Arama

Popüler aramalar

‘’Kız takımı!‘’

Diyebilirim ki; dostum, kardeşim ya da hayatı paylaştığımı söyleyebileceğim bir çok kişi Beşiktaşlı... Mesleğimiz gereği sık sık futboldan konuşuyoruz elbette... Kimi zaman öfkeli sohbetler, kimi zaman dozu hayli abartılmış geyikler...
O talihsiz Liverpool maçı sonrası da manzara aynıydı.
Beşiktaşlı arkadaşların bir çoğu öfkeliydi.
Kızgındılar...
8-0’a değil, takımlarının oynadığı futbola...
Futbola kızgındılar, formaya değil...
Tıpkı Fenerbahçe ve Sivasspor yenilgileri sonrasında olduğu gibi...
Tıpkı liderden 7 puan geriye düştükleri o anlarda olduğu gibi...
Ancak onlar günün 24 saatinde, hayatın her anında Beşiktaşlı’ydı..
Ve Beşiktaşlılık onlar için ne bir kaç maç, ne de bir kaç şampiyonluktu.
Yıllarca şampiyon olamasalar, defalarca 8-0 kaybetseler bile Liverpool’a, sadece kızacaklardı.
Sadece...
***
Kayserispor maçı sonrası... 2-0 kaybetmişti Beşiktaş...
Beşiktaş Asbaşkanı Levent Erdoğan konuştu maçın ardından.
Dedi ki;
“Kız takımı gibiyiz...”
Ve daha bir sürü anlamsız söz devamında...
***
Beşiktaş puan kaybetmiş, zirve iddiasında yara almış.
Teknik direktör yıkılmış, futbolcular attıkları her adımda biraz daha utanç duyar gibi başı önde yürüyor, taraftar isyanlarda...
Yöneticiler dik durmalıydı.
Duramadılar...
En azından Levent Erdoğan...
Son kale de düşmüş diyecektik ki...
Gördük...
Çarşı düşmeye de karşıydı...
***
Süper Lig’in 25. haftası geride kaldı.
24. haftada Galatasaray’ı, 25. haftada Gençlerbirliği’ni deviren Beşiktaş; Galatasaray, Fenerbahçe ve Sivasspor’un önünde...
LİDER yani...
***
Gençlerbirliği maçı sonrası... 2-1 kazanmıştı Beşiktaş...
Beşiktaş Asbaşkanı Levent Erdoğan konuştu maçın ardından.
Dedi ki;
“Bu takım şampiyon olur.”
Ve daha bir sürü anlamsız söz devamında...
***
Beşiktaş şampiyon olursa eğer sezon sonunda...
Yıldırım Demirören ile...
Ertuğrul Sağlam ile...
Futbolcular ile...
Taraftar ile...
Bir çok yöneticisi ile...
Ve Levent Erdoğan'a rağmen başaracak. Kızıyla erkeğiyle şampiyonluk kutlamaları yapacak.
Ve ben eminim ki, şampiyonluk fotoğraflarının her karesinde mutlaka Levent Erdoğan da yer alacak.
***
Şapka düşecek, kel görünecek...

14 Mart 2008, Cuma 03:30
YAZININ DEVAMI

‘’Keşke...‘’

