‘’Kjaer'den önce Stoch'a faul var‘’
Maçın hakemi Serkan Çınar, oyuna kontrollü ve dengeli başladı. Kırmızı kart pozisyonuna kadar faullerde belli bir standardı yakaladı. Maçın başında oyuncuların centilmence tutumları da hakemin işini kolaylaştırdı. 20. dakikada Deniz Türüç’ün rakibine yaptığı ve sarı kart sınırlarını fazlasıyla zorlayan harekette kişiliğini kullanarak kart göstermemesi ve oyuncuyu uyarması tam yerinde bir davranıştı. Çünkü bu dakikaya kadar oyunda bu tür sertlikler olmamıştı. Ne var ki; 38. dakikada yaşanan iki pozisyon maçın gidişatını ve bu olumlu havayı tamamen değiştirdi. Topla birlikte hücuma çıkan Stoch, ceza sahasına gireceği sırada kendisine yapılan hareket sonucu topu kaybetti. Burada Stoch’a yapılan hareket faulü gerektiriyordu, ancak Çınar maçı devam ettirdi.
Pozisyona uzaktı...
Akabinde Kayserispor’un hızlı hücumu başladı. Hakem de kontra atağa yetişmek için hızlandığı sırada, top süren Deniz’in koşu yolunu tıkamamak için durmak zorunda kaldı. Sonrasında Deniz’in uzun ve derinlemesine pasında Welliton yerde kaldı ve hakem Çınar pozisyonu değerlendirmekte güçlük çekecek kadar uzaktaydı. İlk etapta düdüğünü çalmadı. Belki arkadaşlarından yardım bekledi ve aldığı yardıma göre karar verdi. Belki de yardım gelmeyince kendisi gecikmeli olarak karar verdi. Ne olduğunu bilemeyiz ancak kararın gecikmeli ve tereddütlü verildiği çok açık.
Welliton kolay düştü
Benim yorumuma göre temas basitti, ortada bir pozisyondu. Kjaer, Welliton’un omzuna elini koymuş ve onun pozisyonunu bozacak şekilde aşırı bir teması olmamıştı. Welliton’nun kendisini kolay yere bıraktığını düşünüyorum. Her şeye rağmen bu pozisyon özelinde çaldığı faule saygı duyuyorum ve onu eleştirmiyorum. Ancak çok değil, pozisyondan 30 saniye kadar önce Stoch’a yapılan müdahale ile Welliton’a yapılan müdahaleleri karşılaştırınca ortaya ciddi bir tutarsızlık çıkıyor. Welliton’a yapılan faul ise Stoch’a yapılan yüzde 100 faul olmalıydı. Hakemin bariz gol şansı değerlendirmesine gelince; Burada faulü çalıyorsanız kırmızı karttan başka yol yok. Çünkü Welliton topa hâkimdi ve yerde kalmazsa kaleciyle karşı karşıya kalacaktı. Sağdan gelen Skrtel’in, ona yetişme şansı yoktu.
‘’Doğruluk oranı yüksekti‘’
FIFA kokartlı Hüseyin Göçek sezonu geç kapatıp, erken açan hakemlerimizden. Euro 2016 ’da Cüneyt Çakır’ın ilave yardımcı hakemliğini yapan ve Avrupa Kupaları ön eleme maçlarında görev alan Göçek; geçtiğimiz hafta da Trabzonspor- Kasımpaşa maçındaydı. Sezonu erken açmasından dolayı; sezon başı tedirginliği üzerinde yoktu. Sahanın en diri adamı Göçek’ti. Maçın başından sonuna kadar kontrolü elinden bırakmadı. Sadece kendisine ihtiyaç duyulduğunda ortaya çıktı. Çaldığı düdüklerde doğruluk oranı çok yüksekti. Oyuncuların saygısını kazandı ve bu durum onun işini fazlasıyla kolaylaştırdı.
Oyuncular centilmence oynadı
Gergin geçmeyen maçta, oyunu akışına bıraktı, avantaja önem verdi. Oyun süresince herhangi bir kart hatası yapmadı. Elini bir kez cebine attı. Galatasaray’dan Carole’e sarı kart gösterdi. Net ve tartışmasız bir karttı. Carole, Rodallega’nın ayağına basmıştı. Galatasaray’ın beraberlik golü öncesi Selçuk-Rodallega mücadelesinde; Selçuk’un Rodallaga’ya faulü gerektirecek bir
teması olmamıştı. Hakem de haklı olarak pozisyonu devam ettirdi. Dolayısıyla Galatasaray’ın golünde tartışılacak bir durum yoktu. Hakemi zorlayacak önemli pozisyonların yaşanmadığı, oyuncuların centilmence mücadele ettiği maçta; Göçek ve ekibi tartışmalardan uzak bir yönetim göstermiş oldular.
