Arama

Popüler aramalar

‘’Şenol Güneş heyecanı!‘’

Bitmiş ligin vazgeçilmiş maçları genellikle sezon boyu görülemeyecek kadar akışkan geçer. Dün akşam da bu türden bir maç izledik. Aslında golleri yiyene kadar Kasımpaşa oyunu topla daha iyi işliyordu. Ancak içeri sızma olanakları çoğunlukla 'Şut bağımlılığı'na yenik düşünce Beşiktaş rakip defans ardından oluşan beklediği alanları bulmaya başladı. En son Kasımpaşa’da gördüğümüz Muleka bu ligde oynamanın ne kadar kolay olduğunu üst üste gösteren işler yaptı! Örneğin 39. dakikadaki çoklu hücumda ceza yayı üzerindeki Salih’e iletmek yerine topu şutlayarak dışarı atmayı tercih etti! İkinci devrenin hemen başındaki manasız şutu da ilk devredeki oyununun ikramiyesiydi adeta. Beşiktaş hücum hattı antrenmana çıkmış rahatlığında oynadı maç boyu. Uzun toplarda da ceza sahası içi girişimlerde de rahatsız edenleri olmayınca gayet sade (Bizde bunlara 'Basit' deniyor ne yazık ki) goller atıp durdular. 61. dakikadaki ise karşılıklı iki 'Basit gol’ kaçtı. Birini Mert Günok kurtardı, diğerini Cenk Tosun dışarı vurdu. 62’de ise Aytaç Kara adeta beni tekzip edip çoğunluğu onaylarcasına Necip Uysal’ın ardına sızarak Kasımpaşa golünü attı.

Gelecek için önemli

Ligi kaçıncı sırada bitireceğinden bağımsız olarak seneye Şenol Güneş ile girilecek olması moral değerler açısından Beşiktaşlılar'ı heyecanlandırıyordur şüphesiz. Ligin düşük oyun seviyesi nedeniyle takımda kalacak işlevsel oyuncuların bir yaş daha alacak olmalarını çok az insan önemseyecektir. Avrupa’nın en yüksek yaş ortalamalı takımlarının liginde oyun gelişiminden çok, kim kimi alacak borsasına takılı kalacak çoğumuz. Önce 'Bizim transferler' kazanacak sonunda ise hep birlikte kaybedeceğiz yıllardır olduğu gibi…

04 Haziran 2023, Pazar 06:59
YAZININ DEVAMI

‘’Acısıyla tatlısıyla şampiyon...‘’

Almanya ve İngiltere’deki -kimilerinin ‘’romantik’’ bulduğu- şampiyonluk kaybı ya da üst lige yükselme maçları Fenerbahçeliler’in de umut kaynağıydı belli ki. Zaten bir oyun olarak futbolun en büyük öğüdü de gelecek umududur. Elbette çalışana! Ancak ilk devrede belirgin bir ‘’oyun gücü’’ farkı vardı iki takım arasında. Beraberlik golüne kadar neredeyse kusursuz hücumlar örgütleyen Galatasaray, golü yedikten kısa süre sonra bu maç için kendi normallerine dönmekte gecikmedi. Elbette ilk golde Arda Kızıldağ’ın topa odaklanıp Mauro Icardi’yi ihmal edişinin de etkisi var.

Hep bir kuytuda saklar

Ancak daha belirleyici olan Icardi’nin rakibini topsuz oyunla ekarte ederken, futbolcu gelişiminde ‘’ders ve tekrar’’ın önemini gösteren futbolcu niteliğiydi. İkinci yarıda Galatasaray güvenliği sağlarken, şampiyonluğa garantiye alacak gol için de fırsat yaratmayı ihmal etmedi. Fenerbahçe esasen Giresun ve Ümraniye maçlarında beyaz bayrak çekmişti ama futbol işte umudu hep bir kuytuda saklar. Sonuçta bu sezon olması gereken oldu… Galatasaray şampiyon… Galatasaraylılar zaten mutlu. Galatasaraylı olmayanlar için ise bir Sezen Aksu… "Acısıyla tatlısıyla Ne şahane bir şey yaşamak Dibe vurmak dimdik durmak Bin bahane bin oyun kurmak!.."