Bazı anlar vardır hayatta, bir şeyler düğümlenir kalır boğazında... Bakarsın, göremezsin... Konuşursun, anlatamazsın...
İstersin, gülemezsin...
Sahip olduğun değerlere sarılırsın, hepsi bir bir geçer gözünün önünden, teselli ararsın... Ama bulamazsın..
Göremezsin...
Konuşamazsın...
Gülemezsin...
***
Tarih; 7 Ekim 2007... Saat; 19.53... Serviste Kayserispor-Galatasaray maçı için son hazırlıklarımızı yapıyoruz.. Ve ajanslara düşen bir haberle donup kalıyoruz:
Şırnak’ta hain saldırı; 13 askerimiz şehit...
Boğazımıza bir şeyler düğümleniyor o anda...
***
Ancak yaptığımız bir kamu görevi, üzüntümüzü içimizde yaşatıp sayfalarımızı bitiriyoruz.
Aynı saatlerde televizyonlar da yayın akışına devam ediyor.
Kimisinde paparazziler var; kim, kiminle, nerede, ne yapıyor?
Kimisinde yarışma programları; jüriden yüzde 5, seyirciden yüzde 15 oy alıp 11. olan finalistimiz kim?
Kimisinde diziler; yeni başlayan aşklar, ihanet, intikam...
***
Bir gün sonra yeni şehitler ekleniyor, bir gün önce hayatının baharında bizlere veda edenlere...
Türkiye’nin dört bir yanında hüzün ve gözyaşı var.
Boğazımızdaki düğüm çığ gibi büyüyor; ancak mecburuz, işimizin başındayız biz yine...
Beşiktaş sitesinde geziyoruz, açılış sayfasında donup kalıyoruz: MİLLETİMİZİN BAŞI SAĞOLSUN. ŞIRNAK’TA HAİN SALDIRI: 13 ASKERİMİZ ŞEHİT OLDU.
Fenerbahçeliler’in uğrak sitesinde, antu.com’dayız: VATAN U¼RUNA BATAN GÜNEŞLER İÇİN... BAŞTA FENERBAHÇEMİZ OLMAK ÜZERE TÜM KULÜPLERİ, OYNAYACAKLARI İLK MAÇIN HASILATINI ŞEHİT AİLELERİ VAKFI’NA BAĞIŞLAMAYA DAVET EDİYORUZ...
Galatasaraylılar’ın sitesi ultraslan.com’dayız; BİR ÖLÜR, BİN DİRİLİRİZ... TÜRKİYE YASTA, EVLATLARINA A¼LIYOR. BU HESAP SORULACAKTIR...
1907unifeb.org’deyiz; BİR ÖLÜR, BİN DOĞARIZ... KEMAL’İN ASKERLERİ...
***
Ne verilmeyen penaltılar, ne çalınmayan fauller, ne çalınan puanlar var bugün futbol dünyasının hayatında...
Bugün topyekün o bazı anları yaşıyoruz; bir şeyler düğümleniyor boğazımızda...
Gülemiyoruz, bakamıyoruz, konuşamıyoruz...
Bugün, böyle bir gün işte...
Keşke yaşasaydı o genç fidanlar...
Keşke yine verilmeyen penaltıları, çalınmayan faulleri, çalınan puanları konuşsaydık biz...
Keşke...

09 Ekim 2007, Salı 04:30
YAZININ DEVAMI

‘’Bavula sığmayanlar‘’

