‘’Fernandes, Simao'yu kes!‘’
Ne var ki prensibimden ödün vermek zorunda kaldım, dün Sivas deplasmanında Fernandez’i izledikten sonra. Şurası kesin; Beşiktaş’ta Simao Sabrosa ile Manuel Fernandes bir arada oynamaz. Zira Simao sahada ise Fernandes belki istemini tamamı ile değil, ancak yaratıcılığını büyük oranda yitiriyor. Bunun ardında ne var bilinmez. Belki de ‘fare dağa küsmüş, dağın haberi olmamıştır!’ Ayakta durmanın güç olduğu zeminde iki takım futbolcularının zaman zaman ‘kör dövüşü’ şeklinde geçen orta alan mücadelesinde, son üç maçında rakip kaleye gol atmayı dahi beceremeyen Beşiktaş’ın, Sivok ile kaydettiği sayıya kadar bol sayıda pozisyon bulması, şaşırtıcı gelebilir futbol tutkunlarına. Beşiktaş’ın bol pozisyon yaratmasının ardında; öncelikle Simao’suz iyi oynayan Fernandes, sonrasında da Mustafa Pektemek ile Veli Kavlak’ın ileri uçtaki uyumları var. Daha anlaşılır dille; genç Mustafa ile Veli, yaşları geçkin Simao ile Almeida gibi ‘oynuyormuş’ gibi yapmıyor sahada, benlikleri ile mücadele ediyorlar, bu da beraberinde pozisyonları getiriyor doğal olarak. Ev sahibi Sivasspor’un hakkını da teslim etmeli. Özellikle oyunun ikinci bölümünde fazlaca pozisyon üretip kaleci Cenk’e takıldılar, bitime beş dakika kala ise Erman ile eşitliği yakaladılar. Beşiktaş puanları yitirmeye alıştı, kötüsü, alıştırdı da! Ancak bu kez gol attılar, üstüne üstlük güzel de mücadele ettiler.‘Karmaşık’ haldeki Beşiktaş’tan daha fazlasını beklemek hata olur. Altı aydan bu yana alacaklarını bekleyen futbolcular gibi!
‘’Yıldırım Demirören yeter!‘’
“Filip Holosko bulduğu iki uygun pozisyonda eşitliği sağlayacak golü atmalıydı ya da takım arkadaşlarına attırmalıydı” varsayımı, abesle iştigale tekabül eder ya da ‘züğürt tesellisi’ deyimi ile örtüşür... Yobo’nun bulduğu golde bir kez daha görüldü ki, İbrahim Toraman hiç bir özelliği olmayan, sıradan, üstüne üstlük miadını doldurmuş oyuncudur! Simao için ödenen dolarlar ise Türk gençliğine ihanetin en belirgin delaletidir! Bank Asya’da mücadele eden her hangi takımdan transfer edilecek sıradan sol kanat oyuncusu, kuşku yok ki Beşiktaş’a Simao’dan çok daha fazla katkı sağlayacaktır.
Stoch’un ‘kevgir’e çevirdiği Tanju’yu transfer eden ‘Abdurrahman Çelebi’leri de kutlamalı, Beşiktaş’a böylesine yeti yoksunu oyuncuyu getirdikleri için tabii ki. Orta alanda topu yönlendirecek oyuncu yokluğu öylesine belirginleşti ki dün gece Beşiktaş’ta, Fernandez ‘mumla arandı.’ Rakibine oranla üstün oynamasa da Fenerbahçe’nin avantajı, sakatlanıp oyundan çıkana kadar Emre ile Cristian oldu.
Her iki futbolcu da topu kanatlara istedikleri gibi aktardılar ve genelde de Stoch ile buluşturdular. Beşiktaş için, ‘o yok, bu yok, şu sakat’ mazereti yastık altında saklanan altınlar gibi! Ancak geride kalan haftalardaki futbol fakirliğinde, mevcut kadroya eksiklerde dahildi ve değişen fazla şey yoktu. Beşiktaşlı yöneticiler gerçeği kabullenmeli, yabancı transferinde bir kez daha ‘şapa oturduklarını’ kabullenmeli. Altını bir kez daha çizmekte yarar var. Simao Sabrosa için ‘iyi oyuncu’ diyenlere yanıtım; ‘5 kişiyi öldüren katil de özünde iyi insan’ olur...
