‘’Cav fırtına gibi‘’
Böyle zorlu bir yarışta ve dünyanın en iyilerinin bulunduğu bir platformda tura katıldığı 5 seneye nazar boncuklu 24 zafer sığdırmak hiç ama hiç kolay değil... Hemde 4 zorlu tırmanışın sonunda sprint finishinde; eski takım arkadaşı Sky’dan Edward Boasson Hagen, yolların asisi Cannondale’den Peter Sagan ve ‘Gorilla’ lakaplı Lotto Belisol’den Andre Greipel’i ardında bırakarak... Takımı da onun için çok çalıştı özellikle Gert Steegmans varını yoğunu ortaya koydu Cavendish için... Britanyalı’nın hediyesi de bu yıl dahil olduğu Omega takımına turdaki ilk zaferini yaşatmak oldu.
Zoru başarmayı seven Büyük Britanya şampiyonu, bir gece önce başka bir efsaneyle sohbet etme şansı bulmuştu. Turda 22 etap kazanan 84 yaşındaki Andre Darrigade belki de ilham kaynağı olmuştu Cav’ın başarısına... Tutulamayan bisikletçi, Darrigade’nin rekorunu geçen yıl geçmeyi başarmıştı. Kesin olan birşey varsa; geçen hafta hastalıktan çıkan Cav, %100 performansımda değilim dese de can yakmaya içten içe devam ediyor ve kendisine bir kez daha hayran bırakıyor.
Bitime 200 metre kala yaşanan kaza ise pelotonun ritmini etkiledi. Kaos ve olayların damga vurduğu ilk günden kazançlı çıkan Argos’tan Marcel Kittel bu kez kendini kazanın ortasında buldu. yaşana talihsizlik genel klasman yarışında ise puan kaybettirmedi. Orica’dan Simon Gerrans Marsilya finishinde de sarı mayosunu korudu.
‘’Orica, zamana da karşı‘’
Korsika’dan ayrılırken Orica’dan Simon Gerrans etap zaferiyle selamını çakmışken, podyumda tek başınaydı. Nice’deki takım zamana karşıdan alınan sonuçla ise podyumda bu kez Avustralya takımının bütün bisikletçileri aynı gururu yaşadı hem de yanında bonusuylaÖTakım zaferiyle birlikte Gerrans da, 11.sırada yarışı tamamlayan Jan Bakelants’dan sarı mayoyu kaptı ve kariyerine yeni bir hikaye daha ekledi. Genel klasmanda Gerrans’ın ardından takım arkadaşları Darley Impey ve Michael Albasini ilk 3’e ambargo koydu. Zamana karşı etabı için çok da hazırlıklı olduklarını söyleyemeceğimiz Orica’nın podyumu kaplamasıyla, Avustralya bisikleti adına son 15 senenin en büyük gurur tablosu da yaşanmış oldu.
Orica yakaladığı bu havayı bozmadan, ritmini devam ettirmek isteyecektir. Gurur tablosunu kalıcı hale getirmek isteyen Avustralya ekibi, Gerrans’ın sarı mayosunu korumak için özellikle bundan sonraki 2 etapta grup içinde kalmaya çalışacak. Zamana karşı etabında ön plana çıkması beklenen Sky ve Garmin takımı ise dar ve virajlı bölgelerde zaman kaybederek umduğunu alamadı. Lotto Belisol de aksine 17 saniye geriden 5.sırada yer bularak şaşırttı. Dengelerin değiştiği etabın ardından Marsilya’ya doğru giderken, sprinterler arasında yeni bir mücadeleye tanık olmak ise keyifli olacak.
‘’Gerro'dan Korsika'ya anlamlı veda‘’
Her etapta kazananın değiştiği Tur’da, 145.5 km’lik 3.etabın parkuru Cannondale’den Peter Sagan’ın galibiyetini işaret ederken, ‘Gerro’ bu kez rol çalan sporcuydu. Slovak sprinter Sagan; Cavendish, Greipel, Goss ve Kittel gibi önemli rakiplerine karşı tırmanışlarda da iyi olduğunu geçtiğimiz iki etapta ispatlamasına rağmen, Gerrans karşısında tekerlek farkıyla kaçırdığı birincilik ile hayal kırıklığı yaşadı. En büyük tesellisi ise geçen yıl giydiği yeşil mayoyu tekrar sırtına geçirmek olan Sagan, bu mayoyu yarış sonuna kadar korumanın ne kadar zor olduğunun da farkında...