Kalli’nin bavulu hazır... 21 Ağustos’ta bu başlık altında Galatasaray’da kulaktan kulağa yayılan iddiaları yazdık. Bir gün ertesinde muhabirlerimiz Florya’ya alınmadı. O günden sonra da idmanlara girmemiz engelleniyor.
Zico geldiği günden bu yana bombardıman altında. Hatta Belediye yenilgisi sonrası bile Anderlecht maçının son şansı olduğu yazıldı. Muhabirlerimiz Zico geldiği günden bu yana Samandıra’da.
Bildiklerimiz ‘bavula’ sığmıyordu. Ancak doğrulatamamıştık, yazmamıştık. Biz yazmayarak doğruyu yaptık, ancak onlar...
Ankaragücü maçı sonrası, Kalli ve Briegel’in basın toplantısına da almadılar bizi. Üstelik artık kendilerine ait bile olmayan bir statta, yani Sami Yen’de... Üstelik bir Süper Lig maçı sonrası... Üstelik buna hakları yokken... O odaya her şartta girebilirdik, girmedik. Çünkü iyi niyetliydik.
Oysa ki...
Yazılacak ve yapılacak o kadar çok şey vardı ki...
***
Galatasaray-Fenerbahçe derbisi hâlâ akıllarda... Belki de istanbul’daki su sıkıntısının nedenlerinden biri de o gece! şaka bir tarafa, ne olmuştu Sami Yen’de? Tribünlerden saha içine yüzlerce su şişesi atılmış, bazı taraftarlar ile güvenlik güçleri arasında çatışmalar yaşanmıştı. Galatasaray’a bu derbi yüzünden 5 maç seyircisiz oynama cezası verildi. Tahkim’e gittiler, ama itirazları sonuç vermedi. Ceza aynen işliyor.
Trabzonspor-Sivasspor maçı... Bitime 30 saniye var ve Trabzonspor 1-0 önde. Kimilerine göre 1 densiz, kimilerine göre birkaç akli dengesiz, kimilerine göre 8-9 taraftar sahaya girdi. Bu taraftarlar, Sivassporlu futbolcularla burun buruna, yumruk yumruğa kavga etti. Allah korudu, faciadan kılpayı dönüldü. PFDK, 5 maç seyircisiz cezası verdi. Trabzonspor isyan ediyor şimdi.
Galatasaray’a mı çok ceza verildi, Trabzonspor’a mı az?
Doğru cevabı kim verebilir?
***
Dünya kavruluyor. Ağustos ayının bu kadar sıcak geçeceği aylar öncesinden belliydi. Uyardık, ligi birkaç hafta sonra başlatın dedik. Yapmadılar, dahiyane bir çözüm ürettiler. Süper Lig’de maçlar, Türkiye’nin yarısı derin bir uykuya dalarken başlıyor şimdi.
Ancak... Avrupa Kupaları nedeniyle 2 büyük kulüp aynı gün maç oynayacaksa iş değişiyor.
Mesela Bursaspor-Galatasaray maçı önceki hafta 18.45’te başladı, Kasımpaşa-Beşiktaş maçı ise 21.45’te... Son hafta Fenerbahçe-Sivasspor maçı 18.45’te başladı, Antep-Beşiktaş maçı 21.45’te...
Bu durumda ya Galatasaray, Bursaspor, Fenerbahçe ve Sivassporlu oyuncular sıcağa daha dayanıklı, ya da Kasımpaşa, Beşiktaş ve Gaziantepli futbolcular daha dayanıksız.
Veya; ya Bursa’daki, İstanbul’daki nem oranı çok düşük, yani o saat, futbol oynamaya müsait; ya da İstanbul’daki, Antep’teki nem oranı çok yüksek ve ancak o saatte oynanabilir bir maç.
Bu konuda herhangi bilimsel bir çalışma yapıldı mı? Hayır...
Yapılsa, ikinci Lig maçları 17.00’de başlatılır mıydı?
Bir gün televizyondan ‘naklen’ bir ölüm izlersek eğer dakika dakika...
Kim suçlu olacak?
***
Milli Takım’ın uçağı... Usûle göre sadece federasyon yöneticileri, teknik heyet ve futbolcular binermiş o uçağa. Ancak Romanya dönüşü karışıyor işler. Federasyon’dan bir yetkili, alıyor eline gazeteci listesini. Yanına ‘okey’ konanlar, o çok özel uçağa biniyor; konmayanlar başının çaresine bakıyor!
***
Sonra Ankara’da bir hayvan hastanesi açılıyor, açılışta kurban kesiliyor.
***
Burası Türkiye ve burada böyle...
Kimse şaşırmasın; Türk Futbolu da böyle yönetiliyor işte.

28 Ağustos 2007, Salı 04:30
YAZININ DEVAMI

‘’Bu skandala yabancı kalmayın!‘’