‘’Necip ilk yarıda atılmalıydı‘’
Çakır, maç içinde çıkardığı kartların hepsinde haklıydı. Ancak ikinci yarıda 2. sarı karttan kırmızı gören Necip Uysal’ın, ilk yarıda Bajic’in yüzüne koluyla yaptığı hareketten atılması gerekirdi.
Seyirci desteğini arkasına alan Konyaspor, dengeyi sağladıktan sonra da maçın temposunu düşürmedi. Zaman zaman gergin anlar da yaşandı. Maçın hakemi Cüneyt Çakır, ikili mücadelelerin sıklıkla yaşandığı müsabakada; faul standardını yüksek tutarak, oyunu fazla kesmeme gayreti içerisinde oldu. Sonuçta zevkli ve çekişmeli bir maç izleme şansı yakaladık. Çakır, maç süresince verdiği kararlarda fazlaca çelişkiye düşmedi. Hızlı ve tempolu oynanan maçta doğruları fazlaydı. Oyuncuların kontrolsüz hareketlerine ve kararlarına itiraz eden oyunculara gösterdiği sarı kartların tümünde haklıydı. Yardımcı hakemler ofsayt kararlarında yanlışa düşmediler.
TV’den görebilseydi...
Maçın en çok tartışılan anı; ilk yarının son anlarında Necip-Bajic ikili mücadelesinde yaşandı. Daha önceden sarı kartı olan Necip, topa kafa vurmak için yükselirken, kolunu yana doğru açtığında arkasında kalan Bajic’in yüzüne koluyla temas etti. Çakır pozisyonu görmemiş olacak ki, faul kararı vermeden oyunu devam ettirdi. Çakır, bu pozisyonu televizyonda gördüğümüz şekliyle görse ikinci sarı kartını çıkartabilirdi.
Bilinçli bir şekilde yaptı
Maçın devam eden dakikalarında Necip, ikinci sarı kartı görerek oyundan ihraç edildi. “İkinci sarı kartın tartışılmaması ve yüzde yüz olması gerekir” yorumundan hareketle;
82. dakikada Necip’in, Ömer Ali’nin, “Umut vadeden atağını önlemekten” görmüş olduğu sarı kart, yüzde yüz doğru ve tartışılmaz bir karardı. Necip bilinçli bir şekilde Ömer Ali’nin pozisyonunu bozarak atak başlangıcını önlemişti. Çakır da haklı olarak Necip’i, oyun dışında bıraktı.
‘’Yıldırım penaltıyı atladı‘’
Maçın tecrübeli ismi Bülent Yıldırım; bu tür maçları kariyerinde çok defa yönetmiş bir hakem. Seyircisiz oynanan ve atmosferi yüksek olmayan bu maç, onu bir pozisyon dışında zorlamadı. Rahat tavırları, oyuncularla iletişimi, atletik performansı bu maçtaki artı yönleriydi... Ne var ki, maçın henüz 4. dakikasında Selçuk’un, Serdar Deliktaş’a hareketini değerlendiremedi ve K.Karabükspor’un bir penaltısını atlamış oldu.
Sarı kart verilmeliydi
Soldan topla birlikte ceza sahasına giren Yatabare’yi takip eden Yıldırım, sağında ve görüş açısının dışında yaşanan Selçuk-Serdar mücadelesini göremedi. Dolayısıyla Selçuk’un Serdar’ı omuzundan çekmesini değerlendiremedi.
Kural yorumuna göre, “Off the ball offence” diye tabir edilen bu topsuz alan ihlalleri için penaltı ile birlikte Selçuk’a mutlaka bir sarı kart göstermesi de gerekirdi. İlave hakem sistemi devam ediyor olsa, ilave hakemi bu pozisyonla ilgili sorumlu tutabilirdik. Maalesef bu sistem geçtiğimiz sezon sonunda uygulamadan kaldırıldı. Her ne kadar zor olsa da; ofsayt hattını takip eden yardımcı hakem de pozisyona katkı sunabilirdi.
Maçın 2. yardımcı hakemi görüş alanında olan bu pozisyonu hakemine iletebilse, hakem ekibi mükemmel bir işbirliğine imza atmış olacaktı. Oyun genelinde tartışılabilecek başka bir pozisyon yaşanmadı. Yıldırım kullandığı sarı kartlarda haklıydı ancak 55. dakikada Kerim Zengin’in Eren Derdiyok’un ayağına bastığı pozisyonda da sarı kartını kullanmalıydı.
İtiraza gerek yok!
Aslında Bülent Yıldırım’ın risk almadan top orta sahadayken maçı bitirmesi gerekirdi. Böylece tartışmaların da önüne geçmiş olurdu. Ancak oyun kurallarına göre eklenecek süre ve bu sürenin ne kadar oynanacağı hakemin takdirindedir.