31 Mayıs 2023, Çarşamba 06:59
YAZININ DEVAMI

‘’Gelecek sezon planlaması!‘’

Ülke futbol ortalamasının düşüklüğü nedeniyle problemi fazla da olsa ön alana doğru oynayan takımların maçlarını izlenir kılıyor. Dün akşam ki maç misali. İzleyenler açısından zevkli ve heyecanlı bir ilk devre... Hücum çeşitliliği fazla, bitiricilik uygulamaları ağırlıklı olarak şuta dayalı girişimler. Goller ise bariz savunma hatalarından kaynaklı. Haydi diyelim Beşiktaş’ın yediği gol, taç atışında pozisyon alamayan Colley’den kaynaklı! Demirspor’un yediği gollere gelirsek... Bilinir, ülke de çok kabul gören bir anlatı vardır; 'Direkt (dikine) oyun’. Bu tanım çok beğenilir ve bu nedenle yerli yersiz kullanılır. Demirspor bu anlayışın temsilcilerinden biri ve ben şahsen tarzlarını beğeniyorum, futbolun ülkedeki vasatını yükseltmeye gayret ediyorlar. Ancak sorunları da aşikar. Örneğin, gol öncesi Aboubakar’ın auta giden kafa vuruşunda sol beki yerinde olmayan Demirspor, devre biterken yediği golde iki bekinden de mahrumdu! Seri çıkan Beşiktaş, iki savunmacıya karşı üç hücumcuyla buldu golü. Keza ikinci devre başında Gedson Fernandes yine sağ kanadı antrenman rahatlığında kullanıp golü attı.

Montella'dan gereksiz hamle

Karşı tarafta neyi, nasıl yapması gerektiğini bilen Beşiktaş ‘Doğru kapan/doğru açıl’ ile alanları da zamanı da doğru kullanarak maçı 72’de kopardı. Yani sade, basit ve işleveldiler. İkinci yarısı ilkine göre hızla ‘Ülke futbol vasatı’na yönelen maçta Demirspor daha çok Yusuf Sarı örneğinde olduğu gibi topu taşıyarak çıkamaya çalışınca Beşiktaş duvarına çarptı. Sahadaki Beşiktaş oyun gücü bu denli net iken Vincenzo Montella’nın bir hakem kararı sonrası kendini attıracak kadar kendini kaybetmesi fazlasıyla gereksizdi.

Beşiktaş bence iyi başladığı ancak bazı sonuçlara bağlı acele bir kararla makas değiştirdiği sezonu Şenol Güneş’le kabul edilebilir bir yerde bitirecek. Gerisi gelecek sezonu planlamaya kaldı.

22 Mayıs 2023, Pazartesi 06:59
YAZININ DEVAMI

‘’Fener hâlâ yarışta‘’

Ülke futbolunun en büyük arızası daha ilk dakikanın bitiminde su yüzüne vurdu! Enner Valencia soldan getirdiği topu amaçsızca ortaladı. Elbette avut! Paslaşmaktan yani kolektif oyundan o kadar ürküyor memleket! Sonuca hemen götürecek eylemlerin orta ve şut olduğuna da o kadar eminler ki... Peki, Fenerbahçe golü nasıl oldu? Arda Güler, önündeki ilk adamı zarifçe geçip içeri pas attı ve gol. Yine de eminim ki ülke, pasa değil kimin attığına ve ne incelikte atmış olduğuna odaklanıp konuyu anlamanın hayli uzağına düşecek. Bir gece önce Manchester City’nin ‘’inceci’’lerle değil de pasörlerle pas oyunu oynayıp Los Galacticos’u duman ettiğini aklına bile getirmeyecek çoğu insan. İki takımın onca Euro’luk masrafına rağmen ilk devrenin ‘’futbol ortalaması’’ ülke futbol ortalamasının bir milim üzerinde değildi. İki üç kırık dökük pozisyon, o kadar...

Rossi hedef tahtasında!

Tribünde ise kaybın oyun ve takıma ait olduğunu unutan Fenerbahçe taraftarı zaten hıncını çıkaracak oyuncu(lar) arıyordu. İşte bu nedenle devre sonuna doğru sonuçsuz kalan iki girişimiyle Rossi kendini bir anda hedef tahtasında buldu. İkinci devre silkinmiş bir Fenerbahçe çıktı sahaya. Ancak 58. dakikaya kadar karşılarında Uğurcan Çakır’ı buldular. O da bir yere kadar. Miha Zajc alıp, sürükleyip, vurmak yerine bir de pas verince Uğurcan da çaresiz kaldı... Edin Visca kenara alındıktan sonra, biraz da 3-0 etkisiyle olsa gerek Trabzon öne çıkmaya gayret ettiyse de buradan bir penaltı golü çıkarmanın ötesine geçemedi.

Sezonu planlamak zor

Sonuçta... İpler Galatasaray’ın elinde olsa da Fenerbahçe hala yarışta. Lakin Trabzon için ise bir sonraki sezonu planlamak ve uygulamak zor olacak gibi görünüyor. Epeydir ‘’endüstriyel’’den ‘’finansal’’a evrilmiş futbolda önemli kalemlerden biri de ‘’risk yönetimi’’dir. O ya∫taki Edin Visca’ya adı meşhur, kendi kulübede olanlar da dahil - onca Euro’yu bağlayan Trabzon yönetimleri idari ya da teknik, fark etmez -, para nasıl yönetilemez konusunda hayli öğretici örnekler vermiştir. Ancak, bu uygulamalardan kimler, ne dersler almıştır işte o muamma...

