‘’En büyük kazanım Uygar ve Ramazan‘’
Fenerbahçeliler’in çoğu için kupa maçlarındaki en büyük heyecan, gençleri izlemekti. Savaş Polat, Caner Koca, Muhammed Akarslan, Uygar Mert Zeybek, Ramazan Civelek, Aziz Ceylan, Melih Okutan, şans bulan gençler oldu. Ancak bunların içinden sadece Uygar ve Ramazan istikrarlı bir şekilde oynadı. İki genç oyuncu da dün akşam 11’deydi. Kayseri maçının ikinci yarısındaki futboluyla adından söz ettiren Ramazan, Bayburt karşısında da müthişti. Attığı gol kadar arkadaşlarına verdiği paslar da alkışlanacak cinstendi. Uygar Mert ise biraz daha defansif bir görev üstlendi. Neredeyse hatasız oynasa da Ramazan kadar parlamadı.
Emenike kanada razı olmalı
“Kupada maddi olarak zarar ediyoruz. Bu nedenle Fenerbahçe, Türkiye Kupası’nın favorileri arasında değil” diyen Aziz Yıldırım, ekonomik anlamdaki tespitinde haklı çıktı. Ancak gençler için bu turnuvanın çok özel ve büyük bir fırsat olduğu da unutulmamalı. Fenerbahçe adını bir üstü tura yazdırırken, Ramazan ve Uygar gibi iki genci de kazandı. Son olarak Emenike’ye bir parantez açmak gerek. Mehmet Topal’ın golünden önceki pozisyonu ve 55. dakikada bomboşken dışarı vurmasının pek bir izahı yok. ‘Golcü’ olmadığı ortada. Webo’nun dünkü performansından sonra Emenike ya kanatta oynamaya razı olmalı ya da kulübede oturmalı.
‘’'Gereksiz' bir maç daha geride kaldı!‘’
İsmail Kartal, kupada ilk 3 maçta yedek ve genç oyunculara şans vermişti. Aziz Yıldırım’ın, “Kupada zarar ediyoruz” serzenişinden sonra böyle olması zaten bekleniyordu. Ancak Altınordu ve dünkü Kayserispor karşılaşmasında Kartal strateji değiştirdi. Kupa maçlarını artık ‘lig maçına hazırlık’ olarak görmeye başladı.
Altınordu karşısında maç kondisyonu kazanmaları içim Emre, Diego, Emenike gibi isimler ilk 11’deydi. Dün de Kasımpaşa karşısında cezası nedeniyle oynayamayan Mehmet Topal’ın yanı sıra Caner Erkin 11’de maça başladı. İki oyuncunun da motivasyon sorunu yaşaması, hafta sonundaki zorlu Karabük maçı düşünüldüğünde gayet normal.
Pierre Webo da bir türlü kupa maçlarına motive olamıyor. Ligde sonradan girse bile büyük bir konsantrasyonla sahaya çıksa da kupada, ‘bitse de gitsek’ havasında geziniyor. Belli ki kupadan o da çok sıkılmış.
Gençler abi kurbanı!
Egemen-Alves ikilisinin savunmada formayı kapması belli ki Kadlec ve Bekir’in moralini alt üst etmiş. Her ne kadar Bekir gol atmış olsa da iki futbolcu da son aylardaki en kötü performanslarını sergiledi.
İlk 11’de şans bulan iki genç Uygar Mert Zeybek ve Ramazan Civelek ise ‘isteksiz’ abilerinin kurbanı oldular. Ramazan özellikle ikinci yarıda bir şeyler yapmak için çok çabaladı.
5 as oyuncusunu ligi düşündüğü için oynatmayan Kayserispor’da bu isimlerin yokluğu aranmadı. Anıl Taşdemir, Mehmet Eren ve Sinan Bakış, kalitelerini konuşturdu. Özellikle Anıl ve Mehmet Eren, Süper Lig seviyesinde olduklarını gösterdi.
Saracoğlu’nda kaybettiği Kayserispor’la deplasmanda 1-1 berabere kalan Fenerbahçe için bu sonucun bir önemi yok. Yönetimin bakış açısıyla, Sarı-Lacivertliler için ‘gereksiz’ bir maç daha geride kaldı...
