Arama

Popüler aramalar

‘’İlk 11'i zorlayan yok‘’

İsmail Kartal, alışılmışın aksine dün akşamki maça ideale yakın bir kadroyla çıktı. Bunu, önceki kupa mücadelelerindeki 11’lere bakarak söylüyorum. Mehmet Topal ve Emre, cezaları nedeniyle Kasımpaşa maçında görev yapamayacakları için dün akşam ilk 11’deydi. Kartal, iki öğrencisinin de maç kondisyonu kazanması için bu yola başvurdu. Ayrıca Emenike ile Diego da bir anlamda cumartesi günkü zorlu mücadeleye hazırlanmaları için sahadaydı. Genç oyuncular Melih ve Uygart Mert dışındaki isimler ise sezonun ikinci yarısında yedek beklemesi beklenen oyunculardı. Altınordu maçı gösterdi ki Mert Günok dışında, ilk 11’i zorlayacak bir yedek yok. Hatta Diego ve Emenike’nin de bu halleriyle kadroda kendilerine yer bulmaları zor. Emenike’nin avantajı Sow’un milli takımda olması. Diego ise Kasımpaşa karşısında Mehmet ve Emre’nin yokluğunda forma giyer ancak bu şansını da kullanamzsa kulübeye geri döner. Fenerbahçe için kupa önemli değil. Buna rağmen dün alınan galibiyetle gruptan çıkma yolunda önemli bir avantaj elde ettiler. Altınordu, Fenerbahçe’ye oranla daha ‘yedek’ kadroyla sahadaydı. Tecrübesizliğin kurbanı oldular. iyi mücadele ettiler ve tecrübesizliğin kurbarı oldular. Bu maçı Kasımpaşa mücadelesinin provası olarak görmek yanlış olur. Ancak özellikle Emenike’nin kötü form durumu, alarm zillerinin çalması için yeterli.

21 Ocak 2015, Çarşamba 01:30
YAZININ DEVAMI

‘’İsmail Kartal'ın zaferi‘’

Maçın ilk 20 dakikasında görüldü ki İsmail Kartal dersini çok iyi çalışmış. Başakşehir’in en tehlikeli silahı, Doka, Mossoro ve Visca’dan oluşan üçlü forvet arkası hattı. Kartal, orta saha ve savunmayı birbirine yakın oynattı. Ayrıca Fenerbahçe alışılmışın aksine sahayı geniş bir şekilde kullanmadı.

İsmail Kartal’ın bu hamlesi, Başakşehir’in tehlikeli üçlüsüne istedikleri boş alanları bırakmadı. Doka bireysel çabalarıyla bir şeyler yapmaya çalışsa da Visca ve Mossoro hiçbir varlık gösteremedi. Aynı şekilde, istediği topları alamayan Semih de...

Abdullah Avcı ise belki de Diego’nun oynamasını beklediği için Rotman’ın yanında daha iyi top kullanan Mahmut’u tercih etti. Fizik gücü yüksek olan Sedat’ı oynatması daha doğru olabilirdi. Çünkü Eskişehir, mücadeleci orta sahası sayesinde bu deplasmandan puanladönmeyi başarmıştı.

İkinci yarının başındaki Meireles- Selçuk değişikliği, “Bu kadar savunma güvenliğine ne gerek var” dedirtse de kısa süre sonra Alper’le gelen gol Fenerbahçe’yi iyice rahatlattı. Sarı-Lacivertliler belki Mersin
maçındaki kadar iyi oynamadı ancak zorlu bir rakip karşısında pozisyon bile vermeden kazanmayı bildi. Bunda en büyük pay, Başakşehir’i taktiksel anlamda durduran İsmail Kartal’ın oldu.

Bu arada Sow yine gol atamadı, önemli fırsatları harcadı ancak yine de Emenike’nin yerine takımın bir numaralı forveti olması gerektiğini gösterdi.

04 Ocak 2015, Pazar 01:30
YAZININ DEVAMI

‘’Emin adımlarla‘’

Fenerbahçe, maça beklenildiğinin aksine baskılı başlamadı. Bunda belki de geçen hafta Mersin’in Arena’da Galatasaray karşısında sergilediği futbolun da etkisi vardı. Sarı- Lacivertliler mümkün olduğunca topa sahip olup, savunmanın arkasına Sow’a atılan paslarla tehlike yaratmaya çalıştı. Bu düşüncede başarılı da oldu. Ancak beklenen gol böyle bir organizasyonla değil, taçla başlayan bir pozisyon
sonunda geldi.