2006-2007 sezonu 26 Mayıs 2007’de resmen bitti... Türkiye Futbol Federasyonu ise 2007-2008 sezonunun planlamasını 24 Mayıs 2007’de yaptı. Yani bir önceki sezonun resmi bitiş tarihinden 2 gün önce...24 Mayıs’ta Resmi Gazete’de yayınlanan kararlardan bazıları şunlar:* Profesyonel futbol ve transfer talimatının 23. maddesine göre: 2007-2008 futbol sezonunda;Birinci transfer ve tescil döneminin 11 Haziran 2007-3 Eylül 2007 (Dahil),İkinci transfer ve tescil döneminin 2 Ocak 2008-1 Şubat 2008 (Dahil) olarak tespitine...** 2007-2008 sezonunda; profesyonel faaliyette bulunan Türkiye Profesyonel Birinci Süper Ligi’ne dahil kulüplerin seçme hakkı kendilerine ait olmak üzere; federasyonca belirlenmiş transfer ve tescil dönemleri içerisinde olmak kaydı ile 6 yabancı uyruklu futbolcu ile doğrudan veya lisanslı futbolcu temsilcileri aracılığı ile profesyonel futbol ve transfer talimatı hükümlerine uygun sözleşme imzalayabilmelerine ve müsabakalarda oynatabilmelerine...26 Mayıs’ta kıyamet koptu24 Mayıs 2007, günlerden Perşembe... 2006-2007 sezonu henüz bitmemiş... Puan cetvelinde konumu kesinleşen sadece 5 kulüp var: Fenerbahçe 1., Beşiktaş 2., Galatasaray 3. Trabzonspor 4., Sakaryaspor ise 18. Diğer 13 kulübün sıralamadaki yeri belli değil...26 Mayıs 2007’de saatler 16.30’u gösterirken ölüm maçları başlıyor. 18.15’te büyük bir sürpriz yaşanıyor; Antalya ile Erciyes küme düşüyor. Rize, Gaziantep, Denizli, Manisa ve Ankaragücü burun farkıyla Süper Lig’de kalıyor.Koyun can, kasap et derdinde!Futbol Federasyonu Başkan Vekili Affan Keçeci, 2 Temmuz 2007 Pazartesi günü, “Kamuoyu neyin ne olduğunu artık anlasın. 24 Mayıs’ta herhangi bir talep olmadığı için 6 yabancı ile devam etme kararı alındı ve bu karar Resmi Gazete’de de yayınlanıp yürürlüğe girdi” dedi.Sayın Keçeci...24 Mayıs’ta henüz 2006-2007 sezonu bitmemişken,Kümede kalacak ya da düşecek takımlar belli olmamışken,Hangi kulüp yönetimi gelip de size ‘yabancı sınırlaması’ konusunda bir talepte bulunabilirdi?“Talep yoktu” diyorsunuz... Ama Kulüpler Birliği’nin haftalardır ne talep ettiğini sokaktaki adam bile biliyor. Hatta Futbol Federasyonu’nun ‘yabancı kontenjanı’ görüşmelerini 3 kez ertelediğini de...9 kulüp ‘sınırsız’ istiyor* Şu an hangi kulüpte kaç yabancı var?Fenerbahçe 8, Trabzon 7, Gaziantep 7, Konya 7, Gençlerbirliği 7, Galatasaray 6, Manisa 6, Kayseri 6, Sivas 6, Ankaragücü 6, Beşiktaş 5, Denizli 4, Rize 4, Ankara 3, Bursa 2, Kasımpaşa 1... Ligin yenileri Gençlerbirliği OFTAŞ ve İstanbul BŞB’nin kontenjanları ise henüz 0...* Hangi kulüp ne olmasını istiyor?Fenerbahçe, Galatasaray, Manisa, Sivas, Gaziantep, Ankaragücü, Kasımpaşa, Kayseri ve İstanbul BŞB., sınırın kalkmasını istiyor...G.OFTAŞ, 8 yabancı talep ediyor...Denizli, Konya, Gençlerbirliği ‘6+2’ diyorBeşiktaş, Trabzon, Ankaraspor, Bursa, Rize ise ‘6 yabancı ile devam’dan yana...Oy kullanacaksın, pusula yok!Federasyon Başkanı Haluk Ulusoy’un ne düşündüğünü bilmiyoruz! Ancak Federasyon’un ikinci adamı Keçeci “6’da kalacak” diyor. Kulüpler ne olacağını kestiremiyor.2007-2008 sezonunun ilk resmi maçı 8 Temmuz’da oynanacak (Trabzonspor-Vllaznia), yani sadece 3 gün sonra...Ve hâlâ federasyon ile kulüpler birliği arasındaki kriz sürüyor, belirsizlik devam ediyor.Yaşananlar aynen şuna benziyor:22 Temmuz’da sandığa gidiyorsunuz, Türkiye’nin geleceği konusunda oyunuzu kullanmak için... Ancak kabine girdiğinizde görüyorsunuz ki, oy pusulası yok.Türkiye için Sayın Başkan...Peki, Ulusoy neyi bekliyor?Neden kulüplerin karşısına çıkıp da son kararını açıklamıyor?Ya “Sınırsız” diyecek, 9 kulübü güldürecek...Ya “Böyle devam” diyecek, 5 kulüple birlikte hareket edecek.Ya 6+2, 6+5 diyecek ya da bir başka karara hükmedecek.Ama bir şey demeli artık...Kendi deyimiyle “Türk Futbolu için... Türkiye’ye hizmet için...”