‘’Bu savunmaya şapka çıkarılır‘’
Fenerbahçe, önemli eksiklerine rağmen her zamanki gibi maça baskılı başladı. 15. dakikada Kuyt’la gelen gole kadar Kasımpaşa neredeyse yarı sahasından çıkamadı. Ancak golden sonra işler değişti. Fenerbahçe, bir anda oyunu kendi yarı sahasında kabullenmeye başladı. Bu tercih anlaşılabilir. Böylesi zorlu bir deplasmanda, bu kadar eksikle skor avantajı yakalandığında kontrollü oyun normaldir. Ama Fenerbahçe bunu biraz aşırıya kaçırdı. İsmail Kartal belli ki savunmanın arkasına atılacak uzun toplarda Emenike’nin tehlike yaratmasını bekledi. Ancak ne Diego ve Selçuk o topları atabildi, ne de Nijeryalı oyuncu az sayıdaki güzel pasta etkili olabildi...
Savunma anlamında değil ama hücumda Emre ve sürpriz bir şekilde Mehmet Topal’ın eksikliği hissedildi. Topal’ın yerinde görev yapan Selçuk, onun gibi başarılı bir şekilde pas dağıtımı yapamadı. Fenerbahçe ikinci yarıda da aynı anlayışla oynadı. 69’da Gökhan’ın bireysel çabalarıyla sürüklediği atağı Kuyt, golle sonuçlandırdı ve Sarı- Lacivertliler iyice rahatladı. Bu dakikadan itibaren Kasımpaşa
oyundan düştü, Fenerbahçe peş peşe pozisyonlar buldu. Caner, son dakikalarda maçın skorunu tayin eden golü attı.
Fenerbahçe dün akşam savunmada neredeyse kusursuzdu. Zaten kazanılan son 6 lig maçında sadece 1 gol yenmesinin yakalanan seride etkisi büyük. Bu başarılı defans, Fenerbahçe’ye 4. yıldızı getirebilir.
‘’İlk 11'i zorlayan yok‘’
İsmail Kartal, alışılmışın aksine dün akşamki maça ideale yakın bir kadroyla çıktı. Bunu, önceki kupa mücadelelerindeki 11’lere bakarak söylüyorum. Mehmet Topal ve Emre, cezaları nedeniyle Kasımpaşa maçında görev yapamayacakları için dün akşam ilk 11’deydi. Kartal, iki öğrencisinin de maç kondisyonu kazanması için bu yola başvurdu. Ayrıca Emenike ile Diego da bir anlamda cumartesi günkü zorlu mücadeleye hazırlanmaları için sahadaydı. Genç oyuncular Melih ve Uygart Mert dışındaki isimler ise sezonun ikinci yarısında yedek beklemesi beklenen oyunculardı. Altınordu maçı gösterdi ki Mert Günok dışında, ilk 11’i zorlayacak bir yedek yok. Hatta Diego ve Emenike’nin de bu halleriyle kadroda kendilerine yer bulmaları zor. Emenike’nin avantajı Sow’un milli takımda olması. Diego ise Kasımpaşa karşısında Mehmet ve Emre’nin yokluğunda forma giyer ancak bu şansını da kullanamzsa kulübeye geri döner. Fenerbahçe için kupa önemli değil. Buna rağmen dün alınan galibiyetle gruptan çıkma yolunda önemli bir avantaj elde ettiler. Altınordu, Fenerbahçe’ye oranla daha ‘yedek’ kadroyla sahadaydı. Tecrübesizliğin kurbanı oldular. iyi mücadele ettiler ve tecrübesizliğin kurbarı oldular. Bu maçı Kasımpaşa mücadelesinin provası olarak görmek yanlış olur. Ancak özellikle Emenike’nin kötü form durumu, alarm zillerinin çalması için yeterli.
‘’İsmail Kartal'ın zaferi‘’
Maçın ilk 20 dakikasında görüldü ki İsmail Kartal dersini çok iyi çalışmış. Başakşehir’in en tehlikeli silahı, Doka, Mossoro ve Visca’dan oluşan üçlü forvet arkası hattı. Kartal, orta saha ve savunmayı birbirine yakın oynattı. Ayrıca Fenerbahçe alışılmışın aksine sahayı geniş bir şekilde kullanmadı.
İsmail Kartal’ın bu hamlesi, Başakşehir’in tehlikeli üçlüsüne istedikleri boş alanları bırakmadı. Doka bireysel çabalarıyla bir şeyler yapmaya çalışsa da Visca ve Mossoro hiçbir varlık gösteremedi. Aynı şekilde, istediği topları alamayan Semih de...