Stoperler duvar gibi


Egemen ve Alves ikilisinin fiziki anlamda Bursasporlu Fernandao ve Beşiktaşlı Demba Ba dışında ligde rahatlıkla üstünlük kuramayacağı forvet yok. Ancak bu gücün dezavantajı da yavaşlık getirmesi. Dün Nakoulma ve Tita ne zaman ortaya yanaşsalar, bu ikiliye zor anlar yaşattılar ama ilginç bir şekilde bu yolu fazla denemediler.

Sarı-Lacivertliler belki futboluyla yine bekleneni veremedi. Ancak en azından rakibini doğru düzgün pozisyona sokmadan kazanmayı bildi. Eleştirilmesi gereken nokta, kendi sahasında bir türlü ikinci golü bulamaması. Sonuç olarak lige verilecek araya lider girmeyi hedefleyen İsmail Kartal, bu yoldaki bir engeli daha kayıpsız geçti.

Yetenek yeterli olmuyor

Son söz Alper Potuk için. Top ayağına geldiğinde müthiş bir şekilde hareketleniyor. Neredeyse yürüyerek rakibine çalım atıyor. Sadece bu andaki görüntülerinden klip yapsanız,dünyanın sayılı oyuncuları arasında gösterilir. Ancak bunca müthiş işten sonra son hamlesi amatör oyuncular gibi oluyor. Ne düzgün pas atıyor, ne de iyi şut çekiyor. Bu konuda kendini geliştiremezse, harika yetenekleri heba olup
gidecek.

28 Aralık 2014, Pazar 01:30
YAZININ DEVAMI

‘’İyi ki Diego attı‘’

Kayserispor ile oynanan kupa maçındaki tribünleri görünce, “Herhalde bundan daha kötüsü olmaz” diye düşünmüştüm. Yanılmışım... Dün maç sırasından müdürlerimizden biri beni arasaydı muhtemelen statta olduğuma inanmazdı. Geçtiğimiz sezonlarda full çeken, hasılat rekorları kıran Şükrü Saracoğlu Stadı’nın bu hali son derece düşündürücü.

Ligde cezalı olan Emenike, dün akşam Diego ile birlikte 11’de çıktı sahaya. İsmail Kartal muhtemelen hem maç kondisyonunu kaybetmemesi, hem de atacağı gol ya da gollerle moral bulur düşüncesiyle bu tercihi yaptı. Ancak Emenike yine çok kötüydü. Moral açısından çöktüğü çok belli. Normalde rakiplerini yıka yıka topla ilerleyen Nijeryalı oyuncunun dün akşam büyük bir özgüven sorunu yaşadığı
görüldü.

Pozisyon üretmekte zorlanan Fenerbahçe, kalesinde ise iki önemli tehlike yaşadı ilk yarıda. İkinci yarıda da bu durum değişmedi. 19. dakikada önemli bir fırsattan yararlanamayan Taha, 50. dakikada
Altınordu’yu öne geçirdi.

Fenerbahçe golü yedikten sonra kontrolü eline alsa da hücumda etkinlik gösteremedi. Beraberlik golü Altınordu savunmasının büyük hatası ve Uygar Mert’in akıllıca pası sayesinde geldi. 1-1 biten maçın Sarı-Lacivertliler için tek güzel yanı, Diego’nun kariyerindeki 100. asistinden sonra 100. golüne de imza atarak rahatlaması oldu...

24 Aralık 2014, Çarşamba 01:30
YAZININ DEVAMI

‘’Çekirge sıçradı!‘’

Sivasspor karşısındaki farklı galibiyet, Fenerbahçe’nin bir anlamda kendine gelmesini sağladı. Erciyes deplasmanında güzel futbolun devam etmesi herkesin beklentisiydi.

Fenerbahçe maça çok tutuk başladı. Duran toplar dışında rakip kaleye yaklaşamadı. Bunun iki önemli sebebi vardı. İlki Emre’nin gününde olmaması. Alışılmışın dışında pas hataları yaptı, oyun kurmakta başarılı değildi. Diğer sebep ise ligin en fazla ileri çıkan beklerinden biri olan Caner’in bu kez beklenen bindirmeleri yapamamasıydı. İlk yarıda sadece iki kez hücuma çıktı, birinde isabetsiz orta yaptı diğerinde ise tehlikeli bir bölgeden takımına serbest vuruş kazandırdı.