05 Temmuz 2007, Perşembe 04:30
YAZININ DEVAMI

‘’Mansız jübileyi hak etmedi mi?‘’

İlk Türkiye macerası hüsranla doluydu. Gençlerbirliği idmanlarından ‘umut vermiyor’ diye yollandı. Sonrasında Kuşadası, Samsunspor ve en nihayetinde de Beşiktaş...Siyah-Beyaz forma altında Milli Takım’a yükseldi. Japonya’daki Dünya Kupası’nın ardından Uzakdoğu’da bir ilaha dönüştü. Vissel Kobe’ye giderken, Beşiktaş’a 4.5 milyon dolar kazandırdı.Sonrası mı?Futbola, belki de hayata yeniden sımsıkı tutunmak isterken, çareyi yuvaya dönüşte aradı. Ümraniye’ye geldi, tüyü bitmemiş gençler gibi 15 gün denendi. ‘Olmaz’ dendi, gönderildi.İlhan Mansız... Geç gelen şöhret, iki yılda biten sükse...”***19 Mayıs 2006’da yazmışız bu satırları ve devamında Beşiktaş Yönetimi’ni hedef almışız:***“Beşiktaş camiasının artık bir özeleştiri zamanı geldi, geçiyor... Çünkü tarih unutmaz, tarih hesap sorar, tarih sadece gerçekleri yazar...Bu sözlerimiz bu ortamı hazırlaması gerektiğini düşündüğümüz Beşiktaş’ın şu anki bir numaralı adamına, yani Başkanı’na...”***O gün Başkan Yıldırım Demirören’di, bugün de öyle...O gün Futbol Federasyonu Başkanı Haluk Ulusoy’du, bugün de öyle...O gün Milli Takımlar Teknik Direktörü Şenol Güneş’ti, bugün Fatih Terim...***Bugün 16 Haziran 2007...Ve önceki gün, henüz 32 yaşında futbola veda etti İlhan Mansız...Futbolculuğu döneminde bir türlü yıldızının barışmadığı basın mensupları önünde yapayalnızdı.Ne Demirören vardı, ne Ulusoy, ne Güneş, ne Terim, ne de bir başkası...***Oysa ki 70 milyon onun Senegal’e attığı golle kendinden geçmişti.Oysa ki Beşiktaşlılar onun attığı gollerle coşmuştu...Onun attığı golle Dünya Üçüncüsü olmuştu Türkiye...Onun attığı gollerle 100. yılında şampiyon olmuştu Beşiktaş...Nerede Türk futbolseverler? Nerede Çarşı dışındaki Beşiktaşlılar?***Onu sevmek başka şey, saygı duymak başka...O, böyle bir vedayı hak etmedi.O, böylesine yalnız bırakılmayı hak etmedi.***Futbola dönüş çabalarını görmezden geldiniz, ancak hiç olmazsa vedasına sahip çıkın...Sayın Haluk Ulusoy, Sayın Yıldırım Demirören, Sayın Fatih Terim ve Türk futbol kamuoyu;İlhan Mansız bir jübileyi bile hak etmedi mi?

16 Haziran 2007, Cumartesi 04:30
YAZININ DEVAMI

‘’Le Guen sesleri‘’

