Arama

Popüler aramalar

‘’Muska Muslera'da‘’

Arena’da Galatasaray belki çok baskı yedi ama mutlu sona ulaşmasını bildi. Daha çok pas yapan, daha çok topa hakim olan, üçüncü bölgeye kadar oyuna hakim olan Beşiktaş’tı. Ancak iş bitirmek başka bir şey. Önce Yasin sonra Sneijder zorlu virajda savrulmadan Galatasaray’ı şampiyonluk yarışında akıllıca döndürdü. Her iki takımın da orta sahası aslında top yapmaya müsaitti. Ancak Beşiktaş daha fazla kalabalıklaşınca ve özellikle gol sonrası Galatasaray geriye yaslanınca hakimiyet tamamen Siyah-Beyazlılar’ın eline geçti. Hem ilk yarıda 11. dakikadan sonra hem de ikinci yarının golün geldiği 80. dakikaya kadar daha çok istediğini yapan deplasmanda olmasına rağmen konuk takımdı.

Sürekli baskı yediler

Sivok ve Atınç da öne çıkınca oyun Galatasaray’ın sahasına yıkıldığında Cim Bom hızlı adamlarıyla gol bulmaya uğraştı ama o çıkışları da bir türlü yapamadı. Önde top tutamadığı için Sarı-Kırmızılılar sürekli baskı yediler. Hamza hoca Burak-Umut değişikliğiyle buna çare aradı. Ancak tek kişinin işi değildi bu. Ve yine de özellikle dönen topları rakibe vererek, kalesinde hep baskıyı gördü. Gecenin yıldızı adeta ikinci baharını yaşayan Sabri ile çoktan 4. yıldızı takan Muslera’ydı. İyi kaleciniz olduğu zaman işler değişebiliyor. 58’de aynı pozisyonda iki kurtarışı vardı ki Muslera’nın, görülmeye değerdi. Sakatlıktan çıkan Selçuk ve Hamit görevlerini fazlasıyla yaptılar. Semih ve Hakan Balta ise kolay geçilen orta sahalarına rağmen iki direnişçi gibiydiler. Melo’nun oyun içi performansı diğer maçlara oranla az olsa da, tansiyonu hep tutmasını biliyor. Bu da Cim Bom’un işine yarıyor. Gördüğü sarı kart ise anlamsızdı.

25 Mayıs 2015, Pazartesi 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Altın gol‘’

Ligin sonu yaklaştıkça belli ki Galatasaray’ın da stres kat sayısı artıyor. Üzerindeki baskıyı kaldırmakta zorlanıyor. Gençlerbirliği gibi diri orta sahası top yapabilen basan ve baskı uygulayan bir takıma karşı gecenin kolay geçeceğini düşünmek tabii ki hayalcilik olurdu. Ancak şampiyonluğa koşan bir takımın üstelik bu kadar inanmış, taraftarı tribünleri doldurmuşken oyunu daha çok domine edip taktik kurgusunu da rakiplerine kabullendirmesi gerekir. Arena’nın alışık olduğu ilk dakikalardaki Galatasaray fırtınasına Gençlerli futbolcular beklentinin dışında etkili tepki verince, Cim Bom’u tedirgin ettiler. Petrovic, Gosso ve Hleb, Galatasaray orta sahasını ilk yarıda çok rahat geçtiler. Geniş alan bırakan Cim Bom, bu alanı sadece Selçuk ve Melo ile kontrol etmek yanlışına düştü. Selçuk sakatlanıp 14. dakikada Hamit’in girmesiyle Melo iyice geride oyunu karşılamaya çalışınca 30-40 metrelik boşluk oluştu, Cim Bom’un orta alanında. Pozisyonsuz ilk yarının akılda kalan en saç baş yolduran anı kaleci hatasından Yasin’in bomboş kaleye atamayıp kaçırdığı pozisyon vardı.

Gençler oyunu hızlandırdı

Aslında Galatasaray’ın oyununu Gençlerbirliği hızlandırdı. Topun arkasına çabuk geçip, kaptıklarını El Kabir ve Mervan’a çabuk aktarınca Sarı-Kırmızılılar’da topu kovalayacağım diye çabaladılar. Oysa ki bunu kendileri yapmalıydı. Sneijder’in seri kaçırdıklarının arkasından attığı gol altın değerindeydi.. Hem golcülüğü unutan Umut’u kurtaran, hem de yarıştaki rakiplerini strese sokan goldü bu. 50. dakikadan sonra artan Galatasaray baskısı golü getirdi ama 75’ten itibaren düşen orta sahaya hoca müdahale etmeliydi. Bir de Sinan var ki acaba kaleci mi diye merak uyandırıyor!