Bekir’in cezası ise adeta isabet oldu. Bekir, Zoua ve Edinho gibi iki güçlü hücumcu karşısında fiziki açıdan zorlanabilirdi. Egemen ve Alves, bu ikiliye hem hava toplarında hem de fiziki anlamda üstünlük kurdu.

İlk yarıdaki oyun, “Diego bir an önce girmeli” dedirtecek cinstendi. Onun yaratıcılığı, gereken pas trafiğini sağlayabilirdi. İsmail Kartal buna rağmen değişiklik yapmadan ikinci devreye başladı.

Fenerbahçe bir türlü tempoyu yükseltemedi. Hatta Erciyes, ikinci yarıda golü daha fazla isteyen taraftı.

Kartal, belki de takıma tempo kazandırmak için ilk değişiklikte Alper’i oyuna aldı. Ama genç yıldız saman alevi gibi parladığı bir iki pozisyon dışında beklenen katkıyı sağlayamadı.

Umutlar tükenirken duran top sonrası kazanılan bir penaltıyla Sarı-Lacivertliler 86. dakikada öne geçti ve 3 puanı aldı. Bu maç sonrası Fenerbahçe için söylenecek tek bir şey var: Çekirge sıçramayı başardı.

Maçtan dakikalar

16. dakikada kornerin ardından Erciyes ceza sahasında karambol oluştu. Son olarak Kuyt röveşatayı vurdu ama kaleci Gökhan gole izin vermedi.

17. dakikada hızlı gelişen Erciyes atağında Cenk Ahmet topu yaklaşık 50 metre sürdükten sonra ceza sahasına girmeden şutunu çekti, az farkla dışarı gitti.

32. dakikada Anıl’ın kullandığı serbest vuruşta Volkan topu köşeden çıkardı.

56. dakikada kullanılan Erciyes kornerinde Edinho altı pasta topla buluştu, zoru başararak üstten dışarıya vurdu.

58. dakikada Emenike’nin indirdiği topa Emre gelişine vurdu, az farkla yandan dışarıya çıktı.

70. dakikada kullanılan serbest vuruşta Mehmet Topal çok iyi yükseldi ve kafayı vurdu, kaleci Gökhan müthiş bir kurtarış yaptı.

79. dakikada Alper rakiplerinden sıyrılıp ceza sahasındaki Meireles’e pas verdi. Portekizli oyuncu uygun durumda topu dışarıya vurdu.

84. dakikada kullanılan serbest vuruşta Mehmet Topal kafayı vurdu. Hüseyin Göçek, çizgi hakeminin uyarısıyla topun Mehmet Akgün’ün eline çarptığı gerekçesiyle penaltı kararı verdi.

86. dakikada Emre penaltıdan kaydettiği golle skoru belirledi: 0-1.

20 Aralık 2014, Cumartesi 01:30
YAZININ DEVAMI

‘’Yetenek ve tecrübe farkı‘’

Webo’nun golüyle adeta maça 1-0 önde başlamak, Fenerbahçe’nin işini fazlasıyla kolaylaştırdı. Böyle bir rakip karşısında golün gecikeceği her dakika takım üzerinde ciddi bir baskı yaratabilirdi. Zaten ilk yarıdaki futbol da 2. dakikada gelen golün ne kadar önemli olduğunu gösterdi.

İsmail Kartal, Kayseri maçının aksine gençlere fazla şans vermedi. İlk 11’de sadece Savaş ve Uygar Mert görev yaptı. Yedek ve tecrübeli oyuncular tercih edildi. Ancak onların da hazır olmadığı görüldü. Bayburt peş peşe ataklar buldu. Heyecan ve teknik direktörleri Bahaddin Güneş’in altını çizdiği ‘yetenek eksikliği’ nedeniyle ev sahibi ekip bulduğu şansları değerlendiremedi. Kaçırdıkları penaltı da cabası... Fenerbahçe 2-0’ı bulduktan sonra da maçtan kopmadılar, penaltıyla skoru 2-1’e getirseler de bir türlü beraberliği yakalayamadılar. Bunda Mert Günok’un, fırsat bulduğu her mmaçta olduğu gibi yine önemli kurtarışlar yapmasının da etkisi vardı elbette.

İkinci devrede Bayburt Grup’un enerjisi hızla düştü. Fenerbahçe gibi bir rakip karşısında Süper Lig takımları bile 90 dakika tempolu, baskılı oynayamazken bunu Sarı-Siyahlılar’dan beklemek de hayalcilik olurdu. Yine de ellerinden geldiğince mücadele ettiler. Ancak yetenek ve tecrübe anlamında rakipleriyle olan farkı kapatmak için mücadele yeterli olmadı.

