünü Gaziantepli Dragus hak etmişti. Maç boyu kart ve faul hatalarına devam etti.

Adana Demirspor - Başakşehir: Burak Şeker

Sıralama açısından önemi olmayan maçta hakem Burak Şeker aslında sorunsuz sayılabilecek bir maç yönetti. 32’de kornerden gelen topta Adana Demirsporlular’ın penaltı beklentileri gereksizdi. Burak Şeker de doğru bir devam kararı vermişti. VAR’ın gereksiz müdahalesiyle kenara gelen Şeker, pozisyonu tekrar izledi. Bence kararında ısrar edip, penaltı kararı vermemesi daha doğru olurdu. 67’de Başakşehir lehine verdiği penaltıda yanılmadı.

Kasımpaşa - Beşiktaş: Bahattin Şimşek

Sıralamaya etkisi olmayan, sakin geçen maçta, Bahattin Şimşek’e iş düşmedi. Zorlanmadan ve hataya düşmeden bir maç tamamladı.

Trabzonspor - MKE Ankaragücü: Atilla Karaoğlan

Atila Karaoğlan’a çok zor geçen maçta bir kez iş düştü, onda da hata yaptı. 22’de Ankaragücü lehine verdiği penaltı bence hatalıydı. Her ne kadar Baniya’nın rakibine bir teması olsa da bu penaltı için yeterli bir temas değildi.

90+5’de Trabzonspor lehine verilen penaltı doğruydu.

Hatayspor - Çaykur Rizespor: Abdulkadir Bitigen

Oyuncuların ve kulübelerin sportmen davranışları altında geçen maçta Bitigen’e iş düşmedi. Zorlanmadan maçı tamamladı. Bir kaç faul ve sarı kart hatasının maçın gidişatına etkisi yoktu.