19 Mayıs 2023, Cuma 06:59
YAZININ DEVAMI

‘’İyi oynamadan kazanmak!‘’

Beklenen, İstanbulspor’un kendi ceza sahası önüne kümelenip kontra arayacak olmasıydı, öyle de oldu. Gerçi 'Kıpırdamadan oynadı' denemez İstanbul için ancak ülke futbolunun 'Pas karşıtlığı'nın getirdiği orta yapma/şut atma paradigması bu maça da egemendi. İlk devrenin hakimi görünen Galatasaray şut atıp (14), orta (14) yaptıkça rakibi çok da tedirgin olmadı. Çoğu girişimi kolaylıkla savuşturdu. Bakmayın siz 'Tehlike engelleme' istatistik kalemine! Öyle aman aman bir tehlike söz konusu değildi devre boyunca. Olan da penaltı oldu zaten. O da İstanbulspor savunma oyuncusunun ayağının kaymasından geldi! Nelsson ile Eze’nin çarpışmasından sonra maçın temposunun nasıl düştüğünü gördük! İşte, bol faullü ülkenin futboldaki yegane çözümü budur. Topu pasla elde tutarak tempoyu kontrol etmek yerine yerde yatarak oyunu 'Söndürmek'! İkinci devreye İstanbul öne çıkarak başladıysa da tempoyu yükseltip rakibi şaşırtamadığından bireysel girişimlerin dışında ciddi tehlike yaratamadı. Galatasaray ise Kerem’e ulaştırılan topların yine bu oyuncunun ayağında eriyişini izledi durdu.

Zaniolo, İtalya'da yapabilir miydi?

Bizde kabul gören bir savunma vardır; 'Kötü oynarken de kazanmayı bilmek'! Sormak çoğunun aklına gelmez, kötü oynayan kazanıyorsa mağlup olan ne oynuyor acaba? Beri yandan, kötü oynayıp kazanan acaba kaç maç iyi ve doğru oynamıştır ve yine 'İyi oyunu neden ve nasıl unutmuştur?' Ve nihayet maçın sonunda, Nelsson’un kademede önlediği İstanbulspor girişimi iki net pastan sonra topun Kerem tarafından İcardi’nin önüne indirilmesiyle maç da bitti! Oysa niyeyse o ana kadar 22 şut, 22 orta yapmıştı Galatasaray. Haydi bitirirken bir soru daha soralım… Kimilerine göre 30 milyon Euro'luk oyuncu olduğu savlanan Nicolo Zaniolo, oyuna girerken 'Tekmelik' olarak bilinen koruyucuyu takmıyor. Bunu ülkesi İtalya’da aklına dahi getirebilir mi sizce?

17 Mayıs 2023, Çarşamba 06:59
YAZININ DEVAMI

‘’Belirsizlik bile yeter‘’

Tahmin edilebileceği gibi Beşiktaş maçlarının ilk yarıları çoğunlukla, otomobil tabiriyle, "Rölanti"de geçiyordu, bu da öyle oldu. Beşiktaş ilk devre çoğu Masuaku üzerinden birkaç orta girişimi dışında hücum edemedi rakip kaleye. Antalya da rakibinden farksızdı. Ancak onlar "Duran top"tan ülke ortalamasını tutturmayı başardılar! Bir duran topta stoperi ileri gönderip savunmacı stoperlerin gözünün içine baka baka Ömer Toprak ile kafa golü buldular. Ardından bir de Fredy ile çaprazdan karşı karşıyı yapamadılar. İkinci devreye ülkenin gereksiz yere abarttığı oyunculardan -gerçi çoğunu abartıyorlar ya– Maxim yerine Onur Bulut’u alarak başladı Şenol Güneş. Takımının ön alan etkisini bir nebze olsun artırmayı denedi ve bunun sonucunda bir korner golü de onlar buldu. Yani duran top golü atan takım duran top golü yemiş oldu! Ya da tam tersi... Artık siz hangisini doğru kabul ederseniz! Beşiktaş 80’e kadar öne top taşıyamadığı için öndeki ikilisini pek fark ettiremedi. Haydi o ana kadar Aboubakar bir gol atmıştı diyelim ama Cenk tek kafa vuruşu dışında onca dakika sahada görünmedi bile. Üstelik ön alan organizasyonlarını bozan hareketlenmeleri de işin cabası.

