Arama

Popüler aramalar

‘’Drogba&Kuzeyin Oğlu...‘’

Yahu Allah aşkına Belediye takımının Süper Lig’de ne işi var. Benim bildiğim Belediye eğer söz konusu futbolsa hizmet ettiği şehrin amatör takımlarına yardım eder. Ama bizde tam tersi. Siz hiç duydunuz mu Münih Belediye Spor ya da Liverpool Büyük Şehir takımı diye. Olacak iş değil. Güzel ülkemiz deyip geçelim. Arena ağzına kadar dolu. Fatih Hoca Madrid’e kafamız rahat gitmek için 3 puan şart demişti. Çıkarttığı ilk 11’i açalım, Sneijder’iyle, Drogba’sıyla bu maçı ne kadar ciddiye aldığı ortada. Arena’nın zemininde düzelme var bu konuda gecesini gün eden Mustafa Turgun’a da kocaman bir tebrik...

Önce ilk 45 Drogba ve arkadaşlarının maça antreleri oldukça iştahlı. Evet Drogba. O’nu izlemek keyif demiştik. Geri alıyorum O’nu izlemek büyük şans O’nunla oynamak duble şans. 2 golün yaratıcısı. Artı üşenmeden gelip defanstan top çıkarıyor arkadaşlarına yardım ediyor. İyi ki varsın diyelim göz zevkimizi de düşünürek. İki imza da Kuzeyin Oğlu Burak’tan. Drogba’yla alışıyorlar birbirlerine hem de ışık hızıyla. Sadece iki kartvizit mi? Asla. Abartmıyorum bu sezon izlediğim en iyi Galatasaray...

İkinci yarı vites düşüren ev sahibi. Akıllar artık Çarşamba akşamında. İnsanız etten kemikten. Kolay değil maçı bir anlamda garantilemişsiniz. Artık kafalarda sadece Madrid. Haklılar. Bir de sakatlık korkusu aman aman bir terslik çıkmasın edasıyla. Neyse maç bitiyor lider haftayı kayıpsız kapatıyor. Aramızda kalsın ben hala ilk yarıda oynanan oyundayım, ne yalan söyleyeyim İspanya seferi öncesi birden umutlarım daha da arttı. Peki ya sizin...

31 Mart 2013, Pazar 12:00
YAZININ DEVAMI

‘’Şampiyonluk koşusu‘’

Kadir Has renkdaş taraftarlarla dolu, sorunsuz, bu daha şık. Misafir kaldığı yerden devam. Bu kez başrolde Melo ve Sneijder var. Önce Melo inanılmaz arzuluydu. Atılan 2. ve 3. golde başlangıçı yapan pozisyonu gerçekleştiren Brezilyalı krampon.

Sneijder’a gelirsek, takıma adaptesi çok çabuk oldu. Tam bir beyin. Selçuk’la aynı dili konuşmaya başladıkları an, Galatasaray seyredilir hale geldi. Artık İstanbul takımının maçlarını iple çekiyoruz, göz keyfi adına daÖ
Önce Sneijder ve sonra Kuzeyin Oğlu’dan duble. İlk 45: 0-3. Bobo’nun kızarışı ‘bana göre normal’ ahkamı kesmeyelim. Serdar Hoca anlatır size. Ama naçizane benim fikrim bu ülkenin en iyi hakemlerinden biri Mete Kalkavan. Abartılan düdüklere fark atacak kadar. Sakın şimdi söylüyorum sanmayın, Fanatik Web TV‘nin arşivlerine bakabilirsiniz, aylar evvel. Biraz da Drogba... Gelmesi bir şans, O’nu izlemek ayrı bir şans. Sadece oynamıyor, arkadaşlarına da ders veriyor. Saha içinde adeta gizli bir hoca.

İkinci 45, sürüsüne bereket kaçan gol vuruşları liderden. Son dakikalarda yenilen gol olmasa, şaşardım. Alışkanlık! Neyse fazla üzerinde durmamak gerek şimdilik. Galatasaray’ın Schalke maçından sonra böyle bir deplasmandan 3 puan çıkarması, önemli. Fatih Hoca’ya Almanya’daki maçtan sonra basın toplantısında sormuştum.: ‘ Hocam çeyrek finale yükselmeniz ligde işinizi zorlaştırmaz mı’ diye... Terim hoca da ‘evet bu yarışta puan kaybedebiliriz’ demişti. Kandırdınız beni hocam, bu takım böyle oynadığı sürece şampiyonluğa koşar. Sizce

18 Mart 2013, Pazartesi 19:00
YAZININ DEVAMI

‘’Anlatılmaz yaşanır...‘’

Her yerde maç muhabbeti. Ve işte o saat geldi çattı. Kar ve eksi 5 derece civarında soğuk etkilemiyor Veltins Arena’yı. Aslında statta değil salondayız adeta basketbolvari. Her taraf kapalı üst çatı da dahil. Darısı başımıza. Manzara müthiş Sarı-Kırmızılı renklerle Lacivert-Beyazlılar iç içe oturmuşlar. İmkansız ama yine darısı diyelim. Biraz da futbol ilk onbirler elimizde hiç şaşırmadım. Terim’den yine ofans kokan bir kadro buram buram. Başka çare yok 0-0 kesmiyor çünkü.