17 Mayıs 2015, Pazar 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’İnan‘’

Son haftalara yaklaştıkça Selçuk’un inanarak sahaya bakması takımdaki hem organizasyonu hem de motivasyonu artırıyor. Üzerindeki yükün ve kontrol ettiği alanın büyüklüğünün getirdiği zorluğa rağmen o da büyüyor. Bitiş çizgisine Galatasaray’ı taşıyor.. Ve tribünler... Onlar da inanıyor. Arana’da Cim Bom’u koşturuyor. Cuma akşamı olmasına rağmen dolu tribünler, gelen takımlara şampiyonluk şarkısı ile baskı koyuyor.

Sarı-Kırmızılılar için sıkıntı, Arena’ya gelenler hep aynı işi yapıyor. Kısmen yatıp kalkıyorlar, vakitten çalmaya çalışıyorlar ve Galatasaray’ı bekleyerek oynuyorlar. Konyaspor da böyle yaptı. İkinci bölgede Galatasaray’ı bekleyip alan daraltarak dikine pas yerine, Cim Bom’u yana pas yapmaya zorladılar. Böylelikle tempoyu düşürüp rakipten top çalmaya çalıştılar. Kontraya iyi çıkan Konya, aslında net pozisyonlar da buldu. Son vuruşlarının iyi olmamaması Galatasaray için şanstı. Böyle kilitli gecelerde Sneijder, kendinden bekleneni vermeli. Saklanarak, kaybolarak değil; daha fazla sorumluluk alarak beklentileri karşılamalı. Dün gece Cim Bom’un üretkenlikteki diğer zorluğu, çabuk çıkamaması; çıktığı zaman da üçüncü bölgede çoğalamamasıydı.

Sabri önemli isimlerden biriydi

Kanatları da sonuçsuz atak yapınca, etkisiz Bruma ve Yasin’le çok zorlandılar. Geç de olsa Çolak müdahalesi, yerindeydi. Sabri ise Selçuk’un yanında gecenin önemli isimlerinden biriydi.

09 Mayıs 2015, Cumartesi 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Fırtınadan çıktılar‘’

Zor bir mücadeleden sakat ve cezalılar varken; böylesine sıyrılıp çıkmak hem teknik adam hem de takım adına alkışa değer. Bir diğer İstanbul takımı Galatasaray’ı baskılayarak oyununu bozup kendini kabul ettiren Karadeniz fırtınasına Kartal tam tersini yaptı, onları yıldırarak, baskıyı boşa çıkartarak akıllıca karşılık verdi.

Her iki teknik adamın gol ayakları; Cardozo ve Demba Ba, yeni biten sakatlık ve yabancı sorunu nedeniyle kenardaydı. Bu kozlarını sonraya saklamışlardı. Sürpriz bir gol yemeden geceye başlamak istiyorlardı. Orta sahalarını kalabalık ve geri dönüşü çabuk futbolcularla kurgulamışlardı. Trabzon neredeyse 4-6-0 oynuyordu. Beşiktaş ise dörtlünün önüne sigorta Atiba’yı koyup Pektemek haricindekileri de ikinci bölgede tam konsatrasyonuna kullandı.

Bilic iyi kaptan!

İkinci bölge adeta pazar yerine döndü. O kalabalıkta hem top çıkartmak zordu hem de öne organize atakla yönlenmek neredeyse imkansız hale geldi. Böyle durumlarda topu ayağına alıp, kalitesi biraz daha fazlalaştıran sonuca gidebiliyor. Siyah-Beyazlılar’da da Tolgay ve Sosa tam da tarif ettiğimiz bu görevi yapmaya başladılar. Ve oyunu kucakladılar. Beşiktaş için handikap; tüm 90 dakikayı sağbeksiz oynamasıydı. Opare ve Olcay, geceyi kazasız bitirdilerse, şanslarındandır. Töre, defansın içinde inatla kaybolmak yerine, boş alanı kovalasaydı. Kartal daha çok şans bulurdu.

Bilic akıllıca değişiklikler yaptı. ‘Yaparsınız tutmaz’ ama onunkiler tuttu. Sivok sakatlığında da yüksek topa karşı Atınç’ı tercih etmesi de onun doğrusuydu. Kaptanın iyisi fırtınalı havada teknesini limana sağ salim ulaştırandır. Bilic de iyi kaptan olduğunu gösterdi.