‘’Mükemmel performans‘’
Alper’in ofsayt nedeniyle iptal edilen golü de Emre Belözoğlu ve Mehmet Topal’a çıkan kırmızı kartlar da yerinde kararlardı. Ali Palabıyık maçı harika bir şekilde yönetti.
Avrupa kupaları ön eleme turlarında yönetmiş olduğu maçlarla formunu yakalayan FIFA kokartlı Ali Palabıyık, Süper Lig’e de bu formunu yansıtarak başladı. Atletik yapısı ve pozisyonlara yakın oluşu onun sahadaki en büyük avantajıydı. Ekibiyle birlikte mükemmel bir maç çıkardı. Karşılaşmanın 30. dakikasında Salih’in kaleye gönderdiği şut; savunmadaki Başakşehir oyuncusundan sekerek; ofsayt pozisyonundaki Alper’e geldi. Onun vuruşu da gol oldu.
Ciddi faulden ihraç
Güncel ofsayt yorumu şöyledir: Kaleye atılan şutlarda; savunmadan seken toplar, ofsayttaki oyuncuya geldiğinde; kararın ofsayt olması gerekir... Dolayısıyla Ekrem Kan’ın bayrağı ve gol iptali doğru karardı. Maçın 54. dakikası oynanırken hakem Palabıyık, Emre Belözoğlu’na rakibi Emenike’ye karşı yapmış olduğu hareketten dolayı kırmızı kart gösterdi. Bir oyuncu; hız alarak, ayağı dizinden gergin, topun üzerinden, kramponlarının vidaları rakibe dönük şekilde faul yapıyorsa ‘Ciddi faullü oyun’dan ihraç edilmesi gerekir. Bu pozisyonda Emre’nin hareketi tartışılmaz şekilde bu tarife uyuyordu ve dolayısıyla kırmızı kart kararı doğruydu.
Kontrolü elinde tuttu
Bu kez maçın 78. dakikası oynanırken Mehmet Topal kırmızı kartla oyun dışı kaldı. Topal’ın hareketi ile Emre’nin hareketi arasında hiçbir fark yoktu. Kopyası gibiydi. Ali Palabıyık tereddütsüz kırmızı kartını çıkartarak alkışı fazlasıyla hak etti. Palabıyık oyun süresince maçın kontrolünü tamamen elinde tutmayı başararak, harika bir performans sergiledi.
‘’Rahat maç‘’
Beşiktaş’ın üstünlüğüyle oynanan ve Alanyaspor’un çok fazla direnç gösteremediği maç; hakem ekibi açısından rahat geçti. EURO 2016’da Cüneyt Çakır’ın ekibinde ilave yardımcı hakem olarak yer alan ve ülkemizi Fransa’da temsil eden Barış Şimşek tek bir pozisyon dışında başarılı bir maç çıkardı.
27.dakikada Quaresma’nın topuk pasında topu ağlara gönderen Adriano çok net bir şekilde ofsayt pozisyonundaydı. İkinci yardımcı hakem Mehmet Metin doğru bir tespitle ofsayt bayrağını kaldırdı ve haklı olarak gol geçersiz sayıldı.
Maçın 57. dakikası oynanırken; Atiba’nın kafa vuruşunda, top savunmada Alanyasporlu Deniz’in dirseğinden döndü. Her ne kadar mesafe yakın olsa da; Deniz’in kolları doğal konumda değildi ve topun geçmesini önlemek için vücuttan ayrılarak, yukarı kalkmıştı. Dolayısıyla hakemin elle oynama değerlendirmesi ve penaltı kararı doğruydu.
Oyun süresince kontrolü elinde bulunduran ve oyuncuların güvenini kazanan Şimşek; gösterdiği kartlarda yanılmadı.79.dakikada Queresma’nın ceza sahası içinde, Suley’le girdiği mücadelede devam kararı doğruydu. Pozisyonda penaltı yoktu.
Şimşek’in bana göre tek hatası; maçın son saniyesinde Alanyaspor lehine verdiği penaltı kararıydı. Necip’in savunma oyuncusuna penaltıyı gerektirecek bir teması yoktu. Topa vurmuştu. Devam kararı vermesi doğru olurdu.
‘’Allah Namoğlu'na kolaylık versin‘’
Nedir bu sıkıntılar;
*Namoğlu bu döneme başlarken de; diğer dönemlerde yanında olan ve kurulun beyin takımını oluşturan aynı arkadaşlarıyla yola çıktı. O dönemlerin her ikisinde de çok da başarılı olduğu söylenemezdi.