Çok iyi başladık. 2 Drogba bir Selçuk net 3 gol girişimi. Sonra olmaması gereken bir korner, ucuz bir karambol. Yenilen gole rağmen merkez bizdeydi, seyir zevki de. Sneijder de kaçırdıktan sonra tam "Eyvah" diyorduk, Hamit sahne aldı. Öyle bir imza ki anlatılmaz yaşanır. Ben kaç metreden vurduğunu hesap etmeye çalışıyordum tam arkamda oturan sevgili Ali Kırca "Golll ama bu kez direkten içeriye" diye bağıyordu. Yetmedi, 'Kuzey Oğlu' çıktı meydana bir yazdı pir yazdı, gol çığlıklarının gökyüzüyle buluşmasını stadın kapalı olan çatısı bile engelleyemedi…

İkinci 45 kabus gibi başladı. Uzun süre Alman ekibi ceza sahamızdan ayrılmadı adeta. Bu soğukta terlediğimi ilk kez yaşıyorum. Yenilen gol sonrası titremeye geçti bünye. Bastos’un golünden önce Muslera’ya rakip tarafından faul yapıldığını gördük ama boş, hakem santrayı gösteriyordu bile. Sonrasını ne siz sorun ne ben söyleyim. "Maç bitsin" diye duaya başlamıştık. Ve Umut, Umut, Umut. Skor mu 2-3. Galatasaray çeyrek finalde…



13 Mart 2013, Çarşamba 01:00
YAZININ DEVAMI

‘’Zor işin Hocam...‘’

Yine bir Cuma akşamı ve İstanbul. Bir de trafik buna rağmen her geçen dakika kalabalıkşan Arena. 50 bine yaklaşan bir sevgi topluluğu. Schalke maçından önce son prova Gençlerbirliği sınavı Galatasaraylı Kramponlar adına. Hızlı, hızlı olduğu kadar yoğun baskı ev sahibinden. Girilen pozisyonlar, kaçan goller akla aykırı. Hangisinden başlayım. Hamit’in direklerde eriyen enstanteleri mi, Burak’ın iki adımda topu filelerle buluşturaması mı. Ya da maçın hakemi Özgür Yankaya’nın penaltı hediyesini degerlendiremeyen Drogba’nın vuruşunu mu...

Bana göre geçen hafta Eskişehir önünde kazanılmış bir puanın vebalını ödediler Galatasaraylı kramponlar. Benim tanıdığım Fatih Hoca önce önünde ki maça bakar. Ama sanırım o da Schalke sınavına kilitlenmiş. Yoksa Emre Çolak’ı Amrabat’a tercih etmezdi. Ya da Drogba’nın onca dakika kenarda bekletilmesine göz yummazdı her ne kadar maçı tribünlerde izlemek zorunda kalzsa bile. Yenilen golden sonra Umut’un da girmesiyle 4-3-3’e dönen ev sahibi tüm riskleri aldı. Nafile olmadı, olamazdı kader aglarını örmüştü bir kere...
Hocam bu mağlubiyete sevinende olabilir yakınında. Ben o konulara girmeyeceğim zamanlamayı düşünerek üstelik Almanya seferini de matematiğe yatırarak. Yalnız işin zor. Sneijder’a nasıl bir yer bulacaksın bu düzende. Drogba Burak olur mu. Hamit bir var bir yok. Sezonun en iyi kramponlarından Umut’u ne kadar yanında oturtabileceksin. Ya da abesle iştigal İtalya’ya gidebileceğin söylentileri ne zaman bitecek. Etrafında ki serviscilerin kim, alehine çalışan. Zor Hocam çok zor işin. Hayırlı yolculuklar. Her zaman yanındayız...

09 Mart 2013, Cumartesi 19:00
YAZININ DEVAMI

‘’Sevinin...‘’

Zaten Ebue’nin son maçtaki hareketinden sonra bence tekrar forma alması sıkıntı yaratırdı takım içinde. Melo’ya kızarız ama bu takımda elzem olduğu her yokluğunda hissedildi. Kısaca cezalı Terim’den akla yakın bir tertip Eskişehir karşısında.