04 Mayıs 2015, Pazartesi 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Kupa morali‘’

Kötü başlayan gece Arena’da futbol şölenine döndü. Hep söylediğimiz yavaşlatılmış futbolu ile Galatasaray, rakip kim olursa olsun hem pozisyon üretmekte hem de boş alan bulmakta doğal olarak zorlanıyor. Ne zaman ki hem topu hızlandırıyorlar, hem de düşünce çabukluğunu yakalıyorlar o zaman hem kaliteleri öne çıkıyor hem de skoru yakalayacakları bölgede bitirici işler yapabiliyorlar. Cim Bom’un yediği golde de yine kademe hatası ve Sabri’nin yerini boşaltması etken oldu. Ancak aynı Sabri, belki de kendi futbol tarihine geçecek sol ayağı ile attığı gol ve hücuma verdiği katkı, oyuna getirdiği coşku ile gecenin iyi niyetli profesyonel parlayan ışığı oldu. Oyun hızlanınca Galatasaray adına işler düzeliyor demiştik, tempo artşının bir diğer katkısının da çabuk oyuncuların kendini daha fazla oyun içerisinde etkinleştirdiğini de belirtmek gerekir. Yasin, gol vuruş tekniğini geliştirse, hem kendisi için hem de takımı adına müthiş katkılı olacak. 80’den sonra iki dakikada kaçırdığı 2 gol var ki final vuruş noktasına gelene kadar ki oyun zekasına yazık oldu. Selçuk, oyunun içerisinde görünmez bir el gibi etrafı toparlayıp, Galatasaray’ın hücumlarına ruh veriyor.

Mucize dönüş

Melo, mucize erken dönüşüyle saha içerisinde direniş meşalesi gibi takımına itici güç oluyor. Bruma ise Amrabat’ın gidişiyle daha da fazla tartışılır hale gelecek bunu bilmeli ve olgun hücumcu ve geri dönüşleri olan, kademe yapabilen bir üst sınıf futbolcu gömleğini artık giymeli. ..Ve Umut ceza alanı içerisinde alanı açan ve tamamlayıcı santrfor rolünden daha fazlasını yapmaya çalışmamalı. Hamza hoca da ona kaldırabileceği kadar görevi yüklemeli. İki ayaklı maçın ilkini ikinci ayağını da kurtaracak skorla geçen Cim Bom, Arena gecesinden hem tur vizesi alarak hem de lig için morallenerek çıktı. Gecenin özeti Galatasaray üstün olduğu oyun bölümlerini tekrar tekrar incelesin, doğru alan kapatarak ve pas trafifiğini hızlandırıp topu karşı kaleye çabuklaştırıp götürdüığünde başarının geldiğini görüp şampiyonluk reçetesini ona göre yapsınlar.

01 Mayıs 2015, Cuma 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Sadece 1 puan‘’

İki takım da; Önce oyunu tutalım, sonra bulursak atalım diye düşünmüşlerdi. Bu düşüncedeki Eskişehir’i anlayabiliriz ama Şampiyonluk çizgisine yakın duran Fenerbahçe’yi hoş görmek mümkün değil. Maça çıkarken rakibinin neredeyse iki katı puana sahip olacaksın. Yedeklerin Kuyt, Sow, Emenike, Webo ve Selçuk olcak sonra da ürkerek oynacaksın!? Sarı-Lacivertliler, topa sahip olunca, etkin forvet hattıyla rakibin oyun dengesini bozup kurgusunu kırıyor. Bunu yaparken en büyük özelliği kompak oynayabilmesi stoperiyle santrforunun bir birinden kopmadan tüm takım olarak yakın ve yardımlaşarak pas trafiğini hızlandırmaları onları skora çabuk taşıyan artıları. Peki dün gece ne oldu? Öncelikle bir birlerinden uzak ve çok koşmak zorunda kaldıkları, rakibin de orta alanda çoğalıp bozduğu görüntü çıktı ortaya. İlk yarı Fenerbahçe’nin üstünlüğü içerisinde geçtiği gibi görülse de pozisyon üretemedi. Eskişehir’e de pozisyon vermedi. Mori’yi Alves’le dönmeden baskıladı, yer değiştirdiğinde ise Bekir’le doğru paylaşıp, etkisizleştirdiler. Topal ve Emre’de öncelikle Lawal’ı sonra Sezer ve Kaan’ı bloklayarak öne top taşıtmadılar. Buraya kadar iyi düşünceydi de bir de oyunun diğer tarafı karşı kalede pozisyon üretmek gerekiyordu, onu beceremediler. İlk yarı için etkili iki hücumcu, iki bekti. Onlarında yan ortaları uzun boylu Yumlu ve Sezgin de eridi. Eskişehir kendi pişirip kendi yediği golle Fenerbahçe’ye moral verdi. Ancak ikinci yarı her tarafı dökülen konsantrasyonu eksik ve ilk yarıda yorulan amaçsız deplasman takımı görüntüsünde Fenerbahçe seyrettik. Skibbe, oyunu koparmaya İsmail hoca ise Selçuk hamlesiyle oyunu tutmaya çalıştılar. Oysa, şampiyonluk için tersi olmalıydı. Gecenin özeti Kanarya, puan kaybetmedi, 1 puan aldı...