PSG’yi çalıştırıyor Fenerbahçe Yönetimi, yeni sezonda takımı emanet edeceği teknik direktör konusunda arayışlarını gizli gizli sürdürüyor. Camia ve taraftarların pek sıcak bakmadığı Zico ile sezon sonunda yolları ayırmaya hazırlanan yöneticiler, AZ Alkmaar’ın hocası Van Gaal’in takımıyla 2010’a kadar sözleşme yenilemesi üzerine Le Guen’e yöneldi. Lyon’la büyük başarılar kazandıktan sonra gittiği Glasgow Rangers’ta tutunamayan ve Fransa’ya dönüp, PSG’nin başına geçen Fransız hocayla temasa geçildiği öğrenildi. Zico’ya talip var Fransa Ligi’nde düşme hattının hemen üzerinde bulunan PSG’de pek mutlu görünmeyen Le Guen’in Fenerbahçe’ye olumlu yanıt verdiği kaydedildi. Bu arada Zico’ya da Brezilya’nın ünlü kulüplerinden Corinthians’ın talip olduğu ifade edildi. Zico dışındaki en büyük aday ise İnternacional’ın hocası Abel Braga. Corinthians yönetiminin, Brezilya ve İtalya’da oynaması, Japonya Milli Takımı’nı çalıştırması yüzünden geniş bir yelpazede tecrübeli olması nedeniyle Zico’yu ilk sırada düşündüğü belirtildi.

05 Nisan 2007, Perşembe 04:30
YAZININ DEVAMI

‘’Emre Aşık'ın eli pankartların dili!‘’

Oysa ki; Ricardinho, Delgado, Kleberson, Nobre, Güleç, Toraman gibi üst düzey futbolcuların yer aldığı bir kadronun hedefi sadece şu olmalıydı: Fenerbahçe'nin 100. yılında Beşiktaş şampiyon olacak... Nasıl başlarsan öyle gider. Beşiktaş'taki asıl sorun, belki de sadece bu. Çıta hep minimuma konuluyor, o yükseklik aşıldığında, bir üst kademe için uğraş verilmiyor.***Geçen 6 haftada 3 galibiyeti, 3 beraberliği var Beşiktaş'ın... Bu sürede Vedran Runje, Burak Yılmaz, Marcio Nobre, Ricardinho, Delgado ve Baki Mercimek gibi 6 yeni adam girdi kadroya. Yani takımın yarısından çoğu değişti. Üstelik Serdar Kurtuluş ile Fahri Tatan da zaman zaman yer aldı onbirde. Baştan sona revizyona uğramış bir kadronun birdenbire başarılı olması mümkün mü? Tigana'nın kenar yönetimi, tercihleri eleştirilebilir. Ancak içinde bulunduğu şartlar da iyi değerlendirmelidir.***Sergen Yalçın ile Tümer Metin birlikte oynar mı? Ricardinho ile Delgado birlikte oynar mı? Beşiktaş'ta belki de son 5 sezondur hep aynı sorular soruluyor. Tigana, "İkisi birlikte kadroya giremez" diyor. Doğru ya da yanlış. Ancak bu konuda esas düşünülmesi gereken soru başka. Beşiktaş, neden ısrarla aynı mevkiiye bir sürü adam alıyor? Yönetim, neden aynı mevkiide forma giyen iki oyuncu için yaklaşık 10 milyon Euro'luk bir yatırım yapıyor?***Bir Beşiktaş-Fenerbahçe derbisi... O dönemin Beşiktaşlısı Emre Aşık, o dönemin Fenerbahçelisi Nobre'ye malum el hareketini yapıyor. PFDK, 2 maç ceza kesiyor, yönetim isyan ediyor ve sonuçta bu cezanın iptalini sağlıyor.(Son derbide Emre Aşık, Galatasaray'da; Nobre ise Beşiktaş'taydı. Ya Emre, Marcio'ya aynı hareketi yapsaydı...)Bir Fenerbahçe-Galatasaray derbisi... Fenerbahçe tribünlerinde iğrenç bir pankart açılıyor. PFDK, Fenerbahçe'ye 250 milyar lira ceza kesiyor, Tahkim 50'ye düşürüyor.(Bana göre kesinlikle indirim yapılmaması gerekiyordu...)Bir Beşiktaş-Galatasaray derbisi... Beşiktaş tribünlerinde aynı iğrençlikte bir pankart açılıyor. PFDK, 75 milyar lira ceza kesiyor, Tahkim cezayı iptal ediyor.(Adı geçen kurullar, aynı suça aynı cezayı kesemiyor. Sinek küçük, ama mide bulandırıyor.)..Ve hâlâ Beşiktaş Yönetimi başarısız deniyor!!!Aklım almıyor.

23 Eylül 2006, Cumartesi 04:30
YAZININ DEVAMI