Arama

Popüler aramalar

‘’Sadece iki hatası vardı‘’

32 yaşına bugün itibariyle giren maçın hakemi Istvan Kovacs, 2010 yılından beri FIFA hakemi olarak uluslararası düzeyde maçlar yönetiyor. Daha önceki Avrupa kariyerinde sadece alt yaş grubu maçları, Avrupa Ligi ve Şampiyonlar Ligi ön eleme maçları yönetmiş olan Rumen hakem bir grup maçında ilk kez düdük çalmış oldu. Maç süresince hakemi ve hakem ekibini zora sokacak herhangi bir tartışmalı pozisyon yaşanmadı. Atmosferin düşük olması Rumen hakemin işini kolaylaştırdı. Faul tespitlerinde doğruluk oranı yüksekti. Hasan Ali’nin rakibinin kafasına ayağıyla yaptığı müdahaleye ve Kamenyuka’nın Alper’in yüzüne gelen dirseğine sarı kart göstermemesi, maçtaki göze çarpan hatalarıydı.

16 Eylül 2016, Cuma 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Tartışılacak kararı yok‘’

Ligin ilk haftasında Galatasaray-K.Karabükspor maçında görev yapan Bülent Yıldırım; Eren Derdiyok’un uzatmalarda attığı golden dolayı eleştirilmiş, oyunu gereksiz yere uzattığı tartışmaları yapılmıştı. Ayrıca oyunun hemen başında Selçuk’un Serdar Deliktaş’a yaptığı hareketi değerlendiremediği için onu ben de bu köşede eleştirmiştim. Bu maç sonrası ligin ikinci haftasını boş geçiren Yıldırım belli ki bu karşılaşmaya çok iyi hazırlanmış.

Maçın ilk dakikasından itibaren kontrolü eline alan, faul tespitlerinde yüksek doğruluk oranı yakalayan, basit temaslara düdük çalmayarak oyunun akışını bozmayan tecrübeli hakem Yıldırım; ekibiyle birlikte fazlaca zorlanmadan maçı tamamladı.

Düdükleri doğru çaldı

Maç süresince kart hatası yapmayan Bülent Yıldırım; 14. dakikada Faty’e sportmenliğe aykırı davranıştan, 83. dakikada Sercan Yıldırım’a kararına itirazdan gösterdiği kartlarda haklıydı. Maçın hakemi bitiş düdüğünü çaldığında akıllarda kalan ve tartışılacak bir pozisyon yoktu.

12 Eylül 2016, Pazartesi 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Hem penaltı hem kırmızı‘’

Bir hafta önce yönetmiş olduğu Fenerbahçe Kayserispor maçında; Kayserispor oyuncularının yaptığı taktik faulleri çözemediği ve önlem alamadığı yönünde eleştirilen Serkan Çınar; bu maça daha derli toplu başladı. Oyunun kontrolünü eline aldı ve çaldığı faullerde doğruluk oranı yüksekti. İlk yarı itibariyle Ceyhun, Caner ve Barış’a gösterdiği kartlarda haklıydı. Ne var ki; maçın 42. dakikasındaki pozisyon, hakem için tüm bu olumlu görüşleri değiştirmeye yetti. Beşiktaş ceza sahasında topla buluşan Traore, Caner’den topu kurtardığı anda; Caner’in diz darbesiyle kendini yerde buldu. Karar penaltı olmalıydı. Aynı zamanda Caner bu pozisyonda sarı kart görmeliydi.

Dany’nin kartı ağır oldu

Çünkü Traore yerde kalmasa avantajlı bir duruma geçecek ve gol için uygun bir pozisyona sahip olacaktı. Traore’nin umut vaat eden atağını önleyen Caner sarı kart görse, Caner ikinci sarı kartı görmüş olacak ve kırmızı kartla oyun dışında kalacaktı. 80. dakikada ceza sahasında Dany’nin Tolgay’a yaptığı hareket net bir penaltıydı ancak Dany’ye gösterilen ikinci sarı kartın ağır olduğunu düşünüyorum. Tolgay topu kurtarmış olsa bile, çok avantajlı bir duruma geçmemişti ve hemen karşısında Karabüksporlu oyuncular vardı. İkinci sarı kart çok net olmalı ve herkes tarafından kabul görmelidir.

11 Eylül 2016, Pazar 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Golde ofsayt yok çünkü...‘’

Maçın FIFA kokartlı hakemi Mete Kalkavan sezon başında yönetmiş olduğu Süper Kupa finaliyle birlikte, 3. kez bir maçta düdük çaldı. Sarı kart tercihindeki birkaç hata dışında, kritik pozisyonlarda hata yapmadan maçı tamamladığını rahatlıkla söyleyebiliriz.