Pelotonun önünde tren oluşturan Radio Shack ise, Jan Bakelants’ın Korsika’ya turun liderinin giydiği sarı mayoyla ‘elveda’ demesini sağladı. Dar yolları kaplayan Radio Shack turun favorilerinden Chris Froome’un takımı Sky’a da yer bırakmadı ve Bakelants altın mayosunu korumayı başardı. Etap boyunca takım arkadaşları Clarke ve Impey’in de büyük asistini alan Simon Garrens bu zaferiyle ilklere de imza attı. 2011’de Sky’dan Orica’ya transfer olan Gerro, 3 büyük turda (Fransa, İtalya, İspanya) etap kazanan ilk Avustralyalı olarak tarihe geçti. Bunun yanı sıra; Giro, Vuelta ve klasikler dahil olmak üzere geçen yıldan bu yana neredeyse 50 yarış kazanan Orica takımı için de, kazanılan en büyük zafer olması çifte mutluluğu getirdi. Orica Green Egde aslında Tur’a ‘Gerro’dan’ daha önce damgasını vurmuştu. İlk etapta takım otobüslerinin bitiş çizgisinde bulunan tag’a sıkışıp kalması o günün unutulmayacak karelerinden olurken, aynı zamanda etabın kaderini de değiştiren olaya imza atılmıştı. Bisikletçiler Korsika’ya uçaktan el sallayarak veda etti. 3 günün ardından Nice’de takım zamana karşı ile başlayacak olan ve dengeleri alt üst edecek etap, yeni heyecanlara gebe.
‘’Napolyon 'Bakelants' dedi‘’
4 tırmanış geçilmesine rağmen inişin ardından deniz kenarında sprint finishi beklenirken, ilk etapta olaylara karışan Cavendish, Greipel, Sagan,Goss gibi favori sprinterlerin bu etabı kaldırıp kaldırmayacağı sorgulandı. Tırmanabilen ve tırmanamayan sprinterlerin ayırt edildiği bir gün oldu. Kimse beklemiyordu Radio Shack’ten Jan Bakelants’ın galibiyetini...Kaçış gruplarının oluştuğu, kedi fare oyunlarının oynandığı,neredeyse her takımdan ataklara tanık olduğumuz 156 km sonunda zafer yumrukları, şaşkınlık ve gurur Bakelants cephesinde yaşandı. Son 14 km’de 25km/h hızla esen rüzgara karşı da yarışan 27 yaşındaki Belçikalı, tırmanış özelliklerinden dolayı sprinterler arasında favori gösterilen Cannondale’den Peter Sagan’ı ya da Slovakya Şampiyonun kendi tabiriyle ‘Hulk’ı ardında bırakmayı başardı.
Tırmanışlar finishten uzak olduğu için genel klasman favorilerine pek şans tanınmadığı etapta; geçen yılın benekli mayo sahibi Thomas Voeckler aralarda kendini göstererek heyecan kattı yarışa...Ama eli boş kaldı.
2010’da Tur’un şampiyonu Andy Schleck’in kaptanlığında yarışan Bakelants, profesyonel kariyerinin ilk etabını kazanarak, yokuşlarda yüzünden acının okunduğu Marcel Kittel’in ‘omzumda altın taşıyorum’ diye tabir ettiği sarı mayoyu da gözyaşları içinde devraldı. Etabın bittiği Ajaccio’da doğan ve tarihte önemli bir yere sahip Fransa’nın asker imparatoru Napolyon, 198 bisikletçi arasından bu kez ‘BAKELANTS’ dedi. 2008’de en iyi form grafiğini tutturan, geçen yıl Giro ve Vuelta’da etaplarda ilk 10’da kendine yer bulan Bakelants, bu yıl Belçika Yol Şampiyonası’nda aldığı 3.’lükle göze batarken, agresif yapısını Tur’da da kanıtlamış oldu.
‘’Favoriler‘’
Her yarışta olduğu gibi tabi favorilerden söz edebiliriz. Geçen yılın şampiyonu Bradley Wiggins’i bu yıl sakatlığı nedeniyle izleyemeyeceğiz ama onun yokluğunu Sky takımında aratmayacak bir numaralı favori Chris Froome olacak. Froome geçen yılın lideri Wiggins’in altında belki de potansiyelini tam olarak kanıtlayamamıştı. Geçen yılki zoraki duruşlar bu yıl o patlamayı yaşatabilir. Dauphine’yi de kazanan Froome’un en önemli rakibi ise Saxo Bank’dan Alberto Contador... Çok iyi bir tırmanış ekibinin lideri olan, atakları seven İspanyol, formuna güveniyor ama sezgi ve şansın da önemine vurgu yapanlardan...