Abdullah Avcı ise belki de Diego’nun oynamasını beklediği için Rotman’ın yanında daha iyi top kullanan Mahmut’u tercih etti. Fizik gücü yüksek olan Sedat’ı oynatması daha doğru olabilirdi. Çünkü Eskişehir, mücadeleci orta sahası sayesinde bu deplasmandan puanladönmeyi başarmıştı.
İkinci yarının başındaki Meireles- Selçuk değişikliği, “Bu kadar savunma güvenliğine ne gerek var” dedirtse de kısa süre sonra Alper’le gelen gol Fenerbahçe’yi iyice rahatlattı. Sarı-Lacivertliler belki Mersin
maçındaki kadar iyi oynamadı ancak zorlu bir rakip karşısında pozisyon bile vermeden kazanmayı bildi. Bunda en büyük pay, Başakşehir’i taktiksel anlamda durduran İsmail Kartal’ın oldu.
Bu arada Sow yine gol atamadı, önemli fırsatları harcadı ancak yine de Emenike’nin yerine takımın bir numaralı forveti olması gerektiğini gösterdi.
‘’Emin adımlarla‘’
Fenerbahçe, maça beklenildiğinin aksine baskılı başlamadı. Bunda belki de geçen hafta Mersin’in Arena’da Galatasaray karşısında sergilediği futbolun da etkisi vardı. Sarı- Lacivertliler mümkün olduğunca topa sahip olup, savunmanın arkasına Sow’a atılan paslarla tehlike yaratmaya çalıştı. Bu düşüncede başarılı da oldu. Ancak beklenen gol böyle bir organizasyonla değil, taçla başlayan bir pozisyon
sonunda geldi.
Stoperler duvar gibi
Egemen ve Alves ikilisinin fiziki anlamda Bursasporlu Fernandao ve Beşiktaşlı Demba Ba dışında ligde rahatlıkla üstünlük kuramayacağı forvet yok. Ancak bu gücün dezavantajı da yavaşlık getirmesi. Dün Nakoulma ve Tita ne zaman ortaya yanaşsalar, bu ikiliye zor anlar yaşattılar ama ilginç bir şekilde bu yolu fazla denemediler.
Sarı-Lacivertliler belki futboluyla yine bekleneni veremedi. Ancak en azından rakibini doğru düzgün pozisyona sokmadan kazanmayı bildi. Eleştirilmesi gereken nokta, kendi sahasında bir türlü ikinci golü bulamaması. Sonuç olarak lige verilecek araya lider girmeyi hedefleyen İsmail Kartal, bu yoldaki bir engeli daha kayıpsız geçti.
Yetenek yeterli olmuyor
Son söz Alper Potuk için. Top ayağına geldiğinde müthiş bir şekilde hareketleniyor. Neredeyse yürüyerek rakibine çalım atıyor. Sadece bu andaki görüntülerinden klip yapsanız,dünyanın sayılı oyuncuları arasında gösterilir. Ancak bunca müthiş işten sonra son hamlesi amatör oyuncular gibi oluyor. Ne düzgün pas atıyor, ne de iyi şut çekiyor. Bu konuda kendini geliştiremezse, harika yetenekleri heba olup
gidecek.
‘’İyi ki Diego attı‘’
Kayserispor ile oynanan kupa maçındaki tribünleri görünce, “Herhalde bundan daha kötüsü olmaz” diye düşünmüştüm. Yanılmışım... Dün maç sırasından müdürlerimizden biri beni arasaydı muhtemelen statta olduğuma inanmazdı. Geçtiğimiz sezonlarda full çeken, hasılat rekorları kıran Şükrü Saracoğlu Stadı’nın bu hali son derece düşündürücü.
Ligde cezalı olan Emenike, dün akşam Diego ile birlikte 11’de çıktı sahaya. İsmail Kartal muhtemelen hem maç kondisyonunu kaybetmemesi, hem de atacağı gol ya da gollerle moral bulur düşüncesiyle bu tercihi yaptı. Ancak Emenike yine çok kötüydü. Moral açısından çöktüğü çok belli. Normalde rakiplerini yıka yıka topla ilerleyen Nijeryalı oyuncunun dün akşam büyük bir özgüven sorunu yaşadığı
görüldü.