Samba Sow’u anlayamadım!

11. dakikada Galatasaray’dan Yasin’in penaltı beklediği pozisyonda oyunu devam ettirerek, bana göre doğruyu yaptı. Her ne kadar savunma oyuncusunun Yasin’in omzuna bir teması olsa da; bu temas faulü gerektirecek bir temas değildi. Yasin de top için mücadele etmek yerine kendini çok kolay yere bırakmayı tercih etti. Maçın 40. dakikasında, Kayserispor’un golüne ofsayt itirazları oldu. Zor ve karışık olan bu pozisyonda hakem ekibinin kararı doğruydu. Her ne kadar golü atan Welliton şeklen ofsayt pozisyonunda da olsa; top ona savunma oyuncusu Hakan Balta’dan gelmişti. Top Hakan’dan sonra Umut’a temas etse ofsayt olurdu ancak Umut’a topun herhangi bir temasının olmadığı kanaatindeyim. Maç süresince; birkaç pozisyonda Kalkavan net ve tartışmasız olan sarı kartları göstermekten imtina etti. Samba Sow’un maçın ilk yarısını kart görmeden tamamlamasını anlayamadım.

11 Eylül 2016, Pazar 00:30
YAZININ DEVAMI

‘’Hakemliğin en büyük devrimi: VAR!‘’

Bu günlerde futbolun 100 yılı aşan tarihindeki en önemli değişim yaşanıyor. Hakemlerin basketbol, rugby, Amerikan Futbolu’nda olduğu gibi görüntüleri izleyerek karar vermelerinin önü açılıyor. Uluslararası Futbol Birliği Kurulu (IFAB) 5 Mart 2016’da Galler’de yaptığı toplantıda tartışmasız devrim niteliğinde olan bu kararı onayladı. Video Yardımcı Hakem (Video Assistant Referee-VAR) uygulamasının denenmesine onay verdi. Deneyler önce ‘çevrimdışı’, daha sonra ‘yarı-çevrimiçi’ ve nihayet ‘çevrimiçi’ olarak yapılacak.

Sistem nasıl işleyecek

Çevrimdışı deney: Stadyumlara sistem kurulacak. Video tekrarlarını kullanma, değişen maç içi olaylara adapte olma çalışmaları yapılacak. Hakemle hiçbir şekilde iletişime geçilmeyecek.
Yarı çevrimiçi deney: VAR’lar pozisyon tekrarlarını kullanarak tespitte bulunacak. Kulaklıkla hakemle iletişime geçebilecek ancak hakemin kenara gelip görüntü izleme şansı olmayacak.
Çevrimiçi deney: VAR sisteminin tüm yönleri (hakemin pozisyon izlemesi dahil) test edilebilecek.

Fazla ilgi görmedi

Sistemle ilgili ilk çalışma 20 Mayıs 2016’da Hollanda’da yapıldı. Türkiye’den Bülent Yıldırım ve o dönem MHK üyesi olan Hakan Özkan toplantıda ülkemizi temsil etti. Toplantı sonunda 200’ün üzerinde ülke federasyonundan sadece 6’sı (Avusturya, Brezilya, Almanya, Hollanda, Portekiz, ABD ) sistemi ‘çevrimdışı’ denemeyi kabul etti. Belli ki; ülke federasyonları sistemin gelecek vadettiğine inanmamışlardı.

Deneyenler, verileri paylaştı

Sistemle ilgili ikinci toplantı 19-21 Temmuz tarihlerinde ABD’de yapıldı. İlk toplantının aksine katılım çok azdı. Türkiye’den katılım olmadı. Bu toplantıda bir hazırlık maçında ilk kez sistem ‘çevrimiçi’ olarak denendi. Sistem üzerinde ‘çevrimdışı’ denemeler yapan 6 ülke de elde ettikleri verileri katılımcılarla paylaştılar. New Jersey Red Bull Arena’da yapılan bu toplantıda elde edilen sonuçlar ve geri bildirimler fazlasıyla ikna edici olmalı ki; IFAB 1 Eylül’de oynanacak İtalya-Fransa hazırlık maçında sistemi “yarı çevrimiçi” deneme kararı aldı ve bu kararını uyguladı. Maç bitiminde katılımcılar sistemi deneyecek bir pozisyon olmadı diye düşünürken, maçın hakemi Björn Kuipers’in açıklamaları düşünceleri terse çevirdi.