Tartışmasız gecenin yıldızı Stoch oldu. Tribünlere kulak vermekte yarar var; Yıldırım Demirören
yeter...
‘’Abdurrahman Çelebi‘’
Hilbert ile İsmail’in sakatlıkları sonrası konuk ekibin ileri uç elemanlarının Beşiktaş ceza alanına girdikleri anda potansiyel tehlike olacaklarını tribündeki Ayşe Hanım dahi biliyordu! Bueno kaçırdığı akıl almaz golle uyarıyı gönderdi ancak muhatap bulamadı. Zaten kısa süre sonrasında da Erdal Kılıçarslan, Toraman’ın yerde yatarak baktığı pozisyonda topu Cenk’in koruduğu kaleye gönderdi.
Futbol yoksunluğunun, istemsizliğin tüm sorumluluğunu Beşiktaş’ın ecnebi oyuncularına yıkmak tabii ki yanlı aktarım olur. Bir de geleceğin yıldızı, son haftaların sıradanı Necip, tanımlama hoş olmasa da ‘erken havaya giren’ Veli, konsantrasyonunu tümünden yitiren Ekrem mevcut.
Quaresma’yı unutmak ne mümkün! Kendisini attırmak için çabaladı ve bunu başardı. Tribünde ‘ateşli’ yandaş grubu, sahada futbol, oyuncularda istem yok... Beşiktaş’ta ne var? Bol, hatta çok bol miktarda Abdurrahman Çelebi! Gecede alkışı hak edenler; konuk Mersin ile ayaza ve kar yağışına karşın sesleri maç boyunca kısılmayan hanımlar oldu. Beşiktaş, pazar günkü derbiyi kazansa ne olur? Kuşkusuz bunu Abdurrahman Çelebi’lere sormalı!
‘’Hakem Abitoğlu ürkmese!‘’
Antalyaspor yengisinde top, Cenk’in koruduğu kalenin içinden çıkmış ama gol geçersiz sayılmamış mıydı? Bir sonraki hafta da uzatma dakikalarında Gaziantepspor’a atılan gol pozisyonu için faul ve ofsayt tanımlamaları yapılmamış mıydı? Beşiktaş’ın kadrosunun zengin futbolunun ise yoksullaştığının altı çizilmemiş miydi, tarafımdan? İlk dakikada Troisi’nin beceri dolu golüne karşın yine de dün geceki yenilginin bir ayrıcalığı var!
Fernandes’i ikinci kartla oyun dışında bırakan hakem Mustafa Kamil Abitoğlu’nun prosedürü Peter Pekarik için de uygulaması gerekmez miydi? Niyedir kestirmesi güç, bundan özenle kaçındı! Ancak Beşiktaş’ın belirgin hakem hatasının ardına sığınmak yerine artık özeleştiri yapması kaçınılmaz...
İsmail Köybaşı’nın yetisinin sınırları belirgin, bu nedenle de eleştirmek yersiz. Ancak takımın en istikrarlı oyuncularından Ekrem Dağ için benzer görüş sunmak olası değil. Ekrem’i böylesine beceri yoksunu yapan nedir? Yenilen golde hatalı, pas hatasında rekora koştu, savunmada da, kanatta da hiçbir varlık gösteremedi. Necip Uysal da paralel hayal kırıklığı yaşatan bir başka isim oldu Kayseri deplasmanında. Quaresma’nın sahada dolanması da sürpriz olmamalı Beşiktaşlılar için! Beşiktaş’ın kaçırdıklarını, daha doğrusu kaleci Navarro’nun çıkardığı iki topu ve hakemin Kayserispor’u sahada eksik bırakmamak için karttan kaçınma gerçeğini de görmezden gelemeyiz elbette! Beşiktaş iyi oynamadı ama dört net pozisyondan yararlanamadı. Kayserispor genç kadrosu ile iyi mücadele etti ve Navarro ile şansları yaver gitti. Yoğun maç trafiği ve dondurucu soğuğa karşın futbolcuları kutlamalı, böylesine yoğun maç programında puan veya puanlar yitirmek son derece doğal. Hakem Abitoğlu, ürkmese sonuç farklı olabilirdi tabii ki...