Cavendish iddialı
Sprinterler arasında ilk aklan gelen isim ise Omega Pharma’dan Mark Cavendish... Britanya şampiyonu Cavendish, ilk sprint etabında kazanarak sarı mayoyu giymek istiyor. Ancak Fransa Turu’nda geçen yıl kazandığı etap zaferleriyle ne kadar güçlü olduğunu kanıtlayan ve sezonu çok iyi geçiren Lotto Belisol’den Andre Greipel en büyük tehdit... Geçen senenin yeşil mayo sahibi ve Slovakya yol şampiyonu Cannondale’den Peter Sagan da agresifliğini son metrelere taşıyabilecek güçte... Yeşil mayo taliplisi oldukça fazla diyebiliriz... Argos’dan Marcel Kittel ve Katusha’dan Kristoff de bumücadelenin içinde olacak... Garmin Sharp’dan Ryder Hesjedal da formunu taşırsa parkurda can yakacak isimlerden. Geçen yılın Giro şampiyonu Hesjedal’a, David Millar ve Navardauskas gibi isimler eşlik edecek takımında.. BMC’den Cadel Evans sürpriz yapabilir. Zorlu Giro yarışından 3.ayrılan 36 yaşındaki Evans 9.kez Fransa topraklarında... İlk haftası gergin geçecek yarışın profilinde dağlık etapların fazla olması, hızdan çok dayanıklılığı ön plana çıkartacak zafere giden yolda..
‘’100 yıllık efsane‘’
Dile kolay 100 yıl. Dünyanın en önemli ve prestijli yarışlarından biri olan, geleneksel hale gelen kısa adıyla ‘Tur’, 21 Temmuz’a kadar bize yeni çoşkular yaşatacak. Bu yıl beşgen şeklindeki Fransa topraklarından çıkmayacak olan 3 haftalık Tur’da 21 etapta 3403 km yol kat edilecek. Andre Greipel, Mark Cavendish, Peter Sagan, Chris Froome, Alberto Contador, Ryder Hesjedal, Thomas Voeckler gözlerimizi çevireceğimiz ilk isimler olacak 100. edisyonda. Geçmişten notlar, bu büyüyü yaratan günleri harmanlayarak gelelim bugüne.. Bisiklet Fransa’da her zaman önemli bir yer teşkil etti halkın hayatında, 18.yüzyılın sonlarına doğru milyonların evindeydi hali hazırda. Senelerdir Türkiye’ye yapılması planlanan ancak o yıllardan bu yana Fransa’da var olan veledrom sporun bugününe büyük katkı sağladı. Ülke çapında çırak-usta işbirliğine adını veren zanaatkarlar turundan aldı ismini. ’Dünyadaki en büyük bisiklet yarışını düzenliyoruz’ diyen Desgrande’den çıktı fikir. 78 bisikletçinin kayıt yaptırdığı İlk Tur, 5 hafta planlandı ama 3’e indirildi ilgiyi arttırmak için. 2500 km’ye yakın bir rota belirlendi. Koşulacak 6 etabın içinde 470 km’lik bir etap bile vardı. Etap aralarında 4 güne yakın molalar verildi bisikletçilerin etabı tamamlaması için. Nasıl iş bu demeyin!! aynen öyleydi başlangıç..
Babadan oğula...