Kuipers fazlasıyla yararlandı

Kuipers, “Maçın henüz 4. dakikasında Rossi’ye yapılan faulde, İtalyan oyuncular Fransız Sidibe’ye kırmızı kart göstermem için itiraz ederlerken, VAR’dan sarı kartın yeterli olduğu uyarısını aldım ve oyuncuya sarı kart gösterdim. İkinci yarıda Rossi’nin kafa şutunda top Fransız Kurzawa’nın elinden mi, göğsünden mi döndü tam fark edemedim. VAR’dan yardım istedim. Top bu sırada taca çıkmıştı. 9-10 saniye gibi kısa sürede penaltı olmadığını öğrendim ve oyunu devam ettirdim” sözleriyle deneyimini paylaştı. Kuipers’in bu açıklamaları sistemin başarısına işaret ediyordu. Oyunun hızını bozmadan yardımlaşma sağlanmış üstelik izleyenler bunun farkına bile varmamıştı.

VAR’a ilgi artıyor

FIFA Başkanı İnfantino maç sonunda sistemin başarısından söz eden açıklamalar yaptı. UEFA Hakem Şefi Collina bizzat video odasında testi yakından takip etti. İlk başlarda mesafeli yaklaşılan sisteme, yapılan uygulamalar sonrasında artık en üst düzey kişiler tarafından sahip çıkılıyor. Maçtan sonra aynı denemenin 15 Kasım 2016’da oynanacak İtalya-Almanya hazırlık maçında tekrar yapılmasına karar verildi. Şartlar olgunlaşır ve gerekli alt yapı oluşturabilirse Japonya 2016 Dünya Kulüpler Şampiyonası’nda sistemin kullanılabileceği açıklandı.

07 Eylül 2016, Çarşamba 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Penaltı haklı, Strinic atılmalıydı‘’

Maçın hakemi Szymon Marciniak, henüz 5 yıllık FIFA hakemi. Euro 2016 Finalleri’nde düdük çalmıştı. Yakın zamanda açıklanan 2018 Dünya Kupası aday kadrosunda da kendine yer buldu. Maç içinde Hırvatistan Milli Takımı lehine çaldığı penaltı düdüğünde haklıydı. İsmail Köybaşı bir savunma oyuncusunun yapmaması gerekeni yaptı ve ceza sahası dışına doğru top süren Modric’i dikkatsizce düşürdü.

Anlamadığım konu ise hakemin sarı kart göstermemek için gösterdiği çaba idi. 55. dakikada Strinic, Şener’i kolundan çekerek düşürdü. Hakem sadece faul verdi. Aynı oyuncu 83.dakikada bu kez dirseğiyle Şener’in yüzüne haksız bir müdahalede bulundu. İki pozisyonda da tartışmasız sarı kart olmalıydı. Hakem bu sarı kartları gösterse Strinic 90 dakikayı tamamlayamadan, oyundan kırmızı kartla atılacaktı.

06 Eylül 2016, Salı 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Gündemde hakemler yok‘’

Süper Lig’in ilk iki haftasını geride bıraktık. Sezonun henüz başı... Kamuoyundaki ortak kanı; hakemlerin se zona iyi başladıkları yönünde...

Ancak bir Türkiye gerçeğini gözden kaçırmayalım. Kamuoyunun başarı ya da başarısızlık algısı; maça, maçın oynandığı haftaya, kaçan galibiyetin önemine, hataya maruz kalan takıma göre çok farklılık gösteriyor. Bugün üzerinde dahi durulmayan bir ofsayt hatası, son haftalarda şampiyonluğu veya küme düşmeyi ilgilendiren bir maçta yaşandığında “Bu hakemlerle bu lig bitmez!” naralarının sebebi olabiliyor.

İlk iki haftada hakem hatası olmadı mı? Tabii ki oldu. Hücum oyuncusu topu elle düzeltip gol attı mesela... Ofsayt olması gereken pozisyon, hakemler tarafından devam ettirilince, kaleci kırmızı kart gördü, takımı 60 dakika 10 kişi oynamak zorunda kaldı. Verilmeyen penaltı da var, yanlış verilen penaltı da...

Yakın zamana kadar yöneticilerin telaşı vardı! Transfer kovalıyorlardı... Teknik direktörler oyuncu tercihlerine kafa yoruyor... Futbolcular henüz stres ve gerginlik düzeyine ulaşmadılar... Seyirciler hâlâ tatil modundan çıkamadılar... Yorumcular şimdilik maçlara tam olarak yoğunlaşmış görünmüyorlar, transfer tartışmaları hâlâ popüler...

Diyeceğim o ki; futbol gündeminde hakemler şimdilik son sırada. Gönül ister ki hep böyle olsun ama biliyorsunuz “Huylu huyundan vazgeçmezmiş.” Bizim yöneticilerimiz ve teknik kadrolarımız şu “meşguliyetlerinden!” bir kurtulsun, maalesef sıra hakemlerimize yine gelecektir.