‘’Zengin kadro yoksul futbol...‘’
Karşılaşmanın ilk bölümünde sol kanatta görev yapan Simao Sabrosa rakip ceza alanına orta yapmak bir yana, top kaybında rekor kırıyor. Sağ kanat elemanı Edu, art arda yitirdikleri ile tribünleri çıldırtıyor. Fernandes, dağıtıcılık görevini geçici olarak askıya alıyor. Hugo Almeida attıklarına karşın atamadıkları nedeni ile yeriliyor. Kadro zengin, zengin olmasına da futbol yoksul...
Konuk Gaziantepspor’un Elyasa ile bulduğu golde Sivok ile Hilbert’in yokluğu bir kez daha sırıtıyor. Simao Sabrosa’nın Hugo Almeida’ya attırdığı gol, skor tabelasında eşitliği sağlıyor, Beşiktaş tribünleri için de ‘özür’ niteliği taşıyor, ancak coşku uzun sürmüyor. Sosa, kaleci Cenk’in çıkışında zamanlama hatasını iyi değerlendirip topu Beşiktaş ağlarına gönderiyor ve takımını bir kez daha öne geçiriyor. Carvalhal de hamlelerini yapıyor; Simao’nun yerine Necip’i, Edu’nun yerine Mustafa Pektemek’i, Ernst’in yerine de gözden çıkardığı Holosko’yu sahaya sürüyor. Kargaşada Almeida, bir gol daha atıp ikinci kez eşitliği sağlıyor ve dün gece kendisini Beşiktaş yandaşına affettiriyor.
Gecenin sürprizi ise uzatma dakikalarında Egemen’in ayağından gelen golle yaşanıyor. Öyle bir gol ki, Carlos Carvalhal coşkusundan sahaya dalıyor, Beşiktaş hanesine fazlaca önemli üç puan daha yazdırıyor. Beşiktaş, harcanan astronomik transfer bedellerine, kadroya katılan onca deneyimli oyuncuya karşın Gaziantepspor böylesine zorlanıyorsa bu işte bir gariplik var demektir! Beşiktaş için uzatma dakikalarında gelen golle elde ettiği ekstra yengi, objektif gözlere perde indirmemeli. Beşiktaş’ta futbol yoksulluğuna ivedi olarak çözüm bulunmalı.
‘’Toraman'ın çaresizliği!‘’
Necati Ateş’in attığı ‘bariz gol’ sonrası, kariyerinin uzatma dakikalarını oynayan İbrahim Toraman’ın el, kol hareketleri ile top çizgiyi geçmedi’ itirazı, dün gece çaresizliğinin en çarpıcı enstantanesi olsa gerek! Gönül isterdiki spora, sporcuya örnek olması gereken Beşiktaş takımının kaptanı, Simao’nun görüş alanını kapaması nedeni ile geçerli golü göremeyen yardımcı hakem Asım Yusuf Öz’e koşup, doğruyu aktarsın. Beşiktaş yandaşı için bir başka bakış açısı da; hata üzerine hata yapan Simao’nun sahada dolanarak yardımcı hakemin görüş alanını kapaması bu kez işe yaradı, ev sahibi Antalyaspor’un da nizami golü geçersiz sayıldı şeklinde olabilir elbette... Bu tamamı ile yaşam ve de yaşam şekli seçimi ile bağıntılı tabii ki! Karşılaşmanın ilk yarısında net pozisyonlardan yararlanamayan Antalyaspor’da Deniz Barış’ın ikinci bölümde profesyonellikle bağdaşmayacak hatası, Hugo Almeida’nın Beşiktaş’ı öne geçirmesini sağladı. Deniz hata yapmasa Simao, Almeida ikilisinin aynı anda görev aldığı maçta, Beşiktaş’ın gol atması fazlası ile zordu! Fernandes’in kaydettiği golü es geçersek, İsmail’in kırmızı kart gördüğü ve skoru 2-1’e getiren penaltı golü sonucu daha da dramatik yaptı benim adıma! Carvalhal’ın yere sağlam basan, eleştirilere karşın gole daha yakın oynayan, sahada daha çalışkan Edu’yu oyundan alıp, yerine Mustafa Pektemek’i sürmesine anlam veremedim. Sürekli saklanan Simao dışarı çıksa, Edu sola geçse daha iyi olurdu gibi geliverdi niyeyse bana! Beşiktaş, Antalya deplasmanından puanlarla mı, yoksa utançla mı döndü? Antalyaspor’un başına geleni, üç büyüklerden birisi yaşasaydı neler oluverirdi? Beşiktaş takımının kaptanı İbrahim Toraman, hakemi uyarsaydı ilerleyen yıllarda saygı ile anılacaktı, artık sıradan bir oyuncu, tabii benim için!