*Sezon başlamak üzereyken göreve gelen kurul, sezona hazırlık için gerekli zamanı bulamadı. Hakem ve gözlemciler FETÖ soruşturması nedeniyle hayli hırpalanmış durumdaydı.
*Daha önce 43 kişiden oluşan hakem kadrosu 22 kişiye düştü ve bu kadroda yer alan hakemleri Namoğlu kendisi belirlemedi.
*Hazırlık kampında 3 hakem sakatlıkları nedeniyle atletik testlere katılamadı. Fırat Aydınus, Serkan Çınar ve Halis Özkahya. Avrupa Ligi ön eleme maçında sakatlanan ve maçı tamamlayamayan Özkahya’nın sakatlığı ciddiye benziyor.
*Cüneyt Çakır sezonun ardından hiç mola vermeden Euro 2016’ya katıldı. Arada nefes bile alamadan Rio Olimpiyatları için Brezilya’ya uçtu. Halen orada... Dönüşü sonrası MHK’nin ondan yararlanması birkaç hafta gecikebilir...
*22 kişilik kadroda, Süper Lig tecrübesi çok az olan isimler var. Arda Kardeşler, Kutluhan Bilgiç, Serkan Tokat, Yaşar Kemal Uğurlu, Abdulkadir Bitigen, Halil Umut Meler, Ümit Öztürk, Bülent Birincioğlu gibi... Bu 8 hakemin ortalama Süper Lig tecrübesi 7 maçla sınırlı. Hatta Arda kardeşler ligde sadece 1 maç yönetmiş...
*Kamuoyu nezdinde kredisi azalmış ve güven kaybetmiş çok sayıda isim de kadroda yer alıyor...
Geçtiğimiz sezon hatalı maç yönettikleri gerekçesiyle ve kulüplerin istekleri doğrultusunda birçok isim Müftüoğlu MHK’si tarafından küme düşürüldü ya da hakemliği bırakmak zorunda kaldı... Çağatay Şahan, Süleyman Abay, Deniz Ateş Bitnel ve İlker Meral gibi... Bu sene hem bu tecrübeli hakemlerden yoksun bir lig başlayacak; hem de yaşanan bu sarsıntı diğer hakemlerin üzerinde baskı oluşturacak... “Acaba bu yıl aynı akıbeti ben de yaşar mıyım?” korkusu hakemlere ciddi hatalar yaptırabilir.
‘’İki büyük hata‘’
2013 yılından beri FIFA kokartı taşıyan maçın hakemi Mete Kalkavan; dört ayda dördüncü derbisini yöneterek kırılması güç bir rekora imza attı. Kariyerindeki ilk Beşiktaş- Galatasaray derbisini geçtiğimiz sezon 14 Aralık 2015 tarihinde yöneten Kalkavan, ayrıca 6. kez bir derbide düdük çaldı. Maça dengeli başlayan Kalkavan, kontrolü elinden hiç bırakmadı. Uzatmaya giden maçta atletik performansı çok iyiydi ve maç boyu pozisyonlara yakın oldu.
Sonucuna katlanmalı
Kullandığı sarı kartlarda doğruluk oranı yüksekti. Ancak 38. dakikada Linnes’in Kerim Frei’a, 48. dakikada da Cenk’in, Selçuk’a yaptığı hareketlere sarı kart göstermeyerek hata yaptı. Maçın 39. dakikası oynanırken Galatasaray ceza sahası içinde Tosic topa doğru hareketlenecekken, Bruma sol ayağını uzatarak baldırıyla Tosic’e müdahale etti. Tosic yerde kaldı. Ayağını o şekilde uzatan bir savunma oyuncusu, topa temas edemediği zaman sonucuna katlanmak zorunda. Hakem için zor bir pozisyon olduğunu kabul ediyorum, ancak karar penaltı olmalıydı.
Teknik bir arıza var
Her ne kadar ofsayt değerlendirmesi yapılırken oyuncunun ellerini ve kollarını değerlendirme dışı tutmamız gerekse de; Galatasaray’ın kazandığı golde küçük farkla Hakan Balta ofsaytta görünüyor. Ancak böyle kritik bir pozisyonda, gözün yanılma ihtimalinin çok yüksek olduğunu da kabul etmeliyiz. Maç boyu oyuncular sürekli maç topundan şikâyet ettiler ve değiştirilmesini istediler. Maçın 4. hakemi Ali Palabıyık maç öncesi mutlaka tüm topları talimatlar gereği kontrol edip, uygunluğunu test etmiştir. Aksi düşünülemez. Bu pencereden baktığımızda; söz konusu firmanın yeni sezon için ürettiği topların supaplarında teknik bir arıza olduğu anlaşılıyor.









