Önce ilk 45. Devrenin adamı Muslera gerisini anlayın. En az iki yüzde yüzü eritti eldivenlerinde Uruguay’lı. Floryalılar ne oynadılar, amaçları neydi ben anlamadım. Anlayan bir zahmet açıklasın. Bir Burak’ın kafayla vuruşu o kadar. Anladık başta da söyledik zor deplasman ama bu kadar basiretsiz oynamanın ne anlamı var. Bir Melo can siparene, bir de aklıyla oynayan ve etrafındakileri oynatmaya çalışan Drogba başka kimi koyarsınız cümle içerisine diye sorarsanız, arkada boğuşan Gökhan Zan derim o kadar.

İkinci yarı aynı senaryo. Abartmıyorum ev sahibi armalı Alper ve Erkan’dan başka kimse oynamıyor diğer 20 kişi onları izliyor. Galatasaray’ı bu sene hiç bu kadar kötü görmemiştik. Ne bir organize akın, ne yardımlaşma. Bırakın bunları şut bile yok bitiş düdüğünden evvel Drogba’nın serbest vuruşunu saymazsak. Olacak şey değil. Son dakikalar ev sahibinden 3 kez ardı ardına direkte patlayan enstanteneler, lidere yakışmayan. Sanırım maç bittiğinde Floryalı kramponlar alınan bir puana, galip gelmiş kadar sevinmiştirler tabi içine sindirip sevinebilirlerse eğer. Bu bir uyarı olmalı Edirne ötesine yolculukta.

03 Mart 2013, Pazar 11:00
YAZININ DEVAMI

‘’Sneijder ve arkadaşları‘’

Gerçekten şanssız bir gol. 80 senede bir olacak cinsten, ev sahibini bulan. Ligde kalma savaşı veren Orduspor için adeta piyango. Gerçi konuk takımın öyle kapanan bir tarafı yok ya da futbolu çirkinleştiren. Şansı lehine çevirecek kora kor bir mücadele Cuper’in öğrencilerinden. Hakan ve Gökhan’ın uzun süre sonra sahne alması. Risk mi, ahkam mı sona saklayalım.

Pozisyonsuz sayılabilecek bir ilk 45 Floryalılar için. İlk şutun 36. dakikada. Ailecek Drogba’ya bel bağlanış. İnanılır gibi değil. Kendi sahanda oynuyorsun, milim kılın kıpırdamıyor. Adama ‘ne iş’ derler. Hayır, kimse iki yıldız alındı sistem karıştı diye bir abeslik yapmasın. Bu takımı Arena’da Karabük de yendi.

O zaman ne Drogba ne de Sneijder vardı. Unutmadan bir de penaltı var misafir takımdan eski bir dost Stancu ayaklı. Ne olacak şimdi. Ayıkla pirincin taşını.

İkinci yarı Fatih Terim’i tribüne gönderen bir hakem. Kabahati yok, emir kulu ne yapsın. Senaryo Pazar akşamı yazıldı dün akşam vizyona girdi. Neyse sinirlenmeye gerek yok, biz futbola dönelim. Tüm olumsuz çabalara rağmen silkiniş. Önce Sneijder, kendine yakışır bir imza, sonrasında Kuzeyin Oğlu’ ndan peşi sıra duble. Selçuk eksik kalır mı! İnanılmaz soyadının tersine. Anlatılmaz izlenir. İşte Galatasaray’dan beklenen oyun bu. Hele Sneijder önderliğinde olunca tadından yenmiyor. Soğuğa, ilk yarıdaki kötü futbola rağmen çok keyifli bir akşam yaşandı.

26 Şubat 2013, Salı 11:00
YAZININ DEVAMI

‘’Korkmayın bu kadar ya...‘’

Gerçi biz dışında elalem diyeyim daha doğru olur. Schalke’yi yaptılar sakatlar ordusu, Bundesliga’nın garibanı! Kör dediler topalı eklemediler sanırım. Hepsi boştu. Alman takımının buraya kadar gelirken yenilgiyle bile tanışmadığını görmezden gelerek. İnanın futbolsa ortam bu ülkede en büyük korku Galatasaray’ın yükselmesidir. Söz konusu bu takımsa birileri rahatsız olur, herkes bilir ama kimse itiraf edemez. Galatasaray’ın reyting olduğunu vicdanları bilir fakat susarlar hep tuzak, hep tuzak...