26 Nisan 2015, Pazar 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Fırtına kopardı‘’

Öncelikle ilk yarıdaki doğru taktik anlayışı ve sahadaki uygulaması ile 2. yarıda da oyuna tutunmak için gösterdiği direnç ile Trabzon’a bir tebrik yollayalım... Ve dönelim Galatasaray’a... Bir maçın kazanılması için maç öncesi çok önemlidir. Rakip takımın artılarını ve eksilerini iyi hesap etmek gerekir. Ve kendi takımının da galibiyet odaklı planlaması ve bunun da uygulanabilir olması olmazsa olmaz hazırlıklardır. Galatasaray, öyle bir 45 dakika oynadı ki, ne bu hesapları daha önce yapabilmiş, ne de maç içerisinde olası müdaheleleri planlamamış... Trabzon orta sahadaki kalabalıklığı ile Galatasaray’ın pas yapacak kaliteli ayaklarını ikili sıkıştırmalarla etkisizleştirdi. Mümkün olduğunca da taktik faullerle olası hızlı başlangıçları akıllıca engelledi. Bunu da fizik gücüyle destekledi. İlk 45’teki koşu mesafelerine bakarsanız, ne demek istediğimi anlarsınız. Çabuk basarak ve genelde rakibi baskı altında tutarak Trabzon, Galatasaray’ı oyununun dengesizleştirdiği gibi, organize olmasını da engelledi. Salih ile Mustafa Akbaş gibi hata yapabilecek iki bekin üzerine kanat organizasyonu yapmayı beceremedi Sarı-Kırmızılılar. Trabzon uniyi kurdu, Galatasaray’ı ortada kilitledi. Çizgideki Umut tercihi de yanlıştı. Çıkışta kaybedilen toplardan dengesiz yakalanan Galatasaray defansıda zincirleme hataydı. İkinci yarı Trabzon, takım boyunu uzatınca Galatasaray, istediği alanları Emre Çolak’ın da çabasıyla buldu. Gol de öyle geldi. Ancak Trabzon’un 2. golü ve koskoca 45 dakikanın heba edilmesi şampiyonluk isteyen bir takımın yapacağı işler değil. Rakipleri Cim Bom’un kayıplarını bekleyeceğine Trabzon’un koparttığı şampiyonluk yolunda artık Cim Bom rakiplerinin kayıplarını bekleyecek.

20 Nisan 2015, Pazartesi 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Var mısınız?‘’

Taksi yakıp dükkan yağmalayanların, taraftar maskesi arkasına saklanıp rakip taraftara saldıran yaralayan öldüren çıkar çetelerinin, onları destekleyenlerin, bunları haber saymayıp sayfalarına koymayanların, ekranlarında görmezden gelenlerin, formalı fanatik tahrikçi yazar çizer yorumcuların, futbolu ego ve komplekslerinin tatmin sahası zannedenlerin, rakibe saygı duymayan odun kafalıların, takımlarının camialarının arkasına sığınarak her haltı yiyecegini zanneden çakma kabadayıların, fairplay denilince uzun hava zannedenlerin, sporcusunu malzeme seyircisini soyulacak mal yerine koyanların, kendilerini lord zannedip takımlarını mort edenlerin, futbolu futbolcuyu muz gibi soyanların, diline yalan yuva yapmışların, vicdanı cüzdanına sıkışmşların, zıvanadan çıkıp çıkar çukuruna düşen yalaka yağdanlıkların, dünyayı kendinden menkul görüp diğerleri ölsün diye bekleyen ölü soyucuların, sürekli abi derken kalleş kardeş kazığını insafsızca atanların hep birlikte TOP'unu patlatalım oyun dışı kalsınlar....Varmısınız?!

05 Nisan 2015, Pazar 14:20
YAZININ DEVAMI