Pozisyon üretmekte zorlanan Fenerbahçe, kalesinde ise iki önemli tehlike yaşadı ilk yarıda. İkinci yarıda da bu durum değişmedi. 19. dakikada önemli bir fırsattan yararlanamayan Taha, 50. dakikada
Altınordu’yu öne geçirdi.
Fenerbahçe golü yedikten sonra kontrolü eline alsa da hücumda etkinlik gösteremedi. Beraberlik golü Altınordu savunmasının büyük hatası ve Uygar Mert’in akıllıca pası sayesinde geldi. 1-1 biten maçın Sarı-Lacivertliler için tek güzel yanı, Diego’nun kariyerindeki 100. asistinden sonra 100. golüne de imza atarak rahatlaması oldu...
‘’Çekirge sıçradı!‘’
Sivasspor karşısındaki farklı galibiyet, Fenerbahçe’nin bir anlamda kendine gelmesini sağladı. Erciyes deplasmanında güzel futbolun devam etmesi herkesin beklentisiydi.
Fenerbahçe maça çok tutuk başladı. Duran toplar dışında rakip kaleye yaklaşamadı. Bunun iki önemli sebebi vardı. İlki Emre’nin gününde olmaması. Alışılmışın dışında pas hataları yaptı, oyun kurmakta başarılı değildi. Diğer sebep ise ligin en fazla ileri çıkan beklerinden biri olan Caner’in bu kez beklenen bindirmeleri yapamamasıydı. İlk yarıda sadece iki kez hücuma çıktı, birinde isabetsiz orta yaptı diğerinde ise tehlikeli bir bölgeden takımına serbest vuruş kazandırdı.
Bekir’in cezası ise adeta isabet oldu. Bekir, Zoua ve Edinho gibi iki güçlü hücumcu karşısında fiziki açıdan zorlanabilirdi. Egemen ve Alves, bu ikiliye hem hava toplarında hem de fiziki anlamda üstünlük kurdu.
İlk yarıdaki oyun, “Diego bir an önce girmeli” dedirtecek cinstendi. Onun yaratıcılığı, gereken pas trafiğini sağlayabilirdi. İsmail Kartal buna rağmen değişiklik yapmadan ikinci devreye başladı.
Fenerbahçe bir türlü tempoyu yükseltemedi. Hatta Erciyes, ikinci yarıda golü daha fazla isteyen taraftı.
Kartal, belki de takıma tempo kazandırmak için ilk değişiklikte Alper’i oyuna aldı. Ama genç yıldız saman alevi gibi parladığı bir iki pozisyon dışında beklenen katkıyı sağlayamadı.
Umutlar tükenirken duran top sonrası kazanılan bir penaltıyla Sarı-Lacivertliler 86. dakikada öne geçti ve 3 puanı aldı. Bu maç sonrası Fenerbahçe için söylenecek tek bir şey var: Çekirge sıçramayı başardı.
Maçtan dakikalar
16. dakikada kornerin ardından Erciyes ceza sahasında karambol oluştu. Son olarak Kuyt röveşatayı vurdu ama kaleci Gökhan gole izin vermedi.
17. dakikada hızlı gelişen Erciyes atağında Cenk Ahmet topu yaklaşık 50 metre sürdükten sonra ceza sahasına girmeden şutunu çekti, az farkla dışarı gitti.
32. dakikada Anıl’ın kullandığı serbest vuruşta Volkan topu köşeden çıkardı.
56. dakikada kullanılan Erciyes kornerinde Edinho altı pasta topla buluştu, zoru başararak üstten dışarıya vurdu.
58. dakikada Emenike’nin indirdiği topa Emre gelişine vurdu, az farkla yandan dışarıya çıktı.
70. dakikada kullanılan serbest vuruşta Mehmet Topal çok iyi yükseldi ve kafayı vurdu, kaleci Gökhan müthiş bir kurtarış yaptı.
79. dakikada Alper rakiplerinden sıyrılıp ceza sahasındaki Meireles’e pas verdi. Portekizli oyuncu uygun durumda topu dışarıya vurdu.
84. dakikada kullanılan serbest vuruşta Mehmet Topal kafayı vurdu. Hüseyin Göçek, çizgi hakeminin uyarısıyla topun Mehmet Akgün’ün eline çarptığı gerekçesiyle penaltı kararı verdi.
86. dakikada Emre penaltıdan kaydettiği golle skoru belirledi: 0-1.









