İlk haftadan moral bozmayın

Lig yeni başladı ama gördüğüm kadarıyla hakemlerin büyük bölümü moralsiz. Sebep ise ilk iki hafta yapılan görevlendirmeler. Atama önemlidir; titiz davranmak, kılı kırk yarmak, birçok hususu bir arada değerlendirmek gerekir. Her hakem atamalardan anlam çıkarır. Şu an görevde olan birçok hakem, atamaların onlara güzel şeyler fısıldamadığını düşünüyorlar.

Birkaç örnek vereceğim;

Daha ilk haftadan Danimarka’nın Haderslev kentinde perşembe akşamı maç yöneten Hüseyin Göçek’e cumartesi akşamı Trabzon’da maç verildi. İki maçın arasında 48 saatten daha az bir süre vardı. Göçek bir uçuşunu kaçırsa ya da bir uçağında gecikme olsa yardımcılarıyla birlikte maça yetişemeyecekti.

Savaştan haberimiz mi yok!

25 gün süreyle Brezilya’da Rio Olimpiyatları’nda görev yapan Çakır, Salı günü ülkeye döndü. Perşembe günü Konya’ya uçtu. Haftanın en erken oynanacak cuma maçına (Konyaspor-Beşiktaş) atanmıştı. Bu iki atamaya bakıp; şu an ilk iki hafta görev alamamış bütün hakemler şöyle düşünüyor: “Başka hakem mi yok? MHK bizim hakemliğimize mi güvenmiyor?” Haksız da sayılmazlar hani.

Diğer bir konu;

Daha ilk haftalardan Süper Lig’in oldukça tecrübeli yardımcı hakemleri 1. Lig maçlarında görevlendirildi. Hatta içlerinden biri FIFA kokartlı... Ayrıca önceki yıllarda Süper Ligde düdük çalmış hakemleri 1.Lig’e 4. Hakem olarak atamak gibi bir uygulamaya başlandı.

Neden generallik yapmış birini, tabur komutanı olarak görevlendirmeye çalışıyorlar ki? Hiç anlam veremedim. Savaş çıktı da haberimiz mi yok. Bismillah! Daha ligin başı...
Erol Ersoy, Metin Tokat, Murat llgaz gibi, şimdiki jenerasyona yakın isimler var kurulda. Hakemlerin şu an ne hissettiklerini en iyi onlar bilirler. Namoğlu’nu bu konuda uyaracaklarını tahmin ediyorum.



03 Eylül 2016, Cumartesi 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Oyumuzun rengi belli‘’

Özel milli maç organizasyonlarında ev sahibi ülke; dilediği ülke federasyonundan hakem talep ediyor. Böyle bir uygulama var. Bizim ülke federasyonu olarak Slovenya Futbol Federasyonu’ndan talepte bulunduğumuz aşikâr… Biliyorsunuz 14 Eylül’de Atina’da 3 aday UEFA başkanlığı için yarışacak. Hollanda, İspanya futbol federasyonu başkanlarıyla birlikte, Slovenya Futbol Federasyonu Başkanı Aleksander Ceferin de adaylar arasında. Hatta otoriteler favori adayın Ceferin olduğunu iddia ediyorlar. Seçimlerden önce Türkiye Futbol Federasyonu’nun böyle bir tercihte bulunması; desteklediği adayı dolaylı yoldan ilan etmesi olarak algılanabilir.

Maçın Sloven hakemi Damir Skomina yakın zamanda EURO 2016’da görev yaptı. Çeyrek finalde düdük çaldı. Aslında turnuva performansını etüt ettiğinizde çeyrek finali yönetecek performansı gurup maçlarında gösterememişti. Ülkesinin federasyon başkanının UEFA adaylığı onun için kuvvetli bir rüzgâr olmuştu. Ayrıca yakın zamanda FIFA’nın açıkladığı 2018 Dünya Kupası aday hakem kadrosunda da kendisine yer buldu.

Dünkü oynanan maç takımlar gibi Skomina için de, gurup maçları öncesi hazırlık niteliği taşıyordu. Bu tür maçlarında alıştığımız üzere hakem kartlarını kullanma konusunda cimri davrandı. Bu durum kabul edilebilir ancak yaralayıcı ve sakatlık doğurabilecek müdahaleler için bu düşünceyi kabul etmiyorum. Bu yüzden; ilk yarının son dakikasında Yuri Zhirkov’un maçın tek sarı kartını gördüğü pozisyonda Şener’in baldırına; yaralayıcı, sakatlayıcı şekilde ayak tabanıyla bastığı pozisyonun kırmızı kartla cezalandırılması gerekirdi.
69.dakikada Mehmet Topal’la kazandığımız golün ofsayt gerekçesiyle iptalinin doğru olduğunu da ayrıca belirtmekte fayda var.

01 Eylül 2016, Perşembe 02:30
YAZININ DEVAMI