Önce ilk 45, sondan başlayalım isterseniz. Jones’un golü Dany’nin hediyesi. Dany’ye asla şuç bulmam. Kanatlar koridor hababam atak yiyiyoruz. Önce Sabri ve Riera’yı denedi Alman ekibi baktı sol taraf daha verimli sürekli oradan geldiler. Attı Jones, baktık ailece. Son dakika oldu mu ya? Kahrolduk. İkinci randevuyu hesaplayarak. Kuzey’in Oğlu’yla ne güzel de başlamıştı akşam. Selçuk ve Melo’nun çabaları alkışla değerdi. Ama gol yememeye çıkarsan ne Burak’ın havası kalır ne diğerlerinin...

İkinci 45 roller değişiyor. Sneijder-Amrabat değişikliği. Baskı yapan biziz. Alman ekibi göz açtırmıyor. Öyle iyi derslerini çalışmışlar ki; Drogba’ya 3 kişi basıyor, kimseye adım attırmıyorlar. Pozisyonumuz karaborsa, merkezde mücadele tamam işte o kadar. Selçuk ve Melo canını dişine takmış. Olmadı... Olmayan ilk maçın avantajı bunun birde Almanya’sı var. Ben umutluyum ne yalan söyleyim, söz konusu Galatasaray’sa Edirne ötesinde umut bitmez. Bir de içimde kalmasın hangi Schalke’li krampon sakattı ben göremedim biri bana söylesin lütfen. Korkmayın bu kadar ya...

21 Şubat 2013, Perşembe 11:00
YAZININ DEVAMI

‘’Drogba ve Burak, Allah başka dert vermesin ( ! )‘’

Sayın Polat’ı ne kadar sayıp ve sevdiğimi, beni tanıyan cümle alem bilir. Ama olmadı Başkan. ‘Bayram değil seyran değil eniştem beni niye öptü‘ misali son sloganınız hiç yakışmadı. Üstelik Schalke gibi önemli bir randevu öncesinde. Size yapılanları tasvip etmedim, hiçbir zaman da etmem. Peki ya sizin şimdiki cümleleriniz? Buna olsa olsa, haklıyken haksız duruma düşmek denir Adnan Abi. Olmadı, uymadı. Yanınızda olup sizi sürekli tetikleyen arkadaşların nasıl bir Galatasaray sevgisine sahip oldukları da tartışılır. Başkan unutmadan, Fanatik Web Tv‘deki Medya Cafe adlı programımda da kulaklarınızı çınlattım ama bu kez ‘maalesef’i de ekleyerek, olumsuz olarak haberiniz ola…

Maça dönelim. İlk 45’te zorlanma. Kolay değil Drogba’yla sistem değişikliği, her ne kadar Fildişili krampon sahne almasa bile. Burak’ın partneri Umut, ama Umut biliyor ki, yerini Drogba’ya bırakacak. Bugün olmasa bile yarın hatta yarından da yakın. Fatih Hoca 4-3-1-2‘ye nasıl dönecek. Onun bocalaması yaşanıyor ve bir devre boşu boşuna heba oluyor Manisa’da. Pozisyon yine karaborsa. Genellikle sağ kulvar kullanılıyor sonuca gitmek için. Gerçekten kullanıldı mı tartışılır kalp kırmadan. Az önce söz ettiğim konu nasıl ki Umut yerini Drogba’ya verecekse, Sabri de biliyor ki forma emanet, Eboue en geç çarşamba akşamı formasına kavuşacak, kavuşmalı da. Tabii üzülerek söylesem de Melo da... Eee gel de oyna. Forma karaborsa olunca posizyon da aynı şekilde. Zor Hocam işin çok zor…

60 dakika formalite şık diyelim kimseyi üzmeden… Fatih Hoca’nın prensiplerine saygı duymak lazım. Yoksa diğerlerinden farkı kalmaz. Drogba antresi ve imzası, Kuzeyin Oğlu patentli. Sonrası Sneijder’in başlangıcı, Drogba’nın karıştırıcılığı noktayı Kuzeyin Oğlu Burak’ın koyması. Gerisi Drogba şov. Yok böyle bir olay. İnanılmaz onu izlemek, hem taraftar hem de bizim için büyük keyif. Oynuyor, oynatıyor ve yazıyor. Orhan Veli’nin şiirleri tadında. Akhisar mütevazı bir takım. Gekas’ın direkten dönen topu ve Drogba’nın girişi kaderlerini belirledi. Sertan’ın golü oynadıkları dirençli futbolun ödülü. Galatasaray’a gelirsek yeni transferleriyle havalar yerinde. Schalke’yle başlangıç var yeni bir dünyaya, tekrar hayalleri gerçek yapmaya -aman deneme yanılma olmadan- jestleri sezon sonuna bırakarak anlaştık mı Hocam…



15 Şubat 2013, Cuma 21:20
YAZININ DEVAMI