Bir baba, bir tekerlek peynir karşılığında oğlunu teslim etti yarışa. Baca temizleyicileri daha avantajlı oldu yüksek yerlere tırmanma kabiliyetlerinden dolayı. Bu bahsettiğimiz 400 km küsürlük etap, 17 saat 45 dakikada tamamlandı!! Tan yeri ağarmadan başlayan yarışlarda kat kat giyinen bıyıklı yarışçılar, sırtlarında çantaları, kollarında şambrelleri olan bisikletçiler onca saat pedal çevirdi. Hem de bozulan, kırılan, dökülen bisikletlerini kendileri tamir etmek zorundayken.. Son dönemde bu kadar doping olaylarından bahsederken, Tur’u 8 kez kazanan Lance Armstrong’un yaptığı hileler, komple teorileri patlak vermişken, günümüzde maalesef ardı arkası kesilmezken dopingin, eski dönemdeki hilelerden de bahsedelim. Az önce 17 saatten bahsettik. Akıl yitirilebilecek süreler. Doping maddeleri daha kana zerk edilmemişti ama; telsiz ve donanımların olmadığı yıllarda; yola konulan çivili tuzaklar, taşlı sopalı saldırılar, arabayla ezilmeye çalışılanlar, uzatılan zehirli sıvılar, araca binenler, beslenme alanları dışında da beslenenler ve hatta etabın bir kısmını tren yolculuğuyla tamamlayanlar. Yıllar geçtikçe bu zorlu yarışta hilelerin evrim geçirdiğinin de bir göstergesi. Dağlık etaplar sporcuları çok zorlar. Alphonse Steines fikri soktu ilk defa.. Allah’ın unuttuğu yollarda öyle bir enerji ve konsantrasyon lazımdır ki, kedi fare oyunlarına sahne olur her defasında. Bu yılda parkurdaki 6 tırmanış etabını soluksuz izleme şansımız olacak. Alp d’Huez aşılacak aynı etap içinde iki kere. Savaşlar ket vurdu yarışa. Daha önce yarışa katılan çoğu bisikletçi dönemedi geriye. Yollar bombardımandan dolayı mahvolmuştu. 1919 yine yeniden başlangıç yapıldı ve yarışı kazanan sporcunun giydiği sarı mayo da yerini aldı Tur tarihinde. Tarihten bugüne kadar birçok ismi saymak mümkün, saymakla da bitmez.. Tekerlekli peynire karşılık satılan, düşman mermilerinden bisiklet üstünde kaçarak yarışçı hale gelen, postacılıktan bisikletçi haline gelen, bisiklet kepini cambazlık gösterilerinde para toplamak için kullanan, savaşta hayata veda eden birçok karakter getirdi bugüne TUR’u
Britanya’nın gururu son efsane Bradley Wiggins, geçen yılın şampiyonu bu yıl yok turda Ama 100.sü düzenlenecek Tur’da her gün yeni hikayeler yazılacağı aşikar...
‘’Sagan doludizgin‘’
Slovak şampiyon, kazandığı 3.etabın ardından üçüncü kategoriden tırmanışın belirleyici olduğu parkurda takımının da desteğini arkasına alarak bir kez daha güldü. 3.etap zaferinin ardından 29 Haziran’da Korsika’dan başlayacak olan Fransa Bisiklet Turu’na göz kırptığını söylemiştik 23 yaşındaki genç bisikletçinin.. Bu ikinci başarısının ardından da tıpkı geçen yıl Fransa’da kazandığı 3 etap zaferi ve yeşil mayo gibi belki de daha iyisini yapmak için hem motivasyon olarak hem de fiziken ne kadar hazır olduğunu ispatladı rakiplerine bir kez daha...Yükselen form grafiğinden oldukça memnun olan Sagan, bu sezon 11.zaferine imza atarken Fransa’da yine puan klasmanına göz dikmiş durumda...BMC’den Mathias Frank da günün diğer karlı çıkan ismi...Son etap olan zamana karşıda bir terslik yaşamazsa ki bu oldukça zor bir tablo, Rui Costa ile 13, Roman Kreuziger ile 23 saniyelik farkı koruyabilirse bu yıl İsviçre’nin galibi olabilir.
‘’Costa sarı mayoya yakın‘’
Sarı mayo sahibi Frank, Costa’nın 13 saniye önünde yine zirvede...Costa geçen yıl liderliği 2.etapta almış yarış sonuna kadar performansını koruyup şampiyonluğunu ilan etmişti İsviçre’de... Saniye farkı bu kadar azken, kalan son 2 etapta (son günün bireysel zamana karşı olacağını hatırlatalım) genel klasmanda dengeler değişmeye gebe... Movistar bu yıl özellikle Giovanni Visconti ile Giro’da ön plana çıkmıştı. Costa da İsviçre Turu’nda unvanını koruyabilmek ve kendini daha çok ortaya çıkartmak için çabalıyor.
2010’da Ulusal zamana karşı şampiyonluğu bulunan Costa’nın, günleri bir an önce gelmesi için saydığımız ve bu sene 100.sü düzenlenecek olan Fransa Bisiklet Turu’nda 2011’de etap zaferi var. Neredeyse her gün kazananın değiştiği İsviçre Turu’nda gördüğümüz o ki, bisikletçilerin çoğu büyük bir challenge örneğinin verileceği Fransa Turu öncesi oldukça formda... Doping olaylarının son dönemde daha çok gözler önüne serildiği bu dönemde, Rui Costa’nın da 2010’da ulusal şampiyonanın ardından dopingli olduğu belirtilmişti. Sadece Costa değil aynı zamanda bu şampiyonayı 3. sırada bitiren kardeşi Mario Costa da aynı suçlamadan nasibini almıştı.