‘’Teşekkürler‘’
Beşiktaş, Ali Gültiken’den bu yana rakibin ayağındaki topu almak için baskı yapan oyuncu görmemişti! Dün gece Necip Uysal bu beceriyi sergileyen ender futbolculardan birisi oldu ve haklı eleştirilerin hedefindeki Almeida’ya golü attırmayı başardı. Bursaspor’un kolay teslim olmayacağı ise ortadaydı. Beşiktaş’ın golü erken bulması konuk ekip için avantaj oluşturdu ve Battala eşitliği sağlamayı başardı. Ancak beraberlik golü gelene kadar da ev sahibi ekip üç mutlak pozisyonu hovardaca harcadı.
Edu’nun beceri dolu vuruşu Beşiktaş’ı bir kez daha öne geçirdi ancak konuk Bursaspor’un atakları hız kesmedi. Bu süre zarfında da Beşiktaş’ta sakatlıkları süren Hilbert ile Sivok’un yoklukları fazlası ile sırıtıverdi. Savunma hattında Sivok’un görevini üstlenen İbrahim Toraman, çoğu kez pozisyonlara uzak kaldı. Aksayan Necip’in yerini Simao’nun alması, sonrasında da Mustafa’nın oyuna dahil olması Beşiktaş’ı rahatlatan golü getirdi. Mustafa Pektemek kaleye yakın oynadığı her maçta bir şekilde golü buluyor. Almeida kadar sahada kalma şansı bulabilse kuşkusuz çok daha fazla alkışlanacak. Almeida, Simao, Sidnei olmasa da olur ama Sivok ve Hilbert olmadan Beşiktaş’ın işi zor. Ayaz gecede keyifli karşılaşma izledik. Beşiktaş karşısında ‘kapanmak’ yerine yengiye şartlanıp mücadele eden Bursasporlu oyuncuları da, kısır futbol ve skor döngüsünden çıkan Beşiktaşlı futbolculara da teşekkür etmek gerekli. Teşekkürler ayaz geceyi futbolunuzla ısıttığınız için...
‘’Almeida'dan gol bekleyenler!‘’
Ne var ki Carlos Carvalhal inatla oynatıyor, Hugo Almeida da oynamamak için diretiyor. Carvalhal, vatandaşını bir kez daha ileri uçta sahaya sürmek için Mustafa Pektemek’ten sağ kanat oyuncusu türetti ancak Ekrem ile Mustafa’dan bir adet Roberto Hilbert üretemedi. Tepkileri üstlenen genç Mustafa Pektemek de suratını asarak yerini Edu’ya devretti. Başkent deplasmanında Beşiktaş adına daha da vahimi sahada dolanan bir başka Portekizli futbolcu Simao’nun varlığı oluverdi! Tribünlere kanıksattırdığı şekilde yine ‘oynuyormuş’ gibi yapan Simao,‘takımın yönlendiricisi’ Fernandes’in de balans ayarını bozuverdi. Fernandes beceri dolu futbolundan zorunlu olarak ödün verdi. Hilbert’in yokluğunda Beşiktaş’ın sağ kulvarı durunca İsmail Köybaşı’nın sınırlı ortaları umut oldu. Ancak onları stop edip, kaleye yönlendirecek oyuncu bulunamadı! Beşiktaş oyunun mutlak hakimi olmasına karşın ileri uçtaki elemanlarının istemsizliklerinden ligde ‘can çekişen’ Ankaragücü kalesine gereksinim duyduğu golü gönderemedi. Elbette Beşiktaşlı oyuncular dün gece beceri yoksunuydular ancak sahada onurları ile mücadele eden genç Ankaragücülü futbolcuların da hakkını vermeliyiz. Yaşadıkları olumsuzluklara karşın Ankaragücü forması giyen futbolcuların Beşiktaşlı meslektaşlarına, kalelerini açıp ‘gelin gol atın’ diyecek halleri yoktu elbette! Beşiktaş, Hugo Almeida’dan gol beklemeye devem etsin, kuşkusuz maçın birinde mutlaka atacaktır. Bu kadar beceriksizine az rastlanır.