Mehmet Topuz’un golü, İsmail Kartal’ı ve öğrencilerini iyice rahatlattı. İkinci yarıda oyunun kontrolünü elinde bulunduran Sarı-Lacivertliler, kupadaki ilk galibiyetine Bayburt deplasmanında ulaştı.

Küçük bir not... Böyle güçsüz bir rakip karşısında, önem verilmeyen bir turnuvada Diego gibi bir yıldızı sahaya sürdüğü ve şehir halkını sevindirdiği için İsmail Kartal da alkışı hak etti.

17 Aralık 2014, Çarşamba 01:30
YAZININ DEVAMI

‘’İşte beklenen patlama‘’

Fenerbahçe, Şükrü Saracoğlu'ndaki her karşılaşmada olduğu gibi dün akşam da maça baskılı ve coşkulu başladı. Eskişehir karşısında da buna benzer bir başlangıç yapılmış ancak ilk 15 dakikada Boffin iki önemli kurtarış yapmıştı. Dün akşamki maçta Ertuğrul bunu yapamadı. Sivasspor savunması da her duran topta Sarı-Lacivertliler'e pozisyon verdi, kalesinde tehlike yaşadı. Sarı-Lacivertliler ilk yarıyı 3-1 önde tamamlarken, futbolu ve kalesinde pozisyon vermemesiyle de İsmail Kartal'ı memnun etti.

İkinci yarıya tempo düşürerek başlayan Fanerbahçe, kontrataklarla gol aradı. Batuhan'la ikinci 45'e başlayan Sivassspor, topa daha çok sahip olsa da 47. dakikada Aatif'in kaçırdığı dışında pozisyon bulmakta zorlandı. Sarı- Lacivertliler oyunu istediği gibi yönlendirdi. Tempoyu artırdığı dakikalarda 4. golü de bulup iyice rahatladı.

Sow ve Kuyt, attıkları gollerle son haftalardaki eleştirilerin ardından biraz olsun rahat nefes aldılar. Ancak Emenike, çok mücadele etmesine rağmen yine müsait pozisyonlardan yararlanamadı. Golleri kaçırdıkça üstündeki baskı da iyice artıyor.

Sonuç olarak Fenerbahçe zorlu geçmesi beklenen maçta Sivasspor'u rahat ve farklı bir şekilde geçti. İsmail Kartal, istediği patlamayı yaparak son dönemdeki durağanlığı üzerinden attı.

13 Aralık 2014, Cumartesi 01:30
YAZININ DEVAMI

‘’Kimin umrunda ki!‘’

Aziz Yıldırım’ın kupaya bakış açısı nedeniyle, Fenerbahçe’nin A takım seviyesindeki oyuncuların maçta hırslı olmasını beklemek yersiz. Dünkü karşılaşmayı izlenir kılan iki etken vardı. Fenerbahçe’nin genç futbolcularının heyecanı ve Kayserispor’un Saracoğlu’nda sürpriz yapma isteği. Düşük tempoyla başlayan maç genelde bu şekilde devam etti. İlk yarıda genç Caner’in güzel golüne, Turgut jeneriklik bir golle cevap verdi. Ancak bu şık goller de maçın temposunu artırmaya yetmedi. Gözler haliyle genç oyuncuların üstündeydi. Doğal olarak hepsi heyecanlıydı. Caner Koca, Hakan Çinemre ve Uygar Mert Zeybek dikkat çeken isimler oldu. İkinci yarıda maç öyle bir hale geldi ki artık herkes 1-1 sona ereğine neredeyse emindi. 89’da kazanılan bir duran topla Simic’in kaydettiği gol, şok yaşayan biraz olsun Fenerbahçe’yi kendine getirdi. Ancak artık çok geçti. Galatasaray derbisinde takımı sabote eden Alves uzun aradan sonra 11’e döndü. Ancak saha içindeki hareketlerine bakılırsa, formasını geri alma gibi bir derdi de yok kendisini affettirme isteği de... Umursamaz, vurdumduymaz bir Alves vardı sahada. Sonuç olarak Fenerbahçe, önem vermediği kupadaki ilk maçında Saracoğlu’ndaki yenilmezlik serisine veda etti.

03 Aralık 2014, Çarşamba 01:30
YAZININ DEVAMI