Tedirginliğini hissettirdi

Keza Nathan Redmond... O da var/yok arasıydı. Ne var ki, VAR herkesi oyuna soktu! Belki Beşiktaş o pozisyonda golü yine Cenk ile aynı içerikte atacaktı ama ne gereği vardı Bünyamin’i VAR marifetiyle atmanın? "Görünmez adam" Cenk kırmızı kart olmasa bile o golü yine atabilirdi. Ve maç koptu. Aboubakar, Tayfur Bingöl’ün sürüklediği bir kontrayı da gole çevirerek maçı takımı lehine bitirdi. Beşiktaş yarışa tutunurken önündeki rakipleri üzerindeki tedirginliğini hissettirmeyi sürdürdü. Yani önde gidenlerin gözü hâlHa arkada. Bakalım haftaya neler olacak? Bu belirsizlik bile yeter…

07 Mayıs 2023, Pazar 06:59
YAZININ DEVAMI

‘’Kartal yaptı yine yapabilir‘’

Beşiktaş'ın şampiyonluğu ihtimal dahilinde. Hatırlarsak, EURO 2016’ya giden milli takım bu işi sadece “İzlanda maçında Selçuk vurdu gol oldu” ile halletmemiş, Avrupa’nın farklı statlarındaki ihtimaller de ‘eğrisi doğrusu’na gelmişti! Beşiktaş için ihtimal şu; Galatasaray 2 maç kaybedip bir maç berabere kalacak, Fenerbahçe bir maç kaybedip bir kez berabere kalacak ve bir haftayı boş geçecek. Beşiktaş tüm maçlarını kazanacak üçü de 80 puana gelecek! Üçlü ve ikili averajda Beşiktaş üstün olduğu için de şampiyon olacak.

En iyimser durumda. durumda...

Elbette rakipleri 80 puanın altında da kalabilir ama bu da artık Beşiktaş için ‘iyimserliğin en iyimserliği’ olur. Neticede tarihinde Galatasaray ile çekişirken bir kez averajla şampiyon olup bir kez de averajla kaybeden Beşiktaş için bu ‘averaj ihtimali’ hâlâ var. Üstelik bunu bu kez iki rakibine birden yapabilir. İhtimal düşük mü? Düşük! Ancak “Selçuk son anda atıyor ve onca ihtimal arasında tur geliyorsa”, bu da olabilir pekalâ.

03 Mayıs 2023, Çarşamba 06:59
YAZININ DEVAMI

‘’Doğru plan doğru uygulama‘’

Maça iyi başlayan Galatasaray doğru alan kullanımı ve fevkalade bitiricilikle golü bulunca ilk devrenin devamını ‘fırsat kollama’ oyunuyla geçirdi. Hal böyle olunca başta zorlanan Beşiktaş’ın top ve alan kullanımında eli güçlenmiş oldu. Gerçi topla oynadılar oynamasına ancak dişe dokunur fırsatların tamamını yüksek toplardan buldular. Biri de zaten gol oldu. Bu da anlaşılır çünkü özellikle duran toplarda rakip ceza alanına gönderdiği oyuncuların bariz boy üstünlüğü söz konusuydu. Ancak ceza sahası çevresinde duran top aramak yerine akan oyunda yapılan ortalar boy avantajını kullanmayı engelledi. Bu arada Galatasaray savunması da Aboubakar’a koşu ya da dripling alanı bırakmayınca Cenk de devre dışı kaldı.

İkinci yarı oyun tamamen Beşiktaş’ın elindeydi ve rakiplerini sık sık geniş alanda yakalamaya başladılar. Ne var ki, önde olmalarına ve alan bulmalarına rağmen hücumda çoğalamayınca istediklerini de yapamadılar. Hadziahmetovic’in baskıyla kapıp gol yaptığı top onlar için gecenin ödülü oldu. 70’lere doğru Galatasaray tekrar oyuna döndü. Bu bölümde zorlanan Beşiktaş savunması durumu ancak üst üste kartlar görerek savuşturmaya çabaladı.

Uzatmada ise Beşiktaş iyice kendi alanına gömülünce hücum alanına çok adamla gelen Galatasaray arka alanda ciddi açıklar vermeye başlamıştı ki, Aboubakar nihayet en iyi yaptığı şey için alanı buldu ve maçı noktaladı. Oyun futbol açısından tatmin edici olmasa da iki takımın ligdeki durumu ve Fenerbahçe’nin denklemde kalması gibi ihtimaller heyecan katsayısını yüksek tuttu. Beşiktaş maçı kazanma planını doğru işletti denebilir. Gerektiği yerde gerekenleri yaparak maçı kazanmayı bildiler.

01 Mayıs 2023, Pazartesi 06:59
YAZININ DEVAMI